Valide Atik Külliyesi |
08-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Valide Atik KülliyesiAtik Valide Cami çok büyük bir külliye ile birlikte yapılmıştır Külliyede medrese, darülhadis, darülkurra, hastane, imaret, misafirhane, çeşme bulunmaktaydı Külliye yakınlarında da Çifte hamam vardı Külliye, Mimar Sinan`ın son eserlerindendir Külliye içinde bulunan hastanede 1734 yılında Humbaracı Ahmet Paşa, Humbaracı Ocağı`nı kurdu Külliyenin imarethane bölümü de zamanla amacı dışında hizmet vermiş ve 1950`li yıllarda buraları cezaevi olarak kullanılmıştır Cezaevinin buradan alınması sonucunda gözetleme kuleleri ve içinde zor günler geçirenlerin kaldığı yerler ıssız, sessiz, harabe bir durumdadır Güzel Sanatlar Fakültesi`nin bu binalara yerleşmesiyle imarethanenin, aşevlerinin eskisi gibi yeniden düzenleneceği ümit edilmektedir Cami orta kubbesi altı ayağa oturan camilerin özelliğini göstermektedir Camiyi, II Selim`in eşi, III Murat`ın annesi olan Nur Banu Sultan yaptırmıştır Bu nedenle buraya Nurbanu Camii de denmektedir Selahattin camilerinde olduğu gibi iki minarelidir Caminin çok geniş bir iç mekânı vardır Orta mekânın üç yanı galerilerle çevrilidir Mihrabın sağında hünkâr mahfeli bulunmaktadır Son cemaat yeri de oldukça geniş olup etrafı demir parmaklıklarla çevrilidir Cami avlusunun batısı imarethaneye, doğusu ise şifahaneye çıkmaktadır Caminin yapım tarihi kaynak kitaplarda 1583 olarak gösterilmektedir Caminin girişindeki kitabede 991 Rumi ve 1570 seneleri yapım tarihi olarak belirtilmektedir 991 senesi Rumi veya Hicri olarak esas alınırsa yapım tarihin 1570`ten sonra olduğu ortaya çıkmaktadır Bu ziyarette! Haz ve duyguyla Atik Valide`de bir gün yaşadık… Nurbanu Annemizin hikâyesi… Cami, Osmanlı İmparatorları`ndan II Selim`in eşi, III Murat`ın ise annesi Nurbanu Sultan tarafından 1570`lerde Top taşı`nda Üsküdar`ın en yüksek tepelerinden birinde yer almaktadır Bir rivayete göre; Nurbanu Valide Sultan sofradaki ekmek kırıntılarını avucuna toplar ve onları yermiş Bu durum, gelini Safiye Sultan tarafından yadırganır ve eşi Sultan III Murat`a şikâyet konusu olurmuş Bir yemek davetinde annesinin bu hareketini gören III Murat, annesine sert bir dille avucunu açmasını söylemiş Nurbanu Sultan avucunu açtığında, o ekmek tanecikleri oğluna ve gelinine birer inci gibi görünmüş Bundan şaşkınlığa uğrayan ve annesine karşı mahcup duruma düşen III Murat bu eziklikle Mısır Seferi`ne çıkacağı sırada annesinden helallik istemiş, Nurbanu Sultan da hakkını helal etmesi için; kendi adına bir külliye yaptırmasını ve içersinde her şeyin bulunmasını söylemiş Mısır Seferi`nden başarıyla dönen III Murat annesine vermiş olduğu sözü yerine getirmek üzere eseri nereye yaptırmak istediğini sormuş Annesi de başındaki yemeniyi çıkarıp rüzgâra karşı bırakmış Yemeni uçmuş ve şu anda caminin bulunduğu arazinin içerisinde bir ağaca takılı olarak bulunmuş O devrin en gözde mimarı Mimar Sinan eserin yapılacağı yere davet edilmiş ve zemini uygun görüp, muhteşem eseri buraya yapmaya karar vermiş Ve Caminin ismi Valide Atik Cami olmuş… VALİDE ATİK MEDRESESİNDEYİZ… Osmanlı’da taş binalar Allah’a atfedilen yerlerdir yıllarca kalabilmesi için yapılmıştır Evlerin tahta olması dünyanın geçici olduğunu anlatır Bu yüzden medreselerde taştan yapıtlardır Külliye 28 dönüm alan içerisinde kurulu olup, 11 bölümden oluşur Bir Sinan harikasıdır Osmanlının ilk akıl hasta hanesi de bu eser içerisinde “Darul Şifa” adı altında kurulmuştur Bu bölümün içinde bulunan sedir ağacıda orta doğunun en yaşlı sedir ağacıdır Külliyenin bölümleri ise 1 Cami, 2 Medrese, 3 Tekke, 4 Sübyan mektebi, 5 Hamam, 6 Aşhane, 7 Tabhane, 8 Kervansaray, 9 Darul Şifa, 10 Aşcı Başı Konağı, 11Darul Kurra ve darul hadis bölümlerinden oluşmaktadır Valide Atik tekkesinde otuz altı oda bir de salon odası vardır Bu tekke’de şu anda ilim yayma cemiyeti ilahiyat öğrencilerine ders veriyor Sadettin Ökten burada kent ve medeniyet çalışmaları yapıyor 2007 yılında İslam Âlimlerinin yetişmesi için dört ayrı grup ders yapıyor: Arapça İngilizce dersleri (bu arada haziran ayında on tane öğrenci alınacak) müracaat etmek isteyenler şu numaradan ulaşabilirler(0216 334 04 12) Bu restore edilişinde eskiden nasıl kullanılmışsa buna dikkat edilerek hizmete açılmıştır Valide Atik cami Bu caminin avlusuna girdiğimizde bizi çınar ve selvi ağaçları karşılıyor Valide Atik camiin duvarları mücevher değerindeki çinilerle kaplıdır Burası diğer camilerde farklıdır İmamın kıldıracağı yere doğru bir tümsek vardır Müezzin mahvilii diğer camilerinkine göre daha farklıdır Caminin içinde Kur-an-ı Kerim okunan yerin Künde Kar-i (çivisidir) nakşedilmiştir ( en büyük nakşedilen Künde Kar-i Mescid-i Aksa’da yapılmıştır Camiye bitişik hünkâr mahvili vardır Bunun bitişik olması devleti yönettikleri için kendilerini korunma amaçlı… 2 Beyazıt’tan sonra bu camiye bir hünkâr mahvili yapılmıştır Valide Atik camisinin dört kapısı vardır Arkta kapısında hünkâr mahviline karşı mezarlık vardır Bu mezarlığın hünkar mahviline karşı olması “Ey Padişah bu dünya fanidir Ölüm var demektir MEZAR TAŞLARI Toplumsal mevkie ve zamana göre değişir: Fesh 1800’lü yıllardan sonra yapılmıştır VALİDE ATİK KÜLLİYESİNİN NAKKAŞHANESİ Nakkaş hanede bilgi verecek kişi ise Recep Cengiz’dir Mimar Sinan’ın yaptığı bu külliye Halvet-i Tekkesi olarak kullanılmış Hak Yol Öğrenci Vakfı olarak kullanılmış Göçmenler için kullanılmış Şu anda Semih Saadettin Özçivil tarafından minyatür, tezhip çalışmalarıyla iki hafta önce yani 25 0409 tarihinde açılışı yapılmıştır Burada mimari süslemeler ve kitap süslemeleri de yapılacaktır Burası 16 yüzyılda tezhip ve minyatürün küçük bir modeliydi şu an o modelin ayakta kalması için Üsküdar Belediyesi tarafından çalışmalar devam etmektedir Osmanlı’da akıl ilimle ve zevk-i ilim ise (tasavvuf) ile karşılanır Nakkaş hanedeki odalardan bir tanesi zikir için yani tasavvuf ehli için ayrılmıştır |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|