|
|
Konu Araçları |
avantaj, dezavantajları, enerji, kaynaklarının, yenilenebilir, yenilenemez |
Yenilenebilir Ve Yenilenemez Enerji Kaynaklarının Avantaj Ve Dezavantajları Nedir? |
09-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yenilenebilir Ve Yenilenemez Enerji Kaynaklarının Avantaj Ve Dezavantajları Nedir?Yenilenebilir Ve Yenilenemez Enerji Kaynaklarının Avantaj Ve Dezavantajları Nedir? Yenilenebilir Ve Yenilenemez Enerji Kaynaklarının Avantaj Ve Dezavantajları Nedir? A Yenilenemez Enerji Kaynakları: Fosil yakıtlar ve radyoaktif elementler yenilenemez enerji kaynaklarıdır Bu kaynakların bu şekilde isim almalarının nedeni kullandıkça bitmeleri ve yenilerinin gelmesinin çok uzun sürmesidir 1 Fosil yakıtlar: Kömür, petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtlar en çok termik santrallerde elektrik enerjisi üretmek için kullanılmaktadır Günlük hayatta kullandığımız benzin, mazot, LPG, plastik, naftalin, boya, teflon gibi maddeler petrol kaynaklıdır Kömür, petrol, doğalgaz gibi binlerce yılda oluşmuş fosil yakıtlar insanlığın gelişmesi ile hızla azalırken atıkları ile hava su ve toprak kirliliğine yol açar Fosil yakıtlardaki karbon yanma tepkimeleri ile atmosferde CO2 ve CO bileşiklerinin birikmesine neden olur Bu gazların havada çok fazla birikmesi sera etkisine ve küresel ısınmaya neden olması açısından oldukça tehlikelidir 2 Nükleer Enerji: Uranyum, plütonyum gibi radyoaktif elementlerin çekirdeklerindeki proton ve nötronları tutan enerjinin ortaya çıkarılması esasına dayanır Dünyadaki elektriğin %20 si nükleer santrallerde üretilir Nükleer santraller Dünyanı pek çok yerinde bulunmasının yanında atmosferin kirlenmesine sebep olur Nükleer enerji santrallerinde elektrik ucuzdur fakat santralin maliyeti oldukça pahalıdır 21 Yenilenemeyen Enerji Kaynakları 211 Fosil Yakıtlar Bu yakıtlar içerisinde petrolün sınırlı rezerve sahip olması, petrol üretiminin 21 yüzyılın ilk çeyreğinden sonra azalan üretim ve artan fiyat nedeniyle düşüş göstereceği, doğalgazın 200 yıllık bir ömrünün kalması, kömürün ise 3000 yıllık bir ömrü bulunmasına rağmen en kirletici yakıt olması üzerinde yıllardır düşünülen problemlerdendir Ayrıca bu üç kaynağın da tüketimiyle atmosferde ortaya çıkacak kirlilik etkileri şu şekildedir: 2111 Sera Etkisi ve Küresel Isınma Bugün fosil yakıtların çevre ve insan sağlığı açısından yarattığı olumsuzluklar her geçen gün katlanarak artmaktadır Fosil yakıtlar yakıldığında altı sera gazının açığa çıkmasına neden olur Bunlardan en belirleyici olanları karbondioksit (CO2) ve metandır Diğerleri ise kükürt, partikül madde, azotoksit, kurum ve küldür [2] Güneş, gün doğumundan gün batımına kadar atmosfere ısı ve ışık vermektedir Doğal döngünün devam etmesi için bu ısının tekrar uzaya verilmesi gerekmektedir Oysa fosil yakıtların yanması sonucu ortaya çıkan CO2 ve metan gazı bünyelerinde ısı tutma özelliğinden dolayı ısının bir kısmını atmosferde tutmaktadır Böylece dünya ısınmaya başlamakta ve iklim değişiklikleri meydana gelmektedir (Şekil 21) Şekil 21 Küresel Isınma [3] Isı artışının sonuçları: 1900’lerden 2000’lere kadar atmosferin ortalama sıcaklığı 05 derece armıştır ve iklim değişikliğinin zincirleme sonuçları yavaş yavaş yaşamı etkilemektedir Su kaynakları kurumakta, çiçekler erken açmakta, erken yağan karlar tarım ürünlerinde zayiata sebep olmakta, bitkiler zamansız meyve vermekte ya da hiç vermemektedir Uzmanlar, fosil yakıtların etkilerini kısa ve uzun vadeli olarak değerlendirmektedir Kısa vadede oluşan sonuçlar artık yaşamın bir parçası olmuş durumdadır Sıcaklık arttıkça buzlar ana kütleden koparak erimekte, çığ olayları artmakta, fazla miktarda su dolaşıma girmekte, sel felaketleri, fırtınalar, kasırgalar oluşmaktadır Küresel ısınmanın, uzun vadede öngörülen sonuçları ise daha vahimdir Ortalama sıcaklık artışı bu hızla devam ederse, 2020 yılında deniz seviyesi bir metreye kadar yükselecektir Bu da dünyanın en büyük kentlerinin sular altında kalmasına yol açacaktır [2] 2112 Asit Yağmurları * Atmosferde Asitleşmeye Neden Olan Kirleticiler - Kükürtoksitler (SOx): - Azotoksitler (NOx): * Asit Yağmurlarının Çevre Üzerindeki Etkisi * Asit Yağmurlarının İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkisi 2113 Kentsel Hava Kirliliği 1960’lı yılların sonundan itibaren dünyanın her tarafında görülen hızlı nüfus artışı, kentleşme ve sanayileşme, ısınma, trafik, sınai faaliyetler ve buna bağlı elektrik tüketimi için artan bir yakıt tüketimini de beraberinde getirmiştir Fosil yakıt emisyonları arasında SOx, NOx, CO2 ve çeşitli organik bileşikler, kurum ve partikül maddeler sayılabilir 212 Nükleer Enerji 70’li yıllarda başlayan enerji darboğazları ekonomilerin enerjiye mutlak şekilde bağlı olduğunu göstermiştir Bu durumdan da en çok, gerek mevcut sanayilerini çalıştırmak, gerek yeni sermaye yatırımlarını gerçekleştirmek için bol ve ucuz enerjiye gereksinim duyan sanayileşme yolundaki gelişmekte olan ülkeler ile birlikte Türkiye de etkilenmiştir Söz konusu enerji darboğazı, gelişmiş ülkelerde de yaşanan ekonomik durgunluk dönemi ile birlikte, 1984 yılına kadar sürmüştür 1980'li yılların sonuna doğru ise özellikle gelişmiş ülkelerdeki sanayileşme hamleleri ile birlikte enerji talebi tüm dünyada hızla artarken Türkiye'de de artmıştır Bu bağlamda yeni enerji kaynaklarına ihtiyaç duyulmaya başlanmıştır [5] Yenilenemez Enerji Kaynakları kLasik Enerji Klasik kaynaklar, Karbon bazlı olarak adlandırabilecek kaynaklardır Petrol, kömür ve doğalgaz en temel enerji kaynaklarıdır Bunlar, meydana gelişleri itibarıyla yenilenmeleri çok uzun bir süre aldığından, yenilenmeyen enerji kaynakları olarak da adlandırılırlar Kömür : Yeraltı madenciliği veya açık işletme metodları kullanılarak çıkarılan fosil kaynaklı yakıttır Genellikle hayvan fosillerinden oluşur Kolayca yanabilen siyah veya kahverengimsi redüksiyonunda çok büyük önemi vardır Bir çok çeşidi vardır Mesela taş kömürü, fabrikalarda kullanılır Isı derecesi yüksektir Antrasit, ısı değeri en yüksek olan kömürdür, ülkemizde az bulunur Ayrıca ülkemizde en çok bulunan kömür linyittir Taşkömürü : Türkiye’de Zonguldak, Amasra, Ereğli arasındaki sahada çıkarılır Demir - çelik sanayiinde enerji kaynağı olarak tüketildiğinden, Karabük ve Ereğli demir - çelik fabrikaları buraya kurulmuştur Linyit : Türkiye genelde üçüncü jeolojik devirde oluştuğundan linyit en zengin enerji kaynaklarımızdan biridir Bütün bölgelerde linyit rezervi bulunmaktadır Taşkömürüne göre kalorisi daha azdır Ancak yaygın olduğundan enerji ihtiyacımızın en önemli kısmını karşılamaktadır Linyit yatakları Afşin, Elbistan (K Maraş), Tavşanlı, Seyitömer (Kütahya), Soma (Manisa), Yatağan (Muğla), Saray (Tekirdağ), Aşkale (Erzurum), Aydın, Amasya ve Yozgat çevresinde bulunmaktadır Linyitten elektrik enerjisi elde eden termik santrallerimiz, Soma, Tunçbilek, Seyitömer, Afşin - Elbistan, Yatağan ve Orhaneli termik santralleridir Petrol : Yüzmilyonlarca yıldan bu yana denizlerde yaşayan ya da suların denizlere sürüklediği bitki kalıntılarının anaeorabik bir ortamda, uygun şartlar altında (sıcaklık, basınç ve mikroorganizmaların etkisiyle), toprağın üstünde başkalaşmasıyla oluşur Değeri çok yüksektir, çünkü oldukça az bulunan bir yakıttır Doğalgaz : Petrol gibi doğalgaz da çok eski tarihlerden beri bilinmekle ve kullanılmakla beraber; bugünkü konumuna gelişi, 1816 yılında ABD’nin Baltimore kentinin sokak lambalarının doğalgaz aracılığıyla aydınlatılmasıyla başlar Dünya enerji tüketiminin %22’ si doğalgaza dayanmaktadır İşyerleri ve evler ısınma amacıyla çok yoğun miktarda doğalgaz kullanırlar Isınma, toplam doğalgaz kullanımında %75 gibi bir orana sahiptir Bunun yanı sıra elektrik üretiminde de doğalgaz kullanılmaktadır Fakat %10–15 gibi düşük oranlarda kalmaktadır Dünyada büyük ölçüde yenilenemeyen enerji kaynaklarının kullanılıyor olması, çevre sorunlarını önemli ölçüde artırmıştır Bu nedenle çevresel etkileri az olan yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneliş her bakımdan avantajlı olmaktadır Ancak bazı teknik sorunların çözümlenebilmesi için zamana ihtiyaç vardır ve bu da söz konusu geçişin oldukça uzun bir süre alacağını göstermektedir Gelecek 100 yıl içinde yenilenemez enerji kaynakları olan kömür, petrol ve doğalgazın tükeneceği öngörülmektedir Sürekli yenilendikleri için yenilenebilir enerji kaynakları olarak adlandırılan hidrolik, güneş, rüzgar, jeotermik, biyokütle, gel-git, dalga ve akıntı enerjilerinin, su hariç olmak üzere dünyada üretilen toplam elektrik enerjisi içindeki payları sadece %4 kadardır |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|