05-26-2009
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Pembe İncili Kaftan Kitap özeti
Kitabın adı : Pembe İncili Kaftan
Kitabın Yazarı : Ömer Seyfettin
KİTABIN ANA FİKRİ
İnsan, yaptığı fedakarlık büyük veya küçük olsun hiçbir zaman övünmemelidir
KİTABIN ÖZETİ
Osmanlı devletinin başında bu dönemde Şah İsmail adında bir bela vardır Vezirler bu deli adama elçi göndermek için toplanmışlardı gönderilecek elçi cesur,ölümden korkmayan,devletin şanına yakışacak bir kişi olmalıydı Sarayda, Enderunda, divanda böyle bir kişi yoktur Vezirlerden biri Muhsin Çelebi’nin adını ortaya atar Bunun üzerine sadrazam Muhsin Çelebinin çağrılmasını ister
Peki kimdi bu Muhsin Çelebi
Muhsin Çelebi: Cesur, doğruluktan ayrılmayan, ölümden korkmayan, akıllı bilgili, Allah’tan başka kimseye boyun eğmeyen, hali vakti yerinde, garibi, zayıfı gözeten bir baba yiğittir Muhsin Çelebi sadrazamın emri üzerine huzura gelir Sadrazam ondan el etek öpmesini beklerken o eğilmez
Sadrazam onun bu hareketine kızmasına karşın ona elçilik teklifinde bulunur Muhsin Çelebi bu görevi devleti için kabul eder Elbette ki bu büyük devletin elçisi;atları,hademeleri ve giysileriyle ihtişamlı olmalıydı Muhsin Çelebi bu giderleri, sadrazamın ısrarına karşın, kendisinin karşılayacağını söyler
Çünkü o fedakarlığın karşılıksız olacağına inanıyordu Giderler için bütün varlığını rehin vererek tüccarlardan on bin altın alır Bu parayla ihtiyaçları karşılar Bir de Sırmakeş Toroğlu’ndaki: Kumaşı Hint’ten incileri Venedik’ten gelme Şah İsmail’in hayatında göremeyeceği pembe incili kaftanı sekiz bin altına alır Bu kaftanı padişaha hediye etmek için herkes sıraya girmektedir Muhsin Çelebi hazırlıklarını tamamlar Karısını iki çocuğunu akrabalarına bırakarak yola koyulur
Muhsin Çelebi Tebriz’e vardığında halk ve şah onu şaşkınlıkla karşılar O her zamanki gibi başı dik göğsü ilerde Şah İsmail’in huzuruna varır Padişahın mektubunu öperek Şaha uzatır Ayağı öpülmeyen Şah sapsarı kesilir Muhsin Çelebi sağına soluna bakar ve oturacak bir şeyin olmadığını görür Bunun ayakta beklemeye mecbur bırakmak için yapılmış bir davranış düşünerek o göz kamaştıran kaftanını tahtın önüne serer ve üzerine oturur Şah,vezirleri komutanları ulaşmıştır
Muhsin Çelebi gür sesiyle:Padişahının hiçbir ecnebi padişah karşısında eğilmeyeceğini ve dünyada Türk Padişahı kadar asil bir padişahın olmadığını söyleyerek huzurdan izin istemeden ayrılır Kapıdan çıkarken Şah’ın askeri kaftanı arkasından getirir Muhsin Çelebi sesini yükselterek ‘bir Türk asla yere serdiği şeyi sırtına koymaz ’diyerek oradan ayrılır
Muhsin Çelebi sağ salim ülkesine döner Herkes pembe incili kaftana ne olduğunu merak eder Fakat o bu yaptığını anlatacak kadar küçük bir insan değildir Muhsin Çelebi elçilikten kalan malzemelerini satarak küçük bir bahçe alır Üsküdar pazarında sebze meyve satarak geçimini sağlamaya başlar Düştüğü bu acı durum karşısında o hiçbir zaman yaptığı fedakarlıkla övünmemiştir
KİTAPTAKİ KİŞİLER
Muhsin Çelebi: Hikayenin baş kahramanıdır Muhsin Çelebi 40 yaşlarında, namerde muhtaç olmayacak kadar servete sahip akıllı bir insandı Tek ülküsü “Allah’tan başkasına secde etmemek, kula kul olmamaktı ” Aynı zamanda savaş zamanlarında Kuba bölüklerinde kumandanlık yapardı Doğruluktan ayrılmayan, ölümden korkmayan bir yiğitti
Vezirler: Kubbe altı vezirleridir
Sadrazam: Başbakandır Vezirlerin başıdır
Şah İsmail: Kurnaz, zalim, gaddar bir adamdır İran devletinin şahıdır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|