Kuzgun Acar

Eski 08-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kuzgun Acar




İstanbul Sultanahmet Ticaret Lisesi' ni bitirdikten sonra İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'nin Heykel Bölümü'ne giren (1948) Kuzgun Acar, Rudolf Belling'in atölyesinde çalış­maya başladı 1950'de Ali Hadi Bara'nın atölyesine geçti Hadi Bara o yıllarda, anıt heykelciliğiyle başlamış olan figür çalışmalarını bıraka­rak soyut denemelere girişmişti Kuzgun Acar, biraz da hocasının yönlendirici katkısıyla, öğrenciliği­nin son yıllarında soyut heykele tut­ku ölçüsünde bağlandı 1953'te Akademi'yi bitirdikten sonra bu tutku­sunu yaşamı boyunca, soyut heyke­lin araştırmaya, yenilenmeye açık olanakları çevresinde geliştirdiHerhangi bir kuruma ya da kuruluşa bağlanmak yerine serbest olmayı, yaratıcı özgürlüğüni sınırsızca kullanmayı yeğledi

HEYKELCİLİK ALANINDA ULUSLARARASI BİR BAŞARI
Kuzgun Acar çoğunlukla tel ve çivilerle, saç artıklarıyla, elek teliyle ve madensel parçalarla oluşturduğu heykellerinde, biçimsel uyumun yeni açılımlara yol açan seçeneklerinden hareket ediyor, heykeli bir yaşama biçiminin doğal görüntüsü gibi, hiçbir zorlamaya yer vermeksizin yorumluyordu 1961'de bu heykellerinden biri Paris Genç Sanatçılar iki yılda bir sergisi­ne katıldı Aralarında İtalyan hey­kelcisi Giacometti'nin de bulunduğu seçiciler kurulu, Kuzgun Acar'ın paslı çivilerle oluşturduğu heykeli başarılı buldu ve Acar'a hem birin­cilik ödülünü, hem de yabancı sanat­çılara ayrılmış iki burstan birini verdi Bu burstan yararlanarak Paris'e giden sanatçı, kazandığı ödül nedeniyle Paris Kenti Modern -Sanat Müzesi'nde bir sergi düzenle­di (1962) Bu sergiden bir yapıtı, ayrıca iki deseni müze tarafından satın alındı
Paris'te bir yıl geçirdikten sonra İs­tanbul'a dönen sanatçı,heykel çalış­malarını aralıksız sürdürdü 1962 yılında düzenlenen 23 Devlet Resim ve Heykel Sergisi'nde, Demir Heykel'iyle birincilik ödülünü kazandı 1966'da Paris Rodin Müzesi'nde kişisel bir sergi açtı İstanbul Mani­faturacılar Çarşısı'ndaki heykeli, sonradan yerinden kaldırılan Anka­ra Gökdeleni cephesindeki metal rölyefi, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'ne alınan üç metal heykeli, Gülhane Parkı'na konulan 50 Yıl heykelini, ölümünden kısa bir süre önce tamamladığı Antalya'daki Haşim İşçan Anıtı'nı yaptı Bayrampa­şa Belediyesi için Mustafa Kemal Anıtı'nı hazırladı Marmara adası­na konulması tasarlanan bir anıt hazırlamaya başladı, ama tamamlayamadan öldü
Katıldığı karma ser­gilerin yanı sıra, Fransa'da Havre Müzesi'nde ve Lacloche Galerisi'nde 1962 ve 1963 yıllarında iki kişisel sergi düzenlemiş olan Kuzgun Acar, heykelde anıt işlevine bağlı gelene­ği, özgür ve yaratıcı bir doğrultuda geliştiren kuşağın öncülerindendir Genç kuşak heykelcileri onun başa­rıyla temsil ettiği bir etkinlik çevre­sinde, kendi kişiliklerini geliştirecek bir hız kazanmanın gerekli olduğunu anlamışlardır Bir kuşak değişikliği­nin aynı zamanda bir anlayış deği­şikliğini de gerekli kıldığı bir dönem­de Kuzgun Acar, bağımsız sanatçı olarak yaşamanın gerçek öncülerin­den olmuştur Heykel gereçleri ile yorumu bütünleştirme çabası ve öz­gün bir anlatımı sonuna kadar sür­dürme kararlılığı, sanatını niteleyen başlıca özelliklerdir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.