|  | Batık Tarih Dumlupınar |  | 
|  01-13-2009 | #1 | 
| 
GöKKuŞaĞı   |   Batık Tarih Dumlupınar1944’te ABD’de üretildi  Adı bir balık adı olan “ Blower ” olarak seçildi  Şnorkel sistemine sahipti  23 Nisan 1944’te ilk defa suya indirildi  10 Ekim 1944’te ilk görevini yerine getirmek üzere Panama’ya giderken, sis ve fırtına yüzünden bir Amerikan devriye botuna çarparak ilk kazasını yapmış oldu  Bu tarihten sonra uğursuzluk hiç peşini bırakmadı  II  Dünya Savaşı sona ererken bir tek gemi bile batıramamıştı  Marshall Yardımı kapsamında Bumber (Çanakkale) denizatlısıyla beraber 1950’de Türkiye’ye devredildi  19 Aralık 1950’de Dolmabahçe Sarayı önünde demirlemiş olan Yavuz Zırhlısının top atışlarıyla karşılanır  Ve 4 Nisan 1953 günü Ege Denizindeki NATO tatbikatından dönerken gece 02  15 sularında İsveç bandıralı Naboland şilebiyle çarpışarak tantanalı bir törenle Çanakkale’nin girişinde, Nara burnu açıklarında battı  Tesadüf müdür , kader midir bilinmez bu vakanın içinde üç şaşırtıcı olay vardır  Bunlardan birincisi;1950’de gemi Amerikalılardan alınırken hazırda bulunan mürettebattan Hüseyin İnkaya’nın, 1953‘de Dumlupınar batarken kurtulan beş denizciden biri olması, İkincisi; Amerikan yapımı Dumlupınar denizatlısında en uzun süre çalışmış olan Hüseyin İnkaya’nın daha öncede İtalyan yapımı bir başka Dumlupınar isimli denizatlıda çalışmış olması, Sonuncusu ve en acı olanı ise, Dumlupınar’ın batmasına neden olan kazada aldığı yarayı, ilk kazasında aldığı yarayla aynı yerden almış olması…  Yıl 1953    4 Nisan pazar günü  Gün henüz ağarmamışken, Eceabat ve Nara kıyıları şiddetli bir çarpışmanın gürültüsüyle sarsıldı  Bu sarsıntı güneşle birlikte tüm Türkiye’yi saracak ve çarpışmanın gürültüsünü sessiz hıçkırıklara dönüştürecekti  Naraburnu açıklarında İsveç şilebi Naboland ile çarpışarak Çanakkale Boğazı’nın sularına gömülen Dumlupınar denizaltında hayatlarını kaybeden 81 denizci ise tarihin sayfalarına ve Türk milletinin kalbine şu sözlerle kazınacaktı: “Vatan sağolsun    ” Akdeniz'de gerçekleştirilen NATO tatbikatına katılan 1  İnönü ve Dumlupınar denizaltı gemileri, manevraların sona ermesinin ardından Gölcük'e dönmek üzere yola çıktılar  3 Nisan'ı 4 Nisan'a bağlayan gece Çanakkale Boğazı'na giriş yapan iki denizaltı gemisi, olacaklardan habersiz eve dönüyordu  Sakin geçen yolculuk saat 02  10 sularında Dumlupınar için son buldu  SİSLERİN ARDINDAKİ "NABOLAND" Çanakkale Boğazı her zaman denizciler için zor bir geçiş olmuştu  Özellikle İstanbul yönüne giden deniz taşıtları Naraburnu önünde manevra yaparken büyük dikkat ve özen göstermek zorundadır  O gece Dumlupınar için bir başka şanssızlık da boğazın üstünü kaplayan sis bulutuydu  Dumlupınar Naraburnu açıklarına yaklaşırken geminin güvertesinde Süvari Kıdemli Yüzbaşı Sabri Çelebioğlu, Üsteğmen Kemal Ünver, Üsteğmen Hüseyin Yumuk, Astsubay Hüseyin Akış ve Astsubay Hüseyin İnkaya bulunuyordu  Çanakkale Boğazı'nın sularında sessiz sedasız ilerleyen tek gemi Dumlupınar değildi  İstanbul yönünden gelmekte olan İsveç Bandıralı şilep "Naboland" da aynı dakikalarda Naraburnu açıklarına gelmişti  Kaptanlığını Oscar Lorentzon'un yaptığı Naboland ile Dumlupınar, birkaç dakika sonra korkunç bir gürültüyle çarpışacak ve bu çarpışma Eceabat sahilinde dahi duyulacaktı   VE O AN    Astsubay Hüseyin İnkaya nöbetçi olmamasına rağmen vardiya dışı görevine devam etmekteydi  Nara önlerine gelinirken rotada dikkatini çeken değişiklik üzerine köprü üstüne çıktı  İşte tam bu sırada güvertede bulunan kimsenin ne olduğunu anlayamadığı bir gürültü koptu ve denizciler suya yuvarlandı  Çarpışma sırasında güvertede bulunan 8 denizcden sadece 5'i gözlerini denizde açacak kadar şanslıydı  Bu 5 subay ve astsubayın dışında 2 er pervaneye takılarak, 1 astsubay ise boğularak hayatlarını kaybetti  Naboland, Dumlupınar'a baş torpido dairesinin sancak tarafından bindrmişti  Çarpışmanın gürültüsü Eceabat Limanı'nda demirlemiş olan gemiler tarafından duyuldu  Böylesi şiddetli bir darbe alan Dumlupınar, süratle baş tarafından batmaya başladı  Darbenin şiddetine dayanamayan Dumlupınar, birkaç saniye içinde Çanakkale Boğazı'nın karanlık ve puslu sularına gömüldü  Fakat denizaltı ve hayatta kalan mürettebatının yaşayacakları henüz bitmemişti  Hızla sulara gömülen Dumlupınar'ın santral dairesinde çarpışma sonucu şiddetli bir patlama meydana geldi  Denizaltı'nın tüm elektriği kesilmişti  Gemilerinin baş taraftan itibaren su aldığını gören denizciler hızla kıç torpido dairesine doğru harekete geçti  Kıç torpidoya varana kadar da arkadaşlarının birçoğunu kaybettiler  Dumlupınar batmaya devam ederken 22 denizci de kıç torpido dairesine ulaşmayı başarmış, burada kendine yer bulamayan arkadaşları hayatlarını kaybetmişti  Dumlupınar ilk şehitlerini böylelikle vermiş oldu     GÜMRÜK MOTORU OLAY YERİNDE Aynı gece Eceabat Limanı'nda demirli halde bulunan Gümrük Motoru'ndaki personel, telaş içinde motora gelen bir kişi tarafından uyandırıldı  Bu kişi, Nara açıklarında bir çarpışmanın olduğunu söyleyerek, motorun kaza mahaline gitmesini istedi  Derhal yola koyulan gümrük motoru, kaza yerine vardığında deniz "panayır yeri gibiydi"  Naboland, tahlisiye sandallarını indirmiş, fosforlu can yeleklerini denize bırakmış ve birçok uyarı fişeği fırlatmıştı  Gümrük motoru mürettebatı, deniz üzerinde dolaşırken tahlisiye sandallarına çıkmış ve can yeleklerine sarılmış Dumlupınar mürettebatını görerek motora aldı  Bu denizciler hızla Çanakkale'ye götürülerek hastaneye yatırıldı  Fakat hala denizin dibinde 81 kişi vardı ve onların yaşayıp yaşamadıkları bilinmiyordu  Artık onların yaşamasını ummaktan ve denizaltı kurtarma gemisi Kurtaran'ı çağırmaktan başka çare yoktu   "DENİZ KUVVETLERİNE BAĞLI DUMLUPINAR DENİZALTISI BURADA BATTI" Naraburnu'nda gün ağarmıştı  Havanın aydınlanması sayesinde civarda dolaşan balıkçı tekneleri Dumlupınar'ın batarken su yüzüne fırlattığı muhabere şamandırasını gördü  Beklenen haber gelmişti  Haberi alan gümrük motoru derhal şamandıranın bulunduğu yere gitti  Gümrük motorunun ikinci çarkçısı Selim Yoludüz şamandıraya uzandı ve üzerindeki yazıyı okudu: Deniz Kuvvetlerine bağlı Dumlupınar Denizaltısı burada battı  Kapağı açın ve denizaltıyla irtibat kurun  Kapağı açtı, şamandıranın içindeki ahizeyi kaldırdı ve ümitle "Alo" dedi     "VATAN SAĞOLSUN    " Sesine karşılık bekleyen gümrük muhafızının yüreğine, karşı taraftan gelen cevap su serpti: "Buyrun, ben Astsubay Selami" Beklediği karşılığı alan Selim Yoludüz astsubay Selami'ye ne durumda olduklarını sordu  Aldığı cevap Dumlupınar'da yaşanan trajediyi açıklar nitelikteydi  Astsubay Selami geminin 15 derece sancak yönünde yatık olduğunu, elektriğin kesik olduğunu ve kendilerinin kıç torpido dairesinde 22 kişi olduklarını söyledi  Gümrük motorunun çarkçısı Selim Yoludüz, mürettebata Çanakkale Boğazı'nın Nara Burnu'nda olduklarını ve gemilerinin tahminen 90 derece derinlikte yatmakta olduğunu söyleyerek, "Endişelenmeyin  Kurtaran yolda  Sizi oradan çıkaracağız" dedi  Vatan görevi için denizaltıda bulunduklarını söyleyen Astsubay Selami'nin cevabı ise Çarkçı Selim Yoludüz'ün kulağına ve kalbine işledi: Ailelerimize selam söylüyoruz  Bizi kurtaracağınızdan eminiz  Vatan sağolsun     Bu, astsubay Selami'nin boğazın yüzeyindekilerle yaptığı ilk konuşma oldu  Saat 11:00 sularında olay mahaline gelen Kurtaran gemisinin çalışmaları sonuçsuz kaldıkça yüzeydekilerin umudu azalıyordu  Bu arada ilk konuşmanın ardından sırasıyla, Çanakkale Deniz Komutanı Albay Zeki Adar, Gümrük Memuru Selim Yoludüz bir kez daha ve 1  İnönü Denizaltısı ikinci kumandanı Üsteğmen Suat Tezcan Dumlupınar'la görüştü  Aşağıda Astsubay Selami ve arkadaşlarının zamanı azaldıkça, su yüzünde bulunanların moralleri bozuluyordu  Buna rağmen, Astsubay Selami'nin sesinde tereddütten ve endişeden eser yoktu  Bir süre sonra bir konuşma daha yapmak için şamandıranın başına gidildi ve ahize kaldırıldı  Aşağıdan gelen sesler hazin sonun acılı haberni verir gibiydi  Ahizenin diğer ucundan sadece dualar, ezan sesleri ve iniltiler geliyordu  Saat 15:00 sularında ise muhabere şamandırasını tutan telefon kablosu koptu  Bir daha Dumlupınar mürettebatından haber alınamayacaktı     KURTARAN GEMİSİ VE KURTARMA ÇALIŞMALARI Kazanın ardından olay yerine gelen Amiral Sadık Altıncan, Vali Safaeddin Karanakçı ve diğer yetkililerin gözetiminde kurtarma çalışmaları başladı  Bu arada kaza çok kısa sürede gerçekleştiği için olayın farkına varmayan 1  İnönü Denizaltısı da olay yerine geri dönerek kurtarma çalışmalarında bulundu  Bu gemi dışında denizin üstünde iki muhrip, Kurtaran, motorlar ve Naboland bulunuyordu  Çanakkale Boğazı'nın akıntılı sularında Dumlupınar'ı ve mürettebatı kurtarma çalışmaları aralıksız sürdürüldü, fakat bu çaba mürettebatı kurtarmaya yetmedi  Dalgıçlar birçok defa herşeyi göze alarak Dumlupınar'a ulaşmaya çalışmış, fakat hiçbiri kurtarma çanını denizaltının gövdesine tutturmayı başaramamıştı  Kurtarma işinin tüm gereklerinin yerine getirilmesine rağmen, ne Dumlupınar ne de mürettebatı kurtarılabildi   Salı günü sabaha karşı ümitler tükendi  Çünkü bir denizaltı, personeline 3 gün yaşama izni vermekteydi  72 saatten sonra içerdeki hava miktarı denizcilerin yaşamasına zaten izin vermeyecekti  Ve saat 02:15 itibariyle 3 günlük süre dolmuştu  81 denizciden geriye kalan 22 kişiden artık ümit kesilmişti  Ertesi gün saat 15:00'te Başaran Gemisi üzerinde bir tören düzenlendi ve "Dumlupınar Şehitleri" için denize çelenkler bırakıldı     Uzun olur gemilerin direği Ah çatal olur efelerin yüreği Yanık olur anaların yüreği          
				__________________ Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar  Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar NFK  GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali  GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı | 
|   | 
|  | 
|  | Cevap : Batık Tarih Dumlupınar |  | 
|  01-13-2009 | #2 | 
| 
VANDETTA   |   Cevap : Batık Tarih DumlupınarHarikasın Gökkuşağı    
				__________________   Milliyetçilik,faşizmin millete yutturulabilir halidir,aksini iddia edenler kendi milliyetçiliğini savunanlara saygı duysunlar! Tek çare;Din birliğidir    | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |