Yıdız Çor, Sönmüş Yıldızlar Kitap İncelemesi

Eski 08-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yıdız Çor, Sönmüş Yıldızlar Kitap İncelemesi



YILDIZ ÇOR, “SÖNMÜŞ YILDIZLAR” İNCELEME


Önsöz

Ünlü edebiyatçılarımızdan Reşat Nuri GÜNTEKİN, eserleri günümüzde herkes tarafından bilinmekte ve beğeniyle okunan bir yazarımızdır

Ben de eserlerini severek okuduğum için ödev konusu olarak bu kitabı seçtim Kitaptaki hikâyeleri okuduğumda herkesin kendisine dersler çıkarabileceği insan ilişkilerinin ne kadar karmaşık ve iniş çıkışlarla dolu olduğunu anlatan, her insanın hayatta yaşayabileceği birçok önekle karşılaştım Bunların benim için güzel bir tecrübe olduğuna inanıyorum

Kitabı ödünç aldığım Atatürk Kütüphanesi’ne teşekkür eder; bu ödevi vererek okuduğum kitaba daha geniş açıdan bakıp değerlendirmemi sağlayan öğretmenim Yusuf YILDIRIM’a saygılarımı sunarım
Yıldız ÇOR




TANITIMI:
Yazan:Reşat Nuri GÜNTEKİN
Eser: Sönmüş Yıldızlar (Bütün Eserleri 21)
Dizgi: MPAMUKÇUOĞLU
Kapak:Ümit KIVANÇ
Baskı: ANKA BASIM, Matbaacılar Sitesi No:38Bağcılar-İstanbul, 15BASKI 2001
İNKLAP YAYINEVİ : Ankara Caddesi,No:95 Sirkeci 34410 İstanbul
Tel: (0212) 514 06 10
Web sayfası: http:/wwwinkilapcom

HİKÂYELERİN ADLARI
  • Sönmüş yıldızlar
  • bir damla gözyaşı
  • yalan
  • bir hayal kırıklığı
  • kumandanın şoförü
  • bir sonbahar eğlencesi
  • bir yudum su
  • nisan güneşi
  • gölgelerin busesi
  • bir zaaf dakikası
  • bilek saati
  • asker dönüşü
  • mektuplar
  • tehdit
  • bir ayrılık
  • muamma
  • mazeret
  • sevda ve mantık
  • fazilet mükafatı
  • zoraki doktor
REŞAT NURİ GÜNTEKİN’İN HAYATI VE ESERLERİ

Büyük Türk romancısı (1889-1956) İstanbul'da doğdu Mahalle okulunda, Galatasaray Lisesi'nde ve İzmir Fransız Okulu'nda okudu Darülfünun (üniversite) Edebiyat Fakültesi'ni bitirdi (1912) İki yıl Bursa Lisesi'nde, sonra 1931'e kadar İstanbul'da Vefa, İstanbul, Çamlıca, Kabataş, Galatasaray ve Erenköy liselerinde edebiyat öğretmenliği yaptı

Bir süre de Millî Eğitim Bakanlığı müfettişliği yaptıktan sonra (1931-1938) Çanakkale milletvekili olarak Meclis'e girdi Dönemi sona erince yeniden müfettişliğe döndü ve Paris Öğrenci müfettişliğine atandı 1954 yılında emekli oluncaya kadar bu görevde kaldı İki yıl sonra hastalanarak tedavi için gittiği Londra'da öldü

Sanatı

Reşat Nuri 1922 yılında yayımladığı Çalıkuşu romanıyla üne kavuştu Ama ona gelinceye kadar çoğu takma adlar altında olmak üzere birçok hikâye ve bir-iki roman yazıp yayımlamıştı Çalıkuşu uzun süre genç kuşağın elinden düşmeyen bir roman oldu Türkiye'de bundan önceki romanların hemen hepsi batı romantizminin kötü bir kopyası idi Reşat Nuri gerçekçi bir yol tuttu Çalıkuşu'nda, bir İstanbul kızının, Anadolu'nun çeşitli köy ve kentlerinde başından geçenleri gerçekçi bir dille anlatıyordu

Güntekin daha sonra, duygusal yönü ağır basan öteki büyük romanlarını yazdı (Dudaktan Kalbe, Akşam Güneşi) Bunları, toplumsal yönü ağır basan romanlar izledi (Yeşil Gece, Yaprak Dökümü, Miskinler Tekkesi) Anadolu kent ve kasabalarını, oradaki yaşamı, halktan insan tiplerini konu edinmeğe özen gösteriyordu

Reşat Nuri'nin eserlerinde toplumsal olaylar ve duygusal yönler ağır basar, ama mizah da vardır Bir ara Mahmut Yesari ile birlikte Kelebek adlı bir mizah dergisi bile çıkarmıştı (1923-1924)

Reşat Nuri Güntekin'in gerçekçiliği ve Anadolu'nun uzak köşelerine kadar uzanması bir rastlantı değildir O, Cumhuriyet'in bir sanatçısı olarak bunu bilinçli olarak yapıyordu Yazdığı Anadolu Notları (1936, 1966) bunu açıkça göstermektedir

Güntekin ve Tiyatro

Reşat Nuri Güntekin, tiyatro alanına da katkısı olan bir yazardır Onda tiyatro sevgisi, çocukluk yıllarında seyrettiği Karagöz ve ortaoyununun etkisiyle uyanmıştı Güntekin'in, irili-ufaklı 100'den çok tiyatro eseri vardır Yazarlığının ilk yıllarında yazdığı Hançer, Eski Rüya, Taş Parçası gibi oyunlar Dârülbedayi'de sahnelenmiştir Daha sonra Hülleci, Balıkesir Muhasebecisi, Tanrı Dağı Ziyafeti, Bu Gece Başka Gece gibi oyunlarını yazdı ve kimi romanlarını da oyunlaştırdı

Başlıca EserleriÇalıkuşu, Dudaktan Kalbe, Gizli El, Akşam Güneşi, Bir Kadın Düşmanı, Yeşil Gece, Acımak, Yaprak Dökümü, Kızılcık Dalları, Gökyüzü, Eski Hastalık, Ateş Gecesi, Değirmen, Miskinler Tekkesi, Kavak Yelleri, Son Sığınak, Kan Davası

SÖNMÜŞ YLDIZLAR’A TOPLU BAKIŞ
Reşat Nuri GÜNTEKİN’in bu eseri kısa hikâyelerden oluşmaktadır Hikâyelerde kadın-erkek ilişkisinin duygu dolu dünyası başarıyla sergilenmektedir Karşılıklı aşk mektuplarında, gözyaşları ve hazin bir hayatın gerçekleri, yalanlar ve düş kırıklıkları ele alınmış birbirinden güzel yirmi bir hikâyeden oluşmaktadır

HİKAYELERİN İNCELENMESİ:

Sönmüş Yıldızlar
OLAY DİZİSİ (Serim, Düğüm, Çözüm)

Bu hikâye, Perihan Hanım ile Hüseyin Kenan Bey’in birbirlerine duygularını mektuplarla anlatmasından oluşmaktadır Perihan Hanım, Yeşilköy’ de bir köşkte oturmaktadır Hüseyin Kenan Bey ise oraya yeni taşınmıştır O zamanlar her ikisi de küçük birer çocukturBir gün Perihan trenle İstanbul’a mektebe giderken Lalası onu Hüseyin Kenan ile tanıştırmış ve arkadaş olmuşlardır Ama Hüseyin Kenan çok utangaç bir çocuk olduğundan arkadaşlıkları pek ilerleyememiş, Perihan hanımın okulu bitirip Feridun Beyle evlenmesiyle de aralarındaki bağ tamamen kopmuştur Yıllar sonra bir yerde tesadüfen karşılaşırlar Hüseyin Kenan artık o küçük masum çocuk değildi Düşünceleri de kendi de oldukça değişmiştir Perihan onu görünce şaşırmış; birbirinden güzel şiirler yazıp bu ince ve derin sözleri söyleyen, herkesi büyüleyen sanatkârın o kısa pantolonlu sarışın çocuk olduğuna inanamamıştır Fakat bu durum bir süre sonra değişmiş Hüseyin Kenan’ın o duygu dolu sözleri yerini hırçın ve acı bir anlatıma bırakmıştır Bunun üzerine olay Perihan’ın mektubuyla devam eder:

Perihan hanım’dan Hüseyin Kenan’a
Bu mektup Perihan Hanımın çocukluk yıllarında Hüseyin Kenan beyin onun üzerinde bırakmış olduğu etkiyi ve onun hakkındaki düşüncelerini anlatmaktadır Perihan hanım’ın gözünde küçük bir kız çocuğu kadar masum, duygu dolu ve ürkek biri olan Hüseyin Kenan’ın yazmış olduğu şiirlere hayranlığını ifade ederken aynı zamanda onun yavaş yavaş değişip alaycı ve umursamaz biri haline dönüştüğünü o duygu dolu Hüseyin Kenan’dan eser kalmadığını sitem dolu sözleriyle anlatır

Hüseyin Kenan’dan Perihan Hanım’a
Hüseyin Kenan Bey de Perihan hanım gibi çocukluk günlerine dönerek onunla ilgili duygu ve düşüncelerini açık yüreklilikle anlatıp o yıllarda Perihan hanıma aşık olduğunu ve bir türlü kalbindekileri açamadığını bunların birer çocukluk anısı olarak yaşanıp bittiğini anlatırken onu bu denli değiştiren acımasız, alaycı ve zalim yapan içindeki yıldızları birer birer söndüren olayları anlatır Ona göre bunun nedeni yetişkin birer birey olup insanların iç yüzünü görmesiyle başlar Onun için mukaddes olan değer verdiği, inandığı her şeyi, gösterdiği çabaya rağmen yitirdiğini; insanların para, mevki ve gösteriş uğruna neler yapabildiğine şahit olduğunu en sevdiği insanların bile yüzüne gülüp arkasından konuştuğunu duyduktan sonra artık gözlerinin açıldığını anlatır Bu kadar olumsuzluklar içerisinde çocukluktan süregelen kalbindeki tek yıldız olan Perihan hanımın da kendisinden yaşça büyük ve ona layık olmayan bir adamla evlenmesi Hüseyin Kenan’ın kalbindeki son yıldızın da böylece sönmesine neden olmuştur Artık Perihan hanımın tanıdığı duygu dolu Hüseyin Kenan’dan eser yoktur

“Hüseyin Kenan”
Fiziksel özellikleri: Sarışın, açık yeşil gözlü bir yazardır (s6)
Psikolojik özellikleri: Mahcup tavırlı, narin görünümlü, ökseye tutulmuş bir kuş kadar ürkek ve çekingen bir insandır(s5)
Ana fikir: İnsanların ikiyüzlülüğünü; para, gösteriş ve mevki uğruna neler yapabileceğini çıkar ilişkilerine dayalı sahte dostlukları gördükçe değişen ve hissizleşen Hüseyin Kenan’ın hayal kırklıkları anlatılmaktadır

Bir Damla Gözyaşı
OLAY DİZİSİ (Serim, Düğüm, Çözüm)

Nejat, büyük bir ailenin çocuğu oldukça zengin, istikbali parlak, güzel, zarif bir diplomattır Nimet ile Mahmut Nail adında bir paşanın evinde tanışırlar Nimet onun gibi birini elinden kaçırmak istemediği için o gece boyunca etrafında pervane gibi döner durur Birkaç yerde daha karşılaşırlar ve bu görüşmeler gittikçe sıklaşır Nimet’in tüm hayalleri nerdeyse gerçek olmuştur Gelinliğinin modelini bile kafasında belirlemiş, ne kadar rahat yaşayacağını düşünüp gülümserken birden gözünden her şey siliniverir artık ne zenginlik ne rahat yaşamak vardır aklında sadece Nejat’ı düşünür Her şey aklından silinip sadece Nejat’ı görmeye başladığını anladığı anda ondan kaçmaya başlar Nejat ile evlenmek için adeta can atan bu kız artık onunla görüşmek istemiyordur Nejat bu durumu fak edip günden güne daha güzel giyiniyor ona hediyeler alıyor Nimetin dikkatini çekebilmek için elinden geleni yapıyordur Fakat Nejat herkesin gözünde bir yıldız gibi parladıkça nimetin gözünde sönüyor değerini yitiriyordur Nejat birçok defa izdivaç teklif etmiş ama her defasında geri çevrilmiştir Aradan uzun bir süre geçtikten sonra Nimet hanım Nejat beye bir mektup yazar ve izdivacını kabul ettiğini söyler Bunun üzerine Nejat bey:

Nejat beyden Nimet Hanım’a
Nejat bey Nimet hanım tarafından defalarca yaptığı izdivaç teklifi geri çevrildiği için onun bu söylediklerine inanmak istemiyor Nimet hanımın duygularıyla oynayıp kendisiyle alay ettiğini düşünüyor Nimet hanımın bu zalimce şakasına inanmadığını söylüyor

“Nimet hanım bir mektup yazar ve izdivaç teklifini neden kabul ettiğini anlatır”
Nimet Hanım’dan Nejat Bey’e
Bir gece Doktor Feyzullah Refik Bey’in evinde karşılaşırlar ve Feyzullah beyin havasızlıktan boğulan kuşu bilmem hangi vasıtayla hayata döndüreceğini göstereceği bir deneye tanık olacaklardı Feyzullah Bey deneyi yapmak üzere herkesi içeri toplamış odaya en son Nejat girmişti Hava boşaltıcı kuşun bulunduğu kutunun içindeki havayı boşalttıkça Nejat soğuk terler döküyordu Yavru kuşun feryat eder gibi gagasını açıp vücudunu yana bırakmış olduğunu görünce gözünden bir damla yaş düştüOnun gözünden dökülen o bir damla merhamet yaşı Nimetin onun ne kadar ince ruhlu o sert maskesinin altındaki gerçek duygularını görmesini sağladıOnu sadece serveti için istediği zamanlarda bunu hiç düşünmemişti ta ki onu sevdiğini anlayana kadar İşte şimdi gönlünü ve hayatını o bir damla gözyaşının sahibine adayabilirdi

“nejat bey”
Fiziksel özellikleri: Büyük bir ailenin çocuğu; oldukça zengin, istikbali parlak, güzel zarif bir diplomat (s15)
Psikolojik özellikleri: Yüzündeki sert ve alaycı maskenin altında ince, zarif bir yürek taşıyan hassas bir insandır (s16)
Ana fikir: İnsanların göründükleri gibi olmadıklarını olaylar karşısındaki tutum ve davranışların bazen birçok şeyi yansıttığı anlatılmaktadır

Bir Hayal Kırıklığı
OLAY DİZİSİ (Serim, Düğüm, Çözüm)

HikâyeRodos’ta oturan Handan’ın dört aylığına İstanbul’a halasının yanına misafirliğe gelmesiyle başlar Halasının evinde düzenlenen bir davette Hikmet adında bir bey ile tanışır Handan dışarıdan bakıldığında çok mahcup utangaç bir genç kızdır Hikmet ise otuz beş yaşlarında çok şey yaşayıp görmüş bir yetişkindir Handanın yüzündeki masumluk ve utangaç tavırları hikmetin onu onca insan arasında fark etmesini sağlamış ve oldukça etkilemiştir Hikmet artık evlenip bir düzen kurmak istiyordur görünüşe bakılırsa Handan tam aradığı tarzda bir eştir O gece tanışır ve neredeyse iki nişanlı gibi ayrılırlar Artık her gün görüşüyor birbirlerini daha yakından tanımaya çalışıyorlardır Hikmet bu saf temiz genç kıza adeta hayran kalmış öyle ki yanlış bir söz söyleyip onu incitmekten korkar olmuş Fakat aradan biraz zaman geçtikten sonra İstanbul’un havası bu masum kızın üzerinde garip bir etki yaratıvermiş Handan gözle görülür bir şekilde değişmiş; en hafif kadınlar gibi giyinip onlar gibi davranmaya başlamış Artık Hikmet’in bıkıp usandığı hatta iğrendiği kadınlar gibi olmuş ve gözündeki değerini kaybetmiştir Bunun üzerine Hikmet Handanla görüşmeme kararı almıştır Günlerden bir gün Şaziment adında bir hanımın evinde tesadüfen karşılaşmışlar Bu kadının davetlerine pek hoş olmayan insanlar katılır ve bu o çevrede oturan hemen hemen herkes tarafından bilinmektedir Gecenin ilerleyen saatlerinde herkes sarhoş olmuş bir durumda olduklara yere sızıp kalır, Handan ise bir köşede öylece oturuyordur Sarhoşun teki Handana yaklaşır ve saldırır bunu gören Hikmet onu kurtarır zorla bir arabaya bindirip ağlata ağlata evinin kapısına götürür İçi sızlayarak onu orda bırakıp ardına bile bakmadan gider Ama handanın bu şekilde davranmasının bir nedeni vardır Onu deli gibi sevmesine rağmen kendinden uzaklaştırmış ve Hikmeti sonsuza kadar kaybetmiştir

Handanın bu şekilde davranmasındaki neden ablası Semiha’nın yazdığı bir mektuptur Semiha mektubunda Hikmet Bey’in İstanbul’un en parlak en uyanık erkeklerinden olduğunu birçok salon hanımlarıyla maceraları olduğunu söyler Ona göre böyle bir adamın Handanı sevmesine hatta evlenmek istemesine imkân yoktu Ama illa şansını denemek istiyorsa onun daha önce birlikte olduğu hanımlar gibi olması gerektiğini mahcup tutumundan vazgeçip kendini rahat ve serbest biri gibi göstermesi gerektiğini söylemişti Handan da ablasının sözünü dinleyip onun anlattığı gibi olmuş basitleşmiş Hikmeti kazanmaya çalışırken tamamen kaybetmiştir

“hikmet”
Fiziksel özellikleri: Otuz beş yaşında İstanbul’un en zenginlerinden biridir (s38)
Psikolojik özellikleri: Sevdanın bin bir karışık tecrübesini duymuş, yorgun, yılgın bir adam (s35)
Ana fikir: Başkalarına kendini beğendirmek uğruna farklı davranan insanların aslında ne kadar yanıldığını, böyle davranarak kendi olup kazanabileceği her şeyi bir çırpıda yitirdiği anlatılmaktadır


Bir Yudum Su
OLAY DİZİSİ (Serim, Düğüm, Çözüm)

Bu hikâyede bir doktor’un eşi vefat ettikten sonra kendini verem hastası olan kızı Nevin’e adaması ve onu yetiştirme tarzı anlatılmaktadır

Nevin annesi öldüğünde on iki yaşında bir çocuktur Babası onu zihniyle yaşayan dürüst vicdanlı bir kız olarak yetiştirmek istiyordur Bu nedenle ilk işi ona hayalperest masallar anlatan dadısı ve yeşil başörtüler örtüp ilahi söyleten hoca hanımdan ayırmak olur Kızıyla yakından ilgileniyor onunla adeta çocuk gibi oynuyor daha sonra dizlerin üstüne alarak fikirlerini telkin etmeye başlıyordur Nevin on sekiz yaşına gelmiş ve tam babasının istediği gibi bir genç kız olmuşturHastalığı da gün geçtikçe ilerliyor ve babası elinden bir şey gelmediği için kahroluyordurBir gün Nevin babasıyla yürüyüş yapmak istediğini söylerBabası kızının ufacık bileklerinden tutar ve ağaçların arasındaki dar yoldan yavaş yavaş ilerlemeye başlarlarBir taş yığınından kalmış yosunlu bir çeşme başında iki fakir kız çocuğuna rastlarlarKız Nevine bir tas su uzatır ve ısrarla o sudan içmesi için eteklerinden tutup çekiştirir Babası küçük kızın ablasına neden bu kadar ısrar ettiğini sorar:
Ablası:
- ”Bizim annemiz öldü burada yatıyor Hoca ölülerin gece mezarda susuzluktan yandıklarını eğer hayattaki çocukları susamışlara su verirse onları mezarında serinletir dedi Yolculara ne vakit su versek kardeşim annemizi rüyasında yeşil duvaklarla görüyor’”diye cevap verir

Nevin hiç düşünmeden o suyu yudumladı babası önce itiraz etti ama Nevin onu dinlemez Daha sonra babasına yönelir, gözlerinden yaşlar süzülerek kendi kuralları ve görüşleri uğruna onu manevi yönden eksik yetiştirdiği için sitem eder Böyle amaçsız yaşamanın ona ne kadar acı verdiğini sevdiği her şeyden sırf babası için vazgeçtiğini ve onun dilediği gibi biri olduğunu anlatırken gözleri kapanıverir Artık onun dudaklarından dökülen bu sözler babasının hayalinde yaşayacaktır İhtiyar doktor o tenha koru yolundaki çeşmeyi tamir ettirir ve her akşamüstü oraya giderek geçen her kese su içmesi için yalvarmaktadır

“Nevin”
Fiziksel özellikleri: Sarı menekşeye benzeyen gözleri, kıvırcık sarı saçları hastalıktan zayıf düşmüş bir vücudu vardır (s59-62)
Psikolojik özellikleri: Ümitsiz bir şekilde ölümü bekleyen, açık fikirli, iyi ahlaklı bir genç kız (s61-64)
Ana fikir: Kendi düşüncelerini başkalarına empoze ederek onun kişiliğini kendine göre şekillendirmenin ne kadar yanlış olduğu anlatılmaktadır
Nisan güneşi
OLAY DİZİSİ (Serim, Düğüm, Çözüm)

Doktor Kudret Paşa bir gün yakın bir arkadaşıyla Kayışdağı yolunda yürüyüşe çıkar; o gün çocuklar kadar mutlu görünüyordur Dar bir yoldan geçerken, talime çıkmış bir piyade kıtasına rastlarlar Askerleri selamlarken arkadan gelen atlı subaylardan biri Paşaya selam verir Aralarında küçük bir konuşma geçtikten sonra yollarına devam ederler Ama paşanın az önceki mutluluğundan eser kalmamıştır Bunu fark eden arkadaşı nedenini öğrenmek ister Paşa da arkadaşını kırmayıp birden otuz sene öncesine döner ve başından geçenleri anlatmaya başlar

O gün yüzbaşı nişanını alan Kudret Paşa ve arkadaşları bu mutlu günü kutlamak adına dışarı çıkarlar Ama Kudret Paşa’nın bir türlü yüzü gülmüyordur Tüm arkadaşlarının sevincini paylaşacağı bir kız arkadaşı varken onun kimsesi yoktur ve kendini yalnız hisseder Onların yanından ayrılarak tek başına yürümeye başlar Düşünceli bir şekilde yoluna devam ederken bir ses duyar ve arkasına bakar Gelen güzel bir bayandır, öyle ki güzelliği karşısında donup kalmıştır Kendine hâkim olamayıp onu takip etmeye başlar Kız bir köşkün önünde durmuş kapıyı açmak için elindeki kitapları yere bırakmış fakat içeri girip kitapları bıraktığı yerde unutmuşturKudret koşarak gidip kitabı alır,kitabın içerisinde birde resim vardırOna bakar koklar ve hastaneye geri dönmek üzere yola koyulurHastaneye gittiğinde Doktor Feridun Bey ile karşılaşırFeridun Bey ondan üç sene evvel mezun olmuş ciddi, ağır başlı,alim bir gençtirDoktor Kudret Bey’i kardeşi gibi sevmektedir Elindeki resmin kime ait olduğunu sorar Kudret Bey de kendini ispat etmek istercesine sevgilisi olduğunu söyler ve resmi gösterir Feridun Bey resmi görünce şaşırır hatta ağlamaklı bir sesle birbirlerini ne kadar sevdiklerini sorar Kudret Bey de hayalinde olmasını istediği gibi anlatmaya başlar Bir kaç gün sonra Feridun Beyin Yemen Merkez Hastanesine tayininin çıktığını duyan Kudret Bey çok şaşırır Mutlaka bir ceza olmalı diye düşünür Fakat bu bir ceza değil Feridun Beyin isteği üzerine çıkarılmış bir tayindir Aradan yıllar geçer ve 25 yıl sonra bir yerde karşılaşırlar Feridun Bey Feride hanımla evlenip evlenmediklerini sorar Kudret Bey şaşırır Feride’nin kim olduğunu bile unutmuştur Tam ona gerçeği itiraf edecekken Feridun Bey anlatmaya başlar Aslında o resimdeki kız benim evlenmek üzere olduğum ve aramızda karşılıklı sevgi olduğunu zannettiğim insanın ta kendisiyi diyince Kudret Bey’in başından adeta kaynar sular dökülüverir O zaman kendini ispat etmek adına söylediği, ona göre çok küçük olan ufacık bir yalan bir insanın hayatını mahvetmiştir Gerçeği söylemek ister ama bunu yaparsa onun daha çok üzüleceğini ve haklı olarak kendisini suçlayacağını düşünür ve vazgeçer İşte olay bundan ibarettir Feridun Bey’i gördükten sonra tüm neşesinin kaçmasının nedeni ufacık bir yalanın birinin hayatını söndürecek derecede büyük sorunlar doğurmasıdır

“Doktor kudret paşa”
Fiziksel özellikleri: Yirmi yaşında bir yüzbaşı
Psikolojik özellikleri: Yalnızlığın acısını yaşayan başkalarının sevincini kıskanan bir adam (s67)
Ana fikir: Ufacık bir yalanın birinin hayatını söndürecek derecede büyük sorunlar doğurması anlatılmaktadır


Gölgelerin Busesi
OLAY DİZİSİ (Serim, Düğüm, Çözüm)

Bu hikâyede hayatı boyunca hiç evlenmemiş olan Doktor Nizami Bey’in hayal kırıklıkları, aşktan ve kadınlardan neden kaçtığı anlatılmaktadır Bir gün Doktor Nizami Bey, hiç evlenmemesinin nedenini hep merak eden, fakat sormaya bir türlü cesaret edemeyen arkadaşı Behçet Paşa’ya kendiyle ilgili gerçekleri anlatmaya başlarAslında hayatı boyunca aşktan kaçmadığını hatta gençliğinde onunda gönlünü çalan biri olduğunu fakat sevdiği insan tarafından ihanete uğradıktan sonra gönlünün kapılarını aşka kapattığını daha sonrada kadınlara inancı kalmadığını anlatırYıllar sonra yaşlı bir hanımı tedavi ederken,hanımefendinin akrabası olan Pakize hanımdan hoşlandığını hissederOnun o masum gözlerini kendisini bile kıskandıracak kadar hasta halasına olan ilgi ve şefkatini gördükçe bir an için onun diğer genç kızlardan farklı olduğunu düşünür Fakat bu düşüncesi kısa sürer Geçmişte yaşadığı hayal kırıklığı aklına gelir ve bu masum bakışlarında yalandan ibaret olduğuna kendini inandırır Bir gün yaşlı kadının ölmesiyle Pakize yıkılırKütahya’daki amcasının yanına gitmekten başka çaresi kalmamıştırDoktor nizami bey Pakize’nin gözlerinden akan yaşlara dayanamayıp ona gitmemesini burada ona ihtiyacı olan bir hasta olduğunu söylerPakize’nin umutlandığını gördüğünde onunda kendisine karşı boş olmadığını anlarDoktor Nizami Bey büyük bir sevinçle sevinç ile evine giderPenceresini kapatırken gözüne karşı komşularının beyaz perdeye yansıyan gölgeleri ilişirOnların gölgedeki buseleri izledikçe kalbindeki buzlar daha da erir ve aşka yavaş yavaş inanmaya başlarBir gün bir kaza olur ve Nizami Bey’i çağırırlarKaza geçiren dün gece aşk buselerini izlediği komşusunun ta kendisidirYarası fazla ağar olmayan adamı tedavi ettikten sonra yarın uğrayacağını söyleyip evine dönerOdasının camını kapatırken dün gece şahit olduğu manzaranın aynısını görür ve şaşırırDaha sonra işin iç yüzünü fark ederMakinistin genç karısı kocasının kardeşiyle sevişiyordurGecelerdir izlediği manzara meğer ahlaksız bir kadının ihanetidirAşka olan inancı bir gez daha yıkılan Nizami Bey ağlayarak yatağına uzanırSabah muayenehanesine gelen Pakize’nin gözlerine bakmaya cesaret edemeden kaşlarını çatarak bahsettiği hastanın dün gece vefat ettiğini söylerPakize bu cevap karşısında üzüntüden sendeler ve düşmemek için masanın kenarına tutunur Ağlamaklı bir sesle Allahaısmarladık der ve gider

“Doktor nizami bey”
Fiziksel özellikleri: Elli yaşına gelmiş hiç evlenmemiş bir doktor (s75)
Psikolojik özellikleri: Aşktan ve kadınlardan; kısacası aldatılmaktan korkan kendine güvenini yitirmiş bir adam (s76)
Ana fikir: Hayatta başımıza gelen yıkımların bazen hayatımız boyunca güven duyamayıp kapılarımızı tamamen kapatmamıza neden olabilir


Mektuplar
OLAY DİZİSİ (Serim, Düğüm, Çözüm)

Kimsesiz çocuklara mahsus bir mektepte eğitim gören Nihat, arkadaşı Fazıl’a derse girmeyeceğini ufak bir işi olduğunu bu nedenle okuldan bir süreliğine izinsiz ayrılmak zorunda kaldığını söyler Nihat daha önce hiç böyle bir işe kalkışmadığı için arkadaşı nedenini merak eder Nihat önce söylemeye çekinir ama daha sonra bu zamana kadar içinde sakladığı her şeyi bir bir anlatmaya başlar Babasının yüksek bir memur olduğunu; sekiz yaşına kadar çok güzel bir hayat yaşadığını anlatır

Bir gün bahçede oyun oynanıp kendince hayaller kurarken içeri uzun boylu sakallı bir misafir girer Nihat’ın babasının bulunduğu odaya girer ve elindeki mektupları ona uzatır Babası elindeki karma karışık mektuplara göz gezdirdikten sonra bağırıp çağırmaya başlar Adam bir zafer kazanmışçasına sırıtarak odadan çıkar Babasının yüzünü ellerinin içe alıp ağladığını gören Nihat onun yanına gider ve sarılır Fakat babası birden fırlar ve onu kolundan tutup bir bohça gibi odanın öbür tarafına fırlatır Hıçkıra hıçkıra ağlayan Nihat’ı hizmetçi kadın dışarı çıkarıp masallarla avutmaya çalışır Gelen mektuplar Nihat’ın annesinin yabancı bir erkeğe yazdığı aşk mektuplarıdır Karısını evden gönderen adam artık ne Nihat’ın yüzüne bakıyor ne de kimseyle bir çift kelime konuşuyordur Nihat olanlardan bihaber bu olanlara anlam vermeye çalışıyor bir şey sormaya cesaret edemiyordur Daha sonra başka kadınla evlenen babası onu bir paçavra gibi komşuya teslim edip büyük annesinin evine gönderir Artık onun oynadığı bahçede üvey kardeşleri vardır ve Nihat bunu düşünmeye bile tahammül edemiyordur Babasını ziyarete gittiği zamanlarda o kapıdan girince kendini adeta bir köpek gibi hissediyor annesinin yanına döndüğünde onun yüzüne bile bakmıyor çektiği sıkıntıların, üzüntülerin, duyduğu hakaretlerin onun yüzünden olduğunu düşünüp kahroluyordur Bir kaç sene sonra annesinin vefatıyla büyük annesi ona bakamayacak duruma geldiği için önce babasının yanına yollamak ister Fakat bu seferde babası onu kabul etmez böylece Nihat’ı kimsesizler mektebine verir Artık Nihat’ın tek bir amacı vardır: annesinin öcünü alıp onun yerini çalan kadından intikam almak

Büyük annesinin bir komşusu, babasının şuan evli olduğu kadının başka biriyle olan mektuplarını yakalamıştır Nihat bu mektupları ondan almış ve zamanında kendi mutluluğunu çalanlardan hesap sormak amacıyla babasına gitmeye karar vermiştir Arkadaşı Fazıl bu yaptığının doğru olmadığını söylese de Nihat kafasına koymuştur ve babasının evine gitmek üzere yola çıkar Kapıdan içeri girdiğinde üvey kardeşini bahçede babasına o mektupları getiren adamın geldiği günde kendisinin oynadığı gibi oyunlar oynarken bulur ve birden o gün gözünde canlanır Çocuk üvey abisini görünce büyük bir sevgiyle koşar ve sarılır Çocuğun gözlerindeki o masumiyet ve sevgi dolu sözleri içini paramparça eder Onun hayatını bir mektupla söndüren adamı hatırlar ve şuan aynı durumda kendi olduğunu düşününce kendine yapılan haksızlığı bu küçük günahsız yavruya yapamayacağını düşünüp hiç kimseye görünmeden orayı terk eder

“nihat”
Fiziksel özellikleri: On yedi yaşında sarışın, hasta çehreli ve minyon tipli bir çocuk (s101)
Psikolojik özellikleri: Babasına karşı derin kırgınlıklar duyan ve annesine yapılanların intikamını alma peşinde olan bir çocuk
Ana fikir: Bazen hayatımızı mahveden kişilerden hesap sormak istediğimizde onların bir zamanlar bize yaptığı kötülüğün aynısını yaparak zarar vereceğimizi onlar kadar alçalacağımızı unutmamalıyız



Tehdit
OLAY DİZİSİ (Serim, Düğüm, Çözüm)


Bursa işgalinin üçüncü gecesi Çekirge’de küçük bir köşkün misafir odasında… Işık görünmesin diye lambalar kısılmış, perdeler sımsıkı kapatılmıştır Dışarıda zifiri karanlık bir gece,sinsi ve sessiz bir yağmur vardır Remziye (köşkün küçük hanımı yirmi yaşında sarışın güzel bir genç kız)Saliha ise onun süt kardeşidir Remziye’nin üç erkek kardeşi Bursa’nın işgalini içlerine sindiremez ve ellerine adi av tüfeklerini aldıkları gibi Yunan askerlerine karşı koymaya başlarlar Remziye bunu Saliha’ya anlatırken gözlerinden inci gibi yaşlar dökülür Ne kadar yalvardıysa da kardeşlerine engel olamamıştır Bir kaç gün sonra Yunan askerlerinin bir köyü bastığını ve onlarla çatışmaya girenlerin birçoğunun şehit olup bir kısmının da firar ettiği haberi gelir Bunu duyan Remziye şahitlerin arasında kardeşlerinin olup olmadığını öğrenmek için var gücüyle koşmaya başlar Kardeşlerinin orada olmadığını görünce azda olsa rahatlamıştır Onların ne durumda olduğunu öğrenmek için haber alabileceği her yeri dolaşmış ama hiçbir sonuca ulaşamamıştır O gece Remziye’yi kardeşlerinin arkadaşı olan Hristo adında bir Rum genci ziyarete gelirKardeşlerinden haber getirmiştir Remziye heyecanla nerede ve nasıl olduklarını öğrenmek ister Hristo merak etmemesini ve hepsinin iyi olduklarını yarın gece at ile İnegöl’e kaçacaklarını fakat yakalandıkları anda Yunanlılar tarafından kurşuna dizileceklerini söyler Remziye’nin ailesinin zamanında bu Rum gencinin babasına çok yardımı dokunduğu için Remziye, ‘ Gerçekten hakikatli çocukmuş yapılan iyiliğin altında kalmadı’ diye düşünür Ama daha sonra Hristo’nun amacının çok farklı olduğunu anlayınca adeta yıkılır Onun amacı tehdit ederek Remziye’den para koparmaktır Ona parayı bulması için bir günlük mühlet verir Hiristo’nun bu ihaneti Remziye’yi kahreder Hem bu kadar kısa sürede parayı nasıl bulacağını hem de kardeşlerinin hayatının tehlikede olduğunu düşününce eli ayağı birbirine dolanır Son çare eski kaplıca civarındaki Yüzbaşı Hamit Bey(Kardeşlerinin isteği üzerine ayrıldığı nişanlısı)’in evine gider Yorgunluktan ve heyecandan yarı baygın halde olayı anlatmaya başlamadan, hala ona karşı bir şey hissedip hissetmediğini sorar Hamit Bey unutmaya çalıştığını fakat başaramadığını söyler Kardeşleriyle fikir ayrılığına düştüğü için Remziye’yi kaybeden Hamit üzgündür Remziye onu kardeşleriyle barıştırmaya geldiğini fakat paraya ihtiyacı olduğunu söyler Hamit hiç tereddüt etmeden kendini sokağa atar Saatler sonra çamur içerisinde eve döner Remziye şaşkınlıkla ne odlunu sorsa da cevap alamaz Hamit’in tek söylediği oradan hemen uzaklaşması ve kimseye görünmemesi olmuştu Remziye kötü şeyler olduğunu anlar ve anlatması için ısrar eder Hamit anlatmaya başlar parayı bulmak için birçok arkadaşının kapısını çalmış ama hepsinden eli boş dönmüştür Yağmur atında ne yapacağını düşünerek ilerlerken gözüne bir sarhoş ilişir adam yerde öylece yatmaktadır Cebindeki paraları görür önce yapmakta tereddüt eder ama başka çaresi kalmamıştır Tam cebinden paraları çekip gidecekken adam ayaklarına yapışırNe yapacağını şaşıran Hamit boğazına yapışır ve var gücüyle kolları gevşeyene kadar sıkar Remziye bunu duyunca gözleri yerinden fırlayacak gibi olur Hamit parayı uzatır eğer kutsi bir maksat için bu parayı kullanacaksa harcamasını çünkü er geç kanıyla ödeyeceğini söyler ve Remziye parayı alır

“remziye”
Fiziksel özellikleri: Yirmi bir yaşında sarışın, güzel bir genç kız (s109)
Psikolojik özellikleri: Kardeşleri Yunan askerleri tarafından arandığı için korku ve endişe içerisindedir (s109)
Ana fikir: Sevdiklerini kurtarmak için her şeyi göze alan bir kadının başından geçen olaylar

Muamma
OLAY DİZİSİ (Serim, Düğüm, Çözüm

Beria yirmi iki yaşında güzel, zarif bir genç kız, Nimet ise onun Avrupa’da yaşayan abisinin karısıdır Beria’nın yaşlı annesinden başka İstanbul’da kimsesi yoktur Avrupa’dan onarı ziyarete gelen yengesine abisi gelmediği için çok kırgın olduğunu sitem dolu sözlerle anlatır Yengesi abisinin de onu çok özlediğini fakat iznini Beria’nın düğününe sakladığını söyler Fakat Beria’nın evlenmeye pek niyeti yoktur Birçok talibi çıkmış o,türlü bahanelerle hepsini geri çevirmiştir Yengesi onun yalnızlıktan muzdarip olduğunu kendine bile itiraf etmeye korktuğunu söyler ve tek arkadaşının güvercinler olmasının bunun en büyük kanıtı olduğunu ekler Ona göre Yalnızlıktan kurtulmasının en iyi yolu evlenmektir Bera hem oldukça güzel hem de zengin bir genç kızdır Aslında evlenmek istememesindeki en büyük nedenlerden biride budur Evleneceği insan, onu serveti için değil kendisi için sevmeli, sevgisi için her şeyi göze alabilmelidir Bu nedenle kimseye güvenemeyip kalbinin kapılarını açamaz

O gece Nimet’i görmek için birçok misafir gelecektir Bu gelen misafirler arasında Beria’yı isteyen dört genç vardır Biri komşuları Vecdi Bey’in oğlu Pertev Bey, ikincisi onun amcazadesi Süreyya Bey, üçüncüsü zeki ve alim bir doktor… Dördünsüsü Necibe yengesinin sütoğlu Mühendis Nizami Bey’dir Fakat Beria hiçbirinin sahte ve yapmacık olup olmadığından emin değildir Öyle ki bu güvensizliği hastalık derecesindedir Misafirler yavaş yavaş gelmeye başlar Hepsi Beria’nın güzelliğinden ve servetinden bahsetmektedir Nimet Beria’yı kimin gerçekten hak edip kimin gözünün parasında olduğunu göstermek için bir oyun oynamaya karar verir Üst kata çıkar, bir süre orda kaldıktan sonra saçı başı dağılmış telaş içerisinde salona döner Herkes şaşkınlıkla neler olduğunu anlamaya çalışırken Nimet üst katta hırsız olduğunu söyler Ama ne Pertev ne Süreyya ne de doktor hırsızı yakalamaya cesaret edemez Birden Mühendis Nizami yerinden fırlar ve Süreyya Bey’in silahını alarak köşkü gezmeye başlar Heyecandan bayılacak gibi olan Beria’nın yanına giden Nimet Nizami için korkulacak bir durum olmadığını her şeyi kendisinin planladığını kulağına fısıldar ve bu dört gençten hangisinin onu gerçekten hak ettiğini

“Beria”
Fiziksel özellikleri: Yirmi iki yaşında güzel zarif bir genç kız (s125)
Psikolojik özellikleri: Olması gerekenden fazla durgun ve hayalperest (s125)
Ana fikir: Arada hiçbir çıkar olmaksızın gerçek sevgiyi bulmaya çalışan Beria’nın başından geçen olaylar



Sevda ve Mantık
OLAY DİZİSİ (Serim, Düğüm, Çözüm)

Hisarda eski bir yalının küçük bir ormana benzeyen bahçesinde otuz yaşlarında sarışın, orta boylu, mahcup tavırlı, felsefe ve ruhiyat meraklısı bir genç olan Ali Feridun kendi kendine dolaşırken Fahrettin Paşa( Yaşı altmış yedi ama kalbi on yedilik delikanlı)ona Bonjur üstat diye seslenince utanır Fahrettin Paşa akıl yaşta değil başta diyerek onu gururlandırırPaşa aslında onun böyle kitaplara gömülerek hayatı kaçırmasını hiç doğru bulmuyor,yanlışını fark ettiğinde geri dönüşün için çok geç olacağını düşünüyordurAma bu sefer Feridun’un gözlerine baktığında farklı bir ışık,gülümsemesinde bir mana hisseder ve bunun bir aşk olup olmadığını sorarFeridun aşık olmadığını fakat amcasının onu Afife Hanımefendinin kızı Saniha ile evlenmek istediğini söylerBunu duyan Fahrettin bey gülümseyerek olan senin kitaplara oldu artık Saniha onları kayık mı yapar,uçurtma kuyruğumu bilmem diye takılır Feridun bu espriden hiç hoşlanmaz ama bellide etmez Paşaya Saniha hanımı bir testten geçireceğini, bu testtin sonucunda ruhu, mizacı, emelleri kendisine uygunsa resmen isteyeceğini söyler O anda Saniha’yı görür ve onun yanına gider Bir cesaretle sorularını sormaya başlayacakken; Saniha’nın yeşil gözlerine bakınca ince ince terlemeye, kekelemeye başlar Sonra biraz toparlanır ve ilm-i ruha dair bir kitap yazmaya başladığını bilhassa kız ruhları hakkında bilgiye ihtiyacı olduğunu bu maksatla onu rahatsız ettiğini söyler Saniha da teşekkür edip teşrih masasında imle hizmet eden tavşanlara hep imrendiğini söyleyince yaptığı gafı anlayıp tamire çalışsa da devam eder Evlenince nasıl yaşamak istediğini sorar Saniha’da her genç kız gibi rahat huzurlu ve mutlu diye cevap verir Zevceniz ne derece zengin olmalı sorusuna oldukça zengin, yakışıklı ve parlak bir mesleği olmalı diyen Saniha’nın her sözünü deftere kaydeden Feridun artık uğradığı hayal kırıklığını saklayamıyordur Son bir ümitle ya değerli bir alim olursa der Saniha ‘Yanlış anlamayın ama ben bu meslekten bir şey anlamıyorum gece gündüz kâğıtlar, ciltler arasına gömülmek çok can sıkıcı bir şey’ diye cevap verince Feridun’un bütün ümitleri kırılmış bir şekilde ‘Bir sualim daha vardı ama sormaya hacet kalmadı, şayet o sorunun cevabının hayır olacağından hiç şüphem yok’ der ve teşekkür eder Saniha’nın ısrarları üzerine anlatmak zorunda kalır Öncelikle onu denemeye çalıştığı için özür diler Ona bu soruları sormasındaki asıl denenin hayallerindeki zevce modelini öğrenmek olduğunu ve verdiği cevaplardan anladığı kadarıyla o vasıflara sahip olmadığını bu nedenle gerek kalmadığını anlatır Sanaiha: eğer o soruyu sorsaydınız bunlara rağmen hayatım sizin olsun diyecektim, bana hayallerimi sordunuz bende anlattım evet bunlar doğru her genç kızın istediği gibi bende bunları düşlerdim fakat sevgi tüm bunların üstündedir diyerek Feridun’u şaşırtır Feridun artık okuduğu kitapların kalp işlerinde pek yararlı olmadığını iyice anlamıştır

“ali feridun”
Fiziksel özellikleri: Otuz yaşlarında orta boylu, ela gözlü ve sarışın, güzel değil fakat sevimli bir adamdır
Psikolojik özellikleri: Hayat kavgasından uzak yaşamış insanlara mahsus korkak bir bilim ve saffet, alnının, yüzünün çizgilerinde gençliklerini eğlenceden ziyade mücerret fikirlerle yoran bir adam
Ana fikir: Ömrünün neredeyse yarısını kitaplara ayıran ve kendini her şeye kapatmış bir adamın gerçek sevgiyi bulması ve kitapları ikinci plana atması anlatılmaktadır



ELEŞTİRİLER

Eğitimle ilgili değerlendirme

Anlattığı hikâyelerde ders çıkarılacak bir çok konu bulunmaktadır Psikolojik çözümlemelerin ağar bastığı hikâyelerden oluşan bu kitabın eğitici yönünü hikâyede anlatılan olayların şimdiki zamana entegre edilmesiyle mümkün olabilir


Dil özellikleri

Günlük konuşma dilini başarılı ve etkili kullanmasıyla bu kişilikleri canlı kılabilmektedir Yoğunca kullandığı diyaloglarla sağlam bir anlatım birliği kurar Olay çoğunlukla kahramanın ağzından ve geriye dönüşlerle verilir O zamanın dili ile günümüz Türkçesi arasında oldukça değişiklikler olduğundan bazı kelimelerin anlaşılması zor olsa da yaşadığı devri eserleriyle en iyi şekilde anlatan bir yazardır

Cümle kısalığı uzunluğu: Yazar bu hikâyelerde uzun cümleler kullanmıştır: “Bir sabah bu mektepliler vagonunun bir köşesinde gayet sarışın, mahcup tavırlı, narin bir çocuk gördümÜrkmüş bir kedi yavrusu gibi köşesine büzülüyor bu deli,afacan kız çocuklarına bakmaya cesaret edemiyordu ”(s5-6)

Yabancı, Yerel kelime kullanması: Yazar eserlerini o zamanın dili ile anlattığı için şuan bize yabancı olan fakat asılında değişikliğe uğramamış bir Türkçe ile yazmıştır Şu an anlamakta zorlandığımız tam olarak karşılığını bulamadığımız kelimelere oldukça yer verilmiştir


Anlatış, Üslup özellikleri: Reşat Nuri Güntekin Anadolu’nun çeşitli bölgeleri ve insanlarını gerçekçi bir gözle anlatmıştır Konuşma diliyle yapmacıksız bir üslûpla yazması, eserlerinin geniş halk toplulukları tarafından okunmasına imkân vermiştir Reşat Nuri Güntekin sosyal ve duygusal konular işlemiştir


Reşat Nuri Güntekin”in bu eseri de okuduğum diğer eserleri gibi beni oldukça etkiledi Onun kitaplarını okuduğumda kendimi o kahramanların yerine koyuyor olayları adeta yaşıyorum Bu kitabında duygusal yönden birçok çözümleme yapmış ve hayatta her insanın başına gelebilecek olayları düzgün üslubuyla okurlarına sunmuş Her satırını severek ve kendimden bir şeyler bularak okuduğumu söyleyebilirim Herkesin kendisine dersler çıkarabileceği muhteşem bir eser olduğunu düşünüyorum Fakat şunu da söylemeden geçemeyeceğim: Reşat Nuri Güntekin’in bu eserinde biraz fazla mükemmeliyetçi kahramanlar seçtiğini gördüm Kişiler karamsar olmasına rağmen kitabın ders verici yönünün bundan pek etkilendiğini düşünmüyorum

Reşat Nuri Güntekin’in okuduğum diğer kitaplarından da anladığım kadarıyla insanları çok iyi tanıdığını ve yaşadığı devri çok güzel anlattığını söyleyebilirim
O devirlerde ki Türkçemiz şuan değişikliğe uğradığı için bazı kelimeleri anlamakta güçlük çeksem de sözlük kullanarak bu sorunu çözdüm Kısacası herkesin zevkle okuyacağı bir eser olduğunu düşünüyor ve herkese tavsiye ediyorum…




Yazara Mektup

Sayın Reşat Nuri Güntekin;
Şu an karşımda olmanızı ve sizinle sohbet ediyor olmayı çok isterdim Yaşadığınız zamana dair pek fazla bilgim olmasa da eserlerinizi okuduğum zaman kendimi o devrin içerisinde buluyor ve anlattığınız hikâyelerdeki kahramanların yerine kendimi koyduğumu fark ediyorum

İnsanları bu derece iyi tanımanız onları her yönüyle tarafsız bir bakış açısıyla aktarmanız ve olayları duygusal çerçeve içerisinde bize yansıtmanız beni oldukça etkiliyor“Sönmüş Yıldızlar” kitabınızı diğer eserlerinizden biraz daha fazla sevdiğimi söylemeden geçemeyeceğim Kitabı okurken öyle karışık duygular yaşadım ki gözlerimin yaşardığı anlar bile oldu Gerçekten insanların iç yüzünü ve bazen kendimize bile itiraf edemediğimiz duyguları öyle güzel anlatmışsınız ki size hayran olmamak mümkün değil

Eserlerinizle, yazar olmak isteyen birçok insana da ışık tuttuğunuza eminim Sizin kitaplarınızı bizler ve bizden sonraki nesillerinde severek okuyacağından şüphem yok…


Yıldız çor








KAYNAKÇA
Reşat Nuri Güntekin “Sönmüş Yıldızlar”

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.