Aşk Dilencisiyim |
02-10-2007 | #1 |
Ergenekon
|
Aşk DilencisiyimBen Senin Dilencinim Hâlâ senin yetimliğin düşer payıma Hâlâ senin öksüzlüğün gelip oturur En onmaz bir yanıma Sensiz üşüdüm dehlizlerinde zamanın Gülen yüzlerin ruhları mahkum Sen heybetini dağlara bıraktın Sıcaklığını çöllere Gidişini sakladın bir hurma çekirdeğinde Vuslatları alıp gittin bir başına Sarı takvimleri bana bıraktın Firakları devşirdim zamanın aynalarında Kum saatlerine bakarak bekledim gelişini Heyhâtlara gömüldüm Hangi gecenin sabahında bulurum ben seni Günde beş defa iyi-kötü savaşı çıkartır kelimelerim On dört asırlık uzaklıktan geliyorum kapına Suskunluğum, susuzluğum bu yüzden Bu yüzden sensizliğinde gurbetlerin dili lâl şairiyim Senden sonra aşkın gözünü kör etti insanlık Bizlere âmâlık miras kaldı cedlerimizden Kör bir yılan Sevr’de bin yıldan beri yolunu bekler Benim de beklediğim bu duraktan Yolun geçer mi senin Gülüşün kadar sıcak gül kokuna hasret çekerim Senden sonra güllerini kana buladılar Gönlümün gözyaşları çoğaldı mısralarda Yetim kalmak ve öksüz olmak Manasını yitirdi zamanla Oysa bütün yetimlikler, bütün öksüzlükler Firakının tam manasıydı Gidişine alışamayanların dilinde Hendek’te karnına bağladığın taşlar Seni anmadan her nefes alıp vermemde Gelip boğazıma düğümlenir şimdi Senin için canından geçenler de kimdi Üç bin meleği etrafında pervane yapan Yoksa Allah’ın yerdeki kudret eli miydi! Bedir’den payıma hâlâ bir “keşke” düşer Senin için hâlâ canından geçenler aklıma düşer Senin için tahtına küsenler, yardan geçenler Senin için korkmadan atını denize sürenler var Hâlâ gelmeni bekleyenlerin sabrı umman kadar Karen’de Üveys’in yalın ayaklarından Senin yolunu bulmak için iz sürenler delikanlılar Çağların ötesinden, taşların dilinden İzleri kaybolan yedilerin şehrinden Binler selam yollamakta sana Sevgili Hira’da kurşunî bir ses akar sayfalara Hira’da sakladığın o sır Güneşten daha aşikardı oysa Sana benzemek için Birbiriyle yarıştı bütün gülleri dünyanın Kameri bir işaretiyle ikiye böldü Ahmed’î nazar Gül bahçesinin sultanı ey gül-i yar Sendendir her çiçeğin adı gül konulmadı Efendisinden kaçan köleler çoğaldı Koyunu kurda kaptırdı çobanlar Yorgun zamanlara hapsedildi hasretlerimiz Bir tek sana olan sevdamıza gem vurulamadı Bir tek sen olunca manalar yüklenir firaka! Hâlâ senin yetimliğin düşer payıma Hâlâ senin öksüzlüğün gelip oturur En onmaz bir yanıma Tahammülü yok dedim bu firakın On dört asırlık uzaklıktan kaçıp geldim kapına Sevdalar zaman mekan tanımaz Ve ey zaman mekan aşmış Sevgili’m Ben senin gelişinin dilencisiyim |
02-10-2007 | #2 |
angelesdream
|
şiir okumayı hiç sewmem fakat bu gerçekten harikaymışşteşekkürler ergenekonıyı bır paylaşımdı |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|