Mondros Ateşkes Anlaşması

Eski 05-11-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Mondros Ateşkes Anlaşması






Mondros Ateşkes Anlaşması ya da Mondros 17 Mütarekesi,

I Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan ateşkes belgesi Osmanlı Devleti adına Bahriye Nazırı Rauf Bey, Birleşik Krallık adasının Mondros Limanı'nda demirli Agamemnon zırhlısında 30 Ekim 1918 akşamı imzalanmıştır Mondros Ateşkes Anlaşması, Osmanlı Devleti'nin yıkımından sonra kurulan Türkiye'nin çerçevesini çizen ilk uluslararası belge olarak önem taşır Türk Kurtuluş Savaşı'nın siyasi manifestosu olan Misak-ı Milli Beyannamesinin birinci maddesi, "30 Ekim 1918 tarihli anlaşmanın çizdiği hudutlar dahilinde, dinen, ırkan ve emelen müttehit [birleşik] Osmanlı İslam ekseriyetiyle meskûn bulunan aksamın tamamı, fiilen ve hükmen gayrı kabil-i tecezzi bir küldür [bölünmez bir bütündür]" demek suretiyle, Milli Mücadele'nin hedefi olan ulusal varlığı Mondros Ateşkes Anlaşmasına gönderme yaparak tanımlar



Antlaşmanın İmzalanması

Filistin'de İngiliz hücumu karşısında hezimete uğraması ve 1 Ekim'de Şam'ın düşmesi üzerine, Talat Paşa hükümeti 5 Ekim'de İngiltere ile ateşkes sağlamak için ABD'nin arabuluculuğuna başvurdu Bu arada 29 Eylül'de Bulgaristan ateşkes imzalamış, bu ülkeye giren Fransız ve müttefik ordularının İstanbul'a yönelmesi olasılığı doğmuştu


HMS Agamemnon (1915)


8 Ekim'de Talat Paşa kabinesi istifa etti Eski genelkurmay başkanlarından Ahmet İzzet Paşa'nın 14 Ekim'de kurduğu kabinede, İttihatçı olduğu halde hükümetin Alman yanlısı savaş politikasına karşı çıkan ve İngiliz dostu olarak tanınan Rauf Bey (Orbay) Bahriye Nazırı oldu 18 Ekim'de Osmanlı'da esir bulunan İngiliz generali Townsend, Osmanlı'nın ateşkes şartlarını iletmek üzere bir gemiyle gizlice Midilli'ye gönderildi 24 Ekim'de İngiliz hükümeti Limni'de bulunan Amiral Calthorpe'a ateşkes görüşmelerini başlatma yetkisini verdi Ertesi gün Türk hükümetinin görevlendirdiği Rauf Bey Zafer römorkörüyle Foça'dan Midilli'ye geçti; burada kendisini karşılayan İngiliz kruvazörüyle Limni adasına ulaştı 27 Ekim'den itibaren dört gün süren çetin müzakereler sonunda 30 Ekim akşamı anlaşma imzalandı 1 Kasım sabahından geçerli olmak üzere Osmanlı Devleti ile Britanya İmparatorluğu arasında ateşkes ilan edildi
Müzakerelerde Rauf Bey'e Dışişleri Müsteşarı Reşat Hikmet Bey eşlik etti

28 Ekim günü Fransız hükümeti bir notayla anlaşma görüşmelerine katılma isteğini bildirdiyse de bu talep İngiltere tarafından dikkate alınmadı[2](Savaşın bu aşamasında Osmanlı sadece İngiltere ile fiili çatışma halindeydi)
Bu esnada 24 Ekim'de Almanya'da ihtilal başladı 3 Kasım'da Avusturya-Macaristan Villa-Giusti Anlaşması ile savaştan çekildi 7 Kasım'da Alman imparatoru II Wilhelm tahttan feragat etti 11 Kasım'da Compiègne Ormanı'nda imzalanan ateşkes ile Almanya yenilgiyi kabul etti Aynı gün Avusturya-Macaristan imparatoru I Karl da tahtını bıraktı

Antlaşma koşulları

Mondros Ateşkes Antlaşmasın koşulları, aynı günlerde imzalanan Bulgaristan, Avusturya-Macaristan ve Almanya anlaşmalarıyla benzerlik gösterir Stratejik noktaların işgali, ordunun terhisi ve donanma ile cephanelerin teslimi gibi askeri tedbirler, yenilen tarafın savaşa devam edemez hale getirmeye yöneliktir Sadece doğu illerinde karışıklık çıkması halinde İtilaf devletlerine buraları işgal etme yetkisini veren 24 madde, Türk ateşkesine özeldir Bu madde, tehcirden dönecek Ermenilere karşı direniş gösterilmesi olasılığına karşı anlaşmaya konmuş ancak uygulama görmemiştir
Anlaşmada Osmanlı Devleti'nin sınırlarına ve statüsüne ilişkin bir ifade yoktur Ancak İngilizler Suriye cephesinde ateşkesi tam Türk-Arap etnik sınırında kabul etmekle, Osmanlı Devleti'nin barıştan sonraki sınırlarına ilişkin ilginç bir fiili durum yaratmışlardır
Taraflar arasında ateşkes durumu 31 Ekim 1918 günü öğle vakti başlayacaktır[3]
Resmî anlaşmanın yanısıra, Amiral Calthorpe'un sözlü açıklamalarını içeren bir mektup da Türk tarafına sunuldu Bu mektupta, işgal kuvvetlerine Yunan askerinin katılmayacağı ve benzeri taahhütler yer alıyordu 7/24 Maddeleri en önemli maddelerdir

Yavuz Zırhlısı Tuzağı

Ateşkesin ilginç ayrıntılarından biri, 6 madde aracılığıyla Yavuz zırhlısının Osmanlı'da kalmasının sağlanması idi Alman donanmasının en güçlü gemilerinden biri olan Goeben zırhlısı savaşın ilk günlerinde Osmanlı'ya gelmiş, Osmanlı donanmasına katılıp adı "Yavuz" olarak değiştirildiği halde, mürettebatı ve kaptanı Alman kalmıştı Rauf Bey ile Calthorpe arasında anlaşmaya varıldığı şekliyle madde, geminin Haliç'te hapsedilerek Almanların eline geçmesini önlemeye yönelikti [kaynak belirtilmeli]
2 Kasım'da yapılan hassas bir operasyonla Liva Amiral (Tuğamiral) Arif Paşa Yavuz zırhlısını Osmanlı zabit ve eratıyla ele geçirdi ve Haliç'e hapsetti[

Tepkiler


İstanbul kamuoyu anlaşma hükümlerini ağır buldu, ancak genel bir iyimserlikle karşıladı 1 ve 2 Kasım tarihli İstanbul gazeteleri daha çok İstanbul'da savaş ihtimalinin ortadan kalkmış olduğunu vurguladılar (Bulgaristan'ı işgal eden İtilaf ordularının o günlerde İstanbul'a yönelik taarruzu bekleniyordu) Mustafa Kemal Paşa'nın görüşlerini yansıtan Minber[4] gazetesi 1 Kasım'da, "Bir devletin küçülmüş bile olsa herhalde bir siyasi mevcudiyet ve milli birlik muhafaza ederek böyle bir badireden kurtulabilmiş olması en büyük siyasi başarı sayılmalıdır" yazıyordu
Minber, başka birçok yorumcu gibi, Rus ve Avusturya imparatorluklarının parçalanıp anarşiye ve iç savaşa düşmelerini örnek gösteriyor, Türkiye'nin bu akıbetten kurtuluşunu memnunluk verici buluyordu[5] Fethi Bey'in (Okyar) aynı tarihli başyazısında şöyle deniyordu:
"Cihan Harbi henüz her tarafta bitmemiştir Ne zaman sona ereceği de katiyetle hesap ve tahmin edilemez Anlaşma koşullarının ağırlığı bundan ileri gelmiştir Dünya durumunun fevkaladeliği karşısında İtilaf devletleri tarafından konulan bu kayıtların, bu anlaşma maddelerinin devamı olamaz Sulh zamanına kadar alınmasına lüzum görülmüş geçici ve ihtiyati tedbirler kabilindendir" [6]
Ancak 13 Kasım'da İtilaf donanmalarının İstanbul'a gelmesi ve Tevfik Paşa kabinesinin kurulmasından sonra anlaşma hükümlerine yönelik kuşku ve kaygılar İstanbul basınında daha sık görülmeye başlandı

Uygulama

13 Kasım 1918'de İtilaf donanmalarına mensup bir filo, ateşkesin 1 maddesi uyarınca Çanakkale ve İstanbul boğazlarındaki askeri tesisleri işgal etti Aralık 1918 ve Ocak 1919 aylarında Fransız ve İngiliz birlikleri, 10 ve 16 maddeler uyarınca Antakya, İskenderun, Adana, Tarsus, Kilis ve Antep'e girdiler
11-26 Kasım tarihleri arasında Türk ordusu Batum, Ardahan, Ahıska ve Kars'ı tahliye etti Bu yerlerde Türk direniş örgütlerinin denetiminde, Sovyet modelinden esinlenen milli şura hükümetleri kuruldu
İtalya Fransızların Kilikya (Adana) bölgesine girmesini kendi çıkarlarına yönelik bir tehdit sayarak protesto etti 22 Mart 1919'da anlaşmanın 7 maddesini gerekçe göstererek tek taraflı olarak Antalya'yı işgal etti Bu olay Paris'teki barış konferansında diplomatik bir krize yol açtı Nisan ayında İtalya bir ay süreyle barış konferansını terketti
Bu olaylar dışında anlaşmanın ilk altı ayı önemli gerilimler olmadan geçti İstanbul'daki İtilaf temsilcileri ile Türk hükümeti arasındaki en ciddi sorunlar, eski İttihat ve Terakki yöneticilerinin savaş ve tehcir suçları nedeniyle yargılanması ve tutuklanması konusundan doğdu

Anlaşmanın nisbi sessizlik dönemi Mayıs 1919 başlarında sona erdi Bu tarihte Paris Barış Konferansı, Mondros'ta verilmiş sözlere aykırı olarak, İzmir'in Yunanlılarca işgali kararını aldı Aynı günlerde Osmanlı Devleti'nin birçok köşesi İtilaf devletlerince işgal edildi; Kars ve Batum milli şura hükümetleri İngilizler tarafından dağıtıldı Aynı günlerde ilan edilmesi beklenen barış anlaşması belirsiz bir geleceğe ertelendi
İtilaf devletleri politikasında meydana gelen bu ani değişim, Türk tarihçileri tarafından henüz yeterince incelenmemiş bir konudur

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Mondros Ateşkes Anlaşması

Eski 09-29-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Mondros Ateşkes Anlaşması



MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI







MKemal Mondros'tan sonra Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı'nı Liman Von Sanders Paşa'dan devraldı

Nedenleri:

Wilson İlkeleri'ne güvenilmesi
Bulgaristan'ın IDünya Savaşı'ndan çekilmesi
İttihatçılar savaşın kaybedilmesinin sorumluluğu kendi üstlerine kalacağından ülkeyi terk etmişlerdir
Ahmet İzzet Paşa Kabinesi İtilaf Devletleri'nden ateşkes yapılmasını istemiştir
Limni Adası'nın Mondros Limanı'nda Osmanlı Devleti Bahriye Nazırı Rauf Orbay ile İngiliz Amirali Calthrope arasında Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanmıştır
a) Osmanlı Devleti'nin Egemenliğini Kısıtlayan Hükümler:

Boğazlar tüm devletlere açık olacak ve İtilaf Devletleri tarafından işgal edilecek
İtilaf Devletleri, kendi güvenliklerini tehdit edecek bir durumda herhangi bir stratejik noktayı işgal edebilecek (7madde)
Vilâyât-ı Sitte'de (Altı il, Erzurum, Van, Harput, Diyarbakır, Bitlis, Sivas) bir karışıklık çıkarsa, İtilaf Devletleri buraları işgal edebilecek (24Madde)
Bütün haberleşme-ulaşım araç ve gereçleri İtilaf Devletleri'nin kontrolüne verilecek
b) Askeri Hükümler:

Güvenliği sağlayacak askerden fazlası terhis edilecek
İtilaf Devletleri ve Ermeni esirleri serbest bırakılacak
Türk askerleri İtilaf Devletleri'nin kontrolünde kalacak
Hicaz, Yemen, Suriye, Irak ve Trablusgarp'taki Türk subay ve askerler en yakın İtilaf devletine teslim edilecek
c) Ekonomik Hükümler:

Toros Tünelleri İtilaf Devletleri tarafından işgal edilecek
Tüm demiryolları ve donanma gücü İtilaf Devletleri'nin kontrolüne bırakılacak, gemiler limanlarda tutuklu kalacak
Silah, cephane ve orduya ait tüm mallar İtilaf Devletleri'nin kontrolüne bırakılacak
Yer altı ve yerüstü zenginlik kaynakları İtilaf Devletleri'nin kontrolüne bırakılacak
Ülkenin ihtiyaç fazlası kömür, akaryakıt ve deniz gereçleri dışarıya satılmayacak
Mondros Antlaşması'nın Sonuçları:

Osmanlı Devleti fiilen sona ermiştir
İttihat ve Terakki Partisi, adını Teceddüt Partisi olarak değiştirmiş ve kendini feshetmiştir
Ermeniler korumaya alınmış ve doğuda bir Ermeni Devleti kurma zemini hazırlanmıştır (24madde)
Antlaşmanın 7 maddesi Osmanlı topraklarının işgalini kolaylaştırmıştır
İlk olarak İngilizler Musul'u işgal etmiştir (3 Kasım 1918) Ardından Urfa, Antep ve Maraş'a girmişlerdir
İtilaf Devletleri'nin donanmaları İstanbul önlerine gelmiştir (13 kasım 1918)
İşgallere karşı Türk milleti tarafından direniş cemiyetleri kurulmuştur
Azınlıklar da işgalleri kolaylaştırmak için zararlı cemiyetleri kurmuştur
MKemal Suriye-Filistin Cephesi'nde iken, yabancı işgaline açık bırakan maddelere tepki göstermiştir
İstanbul Hükümeti, Yıldırım Orduları Grubu'nu ve VIIOrdu Karargâhı'nı kaldırmış, MKemal'i Harbiye Nezareti'ne almıştır
Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan Sonra İşgal Edilen Yerler

İngiltere Fransa İtalya Yunanistan
Musul Adana Antalya İzmir
Urfa Urfa Kuşadası
Antep Antep Fethiye
Maraş Maraş Bodrum
Batum Mersin Marmaris
Kars Dörtyol Konya
Samsun
Merzifon
Not: İngiltere, Mondros'tan sonra işgal ettiği Urfa, Antep ve Maraş'ı Paris Barış Konferansı'nda, Fransa'ya bırakmıştır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Mondros Ateş Antlaşmasında İşgal Edilen Yerler/Mondros Mütarekesinden Sonra Kurulan Cemiyetler/Kurulan Yararlı Cemiyetl

Eski 10-18-2010   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Mondros Ateş Antlaşmasında İşgal Edilen Yerler/Mondros Mütarekesinden Sonra Kurulan Cemiyetler/Kurulan Yararlı Cemiyetl



Mondros Ateşkes Antlaşması

Mondros Ateşkes Antlaşması , Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan anlaşmadır Osmanlı Devletinin fiilen işgalini, parçalanmasını ,bölünmesini öngören anlaşma 30 Ekim 1918′de Mondros Limanında İmzalanmıştır Osmanlı Devleti adına Rauf Bey katılmıştır Mondros Ateşkes Anlaşması, Osmanlı Devleti’nin yıkımından sonra kurulan Türkiye’nin çerçevesini çizen ilk uluslararası belge olarak önem taşır


Mondros Ateşkes Antlaşmasının koşulları, aynı günlerde imzalanan Bulgaristan, Avusturya-Macaristan ve Almanya anlaşmalarıyla benzerlik gösterir Stratejik noktaların işgali, ordunun terhisi ve donanma ile cephanelerin teslimi gibi askeri tedbirler, yenilen tarafın savaşa devam edemez hale getirmeye yöneliktir Sadece doğu illerinde karışıklık çıkması halinde İtilaf devletlerine buraları işgal etme yetkisini veren 24 madde, Türk ateşkesine özeldir Bu madde, tehcirden dönecek Ermenilere karşı direniş gösterilmesi olasılığına karşı anlaşmaya konmuş ancak uygulama görmemiştir
Anlaşmada Osmanlı Devleti’nin sınırlarına ve statüsüne ilişkin bir ifade yoktur Ancak İngilizler Suriye cephesinde ateşkesi tam Türk-Arap etnik sınırında kabul etmekle, Osmanlı Devleti’nin barıştan sonraki sınırlarına ilişkin ilginç bir fiili durum yaratmışlardır
Taraflar arasında ateşkes durumu 31 Ekim 1918 günü öğle vakti başlayacaktır[3]
Resmî anlaşmanın yanı sıra, Amiral Calthorpe’un sözlü açıklamalarını içeren bir mektup da Türk tarafına sunuldu Bu mektupta, işgal kuvvetlerine Yunan askerinin katılmayacağı ve benzeri taahhütler yer alıyordu 7/24 Maddeleri en önemli maddelerdir
Mondros Ateş Antlaşmasında İşgal Edilen Yerler

13 Kasım 1918′de İtilaf donanmalarına mensup bir filo, ateşkesin 1 maddesi uyarınca Çanakkale ve İstanbul boğazlarındaki askeri tesisleri işgal etti Aralık 1918 ve Ocak 1919 aylarında Fransız ve İngiliz birlikleri, 10 ve 16 maddeler uyarınca Antakya, İskenderun, Adana, Tarsus, Kilis ve Antep’e girdiler


11-26 Kasım tarihleri arasında Türk ordusu Batum, Ardahan, Ahıska ve Kars’ı tahliye etti Bu yerlerde Türk direniş örgütlerinin denetiminde, Sovyet modelinden esinlenen milli şura hükümetleri kuruldu


İtalya Fransızların Kilikya (Adana) bölgesine girmesini kendi çıkarlarına yönelik bir tehdit sayarak protesto etti 22 Mart 1919′da anlaşmanın 7 maddesini gerekçe göstererek tek taraflı olarak Antalya’yı işgal etti Bu olay Paris’teki barış konferansında diplomatik bir krize yol açtı Nisan ayında İtalya bir ay süreyle barış konferansını terketti
Bu olaylar dışında anlaşmanın ilk altı ayı önemli gerilimler olmadan geçti İstanbul’daki İtilaf temsilcileri ile Türk hükümeti arasındaki en ciddi sorunlar, eski İttihat ve Terakki yöneticilerinin savaş ve tehcir suçları nedeniyle yargılanması ve tutuklanması konusundan doğdu


Anlaşmanın nisbi sessizlik dönemi Mayıs 1919 başlarında sona erdi Bu tarihte Paris Barış Konferansı, Mondros’ta verilmiş sözlere aykırı olarak, İzmir’in Yunanlılarca işgali kararını aldı Aynı günlerde Osmanlı Devleti’nin birçok köşesi İtilaf devletlerince işgal edildi; Kars ve Batum milli şura hükümetleri İngilizler tarafından dağıtıldı Aynı günlerde ilan edilmesi beklenen barış anlaşması belirsiz bir geleceğe ertelendi

Mondros Mütarekesinden Sonra Kurulan Cemiyetler


Azınlıkların Kuruduğu Zararlı Cemiyetler
  • Mavri Mira : Rumlar kurmuştur Batı Anadolu ve Trakya’yı Yunanistan’a dahil ederek Megalo İdeayı gerçekleştirmek istemişlerdir Yunan Kızıl Haçı, Fener Rum Patrikhanesi, okullardaki izci teşkilatları ve diğer Rum cemiyetleriyle işbirliği içindedirler
  • Etnik-i Eterya : Megalo İdea amacıyla 19 Yy başlarında kurulmuş aynı amaçla Mondrostan sonra da faaliyetlerini sürdürmüş bir Rum cemiyetidir
  • Rum Pontus Cemiyeti : Fatih’in 1461′de ortadan kaldırdığı Trabzon Rum İmparatorluğunu yeniden kurmak için çalışmalar yapmıştır
  • Hınçak ve Taşnak Cemiyeti : Çukurova’dan Trabzon’a çizilen bir hattın doğusunda kalan bütün topraklarda bir Ermeni devleti (Magna Armania) kurak için çalışmalar yapmışlardır
  • Alyans-İsrailit (Makkabi) Cemiyeti : Yahudi azınlık tarafından ekonomik, dini ayrıcalıklarını sürdürmek amacıyla kurulmuştur
Türklerin Kurduğu Zararlı Cemiyetler
  • İngiliz Muhipler Cemiyeti : İngilizlerle iyi geçinerek ülkeyi en az zararla kurtarmak isteyen ve İngiliz mandasını savunan bu cemiyette padişah Vahdettin, Sadrazam Damat Ferit gibi kimseler de üyedir
  • Teali İslam Cemiyeti : Halifeye ve İslamiyet’e kesin bağlılıkla kurtuluşun gerçekleşeceğine inanmışlardır İlmi, ahlaki, sosyal yollarla siyaset yapmışlardır
  • Wilson Prensipleri Cemiyeti : Amerikan mandasını savunmuşlardır
  • Sulh ve Selamet-i Osmaniye Cemiyeti : Kurtuluşun Osmanlı saltanatına bağlılık ve padişaha kesin itaatle mümkün olacağına inanmışlardır Meşruti demokrasiyi ilke edinmişlerdir
  • Kürt Teali Cemiyeti : Doğu Anadoluda bağımsız bir Kürt devleti kurmak için kurulmuşsa da halkın fazla desteğini alamamıştır
  • Hürriyet ve İtilaf Fırkası : 20 Yy başlarında İttihat Terakkiye muhalif olarak kurulmuş Mondrostan sonra da milli mücadeleye karşı faaliyet sürdürmüştür
  • Trabzon Adem-i Merkeziyet Cemiyeti : Trabzon ve çevresinde bağımsız bir Türk devleti kurmak istemişler, zamanla milli mücadele safına geçmişlerdir
Kurulan Yararlı Cemiyetler

  • Trakya ve Paşaeli Cemiyeti : Trakya ve çevresini özellikle Mavri Miranın faaliyetlerine karşı korumak amacıyla kurulmuştur İlk kurulan cemiyettir
  • İzmir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti : Batı Anadoluyu Rumlara karşı korumak amacıyla kurulmuştur İzmirin işgali sonrası Anadoluya milli mücadele için cephane taşımışlardır
  • Trabzon Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti : Bir yandan Rum Pontus cemiyetine diğer yandan Adem-i merkeziyet cemiyetine karşı faaliyet gösteren, Trabzon ve çevresini korumaya çalışan cemiyettir
  • Kilikyalılar Cemiyeti : Çukurova bölgesini Ermenilere ve Fransızlara karşı savunmak amacıyla kurulmuştur
  • Harekat-ı Milliye ve Redd-i İlhak Cemiyeti : İzmirin Yunanlılarca işgaliyle beraber ilhakı önlemek amacıyla kurulmuştur İşgallere karşı fiilen karşı koymuşlardır
  • Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti : Merkezi Sivas olmak üzere kurulmuş ve kısa sürede bütün vatana yayılmıştır İşgalleri protesto ettikleri gibi Milli Mücadele’ye para ve Mal yardımı sağlamışlardır
  • Milli Kongre Cemiyeti : Türk halkının haklılığını basın yoluyla Dünya kamuoyuna duyurmayı amaçlayan bir cemiyettir Silahlı direnişi düşünmemiştir
  • Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti : Doğu Anadoluda Ermeni devletinin kurulmasına engel olmak amacıyla ortak savunma kararı almış bir cemiyettir

Özellikleri:

  • Cemiyetlerin hemen hepsinin kuruluşunda dayandıkları nokta Wilson ilkeleridir
  • Milli cemiyetler kendi bölgelerin kurtarmak için kurulmuş, Sivas kongresinde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleşmişlerdir
  • Milliyetçilik ve bağımsızlık amacıyla Mondros Müterakesi’nden sonra kurulmuşlardır
  • Başlangıçta basın-yayın yoluyla mücadeleyi, gerekirse silahlı direnişe geçmeyi amaçlamışlardır




__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.