09-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Batıl İnanışlarla İlgili Hikayeler Nelerdir? Batıl İnançlarla İlgili Görüş Ve İnanış
Batıl İnanışlarla İlgili Hikayeler Nelerdir? Batıl İnançlarla İlgili Görüş Ve İnanış
Batıl İnanışlarla İlgili Hikayeler Nelerdir? Batıl İnançlarla İlgili Görüş Ve İnanış
13 Sayısının Uğursuzluğu
13 sayısının uğursuz olduğuna ilişkin inanç dünyada o kadar yaygındır ki, yaşamı birçok yönde ciddi olarak etkilemektedir Bazı ülkelerde evlerin kapılarına 13 numarası verilmez, uçaklarda 13 koltuk sırası yoktur, apartmanlarda, otellerde 13 kat ya 12A'dır ya da 14'tür 13 numaralı oda yoktur Olsa bile insanlar o odada kalmak istemezler Hatta ayın 13'ünde işe gelmeme, uçak ve tren rezervasyonlarının iptali, alışverişin düşmesi ve benzeri davranışların ABD'ye günde milyonlarca dolara mal olduğu söylenmektedir Bu inanç bir fobi yani bir çeşit korku hastalığı olarak kabul edilmiş olup adı 'triskaidekaphobia'dır
Genel olarak bu inancın, Hz İsa'nın meşhur son yemeğindeki havarilerin sayısından kaynaklandığı sanılsa da, kökü çok daha eskilere mitolojik tanrıların yaşadığına inanılan çağlara, İskandinavya topraklarına kadar gider
O zamanlarda ışık ve güzellik tanrısı Balder bir ziyafet verir Balder Vikking'lerin meşhur tanrısı Odin ile Frigga'nın oğulları olup, ay kraliçesi Nanna'nın da eşidir Bu ziyafete 12 kişi davetli iken, yalanların ve hilelerin tanrısı Loki, davetli olmadığı halde, zorla 13 kişi olarak katılmak ister Ancak bu arada çıkan tartışmada, Loki diğer tanrılar tarafından da çok sevilen Balder'i öldürür
Bu mitolojik hikaye ve inanış İskandinavya'dan Avrupa'nın güneyine kadar yayılır Hıristiyan din adamları bu halk masalını kullanırlar ve Hz İsa'nın son yemeğine uygularlar Hıristiyan versiyonunda Balder'in yerini Hz İsa, Loki'nin yerini de hain Judas alır Bu yemekten sonra 24 saat içinde de Hz İsa çarmıha gerilerek öldürülür Bu nedenle Hıristiyanlarda akşam yemeğinde 13 kişi bir araya gelirse bunlardan birinin başına bir felaket geleceğine inanılır
Bu inanışlara göre 13 sayısı uğursuzdur ama ayın cumaya rastlayan 13 günü hepten uğursuzdur Ancak böyle bir günde doğmuşsanız tam tersi, yani 13 sizin uğurlu gününüzdür
Cuma gününün uğursuz sayılmasına Havva anamızın Adem babamıza elmayı cuma günü yedirtip cennetten kovulmasına sebep olması, Hz Nuh zamanındaki büyük selin cuma günü olması, Hz İsa'nın cuma günü çarmıha gerilmesi gibi olaylardan biri veya hepsi neden olmuş olabilir Müslümanlar ise Hz Adem'in cuma günü yaratıldığına inandıklarından bu güne diğer günlerden daha çok değer verirler
13 sayısının uğursuzluğuna duyulan inancın kökeninde bir yıl içinde ayın 13 kez dolunay olarak gözükmesinin yattığını söyleyenler de vardır At Nalı ve Şans
Atların bulunduğu her ülkede at nalı uğurlu olarak kabul edilir Bu nedenle, her çağda, her ülkede batıl inançların içinde en yaygın ve en güçlüsü olmuştur
Demir yeryüzünde keşfedildiği zaman insanlar onun Tanrılar tarafından, büyücüler ve şeytana karşı gönderilmiş bir güç olduğuna inandılar Ayrıca eski çağlarda 'U' şeklinin de özel bir anlamı vardı Ay'ın hilal konumuna benzer şekliyle bolluğu, iyi talihi ve koruyucu gücü temsil ediyordu
Bir nalın yedi tane demir çivi ile çakılması da, yedi sayısının uğurlu sayılmasından dolayı inanışı destekliyordu Diğer taraftan cadıların uçmak için süpürge sapını tercih etmelerinin nedeninin atlardan korkmaları olduğuna inanılıyordu Bu nedenle at nalı tarihte büyücülere karşı da kullanılmış, büyücü olduğundan şüphe edilen yaşlı kadınlar öldürülünce bir daha geri gelmemeleri için tabutlarının üzerlerine birer at nalı çakılmıştır
Hıristiyanlıkla birlikte kilise birçok inançta olduğu gibi, at nalı ile ilgili kendi hikayesini yarattı Bu hikaye onuncu yüzyılda geçiyor
Canterbury Kilisesi'nin başpiskoposu St Dunstan din adamı olmadan önce nalbantlık yaparmış Bir gün şeytan kılık değiştirerek işyerine gelir ve at ayağı şeklindeki ayaklarına nal takmasını ister St Dunstan şeytanı hemen tanır ve ona "ayaklarına nal takabilmesi için onu duvara zincirlerle bağlaması gerektiğini" söyler
Şeytanı çok sıkı bir şekilde duvara bağlayan nalbant nalın çivilerini o kadar acı ve ızdırap verecek şekilde çakar ki sonunda şeytan aman dilemek zorunda kalır Nalbant şeytana bir daha Allah'a inanan hiçbir insanın evine girmeyeceğine dair söz verirse serbest bırakacağını söyler
Şeytan "Peki, o insanları nasıl ayırt edeceğim" diye sorunca da nalbant bir süre düşünür, elindeki nalı havaya kaldırır ve "İşte işaret bu olacak" der, "bunu kapısının üstünde gördüğün hiçbir eve girmeyeceksin "
At nalı kapıya gelişigüzel asılmaz Kapının tam üzerinde ve uçları yukarı bakacak şekilde olmalıdır ki iyi şans uçlarından aşağı süzülüp gitmesin At nalını geceleri uykularında kabus görmemek için yatak odalarına asanlar da vardır Zamanımızda ise at nallarının nazar boncuğu gibi elde taşınması revaçta
|
|
|