|  | Erzurum Tabyaları |  | 
|  10-14-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Erzurum TabyalarıErzurum Tabyaları XIX  yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğu siyasi ve askeri alanda büyük güçlükler ile karşılaşmıştır  Osmanlıların bu durumundan yararlanmak isteyen Ruslar Osmanlı İmparatorluğuna savaş açmışlardır  Bu nedenle de Osmanlılar savunma amaçlı olarak Erzurum’un doğusunda ve çevresinde savunma amaçlı tabyalar yapmışlardır  Bu tabyaların büyük bir kısmı Erzurum, Kars, Ardahan’da bulunuyordu  Bu dönemlerde topun tahrip gücünün artması ve menzilinin uzunluğundan ötürü kale ve surlar önemini yitirmiş, yerini tabyalar almıştı  Bu nedenle de Erzurum şehrinin çevresi “ToprakTabya” denilen bir nevi surlarla çevrilmiştir  Öncelikle Erzurum çevresinde bu Toprak Tabyalar yapılmış ardından da bunu diğerleri izlemiştir  Bunlar Erzurum’a kuzeyden ve güneyden gelecek Rus saldırılarını önlemek amacıyla yapılmışlardır   1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Erzurum’un etrafındaki toprak tabyaların yetersiz kalmasından ötürü yeni tabyaların yapılmasına lüzum görülmüştür  Öncelikle şehre doğudan ve kuzeyden gelen yolları kontrol altında tutabilmek için Sultan Abdülmecit zamanında Zarif Mustafa Paşa’nın kontrolünde l852’de Topdağı’nda Mustafa Paşa’nın ismini taşıyan bir tabya yapılmıştır  Ancak topların daha da gelişmesinden ötürü Toprak Tabya’nın yanı sıra Topdağı’na I, II, III numaralı Aziziye Tabyaları ile onların güneybatısına Kiremitlik Tepelerine 1867-l872 yıllarında Büyük ve Küçük Kiremitlik Tabyaları yapılmıştır  Bu tabyalar Fosfor Mustafa Paşa’nın düzenlediği bir plan içerisinde yapılmış olup şehre uzaklığı da 4-5 km idi  Bu tabyaların yapımı sırasında da Kars yolu üzerinde yeni bir tabya daha onlara eklenmiştir  Erzurumluların da maddi ve işgücü katılımlarıyla yapılan bu tabyalara da “Ahali Tabyası” ismi verilmiştir   Osmanlı Tarihine 93 Harbi olarak geçen l877-l878 Osmanlı-Rus savaşında bu tabyaların büyük faydası olmuştur  Osmanlılar bu tabyaların yardımıyla Rusların ilerlemesini durdurabilmişlerdir  Sultan II  Abdülhamit zamanında da olası bir Rus hücumuna karşılık şehri daha uzak noktalardan koruyabilmek için yeni tabyaların da bunlara eklenmesine karar verilmiştir  Bunun için de Erzurum’a 8-25 km uzaklıklarda Oltu-Tortum yolunu kontrol eden Tafta ve Karagöbek; doğuda Çobandede, Dolangez, İlave, Uzunahmet, Küçük Höyük, Büyük Höyük tabyaları birinci savunma hattı olarak yapılmıştır  Bunların ardından ikinci hat olarak Sivisli, Ağzı Açık, Toparlak, Gez tabyaları yapılmıştır  Güney yönünde de Küçük Palandöken ve Büyük Palandöken tabyaları yapılmıştır  Bu tabyalar on dört adet olup, 30x40 ve 225x90 m  gibi ölçülerde değişen savunma tesisleridir   Doğudaki Mecidiye ve Aziziye Tabyaları 93 Harbinin (1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı) cereyan ettiği alandır  21 adet tabyanın hepsi kesme taşla inşa edilmişlerdir  Süslemeleri yoktur  Büyük boyutlu yapılardır  Bunlardan Büyük ve Küçük Palandöken Tabyaları, yaklaşık 3000 m  rakımda inşa edilmiştir    Burada daha çok sağlamlık ve kullanım esasları ön plana alınmıştır  Palanlarında ve araziye yerleşiminde daha çok bulundukları yerlerin konumu, genişliği kontrol altında tutacakları yerler ön planda tutulmuştur  Bu yönden ikisi dışında tabyalar birbirlerine benzemezler  Bu konuda bir araştırma yapan Prof  Dr  Haşim Karpuz tabyaları “Hilal Tabya” ve “Yay Tabya” olarak iki ayrı guruba ayırmıştır   Sivri bir tepe üzerinde yapılmış olan tabyalar daha toplu ve daire şeklindedirler  Bunun yanı sıra daha yayvan ve daha az sarp olan tepe ve sırtlarda yapılanlar yay şeklinde yapılmışlardır  Bu tabyalar yan yana odalardan meydana gelmiş, üzerleri kalın bir toprak tabakasıyla örtülmüştür  Düşmanın geleceği yönün aksi tarafında da askerlerin toplantı avluları vardı ve ayrıca depo, revir gibi yapılara da burada yer verilmiştir   Tabyaların en geniş bölümünde Kışla odaları bulunmaktadır  Bunlar birbirleriyle bağlantılı dikdörtgen odalardan oluşmaktadır  Odaların genişlikleri 3  00-4  00 m  olup derinlikleri 6  00-l4  50 m  dir  Çoğunlukla tek katlı olan kışla odalarının bazıları yer kazanmak amacıyla ahşap kalaslarla ikiye bölünmüş ve iki katlı duruma getirilmişlerdir  Bunlardan Büyük Kiremitlik Tabyası iyi bir durumda günümüze gelerek iki katlı kışlalara bir örnektir  Bu tabyalar saldıran güçlere yönelik taraflarda 5  00-10  00 m  kalınlığında bir toprak yığını ile takviye edilmiştir  Alttan ve üstten kalın toprak tabakaları ile örtülü olan bu tabyaların karşı taraftan seçilmeleri de hemen hemen imkansızdır  Aynı zamanda da topçu ateşinin etkisinden uzak kalmaktadır   Bu tabyaların biraz dışında da karargah olarak kullanılan korunaklı binalar da bulunmaktadır  Bu karargah binaları da yan yana odalar ile fırın, mutfak ve hamamdan meydana geliyordu  Tabyaların yan taraflarında daha yüksek olarak top mevzileri ele onların yanında topçu odaları da bulunuyordu  Bunlara tabyaların yanlarındaki merdivenlerle çıkılıyordu  Bu topçu odaları gizli bir merdivenle koğuşlara bağlanmıştı  l877-1878 Osmanlı-Rus Savaşından sonra yapılan tabyalara bir de pusu odaları yerleştirilmiştir  Bunlar “L”, “U”, ”T” şeklinde yapılmış çokgen veya dikdörtgen mekanlardır  Bunların hendeğe yönelik kısımlarına mazgallar yerleştirilmiştir  Bu odalar hendeği kontrol altında tuttuğu gibi hücuma geçen karşı tarafı pusu kurarak hafif silahlarla gelenleri topçu bataryalarından uzak tutuyorlardı  Bunların yapılışında fark edilmemek esas olmuştur    kuzeydoğusunda,Top Dağındaki Aziziye Tabyası önüne l877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı anısına l952 yılında Aziziye Şehitleri anıtı dikilmiştir  1877-1878 Savaşında Müşir Katırcıoğlu Ahmet Mutar Paşa Doğu Beyazıt’dan Batum’a kadar uzanan cepheyi tutmuştu  Erzurum’u ele geçirmeyi hedefleyen Ruslar tabyaları baskınla ele geçirmeyi planlar ve bunun içinde Türk dilini konuşan Ermenilerin yardımıyla 9 Kasım l877’de Aziziye Tabyasını aldırıp nöbetçileri şehit ederler  Bu haber Erzurum’da duyulunca Erzurumlular kadın erkek ellerine ne geçirdilerse Aziziye Tabyasına koşarlar  O sırada henüz yirmi yaşında olan Nene Hatun’da kundaktaki kızı ve ondan biraz büyük oğlunu bırakarak et satırı ile cepheye koşmuştur  O sırada cepheden ağır yaralı gelen kardeşi şehit olmuş, eşi ise cephede savaşmaktadır  Nene Hatun’u gören diğer Erzurumlular da onun peşinden gitmiş ve Aziziye Tabyası kurtarılmıştır  Böylece Nene Hatun’da Erzurumlular için bir sembol olmuştur  Bu anıtın arkasında da bu savaşta savaşan, l857’de Erzurum’da doğan ve 22 Mayıs l955’de ölen Nene Hatun Aziziye Anıtının arkasına gömülmüştür  | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |