Sabetaycılık Tarihçe

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sabetaycılık Tarihçe




Tarihçe
Doğuşu
İspanya'dan kovulma ve doğu Avrupa'da yaşadıkları sıkıntılar üzerine başgösteren bunalımlar sebebiyle Yahudiler kendilerine kucak açan Osmanlı topraklarına göç etmiş, aralarında Tevrat'ta bahse geçen kurtarıcı son peygamber Mesih'in geleceği beklentisi yaygın bir hal almıştı Bu yüzden 1626 doğumlu Sabetay Sevi 1648 yılında mesihliğini ilan ettiğinde dünyadaki tüm Yahudiler arasında büyük bir yankı uyandırmıştır 1,5 milyon kişiye ulaşan inananları onu sadece öğretmen, peygamber olarak görmüyor, belki bir tür tanrısal enkernasona da inanıyorlardı Yahudi din adamlarının büyük bir kısmı Sabetay Sevi'ye karşı çıkmıştır
Sabataycılığın dünyadaki yahudiler yanında hristiyanlar arasında da bu kadar büyük bir yankı uyandırmasının ana nedeni 1666 yılıdır Şeytanın sayısı olan yılda önce Deccal ortaya çıkacak ve sonrasında beklenen mesih dünyaya gelerek Deccal'ı öldürecektir Bu nedenle Sabatay'ın mesihliği, 1665 yılında başka yahudi bilginler tarafından da onaylanınca dünyada büyük gürültüler kopmuştur
Hristiyanlar beklenen Deccal'ın Sabatay olduğunu iddia ederek İsa'nın 1666'da gökten ineceğini ve Sabatay'ı öldüreceğini düşünerek büyük bir beklenti içine girmişlerdir Yahudiler'se İsa'yı son mesih olarak kabul etmediklerinden Kıyamet öncesi beklenen son Mesih'in Sabatay olduğunu düşünmüşlerdir
Din değiştirme
İzmir'li hahamlar Sabetay Sevi'nin Dinlerini bozduğu gerekçesiyle öldürülmesine karar verdiler, ama bu kararı uygulayamadılar ve onu Osmanlı sarayına şikayet ettiler Osmanlı yönetimi en başta olaya ilgisizdi Daha sonra yahudi din adamlarının artan şikayetleri üzerine Sevi'yi tutuklayarak Sultan IV Mehmet'in huzuruna çıkarıldı Sevi, Sultandan Mesih olarak tanınma talep etti, ayrıca İsrail toprağının kendisine vermesini de istedi Sultan onu Çanakkale'de bir kaleye hapsetti Faaliyetleri burada da devam eden Sevi'yi yine yahudi hahamlar Saray'a şikayet edince, Osmanlı bu talepler karşısında kayıtsız kalamadı Ortaya çıkan kargaşayı gidermek için Fazıl Ahmet Paşa, işin esasını öğrenmek için, Sevi'nin derhal İstanbul'a gönderilmesini istedi
Edirne sarayında, Sadaret Kaymakamı Mustafa Paşa, Şeyhülislam Minkarizade Yahya Efendi ve Padişah'in imamı meşhur Vani Efendi'den oluşan bir divan kuruldu, Padişah Sultan IV Mehmet de divanı 'Kafes'ten' izledi Divanda, Türkçe konuşamayan Sabetay için Padişah'ın hekimbaşısı yahudilikten dönme Hayatizade Mustafa Fevzi Efendi tercümanlık etti (Asıl adı Moses Ben Raphael Abrabanel)
Divan reisi: - Karıştırmadığın halt kalmadı Uyandırmadık fitne bırakmadın Sabatay Efendi Haydi bakalım şimdi göster mucizeni!
Deyince Sabatay Sevi afallar Ne yapacağını, ne diyeceğini şaşırır Mucize göstermesi beklenmektedir Tercüman, mucizenin şeklini de anlatır: Sabatay soyunacak, vücudunu en maharetli okçular nişangah yapacaklardır Attıkları oklar vücuduna işlemezse o zaman Osmanlı Padişahı da onun mesih olduğunu resmi olarak tasdik edecektir Çünkü Yahudiler, ona kılıç, ok, tüfek, kurşun işlemez, hatta onu ateş yakmaz, suda boğulmaz diye itikat etmektedirler
Divan heyetinin teklifi karşısında Sabatay Sevi "Adiyo santo!" diye titremeye başlar Teklifin dehşetinden beti benzi atar, artık her şey bitmiştir Can havliyle son bir hamle yapar Her şeyi inkar eder Ayrıca mesihlik davasının bazı Yahudiler tarafından ortaya atıldığını, kendisinin asla böyle bir iddiada bulunmadığına dair yemin üstüne yemin çeker, teminat üstüne teminat verir Dökmedik dil bırakmaz
Ancak, ulema ve padişah bu cevaplardan tatmin olmaz Bunun üzerine Hekimbaşı Hayyatzade (Terzizade) Mustafa Fevz Efendi, Sabetay'a müslüman olma teklifi götürür Önce Sabetay bunu kabule yanaşmaz Ancak, Hekimbaşı, ona bunu kabul etmediği takdirde türlü, türlü işkencelerle öldürüleceğini Ladino diliyle uzunca anlatır Sevi, dönme Hayatizade'nin tavsiyesi üzerine "can bedenden çıkmadıkça" diyerek kendisine söylenen kelime-i şehadeti tekrarlar
Divan huzurunda müslüman olan Sabatay Veled-i Mordehay veya Sabatay Sevi, üzerine içoğlanlarına mahsus hamama gönderilerek gusül abdesti aldırılır ve kendisine müslüman kisvesi kürk ve hil'at giydirilir Aziz Mehmet Efendi adını alarak 150 akçelik bir maaşla sarayda üst düzey memur Kapcıcıbaşı olarak göreve getirildi Söylentiye göre divandan çıkan Sevi, elbisesi içerisinde sakladığı Can adlı beyaz güvercini serbest bırakarak "can bedenden çıktı" dedi ve çevresindekilere ettiği yeminin geçerli olmadığını söyledi "Can bedenden çıktığı" için artık bu söze sadık kalması gerekmez Yine de bu rivayetin doğruluğu çok azdır Sabatay'ın abdest sonrasında eski kıyafetleri çıkartılıp değiştirildiğinden güvercini kıyafeti içinde saklayabilmesi veya divan'ın huzuruna yakın yerde kendisine güvercin verilmesi pek mümkün değildir
Sevi'nin müslüman olması bütün yahudi dünyasında şok etkisi yarattı Hahambaşılık olayı sevinçle karşıladı ve Müslüman olan Sevi'yi dinden çıkmış saydı Büyük çoğunluk onun Mesih olmadığına inanarak ortodoks yahudi inancına geri döndü, ikiyüz ailelik bir topluluk ise İslamiyete geçerek onun yolundan gitti Bunlar onun büyük bir hikmete binaen zahiren müslüman olduğunu, mesihliğinin bir gereği olduğu yorumunda bulunurlar Polonyalı karısı Sara, Sara'nın kardeşi Jacob Kerido'da bu kervana katılır Sara Fatma adını, Kerido'da Yakub adını alır
Sevi, bu olayla taraftarlarına "Karanlık bir" dönemin başladığını ve bunu "Aydınlık günlerin" takip edeceğini söyleyip, aydınlık dönemin başlaması için karanlığın şart olduğunu dile getirir Sabetaycılar "Aydınlık Günler" gelinceye kadar gizlenmeye devem edeceklerdir
Sevi dinden döndükten sonra bir süre Edirne/Hızırlık yakınlarında bulunan bir Bektaşi tekkesine devam etmiş Bu tekke 1641-1642 yıllarında "şüpheli" bulunarak yetkililerce kapatılmış ancak IV Mehmet tarafından Zaviye olarak tekrar açılmıştır Musevi kaynakları Sevi'nin Sufism ve Bektaşilikten etkilendiğini ve bu öğretileri Kabbala öğretisi ile harmanlayarak kendi öğretisine şekil verdiğini dile getirirler
Sürgün
Bir süre sarayda Kapıcıbaşı olarak sarayda üst düzey memur olarak çalışsa da, mesihi yahudi inancına bağlılığının farkedilmesi üzerine Batı Trakya'ya sürülür İbrahim Alaettin Gövsa, Sabatay Sevi isimli eserinin 68 sayfasında olayı anlatıyor: Sabatay Sevi'nin (Mehmet Efendi adi ve Müslüman kıyafeti ile) İstanbul'da yine eski müritlerinden bir kısmini toplayarak ayinler yaptığını, Girit seferinden dönen Sadrazam Fazıl Ahmet Paşaya haber verdiler Sadrazam kendini çağırtarak
- Bu ne iştir? Sen hala uslanmadın mı? diye tembih ettiği zaman Sabatay ağız kalabalığına başladı ve meşhur olan kurnazlığı ile
- Aman Sultanım, ben birtakım akrabamı, dostlarımı Müslüman yaptığım gibi bunları da dini celil İslam'a celp ve davet etmeğe uğraşıyorum, yolunda cevaplar verir
Sadrazam ona ihtar eder: - Aklını başına topla Müslümanım dedikten sonra yine çıfıtlığa başlarsan belanı bulursun
Yine de bu sözlerle bir müddet takipten kurtulur
Fakat aradan uzun bir süre geçmeden Sadrazamın adamları Boğaziçi'nde Kuruçeşme'deki havrada Sabatay Sevi'yi müridleriyle beraber İbranice dua okurken yakalarlar Artık hiçbir şeyi inkar edecek gücü kalmaz, bütün foyası meydana çıkar Bu hadise üzerine İzmirli sevi kendisini unutturmak ve izini kaybettirmek için Kuruçeşme'yi bırakarak Kağıthane civarında ıssız bir köşeye çekildi Fakat müritlerinin bir müddet sonra orada da etrafına toplanıp ayinler yapmaya devam ettikleri görüldü
İş tekrar Sadrazama haber verilince Fazıl Ahmet Paşa kızdı ve onu tek bir yahudinin yaşamadığı Arnavutluk'un Ülgün kenti, Berat kasabasına sürülmesini emretti Burada beş yıl yaşadıktan sonra ölür Avram Galante'ye göre Berat'ta müslümanlar tarafından, şehrin içinden geçen ırmağın kıyısında halen yeri bilinmeyen bir noktada toprağa verilir
Sabetaya inananlar mesihlerinin ölümüne inanmazlar, onun göğe yükselmiş olup, yeniden geleceğine dair inançlarını sürdürüler Hala inançlı Sabetaycılar, belli zamanlarda deniz ve ırmak kenarlarına gelerek, Sabetay sevi Seni bekliyoruz! diye bağırma geleneğini sürdürmektedirler Kayıp Mesih kitabının yazarı John Freely bu kitabı yazdıktan sonra bazı Sabetaycılardan hala Sabetay'ın mesih olduğuna inandıklarını ifade eden mesajlar aldığını belirtmiştir
Sevi dini tefekküre ve teorik çalışmalarına Arnavutluk'ta devam etmektedir Bu sıralarda sabetaycılığın ana kaynağı olan kitaplar yazılacaktır Olaylardan sonra sevi enerjisininin önemli bir kısmını İslam'a ve Müslümanlara düşmanlık için harcar Nathan Levi ise din değiştirmeden onu takip eder Daha sonra bir kısım din değiştiren sabetaycıların tekrar yahudi dinine döndükleri bilinmektedir
Şahsının isteği üzere Selanik şehri kutsiyete kavuşur ve inananlar (maminim) buraya yerleşirler İki yüz ailelik ilk sabetaycı çekirdek toplum işte burada kurulur

Kaynak : Wikipedia

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.