Şimdi Ölmeli/Yim Biliyorum

Eski 08-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şimdi Ölmeli/Yim Biliyorum




Şimdi ölmeli/yim biliyorum

Bir ben ölüyor kalbimin en derin yerinde

Bir mezar kazıyorum gözlerinin derinliği miktarınca

Özledikçe seni,

Bende sen olup kopuyorum yabancı tenlere

Gidiyorum farkında değilsin

Ölüyorum yavaş yavaş

Bilecek değilsin

Öyle derin bir uykudasın ki,

Gözlerim gözlerin içine baka baka eriyorum






Şimdi susmalı/yım biliyorum

Sana söz vermiştim ya

Sözlerimi unutmadım henüz

Hala dudaklarımda dudak izlerin

Hala ıslak gözlerindeki deniz

Ve hala taze içindeki sonbahar

Ve hala taze tonda sana bir türlü yakıştıramadığım siyah






Şimdi bitmeli/yim biliyorum

Bir kutu çikolota alıp ellerimize,

Hiç uğramadığımız bir köyün çocuklarına dağıtmak hepsini

Sonra senin rüzgarlı tepe buluşmak seninle

Sırtımızı denize döndürüp,

Bir ağacın gölgesinde düşlemek kollarımızdaki ölümü

Ve sonra yürümek çırılçıplak denizi

Korkmadan

Acıya sığınmadan

Bulutlara uzanmak öylece






Şimdi özlemeli/yim biliyorum

Ellerimde kanayan bir iz

Sana sırtını çevirmiş bir yüz

Kirlenmiş bir geçmiş dururken aynamda

Rehin bir geleceğe düştü heybem

Uykularım paramparça

Özleminde aldığım dil altı sözcüklerim de yetmiyor

Uzat diyorum sesini bana,

Sen daha da çekiyorsun tınılarını dudaklarımdan

Kaç ay oldu dudaklarında rehin kalmayalı ?

Kaç mevsim geçti ellerinin içinde ter olup akmayalı ?


Şimdi ölmeli/yim biliyorum

Önce senden,

Sonra tüm bulutlardan özür dilemeliyim

Çünkü eriştiremedim ayaklarını mutluluğa

El çektiremedim üzerinden matemi de siyahı da

İçindeki yalnızlığa bir kurşun olmalıydım

Yüreğine değen özlem değil

Sana uzanan yol olup boyanmalıydım ziftlere

Sonra senin terinde temize çekmeliydim tüm harflerimi


Şimdi ölmeli/yim biliyorum

Yüreğimin kuyularına sarkıtılmış bir yemin

Ellerime tutuşturulmuş bir ilan

Yüzüme sürülmüş bir iz’an

Ve avuçlarımdan kayıp giden bir masal

Ve senden kalan bir dipnot gözlerimde kanayan


" Hani hep ahizenin diğer yer alan topuklu ayakkabılarının sesi"


O topuklu ayakkabılarının sesine tutundum ben hep

Her sabah uykusuz yüreğimi sesinle uyandırdım

Yalnızlığınla yoğurdum içimdeki çocuğu

Susuzluktan kırılan yüreğimin tüm çöllerinde bulut bulut özlemini sağıp içtim


Şimdi bir gül diktim yüreğimin kanayan yanına

Ölümün en güzel yerine işledim adının baş harfini

Yüreğimin sağına seni,

Diğer yanına Cenneti heceleyip

Bir hayat düşledim gözlerimin en düş sahifesine

Bir dirhem huzur kattım sözlerime

Bir de seni



Ölümü sana kavuşma addedip

Bıraktım içimde birikmişleri boşluğa

Azat ettim gönlümdeki tüm yeminleri

Sana kavuşmanın haram olduğu bu cümlede,

Seni bende bir kurşun gibi işleyip sözüme,

Ölümü hediye eyledim sensiz gönlüme


Mutluluk safına durdum şimdi

Al beni ey ölüm beni benden

Çek beni fani tenimden

Ve bir an evvel kavuştur beni

Çıplağım şimdi

Çünkü sen/sizim


Kavuşmak; " sen " ise eğer

" Ölüm " sen kadar güzel ise eğer

Şimdi ölmeli/yim biliyorum


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.