Buda Ve Öğretisi

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Buda Ve Öğretisi




Buda 'nın öğretisinin baslıca özelliği; Buda 'nın aydınlanma sonucu bulmuş olduğu gerçekleri birer dogma olarak sunacak yerde aydınlanma yöntemini öğretmeyi ve böylelikle yöntemi öğrenen kimselerin kendi çabalarıyla bu gerçekleri kendilerinin bulup yasantısal deneyimle doğrulamalarını öngörmesi, Budalık yolunu herkese açık tutmasıdır Buda 'nın yasadığı dönemde Budizm ' bir din, Buda da bir peygamber değildi

Şimdiye dek her geliş gidişsimde, içinde hapis olduğum, Duyularla duvaklan mis bu evin, Yapıcısını aradım durdum Ey yapıcı! Simdi seni buldum Bir daha bana ev yapmayacaksın, Bütün kirişlerin kirildi, payandaların çöktü içimde Nirvana 'nın suskunluğundan başka bir şey kalmadı Tutkuların, isteklerin biçimlediği yanılgıdan kurtardım kendimi

Öğretide 4 temel gerçek vardır: Yaşamda ıstırap vardır; ıstırabın bir nedeni vardır; bu neden yok edilirse ıstırapta yok edilmiş olur; bu nedeni yok etmeyi sağlayan bir yol, bir yöntem vardır

1Istırap (DUKKHA) ve Yaşamın 3 özelliği

Dört okyanusun suyu mu daha çoktur, yoksa sizlerin inleye sızlaya sürdürdüğünüz bu yolculukta sevdiğiniz istediğiniz şeyleri elde edememek, sevmediğiniz istemediğiniz şeylerden kaçınamamak, istediğiniz şeylerin istediğiniz gibi olmaması, istemediğiniz şeylerin istemediğiniz biçimde olması yüzünden akıttığınız göz yaşları mi daha çoktur? Ananızı, babanızı yitirmek, kardeşlerinizi, kızınızı yitirmek, malinizi, mülkünüzü yitirmek Bu uzun yolculukta tüm bunlara katlandınız ve dört okyanusun suyundan daha çok göz yaşı akıttınız

Buda ıstırap için dukkha sözcüğünü kullanıyordu Anlamı; ıstırap, üzüntü, tasa, keder, maddesel veya ruhsal sağlıksızlık, uyumsuzluk, tedirginlik, doyumsuzluk, yetersizlik, sürtüşme, çelişki yani olumsuz ruh durumları Buda 'nın gözlerimizi açmaya çalıştığı gerçek daha çok ıstıraptan korunmak, kurtulmak için izlediğimiz tutumdaki yanlışlarımız, yanılgılarımız Herkes yaşamda Istırabın olduğunu biliyor, ama yaşamda Tatlı anlar, hoş ve zevkli olan şeyler olduğunu, haz ve zevkin ıstırabı dengeleyebileceğini düşünüp bu anların beklentisi içinde ıstıraba katlanabiliyor Buda 'ya göre yanılgı işte burada Buda kaynağı dışımızda olan şeylerden elde ettiğimiz haz ve zevkin ıstırabın asil nedeni olduğunu göstermeye çalışıyordu Yanılgının dünyanın bu geçiciliğine gözlerimizi kapamak, geçici olan, kalıcı olmayan şeylere tutunmaya çalışmaktan geldiğini, dünyayı gerçek böylesiliği, yapısıyla görememekten kaynaklandığını söylüyordu “Sevdiğimiz hiç bir şey yok ki, bir gün gelip ya onlar bizden, ya biz onlardan ayrılmayalım
Buda yaşamı gerçek boyutları içinde kavrayabilmemiz için yaşamın birbiriyle ilgili 3 özelliğinin üzerinde ısrarla duruyordu: Dukkha - Istırap Bir arada bütünleşmiş, bileşmiş, oluşmuş hiç bir şey değişimden, çözülüp dağılmaktan kurtulamaz Yanılgı değişim içinde olan, geçici olan şeylere sanki hiç değişmeyeceklermiş, sanki kalıcı şeylermiş gibi tutunmaya, sarılmaya çabalamaktan geçiyor Oysa elde etmek istediğimiz şeyi elde edene kadar o şey değişiyor, koşullar değişiyor, bu arada biz kendimiz de değişiyoruz
Buda 'nın amacı dünyayı ne olduğundan daha kötü ne de daha iyi göstermekti Onu olduğu gibi iyi ve kötü yanlarıyla, kendimizi hiç bir yanılgıya, yanılsamaya kaptırmadan bütünlüğü içinde gerçek böylesiliğiyle görmemizi sağlamaya çalışıyordu Istırabın dünyayı olduğu gibi içimize sindirememekten, dünyadan verebileceklerini değil de daha çoğunu beklememizden, istememizden kaynaklandığını anlatma çabası içindeydi Kötü olan yaşam değil, ona arsızca yapışmaya çabalamaktan, ondan verebileceğinden çoğunu istemekten gelen ıstıraptır akıp giden yasamla birlikte karşı koymadan, direnmeden akıp gitmesini öğrenmek, dönüsü olmayan bir akis içinde olduğumuzun, yaşamın tek bir aninin bile ikinci kez yaşanmasının olanaksızlığını içten içe kavramak, her saniyenin tadını bilecek biçimde yaşamın sevinçle, kıvançla, coşkuyla kucaklanmasına yol açabilir

Mutluluğun ertelenmesinin de, para biriktirir gibi haz ve zevk biriktirmenin de olanaksızlığı iyice anlaşılabilir Acaba yaşamda kendimize sığınak yapabileceğimiz Istırabın güçsüz kaldığı, etkisinin azaldığı bir yer, bir zaman var mi? Budizm ' olduğunu savunuyor Bu an ve burası Hiç bir şeyin öteki şeylerden ayrı bir kendiliği, ayrı kalıcı bir benliği olamaz Istırabın asil nedenini aradığımız, kökenine indiğimiz zaman hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde karşımıza çıkan sorumlunun, bir yandan istek ve tutkularımızı besleyip kışkırtan den Başka birisi olmadığını görüyoruz “Benim güvenim” ”Benim görevim” ”Benim sorumluluğum” ”Benim başarım” ”Benim param” ”Benim isteklerim” ”Benim heveslerim” ”Benim öldükten sonra ne olacağım” ”Benim öldükten sonra da var olma doyumsuzluğumdan gelen sorunlarım” Nedir bu ben?

Buda insan varlığında geçici olmayan değişmeden kalan, dayanıklı bir öz, tözel bir nitelik olmadığını göstermeye çalışıyordu Bir gövde doğar, büyür, yaşlanır, ölür, çözülür, sürekli değişim içindedir Bir kimse kolunu, bacağını yitirse de ne azalır, ne de küçülür Öyleyse insanin gövdesinde olamaz duygularımızda da olamaz Çünkü onlar değişse de gene olduğu gibi kalır duyu organlarımızdan gelen algılarımız da olamaz önceki düşüncelerimiz, kararlarımız, eylemlerimizle biçim almış eğilimlerimiz de olamaz ayırt edici bilincimizde de olamaz Bu beş kümede toplanan bedensel ve ruhsal varlığımız gövdemiz, duygularımız, duyu organlarımızdan gelen algılarımız, önceki düşüncelerimiz, kararlarımız ve eylemlerimizle biçim almış eğilimlerimiz, karakter özelliklerimiz, ayırt edici bilincimizin bir araya gelmiş olmasından da oluşmuş olamaz Çünkü bunlardan hiçbirisi i içermiyorsa o zaman besinin bir araya gelmesi de beni oluşturmaz O zaman geriye değişmeden kalan tek bir şey kalıyor Ad Ben 'e verilen özel ad

Milanda Panha adli kitaptan: Kral Bilge Nagasena 'ya seslenmiş: “Ustam kimsin, adini söyler misin?” “Bana Nagasena diyorlar Ama bu yalnızca bir ad, adlandırmaktan, belirtmekten Başka şeye yaramayan, bir deyim, bir sözcük, içinde bir kimlik, bir benlik yok Bir ad, bir lakap, bir işaret, yalın bir sözden Başka bir şey değil Kral inanmaz ve sorular sorar “Nagasena bu saçlar midir?” “Hayır büyük kral” “Duygu ve coşkular midir Nagasena?” “Hayır büyük kral” Nagasena kraldan arabayı tanımlamasını ister “Tekerlek, dingil, ok, sandık ve kollar bir arada olunca arabadan söz edilir Araba yalnızca bir ad, adlandırmaktan, belirtmekten Başka bir ise yaramayan bir deyimden Başka bir şey değil” “Evet kralım Benim de saçlarım, derim, ad ve bedenim, duygularım, algılarım, geçmiş eylemlerimle biçim almış karakter özelliklerim, ayırt edici bilincim bir araya gelince Nagasena adi veriliyor Ama kimlik, benlik söz konusu olunca burada öyle bir şey yok Nasıl arabanın beş bölümü bir araya gelince araba diyorlarsa, beş katışmaç bir araya gelince de bir kimden bir den bir özneden söz ediliyor Buda diyor ki: Ne ben 'in, ne de ben 'e ilişkin kalıcı bir şeyin varlığından söz edilebilir Ben, ben olarak gelecekte de var olacağım, benim sürekli değişmez bir benliğim var, savında bulunmak hatalıdır Ben düşüncesini yok etmeli, benlikle kurumlanmak yanılgısını yenmelidir Buda 'nın görüsüne göre “ben”, insanin hem bedensel hem de ruhsal varlığını oluşturan bu beş kümenin bir arada ve birlikte, sürekli bir akis, sürekli bir değişim içinde olusunun ortaya çıkardığı bir görüngü, bir olgu, insani çevresinden ayrı bir varlık olarak ayırt etme, özerk bir biçimde hareket etme durumundan köklenen bir yanılgı, bir yanılsamadan Başka bir şey değil ayırt edici bilinç ise karışıp dünyayı ben ve ben olmayan diye ikiye bölünce bu ben yanılgısı kendiliğinden ortaya çıkıyor Aslında bilincin ayırt etmeden, seçmeden, bölmeden bütünü kavrama olanağı da var

Alıntı Yaparak Cevapla

Buda Ve Öğretisi

Eski 08-20-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Buda Ve Öğretisi




Ben 'in var olma doyumsuzluğundan kaynaklanan ve ölümün sinirini aştığına inanılan uzantısına verilen ad 'sa ruhtur Budizm 'de Öz varlık yoktur Buda ben-ruh yanılgısını sergilemek istiyor Bir kez ben-ruh yanılgısı oluştu mu bütün varlığımızı sarıyor, bilincimizin özgürce çalışma etkinliği engelleniyor, onun bitmez tükenmez istekleri nasıl yaşamı çekilmez bir hale koyuyor, sorunlarımız yaşamla bile sınırlı kalmıyor, ölümden sonrası ile ilgili sorunlar da gündeme girdiğinden onlar da kaygı ve üzüntü konusu olmaya başlıyor Buda ben 'i kurtarmaya değil, bizi ben 'den kurtarmaya çalışıyordu Ölümsüzlüğe erişmek için tek bir yol olduğunu savunuyordu Öncesizden sonsuza uzanıp giden varoluş zincirinin içindeki yerimizi bulmak, evrensel yaşam ırmağının içimizden aktığının, yaşam gücünün bizim burun deliklerimizde, bizim ciğerlerimizde nefes alıp verdiğinin bilincine erişmek

2 Nedensellik Çemberi- bağımlılık ve Özgürlük- Ka

Buda 'ya göre varolan her şey nedenselliğin bir sonucu olarak vardır, boşluktan yokluktan oluşan bir evrende nedenselliğin döngüsüne takılan yokluk varlığa dönülür, her neden bir sonucu, her etki bir tepkiyi zorlar Evrenin değişmez yasası nedensellik (Karma) yasasıdır Ne başlangıcı ne de sonu olan evrende egemen olan yalnız doğa yasalarıdır Buda böylelikle tanrıların görevini yasalara yüklemiş, tanrıları gereksizleştirmişti Değil mi ki insanin geleceğini belirleyen nedenlerin zorladığını sonuçlardır, öyleyse insanin kendi eylemlerinin sonuçlarından kaçıp kurtulması olanaksızdır Bir çocuğun anasından beklediği gibi tanrıların bize sevecenlik göstermelerini, bizi bağışlamalarını bekleyemeyiz Eylemlerimizin sonuçlarından kurtulmanın bir yolu varsa, onu ancak kendi çabamızla kendimiz bulmalıyız

On iki halkalı kapalı bir zincir olarak temsil edilen nedensellik yasası:

1 Yanılgı yanlış düşüncelere yol açıyor
2 Bu düşünceler eğilimlere, karakter özelliklerinin biçimlenmesine ortam hazırlıyor
3 Buradan da bilinç oluşuyor
4 Bilincin bentle ben olmayanı ayırt etmesinden özne nesne ikiliği, ad ve beden ortaya çıkıyor
5 Bundan altı duyu alanı gelişiyor
6 Bu altı duyudan dolayı duyularla nesneler karşılaşıyor
7 Bu karşılaşmadan hoşlanma, hoşlanmama gibi duygular oluşuyor
8 Bu duygular isteklere, tutkulara dönüşüyor
9 istekler, tutkular bağımlılığa, insanin isteklerinin, tutkularının tutsağı olmasına, bireysel yaşam isteğine yol açıyor
10 Bundan da oluşuma bağımlılık ortaya çıkıyor
11 Oluşum doğuşa
12 Doğuşsa ihtiyarlık ve ölüme, ıstıraba, tedirginlik ve umutsuzluğa yol açıyor Buradan da gene yanılgı çıkıyor ortaya Buda 'nın yanılgıyı dizinin en başına koymasının nedeni olasılıkla bu döngüden tek çıkış yolunun bu halka olmasıyla açıklanabilir

istekleri, tutkuları kışkırtan yanılgıdır ana yanılgıyı besleyen de gene istekler ve tutkulardır Kökünü yanılgıdan alan düşünceler, karar ve eylemlere dönüşüyor Düşüncelerimiz kararlarımızı, kararlarımız Eylemlerimizi belirlerken, eylemlerimiz de kararlarımızı etkileyip zorluyor Her düşünce sonrakileri sınırlıyor Biz kez tam bir özgürlük içinde bir şey düşünmüş olabileceğimizi varsaysak bile, ondan sonraki düşüncelerimizde ayni oranda özgür olamayacağımız açık Giderek özgürlük alanı kısıtlanıp daralıyor Şu anda ne olduğumuzu belirleyen dünkü düşüncelerimizdir
Bu gün kafamızdan geçen düşüncelerse yarinki yaşamımızı biçimliyor Yaşamımız
kesinlikle zihnimizin yaratısıdır Budist metinler dört tür bağımlılıktan söz ediyorlar

1 isteklerden, tutkulardan gelen bağımlılık
2 Yanlış görüşler, kanılardan kaynaklanan bağımlılık
3 Erdemli bir yaşamla ve kurallara tıpatıp uygun davranmakla kurtuluşa erişilebileceğini sanmaktan gelen bağımlılık
4 Sürekli ve değişmez bir ben 'in varlığına inanmaktan gelen bağımlılık isteklerimizin tümüne
yakın bir bölümü toplumun yapay olarak yarattığı gereksiz şeyler

Örneğin toplum bizi zeki bir adam gibi görünmeye isteklendiriyor Çevremizde beğenilen bir kimse olmak bize nelere mal oluyor ? Bunun karşılaştırmalı bir hesabini yapabilmiş olsak, harcadığımız bunca çaba, üzüntü, sıkıntıya değmeyeceğini anlayacaktık Başka insanların önüne geçememek, Başka insanlara üstün olamamaktan gelen ezikliklerin ardında hep ben yanılgısı yatıyor ama bu ben yanılgısını besleyen de toplumun özendirici etkisi Bir kere gözümüzü açıp ta bu koşturmacanın amaçsızlığını, anlamsızlığını görebilsek, bu koşullanmalar, biçimlenmeler etkisini yitirecek, ve bağımlılık da ortadan kalkacak O zaman ıstırap yerini özgürlüğümüzü yeni bastan kazanmış olmaktan gelen aşkın bir mutluluk duygusuna bırakacak, nedensellik döngüsünden kendimizi kurtarmış, daha doğrusu döngüyü ters yöne çevirmeyi başarmış olacağız insan kendini yanılgıdan nasıl kurtarır? Bu sekiz basamaklı yolla mümkündür Yanılgıdan kurtaran bilgiye çıkarımcı düşünceyle varılamaz Çünkü bu tür düşüncede özgürlük yoktur Budizm ' görüsüne göre, bizi yanılgıdan kurtaracak bilgiye ancak sezgiyle erişilebilir insan yanıldığını, yanilmadigini; aldatılmadığını, aldatılmadığını; sevildiğini, sevilmediğini ancak sezgiyle anlayabilir Uyanan kimse karmanın elinde eli kolu bağlı bir oyuncak olmaktan kendini kurtarmış olur Koşullanmaya, biçimlenmeye bütünüyle karşı koyabilecek bir insan yok bu dünyada Yanında yada karşısında tutum almakla her zihnini sınırlamış oluyor Bizi düşündüğümüz gibi düşünmeye, davrandığımız gibi davranmaya iten ön koşullar, düşünsel yada duygusal zorunluluklar var Uyanınca bu zorunluluğu fark etmiş oluyoruz ve zorunluluk olmaktan çıkıyor Bu yüzden de karma değiştirilemez bir alın yazısı sayılmaz, uyanan kimse karmanın bağlarını da koparmış olur Eylemlerimiz er geç bize geri döner

Her eylemin iyi yada kötü sonuçları eninde sonunda eylemi yapana ulaşır Buda, kalıcı olan bir yaşamdan öbürüne aktarabileceğimiz, şu gövdemiz içinde saklanan bir şey olamayacağını anlatmaya çalışmıştı Öyleyse gene doğumla söz edilmek istenen neydi? Buda 'ya göre bir yaşamdan ötekine aktarılan ben yada ruh değil, yalnızca eylemlerimizin zorladığını nedensel sonuçlardır Bu senin gövden de değil, Başka birisinin gövdesi de değil Ona geçmiş eylemlerin (karma) ürünü gözüyle bakmak daha doğru olur Önceki bir yaşamda yaptıklarımın ödülü ya da cezası da değil Ben nedensellik zincirinin bir zorunluluğu olarak varım Eylemlerin bir sürekliliği var ama ben 'in de bilincin de sürekliliği yok Buda 'nın dilinde doğum ölüm döngüsü, yaşamların önceki yaşamların etkisiyle biçimlendiğini anlatmaktan öte bir anlam taşımıyordu

3 Nirvana

Nirvana, Batı 'da genelde anlaşıldığı gibi ölümden sonra değil, burada ve şu anda gerçekleştirilebilecek bir ruhsal durumdur istek ve tutkuların yok olması, Istırabın etkili olmayacağı bir iç barışa, iç suskunluğa, aşkın bir Mutluluğa erişmektir Nirvana 'ya erişme isteği de dahil olmak üzere tüm istek ve tutkular bırakılmadan, olanla, gelenle yetinmekten gelen iyimser bir yetingenlik kazanılmadan Nirvana gerçekleştirilemez Nirvana 'yı gerçekleştiren kimse bir yandan da günlük yaşamını normal haliyle sürdürüyor Eylemlerinin bir takım nedensel zorunluluklar (karma) yaratmaması da olanaksız elbette Nirvana 'ya erişen kimselerin tek farkı, bu zorunlulukların dışında kalmayı başarabilmesi Eylemlerinde beğenilmek, beğenilmemek gibi bir güdü etkin olmuyor, yaptığı islerden alkış beklemiyor, basarı ya da kazanç onu fazla sevindirmediği gibi başarısızlık ya da yitim de fazla üzmüyor Kuskusuz acı da çekiyor ama bunlara bilgece katlanmasını, olayların doğal akımına boyun eğmesini de biliyor Ben 'i aşınca bütünle bütünleşiyor Yarinin getireceklerine kaygısız, ben 'in doyumsuzluğundan gelen bütün sorunlara sırtını çevirmiş, şu yaşam nasıl yaşanmalıysa öyle yaşamaya başlıyor Özgürlük, coşku, aşkın mutluluk içinde, akıp gitmekte olan yaşam ırmağı içindeki yerinin bilincine erişiyor

Buda 'nın öğretisi, bir yandan ben 'i yokumsarken öbür yandan da bireyciliği en ileri götürmüş olan öğretidir insanin toplumun kendisine giydirdiği kişiliksiz kişilikten soyunup gerçek varlığıyla baş başa kalınca gerçeği olduğu gibi özümleyecek bir yeteneğe sahip olabileceğine inanıyordu Buda ölümden sonra ne olduğuyla ilgili sorulara yanıt vermek istemiyordu Böyle bir soruyla karşılaşınca ya susuyor, ya da söyle diyordu: Göğsünüze zehirli bir ok saplanmış olsa, oku çıkartmaya çalışacak yerde, oku atanın kim olduğunu, hangi kasttan, hangi soydan geldiğini, boyunu boşunu, oku atmaktaki amalini falan mi araştırmaya kalkardınız? Ben bir şeyi açıklamıyorsam bırakın açıklanmamış olarak kalsın Peki neden açıklamıyorum? Çünkü o şeyin açıklanması size hiç bir yarar sağlamayacaktır da ondan Çünkü bu sorulara yanıt aramak ne aydınlanmanıza, ne bağımlılıktan kurtulup özgürlüğünüzü kazanmanıza, iç suskunluğuna, gerçeğe ermenize, Nirvana 'ya erişmenize katkıda bulunabilir Buda öğretisinde hiç bir dogma, iç yaşantıyla doğrulanamayacak hiç bir inanç getirmemeye özen göstermiştir Varoluş, devingen gücünü nedensellikten alan sürekli bir oluşum, değişim sürecinden Başka bir şey değildir; varoluşun ardında Durağan bir öz, tözel bir nitelik yoktur Budizm 'de tözsüz, öz varlıksız bir nedensellik vardır

4Sekiz basamaklı yüce yol

-Tam görüş

-Tam anlayış Bu basamaklar kendimizi de, dünyayı da olduğu gibi, gerçek böylesiliğiyle görmeyi, adların biçimlerin gizlediği temel gerçeğin, her şeyin ıstırap, her şeyin oluşum, değişim içinde olduğu, kalıcı bir ben 'in, değişmeyen bir tözün olmadığını anlayışına ulaşmayı amaçlıyor

-Doğru sözlülük

-Tam davranış Bu basamak, özgür istencinizin ürünü olan, içten geldiği için, hiç bir amaç gütmeden yapılan davranıştır

-Doğru yaşam biçimi Yaşamını sağlamakta doğruluktan ayrılmamak, kendine yetecek olandan çoğunu elde etmeye çalışmamaktır

-Tam çaba, tam uygulama Her şeyin tam bir özenle, eksiksiz yapılmasıdır Bir Budist 'in oturması, kalkması bile büyük bir dikkatle yapılmalıdır Zihnini bencil düşüncelerden arıtmak sürekli bir uğraş olmalıdır Zihnin arıtılması, bencil düşüncelerden ayıklanması dört yüce duygunun yüzeye çıkmasına olacak sağlar: Sevecenlik, acıma, sevgi, yan tutmama

-Tam bilinçlilik

-Tam uyanıklık

Bu basamaklar meditasyonla ilgilidir Meditasyon Batı 'da anlaşıldığı gibi derin derin düşünme değil, düşüncenin aşılmasını, çıkarımcı düşünceden arıtılmış bir zihinle, salt bilinçli olmayı amaçlayan bir yöntem Tam bilinçlilik, tüm duyumların, duyguların, düşüncelerin ruhsal durumların ardında olacak biçimde bir alicilik, bir uyanıklık durumunu sürdürmektir Algının kapıları öylesine temizlensin ki, her algı hiç bir engelle karşılaşmadan bilince ulaşabilsin Sözcükler de bilinçle yaşantı arasına giren bir engel oluyor çoğu kez Sözcüklerden oluşan düşünceler durmadan bizi, iyi kötü, hoşa giden hoşa gitmeyen gibi ayrımlar yapmaya, yargılara varmaya kışkırtıyor Artık dünyayı olduğu gibi değil, kurgularla, soyutla, soyutlamalarla yani sözcüklerle dünyayı kavrıyoruz Gerçeğin sözcüklerle kavramlarla değil, ancak yaşantıyla kavranabileceğini savunan Budizm ' sözcüklere, kavramlara tutsak olmak yerine onları tam olarak denetim altına almak istiyor

Budist meditasyonun özü nefes alıp verdiğinin ayırdında olmakla başlayan yaygın dikkattir insan nefes alıp verdiğine duyarlı olunca yaşadığının da farkında oluyor, geleceğe ya da geçmişse değil, kendini şu ana ayarlıyor, şimdide yaşamaya başlıyor, duyulara daha duyumlu, duygulara daha duyarlı oluyor; kendinden kopuk, kendinden habersiz yaşamaktan kurtarıyor kendini, yaşamla da kendiyle de bütünleşiyor Bu uygulamada yol almış kimse gövdesinde kendi istencine bağlı olmadan bir nefes alıp verme işleminin sürüp gittiğine duyarlı olmaya başlıyor Bu yaşamsal bir yaşantı olarak kendini açığa vuruyor, ve bu izlenim insanda iç barış, esenlik ve Mutluluğun oluşmasına yol açıyor Artık zihindeki karmasa yatışmıstır

Buda 'nın meditasyon yöntemi öyle dalıp gitmeyi kendinden geçmeyi değil, tersine sürekli uyanıklılığı, sürekli bilinçli kalmayı gerektiriyor Tam bilinçlilik gerçekleşince tam uyanıklık kendiliğinden gelir Burada tüm ikilikler yok olur; düşünenin düşünceden, bilenin bilinişten, öznenin nesneden kopukluğu diye bir şey kalmıyor; zihinle yaşantı arasındaki bölüntü kalkıyor Bütün bu ayrımların yaşantıyla ayırt edilecek somut bir gerçekliği olmadığını, bunların akıl yoluyla varılmış çıkarımlar olduğunu fark ediyorsunuz Size “bu benim, bu da benim düşüncem” yada “gören benim, bu da gördüğüm şey” diye ayrım yapmanıza olanak veren şeyin bir gözlemden daha çok, sözcüklerin ve mantığın aracılığıyla elde edilmiş bir kuramdan Başka bir şey olmadığını anlıyorsunuz

Alıntı Yaparak Cevapla

Buda Ve Öğretisi

Eski 08-20-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Buda Ve Öğretisi




Zahmetiniz için teşekkürler


Ancak budha ve nirvana hakkındaki bilgiler, budizm öğretisinin içinden alınmış bilgiler olsa gerek


Önce şunu belirteyimki hz İbrahim'in soyundan geliyorum Yani Peygamberler soyundan Bu soy düşünürler soyudur ve bu soydan gelen çocuk genetik olarak beyni sürekli analiz etmeye ve gözlemlemeye meyillidir


Şimdi asıl konuya geleyim

44 yaşındayım ve 30 yaşında Nirvana ya ulaştım


Normalde nirvanaya ulaşmak gibi bir amacım yoktu Nirvana nedir onuda bilmezdim hatta kitap okuma alışkanlığımda yoktur Ancak küçüklüğümden beri yukarıdada değindiğim gibi refleks olarak hayatı incelerim İnsanları, hayvanları, canlı ve cansızları incelerim Bunu istemeden yapıyorum, yani benim doğam ve yapım bu


30 yaşıma geldiğimde bir çok sorunun cevabını bulmuştum Doğru nedir, yanlış nedir, iyi nedir kötü nedir


Her normal zeka gelişimini sürdüren insan, 30 yaşına gelirken, ben kimim, yaşam nedir, neden hayat var gibi soruların yanıtlarını otomatik olarak aramaya başlar


Ben kimim sorusunun cevabını ise, bildiğim kadarı ile çok az insan bulmuştur İşte ben o şanslı insanlardan biriyim


Budha ise nirvanaya ulaşmış olan bilinen ilk insandır


Hali ile Budha nın ne bulduğunu biliyorum ve yukarıdaki bilgilerin eksiğini yanlışını kısaca tamamlamak isterim


Önce Nirvanaya ulaşma anımı anlatayım

Oturuyordum ve bir kitap okuyordum Bir tetiklenme oldu Okuduğum kitaptaki bir cümle ile ilgili olabilir şimdi hatırlamıyorum O anda ruhum yada bilincim koparılır gibi bedenimden ayrıldı kendimi 5-10 saniye kadar yukarıda hissettim O anda hayatla ilgili bilgilerle doldum


Çok büyük bir heyecana kapıldım çünki gelen bilgiler tüm hayatım ve karakterimi değiştirecek nitelikteydi

Bi ara televizyonu açtığımı hatırlıyorum, milli maç vardı Maç yapan iki takımın futbolcularına baktım, ve güldüm Artık o insanlara farklı gözle bakıyordum Benim için orada maç yapan iki milli takım yoktu Anında milli duygularım yok olmuştu Artık tüm insanlar ve canlılar ve cansızlar benim için eşitti


2 gün boyunca normal hayatıma devam ettim ancak ağzım bir karış açık ve sürekli gülümser haldeydim Tüm dünyaya artık farklı gözle bakıyordum Arkadaşlarıma dostlarıma sevmediğim insanlara farklı gözle bakıyordum Kin, nefret, çekememezlik herşey benim için geride kalmıştı


Sonra başıma gelen şeyin ne olduğunu merak ettim Ankara Mithatpaşa caddesinde bir kitapçı vardı Oraya gittim 3 peygamber ve budhanın hayat öykülerini daha önce okumuştum o sebeple aradığım şeyin uzak doğu kültüründe olduğunu tahmin ediyordum


Yaptığım araştırma sonucu, başıma gelen şeyin nirvana olduğunu ve tarihte başka kişilerinde nirvanaya ulaştıklarını okudum


Şimdi Nirvana ve Budizm olayına gelirsek Öncelikle vereceğim bilgiler, bu konuda normal bilgiye sahip insanlara yüneliktir Derinlemesine araştırma yapmış olanlara yönelik değildir

Derinlemesine araştırma yapanlar için verdiğim bilgi çelişkili gelebilir


* Budha Peygamber değildir hayatın ve görünen tüm evrenin sırrını bulan bilinen ilk kişidir kendisinin peygamberlik iddiası olmaması gerekir Budha nirvana ile gelen bilgileri çevresine anlatmıştır Bu anlatılanlar yüzlerce ve binlerce yıl içinde kulaktan kulağa dolaşmış ve budizm dini halini almıştır Kesinlikle Budha bir peygamber değildir ve bulduğu şeyde din değildir Ancak sonradan oluşturulan budizm için din diyebilirsiniz Budizm: budhanın anlattığı bilgilerin, insanlar tarafından, değiştirilmiş, eklemeler yapılmış ve din haline getirilmiş şeklidir Bu konuyu en iyi ben biliyorum diyenler tarafından maddeselleştirilmiş, kariyer ve maddi çıkar, güç aracı olarak kullanılmıştır


Nirvana öyle güçlü ve olağanüstü bir olaydırki, tarih içinde pek çok insan Nirvana peşinde koşmuştur Bu kişiler içinde her tür insan vardır Acıdan kurtulmak isteyenler, hayatı anlamak isteyenler, manevi veya maddi tatmin arayanlar


Nirvanaya ulaşmak için farklı insanlar farklı yöntemler denemişlerdir Binlerce yıl içerisinde bu yöntemler bir sektör oluşturmuştur Yogada anladığım kadarı ile, Nirvanaya ulaşmak isteyenler tarafından yaratılan bir yöntemdir Ancak tarih içinde farklı yönlerde gelişmiştir


* Nirvanaya ulaşanların verdiği bilgiler, bu alanda bir dünya doğurmuştur felsefi açılımlarla, bu konuda araştırma yapan insanlarca kütüphaneler dolusu bilgi doğurmuştur Nirvanaya ulaşıldığı esnada gelen o 5 saniyelik bilgi, milyarlarca insanı peşinden koşturmuş, onbinlerce kitabın yazılmasına sebep olmuştur


İşin doğrusu ben Nirvanaya ulaştıktan sonra işin felsefesine girme ihtiyacı hissetmedim Kitap okuma sevgimi ülkemizdeki eğitim sistemi sıfıra indirdi çünki Üniversiteyi bitirdiğimde elimdeki kitapları yırtıp atmıştım, o kadar okumaktan nefret etmiştim

Nirvana ile gelen bilgiyide anlatmakta zorlanıyorum Anlatabilmem için önce bolca konu hakkında okuyup, bilgimi cümlelere dökmeyi öğrenmem gerekir

Bunu kaçmak için yazmıyorum ama dilim döndüğünce Nirvanayıda anlatmaya çalışayım


Nirvana cümlelerle gelmiyor o sebeple cümlelerle anlatmak için işin felsefesini yapmak gerekir Ben yapmadığım için, elimden geldiğince anlatmaya çalışayım

Nirvanaya ulaştığınızda evrenin aynı anda hem en zengin hemde en fakir insanı olursunuz

Birisi kolunuzu kesse dahi, o kişiye bir kızgınlık kin ve nefret duyamazsınız

Herkes herşey sizin için tekdir Ne zenci vardır, ne kızılderili, ne zengin ne fakir, ne ingiliz, ne fransız, ne çinli Kim olursan ol yine gel cümlesi aklıma geldi Bunu söyleyen Mevlanada Nirvanaya ulaşmış olabilir

Ne aşırı sevinç duyabilirsiniz ne aşırı üzüntü

Kendinizi evrende yanlız hissedersiniz


Geçmişte ve gelecekte sorulmuş ve cevaplanamamış, her türlü sorunun cevabını bilir hale geliyorsunuz İsterse dünyanın en karmaşık sorusu olsun farketmiyor Soruyu 2x2 kaç eder diye sorarsanız yanıtı 4 değildir Yani cevap bilimsel değildir Cevabı anlayabilmek Nirvanaya ulaşamamış olsanız bile, çok derin bilgi sahibi olmanız gerekir Bu bile anlamanıza yeterli olmayabilir ancak hiç olmazsa Nirvana yolunda aşama kaydedebilirsiniz

Mesela Niels Bohr, kuantum fiziği deneyleri yaparken, fotonun davranış tarzını incelerken bulduğu yanıtı ben biliyordum Fotondan yada sicimden daha küçük parçalar varmı onuda biliyorum, uzaylılar varmı ne zaman gelecek onuda biliyorum Ancak vereceğim yanıtı anlayabilmeniz için, dediğim gibi derin bilgi sahibi olmanız gerekir

Fotonu inceleyen Niels Bohr da yaptığı deneyleri bırakıp Hindistana koşmuştur Çünki bulduğu deney sonuçları bilimle açıklanacak cinsten değildir


Bir şeyide açıklığa kavuşturayım Her şeyin cevabını biliyorum derken, neden sorusunun cevabını biliyorum, ne ve nasıl sorularının cevabını değil Ne ve nasıl benim için daha az önem taşıyor Örnek vermem gerekirse, Astral seyahate nasıl çıkıldığını bilmiyordum ama neden çıkabildiğinizi biliyorum nasıl sorusunun cevabını, bu konuyu araştıran herkes verebilir zaten Neden sorusunun cevabını ancak Nirvanaya ulaşabilen biri doğru olarak verebilir


Nirvana konusunda bilmeniz gereken en önemli şey ise Nirvana esnasında gelen o 5 saniyelik bilgiyi herkesin bildiğidir Gelen bilgi zaten bildiğiniz şeylerin hatırlatması şeklinde olur Yani sizde o bilgiye sahipsiniz ancak hatırlamıyorsunuz


Budizm bir dindir Binlerce yıl içerisinde, kulaktan kulağa geçtiği için değişmiştir Artı eklemeler yapılmıştır Nirvana ile gelen basit bir bilgi, dağ gibi bir din halini almıştır Yüzbinlerce bu konuyu çok iyi bildiğini söyleyen din adamı ortaya çıkmıştır ve herbiri kendi anlattıkları ile yeni yollar çizmiştir hali ile Budhanın bulduğu basit şey, dağ gibi bir yöntemler ormanına dönüşmüştür Bu ormandaki her kişi kendi çıkarı için bir ucundan tutmuş ve yolunu bulmaya çalışmıştır Kimi beden sağlığı için kullanmış, kimi ruh sağlığı için, kimi manevi kariyer için, kimi maddi çıkar için Binlerce yıl sonunda ortaya çıkan şey budhanın bulduğu şeyden epey uzaklaşmıştır


Mesela secret denen bir kitap var Yarısını okudum Sürekli tekrarladığı için sonuna kadar gitmeye gerek duymadım Belliki yazan kişi, budizm ve Nirvana konusunda epey araştırma yapmış ve nirvananın temel bilgisi olan tek olma gerçeğini kendi çıkarı doğrultusunda kullanmayı başarmış O kitapta yazan şey doğrudur ve başarabilirseniz işinize yarayabilir

Yani kitapta anlatıldığı gibi, 1 milyon dolara sahibim derseniz evren "emredersiniz" der Kendinizi inandırırsanızda o 1 milyon dolara sahip olursunuz

Olayın temeli kendinizi inandırmakta yatar nasıl sorusunun cevabı "kendini inandırmak" tır Neden? sorusunun cevabını ise secret kitabı vermemiş neden evren "emredersiniz" diyor? Bunun cevabı Nirvana ile gelen bilgi içindedir ve cevapda çok basit "istediğiniz için"


Ne istediğinize ise dikkat etmelisiniz İyi şey isteseniz sizin başınıza gelecektir Kötü şeyde isteseniz sizin başınıza gelecektir O sebeple iyi şeyler istemeye dikkat etmek gerekir


Şimdi başım ağrımasın diye bişeyler daha yazayım

Aslolan Nirvanaya ulaşmaktır bana soru sormaya niyetiniz varsa vereceğim cevaplar işinize yaramayacaktır

Ben hayatı tarafsız gözle inceleyerek Nirvanaya ulaştım Ayrıca tüm hayatımda acı içinde geçti Acının insanın olgunlaşması ve gelişmesine çok büyük katkısı var Zaten peygamberler soyuna bakarsanız, rahat eden, zenginlik lüks içinde yaşayan kimse yok Varsa kesin olarak söyleyebilirimki, onun kanı karışıktır

Nirvanaya ulaşmak için tek yöntem anladığım kadarı ile benimki değil! Yoga, Nirvanaya ulaşma çabaları sonucu oluşmuş olduğunu düşünüyorum Yoga yapan keşişlerde acı çektiriyorlar kendine Mesela doğuda Seyyidler kendilerini 40 gün çilehaneye kapatıyorlar Hindistanda bi köşeye çekilip aç susuz yaşıyorlar vs Herkes kendine göre bir yol tutturmuş Kimisi gerçekten bu bilgiyi aramak için acı çekiyor Kimiside göstermelik bişeyler yapıyorlar Ha bende acı çektim artık önemli adamım diyerek manevi kariyer arayıp yollarını bulmaya çalışıyorlar maalesef çoğunluk bu tür insanlardan oluşuyor Tabi günümüzde yoga, lüks gökdelenlerdeki spor salonlarında filanda sunuluyor Ruh ve beden sağlığı için diye pazarlaması yapılıyor ama bunun kökeni nirvanaya ulaşmak için olsa gerek diye düşünüyorum Sonradan insanlar çeşitli amaçlar için uzatıp esnetmişler ve kökenini unutmuşlar


Ne diyordum Bana soru sormayınız vereceğim cevaplar işinize yaramaz tek cevabım var Siz isterseniz her şey gerçekleşir yeterki isteyin Neden sorusunun tek cevabı var "Siz istediğiniz için"


Tüm sorularınıza vereceğim cevap budur Siz istediğiniz için Bu cümleyi gerçekten anlayabilmek için nirvanaya ulaşmaya çalışmalısınız Ancak bu imkansıza yakındır O sebeple kendiniz ve çevrenizdekiler için, iyi şeyler istemeye odaklanmanız, hayatınızın geri kalanının iyi geçmesine sebep olur Unutmayın, birileri için kötü şey isterseniz, ve bunu gerçekten yoğun hissederseniz, yani içiniz nefretle dolmuşsa, bu kötü şeyde karşıdaki kişinin değil sizin başınıza iş açacaktır O sebeple istemeden kötü şeyler düşünsenizde, kendinizi kontrol edemediğiniz anlarda insanları kırar yada zarar verirsenizde, telafi etmeye çalışın


Bir kaç örnek vereyim

İş yerinde hopba bir kız vardı Erkekleri ayartırdı Tüm işyerindeki genç yaşlı erekekler onu düşünmeden yapamazdı Ama kimse kızı elde edemediği için, kıza karşı öfke duyarlardı Kız kötü karakterli idi ve erkekleri kullanmayı seviyordu 1 yıl sonra en çok sevdiği babası, sonrada bilinmeyen bir hastalıktan canı kadar sevdiği erkek kardeşi öldü

M Ali Erbil televizyonda, ben 500 kadınla yattım dedi üstelikte o dönem sürekli yerli yabancı hoş hatunlarla içli dışlı idi Seyrdenlerin adamı kıskanmamasına, imrenmemesine imkan yoktur Müslüman ülkedesiniz, erkeklerin büyük çoğunluğu evlendiğinde hatun yüzü görüyor, büyük şehirlerde yaşıyorsanız daha şanslı olabilirsiniz ama 500 tane ne demek, üstelik herbiride süper kızlar ne oldu? Dünyada bi kaç kişinin başına gelen bir hastalığa yakalandı

Başka bir arkadaşım, çok yakışıklıydı ve çok başarılıydı Ne isterse elde ediyor, herkesi yeniyordu Maddi manevi elde edemediği şey yoktu Sonra ne oldu 35 yaşlarında çok az kişinin yakalandığı bir hastalığa yakalandı ve hayatı cehenneme döndü Çünki yendiği ve ezdiği her insanın ahını almıştı

Ayrıca televizyonlarda gördüğünüz, aşırı zengin ama kötü olarak bilinen insanlar, nasıl hem zengin, hem mutlu, hemde başarılılar diye düşünmeyin Görünen şeylerin ardında çok şey yatar Sabancının ve Ülker grubu sahibinin kötürüm çocukları vardır Bill gates neden 10 milyarlarca doları iyilik için harcıyor vs asla bilemezsiniz, kim ne acı çekiyor

Ne istediğinize dikkat edin ve hep iyi şey isteyin, hem kendiniz hemde başkaları için Kötülükten uzak durunuz


Benim bir yeğenim var "Ya dayı, ben çok istiyorum ama bir cipim olmuyor" diyordu Bende diyordumki "hayır istemiyorsun"


"Nasıl istemiyorum ya Sabah akşam cipi düşünüyorum" diyordu

İstediğinizde tüm benliğinizle istemelisiniz O zaman istediğiniz gerçekleşir

Geçmiş yaşamlarınıza bakarsanız, sizin istemediğiniz hiçbirşey olmadığını görürsünüz gerçekten istediğiniz her şey olmuştur

Dediğim gibi ama Kötü şeyleri istemedende olsa düşündüyseniz, korktu iseniz oda sizin başınıza gelmiş olabilir

Düşünün, hangi semti arzuladı iseniz orada yaşamışsınızdır


Tüm benliğinizle istemekten kastımı açayım

Bir şeyi istediğiniz nereden anlaşılır? Söylediğiniz laflardanmı? HAYIR

Hareketlerinizden

2 kişi var İkiside nehrin karşısına geçmek istediğini söylüyor Karşıya geçmeyi gerçekten tüm benliği ile isteyen hangisi? nasıl anlarsınız?

Nehre atlayan gerçekten istiyordur Ben geçmek istiyorum demekle ile bu iş olmaz Tüm benliği ile isteyen, önce nehrin geçilebilecek sığ yerini araştırır sonrada korkmadan nehre atlar İşte bu kişi istiyordur kenarda durupda durmadan çok istiyorum diye ağlayıp sızlayan gerçekte istemiyordur ya korkuları vardır, ya ne istediğinin farkında değildir gerçekten isteyen kişi, tüm organları ve ruhu ile o isteğine odaklanır


Sonuç, hareketlerin, senin gerçekten isteyip istemediğini belli eder Söylediğin lafların hiç bir değeri yoktur




Bu kadar yeter Topik sahibini umarım üzmemişimdir

Lütfen soru gelmesin Cevaplar zaten yukarıda Anlayamamış olabilirsiniz, lütfen her cümleyi anlayana kadar tekrar tekrar okuyunuz Bir cümle anlaşılmamışsa, bu konuda yapmanız gereken çok araştırma var demektir İşin başındasınızdır Kolaylıklar dilerim

Alıntı Yaparak Cevapla

Buda Ve Öğretisi

Eski 08-20-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Buda Ve Öğretisi




Bu arada şu soruyuda yanıtlayayım

Astral seyahat nasıl yapabilirsinizin yanıtı sitede uzmanları tarafından detaylı olarak anlatılmış bende bilmiyordum onlardan öğrendim Benim yanıtlayabileceğim soru neden astral seyahat yapabiliyorlar


Cevap "istedikleri için"


Umarım yukarıdaki uzun yazıda mantık yada kurgu hatası yapmamışımdır

Her şey istemenizle başlar Herşey ama

Einstein' izafiyet kuramını gerçekten istediği için bulmayı başarabilmiştir Bulmayı tüm benliği ile istemiş, bulduğu şeye inanmış ve diğerlerinide inandırmıştır İlk bulan ve inanan kuralı koyar başka bir deyişle yoktan var eder Bu kural zamanla başka inananlar ve inandıranlar tarafından değiştirilebilir Mutlak hiç birşey yoktur Mutlak diye bir şeyin var olduğuna inanır ve insanları inandırabilirsen, o zaman mutlak diye bir şey olur Ama zamanla mutlakın yok olduğuna inananlar çıkarsa ve insanları inandırırlarsa, mutlak kuralı ortadan kalkar Neden kalkar Sen istediğin için Gördüğünüz gibi herşeyin neden sorusuna verilebilecek cevap aynı

Neyse açayım derken iyice kafa karıştırmayayım


Astral seyahatle neden ilgilendim?

Nirvanaya ulaşırken, ruhumun koparılır gibi ayrılıp yukarda hissetmemi sağlaması ile astral seyahat aynımı diye merak ettim Gördümki aynı şey değilmiş

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.