Selçuk-Efes |
09-03-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Selçuk-EfesSELÇUK-EFES İzmir-Aydın otoyolunun açılmasıyla Selçuk iyice yakınlaştı İzmir’e Selçuk’ta, Türkiyenin en büyük tarihi zenginliklerinden birisini, antikitenin muhteşem kenti Efes’i (Ephesus) göreceksiniz Kısa bir yol olmasına karşın yolda çok mola yeri bulacaksınız Otobüsler de yaz mevsiminde mola verirler Ege’nin sıcağı bunu gerektirir Mola yerlerinin en eskisi ve ünlüsü Yandım Çavuş Varan ve Pamukkale’nin tesisleri de var Mola yerlerinin en ünlü yiyeceği ayran eşliğinde çöpşiş Siz değil ama otomobiliniz mola yerinde veya herhangi bir benzincide duş yapabilir Ege’ye özgü bir buluştur otomobil duşları Kocaman bir duşun altına otomobilinizle giriyor ve suyun altında aracınızı serinletiyorsunuz, parası pulu yok, oto-duş her yerde bedava Yüzyıllar boyunca nice insanın emeği ile yaratılmış, günışığına çıkarılması için de nice emek harcanmış Efes’i gezmek için uzunca bir zaman ayırın Çünkü görülecek çok şey var Kent tarihöncesinde günümüz Selçuk-Çamlık karayolunun batısında, şimdi karada kalan bir yarımada üstünde kuruluyor İÖ2 binde kentin surlarla çevrelenmiş biçimde Ayasuluk tepesi üstüne taşındığı yine kazılar yoluyla anlaşılıyor Hitit çiviyazılı metinlerine göre bu yerleşimin Arzawa krallığının merkezi olan Apasas olması gerekiyor St Jean Kilisesi önünde elegeçen Miken mezarı, kentin 2 bin sonunda dış göç aldığının bir göstergesi Anadolu’nun yerli halkından oluşan Ephesos, İyon göçleri sırasında Ayasuluğ çevresinde, Artemis tapınağı ile birlikteydi Günümüzdeki stadium çevresine konan İyon göçmenlerinin önderi Androklos’un kral Kodros soyundan gelmesi İyonlar için tipik bir söylence Yerli halkla bütünleşen girişken, gemici İyonlar, Artemis tapınağı çevresindeki kenti kısa sürede elegeçirmiş olmalılar Pers işgalinden sonra büyük İskender’in ardından Lysimakhos, kenti 8 kilometrelik surlarla çevrili yeni yerine, Bülbül Dağı ile Panayır Dağı arasına taşıyor Günümüzde gezilen şehir İÖ 3 yüzyıl ile İS6 yüzyıl arasındaki tüm evreleri içerir Hıristiyanlık tarihinde İncil yazarı Havari Yuhanna’nın kente Meryem’le gelmesi ve Küçük Asya eyaletinin belli başlı kentlerine seslenen betikler göndermesi, Aziz Paulos’un ziyareti nedeniyle "Tanrının ikinci eyaleti"nin en önemli kenti sayılmış 6 Yüzyılda Ayasuluk tepesine yapılan Havari Yuhanna Kilisesi yüzünden kentleşme buraya yönlenmiş, limanın çamurla dolmasının ardından kentin ticaret yaşamı ise Neapolis adıyla kurulan Kuşadası’na kaymış Aydınoğulları Ayasuluk’u 1304 yılında elegeçirdiler 1426 yılından itibaren de Osmanlı topraklarına katıldı İşte böylesine uzun, görkemli ve aynı zamanda çileli bir tarihin izlerini görecek; yani binlerce yıllık bir maceraya tanıklık edeceksiniz Şimdi buyurun tarih içinde bir yolculuğa! Önce Türkiye’nin en zengin müzelerinden biri olan Efes Müzesi’ni ziyaret edelim ve ardından gezimize şimdiki Selçuk kent merkezi içindeki kalıntılardan, Ayasuluk’tan başlayalım ARKEOLOJİ MÜZESİ Selçuk’taki Arkeoloji Müzesi Türkiye’nin en önemli ve en çok ziyaret edilen müzelerinden birisidir Ayasuluk ve Efes’ten buluntuların sergilendiği müzede antik kenti gezerken yerinde göremediğiniz bir çok eseri göreceksiniz Antik kentle ilgil imajın zenginleşmesi için mutlaka zaman ayırmalısınız AYASULUK TEPESİ Selçuk kent merkezine yürünerek çıkılacak uzaklıktaki Ayasuluğ Tepesi'nde Selçuk Kalesi yer alıyor Hristiyan efsanesi havarilerden Aziz John’un ( St Jean, Aziz Yahya ) bu tepenin eteklerinde yaşadığını ve İsa’dan 50 yıl sonra da burada öldüğünü söylüyor Mezarının bulunduğu yere IV yy’da bir kilise yapıldı Bugün kalıntılarını gördüğümüz katedral ise 6 yüzyılda imparator Justinianus zamanında yapıldı Katedral Ege’deki en önemli Hristiyanlık anıtı sayılıyor 6 Kubbeli, 130 m Uzunluğundaki haç planlı anıtsal yapının taşlarının ve mermerlerinin bir kısmı yıkılan Artemis Tapınağı'ndan alınmışKapı girişini süsleyen Truva kahramanı Achille'nin ( Aşil ) kabartması buradan çalındı Şimdi Londra'daki Wobburn Abbey Kilisesi'nde Mezar odasındaki Aziz Yahya'nın mermer mezarı da hıristiyanlarca kutsal sayılıyor Mezardan çıkan tozun hastalıklara iyi geldiğine inanılıyor İnananlar mezarın üzerindeki toprağın nefes alır gibi kalkıp indiğini gördüklerini söylüyorlar Kilise avlusundaki terastan Selçuk'u, Artemis Tapınağı'nı ve Ege dinizi'ni birlikte kapsayan panoramik bir manzara seyredebilirsiniz Çok etkileyicidir Tepeyi çeviren surlar Erken Hristiyanlık Dönemi’nde stadionun taşları ile yapıldı Tepenin altındaki İsa Bey Camisi (1375) Selçuklu taş işçiliğinin güzel bir örneğidir Selçuklu döneminden kalan türbeyi de kent içinde göreceksiniz Kent içinde kalan su kemerleri ise Bizans eseri ARTEMISION Kuşadası yolunda Artemision levhasından dönerek dünyanın yedi harikasından biri sayılan Ephesos Artemis Tapınağı’nın bulunduğu yere ulaşılır İonlar geldiklerinde yerli halkın Ana Tanrıça Kybele’ye tapındıkları bu kutsal alanda ilk sunağı MÖ 700 yılında yaptılar Sonra kent büyüyüp zenginleşince çok büyük bir tapınak yapmaya giriştiler Bu muhteşem tapınaktan günümüze sadece tek bir sütun kalabildi Tapınak 55 x 115 m boyutlarında, 127 sütunlu İon tarzında yapıldı Burada "yapıldı" diye bir kelimede özetlediğimiz tapınağı yapılması ise bu kadar kısa sürmedi Tam 120 yılda bitirildi (MÖ 150) Görkemli tapınağın ömrü 200 yıl sonra bir akıl hastası tarafından yakılarak sona erdirildi Eski kent alüvyonların altındadır, toprağın üzerinde kalan tek şey de Artemision’un sütunudur Büyük İskender Ephesos’a geldiğinde tapınağı yeniden yapmak istedi, ama kentin onuruna düşkün halkı bu lütfu kabul etmedi ve kendileri yapıma başladı Eski plana uygun olarak yapılan yeni tapınak 13 basamaklı bir podyum üzerinde 268 m yüksekliğindeydi Hellenistik Dönem’de yapılan bu tapınak da dünyanın yedi harikası arasında yerini aldı MS 263’te Gotlar tarafından yıkıldı Burada altın ve fildişi eserler bulunmuş ve sunak ortaya çıkarılmıştır YEDİ UYUYANLAR Meryem Ana’ya giderken Panayır Dağı eteğinde, Hristiyan olan yedi gencin baskılar karşısında saklandıkları ve 200 sene uyuduktan sonra uyandıkları mağara görülebilir Gençler normal ölümle dünyadan ayrıldıklarında da buraya gömülmüşler Yedi Uyuyanlar Anadolu’da yaygın bir efsanedir Hem Müslüman hem de Hristiyan kültürlerinde yaşar Gezi’de diğer bölgelerde de Yedi Uyuyanlar’a rastlayacaksınız, değişik dini inançlara göre biraz farklılaşmış aynı öyküyü bulacaksınız MERYEM ANA EVİ Efes antik kentin üst kapısının yanından geçilerek çıkılan Meryem Ana ören yerinde, Küçük bir Bizans Kilisesi bulunmaktadır Burada İsa Peygamber’in annesi Meryem’in yaşadığına ve öldüğüne inanılır Hristiyanlar yanında Müslümanlarca da kutsal sayılır ve ziyaret edilir, hastalara şifa aranır, adaklar adanır Kilise’nin Meryem Ana adını alması 431 yılında Efes’te toplanan Ekümenik Meclis’in "Meryem’in İsa’yı Tanrı’nın oğlu olarak doğurduğuna" karar vermesi ile de bağlı olabilir Evin bulunuşu da ilginçtir 1800'lü yılların başında Catherine Emmerich adında ermiş bir Alman kadın ömründe doğduğu yöreden hiç ayrılmadığı halde Meryemana'nın evinin yerini tarif eder 1891'de Henry Jung yönetiminde bir heyet Ermiş Catherine'in tarif ettiği evi aramak üzere Selçuk'a gelirBülbül Dağı'nda buldukları yıkık manastır ermiş kadının tarifine tıpatıp uymaktadır O güne kadar Kudüs'te olduğu varsayılan Meryamana'nın mezarının bu yeni yeri Papalık tarafından da onaylanır Katolikler'in bu inancına karşın Ortodokslar Meryemana'nın Kudüs'te öldüğüne inanıyorlar Aladağ üzerindeki bu küçük kilise (şapel) Hristiyan dünyasınca kutsal sayılan başlıca ziyaret yerlerinden biridir Burayı ziyaret eden Hristiyanlar "Hacı" olurlar Katolik Papa VI Paul ve Papa Jean Paul’un ayrı zamanlardaki ziyaretleri ile ünü daha da artmıştır Her yıl 15 Ağustos’da düzenlenen Meryem Ana ayininin geleneği 1800’lü yılların başına kadar uzanmaktadır Ayrıca her gün 0730 ve pazar günleri de 1030’da ayin düzenlenmektedir Meryemana Evi Selçuk-Aydın karayolundan 7 km'lik bir asfalt yolla, Efes'in Magnesia Kapısı'nın önünden geçerek ulaşılıyor Yol üzerinde bir çok dilde yazılmış açıklayıcı panolar var Bugün gördüğümüz küçük kilisenin ( Şapel ) yeniden inşa edilmiş halidiratak odasının duvarlarında Kuran'da geçen meryem ve İsa ile ilgili yedi sureden ayetler çeşitli dillerde yazılmış olarak görülüyor Odanın pembe mermerlerinin altından geçen kaynak suyu şifalı sayılıyor Yapının önündeki düzlüğün hemen altındaki terasta bulunan çeşmelerden içilebiliyor Çeşmelerin önündeki ağaç da dilek ağacı sayılıyor Ama bu ağaca çaput bağlanmıyor Dilekler modern zamana uymuş, sakız yapıştırılıyor EPHESOS ANTİK KENTİ Şimdi antik Ephesos kentini dolaşmaya başlayabiliriz Ören yerinin iki girişi var, birisi ve asıl kullanılanı na Kuşadası yolundan, diğerine ise Meryem Ana’ya çıkış yolundan gidiliyor Magnesia kapısından (üst kapı) girince önünüze Doğu Gymnasion’u çıkıyor Hamamı, palaestrası (güreş ve beden eğitimi yapılan yer), geniş avlusu ve ders salonları ile bir kompleks oluşturur Biraz ileride solunuzda yanlışlıkla "Lukas Mezarı" denilen anıt mezar, daha ilerisinde de iki çeşme kalıntısı görülür DEVLET AGORASI Devam edildiğinde 160x56 m ölçülerindeki Devlet Agorası’na varılıyor Agora’nın ortasında Mısır Tanrıçası İsis adına yapılmış tapınağın temelleri görülebiliyor Bazilikanın kuzey yönünde odeion (müzik salonu) bulunuyor Odeionun sağındaki kalıntılar Varius hamamlarıdır Odeion’dan batı yönüne ilerlediğimizde üç tarafı sütunlu avlu ile çevrili iki küçük tapınak görülür Tapınaklar Augustus ve Roma’nın kurucu Tanrıçasına adanmışlardır Tapınakların batısında kentin devlet işlerinin görüldüğü prytaneionda kutsal ateş yanardı (Efes müzesi’ndeki iki Artemis heykeli burada bulundu) Devlet Agorası’nın güneybatı köşesindeki çeşmenin ön yüzünü süsleyen heykellerini çoğunu müzede görebilirsiniz Yan tarafında 50x100 m ölçülerindeki sekiz basamaklı tapınak İmparator Damition için yapılmıştı Tapınağın terasının doğusunda dükkanlar sıralanmaktadır Buradaki meydan Domition Yolu ile Küretler Caddesi’ne bağlanmaktadır Yolun üzerinde kemeri görülebilen anıtsal çeşme ile Gaius Memmius anıtı yer almaktadır KÜRETLER CADDESİ Memmius Anıtı’ndan başlayıp Celsus Kütüphanesi’ne doğru eğimli cadde Küretler Caddesi’dir Herakles Kapısı’ndan aşağıya doğru inildiğinde sağınızda Trajan Çeşmesi görülür (MS 102-114) Cadde üzerindeki önemli bir yapı da Hadrian Tapınağı’dır Yazıtından MS 117-138 yılları arasında yapıldığı anlaşılmaktadır Tapınak sonradan yıkılmış ve MS IV yy’da restore edilmiştir Portikonun iç duvarında göreceğiniz dört kabartma süs alçıdan yapılmış kopyadır Asıllarını müzede görebilirsiniz Tapınağın arkasında göreceğiniz Scholastika Hamamları MS 10 yıllarında yapılmış, IV yy’da restore edilmiştir YAMAÇ EVLERİ Hadrian Tapınağı karşısında, Küretler Caddesinin Bülbül Dağı yamaçlarında, zenginlere ait yamaç evlerinin restore edilmiş halini ziyaret edebilirsiniz MS 1 yy’a ait bu evlerin bazıları dört kata kadar çıkıyordu Evlerin zeminleri mozaiklerle, duvarları da freskler ve heykellerle süslenmişlerdi Sadece döneminin değil, bugünün mimari uygulamaları açısından da son derece mükemmel olan evlerde sıcak ve soğuk su kullanılıyor, duvarlardan geçirilen künk borularla bütün evlerin ısıtılması sağlanıyordu Evlerin zemin katlarında misafirler için büyük bir salon, mutfak, banyo, üst katlarda ise yatak odaları bulunuyordu Evlerin ortası aydınlık ve ferahlık hissi uyandıran açık mekanlarla değerlendirilmişti 2 adada yapılan kazıların birincisinde ortaya çıkarılan evlerde taşınabilen bütün eşyalarla, mozaik ve freskler sökülerek müzeye taşındı 2 adada bulunan 6 evin ikisinin koruma çatısı tamamlandı ve ziyarete açıldı 1 adadakilerden farklı olarak bu iki evde mozaik, fresk ve eşyalar yerlerinde bırakıldı Böylelikle evlerin mimari etkileyiciliği kadar, dekorasyon açısından mükemmelliği de gözler önüne serilmiş oldu Bu iki eve, Skolastika Hamamı’nın karşısındaki merdivenli sokaktan ulaşılabilir Evlerin alt tarafında anıt mezar ve Bizans Çeşmesi kalıntıları bulunmaktadır Küretler Caddesi ile bugün de güzelliğini görebildiğimiz mermer caddenin kesiştiği yerde MS 1yy’da yapılıp, V yy’da restore edilmiş olan "Aşk Evi" kompleksi yer alıyor Mermer caddenin başında, Küretler Caddesi ile kesiştiği yerde restore edilerek ayağa kaldırılmış bulunan, antik kentin en güzel yapısı denilebilecek iki katlı Celsus Kitaplığı yer alıyor MS 110 yılında yapılan kütüphanenin döneminin en zengin kitaplıklarından biri olduğu biliniyor Hellenistik dönemde yapılmış Ticaret Agorası 110x110 m boyutlarındadır Kuzey yönü dışında üç yanı dükkanlarla çevrilmiştir Neron döneminde genişletilmiştir Ticaret Agorası’nın arka tarafında Serapis Tapınağı bulunmaktadır (MS 138-192) Bizans Çağı’nda kiliseye çevrilmiştir TİYATRO Panayır Dağı’nı dayanmış 24000 kişilik tiyatro Hellenistik Dönem’de yapılmaya başlanmış, İmparator Claudius zamanında (MS 41-45) genişletilmiş ve Traian (MS 98-117) döneminde tamamlanmıştır Bugünkü gözkamaştırıcılığı tiyatronun yapıldığı dönemdeki ihtişamını ortaya koyuyor ARCADIANE CADDESİ Tiyatronun önünden başlayarak limana (Efes eskiden liman kentiydi) kadar uzanan cadde 11 m genişliğinde ve 600 metre uzunluğundadır Aslında Hellenistik Dönem’de yapılmış fakat Arcadius döneminde yenilenerek onun ismiyle anılmıştır Caddenin iki tarafında mozaik döşeli yaya yolu vardı Sütunlar arasında da dükkanlar yer alıyordu Ortasında dört sütunlu bir anıt yükseliyordu Cadde liman kapısı ile sona eriyordu Caddenin kuzeyinde spor tesisleri yer alıyor Tiyatro tarafında kısmen ortaya çıkarılmış olan Tiyatro Gymnasionu, sağında boydan boya Liman Gymnasionu ve hamamlar uzanmaktadır Gymnasionun arkasında IV yy’da yapılmış Meryem Ana Kilisesi bulunur Kilise ayrı zamanlarda yapılan üç kilisenin eklenmesiyle oluşmuştur Bazilikanın doğusuna din adamlarının konutları yapılmıştı Atriumun kuzeyindeki baptisterium (vaftiz yeri) iyi durumda görülebilmektedir İsa’nın Tanrı’nın oğlu olduğuna resmen karar veren Ekumenik Meclis 431 yılında bu kilisede toplanmıştı Kuşadası yolu tarafındaki kalıntılar Sarhoşlar Hamamı’na aittir Biraz daha ileride Neron döneminde yapılan ve günümüze doğu kapısı ulaşabilen stadion bulunur Sonraki yapı Vedius Gymnasionu MS 150 yılında zengin Vedius Antonius tarafından yaptırılmıştır Gymnasion ve hamamı Efes’in en iyi korunmuş yapılarından biridir EFES’İN KURULUŞ ÖYKÜSÜ Efes’in kuruluşunun öyküsünü tarihin ilk büyük coğrafyacısı Strabon’dan öğrenelim: Efsanevi kral Kodros’un oğlu Androklos ve arkadaşları Anadolu topraklarında kent kuracak uygun yer aramaktadırlar Bunun için Apollon kâhinine başvurdular Kâhin onlara kentin yerini bir balık ve domuzun gösereceğini söyledi Androklos ve arkadaşları o yöne bu yöne at koşturuyorlar, yeri arıyorlardı Bir gün balık avladılar ve pişirmek için ateş yaktılardı ki, balığın biri sıçrayıp çalılıkların arasına düştü Ateşten ve balıktan ürken bir domuz fırlayıp koşmaya başladı Androklos atına atlayıp domuzun peşine düştü Pion (Panayır) Dağı’nın eteğinde vurup domuzu düşürdü Ve o an kâhinin söyledikleri aklına düştü İşte kehanet gerçekleşmiş balık ve domuz kentin kurulacağı yeri göstermişlerdi Kral Kodros buyurdu ve kent oraya kuruldu Resimler Efes arkeolojik açıdan olduğu kadar hıristiyan inancı için de çok önemli bir yer Türkiye’nin en çok ziyaret edilen yerleri arasında her zaman ön sırada Efes Müzesi’nin en değerli eserlerinden ana tanrıça Artemis heykeli Bugünkü Selçuk, Ayasuluk tepesi eteklerinde gelişti Efes Müzesi İsa Bey Camisi, Selçuklu taş işçiliğinin en güzel örneğidir Yedi Uyuyanlar Meryem Ana Evi Küretler Caddesi, Memmios Anıtı’yla başlayıp Celsus kütüphanesine kadar eğimli olarak devem ediyor Celsus Kütüphanesi, mimari ihtişamı yanında kitap zenginliği ile de çağının en büyük bilim ve kültür merkezlerinden biriydi Efes’in görkemli tiyatrosu çok etkileyi Günümüzde de konserler veriliyor Selçuk'ta deve güreşleri Tire’de çocuklar Buharlı Lokomotifler Müzesi |
Selçuk-Efes |
09-03-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Selçuk-EfesCELSUS KİTAPLIĞI MS135 yıllarında Asya Konsülü Julius Celsus Halemaeanus adına oğlu Julius Agiula tarafından Romalı Mimar Vitruoya’ya yaptırılmıştır6092x1672 metre ebatlarındaki dıştan iki katlı içten 15 metre yüksekliğinde tek bir salondan oluşurSalonu çevreleyen 3 katlı galerilerden duvarlara serpiştirilmiş pencerelerden ışık süzülürarka duvardaki bir kapıdan Celsus’un mezarına geçilirCelsus’un burada bulunan heykeli bugün İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir Roma Mimarı özelliklerini tümüyle yansıtan yapının ön cephesinin dekorasyonu devrin en güzel örnekleri arasında yer alırÖn cephe kolonları arasında yer alan 4 kadın heykeli " Akıl " " Kader "İlim " ve " Erdem " öğelerini sembolize ederBu heykellerin orijinalleri bugün Viyana Müzesi’nde bulunmaktadırParşömen rulolarınkitaplıkta nemden etkilenmemesi için iki tarafı tuğladan örülmüş kapalı raflarda korundukları belirlenmiştirBu kitaplık kendi döneminde dünyanın sayılı bilim adamı ve düşünürünün yetişmesine aracı olmuştur |
Selçuk-Efes |
09-03-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Selçuk-EfesHADRİYAN TAPINAĞI Kuretler Caddesinde en güzel yapılardan birisi de Hadrian Tapınağı’dırBu tapınağın geriye cephe alanlığı kalmamıştır Tapınak Korint üsluplu olupgirişte ortada iki yuvarlak sütun ile yanlarda dikdörtgen birer paye yer almaktadırAlınlıktaki temel üzerinde " Hadrian " adı zafer tanrıçası " Tyche " kabartması görülür |
Selçuk-Efes |
09-03-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Selçuk-EfesAYASULUK KALESİ İzmir ili Selçuk ilçesinde St Jean Bazilikası ve İsa Bey Camisi’nin bulunduğu Ayasuluk Tepesi’nde bulunan kale VII-VIII yüzyıllarda Arap akınlarının yörede etkili olması üzerine Bizanslılar zamanında yapılmış ve şehir koruma altına alınmıştır Bu nedenle de StJean Kilisesi’nin bulunduğu alanın çevresi 20 kule ve onları birbirine bağlayan surlarla çevrilmiştir Selçuklular ve Osmanlılar da bu kaleyi onarmış ve daha güçlendirerek kullanmışlardır Kesme taş ve moloz taştan yapılan kale ve surların Ephesos antik kentine yönelik bir de görkemli bir kapısı bulunmaktadır Bu kapıdan içerisine girilen kilisenin duvarlarında ise Troia kahramanlarından Achileus’un yaşamı ile ilgili bir friz bulunuyordu ki bu friz günümüzde Abbey Galeri’sinde bulunmaktadır Kapıdan sonraki Atrium 3470x4700 m ölçüsünde olup arazi konumu buradaki duvarların yükseltilmesi ile giderilmiştir Kalenin anıtsal giriş kapısı dışında biri güneyde diğeri de batıda olmak üzere iki giriş kapısı daha bulunuyordu Kalenin ana giriş kapısı yöredeki Roma yapılarından alınmış taşlarla yapılmıştır Surlar on beş burçla sağlamlaştırılmış olup günümüzde büyük bir bölümü restore edilmiştir A |
Selçuk-Efes |
09-03-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Selçuk-EfesGiriş kapısından dikdörtgen planlı ortasında sekizgen bir havuz olan avluya girilmektedir Avlunun üç yönden revakla kuşatıldığı günümüze gelebilen izlerden anlaşılmaktadır Antik yapılardan buraya getirilmiş 12 sütun bu bölümün revaklarla kuşatıldığının kanıtıdır Geniş kemerlerle birbirine bağlanan bu sütunlar ve duvarlardaki konsollar tuğla kemer izleri revaklarının üzerinin örtülü olduğunu da göstermektedir Caminin ibadet mekânı 1800x4800 m ölçüsünde dikdörtgen planlı olup ortasındaki sekizer metre aralıklarla dizilmiş dört granit sütunla iki eşit sahna ayrılmıştır Bunlar mihrap yönünde dik bir sahınla (transept) kesilmiş ve ortaya çıkan birbirine eşit iki mekân yan yana 900 m çapında yüksek kasnaklı birer kubbe ile örtülmüştür Sekizgen kasnaklı olan bu kubbelerden birincisine Türk üçgenleri ile diğerine de pandantiflerle geçilmiştir Buradaki büyük sütunların antik limanın yanındaki hamamdan getirildiği sanılmaktadır Bu kubbelerin dışında kalan bölümler çift meyilli çatılarla örtülmüştür İsa Bey Camisi Aydınoğulları dönemini yansıtan mimarisinin yanı sıra bezemeleri ile de dikkati çekmektedir Batı cephesindeki pencere ve giriş kapısı üzerinde zengin ve renkli taş bezemelerle karşılaşılmaktadır Ayrıca pencerelerde geçme örnekleri ile düğümlü geçmeler birlikte kullanılmıştır İbadet mekânında mihrap önü kubbesi mozaik çini tekniğinde yapılmış pandantifleri firuze kahverengi ve koyu mavi renkte çinilerle kaplanmıştır Bu çinilerin arasına tuğlaların yardımı ile altı köşeli yıldızlar ve altıgenlerden meydana gelen geometrik bir bezeme meydana getirilmiştir |
Selçuk-Efes |
09-03-2012 | #6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Selçuk-Efesher yeriyle harikaaa gzl paylaşım eline saglık |
Selçuk-Efes |
09-03-2012 | #7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Selçuk-EfesÇok yakınında yaşıyorum ama bir türlü gitmek nasip olmadı |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|