Şengül Şirin
|
Kişilik
Kişilik
Kişilik, bir insanı diğer insanlardan ayırıp kendine özgü kılan bedensel, zihinsel ve ruhsal özelliklerinin bütünüdür Kişiliğin kökeninde, insanları birbirlerinden ayıran duygu, düşünce ve davranışlardaki benzerlik ve farklılıklar vardır
Kişilik Kavramları :
ü Huy (Mizaç) : Kişiliğin doğuştan gelen, genelde fizyolojik kaynaklı ve kolay kolay değişmeyen yanıdır Örneğin, içe dönüklük, karamsarlık, sinirlilik, heyecanlılık, dışa dönüklük gibi kişilik özellikleri huyu anlatır “Can çıkar, huy çıkmaz”, “Huylu huyundan vaz geçmez” gibi atasözleri, huyun ne denli zor değişebileceğini ifade eder
ü Karakter : Kişiliğin, topluma ve toplumsal değer yargılarına, toplumun da bireye verilmiş olduğu değere göre ortaya çıkan yanıdır Özellikle de içinde yaşanılan toplumun değer yargılarından, eğitim anlayışından, sosyo-ekonomik özelliklerinden etkilenerek biçimlenir Örneğin, dürüstlük, yalancılık, yardımseverlik, yurtseverlik, zalimlik ağırlıklı olarak karakter özellikleridir
ü Benlik : İnsanın, kendi kişiliğine ilişkin kanıları, kendini tanıma ve değerlendirme biçimidir Kişiliğin iki yönü vardır Birinci yönü, dışa yansıyan, daha çok başkaları tarafından değerlendirilen ve davranışlarına yansıması ile de ölçülebilen yandır İnsanın bu yönü nesneldir Kişiliğin ikinci yönü ise dışarıya pek yansımayan yani bireyin kendini tanımladığı biçimidir İşte kişiliğin, bu öznel yönü benliktir ve benlik ölçülerek değil, yorumlanarak anlaşılabilir
Benliğin Bilincinin Oluşum Aşamaları
Birinci aşama, bireysel benlik oluşumudur Bu aşamada birey kendini merkeze koyar, bedenini tanır, eşit paylaşma ve hakka saygı göstermeyi bilmez
İkinci aşama, toplumsal benlik oluşumudur Toplumsal yaşam sürecinde insan, başkalarını tanır, onlarla ilişki kurar, yaşam deneyimleri edinir, başkalarını örnek alarak kendi tutum ve davranışlarını biçimlendirir
Kişilik Oluşumunu Biçimlendiren Etmenler :
ü Biyolojik Etmenler : Kişilik oluşumunun alt yapısını oluşturur Doğuştan gelen ve kalıtımla biçimlenen bedensel özellikler, cinsiyet, içinde bulunulan yaş grubu kişiliği biçimlendirir
ü Çevresel Etmenler : Döllenmeden başlayarak insanı etkileyen çevresel etmenler yaşam boyu bu etkisini sürdürür Doğumdan sonra ise çevresel etmenler etkisini sürdürür
ü Sosyo-kültürel Etmenler : İnsanın, toplumsal bir varlık oluşundan ölümüne dek yaşadığı toplumun, eğitim, inanç ve değerlerinden etkilenerek kişiliğinin biçimlenmesidir Bu süreçte insan, yaşam deneyimleriyle edindiği öğrenmelerle, aldığı eğitimle kişiliğini oluşturur
Kişilik Kuramları : Kişiliğin oluşumu sırasında neyin daha etkili olduğu konusunda psikologlar farklı görüşler ileri sürmüşler ve böylece kişilik kuramları doğmuştur
Başlıca kişilik kuramları :
ü Temel Eğilim Kuramları (Beden yapısına göre yapılan sınıflandırmalar) : Bu kuramı savunan psikologlar bireyin beden yapısı, beden kimyası ile kişiliği arasında ilişki kurarlar Beden yapısının kişiliği biçimlendiren temel etken olduğunu savunan yaklaşımlara tip kuramları denir Krestschmer insanları, üç temel beden yapısına ayırır ve bu yapılara göre farklı kişilikler oluştuğunu ileri sürer Buna göre;
- Piknik Tip : Kısa boylu, kısa kol ve bacaklı şişmanca kişiler “piknik tip” tir Bu tipler manik-depresif psikoza, duygusal dalgalanmalara yatkındır
- Atletik Tip : Geniş omuzlu, dar kalçalı olan kişiler “atletik tip” tir Bu tipler akıl hastalıklarına daha az yatkındır
- Astenik Tip : ince, uzun gövdeli, uzun kol ve bacaklı, zayıfça kişiler “astenik tip” tir Bu tipler şizofreniye yatkındır
Sheldon da aynı biçimde şu üç beden yapısı tiplemesi yapar :
- Endomorf : Endomorf tiplerin beden yapısı yuvarlak ve yumuşaktır Bu tipler rahatı, zevki, yemek yemeyi ve toplumsal ilişkileri severler
- Mezomorf : Mezomorf tiplerin kas ve kemik yapıları gelişmiştir, güçlü ve adalelidirler Bu tipler, hareketli, enerjik, atılgan ve saldırgandırlar
- Ektomorf : Ektomorf tipler, ince, uzun ve narin yapılıdırlar Bu tipler de içe dönük, duygusal ve entelektüeldirler
ü Psikodinamik Kuramlar : Freud’un psikanaliz yaklaşımından kaynaklanan kuramlardır Freud’a göre kişilik, id, ego, süperego arasındaki etkileşime göre gelişir İd doyurulması gereken temel gereksinimlerin karşılanması için egoya baskı yapar Süperego ise bilinçaltına itilen destek ve arzuların bilince çıkmasını denetler İd ve süperegoyu dengeleyen ego, bu dengeyi sağlarken kişilik yapısına göre davranır Freud’a göre, cinsel içerik taşıyan biyolojik kökenli dürtüler kişilik oluşumunda belirleyici rol oynar
ü Öğrenme Kuramları : Daha çok davranışçı psikologların geliştirdiği kuramlardır Bu kuramın savunucuları kişiliğin bireyin toplumla etkileşimi sonucu öğrenme sürecinde biçimlendiğini ileri sürerler Bu görüşü savunan Skinner, kişiliğin klasik ve edimsel koşullanmalarla, Bandura ise taklit ve gözlemle biçimlendiğini savunur
ü Varoluşçu Kuramlar : Varoluşçu felsefeden etkilenen bu kurama göre, yaşama anlam veren insanın kendisidir Evrende bir tek insan kendi varlığını kendisi yapar İnsan çevresinin ürünü değil, yaratıcısıdır Kendini var eden insan hem özgür hem sorumludur
ü Hümanistik Kuramlar : İnsanın temelde “iyi” olduğunu savunan bu görüşler; insanların olumlu yönde güdülenerek, daha yüksek işlevlere doğru yönelerek olumlu kişiliğe ulaşacağını savunur Umut, mizah, yaratıcılık, sevgi gibi etkenler insan kişiliğini zenginleştirirken, suçluluk duygusu, katı disiplin, düşmanlık, umutsuzluk sağlıklı bir kişiliğin gelişmesine engel olur Bu kuram hümanistik yaklaşımın görüşlerinden etkilenmiştir
Kişiliğin Ölçülmesi : Çok sayıdaki etmenden etkilenerek biçimlenen kişiliği ölçmenin güç olduğu ortadadır Bu yüzden pek çok kişilik ölçme yöntem ve teknikleri geliştirilmiştir
Başlıca kişilik ölçme yöntem ve teknikleri şunlardır :
ü Görüşme ve Gözlem : Kişiliği ölçülen insanla çoğunlukla yüz yüze soru-yanıt biçiminde ve sözlü olarak gerçekleştirilir Bu teknik, kişilik sorunları olan, psikolog ya da psikiyatriste başvuran insanlara uygulanabileceği gibi, işe personel alımlarında iş deneyimlerini, yatkınlığını ölçmek amacı ile de kullanılır Ancak, kişilerin kendilerini anlatırken genelde nesnel olmaları beklenmediğinden bu ölçme tekniği, ölçmede aranılan geçerlik, güvenirlik, normlar ve standardizasyonlar açısından yetersiz kalabilir
ü Kişilik Anketleri : Önceden hazırlanmış soruların kişiliği ölçülen insanlara sözlü ya da yazılı olarak uygulanmasıdır Anketler genelde kişilik envanterleri biçiminde uygulanır Kişiliği ölçmeye yönelik çok sayıdaki kısa soru, “doğru” ya da “yanlış” biçiminde işaretlemeye dayanan bir teknikle deneğe sunulur Anketler ve envanterler daha çok bireyin güçlü ve zayıf yanlarını saptar, akıl sağlığı ile ilgili pek çok özellik ortaya çıkarılır Ancak, bu ölçekler, kişiyi çok yönlü değerlendirmede, yetersiz kalır
ü İlgi Testleri : Zeka testlerinden esinlenerek hazırlanan kişilik testleri genelde kişilerin farklı çalışma alanlarındaki ilgilerini, nelerden hoşlanıp hoşlanmadığını, neleri tercih edip etmediğini ölçmeye çalışır
ü Projektif (Yansıtma) Testler : Kişinin testlerdeki sorulardan etkilenmeden özgürce kendi düşünce, duyu ve davranışlarını yansıtmalarını sağlayan testlerdir Diğer kişilik ölçme testlerinde sorular belirin olduğu için kişiliği ölçülen kişi kendini denetleyebilmekte, kendi özelliklerinden çok, herkese uygun gelebilecek yanıtları vermektedir Projektif testler bu sakıncayı gidermek üzere geliştirilmiştir
Başlıca projektif testler şunlardır :
- Tematik Algı Testleri (T A T ): Kişiliği ölçülen bireye resimler gösterilir ve resimlerle ilgili öyküler anlatması istenir Kişi resimlerle ilgili öyküyü geliştirirken duygu, düşünce, istek ve çatışmalarını yansıtır
- Mürekkep Lekesi Testleri (Rorschach Testi): Kağıtlara gelişigüzel dökülen mürekkepler katlanarak kurutulur Çıkan şekilde neler gördüğü kişiliği ölçülen kişiye sorulur ve alınan yanıtlar değerlendirilir
UYARI : Kişiliği ölçmek son derece zordur Çünkü kişilik konuyu işlerken de görüldüğü gibi iç salgı bezlerinden bedensel özelliklere, cinsiyetten yaş grubuna, doğal çevreden kültürel çevreye pek çok etkenden etkilenmektedir Bu yüzden, kişilik testlerinin tümü, bireyin kişiliğini öğrenmede bilgiler verse bile, tümüyle anlatmakta yetersiz kalır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|