![]() |
Fuzuli |
![]() |
![]() |
#1 |
Şengül Şirin
![]() |
![]() Fuzuli![]() ![]() ![]() Divan edebiyatının en büyük şairidir (1480-1556) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fuzuli'nin divan edebiyatı üzerindeki etkisi büyüktür ![]() ![]() ![]() ![]() Türkçe, Farsça ve Arapça olmak üzere üç divanı vardır ![]() ![]() Eserleri Fuzuli sadece şairliğiyle değil, yapıtlarının çokluğuyla da meşhurdur ![]() ![]() ![]() ![]() Leylâ ve Mecnun Türkçe divanı kadar ünlüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Fuzuli |
![]() |
![]() |
#2 |
Şengül Şirin
![]() |
![]() Cevap : FuzuliMehmed bin Süleyman Fuzûlî (d ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fuzuli (1480-1556), Türk Divan şairi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Emevi Devletinde belli başlı dört divan vardı ![]() ![]() ![]() ![]() Kerbela'da doğdu, doğum yılı kesinlikle bilinmiyorsa da, kimi kaynaklara göre Kerbela Irak’ın büyük şehirlerinden biri ![]() ![]() 1480 dolaylarındadır ![]() ![]() ![]() ![]() 1556'da Kerbelâ'da öldü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Farsça Divan'ının girişinde açıklar ![]() ![]() ![]() Fuzûlî'nin yaşamı konusunda bilgi veren kaynaklar birbirini tutmamakta, genellikle söylenceyle gerçeği ayırma olanağı bulunmamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslam bilimleri, İslam, Allah'ın insanlara Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() tasavvuf, Öncelikle, Tanrı’nın niteliğini ve evrenin oluşumunu vahdeti vücut, yani varlığın birliği görüşüyle açıklayan felsefe görüşü; daha özel olarak da, İslam dünyasında VII, yüzyılda ortaya çıkan, ve IX ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İran edebiyatı konularında çalışmalar yapmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnanç bakımından Fuzûlî, İslâmlığı kabul ettikten sonra yüzyıllar boyunca edebiyatımıza büyük etkileri olmuş olan ve Divan edebiyatımızın ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şii mezhebine bağlıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kerbela olayıyla ilgili ağıtları, Şeriat'ın katılığına karşı çıkışı bu nedenlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Farsça Divan'ındaki "Dürr-i sadef-i sıdk cenâb-ı mütevelli" (Doğruluk sedefinin incisi yüce görevli) dizesiyle başlayan şiirden anlaşılmaktadır ![]() ![]() Fuzûlî'nin bütün yaratıcı gücü, yaşam ve evren anlayışını, insanla ilgili düşüncelerini sergilediği şiirlerinde görülür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fuzûlî'nin anlayışına göre insan "seven bir varlık"tır, bu sevgi Tanrı ile insan arasındaki bağın özünü oluşturur, ayrı insanın Tanrı'ya yaklaşmasını sağlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dehr bir bâzârdır her kim metâın arz eder Ehl-i dünya sîm ü zer ehl-i hüner fazl u kemal Fuzûlî, inanç konusunda da erdemin, doğruluğun, Kuran'ın özüne bağlı kalmanın gereğini savunur ![]() ![]() ![]() ![]() Fuzûlî'nin dili Azeri söyleyişidir, özellikle Nevâî ve Nesîmî'yi anımsatan bir nitelik taşır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Divan şiirinin bütün ölçülerini, biçimlerini kullanan Fuzûlî'nin yaratıcı gücü, düşünce derinliği, söyleyiş akıcılığı daha çok gazellerinde görülür ![]() ![]() ![]() ![]() Şiir, Fuzûlî için, düşünceleri, duyguları ortaya koymaya, insanı anlatmaya, kimi sorunları sergilemeye yarayan bir yaratıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Artıran söz kadrini sıdk ile kadrin artırır Kim ne mikdâr olsa ehlin eyler ol mikdâr söz Dizelerinde sergilenen düşünceye göre sözün değerini artıran kendi değerini artırır, kişinin kendi neyse söylediği sözle açığa vurduğu da odur ![]() ![]() Fuzûlî, kendinden sonra gelen Türk Divan şairleri arasında Bâkî, Ruhî, Nâilâ, Neşâti, Nedim ve Şeyh Galib gibi sevgiyi şiirlerinin odağı durumuna getiren şairleri etkilemiştir ![]() ![]() Fuzuli'nin Hayatı ![]() Ailesi göçebe hayatı bırakıp günümüzdeki Irak bölgesine yerleşmiş olan Kökü itibarıyla dünyanın en eski dilleri arasında yer alan Farsça, milattan yediyüz yıl öncesine ait açık tarihi ve bin yıllık yazılı eserleriyle İran’ın köklü ve sağlam kültürünü komşu ülkelere kadar tanıtmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Oğuzların Bayat boylarındandır ![]() ![]() ![]() Oğuz kelimesinin türeyişiyle ilgili çeşitli fikirler ileri sürülmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() Akkoyunlular zamanında şimdiki Irak'ta Akkoyunlular Türk boylarından biri ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kerbela veya Kerbela Irak’ın büyük şehirlerinden biri ![]() ![]() Necef'de doğduğu tahmin edilir ![]() Fuzûlî iyi bir eğitim almak için ilk önce Hillah şehirinde bir müftü olan babasından, ve daha sonra Rahmetullah adındaki bir öğretmenden eğitim görmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Su Kasidesi'nin 2 ![]() ![]() ![]() Azerice Divanı'nın önsözünde; "İlimsiz şiir temelsiz duvar gibidir, temelsiz duvar da değersizdir" demektedir ![]() Su Kasidesi Fuzûlî`nin meşhur kasidelerinden biridir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Azerice, Azerbaycan'da 6 milyon, İran'da ise 23 milyon kişi tarafından konuşulan Türkçe'nin Oğuz (Batı) lehçelerinden biri olan Azerice, Azerbaycan'ın resmi dilidir ![]() Alfabe Azerbaycan'da 1991'den bu yana Latin alfabesi kullanılsa da, eski Kiril alfabesi de hala yaygın denebilecek ölçüde kullanılmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Arapça ve Hami-Sami Dil Ailesi'nin Sami koluna mensup bir lisan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Farsça divan şiirlerini yazmıştır ![]() ![]() ![]() Bedensel zevklerden ziyade tasavvufî bir aşk, Ehl-i Beyt'e duyulan özlem, ayrılık acısı şiirlerinin konusunu teşkil etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yunus Emre'dir ![]() ![]() İran şiirinden Türk ozanı (Sarıköy, Sakarya yöresi, 1240?-Sarıköy, 1320) Türk halk şairlerinin tartışmasız öncüsü olan ve Türk'ün İslam'a bakışını Türk dilinin tüm sadelik ve güzelliğiyle ortaya koyan Yunus Emre, sevgiyi felsefe haline getirmiş örnek bir insandır ![]() ![]() ![]() ![]() Hâfız, Türk şiirinden ise Hafız-ı Şirazi (Farsça: ØاÙظ شیرازی) ondördüncü yüzyılda yaşamış İran`lı şair ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nesimî ve İmadeddin Nesimi veya Türkiye'de bilinen yaygın adıyla Seyyid Nesimi Sûfi, Halk Şairi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nevai çizgisini en başarılı şekilde kemâle erdirmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Seçkin eserleri Eserleri Azerice, Arapça ve Farsça olmak üzere üç dilde de eser veren Fuzuli'nin eserlerini şu şekilde sıralayabiliriz; Türkçe manzum eserleri ![]() ![]() ![]() Divan, Beng ü Bade (بنگ و باده; ''Beng ü Bâde''); 444 beyitlik Türkçe mesnevi, 1956 Beng ü Bade, Fuzuli`ye ait olan mesnevi ![]() ![]() ![]() ![]() Leyla ile Mecnun (داستان ليلى و مجنون; ''Dâstân-ı Leylî vü Mecnûn''); 3 bin 96 beyitlik mesnevi ![]() :آز ايلمه عنایتونى اهل دردن :يعنى كه چوح بلالره قيل مبتلا منى :''Yâ Rab belâ-yı ‘aşk ile kıl âşinâ meni'' :''Bir dem belâ-yı ‘aşkdan etme cüdâ meni'' :''Az eyleme ‘inâyetüni ehl-i derdden'' :''Ya‘ni ki çoh belâlara kıl mübtelâ meni''''Leylâ ve Mecnun'' 216 Risale-i Muammeyat (رسال ﻤﻌﻤيات; ''Risâle-i Muammeyât''); Kırk Hadis, Su kasidesi Hz ![]() bkz ![]() ![]() ![]() ![]() Şikâyetnâme (شکايت نامه; ''Şikâyetnâme'') kafiyeli nesir türündedir; Kanuni'nin ![]() ![]() ![]() Bağdat'ı fethinden sonra ( Bağdat Irak'ın başşehri ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1534) padişaha 1534 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler ![]() ![]() ![]() kasideler ( Daha çok din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla yazılan şiirlerdir ![]() ![]() Birinci bölüm 15-20 beyitliktir ![]() ![]() İkinci bölüm girizgah ya da ![]() ![]() ![]() Arapça: قصيدة, oğul qasā'id, قــصــائـد; Farsça: قصیده) sunmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Şikâyetnâmesinde Fuzuli şöyle der: {{Cquote|''Selam verdim rüşvet değildir diye almadılar ![]() Hüküm gösterdim faydasızdır diye mültefit olmadılar''Kudret 189}} Türkçe mensur eserleri Hadikatü's-Süeda (حديقهت السعداء; ''Hadîkat üs-Süedâ''); Kerbela olayını anlatan düzyazı, 1837 Mektuplar Farsça manzum eserleri Divan, Enis'ül-Kalb (اﻥﻴﺲ الﻗﻠﺐ; ''Anîs ol-qalb''); Heft Cam (sâkinâme) (هﻔﺖ جام; ''Haft Jâm''); tasavvuf içerikli, 327 beyitlik Farsça mesnevi Resale-e Muammeyat (رسال ﻤﻌﻤيات; ''Resâle-e Muammeyât''); Sehhat o Ma'ruz (ﺹحت و ﻡﻌﺮوض; ''Sehhat o Ma'ruz'') Farsça mensur eserleri Rind ü Zahid (رند و زاهد; ''Rend va Zâhed''); Basımları Hadikatü's-Süeda (1837, Kerbela olayını anlatan düzyazı) Türkçe Divan (1838, 1958) Sıhhat u Maraz (1940, tıp bilgileri) Enis'ül-Kalb (1944) Fuzuli'nin Mektupları (1948) Terceme-i Hadis-i Erbain (1951) Rind ü Zahid (1956) Arapça Divan (1958) Matlau'l İtikad (1962) Saki name (tasavvuf içerikli mesnevisidir) Su kasidesi Fuzuli'nin Eserleri Fuzuli sadece şairliğiyle değil, yapıtlarının çokluğuyla da meşhurdur ![]() ![]() ![]() ![]() Başlıca eserleri: Divan (Türkçe), (ö ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Leylâ ve Mecnun Türkçe divanı kadar ünlüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gazellerinden ve Beyitlerinden Seçmeler: Gazel 1- Hâsılım yoh ser-i kûyunda belâdan gayrı Garazım yoh reh-i aşkında fenâdan gayrı 2- Ney-i bezm-i gamem ey âh ne bulsan yele ver Oda yanmış kuru cismimde hevâdan gayrı 3- Yetti bîkesliğim ol gaayete kim çevremde Kimse yoh çevrile girdâb-ı belâdan gayrı 4- Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge Ne açar kimse kapım bâd-i sebâdan gayrı 5- Bezm-i aşk içre Fuzûlî nice âh eylemeyen Ne temettu bulunur bende sadâdan gayrı Açıklama: 1-Senin sokağının başında beladan başka elde ettiğim (bir şey) yok -aşkının yolunda yok olmaktan (ölmekten) başka da bir amacım yok ![]() 2-Ey ah! Gam (hüzün) meclisinin ney'iyim, ateşe yanmış kuru vücudumda arzudan başka ne bulursan yele ver (savur) dağıt ![]() 3-Kimsesizliğim o dereceye vardı ki, çevremde -bela girdabından başka dönen kimse yok ![]() 4-Bana, ne gönül ateşinden başka kimse yanar,-ne de tan yelinden başka kimse kapımı açar ![]() 5-Fuzûlî! Aşk meclisinde nasıl ah etmeyeyim? -bende sesten başka ne kâr bulunur ![]() Gazel 1 bende mecnundan füzun aşıklık istidadı var aşık-ı sadık benem mecnunun ancak adı var 2 kıl tefahür kim senin hem var ben tek aşıkın leylanin mecnunu şirinin eğer ferhadı var 3 ehl-i temkinem beni benzetme ey gül bülbüle derde sabrı yok anın her lahza bin feryadı var 4 öyle bed-halem ki ahvalim görende şad olur her kimin kim dehr cevrinden dil-i naşadı var 5 gezme ey gönlüm kuşu gafil feza-yı aşkta kim bu sahranın güzer-gahında çok sayyadı var 6 ey fuzuli aşk men'in kılma nasihten kabul akl tedbiridir ol sanma ki bir bünyadı var Açıklama 1 bende mecnundan daha fazla aşıklık özellikleri var sadık olan aşık benim, mecnunun sadeece adı var 2 ben senin aşığınım ki bununla övünmelisin nasıl leylanın mecnunu şirinin ferhadı var 3 aklım başımda ey gül beni bülbüle benzetme onun derde sabrı yok her an feryadı var 4 öyle kötü haldeyim ki halimi görenler mutlu olur zamanın çarkından kimin neşesiz bir gönlü varsa 5 ey gönlümün kuşu, aşk aleminde boş boş gezme cunku bu alemin her yolunda birçok avcısı var 6 ey fuzuli! aşkı yasaklayan nasihatçıya uyma o aklın tedbiridir sanmaki onun bir temeli var --------------------------------------- aşk men'i: aşkı menetme bünyad: temel dehr: zaman ehl-i temkinem: ağırbaşlıyım nasih: nasihatçı naşad: neşesiz tefahür: iftihar Gazel ey firak-i leb-i canan ciğerim hun ettin çehre-i zerdimi hun-ab ile gul-gun ettin ciğerim kanını gözyaşına döktün ey dil vara vara anı Kulzüm bunu Ceyhun ettin nice hüsn ile seni Leyla'ya nispet kılayım bilmedin kadrimi terk-i ben-i mecnun ettin ahd kıldın ki cefa kesmeyesin aşıktan aşık-ı vade-i ihsan ile memnun ettin cüra cüra mey içip zib-i cemal artırdın zerre zerre gözümün nurunu efzun ettin ey fuzuli akıdıp seyl-i sirişk ağlayalı aşk ehline figan etmeği kanun ettin --------------------------------------- cüra: yudum efzun etmek: çoğaltmak hun: kan kulzüm: kızıldeniz seyl-i sirişk: gözyaşı seli zerd: sarı zib: süs Gazel 1 hasılım yok ser-i kuyunda beladan gayrı garazım yok reh-i aşkında fenadan gayrı - 2 ney-i bezm-i gamem ey ah ne bulsan yele ver oda yanmış kuru cismimde hevadan gayrı - 3 perde çek çehreme hicran günü ey kanlı sirişk ki gözüm görmeye ol mah-likadan gayrı - 4 yetti bikesliğim al gayete kim çevremde kimse yok çevrile girdab-ı beladan gayrı - 5 ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge ne açar kimse kapım bad-ı sabadan gayrı - 6 bozma ey mevc gözüm yaşı hababın ki bu seyl koymadı hiç imaret bu binadan gayrı - 7 bezmi aşk içre fuzuli nice ah eylemeyem ne temettu bulunur bende sadadan gayrı ------------------------------------------ 1 senin etrafında elde edebildigim bir sey yok beladan baska bir amacım yok aşkının yollarında kendimi kaybetmekten başka 2 uzuntu toplulugunun neyiyim, ne bulursan rüzgara ver ateşle yanmış kuru cismimde havadan başka 3 hicran günü yüzüme bir perde çek ey gözyaşı ki gözüm kimseyi görmesin o ay yüzlü güzelden başka 4 yetti artık kimsesizliğim, çevremde kim varsa al dönen hiç bir şey yok bela girdabından başka 5 ne yanar kimse bana gönül ateşinden özge ne açar kimse kapımı sabah rüzgarından başka 6 ey dalga! bu sel gözümün yaşının bir kabarcığıdır, bozma sağlam hiç bir şey bırakmadı bu binadan başka 7 aşk alemi içinde ah edip sızlanma ey fuzuli! ne kar bulabilirsin ki kendinde bu sedadan başka ------------------------------------------ bi-keslik:kimsesizlik çevrile: dönen habab: kabarcık mah-lika: ay yüzlü mevc: dalga reh: yol seyl: sel sirişk: gözyaşı temettu: kar Gazel 1 ya rab belayı aşk ile kıl aşina beni bir dem bela-yı aşktan etme cüda beni 2 az eyleme inayetini ehli derdden yani ki çok belalara kıl mübtela beni 3 oldukça ben götürme beladan iradetim ben isterim belayı çü ister bela beni 4 gittikçe hüsnün eyle ziyade nigarımın geldikçe derdine beter et muptela beni 5 öyle zaif kıl tenimi firkatinde kim vaslına mümkün ola yeürmek saba beni 6 nahvet kılıp nasib fuzuli gibi bana ya rab mukayyed eyleme mutlak bana beni ----------------------------------------- 1 tanrım, aşk belasıyla beni tanıştır bir an bile aşk belasından uzak tutma beni 2 elinin bolluğunu dert isteyenlerden esirgeme yani bir sürü belalara müptela et beni 3 ben olduğum sürece beladan dileğimi çevirme çünkü ben belayı istiyorum, bela ister beni 4 sevgilimin güzelliğini gittikçe artır bela geldikçe derdine daha beter müptela et beni 5 vücudumu onun ayrılığında öyle hafif kıl ki hafif esen sabah rüzgarı bile ulaştırabilsin ona beni 6 kibirlilik edip fuzuli gibi bana ey tanrım, bir an bile başbaşa bırakma kendimle beni ----------------------------------------- iradet: dilek nahvet: kibirlilik nigar: sevgili Gazel Ey gönül yârı iste candan geç Ser-i kûyun gözet cihandan geç Yâ tama' kes hayat zevkinden Yâ leb-i lâl-i dil-sitândan geç Mülk-i tecrîddir ferâgat evi Terk-i mâl eyle hân-ü-mandan geç Lâ-mekan seyrinin azîmetin et Bu harâb olacak mekandan geç ı'tibar etme mülk-i dünyâya ı'tibar-i uluvv-i şandan geç Ehli dünyanın olmaz ahireti Ger bunu ister isen andan geç Meskenin bezm-gâh-i vahdettir Ey Fuzûlî bu hâk-dandan geç Gazel Ey bî-vefa ki âdet oluptur cefâ sana Bi'llah cefadır olma demek bî-vefa sana Geh nâz ü geh kirişme vü geh işvedir işin Cânın sevenler olmasa yiğ âşnâ sana Bin cân olaydı kâş men-i dil şîkestede Tâ her biriyle bir kez olaydım fidâ sana Aşkından mübtelalığımı ayb eden sanır Kim olmak ihtiyâr iledir mübtelâ sana Ey dil ki hecre düzmeyip istersin ol mehi şükr et bu hâle yoksa gelir bir belâ sana Et gül gâmımda eşk ruh-i zerdim etti âl Bildirdi ola sûret-i hâlim sabâ sana Düşmez çü şâh kurbu Fuzûlî gedâlara Ol şehden iltifat ne nisbet bana sana Gazel Ol ki her sa'at gülerdi çeşm-i giryânım görüp Ağlar oldu hâlime bî-rahm cânânım görüp Eyleyen ta'yin-i cezâ-yi müdâvâ derdime Terk edip cem' etmedi hâl-i perîşânım görüp Lâle-ruhlar göğsümün çâkine kılmazlar nazar Hiç bir rahm eylemezler dâğ-i hicrânım görüp Tut gözün ey dûd-i dil çerhin ki devrin terk edip Kalmasın hayrette çeşm-i gevher efşânım görüp Pertev-i hur-şîd sanmam yerde kim devr-i felek Yere urmuş âf-tâbın mâh-i tâbânım görüp Suda aks-i serv sanmam kim koparıp bağ-bân Suya salmış servini serv-i hırâmânım görüp Ey Fuzûlî bil ki ol gül-'ârızı görmiş değil Kim ki ayb eyler benim çâk-i girîbânım görüp Gazel Gönülde bin gâmım vardır ki pinhân eylemek olmaz Bu hem bir gam ki il ta'nından efgân eylemek olmaz Ne müşkil derd olursa bulunur âlemde dermânı Ne müşkil der imiş aşkın ki dermân eylemek olmaz Fena mülküne çok azm etme ey dil çekme zahmet kim Bu tedbîr ile def'i derd-i hicrân eylemek olmaz Sakın gönlüm yıkarsın pendden dem urma ey nâsih Hevâ-yi nefs ile bir mülkü vîran eylemek olmaz Dehânın üzre lâ'lin istemiş dil def-i müşkildir Görünmez hiç cürmü yok yere kan eylemek olmaz Du'âlar eylerim benden yana bir dem güzâr etmez Ne çâre sihr ile servi hırâman eylemek olmaz Fuzûlî âlem-i kayd içre sen dem urma aşkından Kemâl-i cehl ile da'vây-i irfân eylemek olmaz Gazel Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı Felekler yandı âhımdan murâdım şem'i yanmaz mı Kamu bîmârına cânân deva-yı derd eder ihsan Niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı şeb-i hicran yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım Uyadır halkı efgânım gara bahtım uyanmaz mı Gûl-i ruhsârına karşu gözümden kanlu akar su Habîbim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı Gâmım pinhan dutardım ben dedîler yâre kıl rûşen Desem ol bî-vefâ bilmen inanır mı inanmaz mı Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil Bana ta'n eyleyen gâfil seni görgeç utanmaz mı Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı Gazel Ya Rab, belâ-yı aşk ile âşinâ kıl meni Bir dem belâ-yı ışkdan kılma cüda meni Az eyleme inayetini ehl-i derdden Ya'ni ki çok belâlara kıl mübtela meni Oldukça men götürme belâdan irâdetim Men isterem belâyı çü ister belâ meni Temkinimi belâ-yı mahabbetde kılma süst Tâ dost ta'n edüp demeye bî-vefa meni Gittikçe hüsnün eyle ziyâde nigârımın Geldikçe derdine beter et mübtelâ meni Öyle zâif kıl tenimi firkatinde kim Vaslına mümkin ola yetürmek sabâ meni Nahvet kılub nasîb Fuzûlî gibi mana Yâ Rab mukayyed eyleme mutlak mana meni Gazel Eyle ser-mestem ki idrâk etmezem dünya nedür Men kimem sâkî olan kimdür mey ü sahba nedür Gerçi cânândan dîl-i şeyda içün kâm isterem Sorsa cânân bilmezem kâm-ı dîl-i şeyda nedür Vasldan çün âşıkı müstağnî eyler bir visal Âşıka mâşukdan her dem bu istiğna nedür Hikmet-i dünya vü mâfiha bilen ârif degül Ârif oldur bilmeye dünya vü mâfiha nedür Âh u feryâdun Fuzûlî incidübdür âlemi Ger belâ-yı ışk ile hoşnûd isen gavga nedür Gazel Hansı gülşen gülbün-ü serv-i hırâmânunca var Hansı gülbün üzre gonca la'l-i handânunca var Hansı gülzâr içre bir gül açılur hüsnün kimi Hansı Gül bergi leb-i lâl-i dür-ebşânunca var Hansı bâgun var bir nahli kadün teg bâr-ver Hansı nahlün hâsılı sib-i zenahdânunca var Hansı hûnî sen kimi cellâda olmuşdur esîr Hansı cellâdun kılıcı nevk-i müjgânunca var Hansı bezm olmuş münevver bir kadün teg şem'den Hansı şem'ün şu'lesi ruhsâr-ı tâbanunca var Hansı yerde tapılır nisbet sana bir genc-i hüsn Hansı gencün ejderi zülf-i perîşânunca var Hansı gülşen bülbülün derler Fuzûlî sen kimi Hansı bülbül nâlesi feryâd ü efgânunca var Gazel Ney kimi her dem ki bezm-i vaslünı yâd eylerem Tâ nefes vardur kuru cismümde feryâd eylerem Rûz-ı hicrândur sevin ey murg-ı rûhum kim bugün Bu kafesden men seni elbette azâd eylerem Vehm edüp tâ salmaya sen mâha mihrin hiç kim Kime yetsem cevr-ü zulmünden ana dâd eylerem Kan yaşum kılmaz vefâ giryân gözüm isrâfına Munca kim her dem ciğer kanından imdâd eylerem ıncimen her nice kim ağyâr bî-dâd eylese Yâr cevri içün gönül bî-dâda mutâd eylerem Bilmişem bulman visâlinlik bu ümmîd ile Gâh gâh öz hatır-ı nâ-şâdumı şâd eylerem Levh-i âlemden yudum eşk ile Mecnûn adını Ey Fuzûlî men dâhi âlemde bir ad eylerem Gazel Bilmez idüm bilmek ağzun sırrını düşvâr imiş Ağzunı derlerdi yoh dedüklerince var imiş Âciz olmuş yakmağa âhı ile kûhu Kûh-ken Neylesün miskin anun 'ışkı hem ol mikdâar imiş Daşa çekmiş halk içün Ferhâd şîrîn suretin 'Arza kılmış halka mahbûbun 'aceb bî-'ar imiş Ka'be ihrâmına zâhid dediler bel bağladı Eyledüm tahkîk anun bağlanduğı zünhâr imiş 'Ömrlerdir eylerem ahvâl-i dünyâ imtihân Nakd-i 'ömr ü hâsıl-ı dünyâ hemün bir yar imiş Zevk-i dîdârı ile dir-dârun yoh etdüm varumı Devlet-i bâkî ki derler devlet-i dîdâr imiş Dün Fuzûlî 'ârızun görgeç revân tapşurdu cân Lâf edüp derdi ki cânum var emânet-dâr imiş Gazel Kad enâr el-aşk-ı li'l-'uşşâkı minhâci'l-hüdâ Salik-i râh-i hakikat aşka eyler iktida Aşktır ol neş'e-i kâmil kim andandır müdâm Meyde teşvir-i hararet neyde te'sir-i sadâ Vâdi-i vahdet hakikatte makâm-i aşktır Kim müşahhas olmaz ol vadide sultândan geda Eylemez alvet-sarây-i sırr-i vahdet mahremi Âşıkı ma'şuktan ma'şuku âşıktan cüda Ey ki ehl-i aşka söylersen melâmet terkin et Söyle kim mümkin midir tağyîr-i takdîr-i Hudâ Aşk kilki çekti hat levh-i vücûd-i âşıka Kim ola sâbit Hak isbâtında nefy mâ'ada Ey Fuzûli intihâsız zevk buldun aşktan Böyledir her iş ki Hak adiyle kılsan ibtida Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib! Kılma derman kim, helakim zehri dermanındadır Ol yire varanı eylesun Hak cennetmekan Anın meni her daim şen olasız duada Su Kasidesi KASÎDE DER NA'T-I HAZRET-İ NEBEVÎ (Su Kasidesi) Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su Kim bu denli dutuşan odlara kılmaz çare su Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem Ya muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su Zevk-i tiğından aceb yok olsa gönlüm çâk çâk Kim mürûr ilen bırakır rahneler dîvâre su Suya versin bağ-ban gülzar-ı zahmet çekmesin Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin-gülzâre su Ohşadabilmez gubârını muharrir hattına Hâme tek bakmaktan inse sözlerine kare su Ârızın yâdiyle nem-nâk olsa müjgânım n'ola Zayi olmaz gül temennâsiyle vermek hâre su Gam günü etme dîl-i bîmardan tiğin diriğ Hayrdır vermek karanû gecede bîmâre su ıste peykânın gönül hecrinde şevkim sâkin et Susuzum bu sahrede benim'çün âre su Ben lebim müştâkıyım zühhâd kevser tâlibi Nitekim meste mey içmek hoş gelir huş-yâre su Ravza-ı kûyuna her dem durmayıp eyler güzâr Âşık olmuş gâlibâol serv-i hoş reftâre su Su yolun ol kûydan toprağ olup tutsam gerek Çün rakîbimdir dahi ol kûya koyman vare su Dest-bûsı arzûsiyle ger ölsem dostlar Kûze eylen toprağım sunun anınle yâre su ıçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile Gül budağının mîzacına gire kurtâre su Tînet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme ıktidâ kılmış tarîk-i Ahmed-i Muhtâr'e su Seyyid-i nev'i beşer deryâ-yi dürr-i istifâ Kim sepiptir mu'cizâtı âteş-i eşrâre su Kılmak için taze gül-zâr-i nübüvvet revnakın Mu'cizinden eylemiş izhar seng-i hâre su Mu'ciz-i bir bahr-i bî-pâyan imiş âlemde kim Yetmiş andan bin bin âteş-hâne-i küffâre su Hayret ilen parmağın dişler kim etse istima Parmağında verdiği şiddet günü Ensâr'e su Eylemiş her katrede bin bahr-i rahmet mevc-hîz El sunup urgaç vuzu-ı için gül ruhsâre su Hâk-i pâayine yetem der ömrlerdir muttasıl Başını taştan taşa vurup gezer âvâre su Zerre zerre hâk-i der-gâhına ister salar nûr Dönmez ol der-gâhdan ger olsa pâre su Zikr-i na'tın virdini derman bilir ehl-i hatâ Eyle kim def-i humar için içer mey-hâre su Yâ Habîbâ'llah yâ Hayr'el-beşer müştâkınım Eyle kim leb-teşneler yanıb diler hem vâre su Sensin ol bahr-i kerâmet kim şeb-i Mi'rac'da şeb-nem-i feyzin yetirmiş sâbit ü seyyâre su Çeşm-i hûr-şidden her dem zülâl-i feyz iner Hâcet olsa merkâdin tecdîd eden mi'mâre su Bîm-i dûzah nâr-i gam salmış dîl-i sûzânıma Var ümîdim ebr-i ihsanın sepe ol nâre su Yümn-i na'tinden güher olmuş Fuzûlî sözleri Ebr-i nîsandan dönen tek lü'lü-i şeh-vâre su Hâb-ı gafletten olan bîdâr olanda rûz-ı haşr Hâb-i hasretten dökende dîde-i bîdâre su Umduğum oldur ki Rûz-i Haşr mahrûm olmayam Çeşm-i vaslın vere ben teşne-i dîdâre su |
![]() |
![]() |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|