05-15-2009
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Edat Soylu Sözcükler
B EDAT SOYLU SÖZCÜKLER
1 Edat (İlgeç) 2 Bağlaçlar 3 Ünlem
Edat (İlgeç)
Tek başına bir anlam taşımayan , ancak kendinden önceki sözcükle birlikte kullanıldığında belirli bir anlamı olan sözcüklerdirEdatlar çekim eki alırsa adlaşırlar En çok kullanılan edatlar şunlardır:
Gibi:
Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar - Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendi (sıfat)
- Dev gibi dalgalar sahile vuruyordu (sıfat)
- Yüzün bir kır çiçeği gibi usulca söner (zarf)
- Dolu bir kadeh gibi kırılıyorum avuçlarında(zarf)
- Sen de onun gibi düşünüyorsun (karşılaştırma)
- Annem gibi dolma yapan dünyada bulamazsın (k)
- Yataktan kalktığı gibi dışarı fırladı(hemen,o anda)
- Haberi aldığı gibi yola çıktı(hemen,o anda)
- Ben ona insan gibi davrandım( yakışır biçimde)
- Birbirinizle adam gibi konuşun( yakışır biçimde)
- Saat üç gibi yanına gelirim (dolayında)
- Final maçı akşam sekiz gibi başlar ( dolayında)
- Bugün yağmur yağacak gibi (tahmin)
- Galatasaray bu maçı alacak gibi (tahmin)
- Bir an onu sever gibi oldum (yaklaşma)
- O sırada güneş çıkar gibi oldu (yaklaşma)
İçin:
“-dik için” şeklinde neden- sonuç “-mek için” şeklinde amaç – sonuç ilişkisi kurar - Yağmur yağdığı için pikniğe gidemedik (ns)
- Hasta olduğum için dersi dinleyemedim (ns)
- Kadın oğlunu görmek için şehre gitti (as)
- İşe girmek için ehliyet almış (as)
Görelik anlamında görüş bildirir: - Sen benim için dünyanın en güzel kızısın
- Bu çalışmalar onun için boş bir uğraştı
Karşılığında, karşılık olarak:
*Bu elbise için çok para harcadım
*Ev için size yüz bin lira veririm
Uğruna, yoluna:
* Vatan için nice şehitler verdik
* Bu eylemi tüm insanlık için yapıyoruz
Hakkında:
* Veliler bizim okul için ne söylüyorlar?
* Eleştirmenler, filminiz için olumlu konuşuyor
Aitlik, özgülük: - Bu pastayı sizin için ayırdım
- Bahçeye oğlum için salıncak kurdum
Oranla: - O şapka senin için çok büyük
Süre bildirir: - Kitabı bir hafta için aldım
- Birkaç gün için İstanbul’a gideceğim
İle (-la, -le ):
Birliktelik, araç ,durum ve sebep ilgisi kurar - Köye dolmuşla gidebilirsin (araç)
- Uçakla İzmir’e gitmişti (araç)
- Konsere arkadaşımla gittim (birliktelik)
- Çocuk, yolda babasıyla yürüyordu (birliktelik)
- Öfkeyle kalkan zararla oturur (durum )
- Gökyüzü, hasretle kucaklasın doğayı (durum)
- Sınav heyecanıyla kalemimi unuttum (sebep)
- Kaza korkusuyla araba kullanamıyor ( sebep)
Kadar:
Benzerlik ve karşılaştırma ilgisi kurar - Adana, cennet kadar güzel bir yerdir (benzerlik)
- Siirt, bu yaz cehennem kadar sıcaktı (benzerlik)
- Bir peri kadar güzel bir kızdı (benzerlik)
- Sen de onun kadar çalışsaydın sınavı kazanırdın(karşılaştırma)
- Babası kadar iyi şarkı söylüyor (karşılaştırma)
Yaklaşıklık, zaman açısından sınırlandırma, mesafe: - Bin kadar asker cepheye gidiyordu (yaklaşık)
- Pazardan iki kilo kadar pirinç almış (yaklaşık)
- Bu ev akşama kadar temizlenecek (zamanda sınırlama)
- Cumaya kadar ödevimi bitirmeliyim (zamanda sınırlama)
- Yalancının mumu yatsıya kadar yanar (zamanda sınırlama)
- Eve kadar yürümem gerekiyor (mesafe sınırı)
Mesafe sınırı: - Yapılacak dünya kadar işim var
- Avuç içi kadar bir evde yaşıyorlar
Gibi anlamında kullanılabilir: - Bu kitabı okuyunca Muğla’yı görmüş kadar oldum
Karşı:
Yön ve zaman ilgisi kurar –e karşı biçiminde kullanılırsa edat olur Yalın halde kullanılırsa ya da bir ek alırsa edat olmaktan çıkar isimleşir - Denize karşı bir ev yaptırmış (yön)
- Duvara karşı on adım yürü (yön)
- Sabaha karşı çok şiddetli yağmur yağdı (zaman)
Karşılık olarak , yönelik anlamı katar: - Bu sözüne karşı ben ne diyebilirim ki şimdi (karşılık olarak)
- Resme karşı ilgin ne zaman başladı?( -e yönelik)
UYARI: Yalın halde kullanılırsa ya da bir ek alırsa edat olmaktan çıkar isimleşirİsmi belirtirse sıfat olur - Karşı evin penceresi açık kalmış (sıfat)
- Önce karşı sahaya çıktı (sıfat)
- Karşıya geçmeden önce sağına ve soluna bak(isim)
Göre:
Görüş, düşünce, uygun olma anlamları katar: - Bilim adamlarına göre dünya yok oluyor (görüş)
- Anneme göre bu yıl sınavı kesin kazanırmışım (görüş)
- Bulunduğun ortama konuşacaksın ( uygun)
- Zevkime göre bir elbise arıyorum (uygun)
Karşılaştırma ilgisi kurar: - Burası eski evimize göre daha büyük
- Yaşıtlarına göre çok hızlı koşuyorsun
Üzere:
Koşul ve amaç ilgisi kurar - Akşama geri vermek üzere bu kitabı alabilirsin (koşul)
- Konuşmak üzere kürsüye çıktı (amaç)
Yaklaşık olma, gibi şekilde… anlamları katar: - Hemen eve dönelim, akşam olmak üzere (yaklaşık)
- Zil çalmak üzere ( yaklaşık)
- Her şey planlandığı üzere yapılacak (şeklinde)
Doğru:
Yön ve zaman ilgisi kurar - Eve doğru yürüyorum (yön)
- Akşama doğru misafir gelecek (zaman)
İsmi nitelerse sıfat, fiili nitelerse zarf öbeği oluşturur: - Eğri oturup doğru konuşalım (zarf)
- Bu zamanda doğru insanı bulmak zordur (sıfat)
- Tahtaya bir doğru çizdi (isim)
Sanki:
Benzetme, sitem ilgisi kurar - Gökyüzü sanki yaramaz bir çocuk (benzetme)
- Sanki verdiğim her işi yapıyorsun (sitem)
- Sanki selam verdin de almadık (sitem)
Diğer edatlar: - İşten sonra bize uğrayacak
- Bu işi ancak sen yaparsın
- Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek
- Sabahtan beri dışarıyı izliyor
- Bu mutlu olaya sadece yıldızlar şahittir
|
|
|