|  | Sevr Antlaşması (Ek) |  | 
|  08-21-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Sevr Antlaşması (Ek)Ocak 1919'da çalışmalarına başlayan Paris Barış Konferansı, Türkiye konusunda, galipler arasındaki çıkar çatışmaları yüzünden sonuca ulaşamıyordu  Avrupa sorunları çözülmüş olmasına rağmen Türkiye konusu çözülemedi   Gizli antlaşmalar çerçevesinde Türkiye'yi paylaşma konusunda yapılan tartışmalar ve İtalya'nın İngiltere, ABD ve Fransa'ya karşı çıkması, gerginliği arttırmıştı  Batı Anadolu'ya Yunanlılar çıkınca, Türk Ulusu *****lı mücadeleye başlamıştı  Fakat bu olay İngilizlerin tutumunu değiştirmedi   Türkiye'nin Birinci Dünya Savaşı'na Almanya yanında katılması, savaşı iki yıl uzatmıştı  İngilizler, Türk Cephelerinde 1,5 milyon insan kullanmışlardı  Milyonlarca İngiliz Sterlini zarara uğramışlardı  Fransızların da kayıpları, İngilizlerinki kadardı  Türklere bunun cezasını fazlasıyla ödetmek eğiliminde olan İngiltere, bir yandan bu öfke ve diğer yandan zaferi kazanmanın ve Orta Doğu politikasına tek başına egemen olabilmenin verdiği sarhoşluk ve ön yargılarının etkisiyle Türkiye sorununu çözmek istiyordu   Anadolu'da başlayan Ulusal Mücadele, İngiliz politikasını değiştirmedi  Padişah, elde olduktan sonra istediklerini kolay kabul ettirebileceğini sanıyordu  Politikasını da bu biçimde programlamıştı  Fransa ve İtalya'nın karşı çıkmalarına rağmen programını değiştirmedi   Ermenistan'ın kurulması, İngiliz güdümünde bir Kürdistan ve Trakya ile Batı Anadolu'nun Yunanistan'a verilmesinde ısrarlı olan İngiltere, İtalya ve Fransa'yı da Güney Anadolu Topraklarıyla tatmin etmek istiyordu  Avrupa Basını, Türkiye barışı konusunda, özellikle M  Kemal'in başlattığı savaşı eleştiriyor ve onu asi birisi olarak gösteriyordu  Sonunda mutlaka yenileceği ve teslim olacağı kanısı üstündü   Ayrıca Barış Konferansı'na sunulan, Yunan, Ermeni ve Kürt istekleri, asılsız iddialara dayanmasına rağmen, basında destek görüyorlardı  M  Kemal Paşa, Türk Ulusu'nun sesini şu sözleriyle dünyaya duyuruyordu: "Gittiğimiz yol iman yoludur, biz on milyonluk küçük ve yorgun bir milletiz  Düşmanlarımız ise pek çoktur ve pek güçlüdür  Gerçi matematiksel düşünülecek olunursa yenmemiz zordur  Fakat bizde olan şey onlarda yoktur  Bizde inanç kuvveti vardır  Zaten bu mücadele de bir iman işidir  Biz düşmanlarımızın kuvvetine rağmen başarılı olacağız  Bizim programımızda, başka bir ulusun haklarına saldırı yoktur  Biz hakkımızı ve namusumuzu savunuyoruz ve savunacağız ve mutlaka başarılı olacağız  " Paris'te süren görüşmelere, 17 Haziran 1920'de katılan Damat Ferit, hazırladıkları metni Barış Konferansı'na verdi  Konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmekle suç işlediğini, bu suçun İttihatçılara ait olduğunu ileri sürüp, Ermenistan'ın kurulmasını görüşmeye hazır olduklarını, fakat Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanmasını kabul edemeyeceklerini, Arap Eyaletlerine özerklik verilebileceğini bildirdi   Bu konuşması, Konferans Başkanı Clemenceau' yu kızdırdı ve sert davranmasına sebep oldu  Fakat İtilaf Devletleri, 22 Haziran'da Yunan Ordusu'nun elde ettiği başarı sebebiyle, Osmanlı Devleti'nin isteklerini reddetti  Damat Ferit'e verilen yanıtta, Türklerin yüzünden çok büyük kayıplara uğradıklarını, hazırladıkları metnin üzerinde hiçbir degişiklik yapmayacaklarını belirttiler  Barışı imzalamak veya reddetmek için, Osmanlı delegelerine 27 Temmuz'a kadar süre tanındı   Barış Konferansı'nın kararlarının kesinlikle kabul edilmesini isteyen bu ültimatom karşısında TBMM, 18 Temmuz'da gizli bir toplantıda Misak-ı Milli sınırları içindeki vatan ve ulusu kurtarmak için and içti  Oysa Osmanlı Hükümeti, 20 Temmuz'da, anlaşmanın imzalanmasını istiyordu   Padişah, 22 Temmuz'da "Saltanat Şurası" nı toplayarak, kendisinin başkanlık ettiği toplantıda, anlaşmanın reddedilmesi halinde İtilaf Devletleri'nin yönetime el koyacağı, Anadolu'da savaşın büyüyeceği ve 700 yıllık Osmanlı Devleti'nin yok olacağı endişesiyle, Topçu Feriki Rıza Paşa dışında bütün heyeti, anlaşmayı imzalamaya ikna etti   Rıza Tevfik ve Hadi Paşa anlaşmayı imzalamak üzere bir Fransız savaş gemisi ile Paris'e gönderildiler  Osmanlı delegeleri, hükümlerin yumuşatılması için Fransa'dan bir kez daha ricada bulundularsa da etkili olmadı  Anlaşma Paris'in Sevr (Se'vres) Kenti'nde, 10 Ağustos 1920 salı günü saat 16:00'da Hadi Paşa, Rıza Tevfik ve Reşat Halis Beyler tarafından imzalandı   Sevr Antlaşması'nın Hükümleri Osmanlı Devleti, İstanbul ve çevresi ile Anadolu'da küçük bir toprak parçasından ibaret olacak, fakat Osmanlılar, antlaşma hükümlerine saygı göstermezlerse ve uymazlarsa, İstanbul da ellerinden alınacak  Osmanlı sınırları, Trakya'da Midye'nin çok daha doğusundan başlayarak Büyük Çekmece Gölü'ne inecek, bu hattın batısında kalan Trakya, Yunanistan'a verilecekti  Güney sınırı ise, İskenderun Körfezi ile Antalya Körfezi arasında bulunan Karataş Burnu'ndan başlamak suretiyle Antep, Urfa ve Mardin'i dışta bırakarak Irak sınırına varacak   Boğazlar, savaş zamanında bile bütün devletlerin gemilerine açık bulundurulacak ve özel bir bayrağı ve bütçesi olan bir Avrupa komisyonu tarafından kontrol edilecek   İngiliz, Fransız, İtalyan ve Japonlardan kurulacak bir komisyonun adli kapitülasyonların yerine geçmek üzere, koyacağı bir usulü Osmanlılar kabul edecekler  Kapitülasyonlardan bütün müttefik uyrukları yararlanacak   İngiliz, Fransız, İtalyan ve Osmanlılardan kurulacak bir komisyon, Türkiye'nin servetini düzenleyecek, bütçe üzerinde son sözü söyleyecek, Türk parasının cins ve miktarını belirleyecek ve bu komisyonun onayı olmadıkça Osmanlı Devleti iç ve dış borç alamayacak  Yıllık gelir, bu komisyon tarafından, komisyonun ve işgal kuvvetlerinin masrafları, savaş sırasında zarar görmüş olan Müttefik Uyruklarının zararları için ayrıldıktan sonra geri kalan, Osmanlılar için harcanacak  Osmanlı Üyeleri, bu komisyonda yalnızca danışman olarak bulunacak   Azınlıklar, her derecede okul açabilecekler   Türkiye'nin askeri kuvveti, 10  000'i jandarma olmak üzere 50  000 olacak ve top bulunmayacak  Subayların %15'ini Müttefik veya tarafsız devletler subayları oluşturacak, zorunlu askerlik hizmeti olmayacak   Osmanlı Donanması sınırlı olacak, askeri uçak bulunmayacak  Türk *****lı Kuvvetleri, Müttefik komisyonlarının kontrolünde olacak   Antlaşmanın uygulanmaya başlamasından bir süre sonra Kürtler, Doğu Anadolu'da bağımsız bir kuruluş meydana getirmek isterlerse ve onların bu istekleri "Cemiyet-i Akvam" tarafından kabul edilip, Osmanlılara tavsiye edilirse Osmanlılar, bu tavsiyeyi yerine getireceklerdir   Van, Erzurum, Bitlis ve Trabzon İllerinin bulunduğu alanda, bir Ermenistan Devleti kurulacak, sınırlarının tayini Amerika Birleşik Devletleri Başkanı'nın hakemliğine bırakılacak   Hicaz, bağımsız bir devlet olacak, Osmanlılar, Mısır üzerindeki bütün haklarından vazgeçecek, Suriye, Irak ve Filistin için alınan bütün kararları da kabul edecek   Oniki Ada İtalyanlara, Akdeniz'deki diğer adalar da Yunanlılara bırakılacak   İzmir, Türk Egemenliği'nde kalacak, fakat Osmanlı Devleti, egemenlik haklarını Yunanistan'a bırakacak, İzmir Kalelerinden birinde Türk Bayrağı dalgalanacak   Ayrıca Suriye Fransa'ya ve Irak İngiltere'ye veriliyordu  Sevr, ölü doğan bir antlaşma oldu  Türkiye'yi parçalayan ve Türk Ulusu'nun bağımsızlığını yok edip kölelik durumuna düşüren bu antlaşma, TBMM'nin direnç ve inancını arttırdı  Bu antlaşmanın Anadolu'da Ulusal Mücadele İradesi'ne kabul ettirilmesi ise olanaksızdı   İtilaf Devletleri, işledikleri tarihi yanılgıyı bir sure sonra göreceklerdi  TBMM, bu antlaşmayı hiç dikkate almadan Türk Ulusu'nun bağımsızlığını ve Misak-i Milli'yi *****ının gücüyle kabul ettirmek için mücadelesine devam etti  | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |