Luizard: Türkiye'de Laiklik Sömürge Modeli

Eski 06-29-2008   #1
VANDETTA
Varsayılan

Luizard: Türkiye'de Laiklik Sömürge Modeli



Luizard, Türkiye ve Fransa'da uygulanan laiklik modellerinin aslında birbirine benzemediğini ileri sürüyor




Türkiye'deki katı laiklik modeline ilham kaynağı olarak genelde laikliğin anavatanı Fransa'daki laiklik gösterilir Oysa Fransızların ünlü Milli Bilimsel Araştırmalar Merkezi (CNRS)'inde Ortadoğu ve Türkiye uzmanı olarak çalışan Pierre-Jean Luizard, Türkiye ve Fransa'da uygulanan laiklik modellerinin aslında birbirine benzemediğini ileri sürüyor

Fransa'nın dinle devleti ayırdığını, Türkiye'nin ise dini kontrol altına aldığını belirten Fransız akademisyen, Türkiye'nin, Fransa'daki modeli değil, Paris'in sömürgesi Cezayir'de uyguladığı laiklik modelini aynen aldığını savunuyor Fransa'daki laiklik tartışmalarına geçtiğimiz günlerde çıkan "İslam Topraklarında Otoriter Laiklikler" isimli kitabıyla katılan Luizard, Türkiye'deki otoriter laikliğin miadını doldurduğunu ileri sürerek son yıllarda yaşanan çatışmaları, "hiçbir başarı şansı olmayan artçı dalgalar" olarak değerlendiriyor CNRS'in Paris'teki Laiklik ve Din Sosyolojisi Grubu'nda çalışan Luizard'e göre, Türkiye'de laiklik sorununun arkasındaki asıl sorun, eski ve yeni elitler arasında yaşanan değişim meselesi Fransız akademisyen, Türkiye'de artık geriye dönüşün pek mümkün olmadığını düşünse de Sovyetleri örnek vererek "intihar" girişimleri olabileceği konusunda uyarıyor Luizard ile, Paris'in laiklik açısından en sembolik yerlerinden birisi sayılabilecek 20 Paris'teki Gambetta Meydanı'nda Fransa ve Türkiye'deki laiklik uygulamalarını konuştuk

Fransa'dan, laikliğin anavatanından baktığınızda, Türk laikliğini nasıl görüyorsunuz?

Fransa'da sık yaptığımız bir hata var Türkiye'deki ve dünyadaki laiklikleri Fransız laikliği gibi yorumluyoruz Örneğin, AKP'nin İslam-devlet ayrımını tehlikeye atma riski var deniyor Açık bir şekilde, Türkiye'de böyle bir ayrımın olmadığını bilmiyorlar Laiklik, ama din-devlet ayrımı olmadan Türkiye'deki laikliğin, Fransız laikliğiyle çok az benzerliği var Bu, daha çok sömürge benzeri tarihiyle ilgili Türkiye hiçbir zaman sömürge olmamışsa da, 1920'lerde yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı Laiklik, yeni Kemalist elitler için kazanan güçlerin değerlerini taklit etme aracı oldu Anglo-Sakson tarzı sekülerleşme de vardı Fakat, Kemalist elitler, Osmanlı geçmişiyle sert bir kırılmaya ihtiyaç duyuyordu Ve bu Anglo-Sakson sekülerizmi yeterince sert değildi Fransa model alındı Çünkü, Fransa'da laik ve Katolik olarak "iki Fransa arasında" savaşa yol açan bu laiklik, Osmanlı geçmişiyle kırılmayı sağlayan bir modeldi

Peki, Türk laikliğini ilham kaynağı Fransız modelinden farklı kılan unsurlar neler?

Türkiye'de Cumhuriyet'in ilanından sonra çok şiddetli bir laikleşme süreci yaşansa da, din tamamen atılmadı Tam tersi İslam'ın devletleştirilmesi ve millileştirilmesi gerçekleşti Diyanet, ardından imam hatipler ve ilahiyat fakülteleri açıldı Atatürk, dindar değildi fakat kısa sürede dini yok edemeyeceğini anladı Ve çözüm olarak dini kontrol eden devlet kurumları kuruldu Cemaatler ve tarikatlar kapatıldı Yok edilemeyen din, kontrol edilmeliydi

Türkiye'deki otoriter laiklikle, Fransa'da 1905 öncesindeki kilise ve din karşıtı laikliği karşılaştırmaya çalışsak bile, bunun sınırları var Mesela Mustafa Kemal'le Emile Combes'u karşılaştırdığımız zaman; Mustafa Kemal, Cumhuriyet'in dini kontrol etmesi gerektiğini düşünürken, Combes, din ve devlet arasındaki kordonu tamamen kesmek istedi Katolikliği, Fransa'nın resmî dini yapmak istemedi Ama Mustafa Kemal, sadece yeni bir devlet değil aynı zamanda yeni bir İslam da oluşturdu AK Parti, bu reformist ve modern İslam'ın çocuklarıdır, Osmanlı döneminin değil

Türkiye'de otoriter Kemalist laiklik döneminin, Menderes'le başlayan demokratikleşme süreciyle sona erdiğini düşünüyorum Bu artık herkes tarafından görülüyor Türk İslam sentezi Özal döneminde neredeyse resmî görüş oldu Özal; iktidarı paylaşmamak için laikliği kullanan elitlere karşı, toplumun içinden çıkan değerleri, demokrasi ve çoğulculuğun en sağlam temelleri olarak öne çıkardı

Otoriter laiklik öldü diyorsunuz, peki 28 Şubat süreciyle başlayan dönemdeki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bunlar, hiçbir başarı şansı olmayan artçı mücadeleler Bir kasılma var Fakat, Türkiye'nin bugün 1980'lere geri dönmesi çok düşük bir ihtimal Ordunun içerisinde, intihara kalkışan kesimler olabilir Fakat, bu yönde bir girişimin ümitsiz olduğunu düşünüyorum Otoriter laik kesim, AB'nin çekiciliğiyle, Türk sivil-toplumunun arasında kaldı Anlık bir geriye gidiş olsa bile, ki bu hâlâ mümkün; çünkü iktidarı savunurken bazen intihar eylemlerine sürüklenebiliyoruz Sovyetler Birliği'nde, Gorboçov'a karşı yapılan darbe girişimi, her zaman geriye dönüş isteyen aydınlanmışlar olduğunu ortaya koymuştu 1930-1940'lı yıllardan kalma laiklik düşüncesi üzerinde bir kasılma yaşansa da, böyle bir girişimin başarılı olma şansı bulunmuyor Bu elitler de bunun farkında

Bu bağlamda laikler ve liberaller arasındaki bugünkü çatışma, gerçeği yansıtmıyor Problemin kökü, artık laikliğin savunulması değil Bugün, 1920-1930'ların laiklik kurallarını getirecek bir askerî darbenin olacağını düşünmüyorum Asıl problem, bugün iktidarı elinde bulunduran elitlerin değişimi konusu Otoriter laiklik sona ermiş olsa da, bu elitler iktidarı tekellerine alırken laikliğin ulus-devlet ile birlikte gittiği siyasî bir yapı tarafından destekleniyorlar Bu, laik elitlerin en büyük kozu Bugün, Türk halkının büyük bir kısmı AK Parti'nin iktidara gelmesiyle laikliğin tehlikede olmadığını düşünüyor; fakat diğer yandan ulusal birliğin korunması çok önemli bir konu Problem, otoriter laiklikle, etnik olarak homojen Türkiye fiksiyonunun devamı arasındaki ilişki İkisi birlikte gidiyor

Peki, Türk kamuoyunun, otoriter laik kesim olarak adlandırdığınız kişiler tarafından ortaya konan, ulusal birliğin Kurtuluş Savaşı sırasındaki kadar tehlikede olduğundan yola çıkarak oluşturduğu harekete kitlesel destek vermemesini nasıl açıklıyorsunuz?

Evet, bir yandan bir demokratikleşme süreci var Ve liberal elitler, otoriter laiklerin safında yer almadı Yeni taşralı ekonomik elitlerin güçlü baskısı, AB'nin desteği Hepsi aynı yönde gidiyor Ortaya konan tehdit senaryolarına rağmen AK Parti'nin seçimleri kazanması, halkın laikliği tehlikede görmediğini ortaya koyuyor Fakat diğer yandan, Türk halkının büyük bir kısmının Kürt ve Ermeni sorununun tanınmasına karşı olduğunu düşünüyorum

Peki, Türkiye'deki çatışma ortamı hep sürecek mi? Türkiye ne zaman normalleşir?

Bu konuda çok iyimser değilim Çünkü, ben hâlâ laiklikle, laikliğin her türlü demokratik süreci engellenin meşrulaştırılması arasında yakın bir bağın olduğunu zannediyorum Ve Türk ulus-devleti hâlihazırda ilerleme istemiyor

Bu bağ bir paradoks Bana göre, otoriter laiklik ve Türk-ulus, devletin ayrılamaz bir çiftti Laiklik konusunda liberal bir değişim yaşansa bile aynı dönüşümün ulus-devlet konusunda olması zor görünüyor Otoriter laik elitler de tam buraya oynuyorlar AK Parti'ye özellikle Kürt sorununda tuzak kuruyorlar Kürt sorununda AKP, askerlerin gözetimi altında Bu konuda sıkışmış durumdalar Bu alanda, otoriter laik elitler, kamuoyunun büyük desteğini alabilirler

Ne zaman biter?

Laiklik, artık, eski ve yeni elitler arasında iktidar kavgası etrafında bir araç olarak kullanılmadığı zaman Bugün, İslamcı bir kökten gelen bir partinin din-devlet ayrımı için mücadele etmesi ilginç bir paradoks Türkiye'de her iki kesimde de çelişkiler var AK Parti, devletin din üzerindeki kontrolünden faydalandı

Otoriter laiklikle ulus-devlet arasındaki ilişkinin, laikliğin daha liberal bir yapıya doğru gitmesini engelleyebileceğini düşünüyorum Çünkü, tam ayrılma olsa, devlet cemaatlere otonomi verse, o zaman Âlevilere ve herkese vermek lazım Şimdilik bu durumun çok uzağındayız

Türkiye'de kimlikler yeniden diriliyor Âleviler şimdiye kadar Kemalist laiklerdi, şimdi Âlevi elitlerin artan büyük bir kesimi, inançlı olmasa bile, Irak'taki gibi inanç ve cemaat üzerinden söylem geliştiriyor Türkiye'de otoriter Kemalist dönemde yasaklanan, üstü örtülen dinî ve etnik kimlikler tekrar gün yüzüne çıkıyor Türkiye'nin demokratikleşmesi, önce otoriter laikliği bitirdi, şimdi de Türk birliğini riske ediyor Çünkü, Türkiye'nin homojen olmadığını kabul etmeden demokratikleşme düşünülemez

Batı'nın laiklik tartışmalarında sürekli eleştirdiği Diyanet'in, bugün bazı Avrupa ülkeleri tarafından model alınmaya başladığını görüyoruz Ne oldu? Şimdi, işler tersine döndü, Fransa laiklikte Türkiye'yi mi model almaya başladı?

Evet, ama sömürge konteksinde Sarkozy'yi de bunun için suçluyoruz: Fransa'daki İslam'ı, Fransız sömürgesindeki Cezayir'de İslam'a davranıldığı gibi ele alıyor Yani, İslam'ı kontrol etmek lazım İslam tehlike olarak görülüyor Denetim altına alınmalı Bundan dolayı, bu bağlamda Türkiye'de de sömürge unsurlarının görüldüğünü söyledim Fransız Cezayir'inde din ve devleti ayıran 1905 laiklik yasası Müslümanlara uygulanmadı Halbuki, Cezayir (diğer sömürgelerden farklı olarak Ali İhsan Aydın) Fransa'nın bir toprağı olarak görülüyordu Bütün Fransız yasalarının uygulanması lazımdı 1905 yasası, Hıristiyanlara ve Yahudilere uygulandı, fakat Müslümanlara değil Neden? 'Dikkat, eğer Müslümanları kendi işlerini kendilerinin yapmalarına izin verirsek, İslamcı hareketlerle karşı karşıya geleceğiz' diyen en savaşçı laiklerdi Bugün, Fransa İslam Konseyi'ndeki ve Kemalist elitlerdeki mantık da aynı: Cemaatleri, halk İslam'ını, tarikatları bastırmak lazım İslamî söylem devletin tekelinde olmalı Türkiye'deki laiklik, sömürge modeli Mustafa Kemal'in, din ile ilgili söylemine bakarsanız, sürekli medeniyetten bahsettiğini görürsünüz Ve, Fransa'da da laik okulun kurucusu Jules Fery'ninkiler başta olmak üzere sömürgeciliği meşrulaştıran söylemlere baktığınız zaman neredeyse kelime kelime aynı söylem: Dinin modernleştirilmesi ve reforme edilmesi lazım Devletin kontrolünde olmalı Mustafa Kemal de, İslam için aynı şeyleri düşünüyordu Ama bir dini "medenî" yapmak için, onu serbest bırakamayız Devlet denetiminde olmalı anlayışı Fransa'nın sömürgesi Cezayir'de uygun gördüğü bu laiklik uygulaması, İslam dünyasında Nasser, Burgiba ve Baas tarzı yönetimler için model oldu Türk ve sömürge modelini uyguladılar Bugün birçok İslam ülkesinde, halkların İslam üzerinden kendini ifade etmesi, devletlerin oluşturduğu bu İslam tekeliyle açıklanabilir

ZAMAN

__________________
Milliyetçilik,faşizmin millete yutturulabilir halidir,aksini iddia edenler kendi milliyetçiliğini
savunanlara saygı duysunlar!
Tek çare;Din birliğidir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.