Cümle Ve Cümlenin Öğeleri |
01-24-2009 | #1 |
Equinox
|
Cümle Ve Cümlenin ÖğeleriCÜMLENİN ÖĞELERİ 1 YüklemCÜMLE Bir duyguyu, düşünceyi, isteği, haberi, durumu, olayı vb ifade etmek için kurulan ve kendi içinde anlam ve yargı bütünlüğü olan sözcüğe veya söz dizisine cümle denir Bugün hava ne kadar güzel! Senin de benim gibi, otobüste, çalan cep telefonun uzun süre açmayanlara, “Şehir magandaları!” diye bağırasın geldi mi hiç? Özellikleri
Ben geldim Ben buraya geldim Ben evden buraya geldim Ben evden buraya koşarak geldim Ben evden buraya kadar koşarak geldim Ben seni görmek için evden buraya kadar koşarak geldim
Öğretiyorum Biz sizinde gelmeyeceğiz Sokaklarda, caddelerde, kaldırımlara park eden otolar yüzünden, yayaların rahatça yürüme imkânı kalmadı artık
¦Yakmaz ¦Sen çok güzel Türkçe biliyorsun ¦Biliyorum CÜMLENİN ÖĞELERİ Öğe: Cümleyi oluşturan bölümlerin her birine öğe denir Anlamlı ve doğru cümleler kurmaya yarayan bölümleridir Bugün / alış veriş yapmak için / çarşıya / çıkacağım
çarşıya / çıkacağım alış veriş yapmak için / çarşıya / çıkacağım Bugün / alış veriş yapmak için / çarşıya / çıkacağım
çarşıya / çıkacağım alış veriş yapmak için / çıkacağım bugün / çıkacağım Bugün alış veriş yapmak için çarşıya çıkacağım zaman amaç yer yapılacak bakımından bakımından bakımından iş İkinci derecede önemli öğe öznedir Sadece yüklemden oluşan cümlelerde bile öznenin varlığı, yüklemin taşıdığı şahıs ekinden anlaşılır Beğendi-k “-k” eki “biz”i karşılıyor Sonra tümleçler gelir ki bunlar zarf tümleci, dolaylı tümleç, edat tümleci ve nesnedir Hiçbir zaman kader bizi senden ayırmasın Zarf tüml Özne nesne dlı tüml yüklem
İsim cümlelerinde tümleçler pek sık görülmezBen / de / bir varisin olmakla / bugün / mağrurum Edat tüml Zarf tüml
Bir dakika / araba / yerinde / durakları Giden geminin arkasından / bakakaldı
Hasretini ben duyarım”
Ben Ankara’ya yerleştim Ankara’ya en geç ben yerleştim
Sorular yükleme sorulup alınan cevaplar yüklemle birlikte tekrar edilmelidir Öğeler bulunurken tamlamalar ve diğer kelime grupları bölünmez Bağlaçlar öğe sayılmamalıdır Bugün alış veriş yapmak için çarşıya çıkacağım Kelime kelime grubu kelime kelime Semt belediyesine bağlı bir sağlık ocağında dolaylı tüml fazla iş özne olmaz yüklem Basit muayenelerin ve müdahalelerin dışında, zarf tüml ya bağlaç hastahaneye dolaylı tüml hasta belirtisiz nesne sevk ederler, yüklem ya bağlaç ölüler için edat tüml defin ruhsatnamesi belirtisiz nesne verirler yüklem Masasında dolaylı tüml bir de bağlaç bunların koçanları özne olurdu yüklem O koçanlardan kopardığım sayfaların arka yüzüne dolaylı t resimler belirtisiz n yapar, yüklem otomobil modelleri belirtisiz n çizer yük ya da bağ ilerde keşfetmeyi umduğum makineler bsiz n uydurur, yük bir de bağ tanıdığım artistlerin, ünlülerin listesini bli n çıkarırdım yük Az sonra zarf t annem özne gelir, yük koçandan , dol t temiz bir sayfa bli n koparır, yük ön yüzünü bli n doldurur, yük gelenin işini bli n görür, yük defin ruhsatnamesinde yukarıya dol t ölenin adını bli n yazar, yük en altta dol T da bağl hep zarf t kendi kaşesi ve imzası özne olurdu yüklem Benim gözümde anneme ölüm karşısında üstünlük sağlayan bir şeydi yüklem bu özne Ölümü belirtili nesne başka adreslere dolaylı tümleç gönderirdi Yüklem (Murathan Mungan, Pamukçuklar) Şimdi bu cümle öğelerini tek tek inceleyelim:1 Yüklem İş, kılış, oluş, hareket, durum bildiren; haber veren; cümleyi bir yargıya bağlayan çekimli öğedir Araba kalabalığı şehri yaşanmaz hâle getirdi Şehri bu hâle getiren bir olumsuzluk da insanların birbirlerini sevip saymamalarıdır Özellikleri
Şehri bu hâle getiren bir olumsuzluk da ? cümle değil
İnsanlar birbirlerinin hakkına riayet etmeliler
Geliyorum
Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı
Bir uçtan bir uza Türkistan toprakları” Birden kapandı birbiri ardınca perdeler Sakla samanı, gelir zamanı Türü
Yarın buraya gelecekler Onlar
Yeniden doğmuş gibiyim Tabiattaki en iç açıcı renk yeşildir Çık hızlısın *Bu ek-fiiller bazen düşebilirİçimde en güzel duygular saklı *Ek-fiile ait zaman ve şahıs kavramları yüklemde ek hâlinde bulunur Ayrıca öğe olarak da bulunabilirGökyüzünün başka rengi de varmış Sayısı
Bir dakika araba yerinde durakladı” “Yol onun, varlık onun, Gerisi hep angarya” Yüklemdeki Kelime Sayısı
Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir / bu Dönülmez akşamın ufkundayız Güzel yüzü, geniş bir gülümseyişle / ışıl ışıldı Yüklemsiz Cümleler (Eksiltili Cümle)
Az veren candan, çok verev maldan Dalgalandığın yerde ne korku ne keder “Seni istikbal için önce gelmek cihana, Ve başkasından almak sonra geliş müjdeni, Bir nefes dinlenmeden yıllarca koşmak sana, Aramak her tarafta, bulmamak asla seni (Han Duvarları) *Bazı kesik cümleler önceki cümlenin yardımıyla tamamlanırBilmiyorum aradan ne kadar zaman geçti Belki altı ay Belki bir yıl Buralarda hiç yol yoktur Hatta keçi yolu bile ¦Nerede çalışıyordun? ¦Türk Dil Kurumunda (çalışıyorum) ¦Kardeşin kaçıncı sınıfta okuyor? ¦İkinci sınıfta 2 Özne Tanımı Yüklemde bildirilen işi, oluşu, hareketi, durumu, kılışı yerine getiren; hakkında bilgi ve haber verilen öğedir Yani yapanı veya olanı karşılayan unsurdur Çocuklar bahçede oyun oynuyorlar Elimdeki defter yere düştü Özne, yükleme sorulan “ne?, kim?” sorularının cevabıdır Göçmen kuşlar yine yolculuğa başladı ¦Kim? / Kim başladı? / Başlayan kim? ¦Göçmen kuşlar Kitaplar raflara rastgele dizilmişti ¦Ne? / Ne dizilmişti? / Dizilen ne? ¦Kitaplar Özellikleri Özne olan kelime(ler) cümlede hiçbir hâl eki almadan kullanılırlar Herhangi bir hâl eki alırlarsa özne değil, nesne, dolaylı tümleç, zarf tümleci olurlarAma çoğul ekini ve iyelik eklerini alabilir Ankara halkı kaldırımlarda yürüyememekten rahatsız değil galiba Depremzedeler hâlâ vaat edilenlerin gerçekleştirilmesini bekliyorlar Durumu Özne; yüklemi isim olan cümlelerde pasif (edilgen); fiil olan cümlelerde aktif (olan veya yapan)tir Hava durgundu Özne, olan Muayene odasının kapısı açılır Özne, olan, yapılan Cevdet Bey, bahçeyi suluyordu Özne, yapan Genç kız, her geçen gün biraz daha iyileşiyordu Özne, olan Türü İsimler, adlaşmış sıfatlar, isim ve sıfat tamlamaları, fiilimsiler, zamirler, soru kelimeleri, gerçek ya da sözde özne olabilir: Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı Bir dakika araba yerinde durakladı Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar, Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar Dakikalar ilerledikçe yangın daha da şiddetleniyordu İhtiyar, çocukların kendisine neden yer vermediğini bir türlü anlayamıyordu Kapı tokmağı hızlı hızlı vuruluyordu Okumak bir erdemdir; doğru şeyler okunduğu müddetçe O, benim can dostumdur Kim bu işleri bir saatte bitirebilir? Köprü altında balık tutanlar, bezgin değildi Türklerin bu yalçın kayalar üzerine ne zaman konduğu bilinmez Çeşitleri Sözde ve gerçek özne Sayısı Bir cümlede birden fazla özne bulunabilir Her saz, her ot, her kanat çırpınışı, bütün kenarlar ve renkler gibi gümüş bit parıltı içinde erir Güneş, yer, gök, deniz iç içe kaynaşır *Bazı cümlelerde özneden hemen sonra öznenin açıklayıcısı gelir Etrafa hoş ve olgun bir koku, yeni kesilmiş geçkince bir karpuz kokusu yayıldı *Bazı cümlelerde birkaç özne sıralandıktan sonra, tümü yeniden “hepsi” zamiriyle ifade edilir Tarih, sanat eserleri, gelenekler, hepsi, cemiyetin süreklilik şuurudur Öznesiz Cümleler Özne, anlamdan çıkarılabileceği ve tekrardan dolayı anlatımda bozukluk yaratabileceği için söylenmeyebilir Özne söylenmediği zaman gizli özne dadını alır Gizli özne yüklemin taşıdığı şahıs ekinden anlaşılır Yüklemin taşıdığı şahıs ekinin gösterdiği zamir öznedir *Gizli özne bir özne çeşidi değildir Dün beni aramışsın Sen: gizli özne Karanlığın, yağmurun, rüzgârın içinde dört nala uzaklaştı Geniş merdivenlerden yukarı kata çıktı *Sözde ya da gerçek öznesi olmayan cümlelerin yüklemleri, edilgen ve geçişsiz fiillerdendir Bu sıcakta uyunmaz Bu söze gülünür Yarın pikniğe gidilecek Burada kalınacak Dışarı çıkıp bir şişe süt almalı Özne-yüklem Uyumu Özne ile yüklem olumluluk-olumsuzluk ve tekillik-çoğulluk yönlerinden uyum göstermelidir a Olumluluk-olumsuzluk Uyumu Özne olumlu ise yüklem de olumlu; öznede olumsuzluk anlamı varsa yüklem olumsuzdur Yarın herkes dersten önce kütüphanede toplansın Hepsi burada toplanacak *Öznenin olumlu olduğu hâllerde yüklem bazen olumsuz da olabilir Akşam yemeğine herkes katılmadı Yağmur yağdığı için öğrencilerin tamamı gelmedi *Özne “kimse, hiçbiri, hiç kimse” kelimelerinden oluşuyorsa yüklem olumsuz olur Üç günden beri kimse uğramadı buraya Hiç kimse bu paraya bu işi yapmaz Hiçbiri anlatılanlara inanmadı *“nene” olumsuzluk bağlacı kullanılan cümlenin yüklemi olumludur Ne baş ağrısı yapar, ne de bünyeye zarar verir Ne ölenlere ne de kalanlara yer bulunabildi b Tekillik-çoğulluk Uyumu Özne tekilse yüklem de tekil; özne çoğulsa yüklem de çoğul olur Köylüler birer birer pazar yerine geliyorlar Çocuk annesini çağırdı Ali’yle Yusuf yarın Ankara’ya gelecekler *Bitki, hayvan, cansız varlık, vücudun organları, soyut kavramlar, isim-fiiller, zaman isimleri, topluluk isimleri özne olduğunda yüklem genellikle tekil olur Bitki ve hayvan isimleri bazen çoğul yükleme bağlanır Bu erikler çok tatlıdır Otlar kurudu Aradan uzun yıllar geçti Gözlerim yaşardı Fikirler baskıyla benimsetilmez Dışarıdan bağrışmalar duyuluyordu Sıfatlar çekim eki almaz Ordu yola çıktı Martılar bağrışıyorlar *Özne insan cinsinden ve çoğul ise yüklem tekil de olabilir çoğu da Çocuklar erken uyur Öğrenciler teneffüse çıkmış Memurlar hak aradı Askerler eğitim alanında toplandı Öğrenciler birer ikişer gelmeye başladılar *Özneyi tekil veya çoğul “1 ve 2”, “1 ve 3” , “1, 2, ve 3” şahıs zamirleri oluşturuyorsa yüklem birinci çoğul şahıs eki alır Ahmet’le ben yarın gideceğiz Ben ve o, beraberce içeri girdik Bu işi sen ve ben yapmalıyız Ben, o çocuk ve sen burada hazır bulunacağız Biz, siz ve onlar, birbirimize daima destek olmalıyız *Öznesi tekil veya çoğul 2 ve 3 şahıslar olan cümlenin yüklemi 2 çoğul şahsa göre çekimlenir Sen ve o, bu işi yapmalısınız Siz ve onlar, bu eşyaları taşıyacaksınız *Öznenin üçüncü tekil şahıs olduğu bazı durumlarda saygı ya da alay anlamı katmak için yüklem çoğul yapılır Sayın Vali, madalyaları elleriyle taktılar Cumhurbaşkanı, okulumuzu ziyaret edecekler Küçük bey henüz uğramamışlar *Öznesi sayı sıfatlarıyla veya “birkaç, birçok” gibi belgisiz sıfatlarla kurulmuş bir sıfat tamlaması tekil yükleme bağlanır İki çocuk içeri girdi Birçok insan böyle davranışlara tepki gösterir 3 Nesne Tanımı Yüklemde bildirilen ve öznenin yaptığı işten doğrudan etkilenen öğe nesnedir *Dolayısıyla sadece fiil cümlelerinden yüklemi geçişli fiil olanlar nesne alır Az da olsa isim cümleleri de nesne alabilir *Düz tümleç de denir *Yükleme sorulan “ne?, neyi?, kimi?” sorularının cevabıdır Burada son fırtına son dalı kırıyordu Bütün bu yalılar, eski Boğaziçi hatıralarını sayıklar Türk halkı bağımsızlığını, Ulu Önder’e ve onunla birlikte savaşanlara borçludur Türü
İyilik eden iyilik bulur Ayıkla pirincin taşını Bugün bana ne getirdin? Siz bunlardan hangisini istersiniz? Çocuk sevinçle, “Bitirdim!” dedi Atalarımız, “Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur” demişler Sabahları odadan odaya gezinerek düşünmeyi severim Çeşitleri Belirtili ve belirtisiz olmak üzere ikiye ayrılır Belirtme hâl eki alanlara belirtili; yalın hâlde olanlara da belirtisiz nesne denir Her gün gazete okuyorum Gazeteyi her gün okuyorum
Bir çocuk bana bunu anlattı Vurgulanan: bu Her hafta bir kitabı okurum Belirli kitaplardan birini Bir kitabı her hafta okurum Belirli bir tek kitabı
Bu günlerde herkes böyle şeyler anlatıyordu Gezi sırasında sincap bile gördük *Bazı nesneler belirtme hâl eki almadıkları hâlde anlamca belirtili nesnedir “Küçük bir çırak tutmalıyız” derdi Gaz lâmbası ışığında Ömer Seyfettin okurduk Sayısı Bir cümlede birden fazla nesne bulunabilir Ancak bu nesneler belirtili veya belirtisiz olma bakımından aynı özelliği taşımalıdır “Gurbette duyduğum sonu gelmez hüzünleri, Yaprakların döküldüğü hicranlı günleri, Andım birer birer, acıdım kendi hâlime” (YKB) Dağılmış eşyaları, titreyen çocukları, oraya buraya şaşkın koşuşan kadınları buğulu buğulu gördü Uçurtmalar biraz gök, açık hava, rüzgâr ister *Bazı cümlelerde ikinci nesne, birincinin açıklayıcısıdır Surların önünde, kemerlerinden hâlâ o ilk girişten bir akis saklayan kapılara bakarak, Türk tarihinin en güzel ve en büyük iklimlerinden biri olan o “Mayıs günü”nü, bize bu şehri ve onun emsalsiz güzelliklerini hediye eden günü beraberce yaşardık (AHT) 4 Dolaylı Tümleç Tanımı “-E, -dE, -dEn” eklerini alarak cümlenin, dolayısıyla yüklemin anlamını, “fiilin, çıkma (uzaklaşma), bulunma ve yönelme (yaklaşma) bakımlarından ilgili olduğu yer” yönünden tamamlayan öğedir Yer tamlayıcısı da denir Biz yazları köye gideriz; sahil lüksümüz yok bizim Nice tarihî eserler sular altında bırakılıyor Buğdayı çiftçiden hep ucuza alırlar Baş ucumdaki lâmbayı yakıp saate baktım Büyük bir boşlukta bozuldu büyü Sağ taraftan çıngırak sesleri geliyordu Başımız üstünden yorgun bulutlar geçer *Yaklaşma ve uzaklaşma ekli yer tamlayıcıları isim cümlelerinde çok az bulunur Bulunma ekli yer tamlayıcıları ise her cümlede bulunabilir -Her tarafta, yükselen otların kenarlarında, kırların en tenha ve göze görünmez noktalarında başlı başına tam bir güzellikle açılmış, belki renkleri biraz soluk kır çiçekleri vardı - Hâlbuki bu sergilerin getireceği sanat ve güzellik terbiyesine bilhassa biz muhtacız ]Dolaylı tümleç, yükleme sorulan “nereye?, nerede?, nereden?, kime?, kimde?, kimden?, neye?, nede?, neden?” sorularının cevabıdır Bunları babana sormalısın Kime? Aradığınız kitapları sahafta bulursunuz Nerede? Tebeşir kireçten yapılır Neden? Türü
Konak, çamurlu ve bozuk bir yolun sağında kurulmuştu Ayağını toprağa basmaktan ürküyordu
Benim kalemim kimde kalmış? Sayısı Bir cümlede birden fazla aynı veya farklı cinsten yer tamlayıcısı bulunabilir Ormanlardan, derelerden, köprülerden, tepelerden, uçurumlardan şimşek gibi geçti Gökalp ve arkadaşları, hem edebî eserlerinde, hem de Türkçeyi sadeleştirmek için ortaya koydukları prensiplerde halka yöneldiler *Bazı yer tamlayıcıları kendinden önceki yer tamlayıcısının açıklayıcısıdır Her tarafta, yükselen otların kenarlarında, kırların en tenha ve göze görünmez noktalarında başlı başına tam bir güzellikle açılmış, belki renkleri biraz soluk kır çiçekleri vardı 5 Zarf Tümleci Tanımı Yüklemin anlamını zaman, durum, yön, miktar, tarz, vasıta, şart, sebep, birliktelik yönlerinden tamamlayan kelimeler ve kelime gruplarıdır *Edat tümleci (edatlı tümleç) olarak adlandırılan tümleçler de birer zarf tümlecidir Akşama kadar çalıştık Toprak derin derin ürperdi Bu şiir yağmur yağarken yazdım Ben resim çekmeyi de çok seviyorum Akşama doğru eve varırız Aşağı inmişti İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar Bu hastahanede aylarca kalırsa, üç beş ameliyata dayanırsa, kurtarmaya çalışırız On beş yaşına dek evinden uzun süreli ayrılmadı Anlatılanları korkuyla dinledik Hastayı ambulânsla getirmediler; taksiyle getirdiler vasıta Yağmur yağdığı için sular kesilmiş sebep Düşüncelerinizi bir kompozisyonla açılayın araç Bazı öğrenciler anneleriyle gelmişlerdi birliktelik
İki arkadaş gece boyunca uzun uzun konuştular Ne zaman? Nasıl? Biz , akşamki trenle gideriz Neyle? Raşit’i son gördüğümde Hüseyin’le geziyordu Kiminle? Çocuk korkudan konuşmuyordu Neden? Onu görmek için beklemiştik Niçin? Türü İsimler eksiz veya yön, vasıta, eşitlik ve bazı hâl ekleriyle, fiiller de zarf-fiil ekleriyle zarf görevi yapar Kurduğun devlet asırlarca muzaffer yürüdü Ankara, uzun tarihinin şaşırtıcı birleşimleriyle doludur Ayağa kalktı ve kardeşiyle beraber dışarı çıktı Hana sağ indi, ölü çıktı geçende Kulak verdin mi yürekten kavala saza Zaten yarı aç yarı tok ve bitkin bir hâlde olduğundan ayakta fazla duramadı O zaman yükselerek arşa değer belki başım *Yön, zaman, tarz, sebep, vasıta, miktar ve şart bildiren bütün kelimeler ve kelime grupları zarf tümleci olarak kullanılabilir Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir Ankara’ya yaklaştıkça heyecanım artardı Yavru kedi, hiç de iyileşecek gibi görünmüyordu Tenha sokakta kaldım oruçsuz ve neşesiz Cephaneleri bitince süngülerini taktılar ve düşmana doğru yürüdüler Dört saatlik yolu, iki saatte, köpeklerden korktuğum için tarlaların arasından geçerek yürüyüverdim Sırtınızdan para kazanmaya çalışırlar, bir kez uğradınız mı depreme *Tek kelimelik bazı zarflar ek aldıklarında zarf olmaktan çıkar, zarf tümleci oluşturmazlar Yarın benimle gelir misin? zarf Yarını bekleyemem İsim İçeri›içeriye, dışarı›dışarıya, aşağı›aşağıya *Edatlarla kurulanlar (edat tümleçleri ya da edatlı tümleçler) “ile” Ankara’ya uçakla giderler (vasıta) Bizi boş vaatlerle kandırdılar (araç) Hasan yaşlı annesiyle oturuyordu (beraberlik) Arabanın gürültüsüyle irkildi (neden) Öfkeyle kalkan zararla oturur (nasıl, öfkeli ve zararlı) Sevinçle boynuma sarıldı (nasıl, sevinçli bir hâlde) “-E kadar” Dershaneye kadar gidelim Akşama kadar çalıştık “için” Çalışmak için başvurdu (amacıyla, başvurunun amacı, sebebi) Sınavı kazanmak için çalışmak gerekir (sınavı kazanmanın şartı) Sıkıldığı için dışarı çıktı (neden, dışarıya çıkmanın sebebi) Bu ayakkabıyı babam için aldım (özgülük) Bu iş için kaç lira ödedin? (karşılık) Senin için sorun yok tabi (görelik) Bizim için ne diyorlar? (hakkımızda) Sizin için üç kişilik yer ayrıldı (aitlik) “üzere, üzre” Sorunu halletmek üzere gidiyorum (amaç, için) On dakika konuşmak üzere kürsüye çıktı (için, amaç) “-e göre” Başbakana göre enflâsyon düşük (açısından) Ayağını yorganına göre uzat (bakarak, ölçüsünde, uygunluk, kadar) Allah dağına göre kış verir (uygunluk) Anlatılanlara göre ikisi de suçluymuş (bakılırsa, yönünden) Siz bana göre daha gençsiniz (karşılaştırma) Kemal, Hasan’a göre daha uzundu (karşılaştırma) Bana göre ayakkabınız var mı? (uygunluk) “karşı” Edebiyata karşı ilgim vardı (hakkında, yönelik) Denize karşı bir balkonu var (yönelik) “diye” Terfi edeyim diye yağcılık yapıyor (amaç) Yağmur yağıyor diye dışarı çıkmadı (neden) “doğru” Ormana doğru yürüdük Bana doğru bakıyor “dolayı, ötürü” Zayıflıktan dolayı sık sık hastalanıyor Çalışmadığından ötürü canı sıkılıyor “-den” ekiyle de aynı anlam sağlanır Sıkıldığımdan dışarı çıktım “karşın, rağmen “ Çok uğraşmama karşın başaramadım Tanımamasına rağmen onu takdir ediyordu “beri” Dün akşamdan beri görülmedi Okuldan beri hiç susmadı Yıllardan beri bu köyde yaşamaktalar Kar, sabahtan beri yağıyor “yalnız” Cebinde yalnız yol parası vardı (sadece, edat) Beni yalnız sen anlarsın (sadece, bir tek) “ancak” Seni ancak ebediyyetler eder istiab (sadece) Onu ancak para ilgilendirir (sadece, bir tek); Bu işten ancak Hasan Usta anlar (sadece) Bu kömür ancak üç ay yeter (en fazla, olsa olsa) Sabah çıktılarsa akşama ancak gelirler (belki, ihtimal) Sayısı Bir cümlede aynı veya farkı türden birkaç tane zarf tümleci bulunabilir Zaman zarfı genellikle diğer zarf çeşitlerinin önünde, miktar zarfı da yüklemden önce kullanılır Kızılay’a indiğim zaman, kalabalığa takılmamak için insanlar arasından hızla ilerlerim “Gece bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış Eski Şîrâz’ı hayal ettiren ahengiyle” (YKB) Çocukları ilk gördüğünde çok sevinmişti Cümle Dışı Unsurlar ve Ara Söz, Ara Cümle
Lâkin vatandan ayrılışın ıztırabı zor Şair, sen üzüldükçe ve öldükçe yaşarsın Ulu mabet, seni ancak bu sabah anlıyorum Neden böyle düşman görünürsünüz Yıllar yılı dost bildiğim aynalar Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul Varsın sonunda bizzat yarattığımız bu eser bizi inkâr etsin Bahçeye indim, fakat çiçeklerin eski kokusunu alamadım *Yardımcı ve açıklayıcı bir öğe olarak cümlenin içine giren ve çıkarılması cümlenin anlamında eksiklik ya da bozulma meydana getirmeyen sözlere ara söz denir Ara söz bir kelime, kelime grubu veya cümle hâlinde olabilir Bu konuda kararlı olduktan sonra –geç karar vermiş olsan da- başarıya ulaşırsın Dün Ali amcalara, eski komşumuza, gittik
Arka sıradakilerden biri, gözlüklü olanı, bir soru sordu Kalıcı konutları bu yıl sonuna kadar –geçen seneki lâf- yetiştireceklermiş Çıkmamız gereken uygar milletler seviyesini –ki bu seviyeye hâlâ çok uzağız- Mustafa Kemal hedef olarak göstermişti bize
Dün Ali amcalara, eski komşumuza, gittik Dolaylı tümleci Doğup, büyüdüğü yerleri, memleketini, çok özlemişti Nesneyi Onu dün akşama doğru, saat beş gibi, Kızılay’da gördüm Zarf tümlecini
Bu adam, seni temin ederim, sahtekârın biridir Cihan yıkılsa, emin ol, bu cephe sarsılmaz
Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi Evet, her şey bende gizli bir düğüm
__________________
|
Cevap : Cümle Ve Cümlenin Öğeleri |
01-24-2009 | #2 |
Equinox
|
Cevap : Cümle Ve Cümlenin ÖğeleriCümle Cümle, bir düşünceyi, duyguyu, dileği, haberi ya da yargıyı tam olarak dile getirmek amacıyla belli bir kurala uygun olarak sıralanan sözcüklerden oluşur Örneğin "Akşam karanlığında köy yolunda" sözü, belirtilen yer ve zamanda ne olduğunu bize tam olarak bildirmediğinden cümle değildir Oysa "Akşam karanlığında köy yolunda Ahmet'e rastladım" sözü açık anlatımıyla bir cümledir Cümlenin ilk sözcüğü büyük harfle başlar ve sonunda cümlenin yapısına göre nokta, ünlem, iki nokta, üç nokta ya da soru işareti konur Cümlenin Öğeleri Türkçe'de cümleyi oluşturan öğeler genel olarak şu sıralamaya uyar: Özne, tümleç(ler), yüklemBu sıralanışa uymayan ve yüklemi sonda değil başta ya da ortada bulunan cümlelere "devrik cümle" denir Cümle en az iki öğeden oluşur: Özne ve yüklem
Çocuk evde ağlıyor Çocuk bugün evde ağlıyor Çocuk bugün evde hüngür hüngür ağlıyor Yüklem
Özne
Yardımcı Öğeler: Tümleç Çeşitleri Nesneler yapılarına göre ikiye ayrılır:
Belirtili nesne ise -i hal eki alan ve anlam bakımından belirli bir varlığı gösteren nesnedir: Kalemlerimi sana veriyorum Nesneler anlam bakımından da bazı özellikler gösterir Bu özellikler;
Fiil cümleleriyle bazı isim cümlelerinde yüklemin anlamını tamamlayan -e, -de ve -den hal ekleri almış isimlere, isim soylu sözcüklere ya da sözcük öbeklerine dolaylı tümleç denir Dolaylı tümleçlerin cümlede bulunmaları zorunlu olmasa da yükleme "yönelme" (-e hali), "kalma" (-de hali) ve "çıkma" (-den hali) bakımından katkıda bulundukları için anlamın daha da belirginleşmesini sağlarlar
Yüklemin anlamını zaman, durum (hal), ölçü, nicelik, yer, yön, soru ve gösterme gibi özellikler bakımından tamamlayan öğelere zarf tümleci denir Sözcük çeşidi olan zarf ile cümle öğesi olan zarf tümlecini birbirine karıştırmamak gerekir Zarflar cümlede başka görevler de alarak yüklem, özne, nesne ve dolaylı tümleç olabilir Bir cümlede zarf bulunması onun zarf tümleci olduğu anlamına gelmez Cümlede -e, -de ve -den hal eklerini alan bazı isimler ya da isim soylu sözcükler de yüklemi zaman ve durum bakımından tümlediklerinde zarf tümleci olur
* Bu insanlar burada ne arıyor?Edat Tümleci Yüklemle ilgisi olsun olmasın cümleye araç, benzerlik, eşitlik, nedenlik, yöneliş, yer, cevap, seslenme, güçlendirme, gösterme, yineleme, soru, amaç, onaylama, yadsıma gibi anlamlar ve anlatım özellikleri katan tümleçlere edat tümleci adı verilir Edat tümleçleri yalnız edatlarla kurulmaz Öteki sözcük çeşitleri ya da değişik sözcüklerden kurulan öbekler de bu görevi yerine getirebilir:
Bildirdikleri anlama göre olumlu ya da olumsuz cümleler, soru, şart ya da ünlem cümleleri vardır Sözdizimi yönünden cümleler;
Örneğin: "Ben dün onu okulda gördüm" cümlesinde yüklemin yanında yer alan "okulda" tümleci vurguludur ve bunun yerine öbür sözcüklerden hangisi vurgulanmak isteniyorsa, yüklemin yanına o sözcük gelebilir Öte yandan, konuşmalarda ve şiirlerde anlatıma canlılık kazandırmak için kullanılan devrik cümle (yüklemi sonda yer almayan cümle) giderek bugünkü düzyazıda da yaygınlaşmaktadır "Onu gördüm" yerine kullanılan "Gördüm onu" cümlesi devrik cümledir Cümleler yapılarına göre de,
Basit cümle bir tek düşünce, duygu ya da yargı bildirir: "Okuldan eve döndüm" Bu tür cümlenin bir tek yüklemi vardır; başka bir cümleciği tamamlamadığı gibi, başka bir cümlecik de onu tamamlamaz Oysa birden çok duygu, düşünce ya da yargı bildiren bileşik cümle ayrı ayrı birer yargısı bulunan cümleciklerden oluşur: "Okula giderken, bakkala uğradım" Böylece kendi başına tam bir yargı bildirmeyen, cümlede başka yargılarla tamamlanan ya da başka yargıları tamamlayan cümle bölümlerine cümlecik denir Asıl yargıyı bildiren, yüklemi olan ve başka cümleciklerle tamamlanan cümleciğe temel cümlecik, temel cümleciği tamamlayan bir yargıyı bildiren cümleciğe de yan cümlecik denir Örneğin, yukarıdaki cümlede "okula giderken" yan cümleciği, "bakkala uğradım" temel cümleciğini tamamlamaktadır Cümlede olduğu gibi, cümlecikte de özne, tümleç ve yüklem bulunursa da, yan cümlecik yüklemleri çoğu zaman isim fiil (gelmek, geliş, gelme), bağ-fiil (gelip, eskidikçe) ve sıfat-fiil (gelen, eskimiş) gibi fiilimsilerdir Bağlantılarına göre ise,
Bağlı cümle, tek başına cümle olmakla birlikte aralarında anlam ilgisi bulunduğundan, birlikte kullanılması gereken ve bu nedenle bağlaçlarla (ve, ya da, ama, çünkü, gerek gerek, vb) birbirine bağlanan cümlelerden oluşur: "Onu aldım ama getiremedim" Sıralı cümle ise anlamları ve zamanları birbirine uyan bağımsız cümlelerin, anlatıma hareket kazandırmak amacıyla birbirinden virgülle ayrılıp peş peşe sıralanmasından oluşur Her biri birer bağımsız cümledir, ama aralarında bağlaç değil, virgül kullanılır: "Ahmet bakkala uğradı, ekmek aldı, okula gitti"
__________________
|
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|