Eşi Vefat Eden Kadınlar

Eski 09-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eşi Vefat Eden Kadınlar



Korkularıyla yüzleşmeli Eşini kaybeden bir insan bir taraftan yarım kalmış işlerle, planlarla karşı karşıya kalırken diğer yandan da yaşadığı olaydan kaynaklanan üzüntüler, korkular ve heyecanlarla yüzleşmek durumundadır
Suçluluk duygusu hissedilir
Kadın erkek herkes için katlanılması güç olan bu durum, kadınlara yüklenen toplumsal rolün etkisiyle daha da zorlu bir hale bürünüyor Böyle bir olaydan sonra kadınların en çok hissettikleri duygulardan biri suçluluk duygusudur Eşi vefat eden bir kadına gülmek bile suç gibi gelir Etrafındaki insanların kendisinden -televizyon seyretmemek, eğlenmemek, nikah yüzüğünü takmaya devam etmek gibi- birtakım beklentilerinin olduğunu ve çevresindekiler tarafından her hareketinin izlendiğini düşünür Gerçekten de toplumda böyle bir eğilim vardır Çevrenin geride kalan eşi sahiplenmesi aslında kendiliğinden kötü bir şey değildir Ancak bu sahiplenme baskı ve kontrol biçimde gelişiyor ya da o şekilde algılanıyorsa sorunu büyütmekten başka bir şey yapmaz
Depresyona sık rastlanır
Vefatın ardından geride kalan kişinin yaşamı bu olayı kabullense farklı, kabullenmese farklı şekilde seyreder Eşleri vefat eden hanımlarda depresyona çok sık rastlıyoruz Depresyonu muhakkak terapitik bir yaklaşımla aşmak gerekir Sadece ilaç gerekecek derinlikte bir depresyon da yaşanabilir ama yardım almak çok önem taşır Çünkü eşini kaybetmesi insanın hayatını derinden etkileyen ve kendisine yeniden bir yol çizmesini gerektiren bir durumdur
Matem Dönemi
Ölüm gibi travmalara yol açacak olaylarla baş etmede insanın daha önceki kişilik birikimleri ön plana çıkar Böyle bir durumda matem doğal bir tepkidir Bir insan sevdiğini kaybettiği için travma geçirecek, ona karşı yoğun bir özlem duyacak, onunla ilgili bir örselenme yaşayacaktır
Matemi yaşamak, cenazeye katılmak, kabristana gitmek, matem elbiseleri giymek, ağıtlar yakmak vs aslında ruh sağlığı açısından faydalı şeylerdir Çünkü acıdan kaçmamak, acıyı zamanında yaşamak gerekir Acı zamanında yaşanmadıysa duyguları bastırmanın sonucu olarak başka ruhsal sorunlar ortaya çıkabilir Matemi vaktinde yaşayıp acıyı tüketmek daha iyidir Acıyla yüzleşen insan zamanla bunu gerçekçi bir şekilde göğüsleyip aşabilecektir
Stres bozuklukları yaşanabilir
Bu dönemde sık sık eşini, onun ölümünü rüyasında görenler, iştah kaybı, kilo kaybı, uyku düzeninde bozulmalar yaşayan kişiler olur Bunların dışında sürekli o konuyu düşünme, korkularda artış (yere bir şey düşse hemen irkilme, sıçrama) gibi stres bozuklukları yaşanabilir
Yalnızlık duygusu yaşanır
Eşi vefat etmiş kadınların hissettiği duygulardan bir tanesi de yalnızlık duygusudur İnsan ölümden çok ayrılık nedeniyle acı çeker Sevdiğine ulaşamamanın verdiği ayrılık duygusunu doğru yönetmek gerekir İnsanın ileride eşine kavuşacağına ilişkin sağlam bir inancı olan varsa rahatlaması çok daha kolay olacaktır
Ruhsal olgunluk
Bu türden olaylarda kişinin ruhsal olgunluğa erişmiş bir insan olması önem taşır Kişinin ruhsal olgunluğuna göre verdiği tepkiler değişir Bütün sorun, yaşam felsefesini hayatın yeni akışına uygun olarak değiştirmek, yani kendine uygun yeni stratejiler geliştirebilmektir Bu acıyı yaşayanlar ölümü hayatın kaçınılmaz bir gerçeği olarak kabul etmeli ama bunu bir yok oluş şeklinde algılamamayı başarabilmeliler
Yargılanacağı düşüncesi
Eşlerini kaybeden kadınların hayatlarına devam etmeleri halinde suçluluk duygusuna kapıldıklarını ifade etmiştik Dışarı çıkmak, kuaföre gitmek bile kişinin büyük bir suçluluk duygusu hissetmesine yol açar Gitmek istemez, gitse de insanların kendisini yargılayacaklarını düşünür Eşinin sevdiği yemeği yerken bile kendisini suçlu hisseden insanlar dahi vardır Bütün bunlar insanın eşine duyduğu sevginin derinliğini gösteren şeylerdir ama bir taraftan da hayatın devam etmekte olduğu, varsa insanın çocuklarına karşı sorumlulukları olduğu da unutulmamalıdır
Çevrenin Etkisi Ölümün ardından aileler ve çevre yalnız kalan kadına destek olmalılar Bütün ailenin yalnız kalan kişiye sahip çıkması, hem duygusal hem de ekonomik ihtiyaçlarını karşılamaya çalışması gerekir Bazı kadınlar güçlüdürler, o zamana kadar hiç çalışmamış olsalar bile bir yolunu bulup ekonomik olarak kendilerine yetmeyi başarabilirler İdeal olan da budur zaten Ancak kişi ekonomik ihtiyacını karşılasa bile duygusal bir desteğe ihtiyaç duyacaktır
Büyük kararlar verilmemeli
Böyle bir acıyı yaşayan kişi ilk başta depresif bir dönem geçirir O dönemde muhakeme gücü azalır, sağlıklı düşünüp karar veremeyebilir Kişinin ileride pişman olacağı şeyler yapmaması için depresif ruh halindeyken büyük kararlar vermemesi, hayatının seyrinin nasıl olacağı konusundaki kâr-zarar analizini o dönemi atlattıktan sonraki bir zamana ertelemesi daha doğru olur Matem dönemini yaşayan kişinin yakınlarının bir yandan acıyı paylaşırken diğer yandan da kişiye hayatına çizeceği yön konusunda tavsiyelerde bulunmaları yerinde olacaktır Bu dönem kişinin manevi desteğe en fazla ihtiyaç duyduğu dönemlerden biridir
Sahip çıkmayı abartmamalı
Fakat çevrenin ve özellikle ailenin sahip çıkma işini abartıp kişiyi adeta bir cenderenin içinde hissettirecek tavırlardan kaçınması gerekir Aile büyükleri bazı durumlarda aşırı bir baskı ve koruyuculuk içerisinde kişinin nefes almasını bile kontrol etmek istermişçesine davranırlar Bu tavrın açıklaması da çoğu zaman " Aslında biz sana güveniyoruz ama çevreye güvenmiyoruz" şeklinde olur Kişinin kendisine güvenilmediğini hissetmesi ani kararlar alıp bu duruma son vermeye çalışmasına neden olabilir Kişinin alacağı kararlar, yaşamına vereceği yön ailesinin isteklerini karşılama amacıyla değil kendisi için doğru bir hayat kurma motivasyonuyla biçimlenmelidir
Aile baskı yapmak yerine sevgi ve bağlılığını hissettirmelidir Bir kişiyle hem ilgilenmek hem de aynı zamanda onu özgür bırakmak mümkündür Yakınlar böylesi dönemlere karşı duyarlı olmalı, iyilik yapmak isterken yanlış kararlara vesile olmaktan kaçınmalılar
Ölüme verilen anlam ve yeni dönem
İnsanın ölüme verdiği anlam o insanın hayatının yeni dönemde nasıl şekilleneceğini belirler Böyle bir olay insanın kendisini tanıması ve kendini geliştirmesi için bir fırsat da olabilir İnsanın yaşadığı travma onun yaşam felsefesini doğru ve güzele götürebilir
Ölüme gösterilen ilk tepki kadere isyan ve bunu kabullenememe şeklinde olur Ölümü bir son, bitiş gibi algılayan insanın bu acıyı yaşaması ve onun üstesinden gelmesi çok zordur "Öldükten sonra yok olup gitmeyecek, toprakta çürümeyeceğiz Bu sadece bir boyut değişimidir Ölüm tesadüfi, başı boş bir olay değildir Hayatı veren de alan da aynı kudrettir" diye düşünen kişi ölüm acısını da ölümle ilgili korkuları da daha rahat atlatır
Geçmişte Yaşarlar
Çok sevdikleri birini kaybedenlerin en çok yaptıkları hatalardan birisi geçmişte yaşamaktır Kendi kendine "acaba"lar "keşke"ler ile geçmişle hesaplaşarak, "Doktor öyle yapmasaydı, böyle yapmasaydı Keşke ameliyat olmasına engel olsaydım" deyip durmanın hiçbir faydası yoktur İnsan düşününce kendi hayatındaki ufacık şeylere bile hakim olamadığını görür Başımıza böyle bir olay geldiyse, artık kaçınılmaz olan bu gerçeği kabul etmekten başka yapılabilecek bir şey yoktur
Bağlanma korkusu yaşarlar
Bu dönemde tekrar birine bağlanma korkusu söz konusu olabilir Yeniden aynı acıyı yaşamaktan korkan kişi bundan sonra hiç kimseye bağlanmamaya, kimseyi hayatına almamaya çalışabilir Bu şekilde aynı acıyı yeniden yaşamamak için kendince bir çare bulduğunu düşünür Ama tabii ki bu, gerçek bir çözüm değildir
Matem dönemini atlatan kadın bir yol ayrımındadır Kendisine yeni bir hayat kurması gerekir Hangi yolda yürüyeceğini belirlerken kendi önceliklerinin ne olduğunu ortaya koymalıdır Bu olayda doğru tek değildir Kişiye göre, kişinin hayata bakış açısına göre bulunacak çözüm değişir
Öncelikler belirlenmeli
Bazıları "Ben artık sadece çocuğumla birlikte bir hayat geçirmek istiyorum" derler Bu bir tercihtir ve kimi insanlar bu şekilde mutlu olabilirler Kişi kendisinin ve çocuğunun ihtiyaçlarını karşılayabiliyor ve bu şekilde mutlu olabiliyorsa bu seçime saygı duymak gerekir Önemli olan hayatı yeni şartlara göre yeniden düzenleyebilmek, kendi önceliklerine göre yeni bir hayat kurabilmektir
Ani kararlar verilmemeli
Bazı insanlar ise tercihlerini evlenme yönünde kullanabilirler Çocuklarının yanı sıra bir hayat arkadaşına da ihtiyaç duyarlar Böyle bir insana "Evlenmeyeceksin" demek doğru değildir ancak onu doğru evliliğe yönlendirme konusunda bir şeyler yapılabilir Evlilik kararı alacak kişiler, bazı sorunlardan kaçmak için evlenirken yeni sorunlarla karşı karşıya kalabileceklerini de unutmamalıdırlar Evlenilecek kişi yeni sorunları beraberinde getiriyor olabilir Evlenmeye niyetlenen kişi buna hazır olup olmadığını iyice tartıp düşünmelidir Sorunlardan yılıp ani bir karar vermemek gerekir Kişi kararını vermeden önce çevresindeki güvendiği kişilerin fikrini almalı fakat sonuçta bunları bir süzgeçten geçirerek kendi kararını kendisi vermelidir
Matem yaşanmalı ama bitmeli
Matem dönemi yaşanmalı ama bütün bir ömür de matem havası içinde geçmemelidir Ölümle yüzleşmek ve ardından gelen duyguları, korkuları yönetebilmek kişinin ruhsal olgunluğuna, ölüme verdiği anlama göre zorlaşır veya kolaylaşır Önemli olan insanın bu durumu kaçınılmaz bir gerçek olarak kabul edip kendi öncelikleri doğrultusunda kendisine yeni bir yön tayin edebilmesidir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.