Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi |
10-14-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Gölbaşı Özel Çevre Koruma BölgesiG Ö L B A Ş I ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ İli : Ankara Nüfusu : 40803 Alanı : 27394 km2 22101990 tarih ve 90/1117 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit ve ilan edilmiştir Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi; Ankara ili, Gölbaşı ilçesine bağlı 1 belde ve 10 köyden oluşmaktadır Ankara metropolünün ortalama 20 Km güneyinde, Gölbaşı İlçesi yakın bitişiğinde yer alan, bu nedenle yoğun bir kentsel-endüstriyel kirlilik baskısı altında bulunan Mogan-Eymir Gölleri ile yakın çevresinde bulunan sulak-bataklık alanlar, ekolojik ve rekreasyonel önemleri nedeniyle, Çevre Kanununun 9maddesine dayanılarak 22101990 tarih ve 90/1117 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile “Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak tespit ve ilan edilmiştir Deniz seviyesinden ortalama yüksekliği 1000 m olan bölgede, yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk, az yağışlı karasal iklim tipi hakimdir Bölgede ortalama yıllık yağış 500 mm civarındadır Yıllık sıcaklık ortalamaları en düşük –5 0C olarak Ocak-Şubat, en yüksek 25 0C olarak Temmuz-Ağustos aylarında ölçülmektedir Bu nedenle bölge bitki örtüsü bakımından bozkır görünümlüdür Gölbaşı Özel Çevre Koruma bölgesinde en önemli doğal unsurlar olan Mogan-Eymir gölleri havzası yaklaşık 971 km2 büyüklüğünde genelde düzgün yer yer orta engebeli bir havzanın güney alt ucunda alüvyoner setlerin arkasında oluşmuş doğal baraj gölleridir Mogan Gölünün ortalama yüzey alanı 5 km2, Eymir Gölünün yüzey alanı ortalama 1,2 Km2 civarındadır Göllerin içerisinde bulundukları havzanın ( 971 Km2 ) oldukça geniş olması, göllerin yüzey alanı ve su hacimlerinin ise havzalarına göre oldukça küçük olması, bu göllerin üzerindeki kirlilik baskısını artıran en önemli doğal etken olmaktadır Mogan Gölünün ortalama derinliği ise 2,8 m civarında olup, deniz seviyesinden ortalama yüksekliği 972,6 mdir Yaklaşık 5 m lik bir derinliğe sahip olan Eymir Gölünün deniz seviyesinde ortalama yüksekliği ise 96760 mdir Mogan Gölü güneyinden itibaren 2 kmlik bir mesafede, sulak-bataklık alan nitelikli bir geçiş zonu ile yer altı ve yer üstünden kuzey doğusundaki Eymir Gölüne ortalama 5 mlik kot farkıyla boşalım sağlamaktadır Böylelikle Eymir Gölünün su girdisinin %98’i Mogan Gölü tarafından sağlanmaktadır 971 Km2 geniş bir havzadan drene olan yeraltı ve yerüstü suları Mogan-Eymir göllerinden geçerek havzanın kuzeydoğu ucundan İmrahor Vadisine boşalmaktadır Havzanın güney alt kesiminde yer alan Mogan Gölü genelde kil marn ardışımlı jeolojik formasyonlar üzerinde yer almakta olup yer altı suyu beslemesi oldukça düşüktür Mogan gölünün su girdisi düzensiz rejimli yazları genelde kuruyan dereler vasıtasıyla olmaktadır Bu derelerin en önemlileri havzanın doğu-güney-batı kesimlerinde yer alan Sukesen, Başpınar, Gölova, Yavrucak, Çolakpınar, Tatlım, Kaldırım ve Gölcük dereleridir Mogan Gölünü besleyen derelerin göle ulaştığı düşük eğimli alanlar ile Mogan-Eymir bağlantısını sağlayan alanda, hidrojeolojik, hidrolojik, klimatik ve biyolojik açıdan çok büyük önem arz eden “Sulak-Bataklı Alan”lar gelişmiştir Bu alanlar; göller için yer altı suyu depolama ve kurak mevsimlerde göle su sağlama, fırtınadan korunma ve sel etkisini yumuşatma, sediment kontrolü , suyun fiziksel kimyasal kirleticilerinin tutulması, yerel iklim şartlarının düzenlenmesi gibi işlevlere sahiptir Ayrıca bölgedeki “Sulak-Bataklık Alanlar” sayısız bitki ve hayvan türünün yaşayabilmesi için, bağımlı olduğu suyu ve birincil üretimi sağlayan, canlı tür ve çeşitliliğinin beşiğidir Bu nedenle birçok canlı türünün yaşamını devam ettirebilmesi için stratejik öneme sahiptirler Mogan- Eymir Gölleri ve sulak-bataklık alanları; 227 kuş türü tarafından barınma, üreme, konaklama amaçlı kullanılan ve Ülkemizde Ramsar’a aday gösterilen önemli kuş alanlarındandır Bu kuş türlerinin 40’ı bölgede üremekte, 30’u bütün yıl gözlenmekte diğerleri göç zamanı veya sadece göl çevresinde görülmektedir Türkiye’nin taraf olduğu Bern Sözleşmesi Annex II’de (Kesinlikle Korunması Gerekli Türler Listesi) yer alan alaca balıkçıl (Ardeola ralloides) ve küçük balaban (Ixobrychus minutus), dikkuyruk (Oxyura leucocephala) ve küçük kerkenez (Falco naumanni) bu alanda korunması gereken mutlak türlerdir Alanda üreyen ve nesli tehlike altında olan kuş türleri arasında alaca balıkçıl (Ardeola ralloides), balaban (Botaurus stellaris), küçük balaban (Ixobrychus minutus), macar ördeği (Netta rufina), elmabaş patka (Aythya ferina), pasbaş patka (Aythya nyroca) ve dikkuyruk (Oxyura leucocephala) yer alır Alan, Nesli tehlike altında olan diğer kuş türlerinden küçük kerkenez (Falco naumanni) için göç döneminde büyük önem taşır Bölgeyi karakterize eden bitki türleri olarak, Crataegus dikmensis (Dikmen alıcı), Rannunculus isthmicus (Düğün çiçeği), Papaver rhoeas (Gelincik) Amygdalus orientalis (Badem), Xeranthemum annuum (Ölmez otu) ve Centaurea tchitatcheffii (Yanar döner peygamber çiçeği) sayılabilir Bunlardan Centaurea tchitatcheffii (Yanar döner peygamber çiçeği) sınırlı bir alanda yayılış göstermekte olup bu alanların mutlak koruma zonu olarak korunması gereği ortaya çıkmaktadır Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığınca bölgedeki ekolojik dengeleri korumak ve koruma kullanım kararlarına esas olmak amacıyla 1/25 000 ölçekli Çevre Düzeni Planı hazırlanmıştır Bu planda, sulak bataklık alanlara kesin koruma yasağı getirilmiş olup, “bu alanlara hiçbir tesis yapılamaz ve bilimsel araştırmalar sonucunda belirlenecek yöntemler dışında alanın mevcut dokusuna müdahalede bulunulamaz” hükmüne yer verilmesi ile bölgede ekolojik değerler ön plana çıkarılmıştır |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|