Tatil Öncesi Önlemler |
09-06-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Tatil Öncesi ÖnlemlerTATİL ÖNCESİ ÖNLEMLER Tatile çıkmak istiyorsunuz Türkiye'den ayrılmayı düşünmüyorsanız, sağlık çantanızı yanınıza almanız, sağlık kontrolü ve diş bakımı yaptırmanız yeterli Fakat yurtdışına gidiyorsanız işiniz biraz daha zor Öncelikle gittiğiniz ülkelerde yakalanabileceğiniz hastalıklar hakkında fikir sahibi olmalı ve gerekiyorsa bu hastalıklara karşı aşı yaptırmalısınız Tatil öncesinde öncelikli olarak dikkat etmeniz gerekenler şunlardır: - Tatil öncesi aşı - Tatile çıkmadan önce diş sağlığı - Sağlık çantanızda neler olmalı? Tatil öncesi aşı Dünya üzerinde kaynağı belli ya da belli olmayan çok sayıda hastalık var Ancak her ülkenin hastalık riski farklı olduğundan siz de tatile çıkmadan önce bu hastalıkların tanı, tedavi ve korunma yolları ile ilgili bilgileri bu bölümümüzden öğrenebilirsiniz Önlem alınması gereken hastalıklar ve aşılar ülkelere göre değişmektedir: Grip Sarıhumma Tifo Veba Kuduz Hepatit B Meningokokkal Hastalık Grip Dünyanın her yerinde görülebilir Ilıman bölgelerde, grip kışın ortaya çıkan mevsimlik bir hastalıktır Kuzey yarım kürede Kasım-Mart ayları; güney yarım kürede Nisan-Eylül aylarında görülür Tropikal bölgelerde mevsimlik değildir, yılın her ayında görülebilir Yolculuk grip mevsiminde planlanıyorsa hastalık oluşma riski oldukça yüksek olabilir Grip mevsiminde bir yarım küreden diğerine yolculuk yapılacaksa grip aşısı yaptırmayanlar risk altındadırlar Grip mevsimi başlamadan yapılacak grip aşısının büyük oranda koruyuculuğu vardır Grip hastalığını geçirmekte olan insanlarla yakın temasta bulunmamak, kalabalık ve kapalı mekanlardan uzak durmak etkili koruyucu önlemlerdir Sarıhumma Sarıhumma virüsü, Afrika'nın bazı tropikal bölgelerinde ve Amerika'nın orta ve güney bölümlerinde yerel olarak yaygınlık gösterir Sarıhumma insanlar ve maymunlarda görülür Vahşi yaşamın hüküm sürdüğü yerler ve ormanlık bölgelerde, maymunlar enfeksiyonun başlıca deposu Enfeksiyonun maymundan maymuna bulaşması sinekler aracılığıyla olur Bulaştırıcı edici sinekler, ormanlık alana giren insanları ısırabilir Genellikle yerel vakalara ve küçük salgınlara neden olur Kentsel bölgelerdeki bulaşmada maymunların rolü yok Enfeksiyon sinekler vasıtasıyla insanlar arasında yayılır Hastalıktan korunmak için sinek ısırmalarına karşı önlem almak gerekir Sarıhummayı taşıyan sineklerin daha çok gündüzleri ısırdığı unutulmamalıdır Bağışık olmayan kişilerde hastalık ölüme neden olabileceği için, hastalıktan korunmak için yolculuğa çıkmadan 10 gün önce aşı olmak şarttır1 yaşın altındaki bebeklerde aşı yapılmaz ve gebelere de kısıtlama vardır Tifo Etkeni Salmonella typhi’dir Mikroplu yemek ve suyun tüketilmesi ile bulaşır Dışkı-ağız yoluyla da bulaşma gerçekleşebilir Kanalizasyon atıklarıyla kirlenmiş sulardan tutulan kabuklu canlılar, önemli bulaşma kaynağıdır Tifo riski olan bir yere seyahat edecekseniz, en az bir hafta önceden aşınızın yapılmış olması gereklidir Aşılar seneler sonra etkisini yitirir, geçmişte aşılandıysanız bile, tazeleme aşısı gerekebilir, doktorunuzla görüşün Antibiyotik almak tifo olmanızı önlemez Hindistan, Pakistan, Mısır, Fas, Batı Afrika, Peru ve Şili hastalığın en çok görüldüğü ülkeler Veba Veba etkeni olan Yersinia pestis’in dünyanın hemen hemen tüm bölgelerinde görülmektedir Orta doğu ve güney Afrika'da, güney Amerika'da, kuzey Amerika' nın batı bölümünde ve Asya'daki birçok alanda yabani kemirgen vebası mevcutturSıçanlardan diğer hayvanlara ve insanlara sinekler aracılığıyla bulaşır Yakın temas halinde hastadan solunum yoluyla çıkan damlacıklarla bulaşır Veba vakalarının görüldüğü bölgelerdeki kırsal alanlara gidenler ve buralarda kamp yapan, dağlık alanlarda gezenler ve kemirgenlerle temas edenler için risk söz konusu olabilir Temas halinde hekime başvurulmalıdır Kuduz Kuduz, dünyanın birçok bölgesinde insanlar için tehlike olmaya devam etmektedir Hastalığa etken olan virüs insanlara genellikle etkeni taşıyan hayvanın ısırması sonucu gelişir Özellikle Güney Amerika, Afrika ve Güney Doğu Asya’da sıkça rastlanıyor Hindistan, Nepal, Tayland ve Filipinler riskli bölgeler Kuduz, belirtileri başladıktan sonra % 100 ölüme neden olan bir hastalıktır Bu nedenle kuduz, korunmanın çok çok önemli olduğu bir bulaşıcı hastalıktır Dünya sağlık Örgütünün belirlediği şartlarda,temas halinde mutlaka hekim kontrolüne gitmeli ve aşılanmalıdır Hepatit B Hepatit B,karaciğer iltihabı anlamına gelen hepatit hastalığının etkeni olan virüslerden bir tanesidir Meydana getirdiği hastalık, çok ağır tablolara neden olabilmektedir Bu virüs, esas olarak karaciğerde yerleşir, orada çoğalır ve zamanla karaciğeri tahrip edecek boyutlara ulaşabilir Virüs vücuda girmemişse korunması kesinlikle mümkün olan bir hastalıktır En etkili korunma yolu da aşılanmadır Koruyuculuğu %90-95’tir Güney Doğu Asya, Aşağı Sahra yüksek riskli bölgeler, Orta risk grubunda ise Türkiye, Ortadoğu, Eski Sovyetler Birliği, Kuzey Afrika, Orta ve Latin Amerika Meningokokkal Hastalık Meningokok hastalığı ender görülen, ancak çok ciddi bir hastalıktır Hastalık genellikle menenjit ya da septisemi (kan zehirlenmesi) olarak ortaya çıkmaktadır ‘Menenjit’ beyin ve omuriliğin koruyucu zarlarının iltihabıdır ‘Septisemi’ ise, vücuda daha çok yayılan bir iltihap olan kan zehirlenmesidir Yerel salgınlara dünyanın her yerinde rastlanabilir Ilıman bölgelerde vakaların çoğu kış aylarında meydana gelir Kapalı ve kalabalık ortamlarda da yerel salgınlar görülebilir (örn yurtlar, askeri kışlalar) Sahra altı Afrika'da; kıtayı Senegal'den Etiyopya'ya kadar, bir çizgi (Afrika "menenjit kuşağı" ) ile bölen alanda, kuru mevsim ( Kasım-Haziran ) sırasında büyük salgınlar meydana gelir Meningokok hastalığının görüldüğü ülkelere gidecek yolcular için aşı gereklidir Kapalı ve kalabalık ortamlardan uzak durulmalı, Meningokokkal hastalığa sahip bir kişi ile yakın temas kurulduğunda, koruma amaçlı ilaç alımı için hekime başvurulmalıdır Tatile çıkmadan önce diş sağlığı konusunda öneriler Tatile çıkmadan önce ağız ve diş sağlığı konusunda önerilen en önemli faaliyet bir diş hekimine gidip kontrolden geçmektir Tatili sevimsiz hale getirebilecek sorunlu dişlerin tedavilerinin yapılması rahat bir tatil geçirilmesini sağlayabilir Tatilde karşılaşılan ağız ve diş sorunları sıkça karşılaşılan durumlardır Sebebi ise tatil süresince ağız hijyenine verilen önemin dikkatlerden kaçması ve tüketilen gıdaların içeriğidir Tatilde tüketilen gıdalardaki şeker içeriğinin fazla olması asit yapıcı etkisi nedeni ile gizli kalmış diş problemlerinin açığa çıkmasına sebep olur Tatil sırasında her şeye rağmen başımıza bir diş problemi gelirse yapılması gereken en doğru davranış gittiğimiz yerdeki en yakın diş hekiminden yardım istemek olacaktır Zira tatil sonrasına ertelenecek basit diş sorunları büyüyerek diş kayıplarına sebebiyet verebilir Tatile çıkarken yanımıza muhakkak kişisel temizlik malzemelerimizin yanında diş fırçamızda almayı unutmamalıyız Unutulmaması gereken tatil sırasında normal günlük yaşamdan daha fazla ağız ve diş sağlığına önem verilmesi gerektirdiğidir Sağlık çantasında neler olmalı? Ciddi sağlık risklerinin bulunduğu bölgelere yolculuk planlanırken, •Acil sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli tıbbi malzemeyi yanımızda bulundurmalıyız •O bölgede sık görülen hastalıklara karşı önlem amacıyla aşılar yaptırılmalıdır ( Sarı Humma, hepatit vb) •Gezi sırasında ilaçların kaybolma riskini en aza indirmek için tüm ilaçlar el çantasında taşınmalıdır •Bu çantada sık rastlanan hafif hastalıkları tedavi etmek için temel ilaçlar, ilk yardım malzemeleri ve bir yolcuya lazım olabilecek diğer birtakım sağlık malzemeleri bulunmalıdır •Birtakım ilaç reçetesi çeşitleri, yolcunun o ilaç tedavisine ihtiyacı olduğunu onaylayan ve bir doktor tarafından imzalanan tıbbi belge ile taşınmalıdır Sağlık Çantasının İçeriği İlk yardım malzemeleri: •Antiseptik yara temizleyici •Tıbbi Flaster •Steril sargı bezi •Göz damlaları ( suni gözyaşı) •Böcek kovucular •Alerji ve yanık kremleri •Burun açıcı damla •Makaslar ve emniyet iğneleri •Basit ağrı kesici (ör Parasetamol) •Bandajlar •Termometre Kişiye ve gidilecek yere göre değişen ek malzemeler; •İshal önleyici ilaçlar •Mantar önleyici ilaçlar •Sıtma önleyici ilaçlar •Prezervatifler •Geçmişteki bir hastalıkla ilgili ilaçlar •Yatıştırıcılar •Steril şırıngalar ve iğneler •Su dezenfektanları Güneş gözlüğü alırken dikkat! Yaz ayları ülkemizde güneşle özdeşleşmiştir Sağlığımız için sayısız faydası bulunan güneş ışınlarının cildimize verebileceği zararları biliyoruz, peki ya gözlerimize… Güneşten kaynaklanan ultraviyole (UV) ışınları gözün mercek ve retinasına zarar vererek, çocukların ve erişkinlerin ilerideki yaşamlarında katarakt olmasına ve görmesini etkileyecek başka rahatsızlıklar yaşamasına neden olabilmektedir Bu nedenle güneşe çıkarken baş ve gözlerin aşırı güneşten korunması çok önemlidir Hem çocuklar hem de erişkinler uzun süre güneşte kaldıkları her zaman, mutlaka güneş gözlüğü kullanmalıdırlar Güneş gözlüğü kullanmaya başlamak için hiçbir yaş çok erken değildir Gözleri iyi bir şekilde koruması için güneş gözlüğünün UV ışınlarının en az %99’unu süzmesi gereklidir İyi bir güneş gözlüğü pahalı olmak zorunda değildir, ancak mutlaka gözlük camlarının UV filtreleme özelliğinin olmasına dikkat edilmelidir Bu açıdan, yalnızca şu özelliklere sahip olduğundan emin olduğunuz güneş gözlüklerini tercih edilmelidir • Ultraviyole (UV) ışınlarını %99 oranında engelleyen • 400 nm’ye kadar UV absorbe etme özelliği olan • Avrupa standardı - EN 1836-1997 • Amerika standardı - ANSI Z803 – 1996 • TS EN 1836: Kişisel Göz Koruması standartlarına uygun olan Gözlük camının renginin koyu olması UV filtreleme kapasitesi ile ilişkili değildir Güneş gözlükleri, renginin koyu olmasından değil, camlarına özel bir kimyasal madde eklenmesinden dolayı güneş ışınlarından korurlar Benzer şekilde polarize camlar ve aynalı camların da, uygun şekilde üretilmiş ve etiketlendirilmiş olmadığı sürece, güneş koruyuculuğu yoktur Geniş camlı, yüze iyi oturan ve göze yakın yerleşen gözlükler en iyi korumayı sağlar Yanları siperli gözlükler çevresel ışınlara karşı koruma da sağlar Çocuklar için en uygun gözlükler, plastik kırılmaz cam ve çerçeveli gözlüklerdir Numaralı gözlük ya da lens kullananların güneş gözlükleri de numaralı olmalıdır Kontak lensler UV koruması sağlamaz, dolayısıyla kontak lens kullananlar da güneş gözlüğü takmalıdır Güneş gözlüğünün yanında, güneş kremleri ve siperlikli şapkalar gibi diğer koruyucu önlemlerin de alınması gereklidir 1000-1500 arasındaki süre güneş ışınlarının en tehlikeli olduğu zamandır Yüksek rakımlı yerler, plajlar, karla kaplı alanlar ve geniş su birikintileri ultraviyole ışınlarına maruz kalma derecesini önemli ölçüde artırır Güneş gözlükleri gözleri direkt olarak güneşe bakmanın verebileceği ciddi zararlardan korumaz Güneş gözlüklerinin fiyatları da geniş bir yelpazeye dağılıyor Çok ucuza gözlük bulunabileceği gibi mücevher fiyatına gözlükler de satılmakta Gözlüğün kalitesini fiyatı belirlemiyor, önemli olan camlarının UV filtreli olup olmadığı, bunun için pahalı bir gözlük almak gerekmiyor ama sokak aaagahlarında satılan gözlüklerin hemen hiçbirinde bu özellik bulunmuyor |
Tatil Öncesi Önlemler |
09-06-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Tatil Öncesi ÖnlemlerTATİLE GİDERKEN Gideceğiniz yeri seçtiniz, tüm hazırlığınızı yaptınız, sıra yola çıkmaya geldi Yolculukta nelere dikkat etmeniz gerektiğini bilmeniz, hele çocukla çıkılan tatillerde, yaşayabileceğiniz pek çok problemin önüne geçecektir Havaalanına hızlı bir yolculuk Kuşkusuz aşağıda verilen konu başlıkları size yardımcı olacaktır Ancak havaalanında sorun yaşamayacağınız garantisini kimse veremez Bavul hazırlamak Bavulunuz hafif olsun Ekstra ağır bir bavul, bagaj kontrolünde ekstra bir ücret ödemenizle sonuçlanır Başlangıç olarak kişisel, gerçekten ihtiyacınız olan şeyleri yanınıza alın Yanınıza aldığınız her şeyi tatilde kullanıp kullanamayacağınızı düşünün Eğer herhangi birini gözünüzün önünde canlandıramıyorsanız yanınıza almayın Akıllıca davranın Kibrit, makas ya da tirbuşon gibi malzemeler taşımayın Kontrol noktasında el konulduğunu unutmayın Son olarak valizinizin içinde ekstra bir bölmenin olması daima faydalıdır Dikkat etmeniz gereken eşyalar için kullanışlı olacaktır Bavul nakli Valizinizin kontrolden geçip taşıyıcı üzerinde ilerleyerek size zamanında ulaşması neredeyse imkânsızdır Maalesef, seyahat koşulları mükemmellikten oldukça uzaktır Bavul kontrolünden sonra elinize ulaşması yaklaşık olarak 30–90 dakikayı bulacaktır Seyahatinizi daha rahat kılmak adına bavulunuzun tekerlekli olması önemlidir Hazırlanma Kontrole hazırlanma İlk olarak havaalanında kontrol işleminin ne kadar sürede gerçekleştiğini ve uçuş türünü araştırın Örneğin uluslararası uçuşlar ve kalabalık havaalanlarında bu işlemler uzun sürmektedir En yoğun olan günlerde seyahat etmekten kaçınabilirsiniz Bunlar Pazartesi sabahları, Cuma ve Pazar akşamlarıdır Güvenliğe hazırlanma Valizinizdeki ya da üzerinizdeki saat, anahtar ve cep telefonları gibi :-):-):-):-)l objeler kontrol sırasında detektör tarafından saptanır Bunları önceden çıkarıp güvenlik noktasında bırakmalı ardından detektörden geçmelisiniz Pasaportunuzun ve kimliğinizin hazır olduğundan emin olun Güvenlik görevlisi kontrol etmek isteyecektir daha sonra tekrar cüzdanınıza yerleştirmeyi unutmayın Kolaylıkla giyip çıkarabileceğiniz ayakkabı giyin Son olarak kontrol için kamera ve diz üstü bilgisayarınızı hazırlayın Böylelikle kontrol esnasında telaşlanmamış olursunuz Alışverişe hazırlanma Alışveriş listenizi uçaktayken tamamlayın, bu size zaman kazandıracaktır Uçağa hazırlanma Havaalanına varmadan önce yerinizi belirlemek için mümkün olan her şeyi yapın Biletinizi rezerve ederken yerinizi ayarlamanız uygun olur Eğer bavulunuzun kaybolmayacağı konusunda emin olmak istiyorsanız uçağın ön kısmına oturmamaya çalışın Elit statüde ki insanlar dışında herkesin uçağın arka kısmından başlanarak öne doğru yerleştirildiğini unutmayın Eğer uçaktaki son gruptansanız, bagaj çoktan dolmuş olabileceği için dikkatli olmanız gerekir Bagaj talebine hazırlanma Eğer bagajınızı kontrol etmek zorundaysanız, uygun bir şekilde talepte bulunun Diğer bir önemli nokta da bavulunuzu herhangi birininkinden ayırt etmek üzere farklılaştırın Eğer siyah, sıradan bir bavulunuz varsa, tutacak kısmına renkli bir kumaş bağlayın Tatile çıkmadan önce üzerinde araştırma yapmanız gereken konular Bilinçli her insan tatile çıkmadan önce gideceği yerle ilgili bir araştırma yapar Aşağıdaki 10 değerli bilgiye dikkat edin: 10 Numara Lisan bilin Kitapçılarda bulabileceğiniz seyahat rehberleri fonetik olarak kelimeleri telaffuz etmenizi, "teşekkür ederim," "banyo nerede?" gibi ve diğer rica-istek ifadelerini öğrenmenizi sağlar Yabancı bir dilde rakamları öğrenmek, taksi ve restoran ücretini öderken pratik olmayı getirecektir Birçok yerde oranın dilini öğrenmeye çalışmanız yerel halkın hoşuna gider ve sizi misafirperverlikleriyle ödüllendirirler Günde sadece 5–10 dakika bir çalışma yeterli olacaktır 9 Numara Paranızı kontrol edin Gezeceğiniz birçok yerde para değişimi yapmanız gerekecek Bu konuda gidebileceğiniz değişim büroları ya da ATM’lerin nerelerde bulunduğunu, paranızın en çok nerede değerli olduğunu araştırmanız gerekir İlk olarak bir banka yada bir ATM’nin yerini tespit edin(ülkenin turistler için hazırladığı siteleri inceleyerek) ve kartınızı burada kullanıp kullanamayacağınızı öğrenin Dünyanın farklı noktalarında kişisel bir bilgi olan PIN kodunu kullanarak işlem yapabilirsiniz Bu nedenle PIN kodunuzun geçerli olup olmadığını öğrenin; değilse, bankanıza ne yapılabileceğini danışın Dört haneli bir PIN kodu dünyanın hemen hemen her yerinde size kolaylık sağlayacaktır 8 Numara Havayı önceden tahmin edin Hava herhangi bir seyahatte oldukça önemli bir faktördür Tatile çıkmadan önce ilgili web sitelerinden bir araştırma yapın ve giysilerinize buna göre karar verin Hawaiian shirt ve şortunuz muhtemelen Londra’da kullanılamayacaktır Bu nedenle yanınıza yağmurlu ve güneşli havalarda, gece ve gündüz giyebileceğiniz giysiler alın 7 Numara Turist mevsimlerini araştırın Turist yoğunluğunun hangi mevsimde az yada fazla olacağını bilmek karar vermeniz konusunda size yardımcı olacaktır Gideceğiniz yerle ilgili turist mevsiminin tarihini araştırın ve tam olarak tatilinizi planlayın Bazıları seyahatlerinde özel bir durumla (Rio Karnavalı, New Orleans daki Mardi Gras) karşılaşmak isterler eğer siz de bu insanlardan biriyseniz her yıl çeşitlenen karnaval tarihlerini araştırmalısınız 6 Numara Özel görgü kuralları ve kanunları öğrenin Her ülke ister yazılı olsun ister değil, farklı kurallar içerir Bu konuda bilinçli olmanız nasıl davranmanız gerektiği konusunda size ipucu verecektir Ek olarak tarihi önemi olan yerleri ziyarete gittiğinizde saygılı olmak adına nasıl davranmanız gerektiğini öğrenin(örneğin bir katedrali ziyaret ederken omuzlarınızı ve bacaklarınızı örter misiniz?) 5 Numara Aşı olun Hasta olmak seyahat sırasında istenmeyen bir durumdur Özellikle tropikal bir bölgeye gidiyorsanız kendinizi salgınlara karşı koruyun Kinik ve hastaneler sıtma, hepatit ve diğer bölgesel hastalıklara ve virüslere karşı ziyaretçiler için bir bölüme sahiptir Özellikle "yeni ve gelişmiş" bakterilere, virüslere ve diğer hastalık yapıcı etkenlere karşı risk almak istemezsiniz Daha fazla bilgi almak üzere Dünya Sağlık Örgütünün web sitesinden ulaşabilirsiniz Varmadan önce, ani rahatsızlık ya da yabancı besinlerden kaynaklanan kötü bir reaksiyon durumunda kullanmak üzere acil telefon numaralarının bir listesini yapın 4 Numara Kara Ulaşımını Öğrenin Şehir otobüsü, metro yada tren kullanmakla sadece tasarruf etmekle kalmaz aynı zamanda etrafı büyük ölçüde gezmiş olursunuz İstediğiniz yerlere gitmek için şehir haritalarını kullanın ve ulaşım ağını öğrenin 3 Numara Önemli noktaları belirleyin Yerel yemekleri tadabileceğiniz yerleri keşfetmeyi unutmayın İnternet bu amaçla kullanabileceğiniz en iyi araçtır 2 Numara Tarihi bilgi edinin Tarihsel bir ön bilgi şehrin kültürü hakkında bilgi edinmenizi sağlar Örneğin, Filipinler in önceden İspanyol bir koloni olduğunu ve bağımsızlıkları için savaştıklarını bilmeniz anlamlı olacaktır 1 Numara Yola çıkmak için hazırlanın Yerel yemekler hakkında bilgi sahibi olmanız hazımsızlık gibi mide problemlerini önlemenize yardımcı olacaktır Suyun kalitesini araştırmayı da unutmayın Gebelikte seyahat etmek sakıncalı mı? Gebelik genel olarak kesinlikle, seyahat etmeyi ve özgürlüğü tamamen kısıtlayan bir süreç değildir Gebelerin seyahate çıkmamaları için neden yoktur Üstelik gebelerin ruh sağlığı açısından da tatil yapmaları öneriliyor Alınacak birkaç önlem ve dikkat edilecek kurallar seyahat için hiçbir sakınca doğurmamaktadır Dikkat edilecek kurallar; •Tatile çıkmadan önce doktorunuz ile görüşüp güvenliğiniz için neler yapmanız gerektiğini öğrenmek •Yolculuğa çıkarken kendinizle ilgili tıbbi bilgileri yanınıza almanız acil durumlarda size yardımcı olacaktır •Gideceğiniz yöreye ait sağlık bilgilerini ve hastane adreslerini edinmenizde fayda vardır •Uzak diyarlar ve aktiviteli turlar, klima değişiklikleri sizi ve bebeğiniz yorabilir Sizi daha az yoracak daha dinlendirici yerler seçin •Gebeler güneşte çok uzun kalmamalılar Uzun süre güneşe maruz kalmak vücutta sıvı kayıplarına yol açar, bu durum gebeliği riske sokabilir •Hamileliğinizin 7 ayından itibaren uçakla çıkacağınız yolculuklar için havayolu şirketleri doktorunuzdan uçabileceğinize dair rapor istemektedir Gebeler seyahat için her türlü ulaşım araçlarını seçebilir Ancak her birinin özelliğine göre seyahat öncesi önlem almalılar Kara taşıtlarıyla yolculuklarda alınması gereken önlemler; Kara ve demir yollarıyla seyahatlerde en önemli problem, uzun süre hareketsiz kalmaya bağlı gelişen dolaşım bozuklukları Ayak ile bileklerde şişmelere neden olabilir Bu nedenle, uzun süreli yolculukta her 1,5–2 saatte bir mola vererek hafif yürüyüş yapmalı ve kan dolaşımınızı arttırmalısınız Hafif yiyecekler tüketip, bol sıvı almalı, rahat kıyafetler giymeliler Ayrıca seyahat rotası üzerindeki tıbbi kurumlar hakkında bilgilenmeliler Gebelikte sık görülen ancak normal kabul edilen şikayetlerden birisi de sık idrara çıkmadır Bu yüzden yolculuğa başlamadan önce mutlaka tuvaletinizi yapınız Yolculuk sırasında da idrarınız gelsin veya gelmesin mola yerlerinde mesanenizi boşaltınız İdrarınızı uzun süre ile tutmanız idrar yolu enfeksiyonlarına zemin hazırlayabilir Bu yolculuklarda emniyet kemerinizi takmayı unutmayın Bu sarsıntılarda bebeğinize gelebilecek zararları önleyecektir Oluşabilecek bulantılar için önceden doktorunuza danışıp ilaç alabilirsiniz Hava taşıtlarıyla yolculuklarda alınması gereken önlemler; Uçak yolculukları gebeler için kısa sürmesinden dolayı oldukça rahat bir ulaşım şekli Ancak kabin basıncı ayarlanmış uçaklarla seyahat etmeliler (Günümüzde hemen hemen tüm uçaklar kabin basınç ayarlı oldukları için hamilelikte bir sorun oluşturmaz) THY web sitesindeki bilgiye göre; • 7 ayını (28 hafta) bitirmiş hamile yolcular kendi doktorundan aldığı "Uçakla Seyahatinde Sakınca Yoktur" ibaresi yer alan bir rapor ile seyahat edebilirler • Bu raporun tarihi 7 günden eski olamaz • 7 aya (28 hafta) kadarki hamile yolcuların seyahatinde ise yolcu beyanı esastır Hamilelik sırasında yapılan uçak yolculuklarında uzun süre rahatsız bir pozisyonda hareketsiz oturmak “tromboz (damar içi pıhtısı)” ve varis riskini arttırır Uçuş süresince özel varis çorabı giymeniz bacaklarınızdaki kan dolaşımını destekler ve damarların şişmesini engeller Uçak yolculuklarında bol sıvı alın Uçarken vücudunuz daha kolay su kaybedip dehidrate olabilir Bu nedenle, uzun süreli yolculukta her 1,5–2 saatte bir mola vererek hafif yürüyüş yapmalı ve kan dolaşımınızı arttırmalısınız Hafif yiyecekler tüketip, bol sıvı almalı, rahat kıyafetler giymeliler Deniz taşıtlarıyla yolculuklarda alınması gereken önlemler; Deniz yoluyla seyahat, oldukça güvenlidir Ancak, gebelik bulantı ve kusmaları iyice artabilir Ağır bulantılılar mümkünse deniz yoluyla seyahatlerden kaçınmalı Hafif bulantısı olanlar ya da hiç olmayanlar da olası deniz tutmasına bağlı önleyici ilaçlar almalılar Tropik bölgelere seyahat Genelde malarya (sıtma) açısından risk taşıyan tropik bölgelere gidilmesine izin verilmez Bu hem anne hem çocuk için riskli olur Annenin ölü doğum yapma riski artar Ayrıca hamilelikte sıtma ilaçları zararlıdır Aşılama Hamilelere özellikle canlı virüs aşıları önerilmez Ağızdan alınan ölü polyo (çocuk felci) aşısı uygulanabilir Doktorunuz ile aşılamanın tüm ayrıntılarını konuşmalısınız Çocuklarla yolculuk Çocuk sahibi olmanız tatile çıkamayacağınız anlamına gelmez ama çocuklu aile için seyahate çıkmak, çok eğlenceli ve hoş olabileceği gibi, herkes için alabildiğine yorucu da olabilir Çocuğunuzla geçireceğiniz tatilinizi kolaylaştırmak için; Tatile çıkmadan önce, •Uzun seyahat planladıysanız ve son kontrolünden itibaren uzun bir süre geçmiş ise çocuğunuzun sağlığının iyi olduğundan emin olun •Son bir ay içinde muayene oldu ise sadece doktorunuz ile yapacağınız bir telefon görüşmesi yeterli olabilir Yolda, •Yola günün hangi saatinde çıkacağınız çocuğunuzun değişikliklere verdiği yanıt, seyahat şekliniz ve süresi ile yakın ilgilidir •Seyahatlerinizin yolcu sayısının az olduğu saatlerde olmasına dikkat edin (Daha fazla koltuk boş olabilir, bebeğiniz daha geniş bir hareket alanı bulur ve daha az kişi rahatsız olur) •Eğer bebeğinizde arabada uyuma alışkanlığı varsa ve uzun bir araba seyahati düşünüyorsanız yol aldığınız saatlerin çoğunluğunu onun uyku saatlerine getirin, eğer araçlarda uyuyamayacak kadar çok heyecanlı oluyor ise o zaman uykusunu uyutup sonra yola çıkmalısınız Şayet uçakla yolculuk yapılacaksa, •Özellikle uçak yolculuğunda çocuğunuza özgü menü siparişini 24 saat önceden verebilirsiniz •Bununla birlikte yanınıza bir miktar kahvaltılık alın, bu uzun süren gecikmeli yolculuklarda size yardımcı olacaktır •Uçakla seyahatte ön koltuklardan, uygun değil ise koridordan yer alın Eğer uçak tamamen dolu değil ise o zaman yanı boş olan bir koltuktan yer ayırtmayı deneyebilirsiniz Tatilde, •Çocuklar için kulüplerin bulunduğu otelleri tercih edin •Seyahat sırasında gereksiz problemlerden kaçınmak istiyorsanız hemen öncesinde gereksiz değişiklikler yapmayın; örneğin seyahatin hemen öncesinde çocuğunuzu memeden kesmeye çalışmayın •Alışılmamış ortamlar ve günlük programdaki değişiklikler zaten yeterince stres oluşturur, bunları arttırmayın •Yola çıkış gününden önce tüm rezervasyonlarınızı kontrol edin İyi tatiller… Araç tutması tatilinizi zehir etmesin! Araçla yapılan yolculuklarda bireyleri oldukça rahatsız eden ve çıkılan yolculuğun konforunu bozan araç tutması sık görülen bir durumdur İç kulaktaki dengeden sorumlu yarım daire kanallarının harekete aşırı hassas oluşu, araç tutmasına neden olur Alınacak Önlemler; •Yolculuk öncesi, araç tutmasını önleyici ilaçlar belirtileri hafifletir •Yolculuk sırasında bir şeyler okumak bulantıyı arttıracağından bundan kaçınmak gerekir •Aşırı yemek kokusu ya da bu tür kokularda mide bulantısını arttıracağından uzak durmakta fayda var •Hastalığın artmasına neden olabilecek sigara, kafein ve tuz gibi maddelerden uzak durmak •Eğer araba sizi tutuyorsa kitap okumayın ya da zıt yöndeki koltuklara oturmayın •Araç tutması olan bir başka yolcuyla konuşmayın veya onu izlemeyin •Arabanın ön tarafında oturup uzak manzaralara bakabilirsiniz Bu sizi rahatlatır •Uçak yolculukların da hareketin en az olduğu kanat üstüne denk gelen koltukları tercih edin Araç tutması genellikle kişinin kendi kendine yenebileceği bir hastalıktır Tatile çıkmadan önce yukarıdaki önerilere dikkate almanız tatile daha sağlıklı başlamanızı sağlar Hava yolculuğu riskleri Uzak yerlere tatile gitmeye hazırlanan ya da sık iş yolculuğuna çıkmak durumunda kalan kişilerinin, sıklıkla tercih ettikleri ulaşım aracı uçaktır İşte sorulması gereken soru ‘’ Acaba uçak yolculuğu için hazır mıyım?’’ Seyahat için hazırlanmak, havalimanında uzun bekleyişler, gümrük ve bagaj işlemleri, insanların kolaylıkla strese girmeleri neden olur Tüm bu olaylara tıbbi bir sorunun da eklendiğini düşünürseniz, daha uçuşa başlamadan birçok sorun belirmektedir Yapılan araştırmalar uçuşlarda tıbbi acillerin çok yaygın olmadığını göstermekle birlikte; yirmi binde bir yolcu ciddi sıkıntı yaşamaktadır Bu problemlerin %25’i kalp ve akciğer kaynaklıdır Uçak yolculuğu, özellikle de uzun mesafeli yolculuk, yolcuları sağlık durumlarını olumsuz bir şekilde etkileyebilecek birçok faktöre maruz bırakmaktadır Kabin içerisinde bulunan oksijenin miktarı havadakinden az olabilir Bu durum sağlıklı kişilerde sorun yaratmazken, akciğer veya kalp sorunu olan kişilerde bazı şikayetleri tetikleyebilir Kalp-damar, solunum hastalıkları ve anemi gibi kan hastalıkları olan kişilerde oksijen düşüklüğü sorun yaratabilir Bu yüzden bu tür rahatsızlıkları olanlar mutlaka uçuş öncesi doktor kontrolünden geçmeli ve uçuş esnasında hareket yapmalı ve bol su tüketmelidirler Alkolün beyindeki etkisi oksijensizlik ile daha da artmaktadır Çok fazla kahve veya alkol tüketimi düzensiz kalp ritmine veya çarpıntı gelişmesine neden olabilir Hayatı tehlike yaratmasa da tatilin başlangıç ve bitiş konforunu bozan çok küçük tıbbi problemleri de göz ardı etmemek gerekir Normal kabin basıncında hava genleşir Vücudumuzdaki hava boşlukları: sinüsler, orta kulak ve diş çürükleri genleşen havaya ağrı ile yanıt verirler Uçuş esnasında ciddi ağrılar oluşabilir Bu yapılara ait problemi olanlar uçuş öncesinde mutlaka doktor kontrolünden geçmelidirler Unutmayın! Bu rahatsızlıklar gazlı içeceklerin fazla tüketilmesi ile birlikte daha da artabilir Uçak içerisindeki hava kalitesi dışarıdaki hava kadar iyi olmayabilir Bir solunum yolu hastalığı varlığında, kuru olan uçak havası rahatsızlığınızın artmasına sebep olabilir Bu nedenle uçuş öncesinde doktorunuza danışın, kullanacağınız basit dekonjestan(burun açıcı) ilaçlar uçuş esnasında sizi oldukça rahatlatabilir Uçaktaki hava basıncının uçak yükselirken veya alçalırken değişmesi başınızda ve kulağınızda rahatsızlığa neden olabilir Uçak yükselirken veya alçalırken; •Burun ve ağzınızı kapalı tutun ve sık sık esnemeye çalışın •Yutkunmak, sakız çiğnemek veya şeker yemek bu durumdan kurtulmanıza yardımcı olacaktır •Yakın zamanda uçuş esnasında bir sorun yaşadıysanız hava yolculuğunuz iki hafta sonraya erteleyin •Hareket hastalığı veya deniz hastalığı öyküsü olan yolcular, uçuş öncesinde hareket hastalığını önleyici ilaçlar alabilir Her ilaç kullanımında olduğu gibi kendi doktorunuza danışmak en doğru hareket olacaktır Sorunların Önlenmesi •Hava limanına gitmek için bolca zaman ayırın •Eşyalarınızı taşımakta zorlanıyorsanız bagaj taşıyıcıları kullanın gerekirse yetkililerden yardım isteyin Yükünüzü bölmek kaslarınızdaki gerilmeyi azaltır •Önlem almanın en iyi tedavi metodu olduğunu unutmayın •Uçuşunuzu planlayın ve hazırlanın •Bolca su için •Alkol ve kafeinli içeceklerden sakının •Kabinde hareket edin •İlaçlarınızı yanınıza alın •Varsa hastalık ve kullandığınız ilaçların listesini taşıyın |
Tatil Öncesi Önlemler |
09-06-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Tatil Öncesi ÖnlemlerEkonomik sınıf sendromu Uçuşlarda uzun süre oturmak ve hareketsiz kalmak, yolcuları rahatsız eden problemlerin başında geliyor Bu durum derin damar trombozuna ve kanda pıhtılaşmaya yol açmaktadır Ekonomik sınıf sendromu denilen rahatsızlık daha çok koltuk aralıkları dar olan uçaklarda, hareketsizlik ve su kaybına bağlı olarak bacak damarlarında oluşan kan pıhtısının akciğer ya da beyne ilerlemesiyle oluşuyor Derin damar trombozu için kimler dikkatli olmalıdır? •40 yaş üstü insanlarda, •Hamilelerde, daha önce varis benzeri şikayeti olanlarda, •Yakın zamanda karın veya bacak ameliyatı geçirenlerde, •Doğum kontrol hapı kullananlarda, •Sigara içenlerde, •Şişmanlarda ve susuz kalan kişilerde Hastalık oluşabilir Belirtiler nelerdir? •Bacaklarda hassasiyet ve kızarıklık •Ağrı ve ateş •Pıhtı bacaktan kopup akciğerlere giderse, göğüs ağrı ve solunum sıkışması Nasıl Korunmalı? •Yolculuk esnasında bol miktarda su içilmelidir •Üç saatten uzun yolculuklarda zaman zaman koridorda yürüyerek ya da egzersiz yapılmalıdır •Sigara ve alkol kullanılmamalıdır •Doktora danışıp, yolculuk öncesinde bir tablet aspirin alarak engelleyebilirsiniz •Oturduğunuz koltukta bacak germe egzersizleri yapmak ve yolculuk esnasında görevliler tarafından verilen varis çoraplarını kullanmak faydalıdır Ekonomik sınıf sendromu Uçuşlarda uzun süre oturmak ve hareketsiz kalmak, yolcuları rahatsız eden problemlerin başında geliyor Bu durum derin damar trombozuna ve kanda pıhtılaşmaya yol açmaktadır Ekonomik sınıf sendromu denilen rahatsızlık daha çok koltuk aralıkları dar olan uçaklarda, hareketsizlik ve su kaybına bağlı olarak bacak damarlarında oluşan kan pıhtısının akciğer ya da beyne ilerlemesiyle oluşuyor Derin damar trombozu için kimler dikkatli olmalıdır? •40 yaş üstü insanlarda, •Hamilelerde, daha önce varis benzeri şikayeti olanlarda, •Yakın zamanda karın veya bacak ameliyatı geçirenlerde, •Doğum kontrol hapı kullananlarda, •Sigara içenlerde, •Şişmanlarda ve susuz kalan kişilerde Hastalık oluşabilir Belirtiler nelerdir? •Bacaklarda hassasiyet ve kızarıklık •Ağrı ve ateş •Pıhtı bacaktan kopup akciğerlere giderse, göğüs ağrı ve solunum sıkışması Nasıl Korunmalı? •Yolculuk esnasında bol miktarda su içilmelidir •Üç saatten uzun yolculuklarda zaman zaman koridorda yürüyerek ya da egzersiz yapılmalıdır •Sigara ve alkol kullanılmamalıdır •Doktora danışıp, yolculuk öncesinde bir tablet aspirin alarak engelleyebilirsiniz •Oturduğunuz koltukta bacak germe egzersizleri yapmak ve yolculuk esnasında görevliler tarafından verilen varis çoraplarını kullanmak faydalıdır |
Tatil Öncesi Önlemler |
09-06-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Tatil Öncesi ÖnlemlerTatile Çıkmanın Dokuz Faydası Yorgunsunuz ve sabah zorla kalktınız İşiniz, hobileriniz ve sosyal yaşantınızla ilgili heyecanınızı yitiriyorsunuz Tatil yapmak üzere biraz zamanınız var fakat elinizdeki para yeterli değil, bu durumda girişiminizin yerinde olup olmayacağını merak ediyorsunuz Bütçeyle ağır programlar arasında, zaman yaratmak ve seyahat planı yapmak oldukça zordur Fakat kısa bir süre için de olsa kendinizi iyi hissetmenizi sağlayabilir Seyahat için gerçekten zaman ayıramayabilirsiniz Seyahatinizde en iyisini yapmak Eğer bir iş seyahatine çıkma teklifi alırsanız, kabul edin Bu, deneyim edinmenizi ve deneyimlerinizden yararlanmanızı sağlayacaktır Eğer aaaifli vakit geçirmek adına plan yapıyorsanız, doğru seyahat rehberini seçtiğinizden emin olun Bazen yapılması gereken tek başına olmaktır Bu durum, tercih ettiğiniz her şeyi yapabilmek adına size tanıdığı özgürlükle, yeni insanlarla tanışıp iletişim kurmanız için baskı yapacaktır Elbette çıkacağınız seyahatin türü de büyük farklılıklar yaratacaktır İster iş ister aaaif tatili olsun, tatil bedeniniz ve zihniniz için büyük kazanç getirecektir Burada tatilin getireceği faydalardan bazıları verilmiştir 1- Stresiniz azalacak Tatil rahatlamanız ve stresten uzaklaşmanız için size şans verir Eğer iş seyahatiniz sizi saatlerce bir konferansta kalmaya zorluyorsa, başka bir şehir yada ülkede olduğunuzu düşünün Seyahat stresli olabilir fakat bu stres pozitif strestir ve stresteki azalma daima sağlıklıdır 2- Monotonluktan uzaklaşacaksınız "Bir değişiklik yapmak en az dinlenmek kadar iyidir" Herhangi bir seyahat, sizi günlük yaşantınızdan uzaklaştıracak ve yalnız kalmak enerji verecektir Ayrıca bedeninizin ve zihninizin durgunlaşmasını önleyecektir 3- Dışarı çıkacaksınız Seyahate çıktığınız zaman ofis dışında olmanın rahatlığını yaşayacaksınız Bunun anlamı temiz hava alacak, dışarıda olmanın verdiği aaafi yaşayacaksınız Aynı zamanda güneşten yararlanacaksınız fakat zararlı etkilerinden korunmak amacıyla önlem almanız gerekecek 4- Aktif olacaksınız Tatil ilave aktiviteler içerir Belki de planlarınız arasında rafting, yürüyüş yada voleybol vardır Zamanınızın tümünü evde dinlenerek geçirmek isteseniz de normal yaşantınızın dışına çıkmak için yürüyüş yapmanın da iyi geleceğini göreceksiniz 5- Yemek yemekten aaaif alacaksınız Muhtemelen sushi, moussaka ya da couscous gibi farklı yiyecekler deneyeceksiniz Porsiyonlarınızı dikkate almayacaksınız fakat midenizin hassasiyetini de göz ardı etmemelisiniz 6- Tutumunuz değişecek Plan yapmak eğlencenin bir parçasıdır Seyahat etmek size, farklı kültürler ve yaşam biçimlerini değerlendirme şansı tanır Ayrıca yaşadığınız şehre farklı bir açıdan bakmanızı sağlar 7- İnsanlarla tanışacaksınız Seyahat etmek dünyanın birçok yerinden gelen insanlarla tanışmanıza olanak tanır Sosyalleşmek en iyi terapidir ve diğer kültürleri öğrenmenize yardımcı olur 8- Unutulmaz deneyimler edineceksiniz Eğer tercihinizle ilgili, hedeflediğiniz her yere gitmek istiyorsanız çok geç olmadan yerine getirmelisiniz Eğer Avustralya ya gitmeyi hayal ediyorsanız, şimdi tam zamanı olabilir 9- Partnerinizle tekrar görüşeceksiniz Tatil partnerinizle kaliteli vakit geçirmenizi sağlar Sağlıklı ve mutlu bir yaşam için önerilen sporların başta gelenlerinden biri yüzmedir Yüzmek için ise deniz, göl gibi doğal bir su kaynağı ya da yapay bir yüzme havuzu gerekir Yüzme havuzları bir çok kişinin ortak kullanım alanı olarak birçok sağlık problemine yol açabilirler İnsan çıkartıları ile kirlenen ve uygun dezenfeksiyonu yapılmayan havuzlar aracılığıyla pek çok hastalık bulaşabilir Yeterince temiz olmayan havuz ve deniz suyu ile bulaşabilecek hastalıklar; mide-barsak enfeksiyonları, üst solunum yolu enfeksiyonları, kulak, göz ve cilt enfeksiyonlarıdır Bunlardan özellikle tifo, hepatit A ve E, ishal, kanama ve sarılıkla seyreden leptospira ile weil hastalığı daha ağır hastalıklardır Özellikle çocukluk çağında ağız yoluyla bulaşan hepatit A, bu suların dışkıyla kirlenmesi sonucu aşılı olmayan insanları enfekte eder Yüzme mevsimiyle birlikte denize ve havuza dalışlar sinüzit olgularının sayısında artışa neden olmaktadır Hijyenik olmayan yüzme havuzları ve plajlar özellikle bayanlarda sık görülen idrar yolu enfeksiyonlarına neden olabilmektedir Bu durumun belirtileri; sık idrara çıkma, idrarda yanma ve sızlama, bazen kasıklara ve bele vuran ağrılar olabilir Kontrol edilmeyen hastalarda yüksek ateş ve titremeler ortaya çıkabilir Hangi önlemler alınmalıdır? • Kanalizasyon karışan alanlara yakın bölgelerde ve şiddetli yağmurlar sonrasında denize kesinlikle girilmemelidir • Durgun ve kirli sularda, yüzeyi köpüklü ve yeşil görünümde olan denizde yüzülmemelidir • Havuz ve deniz suyunu mümkünse yutmamak gerekir (suya atlarken burun kapatılmalıdır) • Ciltte sıyrık ve kesik alanları varsa, yüzme sonrasında temiz su ve sabunla cilt temizlenmelidir • Kulak enfeksiyonlarını önlemek için kulak tıkaçları kullanılmalıdır, • Göz enfeksiyonlarını önlemek için gözlük veya maske kullanılmalıdır, • Gelişebilecek ishal, solunum sistemi, cilt, kulak ve göz enfeksiyonlarında mutlaka sağlık kuruluşlarına başvurmak önerilir Havuzların klorlanması çözüm mü? Havuzların iyi klorlanması enfeksiyon hastalıklarına karşı etkili bir çözüm olurken kendi yarattıkları problemlerle bizleri başbaşa bırakır Tahrişe bağlı olarak gözde kızarıklık ve cilt lezyonları sık olarak gözükürler Havuz suyu içindeki klor vajinda normalde bulunan ve ortamın asidik olmasını sağlayan yararlı bakterilerin de fonksiyonlarını yitirmelerine neden olur Bunun sonucunda kadının genital bölgesinde normalde bulunan mantarlar aktif hale gelerek enfeksiyona neden olabilirler Havuzdan sonra ortaya çıkan mantar enfeksiyonu başka birisinden ya da havuzdan bulaşan mantarlara değil kadının kendi vücudunda bulunan mantar sporlarının aktif hale gelmesine bağlıdır Genital bölgenin nemli kalması da mantar için uygun zemin hazırlar Islak mayo ile oturmak en sık yapılan yanlışlardan birisidir Eğer gerekirse genital bölge saç kurutma makinesi ile kurutulabilir Havuzların ortak kullanıma açık tuvaletlerinde de dikkatli olmak, iç çamaşır ve havlu gibi özel eşyaları başkalarıyla paylaşmamak ve temiz olduğundan emin olunmayan havuzlara ve denize girmemek tatilin güzelliğini bozmamak için dikkat edilmesi gereken unsurlardır Yazın davetsiz misafiri: Mantar! Yüzme havuzları havaya ve çevreye açık oldukları için, dışarıdan gelen etkilere maruz kalırlar Bu etkenler arasında mikroplar, bakteriler, virüsler ve mantarlar yer alır Hastalıklara neden olan mikroplar rüzgar ile veya yüzücüler tarafından havuza taşınırlar Havuz ve deniz mevsimi aynı zamanda cilt hastalıkları bakımından riskli bir dönemdir Yeterince temiz olmayan havuz ve deniz suyu ile bulaşabilecek hastalıkları tanımak ve önlem almak gerekmektedir Yaz aylarıyla birlikte güneş, havuz ve deniz isteği artıyor; ama bu istekler, başta mantar olmak üzere çeşitli enfeksiyonları da beraberinde getiriyor Mantarlar, deride ve tırnakların altında çoğalan ve ancak mikroskop ile görülebilecek küçük organizmalardır Bu organizmalar bütün çevremizde, özellikle ayakkabı ve terliklerde, havlularda, bahçede, evde, genel kullanıma açık duşlar, jimnastik salonları, yüzme havuzlarının basamakları, otel halıları gibi ortamlarda bulunurlar Mantar hastalıklarını önlemek için; •Havuzdan sonra vücudunuzu nemli bırakmayın, iyice kurulanın •Plajda ya da havuzda başkasına ait terlik, ayakkabı ya da havlu kullanmayın •Islak ve nemli zeminlerde çıplak ayakla dolaşmayın •Hastalık ayakta sık görülüyor Bu yüzden de ayaklarınızı nemli bırakmayın •Terletmeyen, açık ayakkabıları tercih edilmelidir •Mantar hastalıkları inatçıdır ve Tedavisi uzun sürer Doktorunuzun önerdiği Mantar hastalıklarının tedavisinde kullanılan antimikotik denilen ilaçları düzenli almalısınız Özellikle vajinal mantarlar, yaz aylarında büyük artış gösteren sağlık sorunlarındandır Genital bölgenin çok sıcak ve nemli kalması, mantarın üremesi için ideal zemin hazırlıyor Havuz ve deniz kenarında ıslak mayoyla oturmak yerine mayoyu değiştirmek, mantarın oluşumunu önlüyor Önlemek için neler yapılabilir? •Mayo veya diğer ıslak giysilerinizi hemen değiştirin •Sıkı ve sentetik giysiler giymekten kaçının •Pamuklu çamaşırlar giyin •Genital bölgenizi yıkadıktan sonra kuru tutun Çünkü nemli ortamlar mantarların üremesi için daha uygundur •Genital temizliği önden arkaya doğru yapın, böylece rektumdaki mikroorganizmaları vajinanıza taşımamış olursunuz •Kadın sağlığa uygun spreyleri veya deodorantlarını, parfümlü pedleri kullanmayın •Parfümlü, kremli tuvalet kâğıtları kullanmayın Bu gibi malzemeler vajinanın asitliğini değiştirerek enfeksiyona yatkın hale getirebilir Güneş Yanıkları Yanıklar 123 diye sıralandırılırlar Güneş yanıkları en hafif gruba girer; 1 derece yanıklardandır Uzun süre güneşe maruz kalındığında güneş ışınları ciltte kızarıklık, daha uzun süreli hasarlarda da içi su dolu baloncuklara sebep olur Kızarıklık, ağrı, şişme güneşten 2–4 saat sonra başlar, 24 saatte maksimuma ulaşır Bu birinci derece yanıktır İçi su dolu kabarcıklar olduğunda yanık artık ikinci derece olmuş demektir Öğle saatlerinde güneş ışığına maruz kalınmamalıdır Ciddi yanıklarda doktora gidilmelidir Güneş yanığı olduğunda ne yapmak gerekir? Ağrı ve sıcaklık hissi, yaklaşık 48 saat sürer, basit ağrı kesiciler 2 gün süre ile kullanılırsa rahatsızlığı büyük ölçüde azaltır Önemli olan cildi yumuşak tutmak, gerilim ve acıyı azaltabilmektir Nemlendirici kremler de günde iki- üç kere uygulanırsa rahatlık verir Çok kalın, yağlı merhemler kullanılmamalıdır, bu cildi daha sıcak tutar ve terlemeyi önler Soğuk banyo yapmak veya günde bir kaç kez yanık yerine soğuk su ile ıslatılmış giysiler koymak ağrıyı azaltır, duş çok ağrı verici olabilir Güneş cildin baş düşmanıdır! Güneşin iliğimize kadar ısıtıcı ışınları altında kendimizden geçmek kadar, açık renk giysiler içinde bronzlaşmış bir tenle dolaşmak da çok hoş Bu nedenle sık sık güneşlenmeye koşuyoruz Ancak unutmamamız gereken bir gerçek de güneşin bazen insanı çok kötü yakabileceği İnsan derisine renk veren melanin, güneşin zararlı ışınlarına karşı koruyucu etki yaratır Güneşe maruz kaldıkça renk hücreleri (melanosit) giderek daha fazla melanin salgılar Rengimiz koyulaştıkça cildimiz daha fazla korunmuş olur Mevsimin başında, cildimizin korunma önlemi almadığı bir dönemde güneşin altında biraz fazla kalırsak güneş yanığı oluşabilir Açık renk tenli bir kişi öğle güneşi altında 15 dakika korunmasız kalırsa ciddi yanıklar oluşabilir Çok koyu tenli bir kişi için bu süre birkaç saate kadar uzayabilir Sıcak yakmalarının tersine güneş yanığı anında fark edilmez En kötü tablo yandıktan 6 ile 48 saatlik süre sonrasında kendini gösterir Toksin salgılanmasına bağlı ateş ve kırıklık, ciltte ödem (şişlik), özellikle bacaklarda görülebilirAğrı bazen dayanılmaz boyutlara varabilir Uzun dönemli yani yıllar içindeki yanıklar malign melanom denilen tehlikeli cilt kanseri, hızlı yaşlanma, yaşlılık lekeleri, bazal ve skuamöz tip cilt kanserleri oluşumuna yol açabilir Katarakt denilen, göz merceğinin saydamlığını kaybetmesi hali de ultraviyole ışınının yol açtığı sonuçlardan biridir Öğle saatlerine dikkat Saat 10 ile 14 arasında güneş ışınları iyice dik gelir Yaz saati uygulaması nedeniyle bu saatleri 11 ile 15 arası olarak düşünmek daha doğru Güneş ışınlarının atmosferde katettiği mesafe kısa olduğu için atmosferin filtre etkisi azalır ve bu saatlerde tehlike daha fazladır Aynı nedenlerle yüksek irtifalı yerlerde (dağlar vs) de tehlike daha yüksek olmaktadır Kumun, suyun yansıtıcı etkisi nedeniyle şemsiye altında oturanlarda bile ciddi yanıklar görülebilmektedir Belirtiler Yukarıda da belirttiğimiz gibi güneş yanığı hemen belirti vermez Belirti vermeye başladığında cilt sıcak ve kızarıktır Dokunmakla acır Ciltte şişmeler görülebilirBirkaç gün sonra su toplamaları başlar, daha sonra bu deri soyulur Bazen toksik etki nedeniyle titreme, ateş, bulantı, kusma gibi belirtiler de görülebilir Şuur bulanıklığı ve kramplar gibi belirtilerin görülmesi sıcak çarpması belirtisidir ve acil müdahaleyi gerektirir Güneş yanığına nasıl müdahale emeliyiz? Güneş yanığı oluştuğu hallerde ilk olarak yapılması gerekenler soğuk duş ve yanık yerlere soğuk suyla ıslatılmış havlularla kompres uygulanmasıdır Kompres uygulanacak suya karbonat katılması, ağrıyı azaltabilir Bu cilde buz uygulanması yanığın artmasını sağlamaktan başka bir işe yaramaz Nemlendirici bir losyonun uygulanması gerginliği azaltarak rahatlatıcı olabilir Vazelin ve benzeri yağlı pomatların kullanılması cildin hava alması engellediği için yanığın etkilerini arttırır ve iyileşmeyi geciktirir Ciltte reaksiyonun çok olduğu hallerde kortizonlu kremlerden yararlanılabilir Yanığın sistemik belirtilerinin yoğun olduğu hallerde doktorlar hap veya iğne şeklinde kortizon uygulamaları yapabilmektedir Titreme ve ateş ile ağrıları azaltmada ağrı kesici, ateş düşürücü etkili haplardan yararlanılabilir Korunma Özellikle güneşin dik geldiği saatlerde güneşe çıkmamak önemlidir Koruma faktörü en az 15 olan koruyucu krem ve losyonlar kullanılmalı, burun, kulak, yüz ve omuzlara daha fazla dikkat etmelidir Koruyucu kremlerin güneşe çıkmadan 20-30 dakika kadar önce uygulanması, suya her girdikten sonra tekrarlanması tam etki açısından önemlidir Özellikle çocuklara geniş kenarlı şapka giydirmeye dikkat etmek gerekir Ultraviyole ışınlarına karşı filtre edici özelliği bulunan güneş gözlüğü kullanmak, katarakta karşı gözleri koruyacaktır Dudakların korunması yoktur Bu nedenle uzun süreli olarak güneş altında kalanlarda dudak kanserleri de görülür Güneşte çok duruyorsanız dudaklarınıza da koruyucu (lip balm) sürmeyi ihmal etmeyin Saçlarınız yazın ihmale gelmez! Saçların mat ve bakımsız görünmesine yol açan sebepleri ortadan kaldırın Yazı bakımlı ve güzel saçlarla karşılayın Yaz aylarında güneş ve suyun aaafini çıkartırken saçlarımıza da gerekli özeni göstermeliyiz Çünkü klorlu su ve sıcak saçımızı olumsuz biçimde etkiliyor; saçlarımız yıpranıyor, matlaşıyor ve kırılıyor Bu sebeple de yazın saçlarımızı yıpratıcı etkenlere karşı özel ürünlerle korumamız şart Yaz aylarının saç üzerinde olumsuz etkisi sandığımızdan daha çok Güneş, su ve sıcak birleştiğinde saçı hassaslaştırıyor Ayrıca kum, klorlu ve tuzlu su saçı yıpratıp kurutuyor, saçları matlaştırıyor Ve saçlarımız yazın olumsuz etkilerine karşı ne yazık ki korumasız kalıyor Yaz aylarında saçınızın ve saç derinizin bakımına daha fazla özen gösterin •Boyalı, permalı saçların yazın özellikle bakıma ihtiyacı vardır •Kullanacağınız ürünlerin güneş korumalı olmasına dikkat edin •Saçınıza nem verecek bakım maskeleri uygulayarak besleyin; saçınızdaki kuruluğu ve yıpranmayı önleyerek canlı, parlak bir görünüm sağlayacaktır •Saçınızı deniz tuzu ve klordan tamamen arındırmak için çok iyi durulayın Saçlarınızı iki günde bir yıkıyorsanız, genellikle tek bir kez şampuan yapmak yeterli olur Eğer bolca jöle ya da saç spreyi kullanıyorsanız, o zaman iki kez şampuanlamak saçlarda ürünlerden kalan artıkları temizler İnce telli saçlara sahipseniz, dolgunlaştırıcı şampuanlar, yıkama sırasında saçlarınızın dış koşullara karşı koyma gücünü artıracaktır Şampuanı saçlarınıza homojen olarak dağıtın ve saç derisi üzerinde parmak masajıyla ovarak köpürtün Günlük olarak pahalı olmayan bir Vitamin alın Saçınızı fazla taramayın Sadece gerektiğinde şekil vermek için tarayın Kaliteli bir tarak ya da fırça kullanın Keskin :-):-):-):-)l ya da plastik uçlar saçlarınızın uçlarının kırılmasına neden olur Kaliteli saç ürünleri kullanın Yıkadığınız saçlarınızı doğal kurumaya bırakmak için yaz ayları en güzel fırsattır Böylece saç kurutma makinesinin olumsuz etkilerinden de kurtulmuş olacaksınız Tatil yörelerinde beslenmenize dikkat etmeniz saçlarınıza da yayar, fazla tuzlu yemeyin, proteinli gıdalara ağırlık verin, meyve-sebze tüketimini artırın Ne kadar dengeli beslenme, o kadar sağlıklı saçlar sağlar Bu arada balık yemeye ayrıca özen gösterin Tatil dönüşü yapmanız gerekenler; Tatil dönüşü saçlar donuk ve parlaklığını kaybetmiş görünür Panik yapmayın Doğru bir bakımla kısa sürede eski güzelliklerine ve sağlıklarına kavuşacaklardır •Hemen bakıma başlayın: haftada 2 veya 3 kez şampuan öncesi bir besleyici uygulayın •Saçınız eski kuvvetini ve parlaklığını yakalayana dek küre devam edin •Şampuan olarak, kuru ve yıpranmış saçlar veya boyalı saçlar için olanları kullanın Saçınız eski formuna kavuşunca saç yapınıza uygun olana dönebilirsiniz •Şampuan sonrası bir bakım maskesi uygulayın |
Tatil Öncesi Önlemler |
09-06-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Tatil Öncesi ÖnlemlerSağlıklı güneşlenme için tavsiyeler Güneşin kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladığı bu günlerde cildimizi güneş ışınlarından korumak çok önemli Yeryüzüne ulaşan güneş ya da ultraviyole (UV ) ışınlarının insan ve insan derisi için pek çok faydasının yanı sıra göz ardı edilemeyecek zararları da vardır Dermatologlar, deri üzerindeki çil ve ben gibi renkli alanların sayısı, büyüklüğü, biçimi ya da rengindeki değişiklikleri görmek için, düzenli aralıklarla kendinizi muayene etmenizi öneriyorlar UV ışınlarının cildinize olan zararlarını nasıl en aza indirebilirsiniz? Güneşin sebep olabileceği cilt rahatsızlıkları ve güneşten korunmanın yollarını bu yazıda bulabilirsiniz Güneş ışınlarında bulanan Ultraviole A ve Ultraviole B ışınları derimiz için zararlıdır Aşırı güneş ışınının derinin erken yaşlanmasına ve deri kanserine yol açtığı kesindir Şimdi bronzlaşma zamanı ancak güneş ışınlarının zararlarına karşı önlem almakta fayda var! Bazı saatlerde koruyucu kremlerle bile güvende değilsiniz! Kimler risk altında? •Beyaz ırktan kişiler, diğer gruplara göre daha fazla risk taşır •Güneşin UV ışınlarına korunmadan aşırı derecede maruz kalan kişiler •Açık renk cildi olan kişilerde risk 20 kattan fazla yükselmektedir •Erkeklerde bazal hücreli karsinom ya da skuamöz hücreli karsinom riski, 2–3 kat daha yüksektir •Ailelerinde deri kanseri öyküsü olanlar •Arsenik, endüstriyel katran, kömür parafin ve petrol türlerine maruz kalanlar Cilt kanserini belirtilerinin ABC’si A-Asimetri (renkli alanın iki yarısının birbirine benzer olamaması) B-Düzensiz ya da pürüzlü kenarlar C-Her alanda farklı renkler görülmesi D-Çapın 6 mm'den fazla olması durumunda mutlaka bir dermatologdan yardım alınmalıdır Diğer belirtiler ise; •Üzeri kabuklu, pullu iyileşmeyen yaralar •Hızlı büyüyen benler •Devamlı kanayan benlerdir Güneşten nasıl korunmalıyız? Güneşten korunmak erken yaşlanmayı ve deri kanserlerini önler UV ışınlarının erken ve geç dönem zararlı etkilerinden korunmak veya en aza indirgemek mümkündür Bu amaçla temel bazı önlemlerin alınması gerekir •Uygun giysiler zararlı güneş ışınlarından maksimum korunmanızı sağlar •Geniş kenarlı şapkalar, sıkı dokunmuş renkli giysiler ve uygun güneş gözlüklerinin kullanılması uygun olur •Güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde (10 00–16 00 arası) güneşten korunmalıyız •Yaz aylarında mutlaka koruma faktörü en az 15 (SPF:15) olan ürünler kullanılmalı, hatta açık tenli kişilerde bu faktörün 30 veya daha üzeri olmasına dikkat edilmelidir •Mümkün olduğunca gölgede kalmaya çalışınız •Periyodik olarak benlerinizi kontrol ediniz •Şüpheli bir belirti yakaladığınızda mutlaka doktora başvurunuz Sonuç olarak çocukluktan başlayarak herkesin yaşamının bütün dönemlerinde güneşten bilinçli bir şekilde korunması gerekir Kısa süreli güneşlenme, uygun güneşten koruyucu kullanma ve güneş yanığı oluşturmadan güneşten kaçınma korunmanın temel kurallarıdır Sıcak Çarpması Aşırı sıcaklar, vücut ısısında dengesizlikler insan sağlığını tehdit eden ciddi sorunlar yaratabilir Sıcak ve nemli ortamlarda uzun süre kalma veya bu ortamlarda uzun süre spor yapıldığında oluşabilir Belirtileri Nelerdir? •Özellikle hastanın ateşi 39–40 dereceye kadar çıkmışsa, •Davranış anlama ve algılama bozuklukları varsa •Kalp atışları giderek yavaşlıyorsa ve hızlı soluyorsa •Şiddetli baş ağrısı varsa, •Bulantı ve kusması varsa, İlk yapılması gerekenler; •Hastayı bulunduğu sıcak ortamdan çıkartarak, hemen serin ve korunaklı bir yere taşımalıdır •Elbiselerini çıkarıp, vücudunu ıslatılmış bezle silmeli ve hasta serinletilmelidir •Hastaya soğuk uygulama yapılmalıdır, en doğru yöntem buz kompresleridir(mutlaka beze sarılarak yapılması gerekmekte yoksa buz yanığı oluşabilir) •Düzenli olarak hastanın ateşi ölçülerek 37–38 dereceye düşürülmeye çalışılmalıdır •37 dereceden aşağıya düşmemesine de özen gösterilmelidir Hastanın genel durumunda 30 dakikada bir iyileşme yoksa ve davranış anlama ve algılama bozuklukları artıyorsa en yakın sağlık merkezine götürülmelidir Nasıl Korunmalı? •Aşırı sıcaklardan korunmak için 1100–1500 saatleri arasında sokağa çıkılmamalı •Aşırı sıcaklarda gölgede oturulması, •Şemsiye veya geniş kenarlı şapka kullanılması, ince ve açık renk bol giysiler giyilmesi •Yanınızda mutlaka bol su taşınması gereklidir •Kapalı alanların havalandırılmasına özen gösterilmeli, • Sık sık duş yapıp serinlemeye çalışılmalıdır En iyisi güneşe yavaş yavaş alışmak ve bu konuda aşırıya kaçmamaktır Bu arada güneşe çıkarken güneş ışınlarının açısını da göz önüne almak gerekir Güneşin en tehlikeli olduğu saatler öğle saatleridir Neler karın ağrısına neden olur? Bu durum çok dramatik gözükse de her zaman büyük bir sorun olduğu anlamına gelmez Çoğunlukla sorun yemek alışkanlığınızın değişmesinden ve kötü sağlık bilgisi koşullarından yemeklerden kaynaklanır Karın ağrısına ishal eklenir ve genelde kendiliğinden geçer Eğer ağrının süresi 4 saati geçerse ve ağrı şiddetlenirse mutlaka bir doktora başvurmak gereklidir Neler karın ağrısına neden olur? •İshal •Kabızlık •Parazitler •Apandisit •Fıtık •Bağırsak düğümlenmesi •Böbrek hastalıkları •Bazı ateşli hastalıklar •Karında kitle •Bademcik iltihabı •Psikolojik Seyahat hastalığı Turistlerde en çok görülen hastalık olan Turist İshali, yapılan yolculukların konforunu epeyce kaçırmaktadır Hastalığın görülme oranı; Batı Avrupa ve Kuzey Amerika'ya gidenlerde %10'dan az, Güney Avrupa (Türkiye dahil) ve uzak doğu adalarında %10-30 ve dünyanın geri kalanında %30'dan çoktur Hastalığın ana kaynağı iyi yıkanmamış ya da kirli sularla yıkanmış açıkta satılan yiyeceklerin tüketilmesi Yolcular için mikroplu sular ve yemekler ile ilgili en önemli sağlık problemi, birçok bulaşma ajanı tarafından kaynaklanabilen "turist ishali"dir Turist İshali, yolcuların en çok karşılaştığı sağlık problemidir ve riskli yerlere giden yolcuların yaklaşık %80'ini etkiler Kısa bir ishal nöbeti bile bir tatili mahvedebilir veya bir iş gezisini bozabilir Mide bulantısı, kusma ve ateş, ishale eşlik edebilir Yolcu ishali birincil olarak mikroplu yemek, içecek ve sudan geçer Bu vakalardaki mikrop geçmesi patojen mikroorganizmaların varlığı sebebiyledir Birçok farklı bakteri, virüsler ve bazı parazit ve mantar hastalığı yolcu ishaline neden olabilir Tedavi olarak yapılması gereken şey, kaybedilen sıvının yerine konması olacaktır Sıvı kaybı az ise ağız yolu ile çok ise damar yolu ile kayıp yerine konmalıdır Nasıl Korunmalı? •Kaynağını bilmediğiniz yiyecek ve içecekleri tüketirken dikkatli olunmalı •Tuvaletleri kullandıktan sonra mutlaka ve özellikle yemek yemeden önce eller yıkanmalı •Temiz suları tüketiniz Sonuç olarak güvenilirliliğinden emin olmadığınız açıkta satılan yiyecek ve içecekleri tüketmeyiniz Sıcak yorgunluğu Tatil bölgelerinin dolup taştığı şu günlerde, sadece tatilcilerin değil, şehir merkezlerinde yaşayanların da sıcaklara karşı dikkatli olmaları gerekmektedir Sıcaklarla ilgili problemler hissedilen sıcaklığın 32 derecenin üzerine çıktığı zaman ısı çarpması, ısı yorgunlukları ve kuvvetli “ termal stres” ortaya çıkabilir Özellikle 5 yaş altındaki çocuklar ile 65 yaş üzerindeki yaşlılar ile kalp, tansiyon ve akciğer hastalarının sağlığını olumsuz etkilenebilir Sıcak havalarda güç harcayanlar da çok ısı üretirler aşırı terlerler Terle birlikte tuz ve su yitirilmesi, "sıcak yorgunluğu" denen duruma yol açabilir Çocuklar ve yaşlı insanlar, bedenlerindeki ısı düzenleyici mekanizmalar yetersiz olduğundan, sıcaklık değişikliklerinden fazla etkilenirler Ayrıca yaşlılar, genellikle sıcakta gereğinden fazla giyinirler Sıcağa alışkın olmayanlar, şişman kişiler, çok içki içenler ve ateşli hastalık geçirmekte olanlar için de sıcak havalar önemli bir tehlikedir Sıcak havalarda güneş yanıklarının yanı sıra sıcak çarpması için dikkatli olunmalı ve aşağıdaki önlemler alınmalıdır; • Sıvı tüketimi arttırılmalıdır( Özellikle bol bol temiz su) • Hafif beslenmelidir( haşlanmış sebze ve meyve tercih edilip, yağlı gıdalardan kaçınmak gerekir) • Sıcak havalarda kesinlikle alkol tüketilmemelidir • Kanser hastaları, kemoterapi görenler ve değişik deri hastalığı olanlar, güneş ışınlarından korunmaya özellikle dikkat etmelidir • Özellikle yaşlılar, kalp ve tansiyon hastaları sıcak günlerde gayret harcamaktan kaçınmalılar • Sık sık ılık su ile duş yapmakta fayda vardır • Havasız ve kapalı yerlerde uzun süre kalınmamalı ve hava akımı sağlanmalıdır • Pamuklu açık renkli ve bol elbiseler tercih edilmeli ve geniş kenarlıklı şapka kullanılmalıdır • Göz sağlığımız için Ültraviyole ışınlarından koruyucu gözlükler takılarak güneşe karşı önlem alınmalıdır • Güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde (10 00–16 00 arası) güneşten korunmalıyız • Yaz aylarında mutlaka koruma faktörü en az 15 (SPF:15) olan ürünler kullanılmalı, hatta açık tenli kişilerde bu faktörün 30 veya daha üzeri olmasına dikkat edilmelidir • Mümkün olduğunca gölgede kalmaya çalışınız • Kapalı ve park edilmiş araç içinde hiçbir canlı bırakılmamalı • Şüpheli bir belirti yakaladığınızda mutlaka doktora başvurunuz Unutmayınız; Aşırı sıcaklara karşı kalp-damar, astım ve hipertansiyonlu olanlar ile yaşlı ve bebeklere çok dikkat edilmeli, basın organları ve yetkili kurumlar tarafından yapılan uyarılara uymaya özen gösterilmelidir |
Tatil Öncesi Önlemler |
09-06-2012 | #6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Tatil Öncesi ÖnlemlerDenizde kramp girerse ne yapılmalı? Kaslarımız yürüme, koşma gibi her türlü hareketi yapabilmesi için, iskelet sistemine en çok yardımcı olan, en önemli hareket sistemi organlarıdır Vücudumuzun her yanı kaslarla kaplıdır Kaslarımızın bazıları bizim isteğimiz ile çalışırken, bazıları ise bizim isteğimiz dışında çalışırlar Bazen bir, bazen birden fazla kas demetinde birden görülebilen, kısa, bazı durumlarda 5-10 dakikaya varan istemsiz kasılmalara kramp ismi verilir Kas krampları genellikle yoğun egzersizler ve dinlenme pozisyonlarında ortaya çıkar Kas krampları; ani başlayan ve kişiye oldukça fazla acı veren kas kasılmalardır Kramp giren uzvumuz oldukça gergin ve dokunmaya karşı bile aşırı duyarlıdır Kramplar yoğun egzersiz esnasında veya sonrasında meydana gelebileceği gibi şeker hastaları, böbrek hastaları, kalp damar hastalığı olanlar ve gebeler de sıklıkla kramplardan şikayetçidir Böbrek hastalarının krampları diğerlerine göre daha şiddetli olabilir Kas kramplarında mineraller önemli yer teşkil eder Magnezyum, potasyum ve kalsiyum eksiklikleri kramplara zemin hazırlar Kas krampları en çok kaval kemiğinin arkasında bulunan kaslarda meydana gelir Rahatsızlık verici bir durum olan kramplar bazı durumlarda tehlikeli de olabilir Özellikle yüzerken, su içerisinde meydana gelen kramplar, kişinin hareketlerinin kısıtlanması nedeniyle boğulmalara neden olabilir Kramplarda Neler Yapılabilir? Eğer deniz ya da havuzda kramp girmiş ise yapılması gereken tek şey sakin olup, karaya doğru sırtüstü, kendinizi yormadan yüzmektir Panik yapmanız en çok kendinize zarar verir Eğer suyun içinde yanınızdaki kişiye kramp girdi ise siz suyun içinde arkadaşınızın bacağını ovalayarak ya da hafif vuruşlar yaparak rahatlatmaya çalışabilirsiniz Krampların, kişiyi normalden daha fazla yorgun düşüreceği unutulmamalıdır Bu nedenle krampta azalma olmuyorsa vakit kaybetmeden sırt üstü yüzerek karaya ulaşmaya çalışmak, yapılacak en doğru hareket olacaktır Kas krampı geçiren birine yapılabilecek en iyi yardım, öncelikle yardım eden kişinin sakin olmasıdır Gerilen kasları nedeniyle dokunmaya karşı bile aşırı duyarlı olan kişiye nazik ve sabırlı davranmak çok önemlidir Bacağına kramp giren kişiye yardımcı olabileceğinizi söyleyin ve rahatlamasına yardımcı olun Kıyıya ulaştığınızda hastayı düz bir zemine yatırın Bir elinizle kramp girmiş ayağı diğer elinizle hastanın baldırını sıkıca kavrayın Kramp giren ayağı yavaşça eski haline getirmeye çalışırken (yukarı doğru kaldırırken ) baldırına da hafifçe baskı uygulayın Bu sayede bacak ile ayak arasında 90 derecelik bir açı oluşturmuş olacaksınız Bir süre bu pozisyonda durduktan sonra hastanın ayağını ileri ve geriye yavaşça hareket ettirerek krampın azalmasına yardımcı olun Eğer sizin bacağınıza kramp girdi ise ve size yardım edecek biri yoksa ayağa kalkıp, ellerinizi sert bir yere dayayın Kramp giren bacağınızı bükmeden geriye doğru kaldırabildiğiniz kadar kaldırın Bir süre bacağınızı bu şekilde hareket ettirin Diğer bacağınız ile de yaylanma hareketi yaparak kramp girmiş bacağınıza yardımcı olabilirsiniz Krampları önlemek için nelere dikkat etmeli? Uyku dengesizliği, hava değişimi, stres, yorgunluk gibi faktörler, krampın ortaya çıkmasındaki en temel nedenlerdir Kramplardan uzak durmak için aşırı sıcak günlerde sıvı tüketimimize önem vermeliyiz Yaz günlerinde normalden daha hızlı sıvı kaybedeceğinizden, bu dönemlerde daha fazla su, ayran ve meyve suyu tüketilmelidir Asla alkol alarak denize girmeyiniz Alkol kramp riskini daha da artıracaktır Tek başınıza kimseye haber vermeden denizde açılmayınız Vücutta kramp giren bölgeye, pek çok kişinin uyguladığı germe veya iğne batırma, kıl çekme gibi yöntemler ise uzmanlar tarafından önerilmemektedir Boğulma vakalarında ilk yardımın önemi! Suda boğulma yaz aylarında çok sık görülen kazalar arasında yer alır Yüzme bilmeyenler kadar iyi yüzme bilenler de tanımadıkları bölgelerde yüzerken dalga, akıntı ve kramp girmesi gibi nedenlerle boğulma tehlikesi atlatabilirler Suda boğulma, solunum yollarına su girmesi ile meydana gelir ve havanın serbest geçişi engelleyerek akciğerlere ulaşması bloke ederek oluşur Kısaca, vücuttaki oksijen yetersizliğinden ileri gelen bir durumdur Bunları unutmayın! • Boğulmakta olan bir insan yardım için bağıramaz • Denizde veya başka yerde boğulmak üzere olan biriyle karşılaşıldığında ilk önce güvenli bir şekilde çevrede ona ulaşabileceğiniz bir araç arayın • Eğer boğulan kişiye ulaşabileceğiniz uzaklıkta ise suyun kenarına eğilin ya da yere yatın, sıkıca tutunarak ona bir direk, kürek ya da havlu yardımı ile uzanın • Ulaşamayacağınız kadar uzakta ise tahta veya can simidi gibi batmayan bir cismi ona doğru fırlatın • Boğulan kişi ulaşılamayacak kadar uzakta fakat sığ suda ise kendi güvenliğiniz alarak ona doğru hareket edin • Şayet yüzmek durumunda iseniz onu suda gördüğünüz en son yeri aklınızda tutun ve yanınıza mutlaka cisim alın, size sarılmasına izin vermeyin Suda boğulmalarda, boğulma sırasında nefes borusu girişinin kasılmasına bağlı olarak çok az miktarda su akciğerlere girer Bu nedenle bu suyu çıkartmaya uğraşmak zaman kaybıdır Vakit kaybedilmeden hemen suni solunuma başlanmalıdır Boğulmalarda ilkyardım kuralları; • Eğer mümkünse hemen ambulans yardımı istenmelidir (112) • Boğulmalarda ilkyardımın temel amacı, akciğerlere hava girmesini sağlamaktır • Suda boğulmalarda, ağızdan ağza ya da ağızdan buruna solunumun suda yaptırılması mümkündür ve bu uygulamaya su içerisinde iken başlanmalıdır Bu uygulama derin sularda mümkün olmayabilir, bu nedenle kazazede hızla sığ suya doğru çekilmesi gerekir • Kazazede bir kurtarma botuna veya can salına alındığında, eğer giyinik ise suni solunumu zorlaştıracak kuşak, kemer, kravat ve yakası ilikli gömlek gibi giysiler, süratle kişiyi rahatlatacak şekilde çıkarılmalı veya gevşetilmelidir • En kısa zamanda ciğerindeki suyu boşaltmak için zaman kaybetmeden, ağızdan ağza yapay solunuma başlayın Solunum başlayıncaya kadar sürdürün • Kuvvetli suni solunum yapılır, verilen hava içerideki havanın köpürerek çıkmasını sağlar • Soluk verdiği zaman başı yana çevrilir • Kazazedenin üzerindeki ıslak elbiseleri çıkarılır ve bir battaniyeye sarılarak vücut ısısı artırılır Bunları yapmayın! • Kazazedeye kolunuz uzatarak, bir bot yardımı ile ona atabileceğiniz bir cisimle onu kurtarabilecek konunda iseniz sakın suya atlamayın • Boğulmakta olan kişinin size sarılmasına izin vermeyin çünkü sizi de aşağı çekebilir Suyla boğulan kişi akciğerlerinde suyun yol açtığı hasarı değerlendirmek amacıyla mutlaka hastaneye kaldırılmalı ve 48 saat süreyle kontrol altında tutulması gerektiği |
Tatil Öncesi Önlemler |
09-06-2012 | #7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Tatil Öncesi ÖnlemlerTatilde yeme içme rehberi Yiyecek temini ve su kaynakları yolcular için tatilde gereksim duydukları vazgeçilmez unsulardır Asıl problem temiz olmayan içinde parazit, bakteri ve virüs gibi mikrobik canlılar barındıran su kaynakları ile yıkanmamış sebze ve meyveler yolcular için hastalık kaynağı olmasıdır Alınması gereken önlemleri sıralamak gerekirse; •Ellerinizi devamlı olarak temiz su ile sabunlayarak yıkamak birçok hastalığı geçişini engeller •Mikroplu olma olasılığı bulunan yemek ve içecekler tüketilmemelidir •Ambalajlı olarak satılan tüm gıdaların son kullanma tarihlerine dikkat ediniz •Tamamen pişmiş olan ve hala sıcak olan yemekleri tercih etmeli, •Birkaç saattir oda sıcaklığında bulunan pişmiş yiyecekleri yememeli, •Pastörize olmayan (çiğ ) sütleri içmeden önce kaynatmalı, •Güvenliğinden şüpheli olduğunuz içme sularını kaynatınız; kaynatmak mümkün değilse, onaylı ve iyi bakımlı bir filtre ve/veya bir dezenfektan ajan kullanılabilir •Güvenli bir sudan olmayan buzla kullanmamalı •Güvenli olmayan su ile dişler fırçalamamalı •Şişedeki veya paketteki soğuk içecekler, kapalı olduğu müddetçe güvenlidir; sıcak içeceklerde genellikle güvenlidir •Sokak satıcılarından yemek almaktan kaçınılmalı •Sokak satıcıları gibi güvenilir olmayan yerlerden dondurma alınmamalıdır •Şişeden su içilirken dikkat edilmeli şişe kapağı ve ağzı iyice temizlenmeli gerekirse içecek kamış yardımı ile içilmelidir Gidilecek ülaaae özgü yemekler veya fazla karışık beslenme mevcut barsak alışkanlıklarınız etkileyebilir ve ishal ya da kabızlık sorunu yarabilir İshal durumunda vücudun su kaybını dengelemek için bolca temiz su tüketilmeli, kanlı ishalli dışkılama varlığında mutlaka doktora başvurulmalıdır Özellikle riskli bölgelere çocuklarla yapılan yolculuklarda çok dikkatli olunmalı, ishal durumunda hazırlanacak oral dehidratasyon sıvısı ( acil sağlık çantasında bulunur) çocuklara verilmelidir Unutmayın kapalı olduğu müddetçe besinler ve içekler güvenlidir Sokakta satılan yiyecek ve içeceklerin tüketiminin hastalık riskini fazlasıyla arttıracağını unutmayınız Unutulmaması gereken kural: "Kaynatın, pişirin, soyun veya unutun gitsin" Mavi Yolculukta dikkat edilmesi gerekenler Deniz kıyısı çoğu tatilcinin vazgeçilmesizdir Sevimli mayi suyun içerisinde serinleme düşüncesi, çok az kişinin karşı koyabileceği bir durumdur Fakat sular da, sessiz pusuya yatmış tehlikeler olabilir Denizde Güvenlik Tavsiyeleri Yurtiçi veya yurtdışında, güvenliğinizi muhafaza etmek için bu basit tavsiyeleri takip edin: •Alkol veya ilaç etkisinde iken yüzmeyin, •Suyun derinliğini bilmediğiniz bölgesine ilk olarak kafa üstü dalış yapmayın •Güneşlenirken ve yüzerken mutlaka güneş koruyucularını kullanın •Med-Cezir, akıntı ve kirlilik detayları hakkında yerel bilgileri kontrol edin •Tropik bölgelerde barsak veya mesane parazit hastalıkları, suyla temasa bağlı bulaşabilir •Gelişmiş ülkelerde tuzlu sular yüzmek için genellikle tatlı sulardan daha güvenlidir •Denizde yüzeceğiniz zaman, denizanası, mercan, deniz yılanı, köpek balığı ve zehirli balık olma olasılığını ihmal etmeyin •Kanalizasyonla kirlenen kumsallara gitmeyiniz •Kanalizasyonla kirlenen sularla yıkanmayınız •Kanalizasyonla kirlenen suları kesinlikle içmeyiniz Tekne Güvenliği •Tekne pervaneleri, yüzücülerin, su kayakçılarının ve dalgıçların boğulma ve yaralanmasında en önemli etkendir •Kazaya bağlı boğulmanın önlenmesi için su sporlarından önce alkol alınmamalıdır •Teknelerde pervane koruma donanımları kullanılmalıdır |
Tatil Öncesi Önlemler |
09-06-2012 | #8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Tatil Öncesi ÖnlemlerKayak yaralanmaları Önümüz kış, kış aylarında tatilcilerin en çok tercih ettikleri yerler kayak merkezleridir Her sene yanlış malzeme seçimi, dikkatsizliğe bağlı olarak, yüzlerce kayak meraklısı sakatlanıp, ya uzun süre iş güçlerinden geri kalıyorlar ve sonuçları operasyona kadar bile varabilmektedir Bu sene kayak sezonu başlamadan önce bu konular hakkında kısa bilgiler vermek istedik Hepinize sağlıklı, kazasız ve sakatlanmadan geçireceğiniz bir kayak sezonu dileği ile Kayak yaralanmaları ise sportif aktiviteler sırasında oluşan travmalardır Oluşan travma genelde iskelet sistemini, kemik, yumuşak doku ve iç organları içermektedir Bunlar, direkt veya endirekt mekanizmalarla meydana gelmekte ve değişik şekillerde kendisini göstermektedir Bu tür yaralanmalar spor yaralanması olarak kabul edilmektedir Spor yaralanması dediğimiz zaman genelde aklımıza sporu profesyonelce yapanların yaralanması gelmektedir Hâlbuki spor büyük kitlelerce eğlence, sağlık ve vücudu zinde tutmak amacıyla yapılmaktadır Bu noktadan hareketle konuya -spor yaralanmalarına- daha ziyade sporu eğlence amaçlı olarak yapanlar açısından bir yaklaşım getirmek istiyoruz Beyaz karlar ve nefis dağ havasıyla tam anlamıyla bütünleşmemizi sağlayan bir spordur kayak Her türlü tabiat güzelliğiyle herkesi kendine hayran bırakan Türkiye'de, kış sporları da tatilcilerin yoğun ilgisiyle karşılaşmaya başladı Karla iç içe yaşamayı sevenler, şehir gürültüsünden uzaklaşmak isteyenler, tatili hem spor hem de eğlenceyle değerlendirmeyi düşünenlerin ilk tercihi dağların dorukları oluyor Kayak sporuna ilgi duyanların bazı kurallara uymalarının şarttır Her sporda olduğu gibi kayak sporunda da bazı sakatlıkların oluşabildiğini unutulmamalıdır Kayak yapanlarda en sık yaralanma görülen bölgenin diz, snowboard yapanlarda ise el bileği bölgesinde meydana gelmektedir Kayak ve diğer kış sporu yaralanmalarını omuz bölgesindeki yaralanmalar, kolun yukarı bölümündeki yaralanmalar, dirsek yaralanmaları, ön kol yaralanmaları, el bileği yaralanmaları, el ve parmak yaralanmaları, sırt yaralanmaları, kalça ve eklemi ve kasık yaralanmaları, uyluk yaralanmaları, iz yaralanmaları, ayak ve ayak bileği yaralanmaları şeklinde bölgelere göre sınıflamak mümkün Kaymaya başladığınız ilk bir saatlerde daha az riskli yollar ve manevralar seçmek gereklidir İşte kayak yaparken uymanız gereken altın kurallar; Ekipmanlar kayak yaparken çok önemlidir, kendinize ait malzemeler kullanın Kiralamak zorunda kalırsanız malzemenin kendinize uygun olup olmadığını kontrol edin Kayak yaralanmaları sonrasında en sık rastlanılan travmalar düşme esnasında kayakların ayakkabıdan çıkmadığı durumlar sonucu gelişmektedir Kiralık malzeme kullanıyorsanız en ufak bir rahatsızlık ve güvensizlik halinde kiraladığınız yere gidip değiştirmekten üşenmeyin Küçük ya da büyük ayakkabı size o anda önemsiz gibi gözükebilir ancak tatilinizi zehir edecek kadar önemli sonuçlara yol açabilir Vücut ağırlığı ve tecrübe durumunuza göre kayak ekipmanı seçilmeli ve ayarlamalar kişiye özel yapılmalıdır Soğuktan korurken hareketinize engel olmayan elbiseler seçiniz Gözlerinizi güneşten korurken görüşünüzü etkilemeyen gözlük ve maskeler seçiniz Kalabalık pistlerde dikkatli olmak gerekir zira kaza ihtimali daha fazladır Gereksiz ve erkenden kendine fazla güven özellikle acemilerde sık sakatlanma sebep olur Kaymaya başladığınız ilk bir saat daha az riskli yollar ve manevralar seçin Bu süre içinde hem vücut ısınacak hem de kısa bir alıştırma dönemi sonrasında kayak aktiviteniz daha iyi olacaktır Snowboard yapanların özel koruyucu bileklikler takmalı önerilir Alkollü olarak kayak yapmak kaza ve sakatlanma riskini arttıracaktır Yorulduğunuzda mutlaka ara verin, kayağın verdiği zevk her zaman sizi biraz daha kaymaya zorlayacaktır Başkalarını tehliaaae atacak hareketlerden kaçınmalıdır Güvenli ve daha sakin yolları tercih edin Birisini geçerken, tahmin edilmeyen hareketlere karşı yeterli mesafe bırakın Özellikle dar geçitlerde durmayın Durmak zorunda kalırsanız iyice kenara yanaşın Her türlü uyarı levhasını dikkate alın Unutmayın, bu uyarılar uzun süren tecrübeler sonucu ortaya çıkmıştır Hangi kayak boyu en uygundur? Yüksek hızlarda dönüşler yapmaya başladıkça, daha uzun kayaklar kullanmak isteyebilirsiniz Uzun bir kayak daha fazla denge sağlar ve kenarları daha iyi kavrar Yüksek hızlarda kaymak için en ideal kayak dev bir slalom kayağıdır Ancak şekilli kayak teknolojisinin ortaya çıkması ile birlikte genel kayak boylarında kısalma olmuştur Örneğin, daha önceleri kayaklar boyunuzdan yaklaşık 30- 40 cm daha uzun seçilirken, yeni teknoloji ile birlikte boyunuzdan sadece 10- 15 cm uzun olan kayaklar kullanılmaktadır Kısmen daha yavaş hızlarda kaymak ve dönüşlere kolayca alışmak için, kendi boyunuz ile aynı ölçüde şekilli bir kayak deneyin Lokal Soğuk Yaralanmaları Soğuk nedeniyle oluşan yaralanmaların çoğu vücudun açıkta kalan yerlerinde olur Lokal yaralanmaların şiddetini etkileyen faktörler şunlardır: • Maruz kalınan ısı, • Rüzgarın hızı, • Sıkı giysi, ayakkabı ve dolaşımı kısıtlayan başka nedenler, • Yorgunluk, • Kötü beslenme, • Alkol ve uyuşturucu kullanımıdır Alkol, ciltteki damarları genişleterek geçici sıcaklık hissine yol açar ama aynı nedenle soğuk ortamda alkol alımında dikkatli olunmalıdır Hipotermide, kan iç organlara çekileceği için vücudun uç kısımlarında soğuk yaralanması riski artar Aynı hastada hem lokal, hem de sistemik etkilenmeyle karşılaşabilirsiniz En ciddi lokal soğuk yaralanması olan "donuk"ta ise dokuların donması sonucu hücrelerin öldüğü ve kangren gelişen bölgenin cerrahi olarak alınması şarttır Donma vakalarında ilkyardımın önemlidir, öncelikle yüzük, saat ve bilezik gibi takıların çıkartılması, ayaklarda donma olması halinde kesinlikle yürünmemesi, donmuş bölgenin kuru ve yün bir bezle sarılması gerekir Donmuş bölgenin asla alev veya da ateşe tutulmaması ve sıcak suya sokulmaması konusunda sıkı uyarılar vardır İlkyardım: • Hastayı soğuk ve ıslak ortamdan uzaklaştırın • Sıcak ellerinizle ya da nefesinizle etkilenen bölgeyi ısıtmaya çalışın • 112’yi arayarak hastayı en kısa sürede Acil Servis’e ulaştırın Donuk: En ciddi lokal soğuk yaralanması olan donukta, dokular gerçekten donar ve hücreler ölür Kangren gelişirse ölü dokuların cerrahi olarak uzaklaştırılması gerekir Daha az zarar oluşsa da yaralı bölümde kalıcı değişiklikler olur Belirtileri: • Kızarma, • Ağrı, • Sertlik, • Donma hissi İlkyardım: • Yüzük, saat, bilezik gibi takıları çıkarın • Donmuş organ aleve, ateşe tutulmaz Aşırı sıcak suya sokulmaz Donmuş kısımların yeniden ısıtılması için araba egzosu veya doğrudan doğruya ateş kullanılması, hassas dokularda daha fazla hasara yol açacaktır • Hastayı soğuk ve ıslak ortamdan uzaklaştırın Kuru ve yün bir bezle bu organı sarın Şişmeye karşı, bu organı yukarıda tutun • Ayaklarında donma varsa, asla yürütmeyin Sedye ya da sırt tahtası ile taşınmalıdır • Sıcak ellerinizle ya da nefesinizle etkilenen bölgeyi ısıtmaya çalışın • 112’yi arayarak hastayı en kısa sürede Acil Servis’e ulaştırın Soğuğa maruz kalma: hipotermi Soğuktan kaynaklanan en yaygın iki rahatsızlık hipotermi ve lokal donmalardır Hipotermi vücut iç ısısının normalin altına düşmesi, lokal donma vücudun belli bir bölgesindeki hücrelerin donmasıdır Bu rahatsızlıkların önlenebilmesi ve giderilebilmesi için öncelikle ısısının nasıl üretilip kaybedildiğini ve insan vücudunun soğuğa tepkilerini bilmek gerekir Vücut ısısı düştüğünde (hipotermi) ilk önce zihin bulanması daha sonra bilinç kaybı gerçekleşir Buz üzerinde patenle kaymak, kayak yapmak veya balıkçılık yapmak gibi kış faaliyetleri ile uğraşan kimseler, vücutlarının suyla ıslanmamasına dikkat etmelidirler Donma ısısındaki sulara kaza sonucu düşülmesi çok tehlikelidir, çünkü ortalama öldürücü ıslanma zamanı (ölmesine yol açacak zaman) çocuklar ve birçok yetişkin için 30 dakikadan azdır Eğer eksersizden sonra ve yemek yemeden az miktarda bile olsa alkol alınırsa hipoglisemi oluşabilir Bu durum zihin bulanmasına ve zaman ve yer kavrama yeteneğinin kaybına, ayrıca ortam soğuksa vücut ısısının hızlıca düşmesine neden olur Aynı anda yeterli miktarda gıda alınmazsa, az miktarda alkol bile uzun mesafeli yüzüşlerde veya kürek çekmek gibi uzun ve zorlu su sporlarından sonra çok tehlikeli olabilir İnsanın soğuğa karşı olan en etkili önlemi zekasıdır 28°C `nin altındaki sıcaklıklarda insan vücudu üretebildiğinden daha fazla ısı kaybetmeye başlar İnsanlar soğuk ortamlarda zekâlarının ürünü olan giysi ve barınak gibi önlemlerle dış ortamdan kendilerini izole etmeye çalışırlar Bilgili ve mantıklı olmak soğuk hava şartlarında daha da önem kazanır Tehlikeli durumlar önlem alınabilecek kadar önceden fark edilebilmeli ve daha da önemlisi her koşula hazırlıklı olunmalıdır Hipotermi ölümlerinin çoğu geçiş mevsimlerinde kişilerin şartların değişmesine hazır olmadığı durumlarda gerçekleşmektedir Hipotermi ve donma, dağcıları, erken baharda hayvanlarını otlağa çıkaran çobanları, göreve giderken karda mahsur kalanları, nöbet tutan askerleri, sokakta yaşayan evsizleri tehdit ediyor en çok Hipotermi vücudu genel olarak etkiliyor, donma ise genellikle ayak ve el parmakları, burun ucu, kulak gibi organlarda meydana geliyor Gerek hipotermi gerekse donmayla baş etmek, kötü sonuçlarından korunmak hepimizin alabileceği basit önlemlerle mümkündür Hipotermiye girenlerin vücut ısısının birden bire artırılmaya çalışılması yanlış Bu durumdaki bir insanın öncelikle ıslaksa elbiseleri çıkarılmalı ve vücudu rahatlatılmalı Vücudun soğuk :-):-):-):-)llerle teması kesilmeli Varsa kuru bir şey (elbise, battaniye olabilir) üzerine yatırılmalı Hasta sarılmalı Ancak vücut birdenbire ısıtılmaya kalkışılmamalı Bu yarardan çok zarar veriyor :-):-):-):-)bolizma karşı reaksiyon gösteriyor, ölüme bile yol açabiliyor Yaşlılar, çocuklar, kalp ve damar hastaları, şeker hastaları hem hipotermi hem de donma açısından daha büyük risk altında Bu yüzden soğuk günlerde dar elbiselerden kaçınmalı Damar sorunları olanlar soğuğa mümkün olduğu kadar maruz kalmamalı İlla soğukta bulunulması gerekiyorsa hareket etmek, ellerin ovuşturulması, kaslardan enerji çıkmasına dolayısıyla ısı kaybını yerine konulmasına yardımcı oluyor Aşırı soğuğa maruz kalmanın veya vücut ısısını düşüren diğer nedenlerin giderilmesinde giysi ve barınak kadar hareketin de ısıyı arttırıcı rolü var Hareketlilik dolaşımı hızlandırıyor Hipoterminin başlangıcındaki uykuya eğilim ve eylemsizlik, zorlu kas hareketleriyle aşılmalı Özellikle dinlenme anında ve uykuda vücut hissedilmeden ısı kaybediyor Isı kaybı, vücudun uykuda :-):-):-):-)bolizma hızını düşürmesiyle hayati önem kazanıyor Kış uykusuna yatan bütün memeliler, vücut yüzeylerini küçülterek ısı kaybını engellemeye çalışıyor İnsan da soğuğa maruz kaldığında örneğin uykuda üstünü açtığında büzüşür İşte hipotermi hissedildiğinde vücut yüzeyini küçültmek de önem taşır • Soğuk ortamda rüzgardan kaçın Kapalı yerlerden çıkmayın • Yeterli derecede sıvı almazsanız kan koyulaşır Bol, sıcak sıvı alımı donmayı geciktirir Özellikle şekerli içecekler kas hareketlerini motive ettiği için donmayı engeller • Soğuk, kalori harcanmasını artırır Bol kalorili (örneğin karbonhidratlı, şekerli) gıdaları tercih edin • Bol ayakkabı giyin Ayak parmaklarınız ayakkabınızın içinde rahatça oynayabilsin Kat kat çorap giymeyin Bir ince ve bir de kalın çorap yeterli • Çok katlı ve bol giysileri tercih edin ki vücut ısınız içinde dolabilsin • İki parmak eldiven giyin Parmakların bir arada olması nedeniyle beş parmak eldivenden daha sıcak tutar • Uzun süre hareketsiz kalmayın • Alkol kesinlikle içmeyin Çok tehlikelidir Hipotermiyi artırır Kısa süre ısıyı artırıyor ancak hemen sonra zararlı etkisi ortaya çıkıyor • Hipotermiye maruz kalanlara soğuk içecek verilmemeli Bilinç açıksa sıcak sıvılar ağızdan içirilmeli Bilinci kapalıysa damar yoluyla verilecek sıvılar yine ısıtıcıdan geçirilmeli • Hipotermiye maruz kalanlar birdenbire ısıtılmamalı Kapalı bir ortamda, giysileri çıkarıldıktan sonra varsa uyku tulumuna alınması en uygun ilkyardım yöntemi Hatta giysilerini çıkarmış birinin hipotermiye girmiş kişinin yanına, uyku tulumuna girmesi ısı transferine yarar • Hipotermiye giren kişi kademeli olarak ısıtılmalı Birden sobanın dibine oturtulmamalı Oda sıcaklığı yeterlidir • Büyük damarların geçtiği yerlere (koltuk altı, kasıklar) içinde sıcak su bulunan (en fazla 35- 40 derece) şişe veya termofor konması işe yarar Yükselik Hastalığı (Akut Dağ Hastalığı) Yükseklikler, cezp edici güzellikleriyle her yıl onbinlerce dağcı ve doğa maceracısını kendisine çeker Son yıllarda doğa ve dağ sporlarının, alternatif turizm arayışında olan geniş kitlelerin beğenisine sunulması bu çekiciliği bir kat daha artırmıştır Yüksek irtifa hastalıklarından bahsetmeden önce, yüksek irtifa tanımına bir bakmakta yarar var Birçok kaynakta da belirtildiği gibi yüksekliklerin derecelendirilmesi şöyledir: - Yüksek İrtifa 2500 – 3500 metre - Çok Yüksek İrtifa 3500 – 5500 metre - Ekstrem Yüksek İrtifa 5500+ metre Dünya üzerindeki yerleşimlerin büyük çoğunluğu, ortalama olarak 1500 metre altında yer alırlar Bu yerleşimlerde ve 2500 metreye kadar, yükseklik nedeniyle kişiye problem yaratacak kadar çabuklukta vücutta bir takım değişiklikler olmaz, ya da adaptasyon mekanizmaları her türlü aktivitenin süratle üstesinden gelir Görece daha alçaktan yüksek irtifaya çıkış sırasında, vücudun karşılaşabileceği problemleri daha iyi anlamak, bunlardan sakınmak ya da zamanında gerekli uygun tedavileri yapabilmek için, yükseklere çıkıldıkça vücudumuzda ortaya çıkan ve gelişen olayların fizyolojik seyrini bilmekte yarar var Yukarıda da değinildiği gibi, artan yüksekliklere vücudun adaptasyonu işlemine verilen isim "aklimatizasyon"dur Aklimatizasyon, vücudun kendini azalan oksijen miktarına ayarlaması işlemidir Birkaç günde gerçekleşen, yavaş bir olaydır Yüksek irtifaya çıkan herkeste görülen belli normal fizyolojik değişiklikler: • Hiperventilasyon (hızlı nefes alma) • Eforla tıkanma • İdrarda artma • Gece solunum ritminde değişme • Gece sık uyanma • Garip rüyalar Atmosfer tabakasında yükseklere çıkıldıkça, havadaki oksijen konsantrasyonu hala %21 olmasına rağmen barometrik basınç düşer ve her bir soluk giderek azalan miktarda oksijen molekülü taşır Bu sebeple, oksijen temin etmek için daha fazla gayret sarf edilmesi gerekir, ki bu da daha hızlı solumayla mümkün olur Bu durum özellikle efor ile belirgin hale gelir (örneğin yokuş yukarı yürümek gibi) Eforla tıkanma, dinlenmeyle çabucak rahatlamak kaydıyla normal bir olaydır Ancak ne yazık ki yükseklik macerasında herkes eşit derecede şanslı olamamaktadır İnsan vücudunun yüksek irtifalara vereceği tepki, önceden kestirilemeyeceği gibi, kişiden kişiye de büyük farklılıklar gösterir 1500–3500 metre yüksekliklerde, eksersiz toleransı düşer ve nefes alma sıklığı yükselir 3500–5500 metre yüksekliklerde, hipoksi gelişir ve yükseklik hastalığı oluşabilir Hızlı yükselme akut hipoksiye yol açabilir: ilgili kişi bayılır ve bilincini yitirebilir Akut dağ hastalığı yüksek yerlerde 1–6 saat sonra ortaya çıkar İlk önce baş ağrısı ve bunu müteakiben iştahsızlık, mide bulantısı ve kusma, uyuyamama, yorgunluk, bitkinlik ve hassasiyet halleri görülür Akciğer ve beyin ödemi oluşmasından dolayı bazı vakalarda sonuç ölümcül olabilmektedir Kalp damar rahatsızlıkları veya akciğer hastalıkları ya da anemi öyküsü olan kimseler yükseklik değişimlerine karşı çok duyarlıdır ve bu olay bu kimseler için çok tehlikeli ve hatta yaşamı tehdit edici boyutlarda olabilir Aklimatizasyonun, tırmanış programının belirgin derecede gerisinde ve yetersiz kalmasıyla çeşitli belirtiler ortaya çıkar Akut Dağ Hastalığı, vücudun, mevcut yükseklikteki düşük oksijen şartlarına uyum sağlayamadığının bir göstergesidir Yükseklik hastalığıyla ilgili altın kurallar Kimler Akut Dağ Hastalığına yakalanabilir? Yüksek irtifaya tırmanan herkes bu riski taşır Hastalık birincil olarak tırmanış hızı ile ilişkilidir Kimin bu hastalığa aday olduğunu önceden tahmin etmenin bir yolu yoktur ki bu da bize ilk altın kuralı öğretir: Altın Kural I Yükseklik hastalığına yakalanılabilir Ancak bu bir ölüm nedeni olmamalı! Bu kuralı çiğnemeyin! Akut Dağ Hastalığına herkes yakalanabilir Yaşa, cinsiyete, fiziksel form durumuna veya önceden yüksek irtifa tecrübesi bulunmasına bağlı bir görülme sıklığından bahsetmek mümkün değildir Eğer ne yapacağınızı biliyorsanız, hastalığın hayatı tehdit eden şiddetli formlarından kendinizi koruyabilirsiniz Altın Kural II Yüksek irtifada ortaya çıkan herhangi bir hastalık aksi kanıtlanana dek yükseklik hastalığı olarak kabul edilmelidir Akut Dağ Hastalığını fark edebilmelisiniz! Yeni başlamış bir tırmanışta 2500 m'nin (8000 feet) üzerinde baş ağrısı ile birlikte aşağıdaki belirtilerden bir veya birkaçı ortaya çıktıysa, Akut Dağ Hastalığını düşünmelisiniz: İştah kaybı, bulantı veya kusma Bitkinlik veya güçsüzlük Baş dönmesi ve göz kararması Uyumakta güçlük Zihin bulanıklığı Yürürken sendeleme Oldukça fazla sayıda insan yüksek irtifada görülen baş ağrısının "normal" olduğunu düşünür Oysaki bu durum çoğunlukla yükseklik hastalığına bağlıdır Akut Dağ Hastalığına yakalanabileceğinizi kabullenmelisiniz! Akut dağ hastalığından nasıl korunabilirsiniz? Akut Dağ Hastalığından korunmanın anahtarı, vücudunuzun aklimatize olmasına imkân sağlayacak akılcı bir tırmanış programı uygulamaktır Her bünye ayrı hızda ve sürede aklimatize olur, bu yüzden konu ile ilgili mutlak kriterler konamaz Ancak yine de genel olarak aşağıdaki öneriler birçok kişinin kendisini Akut Dağ Hastalığından korumasına yardımcı olabilir 3000 metrenin (10,000 feet) üzerindeki yüksekliklerde, her 300 metre (1000 feet) yükselişte bir gece geçirmeli, her 1000 metre (3000 feet) yükselişte ise aynı yükseklikte ikinci bir gece daha geçirmelisiniz Akut dağ hastalığı durumunda ne yapmalısınız? Daha fazla yükselmeyin! Bu basit kuralın çiğnenmesi ölümle sonuçlanabilir Altın Kural III Akut Dağ Hastalığı belirtileri varsa asla tırmanışa devam etmeyin Durumunuz daha da kötüleşebilir ve hayatınızı kaybedebilirsiniz Konu son derece önemlidir, zira bu durumda iken, daha yüksek irtifaya yapılan bir gündüz yürüyüşü dahi büyük risk taşır Lütfen belirtiler tamamen geçinceye kadar olduğunuz yerde kalın Tüm belirtilerin geçmesi, aklimatize olduğunuzun bir işaretidir Artık tırmanmaya devam edebilirsiniz Ancak akıllıca olanı belirtiler ortaya çıktığında tırmanışı kesip tekrar alçalmaktır Bu, hastalığın iyileşmesini hızlandırır Altın Kural IV Durumunuz kötüleşiyorsa, bir an önce inin SABAHA KADAR BEKLEMEYİN En az, son olarak uyandığınızda kendinizi iyi hissettiğiniz yüksekliğe kadar inin Altın Kural V Akut Dağ Hastalığı olan birisini asla yalnız bırakmayın Akut Dağ Hastalığı olan bir kişinin durumu daha kötüye gidebilir ve iniş için birilerine ihtiyacı olabilir veya hastalıklarının kötüye gittiğini kendi başlarınayken farkedemeyebilir Kaçınılması gerekenler Bazı ilaçlara bağlı olarak solunum depresyonu (solunumun yavaşlaması) ortaya çıkabilir ve bu durum da yüksek irtifalarda sorun yaratabilir Aşağıdaki ilaçlar bu tür durumlara yol açabileceğinden, yükseklik hastalığı olan bir kimse tarafından asla kullanılmamalıdır (Çelişkili olmasına rağmen, aynı ilaçlar sağlıklı kişilerce emniyetli bir şekilde kullanılabilir) Alkol Uyku hapları Narkotik ağrı kesiciler (olağan dozun üzerinde kullanım) Yüksekliklere Alışmamış Yolcular İçin Önlemler • Mümkünse yüksekliklere doğrudan tırmanmayınız Akut dağ hastalığını önlemeye yardımcı olması için 2500- 3000 metre yükseklikte 2-3 gecelik bir mola veriniz • Yüksek yerlere ancak doğrudan gidilebiliyorsa, yolcu oraya vardıktan sonra aşırı güç harcamak, ağır yemekler yemek ve alkol kullanmaktan kaçınmalıdır • Fazla yüksek bölgelere seyahat eden (> 3000 metre) yolcular koruyucu ilaçlar (ör asetazolamit) almayı düşünebilirler • Yüksek yerlere tırmanmayı veya dağ yürüyüşü yapmayı düşünen yolcuların aşamalı adaptasyona ihtiyaçları vardır |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|