Yazı-Tura Atmanın Tarihçesi

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yazı-Tura Atmanın Tarihçesi



Yazı-Tura Atmanın Tarihçesi

'Yazı-tura' günümüzde, havaya atılıp yere düşen bir madeni paranın üstte kalacak tarafını önceden bilmeye dayanan basit bir şans oyunu olarak bilinir Oysa tarihin derinliklerinde çok ciddi bir şekilde insanların kaderlerini tayin etmede kullanılmıştır

Antik çağlarda insanlar yaşamları konusundaki önemli kararların Tanrılar tarafından verildiğine inanıyorlardı Tanrıların kararlarını en kısa şekilde, 'evet' veya 'hayır' olarak öğrenebilecekleri yollar arıyorlardı Gök gürültüsü, şimşek, yağmur gibi tabiat olayları Tanrıların bir mesajı olarak algılanıyordu Madeni paralar bu şekilde cevap alabilmek için en uygun araçtılar ama kullanılmalarına ilk olarak Lidyalılar tarafından ancak milattan önce onuncu yüzyılda başlanılabildi Kullanılmaya başlanıldıklarında da zaten Tanrıların karar mekanizmalarının bir aracı olarak düşünülmemişlerdi

Dokuz yüzyıl sonra Julius Caesar (Sezar) madeni para ile yazı-tura atma olayını başlattı O zamanlar Romalıların kullandıkları tüm paraların bir yüzünde Sezar'ın kafasının resmi vardı Para havaya fırlatıldığında 'head' (baş, kafa) denilen Sezar'ın kafası taraflı kısmının üste gelip gelmediğine bakılıyor, bir anlaşmazlığın haklı tarafı tayin ediliyor veya bir dileğin Tanrılar tarafından yerine getirilip getirilmeyeceği anlaşılıyordu

O devirlerde iş o kadar ciddi boyutlara ulaştı ki 'head and tail' (tail'de paranın resimsiz kısmına deniliyor) yani yazı-tura atma, arazi, evlilik, cinai suçlar gibi konuların yasal mahkeme sonuçlarına bile uygulanıyor, Sezar'ın kafası olan kısmın üste gelmesi, İmparator'un da kararı onaylaması olarak kabul ediliyordu

Bizdeki adıyla 'yazı-tura'daki 'tura' kelimesinin kökeni 'tuğra'dır Tuğra Osmanlı padişahlarının imza yerine kullandıkları özel şekilli işarettir Tuğra aslında Oğuz Han zamanından kalma bir Türk geleneğidir Tuğralarda yığma yazı ile padişahın ve babasının adı yazılırdı 'Orhan bin Osman' gibi Daha sonraları padişahlar isimlerinin başlarına 'han', 'muzaffer daima' gibi unvanlar da eklemeye başladılar İkinci Süleyman'dan sonra tuğra, çiçek ve yaprak resimleriyle süslendi

Tuğra zamanla, bu işle özel olarak uğraşan hattatların elinde, harflerin belirli bir sırayla istiflendiği, karmaşık görünümlü bir biçim aldı Bu yüzden tuğranın kime ait olduğunu anlamak uzmanlık isteyen bir işti Halkın gözünde etrafındaki çiçeklerle birlikte sadece güzel bir şekil olarak algılanıyordu

Tuğra, ferman, berat gibi belgelerle beraber, padişahın bastırdığı paraların da üstünde bulunurdu Madeni paraların bu resimli tarafı önceleri 'tuğra' sonra 'tura', paranın birimini yazan tarafı da 'yazı' olarak anılmaya başlandı ama yazı-tura hiçbir zaman resmi kararlar için kullanılmadı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.