|  | Hz.Süleyman (A.S.) Ve Belkıs 'İn Tahtı |  | 
|  08-20-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Hz.Süleyman (A.S.) Ve Belkıs 'İn TahtıHZ  SÜLEYMAN(A  S) VE BELKIS’IN TAHTI Hz  Süleyman (a  s)’ da babası Davut(a  s) gibi saltanat ile Peygamberliği kendisinde toplayan bir elçi  Hz  Davut’un vasiyeti üzerine Mescid-i Aksa’nın inşasına başladı, yedi yılda inşası tamamladı   Hz  Süleyman’a Allah tarafından dünyada hemen hemen hiç kimseye verilmeyen büyük nimetler verildi  Gerek cinler, gerek hayvanlar özellikle kuşlarla konuşması ve gerekse insanlardan oluşan kalabalığa liderlik yapması gibi nimetler  Her türden topluluğa hükümdar diyebiliriz   Hz  Süleyman devrinde Sebe adlıbir kavim vardı, bu kavimin ateşe ve puta tapmasından rahatsız oldu  Bunun üzerine Sebe halkına dini tebliğ için yola koyuldu  Yol boyunca kendisine eşlik eden Hüdhüd adlı kuşun ortadan ansızın kaybolmasına Hz  Süleyman’nın canı sıkıldı  Etrafı arayıp taradı bir türlü bulunamadı, meğerse Hüdhüd Kuşu Sebe krallığının sarayına bilgi toplamak için gitmiş  Hüdhüd Kuşu Belkis sarayında gerekli incelemeleri yaptıktan sonra tekrar Hz  Süleyma’nı yanına vardı ve geciktiğinden dolayı özür diledi  Gördüklerini anlattı; Özetle; Belkıs’la karşılaştığını, güneşe taptıklarını izah etti  Hz  Süleyman Hüdhüd kuşunun gözlemlerini dinledikten sonra bir mektup yazıp , bu mektubu Belkıs’a götürmesini emretti  Hüdhüd’de gereğini yaparak saraya varırvarmaz Belkıs’ın odasına bırakıverdi  Mektubu Belkıs eline aldı ve okudu, kısaca mektupta; Hz  Süleyman kendisine itaat edilmesini, karşı gelinmemesini, eğer böyle davranılırsa istişareye açık olacağını ve hep beraber karar alarak yönetim sergiliyeceklerini belirtti   Beyler ,Ulular mektubu masaya yatırdılar, en nihayet Belkıs şu fikri ortaya attı: -Mektupta denilenleri yapalım amma, O’na bir hediye gönderelim, eğer hediyeyi kabül ederse O bir hükümdardır, o zaman bizim gücümüz O’ndan daha kuvvetli anlamına gelir  Yok eğer hediyemizi kabül etmezse O bir Peygamberdir   Hediyeleri alan elçiler yola revan oldular  Hz  Süleyman’na takdim ettiler  Hz  Süleyman hediyeleri kabül etmeyerek Allah’ın bana lutfettiği tüm nimetler sizin bana verdiğinizden hayırlıdır dedi  Elçilere son defa; ‘’Gidin Hükümdarınıza söyleyin ki ; ordularla gelip gökkubbeyi başınıza geçirir ve yurdunuzdan çıkarırım   ’’ tarzında sert ifadelerle mesaj gönderdi   Elçiler söyleneleri harfi harfine Belkıs’a iletti  Belkıs mesajın ciddiyetini anlamamış olsa gerek ki ordusuyla harekata geçti, az bir mesafe kala Hz  Süleyman etrafındakilere: - Kim bana Sebe kavmi gelmeden Belkısın tahtını en kısa zamanda buraya getirir ? diye sual buyurması üzerine Cin taifesinden biri: -Efendim siz daha yerinizden doğrulmadan getirebilirim   Hz  Süleyman(a  s): _ Bundan daha kısa bir sürede gelmesini istiyorum, deyince Asaf b  Berhiya adlı bir alim: - Göz açıp kapayıncaya dek derhal getirtebilirim izin verirseniz, deyince Hz  Süleyman(a  s): -Peki ohalde tahtı getir  Allah tarafından ilim bahşedilmiş o zat hemen secdeye kapanıp ismi azam duasını okuyunca Belkıs’ın tahtı o anda konuverdi  Bu manzara karşısında Hz  Süleyman Allah’a hamd ve senada bulundu  Aynı zamanda Belkıs’ın tahtı tanıyıp tanımamasını denemek için taht üzerinde değişiklikler yaptırdı, tahtın üzerindeki putperestlik sembollerini de sildirdi   Belkıs v e Sebe Krallığı ileri gelen zevatı huzura alındıklarında Hz  Süleyman(a  s): - Sizin tahtınız şurda ki taht gibi miydi? İşaret edilen tahta baktıklarında şaşkın gözlerle: Eve tıpkı o dediler  O tahtın buraya nasıl geldiğini merak ettiler, binlerce askerin arasında Hz  Süleyman’nı tahtının yanına Belkıs’ın tahtının gelmesi mucizesi karşısında, O Yüce Peygamber Belkısa refakat ederek köşke davet etti  Bütün bu yaşadıklarından ders çıkaran Belkıs Sarayların ve tahtın geçici olduğnun farkına vararak asıl ebedi olan Allah’a kul olmaktan geçtiğini anladı  Saadetin Allah’ın dostluğunu kazanmakla gerçekleşeceğini idrak ederek istiğfar edip Hak yola girdi  Böylece Yemen Kraliçesi Belkıs Hz Süleyman’la görüşmekle hem kendisi hidayete erdi hem de ardından Doğu ve Batı hükümdarların hepsi O’na bağlılıklarını bildirdiler   Hz  Süleyman(a  s) tam kırkyıl saltanat sürdükten sonra vefat etti  Kendisinden sonra İsrailoğulları iki devlete bölündü: _ Yahuda Devleti -İsrail Devleti diye   Yahuda Devletini başkenti Kudüs’tü , Hükümdarlarıda Hz  Süleyman’ın oğulları ve torunlarından ibaretti  Üstelik Hz  Süleyman’dan kalan kutsal emanetlerin Kudüs’te bulunması bu kenti dahada halk nazarında önemli kılıyordu   İsrail Devleti ise on boydan oluşuyordu  Zaman içerisinde İsrail Devletinde putperestlik şölenleri nüksetmeye başladı, hatta Ba’l dedikleri puta tapmaya yöneldiler  Kelimeni tam anlamıyla Hz  Musa’nın şeriatından eser kalmayacak duruma geldiler  Yahuda Devleti İsrail Devletine nazaran birtakım bidatlara rağmen çok iyiydi, en azından Mescid-i Aksa da Tevrat hala okunur halde idi   O devirlerde İlyas ve Elyasa (a  s) İsrailoğulları kabilelerine Peygamber olarak gönderildiler  İlyas(a  s) İlk önce Ba’l putundan vazgeçmeleri noktasında tebliğde bulunduysa da itaat etmediler, üstelik İlyas(a  s)’ ı yurdundan kovdular  Allahü Teala Elçisinin incinmesine karşılık yurtlarında bereketi kaldırdı, susuzluk ve kıtlık belasına düçar oldular  Öyle ki yağmursuzluktan birbirlerini yer hale geldiler  İnsan insanın kurdu oldu adeta  Nihayet yaptıklarından pişmanlık duyarak sürgün ettikleri İlyas(a  s)’ ı aramaya koyuldular ve bulunca özür dilediler  İlyas (a  s) tebliğine devam etti, bu sefer dinlediler,nasihatlarını baş tacı edindiler  Böylece Peygambere itaatın karşılığını gördüler  Çünkü Allah dostunun hoşnutluğuna binaen tekrar o topraklara bereket verdi, Peygamberinin yüzü suyu hürmetine belayı kaldırdı   Fakat huylu huyundan vazgeçmez misali karınları azcık ekmek görünce yine günah ve küfür yoluna saptılar, İlyas(a  s) Allah’tan izin alıp inzivaya çekilmek zorunda kalarak bir taraflara göçetti   İlyas(a  s)’dan sonra yerine Elyasa (a  s) geçer geçmez kavmini islah etmeye çalışsa da başaramadı  İsrailoğulları vurdum duymaz tavırlarıyla dünya malı için birbirleriyle didişip azmaya devam ettiler  İflah olmaz İsrailoğullarının bu tutumu karşısında Rabbül Alemin bu sefer onlara Asur Devletini musallat kıldı  İşte O sırada Asur Devletinin başşehri Ninova halkına Hz  Yunus(a  s)’ peygamber olarak gönderdi   ***Alıntıdır*** | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |