Fecr-i Ati Edebiyatı (1909-1912)

Eski 04-29-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Fecr-i Ati Edebiyatı (1909-1912)



FECR-İ ATİ EDEBİYATI (1909-1912) 20 Mart 1909 tarihinde İstanbul�da biraraya gelen sanatçılar 1910 yılında bir bildiri yayımlayarak kendilerini kamuoyuna tanıtırlar Bu, edebiyatımızdaki ilk bildiridir (24 Şubat 1910, Servet-i Fünun)
Bildirilerinde, edebiyatın ciddiye alınması, Batı edebiyatının daha yakından tanıtılması, düşünce ve edebiyat konularında koferanslar düzenlenmesi, bir Fecr-i Ati kurulması gibi amaçlarının bulunduğunu açıklarlar
Geçmişte kaldığını söyledikleri Servet-i Fünun anlayışını eleştirmekle birlikte onların da bir adım ötesine gidememişlerdir
Konu, biçim, dil ve anlatım yönünden Servet-i Fünunculardan hiçbir farkları yoktur Onlar, serbest müztezatı biraz daha serbestleştirmişler ve Servet-i Fünuncuların tam kavrayamadığı sembolist şiirin güzel örneklerini veren şairler yetiştirmişlerdir Bunun dışında edebiyatımıza bir yenilik getirememişler bu nedenle de özentici, taklitçi bir topluluk olarak eleştirilmişlerdir
Bu toplulukta yer alan kimi sanatçılar bireysel bir anlayışı devam ettirirken (Ahmet Haşim gibi) pek çoğu da �Milli Edebiyat� hareketine katılmış ve bu anlayışla ürünler vermişlerdir
Fecr-i Ati Sanatçıları:
Ahmet Haşim, Aka Gündüz (Enis Avni), Ali Canip Yöntem, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Mehmet Fuat Köprülü, Refik Halit Karay, Celal Sahir, Faik Ali
AHMET HAŞİM (1884-1933): Fecr-i Ati topluluğunun en başarılı santçısı olan Ahmet Haşim topluluk dağıldıktan sonra çalışmalarına bireysel olarak devam eder
Şairin yaşamı santını derinden etkiler Bu nedenle şiirlerinde çocukluk anıları, aşk ve doğa konularında yoğunlaşır Karamsar yaklaşımı onun belirgin özelliğidir Şiirlerinde ağır ve süslü bir dil kullanmasına rağmen nesirlerinde daha açık ve nispeten yalın bir dil vardır
Piyale adlı şiir kitabının önsözünde şiir anlayışını şöyle açıklar: �Şiirin asıl özelliği �duyulmak�tır Şiirin dili musiki ile söz arasında ve sözden ziyade musikiye yakındır Yani bu dil, bir açıklama vasıtası olmaktan ziyade bir telkin vasıtasıdır ve şiirde musiki anlamdan önce gelir Bu bakımdan kelimeler, şiire, anlam değerlerinden çok musiki değerleriyle girerler Şiirin anlam bakımından açık olması zaruri değildir Şiirin doğduğu yer şuuraltıdır Konu ise sadece terennüm için bir vesiledir�
Şiirde musikiyi ön plana alan, anlam açıklığını ikinci plana atan, mısralarda geniş ve akıcı bir telkin yeteneği arayan ve şiirin kaynağını bilinçaltında bulan bu anlayış ile sembolizmin şiir anlayışı arasında yakınlıklar vardır Ancak sembolist şiirin asıl unsur olan sembol, Haşim�in şiirlerinde yoktur Onun, anlamı anlaşılmayan veya değişik yorumlara elverişli bulunan şiirleri pek azdır Bu bakımdan Haşim�i sembolist bir şair olarak kabul etmek pek güçtür
Haşim�in şiirine en uygun anlayış tarzının, empresyonizm olduğu kabul edilebilir Gerçekten şiirlerinde dış dünyaya ait gözlemlerinin kendi iç dünyasında yarattıığı izlenimleri aksettirmesi bu anlayışın en açık göstergesidir
Göl Saatleri�nin küçücük ve manzun �Mukkadime�si de empresyonizmin özlü bir ifadesinden başka bir şey değildir
Eserleri:
Şiirleri: Göl Saatleri, Piyâle
Nesirleri: Gurebâ-hane-i Lâklâkan, Bize Göre
Gezi Notları: Frankfurt Seyahatnamesi

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.