İran İslam Devrimi Devrimin Zaferiini Takiben İran |
08-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İran İslam Devrimi Devrimin Zaferiini Takiben İranDevrimin Zaferiini Takiben Iran Ebu'l-Hasan Beni Sadr; ilk Iran Cumhur başkanı, Liberallere mensup olması ve liberal bir siyaset izlemesinin ardından Humeyni tarafından vatana ihanet ile suçlanıp azl edilmiş canını kurtarmak için Fransaya kaçmak zorunda kalmıştır Beni Sadr yıllar sonra Myconos'taki ***** olaylarında islam cumhuriyeti aleyhine açılan davada islam cumhuriyetinin aleyhine tanıklık etmiş birçok ***** olayının aydınlanmasında büyük rol oynamıştır "irşad"(Doğru yola yönlendirme) arabası; İslam devriminden sonra Polis bünyesinde kurulan bu birim katı bir ahlak polisi gibi yapılanmış ve sokaklarda ve parklarda gördüğü sevgililer ve başörtüsü islam yasalarına göre uygun olmayan kızları tutuklamakta veya uyarmakla görevli Muhalifler bu ve benzeri birimleri George Orwell'ın eseri "Bin dokuzyüz ****en dört" adlı kitabındaki "düşünce Polisi"ne benzetmektedir Devrim solcu-islamcı koalisyonu olarak zafere ulaştı yalnız tek başlarına iktidar özlemini yıllardır sürdüren mollalar yönetimden solcu-liberal kesimi uzaklaştırmak için çeşitli oyunlar oynamaya başladı ilk oyun geçici hükümet başbakanı ve devrimin zaferinde etkin bir rolu olan Bazarganı safdışı bırakmaktı bu oyunda başarılı olan mollalar küçük bir yenilgiye uğrasalar da yollarına devam ettiler ilk cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Liberal Ebu'l-Hasan Beni Sadr ezici çoğunlukla seçimleri kazandı ancak mollalar bu durumdn pek memnun değillerdi Ahetullah Humeyni ve yandaşlarına rağmen parlamentodan birçok liberal yasa geçiyordu ancak ayentullahlar bu durumdan pek de memnun değillerdi Beni sadr ve ekibi hapishanelerde devrimin zaferini takip eden ilk günden itibaren yapılan gelişigüzel idam ve işkenceler ile mücadele ediyordu bu durum Ayetullahları daha da sinirlendiriyordu yıllar sonra 2009 olaylarından sonra ortaya çıkan hapishanelerde tecavüz skandalına Beni sadr Fransadan yaptığı söyleşide "devrimin ilk yıllarında Ayetullah Humeyninin işkencecileri halk arasında korkuyu oluşturmak için hapishanelerde bu işkence yöntemi uygulanıyordu" demiştir 1980 yazında Saddam Hüseyin yönetimindeki Irak Irana saldırmaya başladı Cumhurbaşkanı Ebu'l-Hasan Beni Sadr kargaşa içersindeki ülkesini savaşa sokmadan durumu politik yöntemlerle çözmeye çalışıyordu ancak başarılı olamadı Ayetullahlar bu durumdan yararlanarak Ebu'l-Hasan Beni Sadri saf dışı bırakmak için yeterli bahaneyi ele geçirdi ve Ayetullah Humeyni dünyada geniş yankı uyandıran ünlü cümlesini kurdu "Eğer 20 Milyon ona evet dese de ben ona hayır diyorum" (Iran'ın o dönemde 34 Milyon kişi nüfusu vardı) Ebu'l-Hasan Beni Sadr göstermelik mahkemelerden idam kararı çıkacağı kesin olaraj gördüğünden canını kurtarmak için yurtdışına kaçtı ve fransaya gitti Fransadan yaptığı açıklamalarda çeşitli mahkemelerde islam cumhuriyetinin aleyhine tanıklık yaptı ve birçok idam ve işkence olayının aydınlanmasına aracılık etti Beni Sadr'ın kaçışıyla beraber Liberallerin etkinliği sıfıra inmiş oldu ve Ayetullahlar tam olarak ülke yönetimini tekelden ele geçirmiş oldular Ayetullahlar ilk günden beri ülkede göstermelik mahkemeler kurarak çeşitli bahanelerle onlara engel olabilecek veya şahlık döneminde makam sahibi olanları idama mahküm edip hiçbir onay almadan çöllerde kurşuna dizdiler[27] bu durum dünya çapında geniş yankı uyandırırken 1984'te bu duruma son vermek zorunda kaldılar ama o güne kadar muhaliflerin önde gelenleri -devrimde onlara yardım etmiş olan hatta Humeyninin Parsiteki danışmanı, geçici devletin dış işleri bakanı ve seçimlerde Beni sadr'ın rakibi olan Sadık Kutbizade gibi kişiler dahil- idam edilmişti Ancak Iran-Irak savaşı bittikten sonra 1988'de Ayetullah Humeyninin ani bir emriyle çoğu solcu-Komunist olan siyasi suçlardan hüküm giymiş hapishanede bulunan mahkumlara mahkemesiz idam kararı çıkardılar bu olayın kurbanları çeşitli yerlerde farklı sayılarda anlatılmaktadır ancak bu yöntem ile Temuuz-Aralık 1988'de Islam Cumhuriyeti hapishanelerinde idam edilmiş mahkumların sayısının 1600'den fazla olduğu bilinmektedir dönemin dış işleri bakanı yardımcısı, günümüzde islam cumhuriyeti yargı kurumu insan hakları komsiyon başkanı Mohammad Javad Larijani BBC muhabirin konuyla ilgili sorusuna verdiği cevapta bu konu hakkında bilgi sahibi olmaığını ancak konuyu yalanlayamadığını söylemiş ve eklemiş: biz günlük 2miliyon Afgan ve yarım milyon Iraklıya yemek veriyoruz bir kaç bin kişi büyük bir rakam değildir ve islam cumhuriyeti bünyesindeki idamların artmasından korkmadıklarını da konuşmasına eklemiştir(13 Şubat 1989) aynı kişi günümüzde Obamanı irandaki cumhur başkanlığı seçimlerini takip eden olaylarda insan hakları ihlaline verdiği cevapta şöyle demiştir: "Bu siyahi işin başına geçtiğinde iran ile müzakerelerden bahsediyordu nasıl olur da şimdi Iranda rejim değişiminden söz ediyor?"[28] [29] [30] Mahmut Ahmedinejadın 2 kez cumhur başkanlığı seçimlerinde zaferini ilan etmesi üzerine Tahran'daki prtotestoların 5 günü 17062009 çeşitli kaynaklarda sayı farklı anlatılsa da sayının 3milyon kişinin üzerinde olduğuna ortak bir kanaata varılmış uluslararası af örgütü öldürülen protestocuların sayısını 76 kişi olarak açıklamış ancak hükümet asla bu sayıyı kabul etmemiştir[31] Devrimden sonra yıllardır merkez devlete karşı herhangi bir eylemde bulunmayan Kürt azınlık devrim sonrası sünni oldukları gerekçesiyle onlara karşı yapılan kıyımdan dolayı ayaklanmış isviçrenin aracılığıyla müzakere yoluyla sorunun çözülmesi öngörülmüştür Eylül 1992'de islam cumhuriyeti ve kürt liderler arasında yapılması planlanan müzakere için Berline giden Kürt Liderler Sadegh Sharafkandi, Homayoun Ardalan, Fallah Abdli, Nuri Dehkurdi 17 Eylül 1992'de gittikleri Berlin Mykonos restaurant assassinations'de lübnan asıllı *****ist tarafından makineli tüfek ile taranarak ***** edilmişlerdir olayı takiben Mykonos'da Islam Cumhuriyetine suç duyurusunda bulunulmuş mahkemelerde çeşitli tanıklar dinlenmiştir Tanıklardan biri ilk cumhur başkanı Ebu'l-Hasan Beni Sadr idi Islam Cumhuriyeti çeşitli politik yöntemlerle Almanyaya baskı yapıp süreci durdurma çabası sonuca ulaşamamış islam cumhuriyeti şiddetli bir yenilgiye uğrayarak ilk kez *****ist olarak tanınmış dönemin Cumhur Başkanı Hashimi Rafsanjani, Dini Lider Ali Hamenei, Dış işleri bakanı Ali Akbar Velayati, devlet istihbarat bakanı Ali Fallahiyan suçlanmış Interpol tarafından arama emri çıkartılmıştır Mahkeme sonucu 4 islam cumhuriyeti diplomatı almanyadan sınır dışı edilmiş, birçok Avrupa ülkesi büyükelçilerini ülkeden geri çağırmıştır kriz Reformcu Mohammad Hateminin ezici çoğunlukla cumhurbaşkanlığı seçimini kazanana kadar sürmüştür günümüzde Kendini Cumhurbaşkanlığı seçiminin galibi olarak ilan edip cumhurbaşkanı olan Mahmud Ahmedinejad o dönemde Tahran belediye başkanlığı görevinde olduğundan, Almanyanın Mykonos restaurant assassinations'ın önünde *****ü bir anıt ile temsil etmesine karşılık olarak Saddam Hüseyinin Iraklı kürtlere karşı Iran-Irak savaşı döneminde kullanmış olduğu kimyasal bombaların orijininin Almanya olduğu belirtecek bir anıtı Alman Büyük elçiliği önüne dikmiştir Yeni cumhurbaşkanı Hateminin aracılığıyla olaylara son verilirken aralarında Ahmedinejad'ın da bulunduğu Radikal dinci grup halen olayı canlı tutup mahkeme sonuçlarını kabul etmemekteler ve tüm olayı batı ülkelerine ait bir komplo olduğunu öne sürmekteler Ayrıca daha önce 1989'da devrim muhafızlarının kürt köylerinde yaptıkları, sivilleri de kapsayan katliamdan sonra Kurdistan demokrat partsi başkanı Abdul Rahman Ghassemlou ve diğer lidelerin isviçre ve avusturyanın aracılığıyla ***** bırakma müzakerelerine gittiklerinde, Ahmedinejad islam cumhuriyeti diplomatlarının kormuasından sorumluydu, liderlerin müzakereden önce otel odalarında feci şekilde katledilmiş olduğu ortaya çıktığından Ahmedinejad karanlık geçmişi gözönünde tutulduğunda zan altında kaldı birçok istihbarat örgütü verdiği raporda Ahmedinejad cinayeti bizzat kendi elleriyle işlemişti ancak ülke dışına bir daha en azından yasal yollarından çıkmayan ahmedinejad cumhurbaşkanı seçildikten sonra islam cumhuriyetiyle batı arasında yapılan müzakerelerin devamına bir umut ışığı olması niyetiyle tekrardan gündeme gelmemesine rağmen örtbas edilmiş, CIA raporunda bu durumu kanıtlayacak bir belgenin olmadığına dikat çekmiştir[32] [33] Devrim ilk günlerinden beri sürekli yandaşlarını kaybetmiş ancak Devrimin getirdiği islam cumhuriyetinin sert sopasına karşı gelenlerin kadarei 2009'a kadar çoğu zman belli olmuyordu Devrimden sonra islam cumhuriyetini yıkmaya yönelik tek büyük girişim mevcuttur ve başarısızlığı 30 yıldır belirsizliğini korumaktadır "Noje" Hava karargahında bir takım asker tarafından planlanan bir darbede Humeyni tahtından indirlecek ve devrim gerçek sahipleri yani liberallere geri verilecekti islam cumhuriyeti kaynaklarına göre bu darbenin amacı Shapour Bakhtiyarı geri getirmekti ve dini lider olarak da Ayetullah-il uzma Shariatmadarii seçilmişti ancak bu iki isim daima islam cumhuriyeti tarafından karalanmak istenen isimlerdendi ve ikisi de hiçbir zaman bunu kabul etmemiş ve bunu gösterecek hiçbir gerçek belge sunulamamıştır Plana göre Ayetullah Humeyninin evi uçaklar ile bombalanacak ardından Komandolar diğer Mollaları tutuklayacak devrim muhafızlarını etkisiz kılacaktı senrayo son 48saate kadar yolunda gitmiş ancak islam cumhuriyetinin bildirisine göre Allahın gaybi yadımları ama diğer bazı kaynaklara göre 2 iddia ortaya atılmıştır: 1 Humeyninin evini bombalayacak olan pilotun tereddüde düşmesi 2 bu olaydan haberi olan bir takım asker darbeyi bildirmişlerdir ancak hiçbir zaman gerçek açıklanmamıştır Devrim Muhafızlarından oluşan bir kriz yönetim merkezi oluşturulmuş ve ani baskınla tüm darbeci askerler yakalanmış ve istisnasız tamamı "vatana ihanet", "Allah ile savaşma", "Allahın seçtiği lider ile savaşma" suçlarından idama mahküm edilmiş kurşuna dizilmişlerdir bu olayın son bulmasıyla son umutlar da sönmüş 30yıla aşkın sürecek bir diktatörlüğün muhalif cephesi ciddi kan kaybına uğrayacaktı zira aynı sene patlak veren Iran-Irak savaşı ordunun gün be gün kan kaybetmesi ve Devrim Muhafızlarının günden güne güç kazanmasına sebep olacaktı[34] Devrim sonucu Aydın kesim zengin kesim ile beraber yurtdışına kaçmıştır özellikle aydın kesimin yurtdışına kaçması Kültürel devrim ile beraber ivme kaznamıştır hızla Aydın ve okumuş kesimini elinden kaçıran islam cumhuriyeti yönetimindeki iranda bu durum defalarca meclis gündemine gelmiştir en son 2010'da bu durumu tartışan meclise verilen raporda hergün 3 yüksek lisans/doktora sahibi gencin yurtdışına kaçtığı rapor edilmiştir ancak mollalar devamlı kaçışın yolunu açık bırakarak aydın kesimin muhalefet yapmasını engellemek siyasetini benimsemişlerdir bu durumu Ayetullah Humeyninin devrim sonrası Liberalleri tasfiye edip şeriat benzeri hükümet kurma çabası olan kültür devrimi sırasında yaptığı konuşmadan iyice anlaşılmaktadır: "Münafıklar(aslında ilk yıllarda mollalardan olmayan herkes ancak daha sonra sadece Halkın mücahitlerine verilen ad) da beyinlerin ülkeden kaçtığını idea ediyorlar, defolsunlar gitsinler bu üniversiteye gitmişler, bunlar ki bilimden kültürden batılı inançtan konuşuyorlar bırakın gitsinler biz bu batılı bilimi istemiyoruz eğer ki siz de yerinizin burası olmadığını biliyorsanız gidin yolunuz açıktır" Durumu açıklayan bir rapor daha Kanadadan 1999'da çıkmıştır 1999'da Kanada kabul edilecek Göç talebi sayısını 180000 olarak açıklamış hal buki sadece irandan 220000 kişi göç talebinde bulunmuştur Yıllardır yurtdışındaki iranlıların sayısını 200000 olduğunu idea eden islam cumhuriyeti hükümeti ilk kez 2010'da dış işleri bakanının yaptığı bir konuşmadan 2milyon kişi olduğunu kabul etmiştir ancak günümüzde bu rakamın 5milyonu aştığı ve sade Los Angelestaki Iranlı populasyonun 2 milyona aşkın olduğu idea edilmektedir günümüzde bakıdan ve işsizlikten yakınan Iranlı gençler iş ve özgür yaşam özlemiyle yurtdışına kaçmaktadır ancak Islam cumhuriyeti cumhur başkanı Mahmut Ahmedinejad bu göçün önemsiz olduğunu ve kimsenin irandan kaçmak istemediğini klasik yanıltıcı konuşmalarında idea etmiştir ancak IMF'nin raporuna göre dünyanın 91 gelişmekte olan ülkesi arasında okumuş gençlerinin göçü, en fazla irandan gerçekleşmektedir Mahmut Ahmedinejad 2006'da yeni bir politika oluşturarak gözden kaçmış liberal - laik düşüncelere sahip üniversite hocalarının tasfiyesi adlı aksiyonda birçok üniversite hocasını zorla emekli etmiş yerine devrim muhafızlarına mensup bir gecede doktora almış hocalar atamaya başlamıştır bu durum da kaçışların hızlanmasına neden olmuştur Mahmut ahmedinejad ile hız kazanan diktatörlüğün sonucu bunlarla sınırlı değil özellikle onun Cumhur başkanlığının ikinci döneminde islam cumhuriyeti tam anlamıyla eski günlerine geri dönmüş ve devlet mafyası halinme dönüşmüştür bu dönemde muhalifler eski sovyetler gibi kaçırılıyor, belirsiz yerlerde tutuluyor kimi zaman hiçbir zaman eve geri dönmüyorlardır kimi zaman da işkencelere dayanan muhalifleri ailelerine zarar vererek tehditte bulunup itirafa zorlanıyorlardır Mahmut Ahmedinejad devrim muhafızlarına mensup grubuyla bir kaç kez meclisi basmış ve koruma ekibiyle konuşma yapmış meclise istediği yasaları kabul ettirmek için tehditte bulunmuştur ayrıca onun döneminde devrimin ilk yıllarından sonra idamlar tekrar hız kaznmış nüfusuna göre idam sayısı dünyada tekrar ilk sırada toplam idama göre ise çinden sonra ikinci sırada yer almıştır onun döneminde yıllar sonra iran tekrar birleşmiş milletlerden defalarca uyarı almış, insan hakları ihlaliyle suçlanmıştır tüm ihlallere rağmen Ahmedinejad geleneksel tavrıyla Birleşmiş Milletler insan hakları konseyinde yer almak için talepte bulunmuş, bu telabei dünyada ve Iranda muhalefet tarafından geniş çaplı itirazlara sebep olmuş o da cevap olarak Kanadayı Kadın hakları ihlaliyle suçlamıştır aynı zamanda onun döneminde yıllar önce Ayetullah Humeyninin en büyük arzularından olan ancak o dönemde halen az da olsa liberallerin halen gücü bulunduğu için yapamadığı kadınları iş ortamından uzaklaştırmak ve dışarıda Kara çarşaf veya Magnea denen koyu renkli türban benzeri bir örtüye örtme ve ayrıca üniversitelerde dahil tamamıyla toplumda kadın-erkek temasını engelleme arzusunu gerçekleştirmeye yönelik girişimlerde bulunmuş muhalefet tarafından ciddi protestolara uğramıştır ayrıca onun döneminde birçok muhalifin ********** kaçakçısı damgasıyla idam edildiği idea edilmektedir ayrıca haber kanallarının raporuna göre 2009'dan sonra patlak veren itirazlara istihbarat bakanlığı ve Devrim muhafızları birliğinin cevabı cep telefonlarında SMS servisinin kesilmesi veya GSM şebekelerinin çalışmaması, internetlerin kesilmesi, yavaşlatılması ve kimi zaman sabit telefonların da kesilmesi ile iletişimi engellemeye çalışmak olmuş ve bu durum istihbarat bakanlığının bire bir Rus gizli servisi FSB ve çin Devlet Güvenlik bakanlığı ve olağan üstü gizli ve adı dahil duyulmamış gizli servisinin uyguladığı yöntemleri akla getirmektedir özellikle Mayıs 2010'da Kürtlerin yaşadığı eyaletlerde ortaya çıkan genel grevlerde, grevin yaşandığı şehirde sabit telefonlar dahil kesilmiştir Ayrıca Devimin ilk yıllarından beri muhalifler tutuklanmış ve hemen daima işkence tiplerinden biri ailenin tehdidi ve özellikle ailenin kız üyelerinden birinin tacize uğrayacağı olmuştur 2010'da Ahmedinejad ile muhalefet suçuyla tutuklanan ünlü yönetmen Cafer Penahi 70 gün hükümsüz ve avukatıyla görüşmeden mahrum tutuklu tutulduktan sınra açlık grevine girmiş ve ailesinin tehditlerle karşı karşıya kaldığını o yüzden röportaj veremediklerini açıklamış ve Avukatı ve ailesiyle görüşme talebinde bulunmuştur Yargı gücünü de bünbyesinde bulunduran islam cumhuriyeti yargıçları hemen daima islam cumhuriyeti lehine yasal olmasa da hükümler vermekte ve devrimin ilk günlerinden sonra dahil muhaliflerin idama götrümekteler bu davranış birçok kez muhalif grupların tepkisini çekmiş ve kimi zaman kabarık bir geçmişi bulunan yargıçların öldürülmesiyle sonuçlanmıştır örneğin Tahran savcı yardımcısı ve benzeri idamlar ile kabarık bir sicili olan Gazi Mukaddes(Yargıç Mukaddes) 2005'de Majid Kavousifar ve Hüseyin Kavousifar adlı iki genç tarafından adliye çıkışı öldürülmüş ve Dubai'ye kaçan katiller Dubai polisi tarafından yakalanıp Islam Cumhuriyetine iade edilmiş takibinde Mahkemey çıkarılmışlardır öncelikle para cezası hükmü aldırttığı için onu öldürdüklerini ifade etseler de daha sonra savcı tarafından işlemedikleri suçlar (*****lı soygun, gasp vs) ile suçlandıklarında Majid Kavousifar şöyle demiştir: "Ben ve arkadaşlarım zulmun kökünü kurutmaya yemin ettik" idam cezası cinayetin yaşandığı mahalde umum gözü önünde gerçekleşmiş Reuter's muhabirinin Mecit Kavusiferin yeğeni Hüseyin'e idam ipi boynuna atılmış ve elleri arkadan bağlı güler yüzle el salammaya çalışırken ve ardından ikisinin de cansız bedeni havada sallanırken çektiği fotoğraf "yılın fotoğrafına layık görülmüştür[35][35][36] Yargı sistemindeki bu olaylar 2010'da 2009-10 arası halk protestolarında yakalanan proterstocuların mahkemelerinde tekrardan şiddetlenmiş ve 2010 Mayısta 150 milletvekilinin imzasıyla Tahran İslam Devrimi Mahkemesi Başsavcılığına gönderlen muhalefet lideri Mir hüseyin Musevi ve Kerrubinin yargılanma talebine Yargı sisteminin başkanı tarafından verilen cevapta şöyle gelmiştir: "Bzim birimimiz dini lider Hameneinin emrindedir biz neyi ne zaman yapacağımızı Dini liderimizle beraber çok iyi biliyoruz lütfen bize neyi ne zaman yapacağımızı öğretmeyin" [37] [38] [39] [40] [41] [42] [43] [44] [45] [46] Kaynak : Wikipedia |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|