Halide Edip Adıvar Türkün Ateşle İmtihanı Kitap Özeti |
08-25-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Halide Edip Adıvar Türkün Ateşle İmtihanı Kitap ÖzetiHalide Edip Adıvar Türkün Ateşle imtihanı kitap özeti 30 Ekim 1918’de İngilizler’in İstanbul’u işgal etmesiyle Türk insanının durumu yorgun şaşkın ve canından bıkkın bir haldeydi Yıllarca süren savaştan sefaletten sonra bir de yurdumuzun işgal edilmesi yani özgürlüğümüzün elimizden alınmak üzere olması Türk insanını bu hale getirmişti İstanbul’da yaşayan çoğunluğunu genç subayların oluşturduğu milliyetçiler gizli dernekler kurup İtilaf Devletleri’nin toplattığı silahları Anadolu’ya kaçırmaya çalışıyor bir yandan da memleket için kurtuluş yolları arıyorlardı Halide Edip bu derneklerin başkanlarına yakın biri olarak milliyetçilerin bir araya gelip toplantı yapmak için ne büyük zahmete katlandıklarını bizzat yaşamıştır Halk ise gazeteler sansür altında olduğundan olan bitenden habersiz padişahın İngilizler’le kurduğu yakınlıktan ve İngilizler’in medeni bir devlet olmasından dolayı Anadolu’yu Osmanlı Türklerine bırakacaklarını sanıyordu Bizi savaşa sokan ittihatçıların çoğu Meclis-i Mebusan’da vekildi ve halk bunlara tepki duyuyordu Bunu fırsat bilen Tevfik Paşa meclisi kapatmıştı 15 Mayıs 1919’da Yunanlıların İzmir’i işgalinden sonra İngilizler Anadolu’ya giden bütün yolları tutmuşlar tenha yolları da Osmanlı içindeki Hristiyan çetelerine tutturmuşlardı Dernekler faaliyetlerine devam edemez olmuş Halide Edip gibi milliyetçi kişiler hakkında idam kararları çıkarılmaya başlanmıştı Özellikle Halide Edip’in Sultanahmet mitinginde söylediği “…hükümetler düşmanımız milletler dostumuz ve kalbimizdeki haklı isyan kuvvetimizdir” sözü şimşekleri kendi üzerine çekmişti Daha fazla İstanbul’da kalamayan milliyetçiler Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkmasıyla Anadolu’ya kaçmaya başlamışlardır Bu kaçış ikişer üçer kişilik gruplar halinde ve çok tehlikeliydi Düzenli olarak silah kaçıran ve milliyetçilerin güvenliğini sağlayan İzmit’teki ve Adapazarın’daki en kalabalığı 80 kişiden oluşan çetelerdi Bu çeteler geceleri milliyetçileri köylerde ağırlıyor yağmur çamur yorgunluk gibi zor şartları hiçe sayıyorlardı 11 gün süren yolculuğun ardından Ankara Garı’nda Mustafa Kemal ve halk tarafından karşılanan Dr Adnan ve Halide o gün bir eve yerleşir ve hemen ertesi gün eski Ziraat akültesi binasında olan karargahta çalışmaya başlarlar Erzurum Kongresi ve Sivas Kongresi’nden sonra yeni bir meclis kurulması zorunluluğu gündeme gelmişti Mustafa Kemal her ilden ikişer milletvekili seçilip Ankara’ya gönderilmesini talep eder 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi kurulur ve Mustafa Kemal meclis başkanı seçilir Bu olaya muhalefet olan Hilafet yanlılarının kurduğu ordu meclisin kapanması için Ankara’ya doğru yürüyüşe geçer Bu isyanı bastırabilecek bir tek bu çeteler vardı Mustafa Kemal bunları durdurmak için Çerkez Ethem’i görevlendirdi İzmit’te gerçekleşen bu kuvvetlerin çarpışmasından Çerkez Ethem galip geldi Bu galibiyet çetelerin itibarını artırdı Ali Fuat Paşa bile üniformasını çıkarıp dağlara çıkmıştı Çeteler büyük bir kuvvet olmalarına rağmen ordunun himayesine girmeyi reddediyorlardı İhtiyaçlarını da halktan zorla karşıladıkları için de sürekli sorun yaratıyorlardı İlk iş olan düzenli ordunun kurulması Aralık ayının sonlarına doğru büyük kavgalarla gerçekleştirildi Ethem’in 3 bin kişilik ordusu 100 makineli tüfeği ayrıca 4 topu vardı Bu gücüne güvenerek meclise; faaliyetlerinin durdurmasını halkı yeniden savaşa sokmamasını İstanbul hükümetiyle işbirliği yapmasını söyleyen bir ültimatom gönderdi Yunanlılar Bursa’ya yürümeye başlamıştı ama Ethem’le Albay Refet yani kardeşler savaşıyordu Ethem düzenli odunun kuvvetlerine karşı koyamayıp kuvvetlerini geri çekmek zorunda kaldı Ordumuzla 11 Ocak’ta (1İnönü) Eskişehir’in batısında karşı karşıya gelen Yunanlılar Albay İsmet komutasında ağır bir yenilgiye uğradılar Bundan dolayı toplanan Londra Konferansı’na Ankara’dan da temsilcileri çağırdılar Sevr’in bir benzeri olan bu konferanstan bir sonuç alınamamış ve Yunanlılar Afyaon’dan saldırıya geçmişlerdi 31 Mart’ta (2İnönü) yine bozguna uğratılan Yunanlılar geri çekilmek zorunda kaldılar Bu dönemde askerlere yardım amacıyla Hilal-i Ahmer (Kızılay) Hastahanesi’ne gönüllü olarak hastabakıcı olarak Eskişehir’de cephe gerisindeki bir hastahanede çalışmaya başladı Bu arada Yunanlılar boş durmuyor İzmir’I bir silah yığınağı haline çeviriyordu Bunda İngilizlerin Yunanistan’a yaptığı silah ve maddi desteğin büyük payı vardır Hazırlıklarını tamalayan Yunanlılar bizim 4 katıumız kadar bir kuvvetle 9 Haziranda saldırıya geçtiler Bu saldırılara karşı koyamayan ordumuz toparlanmak için Sakarya’nın doğusuna çekildi Bu geri çekilme mecliste büyük çalkantılara neden oldu Yapılan oylamayla Mustafa Kemal başkomutan seçildi Tekalif-I Milliye emirleri çıkartılıp ordumuzun ikmal işleri halk tarafından yapıldı Ordunun kurulmasında en çok emeği geçen Refet Paşa durmadan çalışıyor memleketin her tarafını arayıp tarayıp gönüllü askerler topluyordu Savaş başladığında 25000 askerimiz vardı Bunların 16000’i şehit olmasına rağmen savaş sonunda 40000 askerimiz vardı 2 ay gibi kısa bir sürede hazırlıklarını tamamladı İçindeki milli duygularla sürekli dürtülen Halide silah altına girmeye karar verir Mustafa Kemal’in karargahında çalışmaya başlar Buradaki görevi günlük zaiyat raporlarını tutmak ve yabancı gazeteleri takip edip yabancı kamuoyunun savaşla ilgili düşüncelerini çevirip Mustafa Kemal’e iletmekti Ordumuzun Yunanlılara göre sayısının az olmasından dolayı güzel bir savunma planı yapıldı 25 Ağustos’ta çarpışmalar başladı Fedakar Türk askerleri öleceklerini bilseler bile mevzilerini terk etmeyip çarpışırlar ve mevzilerimize Yunanlıları sokmazlar Savaş 22 gün sürmüş ve dünyanın en uzun süren meydan muharebesi olmuştur 19 Eylül’de başlayan yunan geri çekilişi 16 Eylül günü sonlanmıştı Artık zafer bizimdi Mustafa Kemal’in sabahlara kadar çalıştığını yakından takip eden Halide ona “Savaş bitti Artık dinlenmeye çekilme vaktiniz geldi” dediğinde sert bir tepkiyle “Asıl savaş bundan sonra başlıyor” cevabını almıştı 22 Eylül’de Mudanya Mütarekesi imzalanmış resmi olarak savaş galibiyetimizle bitmişti Yunanlılar kaçarken geçtikleri köyleri yakıp yıkmışlardı Bu savaşta onbaşı rütbesi alan Halide’nin bir görevi daha vardı Tetkik-i Mezalim Heyeti’nin başına geçmek ve Yunanlıların verdikleri zararları tespit etmek Anadolu insanına ettiği işkenceleri kayıtlara geçirmekti Çok acı olayların yaşandığı Anadolu köylerinde halkın yaşadıkları anlatmakla bitmez Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU Yusuf AKÇURA ve bir fotoğrafçının olduğu bu heyet çalışmalarını bitirdikten sonra Ankara’ya döner Döndüğünde asker üniforması giyen küçük çocuklar Halide’nin dikkatini çeker Bunların neci olduklarını yanındaki yüzbaşıya sorar Bunlar Kazım Karabekir Paşa’nın evlat edindiği yaşları 6 ile 14 arasında değişen ailelei savaşta ölmüş 2 bin kadar yetim Türk çocuğu idi Bu örnek davranışından dolayı Kazım Paşa’yı ziyaret edip tebrik eder Halide Edip yurdumuzun düşmanlardan temizlenmesinden duyduğu huzurla eşyalarını toplayıp İstanbul’a çocuklarının yanına doğup büyüdüğü eve döndüğünde Mahmure ablasıyla çocukluk günlerinde olduğu gibi kucaklaşır |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|