Dalgıçlık

Eski 07-01-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Dalgıçlık



Dalgıçlık


Özel bir donanımla ve belirli bir amaçla bir süre için sualtına dalmaya dalgıçlık, bu dalışı yapan kimseye de dalgıç denir Denizaltında yapılması gereken çok çeşitli işler için dalgıçlara gereksinim vardır Gemilerin, iskele ve limanların sualtındaki bölümlerinde yapılacak inceleme ve onarımlarda dalgıçlardan yararlanılır Çok derin olmayan denizlerde batan bir gemiye inen dalgıçlar kalın halatlar bağlayarak geminin yukarıya çekilmesini sağlayabilir ya da gemideki değerli yükleri denizden çıkartabilirler İÖ 300'lerde Doğu

Akdeniz'deki Rodos Adası'nda, batık gemilerden mal çıkartacak dalgıçlara verilen ve dalınan derinliğe göre artan ücreti gösteren bir çizelge yapılmıştı
İlk dalgıçlar suya batmalarını sağlayan bir taştan başka bir donanım kullanmıyorlar ve sualtında yalnızca 12 dakika kalabiliyorlardı Bu tür "çıplak dalış" günümüzde de dünyanın kimi bölgelerinde deniz yatağından istiridye ve sünger çıkartmak için kullanılan bir yöntemdir

Dalgıçların sualtında dolaşabilmelerini sağlayacak bir dalgıç giysisi yapmak için birçok çalışma yapılmıştır Bir Alman mühendis olan Augustus Siebe günümüzde kullanılanların öncüsü sayılabilecek bir dalgıç giysisini 1830'da yapmıştır
Klasik dalgıç giysileri iki kat kumaş arasına kauçuk koyularak üretilen su geçirmez bir maddeden yapılır Bu giysi ayaktan boyuna kadar bütün bedeni kaplar Eldivenler su geçirmeyecek biçimde bileklere oturur Çok ağır olan ayakkabılar dalgıcın ayakta dik durmasını sağlar

En son yuvarlak bakır başlık su geçirmeyecek biçimde takılır Başlığın iki yanında kalın camdan yapılmış gözetleme pencereleri vardır; önündeki yuvarlak ön pencere dalıştan hemen önce başlığa vidalanır Bazı başlıkların tepesinde de bir pencere bulunur Esnek bir hava borusu başlığı dalgıç teknesindeki hava pompasına bağlar Dalgıcın suya kolayca dalmasını sağlamak için elbisenin göğsüne ve sırtına iki ağırlık asılır
Dalgıcın gemidekilerle ya da öbür dalgıçlarla haberleşebilmesi için başlığa bir de haberleşme kablosu bağlanır

Telefon alıcısı ve vericisi başlığın içindedir Dalgıç konuşmak istediği zaman başlığın alt bölümündeki düğmeye çenesiyle basınca gemideki zil çalar Dalgıcın sualtında kullanacağı el feneri, bıçak gibi aygıtlar kemerine takılıdır Dalgıç teknesindeki ya da rıhtımdaki yardımcılar dalgıca hava pompalanması ve haberleşme bağlantısının sürdürülmesi ile ilgili işleri yaparlar Hava pompası elle çalıştırılabildiği gibi derin dalışlarda motorlu kompresör de kullanılabilir

Pompadan gelen hava başlığa tek yönlü bir vanadan geçerek girer Bu vana gelen havanın geri gitmesini önler Giysi içindeki fazla hava ayrı bir çıkış vanasından dışarı atılır Dalgıç bu çıkış vanasını açıp kapayarak giysi içindeki havanın miktarını denetleyebilir Çıkış vanası kapandığı zaman içindeki havanın etkisiyle giysi şişer ve suyun dalgıcı kaldırma gücü artar Çıkış vanası açılınca havanın bir bölümü dışarı çıkar; büzülen giysinin hacmi küçülür ve suyun dalgıcı kaldırma gücü azalır Böylece dalgıç çıkış vanasını açıp kapayarak, su içinde aşağı ya da yukarı doğru hareket edebilir

Dalgıç ne kadar derine inerse üzerindeki su basıncı da o kadar artar Bu nedenle hem dalgıcın solumasına, hem de dalgıç giysisinin içinde, dışardaki su basıncına eşit bir basınç oluşmasına yetecek kadar çok hava olmalıdır Örneğin 65 metre derinlikte, dalgıç elbisesi 6500 milibarlık bir basınçla şişmiş olmalıdır Bu basınç atmosfer basıncının 6 katından fazladır Bu yüksek basınç altında havanın azotu dalgıcın kanına ve dokularına girer; ama vücut azotu oksijeni kullandığı gibi kullanamaz Eğer dalgıç böyle bir derinlikten yukarı hızla çıkarsa kana karışmış olan azot damarlarında gaz kabarcıkları oluşturur

Bu gaz kabarcıkları damar tıkanmasına yol açarak felç ve ölüme yol açabilir Vurgun denen bu olayı önlemek için dalgıç su yüzeyine yavaş yavaş çıkmalıdır Bu durumda azotun dalgıcın vücudunu terk etme süreci uzayacak ve kanda tehlikeli olabilecek büyüklükte gaz kabarcıkları oluşmayacaktır Dalgıcın su yüzeyine çıkması için gereken süre dalgıcın indiği derinliğe bağlıdır Örneğin 65 metre derinlikte bir saat kalan bir dalgıç su yüzeyine 5,5 saatte çıkmalıdır

Daha sonra geliştirilen bir dalgıç giysisi dalgıca serbest hareket olanağı vermiştir Bu donanımı kullanan dalgıç kendisine gerekli olan havayı bir tüp içinde yanında taşır Bu tür donanımda solunan hava dışarı atılır ya da arındırılarak yeniden kullanılır Solunan havanın yeniden kullanıldığı türde, basınçlı bir tüpten gelen oksijen göğüs üzerindeki bir lastik torba içinde solunur Kullanılan oksijen kimyasal bir arıtıcıdan geçtikten sonra yeniden lastik torbaya döner Vücudu sıkıca saran bu dalgıç giysilerini, II Dünya Savaşı sırasında (193945), düşman gemilerine patlayıcı yerleştiren dalgıçlar kullanmıştır Bu donanımın üstünlüğü dalgıcın yerini belli edebilecek hava kabarcıkları çıkarmamasıdır

Öteki tür dalgıç giysisinde, dalgıcın sırtındaki tüplerden gelen hava otomatik bir vanadan geçerek yüz maskesine gelir Bu vana dalgıç soluk aldığı zaman kendiliğinden açılır Dalgıç soluk verince çıkan kullanılmış hava da tek yönlü bir başka vanadan dışarı atılır Çok çeşitli biçimlerde yapılan bu tür dalgıç donanımının yaygınlaşmasında Jacques Cousteau'nun büyük rolü olmuştur {bak COUSTEAU JACQUESYVES)

Soluduğumuz havada bulunan azot, yüksek basınç altında solunduğu zaman azot uyuşukluğu denen bir olaya yol açar Azot uyuşukluğu dalgıcın kendi üzerindeki denetimini azaltır Bu nedenle 100 metrenin altına inen dalgıçlar içinde helyum ve oksijen karışımı bulunan tüpler kullanırlar

Dalgıç donanımında hava tüpünün kullanılmasıyla birlikte denizaltı araştırmaları çok büyük bir artış gösterdi 1952'de Jacques Cousteau Fransa'nın Marsilya kıyısı açıklarında, 35 metre derinlikte, Eski Yunan'dan kalma batık gemiler buldu Buradan birçok eşyayla birlikte, o dönemde şarap, tahıl gibi maddelerin taşınmasında kullanılan 2500 amfora (toprak testi) çıkarıldı

Mısır'da Abukir Körfezi'nde, 1798 Nil Savaşı'nda Amiral Horatio Nelson'un donanmasının batırdığı birçok Fransız savaş gemisinin kalıntıları bulundu 1982'de Solent'te sabırlı bir çalışma sonunda ünlü İngiliz kalyonu Mary Rose çıkarıldı
Fotoğrafçılık, Louis Boutan'ın 1893'teki ilk denemelerinden bu yana, denizaltı araştırmalarında çok önemli bir rol oynamıştır Otomatik fotoğraf makineleriyle 5000 metreyi aşan derinliklerde resimler çekilmiştir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.