İnsanda Destek Hareket Sistemi

Eski 10-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsanda Destek Hareket Sistemi



İNSANDA DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ

Hayvanlarda olduğu gibi, insanda da vücuda biçim veren, iç organları koruyan, vücudun dik durmasını ve aktif hareket etmesini sağlayan sistem vardır Bu sisteme destek ve hareket sistemi denir İskelet ve kaslardan oluştuğu için iskelet ve kas sistemi de denir Canlıların hareketini sinir sistemi ve endokrin sistem düzenler ve denetler

Hareketler kas, kemik, ve eklemin birlikte çalışmasıyla gerçekleşir İnsanda, destek ve hareket sistemi elemanı olan kemik doku, iskelet adını alır

A İNSANDA İSKELET

İnsanda iskelet sistemi, vücudun çatısını oluşturur İskelet sistemi hareketi sağlamanın dışında iç organları koruma, kas ve iç organlara bağlanma yüzeyi oluşturma görevi de yapar İskeleti oluşturan kemikler kalsiyum deposu olarak iş görür Aynı zamanda kemiklerde kan hücreleri de meydana gelir

İskelet, anne karnında sekizinci haftaya kadar kıkırdaktır, daha sonra kemikleşme başlar Doğumdan sonra kemik gelişimim kalıtsal, bünyesel ve çevresel faktörler etkiler

Kemik Yapısı ve Çeşitleri

İnsan iskeletin! oluşturan kemikler, şekillerine göre dört grupta incelenir;

1Uzun Kemikler: Kol ve bacaklarda bulunur İki ucu şişkin silindirik kemiklerdir Kemiğin boyuna uzamasını baş kısmı ile gövdesi arasında bulunan kıkırdak doku sağlar Bir süre sonra kemikleşir Bundan sonra kemiğin uzaması eklem kıkırdağı tarafından devam ettirilir En dışta enine büyümeyi ve onarılmayı sağlayan kemik zarı (periost) vardır Baş kısmında dışta ince tabaka halinde sıkı kemik dokusu ortada süngerimsi kemik doku bulunur Gövde kısmı tamamen sıkı kemik dokudan yapılmıştır Ortadaki boşluğu sarı kemik iliği doldurur Süngerimsi kemik dokuda ise kırmızı kemik iliği bulunur

2 Kısa Kemikler: Hemen hemen boy ve genişliği birbirine eşit olan kemiklerdir Kısa kemikler dıştan kemik zarı ile sarılmıştır Kemik zarının altında sert kemik, ortada ise süngerimsi kemik bulunur Süngerimsi yapıda kırmızı kemik iliğine rastlanır Kısa kemiklerde kemik kanalı bulunmaz El ve ayak parmakları kısa kemiklerdir

3Yassı Kemikler: Kalınlığı eni ve boyundan az olan kemiklerdir Göğüs, kafatası, kürek ve kaburga kemikleridir Kemik zarı altında sıkı kemik dokusu ve bunun ortasında süngerimi kemik doku yer alır Kırmızı kemik iliği ile doludur Sarı kemik iliğinin yer aldığı bir kanal yoktur

4Düzensiz şekilli kemikler: Değişik şekillerde olan ve genellikle diğer bir kaç kemikle bağlantı kuran kemiklerdir Örneğin, omurlar, bazı yüz kemikleri gibi

İnsan iskeleti yaklaşık 207 kemikten oluşmuştur İskeleti oluşturan kemik sayışı 207 olarak belirtilmesine rağmen, bazı kaynaklarda bu sayıya kulak (6) ve dil (1) kemikleri de eklenerek sayı artırılmıştır Bazı kaynaklarda ise kuyruk sokumu ve sağrı omurları birleşmiş olarak kabul edildiğinden, kemik sayışı daha az gösterilmiştir, iskelet baş, gövde ve üyeler iskeleti olarak üç bölümde incelenebilir

e Oval Kemikler: Örnek dizkapağı kemiği

İNSANDA İSKELET YAPISI

İnsanda iç iskelet kemikten yapılmıştır İskelet oluşturan kemikle yapısal olarak üç kısımda incelenir

İNSAN İSKELETİNİN KISIMLARI:

207 kemikten oluşan insan iskeleti baş, gövde, üyeler olmak üzere üç kısımda incelenir

1Baş İskeleti: Beyin, beyincik ve sinir merkezlerini içinde bulundurur Kafatası ve yüz iskeleti olarak iki kısımda incelenir

a)Kafatası İskeleti: Alın(1), yan kafa (2), art kafa(1), şakak(2), temel(1) ve kalbur(1) kemiklerinden oluşur Oynamaz eklemlerle birbirlerine bağlanırlar Beyin ve beyinciği tamamen kapatarak korurlar Yalnız omurilik ve sinirlerin giriş çıkışlarını sağlayan delikler vardır

b)Yüz İskeleti: Tırnakçık(2), elmacık(2), burun(2), sapan(1), boynuzcuk(2), üst çene(2), damak(2), alt çene(1) kemiklerinden oluşur Oynamaz eklemlerle birbirine bağlanmıştır Sadece alt çene kemiği yarı oynar eklemlerle şakak kemiğine bağlıdır

2Gövde İskeleti: Sinir sistemi ve iç organları korur Vücudu dik tutar Gövdeyi oluşturan kemikler, omurga, kaburga, göğüs, omuz ve kalça kemiklerinden oluşmuştur Omurga, boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan 33 omurun üst üste gelmesi ile oluşmuştur Her omurda iki yan çıkıntı, bir dikensi çıkıntı, omur cismi, omur deliği, omur yayları ve eklem çıkıntıları vardır Üst üste gelen omurlar kıkırdak disklerle birbirine bağlanarak omurgayı oluştururlar Omurlar üst üste geldiğinde omur delikleri birleşerek omurga kanalını oluştururlar Omurga kanalını omurilik doldurur Omurga ortalama 75 cm uzunluğunda, dirençli ve bükülgen, uzun, ‘S’ şeklinde bir kemik dizisidir Omurga bütünüyle ekle alındığında dört eğrilik göze çarpar: Öne doğru dışbüaaa boyun eğriliği; öne doğru içbüaaa sırt eğriliği(kifoz); öne doğru dışbüaaa bel eğriliği (lordoz); öne doğru içbüaaa sağrı eğriliği Omurga beş bölgeye ayrılır

1 Boyun (7)

2 Sırt (12)

3 Bel (5)

4 Sağrı (5)

5 Kuyruk sokumu (4)

Boyun bölgesinin birinci kemiğine atlas kemiği, ikinci kemiğine ise eksen kemiği denirİç içe geçmişlerdir Boyunun sağa sola dönmesini sağlarlar Sırt bölgesi 12 omurdan oluşur Kaburgalar bir uçları ile sırt omuruna bağlanırlar Bel bölgesi 5 omurdan oluşur Vücudun hiçbir kısmıyla bağlantılı olmadığı için kolaylıkla hareket edebilir Sağrı bölgesi 5 omurdan oluşur İnsanın dik durması ve yürümesinde etkili olan bölgedirKuyruk sokumu 4 omurdan oluşmuştur Bu omurlar birleşerek tek omur halini almıştır

Göğüs kemiği vücudun göğüs bölgesinde yer alan üst kısmı geniş, alta doğru sivrilen yassı bir kemiktir Vücudun göğüs kısmında yer alan 15-20 cm boyundaki bu kemiğe göğüs kemiği denir Sap, gövde ve hançerimsi çıkıntı olmak üzere üç kısımdan oluşmuştur

Üzerinde enine ibikler ve kas-bağ bağlantı yerleri bulunur On iki çift olan kaburgaların ilk yedi çifti göğüs kemiğine, sekiz, dokuz ve onuncu çiftler ise yedinci kaburgaya bağlıdır Son iki kaburganın uçları serbesttir Yüzücü kaburgalar denir

Omuz kemerleri önde köprücük (2), arkada kürek (2) kemiğinden oluşur Kalça kemeri kalça, oturga ve çatı kemiklerinden oluşur Kalça kemikleri birbirleriyle ve sağrı bölgesi kemikleriyle birleşerek leğen denilen yapıyı oluşturur Leğen gövdeye bağlanarak karın bölgesindeki iç organlara alttan desteklik sağlar

3Üye İskeleti:

Omuz kemeri ve kalça kemeri ile gövdeye bağlanır Omuz kemeri, önde köprücük, arkada kürek kemiğinden oluşur Bir ucuyla göğüs kemiğine, bir ucuyla kürek kemiğine bağlanır Kalça kemeri, kalça, oturga ve çatı kemiğinden oluşur Bu kemikler önden birbirleriyle, arkadan sağrı omurlarıyla kaynaşarak leğen kemiğini oluşturur Bu yapı gövdeye bağlanarak karın boşluğundaki organlara alttan desteklik verir ve korur

Kollar, bir pazu kemiği, bir ön kol, bir dirsek, sekiz el bilek, beş el tarak, on dört el parmak olmak üzere her biri otuz kemikten oluşur Ön kol kemiği, dirsek kemiği tarafına dönme yeteneğindedir Böylece elin ve dışa dönüşü sağlanır

Bacak kemikleri, bir uyluk, bir diz kapağı, bir baldır, bir kaval, yedi ayak bilek, beş ayak tarak ve on dört ayak parmak kemiği olmak üzere otuz kemikten oluşur Uyluk kemiği vücudun en uzun ve en sağlam kemiğidir Üstte, yuvarlak ucuyla kalçadaki eklem çukuruna girer Bacağın alt kısmında önde bulunan kemiğe kaval, arkada bulunan kemiğe baldır kemiği denir Kaval kemiği üstten, uyluk kemiğinin alt ucuyla diz eklemini oluşturur

Diz kapağı kemiği, diz eklemini korur Ayak iskeletinde bilek kemiklerinin ikisi kaynaşarak topuk kemiğini oluşturur İnsanlar topuk ve parmaklarıyla yere basarlar

a)Kol Kemikleri: Pazı(1), ön kol(1), dirsek(1), bilek(8), tarak(5), parmak(14)

b)Bacak Kemikleri: Uyluk(1), dizkapağı(1), kaval(1), baldır(1), bilek(7), tarak(5), parmak(14)

2 Eklem Yapısı ve Çeşitleri

Kemikler, yan yana ve uç uca geldiklerinde görevlerine ve hareket durumlarına göre aralarında bağlantılar yaparlar Bu bağlantılara eklem denir Eklemler hareket derecesine göre üç bölümde incelenir:

Oynamaz Eklemler: Kafatası gibi iskeletin hareket etmeyen kısımlarındaki kemiklerde görülür Kemikler, çok sıkı şekilde birbirine testere dişi gibi girinti ve çıkıntılarla bağlıdır (Şekil 314)

Az Oynar Eklemler: Hareketleri sınırlı olan eklemlerdir Omurların eklemleri bu tiptir Omurlar birbiri üzerine doğrudan doğruya binmezler, aralarında fibröz kıkırdaktan yapılmış yastıklar (diskler) vardır Aynı zamanda omurlar birbirleriyle ligamentler (kirişler) aracılığıyla bağlanmıştır Kaburgaların göğüs kemiği ile yaptığı eklem de az oynar ekleme örnektir Omurlarda disklerin kaymasıyla bel fıtığı denen omurga rahatsızlıkları oluşur

Oynar Eklemler: Çoğunlukla vücudun hareket görevini üzerine almış kemikler arasında görülen tam hareketli eklemlerdir Bu eklemlerde, iki kemikten birinin çıkıntısı ile diğerinin girintisi birbirine uyacak şekildedir (Şekil 315) İki kemiğin arasında sinoviyal boşluk olduğundan kemiklerin serbest hareket etmesi sağlanır Eklem kıkırdakları kemiklerin uçunu örterek hem onlara uçlarda düzgünlük verir; hem de kısmen esneklik kazandırır Sinoviyal boşluğu içten saran sinoviyal zar vardır "Sinoviyal zar", kan ve lenf damarların-dan sinoviyal sıvıyı (eklem sıvısı) süzmeye yarar Bu sıvı eklemlerin kaygan olmasını sağlar İleri yaşlarda eklem katılaşmaları bu süzme görevinin bozukluğundan olur Eklemleri oluşturan kemikler birbirlerine ligamentler ve kısmen kaslarla bağlanır Eklemlerin üzerinde eklemi koruyan eklem kapsülü bulunur

İSKELET HASTALIK VE RAHATSIZLIKLARI

İskeletle ilgili hastalıklar kemikleri(kırıklar, iltihaplar, kanserler vb) ve eklemleri etkiler (çıkıklar, artrozlar vb) etkiler

Kırıklar: Doğrudan doğruya kemik üzerine veya çevre dokulara etki eden darbeler ve çarpmalar sonucunda kemik dokusu bütünlüğünün bozulmasına kırık adı verilir Dokuların zayıflamasına bağlı olarak kendiliğinden oluşan kırıklar da görülmekle birlikte, kırıkların büyük bir çoğunluğu travmalar nedeniyle meydana gelir Darbenin şiddetine ve niteliğine göre kemiklerde çatlaklar ve iki veya çok parçalı kırıklar ortaya çıkabilir Kemik parçaları yaradan dışarı çıkıyorsa açık kırıktan söz edilir Klinik açıdan kırık tanısı radyografilerle konur ve değişik şiddette ağrılarla beraber işlev kaybının bulunmasıyla kendini gösterir

Tedavinin temeli, zarar gören kemik parçalarının cerrahi yöntemlerle yerine yerleştirilmesinden sonra vücudun o bölümünün hareketsizleştirilmesine dayanır Basit kırıkların tedavisi için dış ateller yeterli olur Buna karşılık parçalı kırıkların tedavisinde cerrahi girişime baş vurulur ve vücutta yabancı cisim tepkimelerine yol açmayan :-):-):-):-)l çiviler, levhalar ve çubuklar kullanılır Hareketsizleşme süreci içinde vücut kendi kendine yeni bir kemik dokusu üreterek kırık yerin kaynamasını sağlar İlk dönemde kırık parçaları arasında kalan boşluk kan ve lenfle dolar; bu sırada bağ dokusu tomurcukları kan pıhtısının içine yerleşerek bir bağ dokusu nedbesi yaratır Daha sonra kan damarları aracılığıyla komşu kemiklerdeki kalsiyum depolarından sağlanan kalsiyum, nedbenin mineralize olmasını sağlar Damarca zengin kemik zarı bu dönemde önemli bir rol oynamaktadır Kemik dokusunun eski halini kazanabilmesi daha uzun bir sürede gerçekleşebilir

Kemik İltihapları: Kemik dokusunu etkileyen iltihabi hastalıklar mikrobik, paraziter(asalaklara bağlı) veya kimyasal kaynaklı olabilir Genellikle alçı uygulanması ve antibiyotiklerin kullanılması hastalığın tedavisi için yeterli olur

Büyüme ve Kireçleşme Bozuklukları: En önemli büyüme bozukluğu olan cücelik boyun yetersiz uzaması demektir Cücelik hormon bozukluğuna bağlı olabileceği gibi :-):-):-):-)bolizma bozukluklarına da bağlı olabilir Nadir görülen bir kalıtımsal hastalık olan akondroplazide ise kemik büyümesini sağlayan büyüme kıkırdakları çok erken yaşta kapanır

Aşırı boy uzaması ve irileşme ile kendini gösteren jigantizm hastalığı bazı durumlarda hipofizin aşırı çalışması ve büyüme hormonunun fazla miktarı üretilmesi nedeniyle oluşur Bu hastalığa yakalanan kişilerde iri cüsseye rağmen, kas gücü normalin altındadır ve hassas bir yapı bulunur

Kemiklerde ilerleyici kireçsizleşmeye yol açan ve kemik erimesi olarak da bilinen osteoporoz özellikle menopoz dönemindeki kadınlarda ortaya çıkar Hastalığın nedeni hormon düzeninin bozulmasıdır

Ur Hastalıkları: Vücudun bütün diğer organları gibi kemiklerde de habis urlar ortaya çıkabilir Ur kemik dokusundan kaynaklanabileceği gibi başka bir organdan kaynaklanan bir :-):-):-):-)staza da bağlı olabilir Kemik dokusundan çıkan osteosarkom daha çok çocuklarda ve gençlerde bacak kemiklerinde görülür Daha sık rastlanan ikincil kanserler sıklıkla ileri yaşlarda ortaya çıkar; bunlarda şiddetli ağrılar ve kemik dokusunun ileri derecede hassas hale gelmesi gibi belirtiler bulunur

Eklem Hastalıkları: Travmalardan ileri gelen eklem hastalıklarına örnek olarak burkulmalar ve çıkıklar sayılabilir Ayrıca yeni doğanda doğuştan kalça çıkığı adı verilen bir durum görülebilir Romatolojik hastalıklar sınıfında yer alan diğer iki önemli eklem hastalığıda artroz(eklem kıkırdağının tahrip olması) ve artrittir(eklem boşluğunu kaplayan dokunun iltihabı)

KAS SİSTEMİ

Kaslar kasılabilen, dolayısıyla da hareketleri sağlama özelliği olan yapılardır Vücuda desteklik eder, hareketi sağlar, vücut ısısını meydana getirir Ayrıca iç organları bağlar ve onları askıda tutar Çeşitli organizmalarda farklı kas tipleri vardır Protistlerde çizgisiz kas telcikleri bulunur Basit özellikte olmasına rağmen bir tek hücreli olan paramesyum da kontraktif koaaaaar kas işlevi görür Omurgasızlarda ise çoğunlukla düz kaslardan oluşur Yavaş ve ritmik kasılırlar Solucanlarda, yumuşakçalarda düz kaslar bulunur Eklembacaklılarda uçma ve sıçramayı sağlayan çizgili kaslar bulunur Tüm omurgalılarda iskeleti hareket ettiren çizgili kaslar, yemek borusunda, midede, bağırsaklar, kan damarlarının duvarlarında, üreme organları ve diğer organ duvarlarında ise düz kaslar bulunur Kaslar düz kas, çizgili kas ve kalp kası olmak üzere üç çeşittir

1Düz Kaslar: Hücreleri mekik şeklindedir Büyüklükleri bulundukları yere göre değişir Çekirdekleri hücrenin orta kısmında bulunur Tek çekirdeklidirler Sitoplazmasına sarkoplazma, hücre zarına ise sarkolemma denir Sitoplazmada görülen, boyuna iplikçiklere ise miyofibril denir Miyofibriller, aktin ve miyozin denilen kas proteinlerinden oluşmaktadır Kasılmayı bunlar sağlar

Düz kaslar istem dışı hareket eden kaslardır Kasılmaları yavaş ve düzenlidir Otonom sinir sistemi kontrolünde çalışırlar Eklembacaklılar hariç tüm omurgasızlarla omurgalıların dolaşım, sindirim, solunum gibi sistemleri meydana getiren organların duvarlarında önemli ölçüde düz kaslar bulunur

2Çizgili Kaslar: İskelet sistemiyle bağlantılı olan kaslardır Beyin kontrolünde isteğe bağlı olarak çalışırlar Kasılma hareketleri merkezi sinir sistemine ait motor sinirlerle kontrol edilir Düz kaslara oranla daha hızlı kasılabilirler

Hücreleri uzun ve silindirik şeklinde olup hücre sınırları belirsiz olduğundan çok çekirdekli görülürler Oval şekilli çekirdekler hücrenin kenar kısmında bulunurlar Bir çizgili kasın yapısı tüm bir kastan yapı birimlerine doğru; kas demeti, kas teli, telcikler (miyofibril, aktin ve miyozin proteinleri) olarak sıralana bilinir Sarkoplazma içinde miyofibriller arasında dağılmış zengin bir endoplazmik retikulum ağı (sarkoplazmik retikulum) vardır Miyofibriller özel bir diziliş gösteririler Bu diziliş açık ve koyu bantlar meydana getir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.