|  | Edebi Türler (Öykü - Hikâye) |  | 
|  05-11-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Edebi Türler (Öykü - Hikâye)    Edebi TürlerGerçek ya da düş ürünü bir olayı aktaran kısa düz yazı şeklindeki anlatıdır (Öykü - Hikâye)  Kısa oluşu, yalın bir olay örgüsüne sahip olması, genellikle önemli bir olay ya da sahne aracılığıyla tek ve yoğun bir etki uyandırması ve az sayıda karaktere yer vermesiyle roman ve diğer anlatı türlerinden ayrılır   Öyküde, olayın geçtiği yer sınırlı, anlatım özlü ve yoğundur  Karakterler belli bir olay içinde gösterilir  Bu karakterlerin de çoğu zaman sadece belli özellikleri yansıtılır  Konu tümüyle düş ürünü olabilir, ya da son derece gerçekçidir  Genellikle ironik bir rastlantı yoluyla yaratılan özel bir an üzerindeki yoğunlaşma sürpriz sonlara olanak verir   Eski Yunan’daki fabl ve kısa romanslar, Binbir Gece Masalları öykünün habercileridir  Ama öykü ancak 19  yüzyılda romantizm ve gerçekçilik akımlarının yaygınlaşmasıyla edebi bir tür haline gelebildi  Edgar Allan Poe’nin Grotesk ve Arabesk öyküleri adlı eseriyle yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nde değil Avrupa’da da etkili oldu  Almanya’da  Heinrch von Kleist,  ve E  T  A  Hoffmann,  psikolojik ve metafizik sorunları öykülerinde masalsı bir anlatımla yansıttılar   20  yüzyıla girildiğinde öyküler ilk kez genellikle gazete ve dergilerde yayınlanıyor ve bu yüzden gazeteciliğe özgü yerel renkler taşıyordu  Bret Harte’nin  öyküleri,  Ruyard Kipling’in  Hindistan’daki yaşamı anlatan öyküleri,  Mark Twain’in  Missisippi öyküleri bu özelliktedir   Rusya’da Gogol, Dostoyevski, Turgenyev ve Çehov’un öyküleri, öykü türünün edebi eserler arasında sağlam bir yere oturmasına büyük katkı sağladı   Türk edebiyatında öykü Türk edebiyatında Batılı anlamdaki ilk öyküler Tanzimat döneminde yazıldı  İlk öykü yazarları,  Ahmed Midhat, Emin Nihat, Samipaşazade  Sezai  ve  Nabizade Nazım’dı  Türk öykücülüğünü yetkinliğe kavuşturan yazar ise  Halit Ziya Uşaklıgil oldu  Edebiyat-ı Cedide döneminde yalın diliyle dikkat çeken Uşaklıgil, titiz gözlemciliğiyle gerçekçi öykü geleneğini başlatan yazardır  Bu dönemin diğer yazarları Hüseyin  Rahmi Gürpınar, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit Yalçın, Ahmet Hikmet Müftüoğlu  ve Saffeti Ziya  idi   2  Meşrutiyet’in ilanından sonra gelişen yeni edebiyat akımıyla birlikte öyküde toplumsal ve siyasi sorunlar işlenmeye başladı  Türkçe’de yabancı sözcüklerin temizlenmesi, yazımda konuşma dilinin hakim olması, taşra yaşamının gerçekçi bir üslupla edebiyata taşınması gibi özelliklerle bilinen bu dönemde  Ömer Seyfettin,  Türk öykücülüğünde yeri bir çığır açtı  Onu  Halide Edip Adıvar, Reşat Nuri Güntekin,  Refik Halit Karay  izledi  F  Celaleddin, Selahattin Enis, Sadri Ertem, Cemal Kaygılı, Sabahattin Ali, Kenan Hulusi Koray, Nahit Sırrı Örik, Bekir Sıtkı Kunt, Mahmut Şevket Esendal  Cumhuriyet dönemi öykücülüğünü hazırlan isimlerdir   Cumhuriyet dönemi 1930’lar sonrasını kapsar  Bu  dönemde alışılmışın dışında bir öykü dünyası kuran  Sait Faik Abasıyanık,  Halikarnas Balıkçısı  (Cevat Şakir Kabaağaç), diyalogların usta yazarı  Orhan Kemal, Mehmet Seyda, Samet  Ağaoğlu, Sabahattin Kudret Aksal, Kemal Bilbaşar, Kemal Tahir  ve Ahmet Hamdi  Tanpınar  öykü yazarları olarak ön plana çıktı  Günümüzde Türk öykücülüğü geniş bir konu  ve üslup zenginliğiyle sürmektedir   Gerçek ya da gerçeğe yakın bir olayı aktaran kısa düz yazı şeklindeki anlatıya öykü veya eski adıyla hikâye denir  Kısa oluşu, yalın bir olay örgüsüne sahip olması, genellikle önemli bir olay ya da sahne aracılığıyla tek ve yoğun bir etki uyandırması ve az sayıda karaktere yer vermesiyle roman ve diğer anlatı türlerinden ayrılır  Öyküde, olayın geçtiği yer sınırlı, anlatım özlü ve yoğundur  Karakterler belli bir olay içinde gösterilir  Bu karakterlerin de çoğu zaman sadece belli özellikleri yansıtılır  Konu tümüyle düş ürünü olabilir, ya da son derece gerçekçidir  Genellikle ironik bir rastlantı yoluyla yaratılan özel bir an üzerindeki yoğunlaşma sürpriz sonlara olanak verir  Eski Yunan’daki fabl ve kısa romanslar, Binbir Gece Masalları öykünün habercileridir  Ama öykü ancak 19  yüzyılda romantizm ve gerçekçilik akımlarının yaygınlaşmasıyla edebi bir tür haline gelebildi  Edgar Allan Poe’nin Grotesk ve Arabesk öyküleri adlı eseriyle yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nde değil Avrupa’da da etkili oldu  Almanya’da Heinrch von Kleist, ve E  T  A  Hoffmann, psikolojik ve metafizik sorunları öykülerinde masalsı bir anlatımla yansıttılar  20  yüzyıla girildiğinde öyküler ilk kez genellikle gazete ve dergilerde yayınlanıyor ve bu yüzden gazeteciliğe özgü yerel renkler taşıyordu  Bret Harte’nin öyküleri, Ruyard Kipling’in Hindistan’daki yaşamı anlatan öyküleri, Mark Twain’in Missisippi ve O  Henry’nin öyküleri bu özelliktedir  Rusya’da Gogol, Dostoyevski, Turgenyev ve Çehov’un öyküleri, öykü türünün edebi eserler arasında sağlam bir yere oturmasına büyük katkı sağladı  Türkiye’de öykü ya da hikaye kavramı diğer yeni türler gibi Tanzimat’tan sonra edebiyatımıza girmiştir  Öykünün bizdeki ilk gerçek temsilcisi olarak Ömer Seyfettin’i görmek mümkündür  Falaka,Başını Vermeyen Şehit,Pembe İncili Kaftan gibi dönemin sosyal olaylarını gözler önüne seren Ömer Seyfettin çok sayıda hikayesiyle Türkiye’de hikayeciliğin gelişmesine çok büyük katkı sağlamıştır  | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |