Yahudi Tarihi Erken Modern Dönem |
08-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yahudi Tarihi Erken Modern DönemErken Modern dönem Osmanlı dönemi Türkiye'deki Yahudilerin tarihi Yahudiler, (bugün kabaca modern Türkiye'nin bulunduğu, ancak coğrafi olarak Anadolu adı verilen) Küçük Asya'da 2400 yıldan uzun bir süre boyunca yaşamıştır Başlangıçta, Helenistik dönemde yaşadıkları refah Hıristiyan Bizans altında ortadan kalkmış, ancak hakimiyeti ve sonunda da şehrin kendisini Konstantinopolis'in elinden alan çeşitli Müslüman devletler içinde tekrar gelmiştirOsmanlı döneminin büyük bölümünde, Türkiye zulümden kaçan Yahudiler için güven içinde yaşayabilecekleri bir yer olmuştur Bugün de halen toplam nüfusu 22000'i bulan küçük bir Yahudi cemaati burada yaşamaya devam etmektedir Levant'ın Müslümanların hakimiyeti altına girdiği Yarmuk Savaşı sırasında, Hayfa, Şehem, El Halil, Ramla, Gazze, Kudüs ve kuzeydeki birçok şehirde otuz Yahudi cemaati vardı Safed Yahudilerin ruhani merkezi haline gelirken Şulhan Aruh'un yanı sıra, birçok Kabbala metni de burada derlenmiştir İlk İbrani matbaası ve Batı Asya'daki ilk baskı 1577 yılında faaliyete geçmiştir Yahudilerin dönem dönem kültürel ve ekonomik refah yaşadıkları, ancak kimi zamanlar da genel bir baskı altına girdikleri durum GE von Grunebaum tarafından şu şekilde özetlenmiştir: "İslam topraklarında yüksek mevkilere gelmiş, güç sahibi olmuş, önemli mali nüfuz elde etmiş, kayda değer ve kabul gören entellektüel başarılar kaydetmiş çok sayıdaki Yahudi tebanın veya vatandaşın isimlerini sıralamak işten bile değildir; aynı durum Hıristiyanlar için de geçerlidir Ancak, baskıların, keyfi müsaderelerin, din değiştirmeye zorlama teşebbüslerinin veya pogromların uzun bir listesini yapmak da aynı şekilde zor olmayacaktır" [16] Tarihçi Martin Gilbert Müslüman ülkelerdeki Yahudilerin durumunun 19 yüzyılda kötüleştiğini yazar 1828'de, Bağdat'ta Yahudileri hedef alan bir katliam yaşanmıştır [17] 1839'da, İran'ın doğusundaki Meşed şehrinde, bir güruh Yahudi Mahallesi'ne dalmış, sinagogu yakarak Tora tomarlarını yok etmiştir Yahudilerin katli ancak zorla din değiştirmeleri sayesinde önlenebilmiştir [18] 1867'de Barfuruş'da bir başka katliam yaşanmıştır [17] 1840 yılında, Şam'daki Yahudiler bir Hıristiyan keşiş ile Müslüman uşağını öldürüp Hamursuz Bayramı'nda pişirdikleri ekmeklerde kanlarını kullanmakla suçlandılar Bir Yahudi berbere, "suçunu itiraf edene" kadar işkence edilirken, iki Yahudi daha işkence altında hayatını kaybetmiştir Bir üçüncüsü ise Müslümanlığa geçerek hayatını kurtardı 1860'lar boyunca, Libya Yahudileri, Gilbert'in tabiri ile, cezai vergiye maruz kalmışlardır 1864 yılında, Fas'ın Marakeş ve Fez şehirlerinde 500 civarında Yahudi öldürülmüştür 1869 yılında, Tunus'da 18 Yahudi öldürülürken Jerba Adası'nda da Araplardan oluşan kalabalık Yahudi ev ve dükkanlarını yağmalayarak sinagogları yakmıştır 1875 yılında, Fas'ın Demnat şehrinde 20 Yahudi öldürülürken, ülkedeki diğer şehirlerde de çok sayıda Yahudi sokak ortasında saldırıya uğramış ve öldürülmüştür 1891 yılında, Kudüs'ün Müslüman liderleri Osmanlı yetkililerinden Rusya'dan gelen Yahudilerin bölgeye girmesinin yasaklanmasını talep etmiştir 1897 yılında, Trablusgarp'ta sinagoglar basılarak Yahudiler katledilmiştir [18] Benny Moris, Yahudilerin maruz kaldıkları aşağılanmanın sembollerinden birinin de Yahudilerin Müslüman çocuklar tarafından taşlanması olduğunu yazar Morris, bir 19 yüzyıl seyyahından şu alıntıyı yapar: "Altı yaşında küçük bir çocuğun üç-dört yaşlarında birkaç şişman ufaklığa bir Yahudiye nasıl taş atmaları gerektiğini öğretişine şahit oldum Veletlerden biri büyük bir serinkanlılıkla paytak paytak adamın yanına yürüdü ve Yahudi olduğunu gösteren gabardinine tükürdü Yahudinin tüm bunlara boyun eğmesi gerekiyordu; bir Müslüman'a tokat atmanın bedelini hayatı ile ödeyebilirdi" [17] Mark Cohen'e göre, The Oxford Handbook of Jewish Studies'de, çoğu uzman modern dünyadaki Arap Antisemitizmi'nin on dokuzuncu yüzyılda, Yahudi ve Arap milliyetçiliklerinin çatışması sonucunda ortaya çıktığını ve Arap dünyasına öncelikle milliyetçi bir düşünce yapısına sahip Hıristiyan Araplar tarafından sokulduğu (ve ancak daha sonra "İslamlaştığı") sonucuna varmaktadır [19] Avrupa Daha çok bilgi için: Yahudi tarihi (Rusya ve Sovyetler Birliği) Avrupa Rönesansı sırasındaki en korkunç kovulmalar, İspanya'daki Morisko veya Arap İslam devletinin bilinen adı ile Endülüs'ün yeniden fethinin (reconquista) hemen ardından gerçekleşmiştir Son Müslüman hükümdarların da 1492'de Gırnata'dan çıkarılmasını İspanyol Engizisyonu izlemiş, İspanya'nın sayıları 200000'e varan Sefarad Yahudisi nüfusunun tamamı ülkeden kovulmuştur Bunu, 1493'te Sicilya'dan (37000 Yahudi) ve 1496'da Portekiz'den kovulmalar izlemiştir Kovulan İspanyol Yahudilerinin büyük bölümü Osmanlı İmparatorluğu, Hollanda ve Kuzey Afrika'ya kaçarken bir kısmı da Güney Avrupa ve Ortadoğu'ya gitmiştir On yedinci yüzyılda, Batı Avrupa'da neredeyse hiç Yahudi yaşamıyordu Nispeten hoşgörülü olan Polonya, Avrupa'daki en büyük nüfusa sahipti, ancak Yahudiler için buradaki sakin durum da yüz binlerce Polonya ve Litvanya Yahudisinin Chmielnicki ayaklanması (1648) ve İsveç savaşları (1655) sırasında katledilmesi ile sona ermiş oldu Bu ve diğer zulümlerin etkisiyle, Yahudiler 17 yüzyılda Batı Avrupa'ya geri döndüler Yahudilere yönelik (İngilizler tarafından konulan) son yasak da 1654 yılında kaldırılmış olsa da, kimi şehirlerden dönemsel kovulmalar yine de devam etmiş, Yahudiler sıklıkla toprak sahibi olmaktan men edilmiş ve gettolarda yaşamaya zorlanmıştır On sekizinci yüzyılın sonlarında Polonya'nın Parçalanması ile, Yahudi nüfus da Polonya topraklarını kendi aralarında paylaşan Rus İmparatorluğu, Avusturya-Macaristan ve Prusya arasında bölünmüştür Avrupa Aydınlanması ve Haskala (18 Yüzyıl) Avrupa'daki Rönesans ve Aydınlanma dönemi boyunca, Yahudi toplumu içinde kayda değer değişimler yaşanmıştır Avrupa genelindeki Aydınlanma'ya paralel olarak Haskala (Yahudi Aydınlanması) hareketi de ortaya çıkmış, 18 yüzyılda Yahudiler kendilerini kısıtlayan yasalardan kurtulmak ve Avrupa toplumunun geneline entegre olmak için kampanyalara başlamıştır Öğrencilerin aldığı geleneksel dini öğrenime laik ve bilimsel öğretim de eklenmiştir Yahudi tarihi ve İbranice çalışmaları yeniden hayat bulmuş, ulusal Yahudi kimliğine olan ilgi büyümeye başlamıştır Haskala, Reform ve Muhafazakar hareketleri doğurmuş, Siyonizm'in tohumlarını ekerken Yahudilerin ikamet ettikleri ülkelere kültürel asimilasyonunu da teşvik etmiştir Hemen hemen aynı zamanda, Haskala'nın neredeyse tam zıttını telkin eden Hasidik Yahudilik hareketi doğmuştur On sekizinci yüzyılda, Haham İsrael ben Eliezer (Baal Şem Tov) tarafından başlatılan Hasidik Yahudilik, dine coşkulu ve mistik yaklaşımı ile hızla taraftar toplamıştır Bu iki hareket ve içinden çıktıkları Yahudiliğe geleneksel ortodoks yaklaşım, çağımızda Yahudi görenekleri içindeki bölünmelerin temelini oluşturmuştur Bu esnada, dış dünyada da bir değişim yaşanmakta, Yahudilerin serbestleşmesi (eşit haklar verilmesi) olasılığı tartışmaya açılmaktaydı Bunu yapan ilk ülke ise, 1789 Fransız Devrimi sırasında Fransa olmuştur Bununla birlikte, Yahudilerden geleneklerini sürdürmeleri değil, entegre olmaları beklenmekteydi Bu muğlak durum, Clermont-Tonnerre'nin 1789 yılında Ulusal Meclis'te yaptığı meşhur konuşmasında da gözler önüne serilmiştir: "Yahudilere bir ulus olarak hiçbir şey vermemeli, ancak bireyler olarak Yahudilere her şeyi vermeliyiz Hakimlerini tanımayı bırakmalıyız; onlar da sadece bizim hakimlerimize tabi olmalılar Yahudi örgütlenmesinin sözde yasalarının korunmasına yasal koruma sağlamayı reddetmeliyiz; devlet içinde ne bir siyasi vücut ne de düzen kurmalarına izin verilmemelidir Her biri bireysel olarak vatandaş olmalıdır Ancak, kimileri bana onların vatandaş olmak istemediğini söyleyecektir Pekala öyleyse! Vatandaş olmak istemiyorlarsa, bunu söylesinler ve biz de onları buralardan sürelim Devlet içinde vatandaş olmayanlardan oluşan bir topluluğun, ulus içinde bir ulus olması rezil bir durumdur" Kaynak : Wikipedia |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|