Antoni Gaudi |
08-16-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Antoni Gaudiantoni gaudi “Bir dehayı mı yoksa budalayı mı mezun ediyoruz, bilmiyorum“ Bu söz School of Architecture of Barcelona’nın rektörü profesör Elias Rogent’ın, mezuniyet töreninde (1878) ona söyledikleri O ise yanındaki arkadaşına dönüp: “benim şimdiden bir mimar olduğumu söylüyorlar” diyor gülerek La Rambla’daki sokak göstericileri ve Theo‘dan sonra Barselona’nın bende bıraktığı son iz; Gaudi Antoni Gaudi Bir adam, tek başına bir şehrin silüetini değiştirebilir mi? Yapıtlarıyla “hadi canım, bir insan bunu 100+ yıl önce nasıl düşünebilir ve yapar?” dedirtebilir mi? Fantastik, egzotik, büyüleyici veya görkemli gibi büyük sıfatların ardı ardına ağızdan çıkmasına neden olabilir mi? Bu deli adamın düşünme şekline hayran olmamak elde değil antonigaudi Ben de mimarlıkla alakası olmayan bir kişi olarak, gözlemlerimi ve onun hakkında Katalanlarla konuştuklarımdan aklımda kalanları paylaşmak istiyorum sizlerle Barselona, evet tüm şehir bir müze gibi Gözünüzü rahatsız eden neredeyse tek bir yapı yok Bunun en önemli nedeni de kendi yaptıkları ve etkilediği diğer mimarlarla; Gaudi Katalan modernizminin babası deniyor ona Mimarlık kariyerinin henüz başındayken, bir tesadüf sonucu tanıştığı, İspanya’nın en zengin ailelerinden olan Güell’lerin oğlu, Eusebi Güell’in, ona ideallerini gerçekleştirmesi için inanarak patronluk yapması, bütün yaşam masraflarını karşılaması, sonrasında ondan kendi adına mimarlık yapılar istemesi… casabattlo Evet, bu Antoni Gaudi‘nin genç yaşta başına konmuş büyük bir talih kuşu olarak değerlendirilebilir Ancak bu şansı çok iyi değerlendirmek ise; onun sadakati, çalışkanlığı ve yaratıcı zekasının sonucu Zenginlere sırtını dayıyor diye eleştiriliyor Onun ise tek derdi var; hızla mimari ideallerini gerçekleştirmek Birinin zenginliği, diğerinin yaratıcı dehası… Katalan milliyetçiliği, din, kültür ve sosyal hayat gibi birçok benzer konudaki ortaklıkları, onların aynı zamanda çok iyi arkadaş olmasını da sağlamış zaman içinde Antoni Gaudi’nin de Güell adına yaptığı muhteşem eserler var: Palau Güell, Finca Güell, Colonia Güell ve Park Güell gibi Beni en çok etkileyen yanlarından birisi onun; “Atölye’min hemen dışındaki ağaç benim akıl hocam” diyecek kadar doğa aşığı olması Bitki ve hayvanların doğal biçimleri onun hep en önemli esin kaynağı olmuş sagradafamiliaAğaçların dalları, bitkilerin yaprakları, hayvanların iskelet yapıları gibi Doğada gördüklerini taşa çevirmiş Sagrada Familia’nın kolonların ağaç gövdesi formunda olması bu yüzden 1884 yılında yapımına başlandığı halde bitmeyen bir kilise bu Sagrada Familia 18 tane devasa kulenin her birinine derin anlamlar yüklemiş Gaudi’nin en büyük ve en çok zamanını alan projesi de bu olmuş Yarım kalması ise, projenin devasa oluşundan ve detayından kaynaklıyor Gerçi Gaudi ölümünden sonra tamamlanabilmesi için hangi bölümün nasıl yapılacağına dair tüm detayları bırakmış Fakat halen onun kusursuzluk seviyesine yaklaşamıyor kimse [Ayrıca iç savaşta inşaat ve orijinal projeler ciddi anlamda zarar görmüş] Yanılmıyorsam Casa Batlio içindi Evde çatı bacalarını kaplamak için kullanacağı seramikler yolda kırılıyor Gaudi geri göndermek yerine bu kırık parçaları, yuvarlak geçişli yüzeyleri kaplamak için kullanıyor Onun sıradışı yaratıcılığını görmek gerçekten heyecan verici Kimse (Gaudi dahil) bu kırık seramik ve cam parçalarının sonradan Barselona’nın simgesi olacağını öngöremiyor tabii! casabattlo11907 yılında biten Casa Battlo‘nun içinde keskin bir hat yok Tüm duvar köşeleri, kapılar, pencereler yuvarlatılmış Sanki içinden tonlarca su geçmiş ve (suyu biten nehir yatağı gibi) onun bıraktığı doğal izler binanın iç tasarımı olmuş (Bir insan mimar olmazsa ancak bu kadar anlatabilir!) Binadan çok heykele benzeyen bir apartman olan Casa Mila (diğer adı: La Pedrera) bundan 100 yıl önce (1907) bitmesine rağmen, bugün bile birçoklarına göre günümüz mimarisinin çok ilerisinde Doğada gördüklerini taşa çevirmesinin yanında, bu adamın beni çok etkileyen diğer bir yönü; ışık ve havalandırmaya verdiği önem oldu Casa Battlo’da dışarıya ve avluya bakan pencerelerin altında son derece basit (tahta) bir mekanizma ile dışarıdan odaya hava aldırabiliyorsunuz Kepenk gibi bir şey Veya, her odanın tavanından avluya bakan pencerelerle odaların içi hep gün ışığı alıyor O odanın sokağa bakan camı olmasa bile içeride gün ışığı var Üstelik renkli camlarla oynadığı oyun sayesinde içeriye giren ışık hep size huzur veren bir tonda Doğayı taklit eden bu ayrıntı ustası dahinin taklit edilemeyen bir tarzı olmuş Ondan esinlenen çok sayıda mimar var ama taklit edebilen yok! Oysa o en basiti, doğayı taklit ediyor [Eserlerinden bolca resim olan bir video] gaudiwayEğriselliği ön planda tutup yapılarına attırdığı parabolik taklalar, bu delinin bir matematik ve geometri dehası olduğunun göstergesi Farklı iplere ağırlıklar asarak bina modellemesi yapıyor Sonra onun bu basit yöntemini programcılar örnek alıp mimari modelleme programları geliştiriyorlar O yüzden de hiçbir zaman kendi çağının adamı olamamış Ve 76 yaşında (1926) basit bir tramvay çarpması sonucu ölmüş Unesco Dünya Mirası listene giren eserleri de şunlar: Park Güell, Palau Güell, Casa Milà, Sagrada Familia, Casa Vicens, Casa Battlo ve Colonia Güell Geçenlerde bir arkadaşımın ettiği bir laf vardı: “Bu İstanbul yabancıların elinde olsaydı uzak ara dünyanın en güzel, en turistik şehri olurdu” Dokundu bu laf bana Çünkü benim gözümde İstanbul hala dünyanın en güzel şehri ama duygusallık var tabii Osmanlı mimarisinin dünyaya hediyesi Mimar Sinan‘dan beri, Cumhuriyet dönemi de dahil, kaç tane dünyaya açılan mimar çıkarabilmişiz diye sormadan da edemiyor insan Mezun oldukları okulların rektörlerinin “budala” dediği! fikir atölyesi |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|