Dansın Kökenleri |
07-01-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Dansın KökenleriDansın Kökenleri İlk insanlar önceleri kendi başlarına, içgüdülerine uyarak dans ettiler Yinelenen ritmik hareketlerin doğaüstü duygular çağnştıran güçlü etkileri olduğunu fark ettiler Buradan, dansta büyülü bir gücün var olduğu düşüncesi doğdu Her dans edişlerinde bu gizemli gücü yeniden yarattıkları duygusuna kapıldılar Bundan sonra insanların çember, yarım çember, karşılıklı iki sıra ya da dalgalı sıra gibi değişik diziler oluşturduğu toplu danslar gelişti Avustralya Yerlileri, hâlâ doğum, ergenlik ve evlilik kutlamalarında ve cenaze törenlerinde dans ederler Bazı ilkel kabileler hayvanları taklit ederek totem dansları ya da iyi ürün alabilmek için büyü dansları yapar Sri Lanka'da maske takarak yapılan büyü danslarının hastalıkları iyileştirdiğine inanılırdı Bütün bu danslar ortamın yarattığı duygulara göre biçimlenir Uygarlıklar geliştikçe, ilkel büyü danslarından dinsel törenler ve ayinler doğdu Dansta kurallar ortaya çıktı ve dans çoktanrılı dinlerde tapınmanın önemli biçimlerinden biri oldu Tapınaklarda rahipler, zengin evlerinde ise köleler doğum, evlilik, cenaze ya da sarayla ilgili tüm törenlerde dans ederlerdi Eğlence için dans etme ilk olarak Mısır'da başladı Sonraki yıllarda Eski Yunan'da dans daha da gelişti Bütün dinsel törenlerin önemli bir öğesi ve ayrıca bir eğlence kaynağı olan dans aynı zamanda tiyatro oyunlarının başlıca temelini oluşturdu Köylülerin harman döverken yaptıkları ritmik hareketlerden Yunan tiyatrosu doğdu Yunanca'da "dans ederim" anlamına gelen "koro" sözcüğü ilk olarak, sahnede dans eden, söyledikleri şarkılarla oyunu açıklayan ve yorumlayan bir grup oyuncuyu tanımlamak için kullanıldı Dansları tasarlamak ve düzenlemek anlamına gelen koreografı sözcüğü de Yunan kökenlidir Eski Yunanlılar askerlerin eğitiminde temel öğe olarak dansı kullandılar Günümüze kayıtları ulaşan bu danslardan, askerlere bireysel ve toplu saldırı hareketlerinin ritmik bir biçimde öğretildiği anlaşılmaktadır Büyük Yunan filozofu Platon, "İyi şarkı söylemek ve güzel dans etmek, iyi eğitilmiş olmaktır" demişti Eski Yunanistan'da devlet adamları, generaller, şair ve oyun yazarları gibi önemli kişiler şenliklerde ve zaferlerini kutlarken dans ederlerdi Romalılar ise Yunanlılar'ı taklit ederken yalnızca biçimleri aldılar Yunan sanatının ve felsefesinin ruhunu dansa sindiremediler Bu yüzden Romalılar'ın dinsel törenlerinde dansa yer vermelerine karşın, dans bu dönemde yozlaştı İlk Hıristiyanlar da dansı tapınma amacıyla kullandılar Ne var ki, 7 yüzyılda Hıristiyanlar Roma döneminde saygınlığını yitiren dans biçimlerinden dolayı, dansı kilise etkin liklerinden uzak tutmaya çalıştılar Birçok ülkede bu yasaklama kararı başarılı oldu İspanya'da ise bazı katedrallerde dans kutsal günlerde ayinlerin bir parçası olmayı sürdürdü Sevilla Katedrali'nde, Paskalya sırasında delikanlılar mihrabın önünde dans ederek Tanrı'ya olan bağlılıklarını dile getirirler Bu, kastanyet eşliğinde, saygılı ve soylu bir danstır 19 yüzyıla gelindiğinde, Avrupa ve ABD' de dans hemen hemen tümüyle kilise etkinliklerinin dışına çıkarılmıştı Doğuda da eski zamanlardan beri dans yaygın olarak dinsel amaçlar için kullanıldı Doğuda dansın en eski ve en gelişmiş biçimine Hindistan'da rastlanır Bazı tapınaklarda hâlâ "Tanrının Hizmetçileri" anlamına gelen devadasi'ler bulunur Yıllarca tanrılara hizmet etmek için eğitilen bu kadınlar yaşamla rını dinsel törenlerde şarkı söyleyerek ve dans ederek sürdürürler Hindistan'ın 1947'de bağımsızlığını kazanmasından sonra, dansın bir sanat dalı olarak yeniden canlanması sonucu, kadınerkek birçok ünlü dansçı yetişti
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|