|  | Malhan Efsanesi |  | 
|  05-04-2009 | #1 | 
| 
siLveRghoSt
 |   Malhan Efsanesi Malhan Hazinesi Efsanesi: Bayındır Han zamanında Ahlat’ta fakir bir aileye mensup bir ana ile oğlu yaşarmış  Bu ailenin geçimini, çobanlık yapan oğul sağlarmış  Bir gün Ahlat’ın meydanlık mezarlığı semtinde hayvanlarını yaydıktan sonra vakit de öğlen olduğundan, yemeğe oturmuştur  Yemeğini yedikten sonra eline aldığı bir küçük ağaç parçasıyla vakit geçsin diye toprağı eşmeğe başlamıştır  Toprağı eşerken ufak bir delik açılır  Bunu merak eden çoban, deliği genişletmeye başlar  Bir müddet sonra genişleyen delik, kuyu halini alır  Kuyudan aşağıya doğru bir merdivenin indiğini gören çoban, korku ve heyecan içinde merdivenden aşağıya iner  Aşağıya inen çoban kendisini bir salonun içinde bulur  Salona açılan birçok odalar ve odaların kapılarının üzerinde anahtarlar görür  Anahtarları alıp odaların kapılarını açan çoban, çeşitli süs eşyalarıyla altınla dolu bir hazine görür  Hemen dışarıya çıkarak deliğin ağzını kapatır, yeri belli olsun diye bir işaret bırakır   Akşam eve gelen çoban, annesine Bayındır Han’ın kızını istemesini söyler  Hayrete düşen anne oğluna, böyle bir şeye nasıl cesaret ettiğini söylerse de çoban isteğinde diretir  Sonunda ısrarlar karşısında mecbur kalan anne, Bayındır Han’a giderek kızını oğluna ister  Bu isteğe gülen Bayındır Han işi şakaya dökerek; “benim sarayım gibi bir saray yapar, bir altın mutfak takımı, bir altın kahve takımı, bir altın beşik ve çeşitli altından süs eşyalarını getirir, bütün ülkenin davet edildiği, kırk davul ve kırk zurnanın çalındığı, kırk gün kırk gece süren bir düğün yapılırsa kızımı oğluna veririm” der  Kadın Bayındır Han’ın bu şartlarını oğluna iletir  Oğlu da şartsız olarak Bayındır Han’ın isteklerini kabul eder   Kadın oğlunun, ileri sürülen şartları kabul ettiğini Bayındır Han’a bildirir  Daha evvel şaka yoluyla da olsa söz veren Bayındır Han’da istemeyerek kabul eder  Çoban Bayındır Han’ın bütün isteklerini yerine getirir, düğün yapılır  Bayındır Han bu çobanın büyük bir hazine bulduğuna inandığından, kızından hazinenin yerini öğrenmesini ister  Evlendikten sonra kadın kocasına bu kadar altını nereden bulduğunu sorduğunda kocası; büyük bir hazine buldum söyler  Kadın hazineyi merak ettiğini, mutlaka görmek isteğini söyleyince; kocası kadının gözlerini bağlayarak hazinenin olduğu yere götürür  Gözleri açılan kadın hayretler içinde hazineyi seyretmeye başlar  Bu arada dışarıdan bazı seslerin geldiğini duyan kadın, kocasına bu seslerin nereden geldiğini sorar  Kocası da; “ bu sesler su içmeye giden babanın atlarının sesidir” der  Çoban karısının gözlerini tekrar bağlayarak eve getirir  Kadın da olup bitenleri babasına anlatır   Sonunda Bayındır Han damadını saraya davet ederek hazinenin bulunduğu yeri söylemesini ister  Damat gelmeden önce cellat başını çağırarak; damadı korkutmasını, başını taşa bırakarak keser gibi yapmasını bildirir  Bayındır Han’ın bütün ısrarlarına rağmen damat hazinenin yerini söylemez  Sonunda sinirlenen Han, daha önce cellat başıyla anlaştığı gibi damadın kafasını kesmesini ister  Emri yanlış anlayan cellat başı, gerçekten damadın kafasını keser  Olaya çok üzülen Bayındır Han, cellat başının kafasını kestirir   Gerek atların su içmeye gittiği yön ve gerekse kızının anlattıklarından hazinenin Mal Han isimli hanın yakınlarında olduğu tahmin edilir  Bütün aramalara rağmen hazinenin yeri bulunamaz  O günden sonra Malhan hazinesi dilden dile dolaşılır  Halen Ahlat’ta bu hazinenin varlığına inanılmaktadır   | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |