Atatürkün Laiklik Anlayışı |
09-01-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Atatürkün Laiklik AnlayışıAtatürk’ün Laiklik Anlayışı Atatürk, toplumlar için dinin ne kadar önemli olduğunu, onsuz bir milletin var olamayacağını çok iyi biliyordu Bununla birlikte yanlış inançların, boş ve batıl inanışların insanlara büyük ölçüde zarar verdiğini görüyor, ilerlemek ve çağdaşlaşmak için bunlardan kurtulmak gerektiğini düşünüyordu Örneğin o şöyle demiştir: "Her fert din ve diyanetini, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır Orası mekteptir Fakat nasıl ki her hususta yüksek mektep ve ihtisas sahipleri yetiştirmek lazımsa, dinimizin hakikatini tetkik, tetebbu ilmi ve fenni kudretine sahip olacak güzide ve hakiki ulema yetiştirecek yüksek müesseselere sahip olmalıyız " (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, 1959, c 2, s 86; Atatürk'ün Düşünce Yapısı, GTüfekçi, s 117) Atatürk’ün dinle ilgili çalışmalarını ve devrimlerini iki yönde incelemek gerekir: Birincisi toplum için yararlı gördüğü konularda dinin desteğini almaktır Kurtuluş Savaşı boyunca M Kemal Atatürk bu destekten çokça yararlanmıştır Atatürk aynı nedenle Diyanet İşleri Başkanlığını kurdurmuş, böylece din işlerini organize bir hale getirerek kontrol altına almıştır Aynı şekilde Kurankerim’i Türkçe’ye çevirtmiş, açıklamasını yaptırmıştır Bu alanda Atatürk’ün yaptırdığı bir başka önemli çalışma, Peygamberimizin sözlerinin yer aldığı bir hadis kitabını Türkçe’ye açıklamalı olarak çevirtmek olmuştur İkincisi ise: Toplum için zararlı gördüğü dini inanış ve kurumlarla mücadele etmektir Atatürk bu alanda başarı elde etmek için öncelikle direnç noktalarını ortadan kaldırdı Önce din işlerini yönetim işlerinden ayırarak saltanatı kaldırdı Sonra dünyadaki bütün Müslümanların temsilcisi olarak kabul edilen halifeliği kaldırdı Dinin ağırlıklı olarak işlendiği yazılı eserlerle bağı koparmak için Arap elifbasını kaldırarak Latin harflerini kabul ettirdi Tekke ve zaviyeleri kapattırdı Atatürk’ün İslam’ı öven ve önemseyen yüzlerce sözü vardır Ancak o, İslam’ın insanlar tarafından yanlış anlaşıldığını, Osmanlı Devletinin uzun yıllar süren duraklama, gerileme ve yıkılış dönemlerinde çarpıtıldığını, geri kalmışlığın ve tembelliğin aracı haline getirildiğini düşünüyordu Atatürk'ün yaptığı devrimlere bakıldığında, onun laiklik anlayışının "din ve mezhepleri kendi haline bırakıp onları devlet ve yönetim işlerinden uzak tutmak" şeklinde olmadığını görürüz O, dinin bütünleştirici ve düzenleyici rolünü Türkiye Cumhuriyeti devletinin ilkeleri doğrultusunda destekleyen; söz konusu ilkelere tehdit oluşturan yönlerini ise sınırlayan ve kontrol altında tutan bir yol izlemiştir (Anlatım: Dr Ali Kuzudişli) |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|