Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hakkında, kuvvai, milliye, teşkilâtı, örgütü

Kuvva-İ Milliye Nedir? Kuvva-İ Milliye Örgütü - Kuvva-İ Milliye Teşkilatı Hakkında

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuvva-İ Milliye Nedir? Kuvva-İ Milliye Örgütü - Kuvva-İ Milliye Teşkilatı Hakkında



Kuvva-İ Milliye Nedir? Kuvva-İ Milliye Örgütü - Kuvva-İ Milliye Teşkilatı Hakkında
Kuvva-İ Milliye Nedir? Kuvva-İ Milliye Örgütü - Kuvva-İ Milliye Teşkilatı Hakkında

Kuvayımilliye
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Git ve: kullan, ara

Kuvayımilliye (günümüz Türkçesi ile Ulusal Güçler), Anadolu'nun Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan birliklerince işgal edildiği ve Mondros Mütarekesi ile ağır koşulların dayatıldığı dönemde çeşitli yörelerde Osmanlı ordusunun silahlarının alınıp dağıtıldığı günlerde doğan bir milli direniş örgütlerine verilen isimdir Kuvayımilliye, Kurtuluş Savaşı'nın ilk savunma kuruluşudur

İlk Kuvayımilliye kıvılcımı (ilk silahlı direniş) Güney Cephesi'nde Dörtyol'da 19 Aralık 1918’de Fransızlara karşı başlamıştır Bunun en önemli nedeni, Fransızların işgallerine Ermenileri ortak etmeleridir

İkinci etkili silahlı direniş hareketi (örgütlü ilk Kuvayımilliye hareketi) İzmir'in işgalinden sonra; Kuvayımilliye hareketini, yurtsever bazı subaylar halkı örgütleyerek Ege Bölgesi'nde resmen başlatmışlardır Batı Anadolu'daki Kuvayımilliye birlikleri düzenli ordu kuruluncaya kadar geçen sürede Yunan birliklerine karşı vur kaç taktiği ile savaşmıştır Güney Cephesinde (Adana, Maraş, Antep ve Urfa) Kurtuluş Savaşını düzenli ve disiplinli Kuvayımilliye birlikleri yapmıştır

Yerel sivil örgütlenmeler, çeteler olarak ortaya çıkan Kuvayımilliye, düzenli ordulardan oluşan işgalci güçlere karşı, bugünkü deyimiyle bir gerilla savaşı uygulamıştır İlk direniş olayları Güneydoğu Bölgesi'nde Fransızlara karşı görülmüşse de, örgütlü direniş İzmir'in düşmanca ele geçirilmesinden sonra Ege Bölgesi'nde Kuvayımilliye olarak başlamış ve bağımsız yerel örgütlenmeler olarak yayılmıştır Bölgesel kuruluşlar, daha sonra TBMM'nin kurulması ile birleştirilmiş ve I İnönü Savaşı sırasında da düzenli orduya dönüşmüştür

Kuvayımilliye'nin amaçlarının başında hiçbir devletin ve ulusun egemenliğini kabul etmeyerek, Türk Milletinin kendi bayrağı altında yaşama hakkını ve bağımsızlığını oluşturmak gelmiştir

Mustafa Kemal Paşa Kuvayımilliye'nin kuruluşunu şöyle açıklar:


Hükümet merkezi, düşmanların şiddetli çemberi içindeydi Siyasal ve askerî bir çember vardı İşte böyle bir çember içinde yurdu savunacak, ulusun ve devletin bağımsızlığını koruyacak kuvvetlere emrediyorlardı Bu biçimde yapılan emirlerle, devlet ve ulusun araçları temel görevlerini yapamıyorlardı Yapamazlardı da Bu araçları savunmanın birincisi olan ordu da, 'ordu' adını korumakla birlikte, elbette temel görevini yerine getirmekten yoksundu İşte bunun içindir ki yurdu savunmak ve korumak olan temel görevi yerine getirmek, doğrudan doğruya, ulusun kendisine kalıyor Buna kuva-yi milliye diyoruz


Kuvayımilliye'nin ortaya çıkmasının nedenleri [değiştir]

* Osmanlı Devleti’nin I Dünya Savaşı’ndan yenik çıkması
* Mondros Ateşkes Anlaşması uyarınca Türk ordusunun terhis edilmesi
* İtilaf Devletleri’nin Mondros Ateşkes Anlaşması’nın hükümlerini tek taraflı uygulayarak savunmasız kalan Anadolu’yu yer yer işgal etmeleri
* İşgalcilerin halka zulmetmesi
* Osmanlı hükümetinin Türk halkının can ve mal güvenliğini koruyamaması
* Halkın milliyetçi bilince sahip olması

Kuvayımilliye'nin sağladığı faydalar ve özellikleri [değiştir]

* Milli Mücadele’nin ilk silahlı direniş gücü olmuşlardır
* Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan sonra Anadolu’nun işgali üzerine başlayan bölgesel hareketlerdir
* Kuvayımilliye birlikleri arasında ilişki az olup, kendi bölgelerini kurtarmaya çalışmışlardır Tek bir merkeze bağlı değillerdir
* Mondros Ateşkes Antlaşması ile terhis edilen askerler de bu harekete katılmışlardır
* İşgalci güçlere büyük zararlar vermiştir
* Düşmanın ilerlemesi yavaşlatmıştır Yunan ordularının Anadolu’da rahatça ilerlemelerini engellemişlerdir Türk köylerini Rum ve Ermeni çetelerinin saldırılarına karşı korumuşlardır
* Halka moral vermiş ve ulusal bilincin gelişmesine katkı sağlamıştır
* Düzenli ordu kuruluncaya kadar halkı korumuştur
* TBMM'ye karşı başlayan iç ayaklanmaların bastırılmasında çok önemli fayda sağlamıştır
* Kurtuluş Savaşı'nın örgütlenmesi için zaman kazandırmıştır
* Düzenli ordunun kurulması ve teşkilatlanması ortam oluşturmuştur
* Kuvayımilliye, düzenli ordular kuruluncaya kadar TBMM'ye zaman kazandırmış ve ülkede TBMM'nin hâkim ve tek güç haline gelmesine ortam hazırlamıştır
* Kuvayımilliye daha sonra kaldırılarak Düzenli Ordu kurulmuştur (8 Ekim 1920) '

Kuvayımilliye'nin dağılmasının nedenleri [değiştir]

* Askerlik tekniğini yeteri kadar iyi bilmemeleri, dağınık, düzensiz olarak mücadele etmeleri
* Düzenli düşman ordularını durduracak güçten yoksun olmaları
* İşgalleri kesin olarak durduramamaları
* Hukuk devleti anlayışına ters davranarak suçlu gördüklerini kendileri cezalandırmaları
* Anadolu’nun kesin olarak işgallerden kurtarılmak istenmesi

Düzenli orduya geçildiği sırada bazı Kuvayımilliyeciler isyan etmiştir Demirci Mehmet Efe Ayaklanması Iİnönü Savaşı'ndan önce, Çerkez Ethem Ayaklanması ise Iİnönü Savaşı'ndan sonra bastırılmıştır


Alıntı Yaparak Cevapla

Kuvva-İ Milliye Nedir? Kuvva-İ Milliye Örgütü - Kuvva-İ Milliye Teşkilatı Hakkında

Eski 09-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuvva-İ Milliye Nedir? Kuvva-İ Milliye Örgütü - Kuvva-İ Milliye Teşkilatı Hakkında



GÜNEY CEPHESİ

Mondros Ateşkes'inden sonra İngilizler ve Fransızlar, haklı bir gerekçeleri olmamalarına rağmen, antlaşma hükümlerine aykırı olarak çeşitli yerleri işgale başladılar Birinci Dünya Savaşı içinde imzaladıkları gizli antlaşmalar doğrultusunda Güney Anadolu'da da İngiliz ve Fransız işgalleri başladı 3 Kasım 1918'de Musul ve 9 Kasım'da da İskenderun'u işgal eden İngilizler, bu haksızlıklarını daha da genişlettiler 6 Aralık'ta Kilis'i işgal ettiler İngiliz birliklerindeki Hintli Müslüman askerlerin, üzgün Türk halkını sevgiyle selamlamaları İngiliz subayları ve Ermenileri kızdırdı Burada resmi binaları işgal eden İngilizler, lise binasına da yerleşince eğitim durdu Bütün haberleşmeye el koyan İngilizler Kilis'in dışla ilişkisini kestiler Halkın elindeki yiyecek maddelerini kendilerinin belirledikleri fiyattan zorla aldılar Silahları toplamaya başladılar

İngilizler, önemli bir ticaret merkezi olan Antep'i de 17 Aralık 1918' de işgal ettiler Bu işgali Ateşkes'in 7 maddesi gereğince yaptıklarını ileri süren İngilizler'in Antep'i işgali buradaki Ermenilerin şımarmalarına ve taşkınlıklarına yol açtı Şehrin resmi binalarını ele geçiren İngilizler, aydınları ve ileri gelenleri uydurma bahanelerle Mısır'a sürdüler Ermeni tehciri suçlamalarıyla bir çok Türk'e işkence yapıldı Silah toplamaya başladılar Buna karşılık Ermeniler'e silah dağıtıyorlardı Bu durum karşısında Antepliler miting yaptılar ve "Cemiyet-i İslamiye" adında bir dernek kurdular

İngilizler 22 Subat 1919'da Maraş'ı ve 24 Mart 1919'da Urfa'yı yine aynı uydurma bahanelerle işgal ettiler Her girdikleri yerde Ermenilerle yakın ilişki kurup Türklere karşı onur kırıcı, zalimce işlemler yaptılar Türk halkının ileri gelenleri asılsız suçlamalarla tutuklanarak sürgün ediliyor ve böylece, başsız kalan halkın direnmeyeceği zan ediliyordu

Özellikle Ermenilerin taşkınlıklarının ve Türkler'e yaptıkları kötülüklerin tepkilerine karşı önlemlerini ve baskılarını çoğalttılar

Diğer yandan Diyarbakır bölgesinde de sürekli olarak zararlı propogandalar yapıyorlardı Bu yörede Kürtçülük hareketini destekleyip İngiliz-Fransız güdümünde Kürdistan kurmak istiyorlardı Bu sebeple bazı aşiretleri elde etmişlerdi İngiliz Binbaşısı Nowel bu yöredeki Kürtçülük hareketlerini destekliyor, örgütlüyor, para yardımı yapıyor ve bağımsızlık vaadleriyle aldatıyordu

Fransızlar ise 21 Ocak 1919'da, Mersin Osmaniye ve Adana'yı işgale başladılar Onların gelişiyle birlikte Ermeniler taşkınlıklara başladılar Fransızlar burada Ermeni nüfusunun çoğalması için Ermenilerin gelmesini teşvik ettiler Adana yöresinde jandarma birliklerini düzenlemek bahanesiyle jandarma birliklerini Ermenilerden kurdular Ermenilerin her çeşit kötülüğüne göz yumarken Türkerin ileri gelenlerini görev başından uzaklaştırdılar Önemli komutanlarını halkı kışkırtıyor iddiaları ile Suriye'deki esir kamplarına gönderdiler Bu haksızlıklar kaışısında halk çeşitli yerlerde silaha sarılarak Ermenilere ve Fransızlara karşı canını, namusunu ve malını korumaya başladı Bu olaylar üzerine bir Amerikan soruşturma kurulu Adana'ya gelerek çeşitli ırk ve dinlere mensup ileri gelenlere Adana'nın idaresi hakkında fikirlerini sordu Amerika, bölgenin kendi mandasında kalmasını istediyse de Kongre buna yanaşmadı Burada nüfusun çoğunluğunu Türkler oluşturuyordu Ermeniler ise ancak % 20 kadardılar

İngiltere ve Fransa Orta Doğu konusunda 15 Eylül 1919 tarihinde aralarında yeni bir antlaşma yaptılar ve Orta Doğu'yu "Manda" sistemi ile paylaştılar Buna göre Irak ve Filistin ingiliz Mandasına, Suriye ve Lübnan Fransız mandasına bırakıldı Dolayısıyla Antep, Maraş, Urfa Fransa'ya kalıyordu Bu antlaşmaların sonunda İngilizler, 29 Ekim 1919 da Kilis'i, 30 Ekim'de Maraş'ı ve Urfa'yı ve 5 Kasım 1919'da da Antep'i Fransızlar'a devrettiler Fransızlar bu şehirlere geldikleri günden itibaren Türkler'e karşı baskı ve şiddete başvurdular Ermenilerden kurdukları birlikleri de beraberlerinde getirerek, onların her çeşit kötülüğü yapmalarına göz yumdular Yöreyi işgal eden Fransız komutan Türk halka bir bildiri yayınladı Bu bildirinin hükümleri Fransızlar'ın nasıl bir tutum içinde olduklarını yorum yapmaya gerek bırakmayacak bir biçimde ortaya koyuyordu:

1- Ne için taşıdığını tahkikata bile lüzum görmeksizin üzerlerinde revolver bulunan bir adamın kurşuna dizilmesi

2- Kargaşalık çıktığında ölen veya yaralanan Fransız askerine karşılık, yerli halktan iki adamın kurşuna dizilmesi ve bunların kur'a ile seçilmesi

3- Bir evden silah atılırsa yakılması

4- Osmanlı Hükümeti memurlarının böyle bir durum ortaya çıkmasında idare haklarının ve hakimiyetlerinin iskatı ve sokaklarının mitralyöz, bomba ve gazlı mermilerle ateş altına alınması

Antep'te Türk bayrakları indirtilerek yerlerine Fransız bayrakları çekildi Türk kadınlarının çarşaflarının yırtılması, yüzlerinin zorla açılması gibi çirkin olaylar yaratan işgal kuvvetleri, direnen Türkleri de öldürüyorlardı Ermenilerin taşkınlıklarının olayları büyüteceğini gören Fransızlar, Ermeni taburunun yerine Cezayir taburunu getirdilerse de artık durum değişmedi Türk Ulusu'nun sabrı taştı

KUVA-YI MİLLİYE'NİN KURULUŞU

M Kemal Paşa'nın Anadolu'ya geçmesinden sonra, 8 Ağustos 1919'da yayınlanan bir bildiri ile, memleketi haksız yere işgal eden İtilaf Devletleri'ne karşı, Türk bağımsızlığını korumak için, ulusal kuvvetlerin kurulması ulusun kendi iradesiyle egemenliğine sahip çıkması duyuruldu Ulusal sınırlar içinde vatan bir bütündür ilkesi ile yeni Türk vatanının sınırları belirtilmeye çalışılıyordu Sivas Kongresi tüm ülkeyi bir inanç ve otorite altında toplarken, Güney Cephesi de Ali Fuat Paşa'nın komutasına verildi Daha sonra 29 Haziran 1920'de cephe, İran sınırından Fırat Nehri'ne kadar Elcezire Cephesi ve Fırat'tan Antalya'ya kadar Adana Cephesi Komutanlıkları olarak ikiye bölündü

Fransızların bu bölgeyi işgal etmesi üzerine her yerde halkın girişimiyle ulusal birlikler kurulmaya ve düşmana karşı silahlı mücadeleye başlandı Sivas Kongresi'nden sonra da bu kuvvetlerin başına M Kemal Paşa tarafından komutanlar atandı Topçu Kemal Bey "Doğan" takma adıyla, piyade yüzbaşısı Osman Bey "Tufan" takma adıyla, yüzbaşı Ratip Bey "Sinan Paşa" takma adıyla Adana Cephesi'nde büyük hizmetler yaptılar Güney Kuva-yı Milliyesi, gerçek anlamda bir halk hareketiydi Eşkiya, çeteler ve zorbalar Kuva-yı Milliye'ye katılmadılar Kuva-yı Milliye yalnız vatanseverlik ve Türklük duygusuna dayanıyordu

Fransızlara karşı Suriye'de kurulan Arap Ulusal Hareketi, Türkiye'nin güney cephesinin yükünü hafifletti Fransızlar hem Suriye'de hem de Güney Doğu Anadolu'da savaşmak zorunda kaldılar M Kemal Türk-Arap işbirliğini sağlamak, Fansızlara karşı birlikte savaşılmasını teşvik ettiyse de Faysal buna yanaşmadı Fakat yine de Türkiye ile anlaşmak isteyenler vardı Özellikle, daha önce Türk ordusunda yetişmiş olan Arap subaylar Türkiye ile işbirliğinden yanaydılar Bu ilişki Fransızları çok endişelendiriyordu

Güney Cephesi'nde Kuva-yı Milliye'nin kurulmasından sonra Fransızlara karşı şu savaşlar yapıldı

1- Maraş Savunması : 20 Ocak-10 Şubat 1920

2- Urfa Savunması : 9 Şubat-11 Nisan 1920

3- Antep Savunması : 1 Nisan 1920-8 Şubat 1921

4- Adana Savunması : 21 Ocak 1920-20 Ekim 1921

MARAŞ SAVUNMASI

İşgal ettikleri Güney Anadolu şehirlerinde Ermenilerle birlikte Türk halkına karşı zulüm yapan ve onur kırıcı davranışlarda bulunan Franszlar, Türk Ulusu'nun er geç ayaklanacağını bildikleri için daha Ocak 1920 başından itibaren Maraş'a yeni birlikler getirmeye başladılar Bu kuvvetler Türk saldırılarıyla yıpratılmaya başlandı Fakat Fransızların yolları üzerinde Türk köylerinde ırza tecavüze kadar varan saldırıları Türk halkını topluca direnişe itti 20 Ocak 1920 tarihinde Maraş'ın ileri gelenlerini tutuklamaya ve hükümet binasını işgale başlayan Fransız birliklerine halk ateş açtı ve onları geri püskürttü Fransız birlikleri şehri yoğun top ateşine tuttular Fransız ve Ermeniler tarafından bir kale gibi korunan ve cephanelik haline getirilmiş olan kilise, 200 Türk mücahidinin saldırısı ile ele geçti

Maraş'ta silahlı halk direnişinin başlaması üzerine M Kemal Paşa 24 Ocak tarihinde bir bildiri yayınlayarak, Suriye'de bulunan Arap direniş kuvvetleri ile Türk direniş gücünün birlikte hareket ederek Fransızları iki ateş arasına alıp ezebileceğini belirtti Kuva-yı Milliye komutanlarından, Fransızlara, Türk topraklarını terketmeleri için bir nota vermelerini istedi Bu bölgede, Adana dahil 10000 Fransız askeri bulunuyordu Fransızların yeni kuvvetler getirmesi olasılığına karşı da gerilla savaşı yapılmasını ve Kolordu'ya da Fransızlara karşı savunması için gereken emir verildi Yeni kuvvetler getiren Fransızlar karşısında Türk direnişi, bütün şiddetiyle yılmadan sürdü Maraş halkı ellerinde yeterli silah, cephane, yiyecek ve ilaç olmadığı için, soğuk kış şartlarında en moden silahlarla donatılmış Fransız birlikleri karşısında son güçlerini kullanıyorlardı Fakat Fransızların da durumu iyi değildi Güneyde Araplar da Fransızlara saldırmaya başlamışlardı Bir aşiret de Fransızlar'a doğru ilerliyordu Türk ulusal kuvvetleri de 8-9 Şubat'ta Urfa'ya girdi Fransızlar, İngilizler aracılığı ile M Kemal Paşa'ya başvurarak isteklerini öğrenmek istediler M Kemal Paşa, Heyet-i Temsiliye adına vardiği yanıtta, herşeyden önce Fransızların Kilikya, Maraş, Antep ve Urfa'yı boşaltmaları gerektiğini bildirdi Diğer yandan da 11 Şubat'ta, Adana, Pozantı ve Maraş'taki ulusal kuvvetlere taarruz emrini verdi Bütün yöredeki Türk halkının Fransızlara karşı ayaklanmasını ve Fransızların Türk topraklarını terke zorlamasını istedi Fransızlar da bu sırada Maraş'ı terke karar Yerdiler 10-11 Şubat 1920'de Maraş'tan ayrılan Fransız birlikleri İslahiye'ye doğru kaçtılar Yolda Türk saldırılarına uğrayan Fransızlar 200 kayıp daha verdiler Maraş savaşında Fransız kaylpları küçümsenmeyecek kadar çok oldu Bu yenilgi Fransızların moralini çok bozdu

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.