Şeytân İnsanları Nasıl Kandırmaya Çalışır? |
08-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Şeytân İnsanları Nasıl Kandırmaya Çalışır?Kur'ân'da pek çok ayette de bildirildiği gibi Şeytânın planı, insanları sessiz ve sinsi bir şekilde din ahlakından uzaklaştırmaktır Şeytân insanı doğru yoldan ayırıp azgınlığa sürüklemek için insanlara olabilecek her yolla yaklaşmaya çalışır İnsanı aldatan ise, Şeytânın din ahlakından uzaklaşmaya olan davetini çoğu zaman tek bir hamlede değil, yavaş yavaş, sakin ve sessiz bir plan dahilinde gerçekleştirmesidir Böylece günah işlemeye vicdanı elvermeyen bir insan, bu Şeytâni planın akışına uyarsa kendini bir süre sonra din ahlakından tamamen uzaklaşmış olarak bulacaktır Hangi sebeple olursa olsun, Şeytânı bu şekilde takip edenlerin sonu ise hiç değişmeyecektir Bu son, Kur'ân'da şöyle haber verilir: "Ona yazılmıştır: "Kim onu veli edinirse, şüphesiz o (Şeytân) onu şaşırtıp-saptırır ve onu çılgın ateşin azabına yöneltir" (Hac Suresi, 4) Ayette bildirildiği gibi Şeytâna uyanların sonu, çılgın ateşin azabıdır Şeytânın var gücüyle insana karşı sürdürdüğü bu mücadelede, Allah rızası için bir hayat yaşayan müminlerin onun kullandığı taktikleri iyi bilmeleri çok önemlidir Böylece, Allah'ın izniyle kendileri üzerinde etkisi olmayan Şeytânın hilelerini daha çabuk fark edip, onun zayıf düzenini daha etkili bir şekilde bozabilirler Şeytân İnsanları Kandırmak İçin Hangi Yöntemleri Kullanır? İnsanları Öğüt Verdiğine İnandırır Şeytân, baş düşmanı olarak kabul ettiği insanı sonsuz yıkıma uğratma isteğini ve niyetini hiçbir zaman ona sezdirmez Tam aksine insana, öğüt vermek isteyen bir yardımcı kimliği altında yaklaşır İnsanı, onun iyiliğini istediğine inandırdıktan sonra, kontrolü altına alır Kişinin zaaflarını kullanarak, ona bu yönde telkinler yapar Hz Adem'in, cennetten çıkarılmasına neden olan olayı yaşamasının sebebi de, bu sinsi tuzaktır Şeytân Hz Adem'e ve eşine bir dost gibi yaklaşmış ve onlara kendilerine öğüt verdiğine dair yemin etmiştir Bu durum ayetlerde şu şekilde haber verilmiştir: “Şeytân, kendilerinden "örtülüp gizlenen çirkin yerlerini" açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi ve dedi ki: "Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması, yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılınmamanız içindir"Ve: "Gerçekten ben size öğüt verenlerdenim" diye yemin de etti” (Araf Suresi, 20-21) Şeytân Hz Adem'i ve eşini aldatarak cennetten çıkarılmalarını sağlamıştır Hz Adem ancak tevbe ettikten ve Allah'tan bağışlanma diledikten sonra Allah Katında affedilmiştir (Bakara Suresi, 34) Hz Adem'in yaşadığı ve imtihan vesilesi olan bu olay, insanın ömrü boyunca karşı karşıya olduğu gizli düşmanı Şeytânın ne kadar sinsi bir yalancı olduğunun en vurucu delillerinden biridir Temiz Kalplisin Diyerek Kandırır Şeytân, Kur'ân ahlakından uzak yaşayan insanlara temiz kalpli olduklarını düşündürür Böylece insanlara zaten iyi bir insan olduğu telkinini vererek, onların güzel ahlakı yaşamalarını engeller ve daha da uzaklaşmalarını sağlar Bu gibi kişileri tamamen dünya hayatına yönelterek onlara Allah'a hesap verecekleri günü unutturur ve bunun gibi vesilelerle onları ömür boyu din ahlakından uzak tutmayı amaçlar Allah bu aldatmacalara inanan insanların ahirette düşecekleri durumu Kur'ân'da şöyle bildirir: “Şeytân onları sarıp-kuşatmıştır; böylelikle onlara Allah'ın zikrini unutturmuştur İşte onlar, Şeytânın fırkasıdır Dikkat edin; şüphesiz Şeytânın fırkası, hüsrana uğrayanların ta kendileridir” (Mücadele Suresi, 19) Kötü Ahlaka Bahane Buldurur Şeytân, Allah'ın rızasını kazanmayı amaçlayan müminlere karşı da farklı tuzaklar hazırlamaya çalışır Örneğin, müminlerin ihlasla ibadet etmelerini engellemek için, samimiyetle yaptıkları her işe engel olmayı amaçlar Tüm gücüyle, inananların din ahlakının gereklerinden küçük küçük de olsa tavizler vermesi için çaba harcar Kibir, bencillik, unutkanlık, dikkatsizlik, kendini yeterli görme, öfke ve gurur gibi nefsin yatkın olduğu konuları çeşitli bahanelerle mümine uygulatmaya çabalar Sapkın Davranışları Süslü ve Çekici Gösterir Geleneklerle bozulan, gerçek Kur'ân ahlakından tamamen kopuk olan ve Kur'ân'da "ataların dini" olarak adlandırılan batıl inançlar; Budizm, Karma felsefesi gibi insanların kendi kurallarıyla oluşturduğu sözde inanç sistemleri ve Kur'ân'da haram kılınan (eşcinsellik, zina, faiz vb) fiillerin meşru kabul edilmesi sapkın davranışlar arasındadır Şeytân bu sapkınlıkları, "modernlik, çağın gerekleri veya gelenekler” gibi bahanelerle süsler Şeytânın bu hilesi, bir ayette şu şekilde bildirilmiştir: “Şeytân onlara yaptıklarını süslemiştir, böylece onları (doğru) yoldan alıkoymuştur; bundan dolayı onlar hidayet bulmuyorlar” (Neml Suresi, 24) Büyüklük Telkini Vermeye Çalışır Şeytân, kendisi gibi tüm insanların da Allah'a karşı itaatsiz ve kibirli olmasını ister (Allah'ı tenzih ederiz) İnsana sürekli olarak kötü ahlak göstermesini, Allah'ın hoşnut olmayacağı her türlü tavrı uygulamasını emreder; O'nun gücünün ve büyüklüğünün gereği gibi takdir edilmesini engellemeye çalışır Allah Kur'ân'da bu tehlikeyi şöyle haber vermiştir: “Ey insanlar, yeryüzünde olan şeyleri helal ve temiz olarak yiyin ve Şeytânın adımlarını izlemeyin Gerçekte o, sizin için apaçık bir düşmandır O, size yalnızca, kötülüğü, çirkin-hayasızlığı ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder” (Bakara Suresi, 168-169) Allah Affeder Diyerek Aldatmaya Çalışır Şeytânın insanı Allah'ın adıyla aldatmasının bir başka yolu da, Allah'ın affediciliğini öne sürerek insanı günah işlemeye teşvik etmesidir Bir insan, "nasıl olsa Allah affeder" diyerek bile bile günah işlemeye başlarsa, Allah korkusunu yitirebilir Kur'ân'da, "yakında bağışlanacağız" diyerek bile bile günah işleyen insanlar dan bahsedilirken (Araf Suresi, 169), Şeytânın insanı Allah adıyla aldatışının bir örneği haber verilir İnsanların Arasına Kin ve Düşmanlık Sokar Dünya var olduğundan beri süregelen tüm savaşlardan, kavgalardan en sıradan gibi görünen tartışmalara kadar her türlü düşmanlığın arkasında "Şeytânın kışkırtmaları" vardır Kur'ân ahlakının getirdiği merhamet, adalet, barış ve hoşgörü gibi yüksek değerlerden uzak yaşayan inkarcıların, birbirlerine karşı kin ve düşmanlık beslemeleri son derece doğaldır Ancak Şeytân başka taktikler uygulayarak müminlerin arasına da kin ve nefret sokmaya çalışır Bu şekilde onları zayıflatabileceğini ve bozulmaya uğratabileceğini zanneder Allah bu tehlikeye karşı müminleri uyarmış ve çözüm yollarını göstermiştir Bir ayette şöyle buyrulmaktadır: ”Kullarıma, sözün en güzel olanını söylemelerini söyle Çünkü Şeytân aralarını açıp bozmaktadır Şüphesiz Şeytân insanın açıkça bir düşmanıdır” (İsra Suresi, 53) Şeytân başka bir yöntem olarak, insanlara uzun vadeli planlar yaptırıp, bunlarla kafalarını meşgul etmeye çalışır Veya insanları günlük işlere boğarak ve çeşitli bahaneler öne sürdürterek Allah'ı anmalarına engel olur Ancak tabi ki, Allah'a teslim olmuş, her an O'nu zikreden, yeryüzündeki her olayın Yüce Rabbimiz'in kontrolünde olduğunu bilen ve ihlasla Rabbimiz'e yönelen müminlerin karşısında Şeytânın bu zayıf hilelerinin bir etkisi olmaz Bu durum, Kur'ân'da şöyle bildirilir: “(Şeytân) Dedi ki: "Rabbim, beni kışkırttığın şeye karşılık, andolsun, ben de yeryüzünde onlara, (Sana başkaldırmayı ve dünya tutkularını) süsleyip-çekici göstereceğim ve onların tümünü mutlaka kışkırtıp-saptıracağım Ancak onlardan muhlis olan kulların müstesna"” (Hicr Suresi, 39-40) Kuruntulara ve Kuşkulara Düşürür Şeytânın kullandığı bir başka yöntem ise kuşku ve kuruntu vermektir Gerçekte var olmayan olayları insanların kafalarında sanki varmış gibi gösterir Kalplerinde hastalık bulunan, zayıf karakterli kişiler bir süre sonra tamamen bu kuruntuların etkisi altına girerler Her olayı kendi aleyhlerine planlanmış bir hareket olarak görürler (Münafikun Suresi, 4) Sürekli tedirgin, korku içinde, ne yapacaklarını bilemeyen bir karakter sergilerler Şuurlu bir insanın aklına bile getirmeyeceği olmadık kuruntulara düşerler Şeytânın bu yöntemi, Kur'ân ayetlerinde şöyle haber verilmiştir: “Onları -ne olursa olsun- şaşırtıp-saptıracağım, en olmadık kuruntulara düşüreceğim” (Nisa Suresi, 119) “(Şeytân) Onlara vaadler ediyor, onları en olmadık kuruntulara düşürüyor Oysa Şeytân, onlara bir aldanıştan başka bir şey va'detmez” (Nisa Suresi, 120) Mümin Şeytânın en büyük düşmanı olduğu için, kendisini böyle bir tehlikeden müstağni göremez Zira göstereceği en küçük bir gevşeklik, Şeytânın kuruntu vermek, şüpheye sevk etmek gibi taktiklere başvurmasına imkan tanır Ancak kesin bir bilgiyle ahirete inanan, her an katıksızca Allah'a yönelen bir mümine karşı bu kuruntular Allah'ın izniyle etkisiz kalır Şeytânı da Allah Yaratmıştır Şeytân hakkında unutulmaması gereken çok önemli bir gerçek vardır Şeytân Allah'tan müstakil bir güç değildir Şeytânı Allah yaratmıştır ve o da O'nun kontrolündedir Düşmanlığı insana karşıdır Şeytânın insanlara Allah'ın bildirdiği din ahlakını yaşatmak istememesinin nedeni, bunun insanları yıkıma uğratmak için tek yol olduğunu bilmesidir Ancak kendisine tanınan süre bittiğinde, cezasını çekmek üzere o da saptırdığı insanlarla beraber cehenneme atılacaktır Bir ayette şöyle bildirilmiştir: “Andolsun, senden ve içlerinde sana tabi olacak olanlardan tümüyle cehennemi dolduracağım” (Sad Suresi, 85) Unutulmaması gereken, Şeytânın müminler üzerinde hiçbir gücünün olmadığıdır Şeytânın etkisini inananlardan uzaklaştıran, sürekli Allah'ı anmaları ve Rabbimiz'in gücünü, sevgisini ve azabını düşünme konusunda gevşeklik göstermemeleridir Bu kişiler ayette "muhlis kullar", yani ihlasla, katıksız samimiyetle Allah'ı en çok razı edecek yolu tercih eden kişiler olarak bildirilmiştir Allah bu gerçeği, ayetlerinde şöyle bildirmiştir: (Allah) Dedi ki: "İşte bu, Bana göre dosdoğru olan yoldur Şüphesiz, kışkırtılıp-saptırılmışlardan sana uyanlar dışında, senin Benim kullarım üzerinde zorlayıcı hiçbir gücün yoktur"” (Hicr Suresi, 41-42) Tek arzusu, olabildiği kadar çok insanı kendisiyle birlikte cehenneme götürmek olan ve şu anda siz bu yazıyı okurken de sizi gözleyen, sizinle ilgili planlar yapan ve sizi Allah'ın dosdoğru yolundan alıkoymak isteyen bir düşmanınız var: Şeytân! “Dedi ki: "Madem öyle, beni azdırdığından sdolayı onları (insanları saptırmak) için mutlaka Senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım Sonra muhakkak önle-rinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın"” (Araf Suresi, 16-17) İnsan çeşitli sebeplerden dolayı günah işlemişse hemen samimi olarak tevbe edip bağışlanma dilemeli, Allah'a sığınıp dua etmelidir Şeytân muhakkak bu arada, “iş işten geçti, artık çok geç; bu kadar günahtan sonra kurtuluş olmaz” gibi çeşitli kışkırtmalarla o kişinin tevbe edip doğru yola yönelmesini engellemeye çalışacaktır Oysa ne kadar kötü bir durumda olursa olsun hatasını fark edip samimi bir kalple Allah'tan bağışlanma dileyen bir kimse, Allah'ın kendisini bağışlamasını umabilir Bu, Allah'ın vaadi (Zümer Suresi, 53-54) ve sonsuz merhametinin bir parçasıdır Şeytân Müminin Zamanla Yıpranmasını İster Şeytân zamanın mümini yıpratmasını ister, müminin açık vermesini sabırla bekler Kişinin maneviyatından zaman içinde kopardığı küçük tavizler, bir süre sonra kalbinin üzerinin kabuk bağlamasına ve aklının örtülerek Şeytânın daha büyük telkin ve vesveselerine kapılabilmesine sebep olur Bir Kur'ân ayetinde, Şeytân tarafından doğru yoldan saptırılmak istenen bir grup müminin haberi şöyle verilmiştir: “İki topluluğun karşı karşıya geldikleri gün, sizden geri dönenleri, kazandıkları bazı şeyler dolayısıyla Şeytân onların ayağını kaydırmak istemişti” (Al-i İmran Suresi, 155) (Alıntıdır) |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|