|  | Küresel Mimarlarin Küresel Saldirilari |  | 
|  08-16-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Küresel Mimarlarin Küresel SaldirilariKÜRESEL MİMARLARIN KÜRESEL SALDIRILARI: 2005 yılı Bilderberg toplantısında neler görüşüldüğü hakkında da dışarıya bilgi sızmayacağı kesin  Fakat küreselleşen dünyadaki küreselleşme araçlarını ve kullanılma yöntemlerinin saptandığı toplantıların ana konusunun "Büyük Ortadoğu Projesi" olduğu toplantı sonrası olayların gelişmesinden kolaylıkla anlaşılabilmektedir  Bilderberg Toplantılarının dışında Tapınak Şövalyeleri, Masonlar, Lionslar ve Rotarien'ler gibi yine kökü ve merkezleri dışarıda olan organizasyonlar vardır  Bunlardan Mason teşkilatı büyük bir gizlilik içinde ve kendi tespit ettikleri kurallara sıkı sıkıya bağlı kapalı bir sisteme sahip olmasına rağmen Rotary ve Lion Kulüpleri gizliliği olmayan "açık" teşkilâtlar olarak faaliyet gösteriyorlar  Tapınak Şövalyeleri olarak adlandırılan kuruluşlar ise bin yılı aşkın bir süredir faaliyetlerini tamamen gizli olarak yürütmektedirler  Aralarında küresel vakıf ve derneklerin de bulunduğu pek çok uluslar arası kuruluş, genellikle açık faaliyetler uygulamalarına rağmen enternasyonal olmaları, mensuplarının menfaatlerine öncelik vermeleri ve katı olmasa da birtakım küresel kurallara sıkı sıkıya bağlı olmaları milli düşünce sistemimize ters gelmektedir  Ve mensupları enternasyonal bir şemsiye altında toplandıkları için kamuoyunda eleştirilmektedir  Bilindiği gibi insanlar tek başına yaşayamazlar  Bilgi, beceri ve kişisel ihtiyaçları doğrultusunda kendisi gibi düşünen ve kendisine yakın bir yaşam tarzı olan kişilerle bir arada bulunmak istemeleri ve bu maksatla örgütlenmeleri doğaldır  Zaten bu husus demokrasilerin olmazsa olmaz ve vazgeçilmez en önemli şartıdır  İnsanlar güçlerini birleştirdikleri ölçüde refaha ve daha güvenli bir yaşama ulaşmanın bilinci ile böyle bir topluluğa üye olmaktadır  Ülkemiz çok kritik bir coğrafyada çok yönlü ve çok maksatlı dış tehditler ile karşı karşıyadır  Bu yüzden dışarıya karşı daima uyanık ve yeterli bilgi sahibi olmak zorundayız  Yeniden yapılanan ve küreselleşen dünyada, bir merkezden yönlendirilen uluslararası kuruluşların öneminin giderek artacağı ve faaliyetlerine ülkemizde de devam edecekleri kaçınılmazdır bir gerçektir  Ben şahsen bu gerçeği görüp, küresel örgüt faaliyetlerini milli çıkarlarımıza göre yönlendirebilecek, milli kültürümüzden ve milli değerlerimizden uzaklaşmadan bizi küreselleşen dünyaya taşıyacak aydınlarımızın bu kuruluşlarda görev almalarını kınamak değil, bilakis onları teşvik etmemizin yararlı olacağına inanıyorum  Başka türlü bu kuruluşların faaliyetlerini kontrol edebilmenin mümkün olmadığını değerlendiriyorum   Türk toplumu, son on beş yıldır küresel Psikolojik Harekât tehdidi ile karşı karşıya bırakılarak milli hisleri, milli şuurları yok edilerek en hayati milli davalar karşısında milli tutum ve davranış gösteremeyen ve tepki veremeyen bir toplum haline dönüştürüldü  Bunun gerçekleşmesinde televizyonların çok önemli katkısı olduğunu söyleyebiliriz  Küresel mimarlar bizi biz yapan başlıca değerlerimiz olan, dokunulduğu anda şiddetle tepki vermemiz gereken Devlet, Bayrak, Milli Marş, Atatürk, İslamiyet, Türk Kimliği gibi temel kavramlara el atarak bu değerlerimizi sulandırdılar  Pek çok insanımız kendinin bu millete ait olmadığı zannına kapıldı  Hatta kendilerini küresel dünyanın bir ferdi olarak görerek bütün milli değerlerimizi inkâr ettiler  Yani millet için tabu olan değerler artık yok kabul edilmeye başlandı   Kısacası; Küresel mimarlar henüz yaşayan hangi değerimiz varsa ona el attılar  Oysa dün öldü denilen Osmanlının küllerinden biz milli değerlerimize sahip çıkarak yeniden bir millet ve bu millete dayalı bir devlet yarattık  Dün olduğu gibi bugün de ABD ve AB'nin bizi bölmek ve parçalamak istedikleri açıkça görülmektedir  İşte bu hedefe ulaşmak için şimdi milli değerlerimize saldırılıyor  Çünkü bunlar yok edilince tekrar doğamayacağımızı çok iyi biliyorlar   Plana göre önce beyinlerde psikolojik çözülme gerçekleşecek  Kendi kendimizi ve kimliğimizi sorgulayacağız ve birbiri ardından enjekte edilen psikolojik temaların yoğun bombardımanı karşısında beyinlerimiz kilitlenecek  Sonra bize önerilenleri aynen kabul ederek mevcut kimliğimizin ve aidiyetimizin bir işe yaramadığına karar vererek fert olarak ait olduğumuz toplumdan kopacağız  Bu ferden kopmalar devam ederken küresel mimarlar zaten ülkeyi istedikleri boyda ve şekilde bölünmeye hazırladıklarından ana bütünden kopanlar ayrılan küçük birimlerde toplanarak fiili bölünmeyi gerçekleştirecekler  BÖL-PARÇALA-YUT politikası uyarınca bölgeler halinde kopan parçalarımıza üşüşecekler ve kısa sürede tam işgali tamamlayacaklardır  Irak işgali ile başlayan süreçte işgal güçlerinin söylemleri "Irak'ın toprak bütünlüğüne saygı" olarak belirlenmişti  Hatta Türkiye başta olmak üzere bütün komşu ülkelere de ayni şeyleri söyletiyorlardı  Peki, şimdi durum nedir? Ne oldu toprak bütünlüğüne saygı gösterecekleri Irak? Irak bugün hızla bir iç harp ve bu harp sonunda küçük parçalar halinde bölünme sürecine girmiştir  Bunu önlemek bu saatten sonra mümkün değildir  Dış destekli internet sitelerinden Türkiye aleyhtarı saldırılarını sürdüren gafillerin açtıkları forumları izleyerek ve kendi aralarındaki konuşmaları dinleyerek Türkiye'nin ne kadar çok düşmanı olduğunu görebiliriz  Bu yıkıcı ve bölücü sitelerde kendi vatanını yabancılara peşkeş çeken Türklerin sayılarının oldukça fazla olması dikkati çekmektedir  Demek ki adamlar boş durmamakta ve iyi çalışmaktalar  Biz ise "Kendi milletimize psikolojik harekât uyguluyoruz" gibi yanlış bir gerekçe ile kendi insanımızı savunmasız ve bilgisiz kılarak gençlerimizi küresel mimarların kollarına kendi ellerimizle teslim ettik  Türkiye bu coğrafyada yaşamak ve etkin güç olmak zorundadır  Güçlü olmadığı takdirde, dünya güç merkezlerinin odağındaki ülkemiz her türlü tehdide açık olduğundan karşı koyamayacak ve kısa sürede küçülüp yok edilme tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır  Bunun için öncelikle içerdeki tüm sorunlarımızı bitirmeliyiz  Birlik ve bütünlüğümüzü ve bizi biz yapan özelliklerimizi korumalıyız  Milli değerlerimizi sahiplenip bunlardan asla taviz vermemeliyiz  Bunu küreselleşme dışında kalmadan başarmalıyız  Bilinmelidir ki, içerideki sorunlarımız tamamen dış kaynaklı ve desteklidir  Küçük sorunlarımızı kendi aramızda çözümlediğimiz takdirde dış kaynaklı saldırılara hareket imkânı kalmayacaktır  Bugün Türkiye'yi dışa bağımlı kılan tek şey borçlarımızdır  Milletimize bu borçların tehlikesi anlatılıp milli bir şahlanış ile kendi milli kaynaklarımızı da harekete geçirip biran önce bu borçlardan kurtulup kaybettiğimiz bağımsızlığımızı yeniden kazanmalıyız  Bunun vereceği moral güç ile tek başına hareket edebilme yeteneğine yeniden kavuşacağız  Daha önce himayemizde bulunan bölge ülkelerinin küresel saldırılar karşısında kendilerini kurtarmak için yine bize sarıldıklarını göreceğiz  İşte o zaman idare edilen değil, dünyayı yönlendiren güç merkezi olabileceğiz  Bunu Gazi Mustafa Kemal Atatürk zamanında başarmışız  Bugün de başarmamamız için hiçbir mani yoktur  Yeter ki insanlarımızı küresel mimarların yoğun Psikolojik Harekât bombardımanı altında yaşamaktan çekip çıkartalım  Türk'ü, Türklüğü yeniden bulup, yeniden yaşama sokalım  Dr  Tahir Tamer Kumkale'nin bu yazısı 17 MART 2006 Tarihli ÖNCE VATAN Gazetesinde yayımlanmıştır  | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |