|  | İskenderun |  | 
|  08-21-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   İskenderunİskenderun'un kuruluşu tarih öncesi devirlere dayanmaktadır  Karaağaç mıntıkasında Telli köy adını taşıyan  höyükte Mc  Evan`ın bulduğu bazı çanak çömlek parçaları buranın Tarih öncesi Anadolu evler kerpiçten yapılırdı  Savaş, hastalık,deprem gibi nedenlerle oturulmaz hale gelen bu alanlar,Kerpiçten yapılan evlerin yıkılması ve düzeltilmesi kolay olduğunda bu alanlar yeniden iskan için seçilirdi  antik çağ öncesi yerleşime açıldığını göstermektedir  MÖ  2000`li yıllarda burada Antik tarih insanlık tarihinin başlangıcından erken dönem Orta Çağ'a kadarki zaman dilimindeki belirgin kültürel ve siyasi olayları konu alır  Her ne kadar bu bitiş tarihi (erken Orta Çağ) büyük oranda göreceli olsa da, çoğu Batılı akademisyenler Batı Roma İmparatorluğu'nın 476'daki çöküşünü antik Avrupa tarihinin (geleneksel olarak kabul edilmiş) sonu olarak tanımlarlar  Hititler`e bağlı Anadolunun tarihsel çağları, Çorum'un Sungurlu ilçesine 5 km  uzaklıkta bulunan ve yapılan kazılarda Hitit İmparatorluğunun başkenti Hattuşa olduğu anlaşılan Boğazköy'de, Yozgatın güneydoğusuna düşen Alişarhöyük'te ve kayserinin kuzeyindeki Kültepede bulunan, çivi yazısı ile yazılmış tablet denilen kil levhacıklar ile başlar  Sayıca, Alişar ve Boğazköy de az Kültepede ise on binleri aş Kadu Beyliği`nin kurulduğu bilinmektedir  (Kadu, Hitit`çe de körfez anlamına gelmektedir  ) MÖ  1200`lü yıllardan önce  Fenikeliler burada "Myriandrus" adıyla bir koloni kurdular  Burası M  Ö  1200`den sonra merkezi Reyhanlı (Kuruluo) olan geç devir  Hattini Krallığına bağlandı  MÖ  7  yüzyılda Türk asıllı bir millet olan  Hurriler`in eline geçen İskenderun ve çevresi MÖ  6  yüzyılda  Perslerin eline geçmiştir   İskenderun gerçek anlamıyla MÖ  333 yılında, Asya seferine çıkmış olan  Büyük İskender tarafından kurulmuştur  O zamanlar asıl adı Alexandreia idi  Roma hakimiyeti başladıktan sonra, İranlıların istilasına uğrayan kalesi tahrip edilip, yeniden inşa edilen şehrin adı Peutinger tabularında bu bölgede cüzzam hastalığı yayılmış olduğu söylentileriyle Alexandreia Scabiasa olarak gösterilmektedir  Nihayet yine düzeltme amacıyla 4  yüzyıldan itibaren Küçük İskenderiye de denilmiştir  Kalesi muhtemelen Abbasi halifesi tarafından yeniden inşa ettirildi  İslam kaynaklarında ismi İskenderiye, İskenderun`a olarak geçen şehir Doğu Roma-İslam rekabeti sırasında defalarca el değiştirmiş  Büyük Selçuklu Devletine sonra Eyyubi ler`e geçmiş,  Birinci Haçlı seferi sırasında Tancrede tarafından zapt edilmiştir  (1907) Antakya Dukalığının  Mısır Memlük Devleti tarafından ortadan kaldırılması üzerine 14 ve 15  yüzyılda bu bölge Memlükler`in Halep valileri ve bazen de Dulkadirliler emirliliğinin nüfuz sahasında kalmış, nihayet 16  yüzyılın ilk yarısında Osmanlı hakimiyetine girmiştir   Osmanlı yönetiminde seçkin bir hayat sürdüren İskenderun ve çevresi 1607 yılında Sadrazam Kuyucu Murat Paşa ile Celali Canbolatoğlu arasında Oruç ovasında meydana gelen savaş dolayısıyla hareketli olaylara şahit olmuştur  17  yüzyılın başlarında ise Halep valisi Nasuh Paşa, bu günkü varyant yolu güzün deresi kanalının kesiştiği noktada hala bazı duvar kalıntılarının görüldüğü kalenin inşaatını başlatmıştır  Aynı zamanda, İskenderun, Osmanlı İmparatorluğu zamanında ticari ve stratejik özelliğini giderek arttıran bir yoğunlukla sürdürdü  Özellikle Doğu Akdeniz ticaretinde önemli bir liman vazifesi gören şehir, Orta Doğu ile olan ithalat ve ihracatta yerini almıştır   1832 yılında Kavalalı Mehmet Ali Paşanın oğlu İbrahim Paşanın kumandasındaki Mısır ordusu, Ağa Hüseyin Paşa komutasında ki Osmanlı ordusunu Belen geçidinde ağır bir yenilgiye uğratınca İskenderun kısa bir süre için Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşanın yönetimine girmiştir  1839`da  Tanzimat ile birlikte yapılan idari düzenlemeyle İskenderun,  Payas ve  Belen ile birlikte  Adana eyaletine bağlanmıştır   1872 depremi İskenderun`da çok hasara neden oldu  1881 yılında Maliye Müfettişi Mesut Bey İskenderun hakkında detaylı bir bayındırlık raporu hazırlayarak maliye nezaretine sunmuştur  Bu rapor üzerine demir yolunun İskenderun`a bağlanması kararlaştırılmış, liman genişletilmiş ve İskenderun Halep şosesinin yapımı hazırlanmıştır  19  Yüzyılın sonlarında Osmanlı topraklarında ilk petrol İskenderunun Çengen köyünde bulunmuş,bölgede sondajlarda bazı sonuçlar alınmışsa da açılan kuyulardan verim sağlanamamış çalışmalar durdurulmuştur   1912 yılında Bağdat demiryolunun tali bir hattı olarak Toprakkale-İskenderun demiryolu işletmeye açılmış ve şehrin Anadolu ile olan ulaşımı yoğunluk kazanmıştır  Bu tarihlerde İskenderun 4 mahalleden oluşan ,1 nahiyesi 24 köyü olan bir kazadır   Mondros Ateşkes Antlaşmasının imzalanması üzerine 12 Kasım 1918 günü İskenderun Fransız askerleri tarafından işgal edilmiştir  İşgalin hemen ardından oluşturulan Türk çeteleri ile Fransızlar ve onların desteklediği Ermeni milisler arasında kanlı çarpışmalar meydana gelmiştir  21 Ekim  1921 de Fransa ile imzalanan Ankara anlaşması doğrultusunda  Hatay`da İskenderun Sancak İdaresi kurulmuştur  Fransa`nın  Suriye`ye bağımsızlık tanıması için yapılan çalışmalar üzerine Türk Hükümetinin müdahalesi ile bağımsız  Hatay devleti kurulmuş aynı gün Hatay meclisi yasama çalışmalarına başlamıştır  Nihayet bir yıl sonra bu meclis Hatay`ın Anavatana katılması kararını alınca İskenderun Türkiye sınırlarına dahil olmuştur  5 Temmuz  1938 günü Türk ordusu İskenderun`a girmiştir   Bu makale, online kullanıcı topluluğu tarafından oluşturulan ve düzenlenen özgür ansiklopedi projesi Wikipedia'nın Türkçe versiyonu Vikipedi'deki İskenderun maddesinden kopyalanmıştır  Bu makale, GNU Özgür Belgeleme Lisansı ilkeleri kapsamında özgürce kullanılabilir  | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |