Karıncanın Yaşam Döngüsü

Eski 10-07-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karıncanın Yaşam Döngüsü



Yeryüzünde en kalabalık nüfusa sahip olan canlılar, karıncalardır Her yeni doğan 40 insana karşılık, 700 milyon karınca dünyaya gelir Son derece küçük olan karıncalar, bu küçüklüklerinin yanısıra kusursuz bir sosyal düzen içinde yaşamlarını sürdürmektedirler

Böcek türlerinin en "sosyal"lerinden biri olan karıncalar, son derece iyi "örgütlenmiş" bir düzen içinde, "koloniler" denen topluluklar halinde yaşarlar Örgütlenmeleri öyle gelişmiş bir düzen içindedir ki, bu açıdan insanlarınkine benzer bir uygarlığa sahip oldukları bile söylenebilir

Karıncalar besinlerini üretip depolarken, yavrularını gözetir, kolonilerini korur ve savaşırlar Hatta "terzilik" yapıp, "tarım"la uğraşan, "hayvan yetiştiren" koloniler bile vardır Aralarında çok güçlü bir iletişim ağı bulunan bu hayvanlar, toplumsal örgütlenme ve uzmanlaşma açısından bakıldığında, hiçbir canlı ile kıyaslanamayacak üstünlüktedirler

Günümüzde toplumsal örgütlenmeleri sağlamak, sosyo-ekonomik sorunlara kalıcı çözümler bulabilmek için kurulan "düşünce grupları"nda (think-tankler), üstün zeka ve eğitim düzeyine sahip araştırmacılar geceli gündüzlü çalışmalar yapmaktadırlar İdeologlar asırlardır sosyal modeller üretmektedirler Bunca yoğun çabaya rağmen dünya geneline baktığımızda, henüz ideal bir sosyo-ekonomik toplum düzenine ulaşılabilmiş değildir İnsan toplulukları içinde daima rekabete ve kişisel çıkarlara dayalı bir düzen anlayışı olduğundan, kurulan düzenlerin kusursuz olması hiçbir zaman mümkün olamamaktadır Oysa karıncalar kendileri açısından en ideal olan sosyal sistemi milyonlarca sene öncesinden günümüze kadar hiçbir aksaklığa meydan vermeden sürdüregelmişlerdir

Peki bu milimetrik canlılar nasıl oluyor da böyle bir düzeni sağlayabiliyorlar? Bu mutlaka cevap aranması gereken bir sorudur

Bu soruya cevap vermeye çalışan evrimciler, karıncaların 80 milyon yıl önce arkaik bir yabanarısı türü olan "Tiphiidae"den türediklerini, 65-40 milyon yıl önce aniden "kendi iradeleriyle" sosyalleşmeye başladıklarını ve böceklerin evriminin en üst basamağını oluşturduklarını iddia ederler Ancak bu sosyalleşmenin sebeplerini ve oluşumunu herhangi bir şekilde açıklamazlar Çünkü evrimin temel mekanizması, hayatlarının devamı için canlıların birbirleriyle kıyasıya mücadele etmelerini gerektirmektedir Buna göre her tür ve o türün içindeki her birey yalnızca kendisini ve kendi yavrularını düşünür (Yavrularını düşünmeye neden ve nasıl başladığı sorusu da Evrim için ayrı bir çıkmazdır, ama şimdilik bu noktayı atlıyoruz) Bu tür bir "evrim kanunu"nun nasıl olup merkezinde fedakarlığın yer aldığı bir sosyal sistemi oluşturabileceği sorusu elbette cevapsızdır

Yanıtlanması gereken sorular bu kadarla sınırlı değildir Bir milyon tanesinin sinir hücrelerinin toplamı ancak 20 gram olan bu canlılar, "aniden" gruplar halinde sosyalleşme kararı almış olabilirler mi? Veya böyle bir karara vardıktan sonra toplanıp bu gruplaşmanın kurallarını belirleyebilirler mi? Belirlediklerini kabul etsek bile, hepsi bu yeni sisteme itirazsız itaat eder mi? Bütün bu imkansızları gerçekleştirdikten sonra mı milyonlarca üyeli koloniler kurup ileri bir sosyal düzen sağlayabilmişlerdir?

Peki bu mücadele içinde bir "kast sistemi" nasıl ortaya çıkmıştır? Öncelikle şu sorunun cevaplanması gerekir: Kraliçe ve işçi farkı nasıl ortaya çıkmıştır? Evrimciler bu noktada, işçilerin arasından bir grubun çalışmayı bıraktıklarını ve uzun bir zaman dilimi içinde genetik farklılıklar yaşayarak işçi karıncalardan farklı bir fizyolojiye sahip olduklarını öne süreceklerdir Ancak bu dönüşüm süreci içinde sözkonusu "kraliçe adayları"nın nasıl beslendiği sorusu karşımıza çıkmaktadır Çünkü kraliçe karıncalar yiyecek aramazlar, işçilerin getirdikleri besinlerle beslenirler Eğer bazı işçiler kendilerini "kraliçe" olarak görmeye başlamış olsalar bile, bu hiyerarşi nasıl ve neden diğer işçiler tarafından kabul edilmiştir? Dahası, neden bu kraliçeyi beslemeye razı olmuşlardır? Evrim'e göre içinde bulundukları "yaşam mücadelesi", yalnızca kendilerini düşünmelerini öngörmektedir çünkü

Tüm böcekler hayatlarının büyük kısmını yiyecek aramakla geçirirler Yiyecek bulurlar, yerler, yeniden acıkır, yeniden ararlar Bir de tehlikelerden kaçarlar Evrim'i kabul ettiğimizde, karıncaların da bir zamanlar böyle "bireysel" yaşadıklarını fakat milyonlarca yıl önce bir gün sosyalleşmeye karar verdiklerini kabul etmemiz gerekir Aralarında ortak bir iletişim yokken -çünkü iletişim Evrim'e göre sosyalleşmenin bir sonucudur- bu sosyal düzeni "kurmaya" nasıl "karar verdikleri" sorusunun ise hiçbir cevabı yoktur Dahası, bu sosyalleşme için gerekli olan genetik farklılaşmayı nasıl elde ettikleri sorusunun da hiçbir bilimsel izahı yoktur

Tüm bunlar bizi tek bir noktaya götürmektedir: Karıncaların milyonlarca yıl önce günlerden bir gün "sosyalleşmeye" başladıklarını iddia etmek, aklın ve mantığın tüm temel kurallarını çiğnemek demektir Konunun tek açıklaması ise şudur: Detaylarını ileriki bölümlerde göreceğimiz sosyal düzen karıncalarla birlikte yaratılmıştır ve yeryüzündeki ilk karınca kolonisinden bugüne dek bu sistem değişmemiştir

Karıncaların koloniler halinde yaşadıklarından ve aralarında mükemmel bir işbölümünün hakim olduğundan bahsetmiştik Sistemlerini daha yakından incelediğimizde, oldukça orjinal bir toplum yapısına sahip olduklarını da göreceğiz Ayrıca bir çok yönden insanlardan daha fazla fedakar oldukları da dikkatimizi çekecektir En ilgi çekici yönlerinden biri ise-insanlarla karşılaştırmak gerekirse-bizim toplumlarımızda görülen zengin-yoksul ayrımı, iktidar mücadelesi gibi kavramları bilmemeleridir

Karıncalar üzerine uzun yıllar araştırma yapmış pek çok bilim adamı, onların ileri sosyal davranışları konusuna henüz bir açıklık getirememiştir Washington Carnegie Enstitüsü Başkanı Dr Caryl P Haskins'in bu konudaki samimi itirafı şöyledir:

60 yıllık araştırma ve çalışmadan sonra hala karıncaların detaylı sosyal davranışlarına hayret ediyorum Koku ve vücut lisanına dayalı karmaşık fakat kendilerinin kolayca anlayabileceği bir sistem oluşturmuşlar Karıncalar bizim hayvan davranışlarını incelememiz için iyi bir model oluşturuyor

Karıncaların bazı kolonileri, nüfus ve yaşama alanı açısından o kadar geniştir ki; bu denli büyük bir alanda kusursuz bir düzen oluşturabilmeleri açıklanabilecek gibi değildir Bu açıdan Dr Haskins'e hak vermemek olanaksızdır

Bu geniş kolonilere bir örnek olarak Afrika'nın İshikari sahilinde yaşayan, Formica Yesensis adındaki karınca türünü verebiliriz Bu karınca kolonisi 2,7 km2 alanda, birbirine bağlı 45 bin adet yuvada yaşar Yaklaşık 1080000 kraliçe ve 306000000 işçiye sahip olan koloniyi, araştırmacılar, "Süper Koloni" olarak isimlendirmektedirler Koloni içinde tüm üretim araçlarının ve yiyeceklerin düzenli bir biçimde takas edildiği ortaya çıkarılmıştır

Çok geniş bir alana yayılarak yaşamalarına rağmen, ebatları da düşünüldüğünde, karıncaların hiçbir karışıklık çıkarmadan düzeni korumalarını açıklamak oldukça zordur Düşünün ki, bugün düşük nüfuslu ve uygar bir ülkede bile asayişi sağlamak, toplum düzenini devam ettirebilmek için çeşitli kuvvet birimlerine başvurulmaktadır Bu birimlerin başlarında da mutlaka kendilerini yönlendiren, yöneten bir idari kadro bulunmaktadır Bütün bu yoğun çabalara rağmen gerekli düzenin eksiksiz olarak sağlanamadığı da gözlemlenebilmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.