Çanakkale Savaşı - Gazilerimiz |
10-07-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Çanakkale Savaşı - Gazilerimiz'Bu bölümde hem Çanakkaleli olup hem de Çanakkale Cephesi'nde savaşmış gazilerimizin anılarını bulacaksınız 1981 yılında yayınlanan ve "Yaşayan Çanakkaleli Muharipler" adını taşıyan bu kitapta yer alan Cahit Önder tarafından mülakat yapılan ve fotoğrafları çekilen gazilerimizden hiçbiri bugün hayatta değillerdir' 1Ahmet Başaran 2Ahmet Fethi Türkan 3Ali Arslan 4Ali Demirel 5Apti Topal 6Hakkı Tuna 7Halil Koç 8Mustafa Aksoy 9Mehmet Oral 10Mehmet Öztürk 11Mehmet Yavaş 12Osman Kaçmaz |
Çanakkale Savaşı - Gazilerimiz |
10-07-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Çanakkale Savaşı - GazilerimizAHMET BAŞARAN Yenice-Çınarcık Köyü'nden Tahir Oğlu Ahmet benim adım 1303 (1887) doğumluyum 94 yaşındayım 6 yıl askerlik yaptım Çanakkale cephesinde ağır topçuydum Çanakkale'ye ilk vardığımda Çimenlik Kalesi'nde 60-70 gün talim yaptırdılar Sonra bizi bölüklere dağıttılar Ben 6 Bölüğe düştüm nara Kalesi'ne verdiler Nara Kalesi'nde 6 ay filan durmuştuk ki seferberlik ilan edildi Bizi dardanos Bataryalarına gönderdiler Dardanos'ta 5 Bölüğe verdiler Biz 150 kişi kadar vardık Başımızda yüzbaşı Ahmet Bey vardı 75'luktu toplarımız Biz seri ateşli toplardaydık 4 topumuz vardı Mermileri aynı tüfek fişengine benzerdikucaklayıp kakardık topun içine 18 Mart günü Kepez'in altında bulunuyorduk Düşman gemileri hep zırhlı tabii Selanik açıklarından ateş ede ede geliyorlar Kumkapı ve Seddülbahir taraflarını ateşe tuttular O taraflardaki tabyalar ateş içinde kaldılar Toplar paralandıcephanelikler tutuştular Bir zaman sonra Kumkale ve Seddülbahir'deki bataryalar sustular Düşman Zırhlıları ateş ederek boğaza yaklaştıkça bizim de mesafemize giriyorlardı İntepe ve Çakaltepe Bataryaların ateşe başlamalarından sonra biz de bizim mesafemize girince başladık zırhlılara ateşe Ben mermi sürüyordum 2 erdim topta Çanakkale Boğazı karabulut gibi gemi doluydu Hangisine atarsan atAkşamüzeri gün inmeye yakın düşman zırhlılarından birisi bizim önümüzde battı Bize yakındı Ya Kilitbahir'den ya Hamidiye Tabyası'ndan attılar Kepez çayı'nın denize döküldüğü yeri bile geçmişti Çanakkale'ye yakınlaşmıştı Mermi geldi zırhlıya Denizin dibine kaynadı gitti O gün batanı battı batmayanı geri çekilip kaçtıGittiler 18 Mart'ın ilk günü bizim tabyada 11 kişi şehit vermiştik Soğandere Kerevizdere taraflarında dağıldılarGeriye gittiler düşman zırhlılarıToplarımızın önlerine çam ağaçları dikerdik Gavurlar görmesin diye Çam ağaçlarını geceleri sökerdik Geceleri projektörümüz vardı Yakardık düşman zırhlılarına onunla ateş açardık Projektörümüzü parçalamak için çok mermi attı kafir Yapamadı bir şey O gün gece yarısı da geldiler Batan zırhlılarının yerini araştırdılar Biz de verdik ateşi Gerisin geriye gittilerSabaha karşı oldu bu Ertesi gün düşman gemileri tekrar hücum ettilerGene olmadı Sonra akşam sabah hücum ettiler gemileriyle boğazaGene olmadıVazgeçtilerHücumu kesti gemiler Sonra geri çekilip verdi topu Seddülbahir'eVerdi topuTopuyla bizim askeri kırıp kendi askerini çıkardı Denizden balon kaldırıyordu Ben gördüm Keleter gibi bir şey Kalkıyor havaya O zaman asker arasında "Balon Çıkarıyor" derlerdi Balon çıkardığını görünce biz saklanırdık Çünkü bizi görürmüş balondanToplar patlamaya başlardı ardından Bizim koğuşun yanlarına da çok mermi düştü Ancak kimseyi öldürmedi Bir gün nöbete gidiyordum Aceleyle potinlerin birinin iplerini bağlamamışım Bir arap subay vardı Görmüş beni çağırdıİki tokat çekti -Şimdi büyük bir amir gelse ben ne diyeceğim dedi Bana öfkesinden gidip koğuşların arkasındaki iğde ağaçlarının dibine oturdu O sırada bir bomba düştüToprağı altüst ettiYakın düşmüş kafirin mermisiSubaylar çavuşlar koşup gittik -KorkmayınKorkmayınbende yara yok dedi Bizim bölüğün yanında başka bir bölük daha vardı O bölüğün toplarından birine bir düşman mermisi düşmüştü Subayları vardı Hasan Efendi diyeO şehit düşmüştü oradakumandanlarıydıŞimdi Hasan Mevsuf dedikleri yerde18 kişi de yaralanmıştıBen görmüştüm onları orada Bizim tabur kumandanımız Binbaşı Mustafa Bey bölük kumandanımız Yüzbaşı Ahmet Efendi'ydi Birliğimi de şöyle söyleyeyim: 3 Ağır Topçu Alayı 1 Tabur 5 Topçu Bölüğü Çanakkale'ye yakın Kepez yolunun altında bir gemimiz vardı bizim Çanakkale'yi bekliyordu Düşman gemileri deniz altından bomba yollayıp torpille batırdılardı Hatta batmadı gemi de yan yattıydı da askerleri bir istimbot gelip almıştı Çanakkale'denBir gün de bizim dışarıya çıkıp gavur gemilerini bombalayan bir gemimiz yaralanmış geri dönüyordu Adını bilemeyeceğim Yavuz mu Turgut mu bilmem Boğaz'dan içeri girip nara'ya gitmişti Biz o zaman selama durmuştuk Sonra harp bitti Silahlar terk edildi Sabaha kadar kimse kalmasın burada dediler Ben de o zaman köye döndüm Bir zaman sonra Anzavur çıktı orta yere Kuvayi Milliye'ye karşı Köyden de Anzavur'a asker topladılar Sonra gidenler de kaçıp geri geldiler Çetecilikti ortalıkKarma karışıktı Milliler de vardı Yenice'de Anzavur'un elinde bir de top varmışHavaya uçuyorMilliler bozuldular o zaman Yenice'deBen köydeydim Bunları duydumAnzavurcular sonra Ağunya taraflarına kadar gitmişler Onlar da oralarda bozulup dağılmışlar Yunanlılar köyümüze geldiler Çok dövdüler milleti 100 kişi kadar vardılar Yunan askerleri "Silah çıkarın" diye çok dövdüler köylüleri Harman vaktiydiKorkudan kimse çıkamazdı orta yereÖküzler insansız harman sürüp harman dönerlerdi Askerden geldikten sonra evbark olduk 18 seneyi geçti nine öleliHatice'ydi adıÜç tane çocuk oldu 2 oğlan bir kız Oğlumun biri askerde öldü Adana taraflarında Dörtyol'daŞimdi burada kalan oğlumun yanında yaşıyorumElverirbakıyorMemnunumOğlanda n daKomşulardan da Maaş da veriyorlar şimdilerdemadalyam filan yokAramadık arkasınıBiz çok çektik açlık bir yandanBit akardı yakamızdanbu kararda durursa çok iyi memleketin durumu |
Çanakkale Savaşı - Gazilerimiz |
10-07-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Çanakkale Savaşı - GazilerimizAHMET FEHMİ TÜRKAN Çanakkale - Sarıcaeli Köyü'nden 1313 (1897) de doğdum 84 yaşındayım Beni şubeden Sarıcaeli Köyü'nün yanındaki tepenin üzerindeki Çanakkale Müstahkem Muharebe Okulu'na gönderdiler Asker olarak Okulda iki bölük kurdular Ben 2 Bölükle Kilitbahir'e gittim Kilitbahir'deki Askeri Telgrafhane'de 15-16 ay kadar bulundum Seferberlik yeni açıldığında Mecidiye Kalesinde talim terbiye görmüştüm Sabah kaleye giderdik akşama kadar talim yapar sonra köye dönerdik AHMET FEHMİ TÜRKAN Kilitbahir'deki Askeri Telgrafhane limanda denizin kenarındaydı Arıburnu'nda harp yeni bitmişti Fakat denizde düşman gemileri vardı Telgrafhanedeyken şöyle bir şey olmuştu Aklımdayken anlatayım Yavuz'la Midilli çıktı bir akşam boğazlardan o şifreyi ben aldım O geçişle ilgili şifreyi Miralay Talat Beye götürdüğümde gözlerinden yaşlar akmaya başladı Emir verdi: -Bu gece Lapseki'den Kumkale'ye Gelibolu'dan Seddülbahir'e kadar her taraf karanlık kalacak Gemiler dış denize çıkacaklar Hiçbir ışık yanmayacak dedi Ekledi: -Bu emri iki tarafa da telgrafla yaz Seddülbahir'de Yüzbaşı Kadir Bey vardı İyi konuşurduk Ona dedim ki: "Gemiler geçerken ben sana bildiririm Sen de dönerlerken bildirirsin" O gece akşam karanlığından bir saat sonra gemiler boğazdan dışarıya çıktılar Üzerlerinde hiçbir ışık yoktu Öylece sessiz ve karanlıkta geçip gittiler Kadir Beye bildirdim gemilerin çıktığını O gece sabaha karşı iki gemimiz Yavuz ve Midilli İmroz Adası'ndaki İngiliz karargahını bombalamışlar Midilli bir torpile çarpıp batıyor Yavuz da geri dönerken bir serseri torpile çarpıp yaralanıyor Seddülbahir'den Yavuz dönerken Kadir Bey telefonda hem ağlıyor hem konuşuyor: -Gemide bir hal var sallanarak geliyor Yavuz'un birkaç bölmesi su almış Gelirken hepimiz sahile çıktık Ağır ağır gelişini takip ediyoruz Soğandere'nin önlerinde bir düşman tayyaresi Yavuz'a ateş etti Yavuz'da uçaksavar toplarıyla tayyareye ateş açtılar Bu arada Kilitbahir'in üzerindeki top da ateş etti Tayyareler dağıldılar Yavuz sol tarafından yaralıydı Yavaş yavaş geldi Kilitbahir'in önünden Nara Burnu'na yöneldi Gitti Kıyıya baştan kara yaptı Birkaç gün orada kaldı Yavuz Düşman tayyareleri gelip Yavuz'a ateş ederlerdi 20 kadar tayyaresini gördüm düşmanın ateş ederlerken Yavuz'a Sonra Yavuz İstanbul'a gitti Kilitbahir'den İstanbul Pendik'teki Harp Okulu'na gönderdiler Orada karargahta 7 ay kaldım O sırada Arabistan'da ordularımız bozulmuş Mütareke yapıldı Ben hava değişimine köye geldim Çanakkale'de İngilizler vardı Ben İdadinin 2 sınıfından ayrıldım Bursa Ziraat Mektebine gitmek için Gidemedik Kilitbahir'de subay adayıydım Pendik'te de subay adayı olarak talim terbiye gördüm Kendim de ders verdim Din hocaları gelmişti talim yerine Ben onlara öğretmen olarak ders verdim Neyse bir sene geçince köyde hava değişimim bitti Başvurdum Çanakkale Müstahkem Mevkii Jandarma Kumandanlığında tekrar göreve başladım Bir tabur Jandarma vardı Kumandan olarak başımızda Tabur Kumandanı Binbaşı Ali Rıza Bey vardı Akköy Bezirganlar Kumarlar gibi karakollarda çete takibine çıkan kuvvetlerin başında da bulundum Anadolu Harbi yeni başlamıştı Karakollarda bulunduğum sırada Yunanlıların zalimliğini yakından gördüm Bir görevle Sarıçalı köyüne gitmiştim Orada Yüzbaşı Niyazi Bey Üsteğmen Hüsamettin Teğmen Suphi Beyler çete takibi için kuvvetleriyle bulunuyorlardı O akşam ezandan sonra köyü Yunanlılar sarmışlar Arkadaşlar da kahveye gitmişlerdi Gitmeyin filan dedimse de dinletemedim Gittiler Yanımda Yusuf isminde bir arkadaş kalmıştı Yusuf ev sahibinin ufak bir çocuğu var 7-8 yaşlarında onu gönderdi aşağı kahveye Çocuk geldi "Jandarmaların silahlarını topluyor gavurlar" dedi Yusuf'a dedim: "Sür atları" Köyün dışında yol kenarında bir evdi Alçak avlulu bir ev Atlara bindik sürdük atları Ben önde Yusuf arkadan geliyor Yunan askerleri köyün etrafını sarmışlar Biz gürültüyle iki atla çıkınca bir takur takur oraya buraya koşturmalar oldu Yunanlılar bizi üzerlerine hücuma geçmişiz diye kaçışırlarken Köyün etrafını saran Yunan askerlerinin paniğe kapılmalarından yararlanıp köyün dışına çıktık Çınarlı Köyü'ne gelip karakoldaki Cafer Çavuş'a haber verdim -Belki buraya da gelirler Boş bulunma Ben gidip Tabur Kumandanına haber vereceğim Olayı Tabur Kumandanına söyledim Tabur Kumandanımız Ali Rıza Bey: -"Ne kadar askerimiz varsa etraftaki köylere dağıtın" diye emir verdi Dağıttık askerleri yakın köylere Tabur Kumandanımız daha sonra Çanakkale'deki İngiliz Kumandanı ile konuşup Yunanlıların aldıkları silahları geriye almıştı Benim rütbem filan yoktu Fakat başçavuş gibi bana vazife verirlerdi Askerin başında giderdim Çanakkale Jandarma Taburunda iken Yunanlılar Çan'ı yaktıklarında bir İngiliz Heyetiyle beraber Çan'a da gitmiştim Heyette bir general bir binbaşı ve de bir yüzbaşı vardı Çan'a girdiğimiz de dumanlar tütüyordu Biz heyetin yanında 20 süvariydik Heyettekiler Çan'a Yunanlıların yaptıkları hareketleri sordular rastladıkları insanlara Tercümanları da vardı Biga'dan Karabiga'ya gittik İngiliz heyeti İstanbul'a gideceklerdi Vapura bindiler Biz Lapseki üzerinden Çanakkale'ye döndük Bizim taburda iki tane Cemal Bey vardı Biri yüzbaşı Cemal Bey diğeri Tabur Doktorumuz Cemal Bey o da yüzbaşıydı Yüzbaşı Cemal Bey beni çağırtmış dedi ki: -Oğlum biz Kuvayi Milliye'ye geçiyoruz gelecek misin? Onlarla beraber Kuvayi Milliye'ye katıldım Taburdan 5 kişiydik Sivillerle filan 30 kişi olduk Taburun cephanesini iki katıra yükledik Bayramiç tarafından gidiyoruz Yiğitler köyüne geçtik Evciler köyüne geldik Kazdağı'nın eteklerinden saracağız dağı İngilizlerden haber getirdiler bize: -Dönsünler yoksa sivil halkı cezalandıracağız Bayramiç'te Yunanlılar vardı Türk Jandarmalarını silahsız olarak yanlarında çalıştırıyorlardı Bize haberi getiren de Hafız Abdullah ile İzzet adında iki Jandarmaydı "Gidin şu kağıdı Kuvayi Milliye'ye giden arkadaşlarınıza verin" deyip ellerine bir kağıt vermişler Evcilerde bu iki kişi bize kağıdı yetiştirdiler Doktor Cemal Bey bize yeni gelmişti Ankara'dan göndermişler Kuvayi Milliye'ye asker toplasın diye Kuvvet toplamak için çok uğraştık ama başaramadık Cemal Bey kağıdı aldı okudu yırttı attı Bana dedi ki: -Bunları bırakma Kazdağı'na sardık Gidiyoruz yukarı Abdullah'la İzzet başladılar yalvarmaya: -Bizi götürmeyin Bizim çocuklarımıza Yunanlılar eziyet edecekler Bizi bırakın Kumandana söyledim -"Dağın içine girince bırakırsın" dedi Dağın içine girdiğimizde bıraktık onları geri döndüler O gece dağın üzerinde sabahladık Sabah şafakla beraber tekrar yola koyulduk Havran'ın üst taraflarında Ormanlar Köyü var Orada Yunanlıların karakolu olduğunu duyduk Otmanlara geldiğimizde karakol Yunan askerleri kaçmışlar Yoktular Bu sırada Anadolu'da harp devam ediyordu tabii Otmanlar'dan bir kılavuz bulduk Balıkesir'in solundan geçtik Oralarda Boşnak Hamza Arslan Çetesi gibi çetelere rastladık Her ikisi de 10'ar kişi ile geziyorlardı Cemal Bey'in gözü tutmadı bunları Sonra Mustafa Efendi çetesine rastladık Mustafa Efendi bize "Yunanlıları İzmir'de deniz döktüler" dedi Bunun üzerine Balıkesir'den Yunanlılar kaçmışlar Balıkesir'de karakol kurduk Bir ay falan düzeni sağlamaya çalıştık Hükümet binasında çalışıyorduk Cemal Bey Binbaşı oldu Edirne'ye gitti Doktor Cemal Bey kaldı Bir çok subaylarla beraber Halil Fikri Bey isminde yeni bir kumandan gelmişti Beni o sırada Çanakkale'ye gitmek üzere hazırlanan Jandarma Taburuna verdiler İnegöl taraflarında taburu buldum Kumandanını gördüm Tabura takıldım Çanakkale Taburunun başında Şevki Bey adında bir önyüzbaşı vardı Çanakkale2ye gelmekte olan ziraat maliye savcı gibi memurlarda vardı Teşkilat olarak geliyorlar taburla beraber Gönen üzerinden Biga'ya geldik Biga'da ben atımı savcı Ramiz Bey'e verdim Mutasarrıf Vahap Bey'de var Biga'dan çok yağmurlu bir havada yola çıktık Çanakkale'ye geliyoruz Geceyi Karacaören'de geçirdik Sabahleyin Çanakkale'nin işgal kumandanı geldi Saçaklı sırmalı rütbeleri var Yanında da tercümanı Vahap Bey'in bulunduğu eve götürdük İngiliz Kumandanını Sonradan öğrendiğimize göre Vahap Bey'le İngiliz işgal kuvvetleri arasında şöyle konuşmalar olmuş; İngiliz Kumandanı: -Çanakkale'ye girecek misiniz? -Evet gireceğim -Ama bana bu konuda bir emir yok Vahap Bey: -Bana kesin emir var İngiliz Kumandan Vahap Bey'den bir saat izin istemiş Vahap Bey'de peki demiş Bizim tabur 200 kişi "Kuvayi Milliye gelmiş" diyerek köylerden inen genç yaşlı insanlarla biz olduk 10000 kişi O kadar kalabalık olduk İngiliz Kumandanı ayrıldıktan hemen sonra Vahap Bey hareket emri verdi Geldik Çanakkale'nin kenarına Tel örgüler var Uzaktan görüyoruz İngilizlerde bir kargaşa vardı Neyse İngiliz Kumandanı geldi Saatine baktı Ne söylediğini biz sonradan öğrendik Saatine bakınca: -Acele ettiniz Daha bir çeyrek saat var Vahap Bey de: -Benim saatim geldi diye söylemiş Orada bir anlaşma yapıldı Askerin bir kısmı ile toplanan sivil halkı içeri girmeyecek dışarıda bekleyeceklerdi Biz içeri memurlar kumandanlar ve 60 jandarma girdik Hastane bayırına geldik Çanakkale'den ileri gelenler hocalar Bey kısımları geliyorlar Yanlarında koçlar filan var Kurbanlık Kurbanlar kesildi Dualar edildi Vahap Bey: "Vali Konağına gideceğiz" dedi Çanakkale'de Alayın önüne geldik Müstahkem Mevkii Kumandanlığının binalarına girip yerleştik 1923 senesinin Eylül ayında askerliğim sona erdi 85 sene sürdü Askerlik bitince köyüme yerleştim Yaşlılık aylığı alıyorum Hanımın adı Hacer Sağ Yaşıyor İkisi erkek biri kız iç çocuğum oldu Çocuklardan da sekiz tane torunum var |
Çanakkale Savaşı - Gazilerimiz |
10-07-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Çanakkale Savaşı - GazilerimizŞERİF ALİ ARSLAN Çan - Mallı Köyü'nden 1309'luyum (1893) 85 yaşındayım 8 sene askerlik yaptım Önce Balkana gittim Balkandan geldim seferberlik açıldı Seferlikte kapalı kağıtlar açıldı Çanakkale'ye gönderdiler Çanakkale'de 9 ay çakmak çaldım Çanakkale cephesinde yaralandım ama hafif yaralandım Çanakkale cephesinden Romanya'ya gittim Romanya'da yaralandım Edirne'de 3 ay hastanede yattım Kuvayi Milliye zamanında da Yunan'a karşı çarpıştık ŞERİF ALİ ARSLAN İstanbul'da askerliğimi Harp Okulu'nda yapıyordum Bulgar bizi Çatalca'ya kadar sürdü 9 ay durduk Çatalca'da 7 Fırka 21 Alay 1 Tabur 1 Bölük 1 Mangada piyade eriydim Anahtarlı battal Mavzer vardı elimde Çatalca'dan Bulgar'ın ardından Kırklareli'ne kadar gittik Avcı kolunda gidiyorduk Ateş açtı Bulgarlar bizim mangadan 4 arkadaş şehit oldu Bulgar hududunda 3 ay bulundum Teskere aldım köye geldim Köyde seferberliğin ilan edildiğini duydum Ramazan ayında çok sıcak bir Cuma günüydü Yaz günüydü harman vakti yaklaşmıştı Demet çekiyorduk arabalarla tarlalarımızdan Muhtar: -Kepez'e gideceksiniz 9 Fırka 25 Alayda bulunacaksınız Çabuk yola çıkın bana laf gelir dedi Vardık Kepez'e Alay bizi Taburlara taksim etti 25 Alayın 1 Taburunun 1 Bölüğüne düştüm Bir sene Çanakkale'nin içinde Cevat Paşa'nın maiyetinde durdum Cevat Paşa Arnavuttu Grup kumandanıydı Düşman önce bahriye askeri çıkardı Kumkale'ye Kumkale'de 64 Depo Alayı vardı Düşman bu alayın üzerine asker çıkardı Biz de Geyikli'de bulunuyorduk Telefon geldi yetişin diye Biz varıncaya kadar çıkan düşmanı denize dökmüşler Biz de sabaha kadar köyün içinde kalanı temizledik Döndük Geyikli'ye Bizi Üvecik tarafına gönderdiler Deniz kenarlarında bekledik Bozcaada açıklarından yürüdü kafir 32 parça zırhlı torpido filan mızıka çalarak Önde Fransız'ın zırhlıları vardı arkada İngilizlerinki Bizim deniz kenarındaki toplarımız atıyorlar ama ateş çıkartıyorlar sadece Erdiremiyorlar gemilere Zırhlılar Karatina'nın altına doğru geldiklerinde karşıdan Yıldız Tabya'dan ateş eden toplarımızdan biri kafirin zırhlısının birisinin bacasından koydurdu içeri mermisini İki tanesi de kaçarken taşa kısılandı Birisinin de direğini kırdı bizim topçular Bizi Üvecik'te tutamadılar Çanakkale'den Ecebat'a geçirdiler Gece de Sebdülbahir Burnu'na geldik 15 gün müfrezede bekledik Seddülbahir'de deniz kıyısında Ben de onbaşı vekilliği yapıyorum 26 Alay geldi bizi değiştirdiler Bizim alay geriye çekildi Çamaşır filan yıkıyoruz geride İngiliz'in bir bombası düştü çamaşır yıkadığımız yere Beyazlar kurumuş alacalar kurumamıştı -Çadırların kenarlarına ası asıverin alacakları dedim çamaşırcılara Saat 6'yı bekledim Nöbetçileri de çıkardım çadıra geldim Yatacaktım artık Setreyi filan çıkardımdı Başladı Seddülbahir burnu yanmaya Patır patır patlıyor ortalık Alay Kumandanı toplan borusunu çaldırdı Kilerde 3 günlük peksimet varmış Bölük Emini çabucak dağıttı peksimetleri askerlere Hadi bakalım Seddülbahir'e Şeytan dere var bir oraya geldik Bizim 3 Tb Zığındere'ye 2 Tb eski kale yerine 1 Tb Kirte'nin başına yürüdü Bizim tabur 1 Tabur bulunduğumuz yer de açıklık Gavur bir nefer görse yağdırıyor mermiyi kavuruyor ortalığı kafir Aşağıya indik su terazilerinin yanına Bir tane de Ermeni vardı aramızda O da asker bizim gibi Postalık yapıyordu İkindi sıralarıydı El Turan Tabyasından yürüdü asker Biz ateşe davrandık Ermeni vardı aramızda O da asker bizim gibi Postalık yapıyordu İkindi sıralarıydı El Turan Tabyasından yürüdü asker Biz ateşe davrandık Ermeni Posta bağırıyor: "Atmayınatmayınbizim askerler" diye Atmadık ateşi kestik biz de 1 Tk asker kalmış koca 26 Alaydan Bize doğru gelenler bu takımın askerleri 26 Alayı karıştırıvermiş daneyle (bomba) kafir 26 Alayın yerini aldık 25 Alay olarak Düşmanın karşısında 3 gün dayanabildik Bir de Seyyar Jandarma Alayı vardı Onlar da bizlerle beraber eridiler gittiler mahvoldular Orada bir burunda kaldık bir akşam üzeri Bizim üzerimize çeviriverdi makinalı tüfeği düşman 3 kişi kaldık bir koca takımdan biz Düşman makinalıyla doğradı bizi Doğradı Bir Jandarma neferi vardı yaralılar arasında şarapnel bacağını kırmış |
Çanakkale Savaşı - Gazilerimiz |
10-07-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Çanakkale Savaşı - GazilerimizALİ DEMİREL Biga-Gündoğdu Bucağı'ndan 1301 ( 1885 ) doğumluyum 96 yaşındayım Köyden bir çıktım 8 senede geldim Arıburnu Cephesinde 27 Alaydaydım Sonra Arabistan cephesine gittim İngiliz' e 2 yıl da esir kaldım Arıburnu Cephesinde 27 Alay'ın o meşhur aynalı tüfeklerini ben yapardım Marangozdum Makinalı tüfekçi yazmışlar beni Benimle beraber 5 kişi var daha bizim köyden Çanakkale'ye varınca piyadeye çevirdiler Beni verdiler 27 Alaya Mevzilerimiz Arıburnu'nun üzerlerindeydi ALİ DEMİREL Ben 27 Alay 2 Tabur 1 Bölükte bulundum Alay Kumandanımız Şefik Bey Tabur Kumandanımız Kör Hali Bölük Kumandanımız Hasan Efendi Takım Kumandanımız Kara Mahmut ( Mülazım'ı evvel)'diMevzilerde 9 ay durdum 9 ay çakmak çaldım Bizim bölük Karatepe'deydi Düşmanın çıktığı sabah 1 ve 3 Taburlar Maydos (Eceabat)'taydılar Biz yalnız ikinci tabur vardık Arıburnun'da Arkadan 1 Ve 3 Taburlar da yetiştiler Gavur bizim üzerimize çıktı Bütün Alayca hücum ettik düşmana Bizim bölükte bütün subaylar vuruldu Lapsekili Eyüp Sabri kaldı bölüğün başında Başçavuş'tu Düşman mevzileri bize çok yakındılar Bomba atarlardı bizim mevzilerimize Soğan filan da attılar Sonra bizim mevzilerin üzerine teller gerdiler de düşmanın attığı bombalar bir daha mevzilerimize düşmedi Tellere çarpıp geri düştü Düşman kaçarken tünel kazıp içine dinamit doldurmuş Patlatınca bizden bir bölük gitti Hiç kimse kurtulamadı Toprak minare gibi havaya çıktı 27 Alay'ın aynalı tüfeklerini ben yaptım Marangozum demiştim yaSivillikte marangozluk bildiğimden tüfeklere ayna takma işini ben yaptım Bölükte piyadeydim esasında Bir gün düşmandan düşman mevzilerine yaptığımız bir hücumdan bir aynalı tüfek ele geçirmiştik Bizim mevzilerin yanında bir tünel vardı O tünelin içinde düşmandan ele geçirdiğimiz tüfeğe baka baka bizim tüfeklerede ayna takmıştım Her mangaya bir tana aynalı tüfek dağıtılmıştı benim yaptıklarımdan Tüfeğin namlusuna önlü arkalı iki tane ayna koyardım Siperden kafanı çıkarmadan aynalara bakıp düşmanı görürdün 18 Mart'ta düşman zırhlılarının boğazı zorladıkları zaman ben Arıburnu'ndaydım Boğazdan geçemeyince kafir Mortu Limanı'a Seddülbahir'e zorladı Oralardan da söktüremeyince Arıburnu'na çıkardı Daha sonra Tuzla'ya da çıkardı Macaristan'dan getirdikleri kısa ağır otobüsler çok işe yaradı Dik atıyor Olduğu gibi gemilerin üzerine düşürüyordu o toplar Biz istihkamlardan görüyorduk Gemiye mermi düşünce duman içinde kalıyor ortalık Gemideki gavurlar kendilerini denize atıyorlardı Gavur bizim üzerimize çıkınca biz de hücum etmiştik O hücumda katırların yanına kadar vardık O sırada yan ateşine tuttu bizi kafir Elimdeki tüfeğin kundağı filan paralandı da bir demiri kaldı elimde O gün kalçalarımdan yaralandım Bak şimdi yürüyemiyorum Paralandı her yanım benim Şarapnel parçaları denk geldi bana Yaralanınca Demetoka Hastanesi'ne yolladılar Üç ay hastanede yattım Sonra çıkınca tekrar eski birliğime mevzilere döndüm Hastaneden dönünce ben hep aynalı tüfek işine baktım Alay kumandanı beni mevziye sokmadı da aynalı tüfek işine ayırdı Arıburnu'nda Atatürk'ü gördüm Öteki kumandanlarla beraber dikilmişlerdi Alaylar onların önünden geçtiler Yürüyüş yaptılar O zaman gördüm Heybetli adamdı Önünden geçtik resmi geçitle Öyle gördüm Harbiye Nazırı Enver Paşa da gelmişti Onu da gördüm Yaralandım dedim ya Hasta da oldum Hava değişimine gönderdiler köye Üç ay sonra tekrar Çanakkale'ye gittim Beni bu sefer 24 Fırkaya verdiler İstanbul'a gittik Giydirdiler kuşattılar Haydarpaşa'dan bindirdiler trene Kapattılar kapaklarını treninhadi bakalım Arabistan'aGavur dağlarından sonra tren yok 70 gün yol gittikYürüye yürüyeTell el Şehir'e geldik Ben yürüyemiyorum Zaten bacaklarımdan yara almıştım Çanakkale'de 44 Seyyar Hastane'ye yatırdılar Hastanede 1 ay kalmadık bile İngilizler hücuma geçtiler Hastaneye geliyor ateş 500 kişi bıraktık hastanede çadırlarda Başladı çadırlar yanmaya Beni verdiler hayvanların başına Kaçtık oralardan herkes kaçıyordu Bizim alay gitmiş Kudüs tarafınaBiz de Kudüs tarafına gittik Oralarda bir yerde Sultan Hamid'in bir sarayı varmış O sarayı hastane yaptık İngilizler tekrar hücum ettiler Bozulduk geri çekildik Almanlar orada bir nehir üzerine köprü kuruverdiler de o köprüden geçtik geri çekilirken Şam'a doğru geri geliyoruz Şam'a kadar geldik Şam'da 50 bin kişi esir düştük İngiliz Şam'ı kuşatmış Bizi öyle esir aldı Şam'da bir açlık bir açlık Ekmek yokaş yok Ben açıkgözlük yaptım da hastanenin ekmekleri vardı o ekmeklerden doldurdum çuvallara Öyle idare olduk Bir Osmanlı altınına bir ekmek sattım orda Gavur sonra ekmek getirdi Millet hücum ediveriyor Ne yaptı bu sefer kafir geçirdi bizim askeri manga koluna öyle dağıttıBirine konserve birine ekmek verdi Biner kişilik kafileler halinde 8 gün yol yürüdük vardık Mısır toprağınaKanala İsmailiye'ye 12 tel örgü vardı Üçerbin kişi vardı her tel örgüde Ben 4 Tel örgüdeydimİki sene esir kaldım İngiliz'in elinde Tel örgülere geldiğimiz ilk günlerden biriydiBir İngiliz yüzbaşısıBiz ayakta dizili bekliyoruz O İngiliz yüzbaşısı bastonla geziyor topallıyor Yanında tercümanı var tecüman başladı bağırmaya: -27 Alay2dan kim var burada? "Öldürecek değiller ya"dedim Çıktım ileriye -Ben varım dedim Bastonlu gavur topal topal geldi yanıma Ellerimden gözlerimden öptü beni O topal gavur esirlerin başında kumandan filandı heralde Çok rahat ettim o gavurdanAllah razı olsun Bana ayrı bir çadır kuruverdi "Yanına iki de arkadaş al" dediler Bir rahat ettim ama Sorma Arıburnu'nda yaralanmış gavur da Çok korkmuş gavurlar Arıburnu'ndan "Türkler bir kişi kalmayasıya öldüreceklerdi İngilizleri" dedir Tercüman öyle söylerdi Her ay bana 20 İngiliz Lirası maaş verirdi Her hafta 80 paket Filli cigaralarından verirdi "Sat bunları da para yap" derdi Kendi de benim çadırımdan çıkmazdı Hep yanımda dururdu Ben de o topal gavura Alaman kaputlarından içi kadife kaplı bir sandık yaptım Hani bizim buralarda vardır ya çeyiz sandığı gibi öyle bir şey Bir de İngiliz potinlerini söküp 2 çift yarım potin yaptım Elle yaptımÇivilerini filan hep ellerimle yapmıştım İki Osmanlı altını hediye etmişti bana Sandığın üzerine de "Esirler yapmıştır" diye yazdırıp İngiltere'ye götürmüştü Çok az konuşurdu İngiliz yüzbaşısı Tel örgülerde 1000 kişi kalıncaya kadar beni bırakmadı Sonra gemilerle İstanbul'a geldik İstanbul'dan köye geldim Çok beygir atı yedik İngilizler bir kere bize koyun eti verdiler Geri kalan zamanda hep at eti yedik tel örgülerdeyken Askere gitmeden evlenmiştim Gelince baktım ben askerdeyken Nuriye ölmüş Zatiye'yi aldım Zatiye öleli 13 sene oluyor 3 çocuğum oldu Hepsi yaşıyorlar Oğlum bakıyor bana burada Madalyam da yok maaş da Kırık çıkıkta üzerime yoktur Hala yaparım Gözlerimin ikisi de görmüyordu birini açtırdım Şimdilerde açtırdığım da duman yapıyor Bir torunum İzmir'de subay |
Çanakkale Savaşı - Gazilerimiz |
10-07-2012 | #6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Çanakkale Savaşı - GazilerimizAPTİ TOPAL Çanakkale - Kayadere Köyü'nden 1315 (1899) yılında doğdum Askere aldıklarında İngiliz kaçmıştı Çanakkale'den Galiçya Cephesine yolladılar bizi 5 senede geldim askerden Önce Eceabat'ın Yalova köyüne götürdüler bizi Cephane vapuru gelmişti Bir tayyare geldi iki bomba attı Biri deniz kenarına kuma düştü öteki de denize Bizi 200 kişi ayırdılar O gece cephaneleri boşalttık gemiden sabaha kadar Harp gemisiydi bizimdi Yalova Köyü ağzında indirdik cephaneleri gemiden APTİ TOPAL Ya Barbaros'tu ya Turgut'tu Bilmiyorum Çamların içinde askerler hasta yatıyorlardı Biz 40 gün durduk orada İstirahat ettik Soğandere'ye götürdüler bizi sonra Soğandere'de talim terbiye gördük İngiliz kaçmıştı o zaman Seddülbahir Soğanderesi'nde 3 ay kadar kaldık Yürüyüşe çıkardıklarında hep cesetlerle doluydu ortalık Bir gün Enver Paşa ile başka paşalar geldi Bizi teftiş ettiler 400 kişi kadar ayırdıla bizi Siz Galiçya'ya gideceksiniz dediler Yaya başladık yürümeye Araplı Yeğen Köy Uzunköprü'ye geldik Bindirdiler trene Uzunköprü'de Bulgar içinden Sofya'dan geçtik Romanya'ya Galiçya'ya geldik Aramızda bir dere var düşmanla Yağmur da nasıl yağıyor karavana da gelmiyor Tam 18 gün aç durduk 18 gün yiyecek bir şey bulamadık Zabitlerden emir geldi ki: "Taş sarın belinize" diye Göbeğime taş koyup kayışla bağladım Epey durduk öylecene iki tane çiğ patates bulup yedim Almanlar bozulunca cephede bizi de geri çektirler Çıplak dedikleri yere Çıplak Tepe'de mevzilerde bir ay Ruslarla savaş yaptık Avusturyalılar kaçtılar Sonra orduların yerlerini değiştirdiler Sağa bizi sola Almanı ortaya Avusturyalıları aldılar Tekrar cephe tuttuk Bir buçuk ay kaldım orda Bir karavana yedik hücuma kalktık İkinci hücumda ben yaralandım Şarapnel tuttu beni Bizim asker bozuldu Çok şarapnel attılar Ben yaralı kaldım yerde yatıyorum Gavur askerleri geldiler Tüfeğimi attılar Çantamda cephane vardı Onu da attılar uzakça bir yere Ateş ederim diye mi korkuyorlar acaba Gavur askerinin biri de bir dilim ekmek koydu göğsüme "Su" dedim "Yok" dedi omuzlarıyla Geçtiler yukarı doğru gittiler Çok kıştı Bir gavur askeri geliyor elinde süngüsüyle koşarak Beni süngüleyecek herhalde Bir başkası koştu geldi Çatra patra çatra patra konuştular Götürdü onu uzaklaştırdı benim yanımdan Ne merhametli gavurlar da var yarabbim İki saat geçmedi arası bizim asker imdat gelmiş Bir hücum etti bizimkiler Gavurlar lap lap düşüyorlar Bir de kaldırdım kafamı şöyle bir baktım Arpa demeti gibi döşemişler gavurlar Sabah oldu Beni alıp sargı mahalline götürdüler Bir subay var yazıyor Dedim ki: -Müslümansan yanıma gel beyim Geldi -Bir kaput atın üstüme bir de su verin dedim -Şimdi asker yolladım suya gelince çok vericem dedi Sonra doktorlar geldiler "Bunun yarası ağır burada sarılmaz Büyük sargı mahalline götürün" dediler Sabahleyin bir gavur arabası geldi Atlı araba Atıverdiler bizi içine 4-5 kişi yaralı varız arabada Arabacı gavur askeri bir kamçı vurdu atlara Dört nala kalktı hayvanlar Yaram çok acıdı sarsıntıdan Kafama karanlık çöküverdi Gavurun saçından tuttum Bir darttım Badırdandı gavur "Arkandaki adam ölecek" dermiş Bir daha vurdu kamçıyı atlara Gavur haklı Dolaşıverdik sargı mahalline vardık Bir subay geldi başıma Baktı bana: -Haaa dedi Bir düdük çaldı Sıhhiye askerleri koştular geldiler Subay: -İndirin şunu yarasını temizleyin çabuk sargılayın atın trene dedi 4 gün 4 gecede Gedik Kasabasına geldim Avusturya'da bir kasaba Hastanede çok iyi baktılar bize Francala verdiler Kıtlıktı o seneler Haftada iki gün ziyaret günüydü Çokcası kadınlar gelirdi ziyaretçi olarak; sigara bisküvi bazan da para dağıtırlardı yaralılara Pani doktor derdik erkek doktorlara Hemşirelerde öyle derdi Pavla diye bir hemşire vardı 20-25 yaşlarında Yaşıyorsa selam söylerim Çok güzeldi Bana çok baktı Ah! O Pavla yok mu? Viyana'da: "Bir kadın vereceğiz bir de dükkan vereceğiz kalırsanız" diye ilan ettiler Kalmadık Cahillik ettik Kalsana be adam kalsana Banger olacaktık Bak şimdi millet oralara gitmek için birbirini yiyor Avusturya'da bir hastanede iki sene yattıktan sonra Edirne'ye geldim Biraz Bakırköy Hastanesinde kaldım Sonra Büyükdere'ye götürdüler 2 sene de böyle geçti Köye gelince 5 sene oldu Edirne'ye geldiğimde bir heyet beni muayene etti Avusturya hastanesinden bana verdikleri kağıtları hep yırttılar Türkiye ödeyemez bu maaşı dediler Avusturya hastanesinde "Sana tam maaş yazdık" demişlerdi Edirne'de 75 kuruş maaş yazdılar Madalyam yok Üç ayda bir 30 bin lira falan maaş alıyorum 60 senedir alıyorum bu maaşı Sağ kalçamda kırık var Sağ yanıma yatamıyorum Bizim köyden Kuvayi Milliye'ye katılanlar oldu Ben nasıl gideyim Yaralıyı Sakatım Ninenin adı "Yete" di 4 çocuğum oldu Bir yaşıyor Ben de onun yanında yaşıyorum |
Çanakkale Savaşı - Gazilerimiz |
10-07-2012 | #7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Çanakkale Savaşı - GazilerimizHAKKI TUNA Eceabat - Büyük Anafartalar Köyü'nden 1312 (1896) doğumluyum 85 yaşındayım Ben küçük Zabit Mektebinde okuyordum İki yıl olmuştu ki seferberlik patladı Bizi de askeri birliklere dağıttılar 9 ay 10 gün Çanakkale Savaşlarının içinde kaldım Ankara'nın Boyabat ilçesinde doğdum Buralara çok küçük yaşta geldim Harpten sonra burada evlenip kaldım İstanbul Haydarpaşa'da İttihad-ı Osmaniye Mektebi'nde 15 yıl Kadıköy Rüştiyesi'nde de 2 yıl okudum Sonra Küçük Zabit Mektebi'ne gittim HAKKI TUNA Henüz ikinci yılın sonuna gelmiştik ki seferberlik ilan edildi Beni Hadımköy Sancaktepe Topçu Alayına verdiler 6 bölüklü bir alaydı Bir gün Bahriye Nazırı Cemal Paşa bizi teftişe geldi Bu teftişten sonra bizi İstanbul'da Sultan Ahmet Camiine kaldırdılar Bir süre Sultan Ahmet Camii'nde yatıp kalktık Daha sonra bir emir geldi Bütün bölüklerimizi ayrı ayrı yerlere gönderdiler Kimimiz Arabistan'a kimimiz İstanbul Boğazı'na bizim bölüğü de Çanakkale Cephesine ayırdılar 10 gün kadar geçmedi Galat rıhtımına yanaşan bir vapura topumuz tüfeğimiz cephanemizle yüklendik Marmara Denizi'nde o zaman denizaltı olduğundan şüphe edilirdi Onun için bindiğimiz vapura muhafız olarak bir de torpido verdiler Galata'dan hareket ettik Çanakkale'ye Akbaş İskelesi'ne vapur yanaştı Vapur boşaldı Toplarımızı koştuk O sırada bir düşman mermisi yakınlarımıza düştü Eceabat'ın içinden geçiyoruz Eceabat harabeye dönmüş Binalar yıkılmış Orda burda evler yanıyor Çamburnu yolundan Behramlı köyünden geçtik Kirte'ye yakınlaştığımızda gece olmuştu O gece orada 9 Fırka'da misafir kaldık Ertesi sabah Kirte Köyü'nün üst taraflarında hazırlanmış mevzilerimizi bulduk Toplarımızı mevziye yerleştirdik Bir telaş bir telaş hepimizde Hazırlık yapıyoruz Telefon hattımızı düzenledik Batarya dürbünümüz kurduk Her şeyi yerine yerleştirip hazırlığımızı tamamladık O sırada düşman da Kirte Köyü'nün altındaki Eski Bağlar'a kadar gelmişti Biz düşmana başladık toplarımızla ateş etmeye Bir hafta o mevzilerde kaldık Sonra bir emir geldi Toplarımızı Eceabat Top Zeytinlik'e götürdük Geri çekildik Çadırlarımızı filan kurduk Ben o zaman kıdemli başçavuş muaviniydim 17 Alay 2 Bölükteydim Ağır Topçu Bölüğünde 12'lik ağır obüs toplarımız vardı Şimdi burada yaşayan Ömer Güner de benim yanımda aynı bölükte askerdi Top Zeytinlik'te çadırları kurduktan sonra 2 top alıp Kara Yorgi'nin Dere'ye gittik Kara Yorgi'nin Derede'de 25 ay kaldık Savaş devam ediyor Hücumlar oluyor Derenin içinde toplarımızın askerlerinden iki şehit verdik Tekrar Top Zeytinliğe geldik Refik adında bir takım subayımız vardı Onunla birlikte bu defa Domuz Dere'ye 2 top kurduk 35 ay da Domuz Dere'den ateş ettik düşman üzerine Batarya Kumandanımız nadir Efendiydi Üsteğmendi Bizim gözetleme yerimiz Alçı Tepe'deydi Üst tarafımızda da Grup Kumandanı'nın gözetleme yeri vardı Bir gün bana batarya Kumandanımız Nadir Efendi dedi ki: -Seni grup Kumandanı istiyor Gittim Kapısını vurdum Girdim yanına Selam verdim Grup Kumandanı: -Sen avcı hattına gideceksin Orada 16 Alay Kumandanını bulacaksın Sana görev verecek -Emredersiniz dedim çıktım odasından Bataryaya gelip silahlı bir asker aldım Beraberce başladık avcı hattına gitmek üzere gitmek üzere Kirte köyü yönünde yürümeye Kirte köyüne geldiğimizde savaş bütün şiddetiyle sürüyordu Kirte Köyü zaten harabe olmuş Yıkıntıların arasında bizim yaralıları getirmişler gördüm Kiminin kolu kiminin bacağı kopmuş Yaralıları sargı yerine götürmeye çalışıyorlardı Orada durmadık Geriye bataryaya döndük Sabahleyin tekrar yola koyuldum Avcı hattı bizim topların ateş ettikleri yöndeymiş Boğazdan Çan ovasına kadar düşmanla doluydu Yalnız Palamut ve Kaba Tepe arasında düşman yoktu Yanıma asker almamıştım Yalnızdım Doğru yönümde gidiyordum Bir de baktım Önümde bir asker yürüyordu Seslendim askere asker durdu Sordum: -Kaçıncı alaydansın ? Asker : - Biz 16 Alayın 3 Taburuyuz Şurada istirahate çekildik Ordayız diyerek eliyle gösterdi - Düş önüme beraber gidelim dedim O zaman asker toprak altında meydanda değil sığınaklarda Gittik oraya İndim aşağıya Bir piyade subayı gördüm Grup Kumandanının beni istediğini anlattım Hemen çavuşa döndü : -Çavuş Açıkgöz birisi silahlarını alsın gelsin Bu arkadaşla gidecek Bir de baktım cin gibi bir asker geldi Silahlı göğsünde çapraz fişekler Düştü önüme Gidiyoruz Bazı açıktan gidiyoruz Düşman bizi görünce veriyor şarapneli bize Bazı gizli yollardan gidiyoruz Koşarak giderken avcı hattının arkasında karargah çıktı karşımıza Karargaha vardım 5-10 kişi getirmişler İleri hattan getirmişler şehitleri Gömememişler daha Uzatmışlar öyle yatıyorlar Alay Kumandanına bir selam verdim Alay Kumandanı uzun boylu bir adam Bana dedi ki: - Şurada telefon odasında biraz otur da bir erle gidersin ileri - Ben er istemem dedim Karargahtan ilerideki avcı hatlarına giden bir sıçan yolu var Girdim sıçan yoluna vardım avcı hattına Bir ateş cehennemi üzerindeyiz Kum çuvallarını sıralamışlar Asker de çuvalların gerisinde silahları ellerinde ateş ediyorlardı Piyade bölük kumandanı anlatmaya başladı : " Bu hattı teslim aldığımızda burada bulunan alaydan 12 kişi kalmıştı" Bizim hattın 100 metre ilerisinde de Fransız hatları vardı Düşman denizden zırhlılar dan da toplarıyla durmadan ateş ediyor Bizim bulunduğumuz yerle Fransız hatları arasına bir mermi düştü Kum çuvallarını yıktı Çuvallardan biri belime çarptı Ben de yerimi değiştirdim Arkasından bir mermi dahaAvcı hatlarının tam orta yerineBir bağırtı koptuBir kaç şehit dört beş yaralıHemen sıhhiyeler koşup geldilerGötürdüler yaralı ve şehitleri Şehitlerden bir tanesini gördümİnsan olduğu belli değilKıpkırmızı et DağılmışBatarya Kumandanımız Sami Bey benim ölüp ölmediğimi öğrenmek için bir er göndermişbenim avcı hatlarında olduğumu öğrenen er de geri dönüp gitmiş Avcı hatlarını iyice görmüş düşmanın ateşini ve durumunu yakından incelemiştim Akşam bataryama dönmek üzere yola çıktım Gece çakır yıldızlıktıKurşunlar vızıl vızıl etrafımdan geçiyordu Bataryama sağ salim dönebilmiştim Arkadaşlar "Ölmeden gelmiş" diyorlardı Bir gün gözetleme yerindeydim Sami Bey varBatarya kumandanımızO gerideydiTopları Refik Teğmen idare ederdiSonradan bir Üsteğmen daha gelmiştiO "More More" diye konuşurduArnavut'tu Gözetleme yerinden makaslı dürbünle bakıyordum İlerilere avcı hatlarınaürbün yakın gösteriyor Bir de baktım Fransız hatlarında bir kıpırtı var Teğmene seslendim -Fransızlarda bir telaş varHücuma mı kalkacaklar ne? -İyi bak Hakkı dedi teğmen Teğmen diyorum ÜsteğmenBatarya Kumandanımıza söylüyorum bunları Kafamı çevirdim baktım Fransızlar süngü takmışlar hücuma kalkıyorlar fırlamışlar siperlerden biraz ilerlediler bizimkiler de fırladı siperlerden başladı süngü harbi Bizim toplar düşman topları hepimiz oraya ateş ediyoruz Gökyüzüne dikildi asker Epey devam etti süngü harbi Fransızlar bizim askerleri önlerine katmışlar sürüyorlar geriye karagahın yakınlarına Az geldi herhalde kuvvetimiz O sırada bir şakırtı koptu Soğandere'den; "kuvvet geliyor" dedim kendi kendime Asker koşa koşa gidip karşıladı gavuru Hiç unutmamBizim askerlerden birisi bir Fransız askerini kat ön etmişFransız kaçıyor bizimki arkada yetişemiyor Fransız'a Yetişse süngüleyecek Aştılar gittiler önlü arkalı düşman içlerine kadarne oldular bilmem Gözden kayboldular Bizim askerlerimiz Fransızların siperlerini ele geçirmişlerdi o günkü hücumda Bizim alt tarafımızda çamlığın içinde 105'luk seri ateşli toplar vardıOnlar da başldılar ateşe şimdi abide yapılan sırtlara ateş ediyorlardı Orada Fransızlar'ın bir cephaneliği isabet almış yanıyor Bilmiyorum artık cephanelik miydiErzak deposu muyduBaşlarında bir subay bir manga Fransız askeri söndürmek için koşuyorlardı Bizim toplar şarapnele çevirdiler bu sefer atışı Tutunamadı Fransızlar Bıraktılar söndürme işini kaçıp gittilerBu olay Domuz Dere'de olmuştu Aradan bir zaman geçtiüşman birlikleri bütün cephe boyunca hücuma laktılar SöktüremedilerSon hücumları idi bu onlarınBıraktılar hücumu Biz toplarımızı Kaba Tepe'ye getirdik Ben yine gözetleme yerindeydim Dürbünle bakıyordum Düşman sabah erkenden Anafarta Ovasına da asker çıkardı Askerin çıkarılışını ben de dürbünümle izliyordum Düşmanın karaya ayak basmasıyla Anafartalarda da savaş başladı Cayırtı koptuevam etti Fakatsöktüremedi 3 ay daha kaldı kafir Üç aydan sonra aldı başını gitti Bir sabah Kaba Tape'de arkadaşlar Fransızlar Seddülbahir'den kaçmış dediler Atladım beygire bastım gittim Çift Ekin'den aşağı indim Bizim asker ovaya yayılmış hepYiyecek giyecek herşeyleri bırakıp gitmişler Bir tane de Kadana beygiri kaçırmışlarBizim askerler de tutup getirmişler Bir İngiliz Gemisi İmroz taraflarından bıraktıkları şeylere veriyorlar mermiyiYakıyorlar Düşman gittikten sonra bir süre daha o yakınlarda bir köyde durduk Sonra bizim topları Enez'e götürdüler Buralarda bir alay meydana getirdilerSahillere adi ateşli toplar koydular Buralarda az bir asker kaldı Beni de Küçük Anafartalar Köyündeki 24'lük toplara verdiler Arabistan teslim olduktan sonra da zaten asker terhis olmuştu Bizim batarya kumandanımız daha sonra tekrar tabur kumandan vekili olarak burada kurulan alaya gelmişti Mütareke imzalandıktan sonra fransızlaringilizler buralardaki topları hep patlatıp parçaladılar Anadolu'ya geçirmediler bizi buralardan Köyümüzde Yunan jandarması da vardı Ben bu köyde Büyük Anafarta köyü'nde evlenip kaldım Düğünümü o zaman askerler yaptılar Köyümde bir sene evveline kadar bakkallık yapıyordum Şimdi bıraktım İki çocuğum var İlk karımı 35 sene önce kaybettim Sonra ikinciyi aldım İkinciyle hala yaşıyoruz Madalyam filan yok Yaşlılık maaşı alıyorum Oğlumun biri öğretmenİlkokul öğretmeniKız torunum da öğretmen çıktı Sol kaşımın üzerinde kurşun yarasının izini taşıyorum |
Çanakkale Savaşı - Gazilerimiz |
10-07-2012 | #8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Çanakkale Savaşı - GazilerimizHALİL KOÇ Çanakkale - Haliloğlu Köyü'nden 1309 (1893)'da doğdum 88 yaşındayım Balkan'ı gördüm Arıburnu'nu Muş cephesinde Rus'u Halep taraflarını da gördüm Önce Eceabattaydık Kabatepe'ye keşif koluna gittik Kabatepe'de İngiliz gemileri geldiler Şamadıra bıraktılar Bizimkiler kayalıklarda şamandıraları topladılar Bir hafta sonra İngilizler geldiler Ben nöbet yerindeydim Sabaha karşıydı İmroz'un her yanı ateşler içinde kaldı Haber verdim Nöbet onbaşısına Çavuşlar subaylar hepsi geldiler İngilizler asker çıkarmaya başladılar Şamandıraları bıraktıkları yerlere Mavnalara dolduruyorlar askerleri Karaya çıkarıyorlar Harp gemileri de denizde Arıburnu taraflarına çıkıyorlar Bizim 4 Bölük Arıburnu'ndaydı Çiğnemiş gavur onları Biz Kabatepe'deyiz bakıyoruz Bizim toplarımız vardı yanımızda 4 tane top Toplar ateş ediyordu Gavurun mavnalarını karaya çıkarken ortadan bölübölüverirken gördüm Dik yarlar var Böyle bir yarın kenarından görüyorum 2-3 gün durduk orada Aldılar bizi de Saat dokuzda hücum yaptırdılar Kanlı Sırt'ta Kanlı Sırt'a bir de varmıştık ki ortalık hazır gibi insan ölüsü Onların aralarından sürünerek aştık öteki yüze Gavurun süngüleri görünüyor istihkamlarında Orada ateş ederken yanımdaki bütün arkadaşlarım şehit oldular Bir ben kaldım "Ben de vurulurum burada" diye düşündüm hep Kafamı kaldırmışım biraz herhalde Kafama "Küttek" bir taş vurdu Yüzbaşım geldi "Gidebileceksen git" dedi Bıraktım tüfeğimi Elden ele beni geçirdiler Gittim Benim başıma taş değil de şarapnel parçası gelmiş Barmış kalmış Biga'ya Demetoka Hastanesine gönderdiler Orada çıkardılar şarapnel parçasını 60 sene oluyor çıkarılalı Demetoka'da bir ay kaldım Tekrar geldik Arıburnu'na Giriverdik cepheye 8 ay kaldık 8 ay istihkamlarda durduk İngilizler tünel kazdılar Lağım ateşlediler Dünyanın toprağını üstümüze kaldırdılar Hiçbir şey olmadı gene de Çok hücum yaptık İstihkamdan çıkarıyorlar dışarı Hadi bakalım hücum Hücum Süngü hücumu Süngüleri takıyorum İstihkamdan çıkıyoruz Gavurun istihkamı 20 adım Onların istihkamlarına varmadan gavur öldürüyor seni Nereye gideceksin? Enver Paşa hücum yaptırıyor zorla Enver Paşa'yı gördüm oralara gelmişti Harbiye Nazırı idi Arıburnu'nda Şefik Bey Alay Kumandanımızdı bizim Gavur asker çıkarırken 9 Fırka Kumandanı emir veremedi Şefik Bey kendi emriyle koydu bizi muharebeye Şefik Bey başımızda 9 ay durdu Bir de mülazim Kemal Bey vardı şehit olmuştu Ben piyade idim 27 Alay 2 Tabur 2 Bölük 2 Takım'ın 9 Mangasındayım Elimde Alaman mavzeri vardı Gavur sonra Anafarta'ya asker çıkardı Biz gitmedik Anafarta'ya Düşman ordan da hücum etti Geçemediler 9 ay durduk Geçirmedik kafiri Çanakkale'den Bir gece keşif koluna gönderdiler bizi iki kişiyiz Gebeçınar Köyü'nden Mehmet Dayı vardı yanımda Zifir gibi karanlık bir gece Vardık gavurun siperine Dinledik Gavurlar "mınır mınır" konuşuyorlar Geri döndük Geri dönerken bir gavur ölüsünün üzerine bastık Matrası falan tangur tungur etti Gürültü oldu Gavurlar siperlerinden başladılar üzerimize ateş etmeye kaçamadık Birer top mermisi çukuru bulup sindik içlerine Dört saat sonra ateş yatıştı da çıkabildik dışarıya 27 Alayın mevziilerini bulamadık 72 Alayın mevziilerine düşmüşüz O gece 27 Alayda parola "Kasatura" idi Gavur o gece sabaha karşı kaçmış gitmiş Dört gün daha durduk orada biz Aldılar bizi Kırklareli'ne getirdiler Kırklareli'nde biz 2 günlük peksimetle 250'şer mermi verdiler Arkamızda 30 okka yük Çıktık hıdrellezde yola Mart'ın 1'inde Diyarbakır'a vardık Hep yayan Diyarbakır'da yeni birlikler teşkil ettiler Ben 24 Alay'ın 3 Bölüğüne düştüm Alay kumandanımız Süleyman Bey adında biriydi Muş cephesine vardık Mevziilere girdik Karşımızda Ruslar var Bize hücum ettiler bozdular Sonra biz onlara hücum ettik Rus'dan 2 tane top ele geçirdik Onlar hayvanlarını süngüleye süngüleye Muş'a çekildiler Ruslar geri çekilmeye devam ediyorlar Fakat geriye bir takım asker bırakmışlar Bu takım bize hücumlar yapıyor oyalıyor bizi Biz de arkadan kovalıyoruz Rus kuvvetlerini derken Ruslar bize asıl kuvvetleriyle tekrar hücuma geçtiler Biz bozulduk üç gün geriye kaçtık Batıya Billuriye'ye geldik 15 gün sonra biz hücum ettik Ruslara Ruslar geriye çekildiler O sırada Ruslar içlerinden bozulmuşlar Muş'a kadar Rusların ardından gittik Muş'ta durduk Ben Muş'ta piyadeden gönüllü olarak makinalı tüfeğe geçtim Orada bir kış geçirdik Geçirdik ama nasıl? Bir açlık Bir açlık O kadar işte Ayaklarımızdaki çarıkların derilerini yiyoruz At mat eti de çok yedik Ölü mü canlı mı sorma gari Ben makinalıya geçtim demiştim ya Hayvanların yeminden alıp kavurup yiyoruz Yok ki başka bir şey Ne yiyeceksin? Bizim bir küçük Zabit vardı Zeki Efendi Aç kalmış Herkes aç Bana dedi ki: "Bana da kavuruver de ben de yiyeyim" Kavuruverdim hayvanların yeminden O da yedi Sani Milazim'di Benim makinalı tüfek kızaklı makinalıydı Alaman malı Makinalı da iken savaş olmadı 17 Alaya teslim ettik Şam'a giderken makinalıyı İngiliz hücum etmiş Şam taraflarında Yüzbaşımız Cemil Bey telgraf çekti "Gelliyoruz" diye Halep'e kadar yürüdük Halep'te Yüzbaşımız Cemil Bey'in yanında 8 ay durdum Biz bozulunca Arabistan'da İngilizler her yeri teslim aldılar Terk-i Silah oldu Biz de Adana'ya geldik Sonra Konya'ya geldik Ben Alaşehir'den teskeremi alıp köye geldim Halep'te İaşe Zabiti Remzi Efendi'nin verdiği atlara baktım Ötede beride otlatırdım atları 3 ay da hastanede yattım Sürgün olmuşum Bir türlü sürgünüm kesilmedi Yunan çıktığında İzmir'e biz köydeydik Burada biz İngilizlerin elindeydik Anadolu'ya Kuvayı Milliye'ye gidemedik İngilizler köyümüze avlanmaya gelirlerdi Çanakkale'deki İngilizler Bazı da İngiliz Süvarileri köyden geçip giderlerdi Çan'ın Bahadırlı Köyü'nde İngilizlerin bir zararını görmedik biz Çanakkale'ye tel örgüden girip çıkardık Atatürk'ü görmedim Yalnız Şerbetli Köyünden Adem vardı O Atatürk'ün yanında durmuş Borazanmış Anlatırdı "Grup Kumandanımızdı" diye Arıburnu'na babam da geldi benim yanıma Beni dolaşmaya gelmişti O da aynalı tüfekle ateş etmişti düşmana Aynalı tüfek dediğim aynı elimizdeki tüfeklerden de önlü arkalı iki tane aynası var Aynalarından bakıyoruz düşmana doğru Babam helva yoğurt yumurta getirmişti Daha başka arkadaşların da babaları gelirlerdi tabii yakın yerlerdekiler Buradakiler Babam: "Bunlarda bu evlatlarda umut yok Bunlar buralarda kalırlar" derdi Ateşin içinde nasıl umut olsun? 8 ay boyunca 24 saat ateş hattında 24 saat geride istihkamda durdurduk İstihkamın içine kaç defa bomba düşmüştü Böyle çok arkadaşımız şehit oldu gitti Sigara paketleri atarlardı gavurlar bizim istihkamlarımıza Birinde İngilizler kavurma kutusuna barut ve fişek doldurup fitilini ateşleyip bizim istihkama attılar Fısır fısır yanıyor kutu istihkamın içinde Biz kaçayım derken dirsek siperini yıktık 7 kişi bu yıkıntının altında kaldık Kutunun lehimleri eriyince açılıverdi Deste deste fişekler yayılakaldı orta yerde Kimseye bir şey olmamıştı Masal gibi hep bunlar İstanbul'dan Muş'a Muş'tan Halep'e yayan gittik Potinlerimizin altı tahta idi Takunya gibi Tahtalar dağılıverdi de potinlerle çıplak ayak yürüdük Sonra sığır çarığı dağıttılar Çarıklar da çıkıçıkıverirdi ayaklarımızdan Çok çile çektik Balkan Harbi'nde İstanbul'da Eski Saray'da talimhaneydi İçinde yangın kulesi filan var Mahmut Şevket Paşa Harbiye Nazırıydı Mahmut Şevket Paşa'yı bizim talimhaneye geldiğinde görmüştüm Mahmut Şevket Paşa'yı Beyazıt önünde öldürdüler Topal Tevfik diye biri öldürmüştü Beyazıt Meydanı'na 24 tane darağacı dikildi bir gece sabaha karşı Ben de darağaçları diken askerler arasındaydım O ara marangozhanede çalışıyordum Topal Tevfik dedikleri adamın asılışını Eski Sarayın bahçesindeki parmaklıkların arasından gördüm Topal Tevfik 12 olarak asıldı Darağacına çıkarılırken "Domuzun başını öldürdüm Yaşasın millet bin sene" diye bağırdı Birincide urgan koptuydu İkincide astılardı Ölüsü dört saat sallandı durdu meydanda Sultan Reşat'ı da gördüm Ak sakallı bir ihtiyardı Edirne muhasaradaydı Babam 100 Osmanlı lirası bedel verdi de ben köye döndüm Babmın ödediği bedelle teskere alıp köye döndükten 7 ay sonra seferberlik açıldı Bizi tekrar askere aldılar Arıburnu'na gittim İngiliz bir sene sonra yaza karşı asker çıkardı 18 Mart'ta Arıburnu'ndaydım top seslerini oradan duydum Askere gitmeden evlendim Nine sağ Esma adı İki kızım bir oğlum olmuştu Kızlardan bir öldü Altı torunum var şimdi Sağlığım iyi Bir şikayetim yok Maaş filan almıyorum Madalyam yok |
Çanakkale Savaşı - Gazilerimiz |
10-07-2012 | #9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Çanakkale Savaşı - GazilerimizMUSTAFA AKSOY Çan - Halilağa Köyü'nden Ben Mustafa Aksoy 309'luyum (1893) 88 yaşındayım Seddülbahir'de bulundum 9 Fırka 26 Alay 3 Tabur'daydım Fırka kumandanımız Yüzbaşı Ali İhsan Bey'di Takım zabitlerimizden de Yusuf Efendi Ayin Efendi vardı Piyadeydim Mevziilerdeydik Seddülbahir'de Beşli mavzer tüfeğim vardı Osmanlı mavzeri 4-5 ay durduk mevzilerde Düşman asker çıkardı bize doğru geliyor Düşmanın askeri talim terbiye görmemiş Sıçrama filan bilmiyorlar Öyle geliyorlar bize doğru Bizde makinalı tüfek var Basıyoruz kurşunu döşek gibi döşeniyorlar Bizim arkadaşlar tutuveriyorlar makinalıyı arayıp duruyor makinalı Düşen kalıyor dediler ki "Arap askeriymiş bunlar İngiliz bilmeden getirmiş bunları" diye konuşuluyor mevziide Bilmiyoruz ki onlarla muharebe yaptık çarpıştık adam gibi Önce düşmanın zırhlıları denizden üzerimize ateş yağdırdılar Attılar attılar Baktılar bizim taraftan karşılık yok zırhlıları biraz daha solkuldular karaya Tekrar ateş yağdırdılar Bizden bir kıpırtı yok Daha da yaklaştı tekrar ateşe başladı Bu defa bizim topçular da ateşe başladılar Zırhlıların ateşi bizim topları susturdu Geldi doğru bizim önümüze Seddülbahir'e asker çıkardı Zırhlısı vapuru geldi oraya oturdu Ben "Bu gavur geçemez emme hadi hayırlısı" dedim kendi kendime Mayınlar denizin altında gömülü Dışarıdan görünmüyor ama dışarda deniz kıyısında adamları var ellerinde fitilleri Gavurun zırhlıları geçerken fitili ateşleyecek Kaç yerde var böyle adamlar Bekleyip duruyorlar Gavurun zırhlıları yürüdüler boğaza doğru Biraz daha ilerleyince bizim topların mesafesine girdiler Çimenliktekiler Kirtedeki toplar ateş etmeye başladılar gavura Çanakkale'deki koca toplar filan Gavurun zırhlısının üzerine yukarıdan indiriverdiler Biri de yaralandı Hoop devriliverdi gavurun zırhlısı Biz de istihkamlardan görüyoruz bunları Depinemedi gavurlar geçemediler boğazı geri döndüler çekildiler geriye Orada yaralandım Seddülbahir'de Hücuma kalkmıştık Yüzbaşı Şerafettin Bey emir verdi Bir konuşma yaptı önce mevziilerde Besmele çekti baştan Sonra "Ananız sizi bu günler için doğurdu Hadi bakalım! Ben sizin önünüzden siz benim arkamdan Sakın geriye çekileyim demeyin düşmandan korkup da Öldüreceğiz düşmanı denize dökeceğiz" dedi Yüzbaşımız İstanbullu idi "Süngü tak Muharebe fişengiyle doldur kapat" emrini söyledi Birer de bomba var her birimizde "Hadi bakalım oğlum ateş!" diye bağırdı Gavur da askerlerini çıkarıyor deniz kıyısından İki yere iskele etmiş Boyuna askerini boşaltıyor "Şiddetli ateş!" diye bağırdı yüzbaşımız Mevziilerdeyiz At bakalım at bakalım Gavur bizi görmüyor Biz gavuru görüyoruz mevziilerimizden Biz hep ateş ediyoruz Gavur zığındere tarafından çevirmiş Yüzbaşı : "Düşman bize ateş yapacak geri çekilelim Esir olacağız yoksa" dedi Ben o sırada mevzide vuruldum bacaklarım tutmuyor Kurşun delmiş iki ayağımı da dizlerimin bir karış altından Sol kulağımın dibinden de bir kurşun geçti Kafama bir de parça denk geldi Şarapnel gibi bir şey Ufak ama yardı attı Bir çok arkadaşlar şehit oldular gözlerimin önünde Yaralananlar oldular İsimlerini pek hatırlayamıyorum Aklımda kalmadı ki Vurulanlardan Kayserili Ahmet Çavuş vardı Bir de Balıkesirli Nebi Çavuş Yaralandık geri çekiliyoruz Anaca- babaca günü Kanlı Dere'nin içine indik Katırları atları da derenin içine indirmişler Onlar da titreşip duruyorlar Sıhhiye filan yok Bacaklarım da soğudu kaldı Yavaş yavaş hayvanların bacaklarının aralarından yukarı doğru Kirte'ye çıktık Kirte'de kaldım gidemedim Takviyeye gelen birliklerden birinin zabiti geldi yanıma eliyle işaret etti - Otur otur dedi Sıhhiye yok Bir şey yok Götürecek insan da yok beni bayırın başı Baktı bana zabit - Ne oldu? dedi - Yaralıyım efendim dedim Atından indi yanıma geldi çöktü Bana düşmanın nerelerde olduğunu sordu Ben de gördüklerimi düşmanınnerlerde olduğunu olduğu gibi söyledim O zabit geriden kendisine yetişen askerlerine silah çattırdı İki askere emir verdi : - Bunu Maydos'a (Eceabat) götüreceksiniz Hastaneye teslim edeceksiniz Bir de teslim kağıdı alığ getireceksiniz bana dedi " Oh Hele Yarabbi şükür" dedim Aldı o iki asker beni Maydos'ta hastaneye yatırdılar Maydos'a hastanede de pek tutmadılar Karabiga'ya gönderdiler Karabiga'da da at arabasına bindirdiler Biga'ya hastaneye yatırdılar 29 gün Biga'da hastanede yattım Hastaneden çıktım Tekrar cepheye gönderdiler beni Bizim tabur yerinden oynamış Bulamadık taburu Taburumuz Arıburnu civarında Semertepe'ye geçmiş Oralardaymış Maydos'ta bize silah cephane verdiler Haydi bakalım tekrar cepheye birliğimize Semertepe'ye 26 Alaya Ben 26 Alayın 4 Bölüğündeyim 3 Takım 3 Mangadayım Beni ve benim gibi olan hastaneden gelen arkadaşları muayene ettiler Askerlik yapamaz dediler Karadeniz Boğazı'nda İstanbul'da 6 saat ileride Ağaçlı denen yerdeki maden ocaklarına gönderdiler 3 ocak vardı Orada asker olarak madende çalıştırdılar Madende kömür çıkarıyorduk İstanbul'a gidiyordu kömürler 25 sene kaldım madende 75 sene geldim köyüme Madalyam yok 2 senedir maaş alıyorum Askerden gelince evlendim Bayramiç'in Dongurlu köyünden Adı Tayyire idi 6 sene önce öldü 1 kız 2 erkek çocuğum var Oğlumun yanında kalıyorum burada köyde Gece talim yapardık Gündüz düşmana ateş ederdik Gündüz pek talim yapamazdık Düşmanın tayyaresi tepemizde gezerdi Gördüğü zaman ateş yağdırırdı gavur üstümüze Büyük kumandanlardan göremedik Bizim gibiler nerde görecek onlar? |
Çanakkale Savaşı - Gazilerimiz |
10-07-2012 | #10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Çanakkale Savaşı - GazilerimizMEHMET ORAL Yenice - Akçakoyun Köyü'nden Ben Hatipoğullarından Hüseyin Oğlu Mehmet Mehmet Oral 1309 (1893) doğumluyum 88 yaşına girdim Arabistan'da Basra'da Aşer Kışlasındaydım 9 Fırkadaydım Piyadeydim Talim yapardık 8 ay kaldım Basra'da Harp görmedim Arabistan'da Babam bedel verdi Köyüme geldim Geldiğimin 12 günü Çanakkale'de Savaş başladı Ben de Çanakkale'ye katıldım 18 Mart günü Çimenlik kalesindeydim MEHMET ORAL Düşman donanması boğazı zorladı Toplar atılıyordu Düşman gemileri Çimenlik Kalesini bombardıman ettiler Bizim toplar da düşman zırhlılarına ateş ediyorlardı Düşmanın iki zırhlısı batınca boğazdan geri çekildiler Bu sefer harp karaya çevrildi Düşman karadan hücum etti Ben Çanakkale'de 9 Fırka'da Sıhhıye Bölüğü'ne düştüm Anafartalar'da Sargı mahallinde idim Biz ilk tedavi yapıp Büyük Sargı mahalli'ne gönderirdik bize gelen yaralıları 3-5 yerinden yara alanları kolu bacağı kopan yarısı yok olmuş insanları gördüm Çok yaralılar gördüm Bizim başımızda Başkatip Galip Bey vardı Rütbesi Kaymakamdı Ağabeyim 26 Alayda piyade idi Ayağında dum dum kurşunu patlamış Ayağını bozmuş Onu gece Kavaklıdere'den Silah deposundan getirdim Başkatip Galip Bey'in arabasıyla getirdim Ayağı çok kötüydü Fena yaralanmış Sargı mahalline getirdim Hıristiyan doktor vardı -Vapur kalkıyor Şu kağıdı imza ediverin dedim -Atıver şuraya dedi -Köpek ileşi mi atıyoruz Bey dedim Bu yaralı vapura yetiştireceğiz Kardeşimi vapurla karşıya Demetoka Hastanesine gönderdik Oradan hava değişimi alıp köye gitmiş Bir daha da gelemedi cepheye Çanakkale Cephesi'nde 35 sene kaldım Çok süngü hücumları oldu Hatta bir kere öyle gördüm ki unutamıyorum Bir İngiliz askeriyle bizim askerlerden biri süngülerini birbirlerine saplamışlar yan yana yere düşmüşler Birbirlerini de şah damarlarını ısırmışlar Yerde öylecene can vermişler Yatıyorlardı Çanakkale'de bizim 9 Fırkanın Kumandanı Alaman Sabri Bey'di Alay Kumandamız Kadri Bey'di Başkatibimiz Kaymakam Galip Bey'di Yüzbaşımız Halil Efendiydi Atatürk bizim fırkaya geldi 12'şerden 24 topa iki bataryaya kumandan oldu Düşman o sıralarda deniz kenarında idi Atatürk'ü cephede çok gördüm Bizim Fırkadaydı zaten Çadırı bizim sargı mahalline yakındı Bizim Fırka Kumandanı ile konuşurlarken duydum Atatürk'le Fırka Kumandanı arasında şöyle bir konuşmayı duymuştum Atatürk: -Biz mi onlardan toprak istiyoruz ? Yoksa onlar mı bizden ? Fırka Kumandanı: -Onlar bizden toprak istiyorlar Atatürk: -Öyleyse neden biz hücum edip de kırdırıyoruz askeri Onlar bize hücum etsinler Biz onları kıralım Biz kırılmayalım Fırka Kumandanı: -Enver paşa gelecek Ona söyleyelim Sonra Enver Paşa geldiğinde Atatürk bunu ona da söylemiş Hücumu kestirdilerdi Bir daha da Enver Paşa gelmedi cepheye Bizle beraber Alman subayları da vardı Hatta Hintler diye bir Alman vardı Mesela bir makineli tüfek bozuldu mu tamir için giderken açıktan giderdi Yapamazsa yerinde alır makineli tüfeği Anafartalar'daki yapımhaneye götürürdü "Böyle açıktan gitme öleceksin" derlermiş O da "Ölüm bizim için" dermiş Sonra duyduk Hintler dediğimiz Alman kendisini denize atmış Neden? Bilmem Atatürk İngiliz topları ateşi kesmeden bizim toplara ateşi kestirmezdi Çanakkale bitince 9 Fırka olarak Rus cephesine gittik Bayburt'ta bulunduk Alaman Sabri Bey Fırka Kumandanımız Bayburt'ta şehit düştü Bizi Rus bozdu Geri çekildik Kanlı Taş denilen yerde Ben orada sıhhıye onbaşısı idim Baybur'ta geri çekilirken Alaman Sabri Bey makinalı tüfeklerle arkamızdan gelen Rusları 3-4 saat oyaladı Orada kendisi de şehit düştü Bizi 9 Alay yaptılar Yay olarak Ardahan kars Sarıkamış'a kadar götürdüler Sonra geriye Kars'a döndük Ben orada Kars Menzil Hastanesinde bilemem kaç ay bulundum Mütareke olup da silahlar bırakılınca da köye geldim Kuvayi Milliye'de Karaağaç Cephesinde Edremit Kaymakamı Hamdi Bey'in yanında bulundum Bizi buralardan çete olarak Hamdi Bey toparladı Hamdi Bey'in yanından Yüzbaşı Ali Bey bizi birkaç kişi Yabancılar Cephesine aldı Manisa Karaağacı'nın beri tarafında üzerimizde de 5-10 mermi kalmıştı Yunanlılar biz orada bozdu Yabancılarda piyade onbaşısı idim Yanımda Hamdi Bey'den Mustafa Çavuş Arap Mustafa Süleyman Aras Mustafa Halil Çavuş vardı Karabey'den Latif Çavuş Kazım'ın Hasan vardı Hamdi Bey'den Mülazimin Hasan vardı Biz mevzide filan değildik Bir zeytinlik içindeyiz Gavur geliyor Cephanemiz bitti Bozulduk Dereköy'de Rezil Değirmeni denilen yerde yeniden bir cephe tutmak istedik Tutamadık Cephanemiz yoktu DağıldıkBiz orada 3 ay filan kalabildik Sonra Hamdi Bey Akbaş Cephaneliğini basıp silah ve cephaneyi bu taraf Anadolu'ya geçirdi Fakat İnova'da Anzavurcular tarafından şehit edildi Bizim köyü Yunanlılar işgal ettiler Kalkım'da Yunan karakolu vardı Bizi topladılar Önce Edremit'e götürdüler Edremit'ten 12 kişi İzmir'e götürdüler Ben de varım İzmir'de hapse attılar Bu sırada Yunanlılar Afyon Cephesinde bozulunca vapurla İzmir'den Pire'ye Korfu Adası'na götürdüler İzmir'den bindiğimiz vapurda Tevfik Kaptan diye biri vardı Tevfik Kaptan "Bu vapuru kaçıralım Kurtulalım" diye konuşurdu Ali Kumpas adında birisi vardı Aydın'lı Gitmiş söylemiş Yunanlılara Çok dövdüler bizi Çay istemiştim Getirip sıcak çayı suratıma serpiverdi gavur İzmir'de bir de Yunan mahkemesine çıkardılar beni "Sen çetesin kaç tane hristiyan öldürdün?" diye sordular Korfu Adası'nda pek kötülük hakaret etmediler Bir parça ekmek verirlerdi Başka bir şey vermezlerdi Ben Korfu'da hapis yattım Yerim sıcaktı Üstümdeki odada mahkeme yapıyorlardı Sonra bizi korfu'dan çıkarıp Atina'nın sağ tarafında tel örgülerin içine koydular Bu tel örgülerde 8-9 ay kaldık Atina'da esir bulunduğumuz tel örgülere Ankara'dan bir elçi geldi Ak elbiseli hasır şapkalı birisi Tel kumandanıyla konuştular Aramızda bir de kaymakam vardı Çıktı o gelen elçiyle el sıkıştı Bizi o gece Pire Limanına sevkettiler Yalnız o kaymakamı o gece bir kör kuyuya atmış Yunanlılar Sabahleyin ölüsünü buldular Vapura bindik İzmir'e geldik Ben hasta oldum İzmir Hastanesinde 12 gün yattım Hastaneden çıktıktan sonra Edremit üzerinden köyümüze geldim Hafif bir misket yarası aldım Anafartalarda Düğün yaptığımda gavurlar buralardaydı Şimdi 5 çocuğum var Çocuğum bakıyor Hiçbir yerden maaş almıyorum Nefes darlığı var Gözümün biri görmüyor Kulaklarım ağır duyuyor Hali vakti yerinde olanlara bile verdiler maaş da bizim gibilere vermiyorlar Bir maaş çıkarsalar ban da elim genişleyecek Burada oğlumun yanında kalıyorum O veriyor arada birkaç kuruşHarcanıyorum |
Çanakkale Savaşı - Gazilerimiz |
10-07-2012 | #11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Çanakkale Savaşı - GazilerimizMEHMET ÖZTÜRK Biga - Gürçeşme Köyü'nden 10 senede geldim askerden İlkin Çanakkale'de girdim savaşa Topçuydum Sonra Çanakkale'yi geçemeyince kafir Arabistan'a kıvrıldı Bağdat yanlarına gittim İngilizle boğuştuk o tarafta da Sonra Fransızlarla Adana yanında çarpıştık En sonra da Haymana taraflarına gelip Yunan'ın peşine düştük 1310 (1894) doğumluyum 87 yaşına bastım Çanakkale'de topçu ayırdılar beni 5bölüğe düştümÜç gün sonra geçirdiler bizi karşı yakaya Arıburnu tarafına Zığındere'de üç ay topların başındaydım Üç ay ateş ettik düşmana Ne boğazdan geçebildi ne karadan Geri gitti MEHMET ÖZTÜRK Biz topları Akbaş İskelesine indirdik Bir vapura yüklendik İstanbul'a geldik Toplar tamir oldular Tekrar bir vapurla İzmir'e gittik İzmir'den trene topları mandaları yükledik Konya Ulukışla'da indirdik trenden Koştuk mandaları toplara Tarsus'a geldik Tekrar trene yüklediler bizi 4 topumuz var15'lik ağır obüs Neyse uzatmayalım Bağdat yakınlarına sokulduk Daha da ileri gittik İran topraklarına filan girdik galibaKut'ül Amara denilen yerlere vardık İngiliz'e karşı veriyoruz ateşi O da bize atıyor mermiyi Bir mermi geldiİngilizlerden toplardan ikisi işe yaramaz hale geldi8 arkadaş da şehit oldu yanımızda Ben ve Ali Çavuş kaldık topların başında Bozulduk Geri çekiliyoruz İngiliz de arkamızdan geliyor Başka topların tekerleklerinden buluyoruz takıyoruz bizim toplara öyle çekiyoruz geriye Bağdat'a geldik Bağdat2ın yanında bir yer var Samara dedikleri Samara'da toplandık O gece Bağdat yandı Cephanelikleri ateşe vermiş İngilizler Sonra Musul'a geldik Musul'da toplar tamir edildiler Hadi bakalım Kürt harbine 7 ay durduk Kürtlerin karşısında Kürtler Musul'a doğru kaçtılar Musul'a geldik Musul'da terk-i silah oldu Silahları bıraktık Toplayıverdi İngiliz bizi önüne- Nusaybin'e kadar getirdi Nusaybin'de Ali İhsan Paşa'yı İngilizler esir aldılar 5 Ordu Kumandanıydı Nusaybin'de trenin üzerine çıktı Bir nutuk verdi Ali İhsan Paşa Alay Kumandanımız vardı Kenan Bey albaydı Ali İhsan Paşa dedi ki: -"Kenan Bey bu asker sana teslim Diyarbakır Urfa Mardin Elazığ bu arada bu askeri salmayacaksın Beni İngilizler sınır çizmek için götürüyorlar Ben gene geleceğim Biz koştuk mandaları toplara Diyarbakır'a gittik 15 sene durduk Diyarbakır'da Yunan da o sıralarda çıktı İzmir'e Fransızlar Adana'ya çıkmışlar Biz adana tren yolunu Fransızlarla sınır yaptık 15 sene ateş yaptık Fransız'a oralarda Fransız cephesinden hep gece gitmek üzere bir ayda Ankara'ya geldik Topları getiriyoruz Ankara'ya Gündüzleri gidemiyoruz Yunan'ın tayyaresi görmesin diye gece gidiyoruz O zaman yol filan yok Ali İhsan Paşa'nın fırkasından 350 kişiyiz Ankara'ya 1 saat kalmış artık Yakınlaşmışız Deliktaş dedikleri bir köye varmışız Yüzbaşımız Hasan Tahsin Bey Bursalı Rıfat Efendi vardı Rıfat Efendi Mülazım-ı Evvel'diO köyden bir süvari yolladık Ankara'ya Köyde kadınlar bize börekler çörekler getirip karınlarımızı doyurdular Kadının biri geldi bizim yüzbaşıya;ben de yüzbaşının yanındaydım -Efendi bu bizim halimiz ne olacak ? diye sordu Yüzbaşı da -Ne olacak kadın? dedi Kadın başladı konuşmaya: -Bizim adamlarımızı aldılar gittiler Düşman da hep bu tarafa geliyor Öte gitmiyor Haymana'nın üstünden de düşmanın top sesleri geliyor "Güüürrr Güüürrr" diye" Yüzbaşı kadına bizi gösterip dedi ki : -Bugün dinleyin yarın ötemez Yunan'ın topları Kadın sordu Yüzbaşı'ya: -Neden? Yüzbaşı bizi gösterdi eliyle kadına: -Bu askeri görüyor musun? Çanakkale harbindendir bunlar8 senelik hepsi Arabistanı kıvrandı bu askerkatiyen gelemez Yunan Ankara'ya gönderdiğimiz süvari geldi Çıktık yola Mandalarla gidiyoruz Sabahleyingirdik Ankara'ya Marşlar söyleyerek istasyona varıyoruz "Ankara'nın taşına bak Gözlerimin yaşına bak Ankara'nın dardır yolu Yunan almış sağı-solu Gelsin Kemal Paşa Kolu" Korku nedir? İçimizde bilinmez Kanlı yazı alnımızda silinmez Biz var iken Ankara'ya girilmez" Böyle marşlar söylüyoruz İstasyonda bulunanlarda bizi alkışlıyorlar Atatürk orada başımızdaki Kenan Bey'e dedi ki: -Asker saat 10'a kadar serbest Saat 10'da tren gelecekSıçancık İstasyonunda inecekler Haymana'nın Çulluk Köyüne toplar kurulacak Sabahleyin ateşe başlayacaklar O sırada birçok kadın geldiler Kimileri yaralı kimisinin memeleri kesildi Savaştepeli arkadaş var yanımda benim Kara Fatma dedikleri bir kadınmış o gene Çıktı biri trenin üstüne konuşuyor Biz onu yüzbaşı filan sanmıştık Yaralı kadınları eliyle göstererek: "Şu kadınların haline bakın Çanakkale'nin Biga denilen yerinden beri bu Yunan böyle yapıyor Bu kadınların kimisi anneniz Kimisi bacınız yerine Bunları gördünüz ona göre cepheden geri dönecek olanı paşa da olsa vuracaksınız" dedi O gece biz Çulluk Köyüne gidip topları kurduk Sabahleyin başlayıverdik ateşe Anam!anam!anam! Üçüncü gün saat 8 sıralarında Yunan kaçmaya başladı Sakarya nehrinden sığamıyor geçmek için Bütün koşulu beygirlerini köprü yapıyor geçmek için nehirden Biz de Polatlı İstasyonunun oradan geçtik Yunan geçtikten sonra birinci köyü yaktı "Yanık Köy" koyduk adını o köyün biz de Yakıp kaçıyor Yunan Biz hem gidiyoruz arkasından hem ateş ediyoruz toplarımızla Ağır obüs bizim toplar Adi ateş yapıyoruz 45 okka mermileri var Afyon'a gelince dayandı gavur Kuvvetimiz yetmedi Bir sene durduk Afyon köylerinde Karadilli Arızkaya Göçenli Kılıçkaya Akşehir taraflarında bir sene durduk Sene geçti Bir sabah hücuma başlayacağız Topları doldurdukAfyon Kalesi'nde Yunan'ın topu var Biz Ali İhsan paşa cephesindeyiz Dumlupınar Cephesinde Biz Topçuyduk dedim ya! Atatürk hiç sakınmazdı bizden Yanımıza gelirdi O sabah gene bizim yanımızdaydı Öteki büyük paşalar da vardı Çakmak Karabekir İnönü Fevzi Çakmak Atatürk'e dedi ki: -Mustafa ben sabah namazını kılsam Atatürk de: -Hay hay Paşam kılın Birazdan başlayacağız ateşe bir daha kılamazsın Fevzi Çakmak ayrıldı namaz kılmaya gitti Bizim 2 ağır obüs topumuz var Yanımızda başka bölükte de 2 tane 75'luk top vardı Sonra o 75'luklar İnönü tarafına gittiler Toplar hazır mı? Hazır dedik Gün ışıyordu Başlayıverdik ateşe Bir atış ardından bir daha Yunan'ın Afyon Kalesindeki topu sustu Öyle haber geldi Başımızda Yüzbaşı Kemal Bey vardı Sonra o Menemen bağlarında şehit oldu Dürbün elinde söylerdi mesafeyiSektirmezdi Yunan'ın Afyon Kalesi'ndeki topunu benim topun ikinci mermisi susturdu Kumandanlarda yanımızdaydı Atatürk Yüzbaşı Kemal Bey'e dönüp dedi ki: -Bravo be Madalya yaz çavuşa! İlk madalyayı ben aldım Atatürk verdirdi benim madalyamı 14 günde İzmir'e indik İzmir'de vapurların üzerleri tütün dizileri gibi Yunanlı doluydu Denizin üzeride şapkaVapur mu yeter onca Yunan'aDefoldularGittiler Sonra biz ManisaBursaBandırma'dan geçtik İzmit'e dayandık Ben İzmit'ten teskeremi aldım 5 Fırka 8 Alay2Tabur 5 Bölükteydim Atatürk Grup Kumandanıydı Arıburnu'nda Bizim topların da yanına gelirdi Orada Tahsin Bey vardı Yüzbaşımızdı Atatürk ona derdi ki: -Maşallah maşallah Tahsin Bey bunlar öğrenmişler Afyon Kalesine attığımız zaman Yüzbaşı Kemal Bey şöyle emir vermişti Ben de nişancıydım topun başında "Mesafe 4600 5 Barut hakkı dane doğru" Emir buydu İkinci mermide kaledeki topu sustu Yunan'ın Sonra bize döner: -Mermiyi şöyle yapın kolunuzu dayayın da öyle koyun Korkmayın bir kere korku getirirseniz yüreğinize hep korkarsınız Korkmayın diye konuşurdu Çanakkale Harbinde Zığındere'de Üç ay ateş yaptıküşman zırhlıları vardı dış denizdeenizin üstü kasaba gibiydiGemi doluydu Arabistan'dan mandalarla çekip gelirdik toplarımızı Haymana'ya geldik Maraş'ta da kaldık biz Fransızlar'a karşı O yüzden Maraş fırkası da derlerdi bizim fırkaya Seferberlikte 80 kişi kadar gitti bizim köyden Ben Arabistan'a gittiğim için geç geldim köye Çanakkale'de kırıldı bizim bu köyden gidenlerin çoğu birkaç kişi gelmişlerOnlar da ya kolu yokYa bacağı Üç aylık evliydim askere giderken 10 sene sonra geldim köye Beş kız bir erkek çocuğum oldu Sonra oğlumu öldürdüler Madalya maaşı Yaralanmadım Nine öleli çok oldu Gözlerimin birisi hiç görmüyor Birisini ameliyat ettirip açtırdım O biraz görüyor Öteki hiç görmüyor Çanakkale'ye 18 Mart'a çağırıyorlarGidemiyorum kiGözler görmüyorNasıl gideyim |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|