Karikatür |
08-16-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Karikatürkarikatür bir kişinin bir şeyin ya da bir olayin tuhaf ve gülünç taraflarini meydana koyacak şekilde yapilan resim karikatürler, güdülen amaçlara göre, şaka etmek, alay etmek ya da küçük düşürmek için yapilmiş olabilir kuvvetli bir anlatim kudretini gerektirdiği için ince ve önemli bir sanat şubesidir edebiyattaki mizah ve yerginin resimdeki şeklidir bugünkü anlamiyla karikatürün meydana gelişi rönesans devrine rastlar bizde xiv yüzyilda başlayan karagöz oyunu bir çeşit karikatürdür fakat karikatürlerin bulunduğu mizah dergileri ancak xix yüzyilin sonlarina doğru çikmağa başlamiştir son yillarda da karikatür sanati bizde, dünya ölçüsünde bir gelişme kazanmiştir Detay: Karikatür, herhangi bir insanın, fikrin veya bir olayın resimlendirilerek gülünç şekilde anlatılması Bir insanın veya bir olayın ayrıntılarına girmeksizin, kısa, düşündürücü ve özlü bir fikir vermek veya genellikle güldürmek için bazı özelliklerinin göze çarpıcı bir şekilde resimlendirilmesi Karikatür, bir resim sanatıdır Bu resimleri çizenlere karikatürcü veya karikatürist denir Karikatür, özelliği itibarıyla tanınan, bilinen orijinalinden farklıdır Karikatür, konu olan bir kişinin veya bir olayın dikkati çekici özelliklerini ortaya koyar Çoğu zaman kişinin bazı özelliklerinin abartılmasını konu eden karikatür, o kişiyi hicvetmek, küçültmek ve onunla alay etmek vasıtası olarak da kullanılmaktadır Alay etmek, insanların birbirlerini hafife alması, rencide etmesi, onu küçük ve gülünç duruma düşürmesi demektir Bu hususta Avrupalı filozof Bergson İnsanlar, yalnız insanları veya insanlarla ilgili olayları gülünçleştirmeyi düşünmüşlerdir demiştir Çok eski devirlerden beri karikatürün yapıldığı bilinmektedir Pompei ve Herculanın kazılarında, duvar ve vazolarda çeşitli karikatür örneklerine rastlanmıştır Esas karikatür sanatı, Rönesans devrinde başlamıştır Fakat Champfleury, eskiden yapılan resimleri karikatürden saymamaktadır Resme konu olan kişilerin özellikleri aydınlatılmadığı için karikatür sayılmaz Bunlara bürlesk denir Taş, tuğla, vazo ve duvar gibi yerlere yapılan karikatür, baskı makinesi bulunup da kitaplar ve gazeteler yayınlanmaya başlayınca daha da gelişti 18 yüzyılda yaşamış İspanyol ressamı Goya, siyasi karikatürleriyle ün yaptı Aynı çağda yaşamış İngiliz ressamı William Hogarth'da eserlerinde bu özelliğe çok yer verdi Gazeteciliğe karikatürü ilk defa Fransız ressamı Charles Philipon getirdi Hatta 1831'de Paris'te La Caricature Gazetesini kurdu Ondan sonra İngilizler ve Almanlar da karikatürü gazetecilikte kullanmaya başladı İngiltere'deki ünlü siyasi mizah dergisi Punch bu çığırın kısa zamanda gelişmesine yol açtı Karikatür, kendine özgü sadeliği ve didaktik (öğretici) tarafı sebebiyle herkes tarafından benimsendi Karikatürde insanları veya tipleri hicivli olarak canlandırma şekli ilk olarak 16 yüzyılda olmuştur Mesela, Agostino Carracci ve Giovanni Bernini tarafından ele alınmıştır 16 yüzyılın tanınmış karikatürlerinden birisi, küçük bir el arabasında midesini taşıyan ve bir yandan da kusan bir oburu tasvir eden Alman karikatürüdür Siyasi konuları gaye edinen karikatürler, 18 yüzyılda çoğaldı Luterciliğin ortaya çıkışı İngiltere'de Hannover Hanedanıyla Jakobitler arasında meydana gelen olayları anlatan çizgiler önemli siyasi karikatürler arasında sayılmaktadır Son zamanlarda milletlerarası karikatürcüler arasında Fransa'da Sempe,Ronald Searle, Guérin ve Effel; İngiltere'de Sir David Low; Almanya'da da P Simmel bilinmektedir Şair ve edipliklerinin yanında Victor Hugo ile Alfred de Musset birer karikatürcüydüler Türkiye'de ilk karikatür; Teodor Kasap'ın 1870'te çıkardığı Diyojen Dergisi'nde görüldü Bilinen ilk Türk karikatürcüsü Ali Fuat Bey'dirSultan Abdülhamit döneminde kesintiye uğrayan mizah dergiciliğinde İkinci Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte bir patlama olurBu dönemin en önemli karikatürcüsü Cem'dir Damgasını vurduğu Kalem ve çıkardığı Cem dergilerinde batı anlayışına uygun olarak Osmanlı Devletini ve idarecilerini hicvetmiştirBu dönemde birbiri ardına çıkan Karagöz, Geveze, Dalkavuk, Davul gibi dergilerde siyasi karikatürün ilk örnekleri verilmiştir Kurtuluş Savaşı'na karşı Aydede'de Rıfkı ve Kurtuluş Savaşı yanlısı Güleryüz'de Sedat Simavi de dönemin önemli imzalarıdır Cumhuriyet döneminin karikatürcü simgeleri olarak Cemal Nadir ve Ramiz Gökçe'yi görürüz Bu iki karikatürcü, çizdikleri sosyal ağırlıklı karikatürlerle Türkiye'de bu sanatın geniş kitleler tarafından benimsenip sevilmesini sağlamışlardırAynı dönemin çizerleri olarak Münif Fehim, Sedat Nuri, Şevki Çankaya, Necmi Rıza Ayça, Orhan Ural, Sururi Gümen, Salih Erimez,İhap Hulusi adları da anılmaya değerdir 1940'ların sonlarına doğru çıkmaya başlayan Marko Paşa dergisinde Mim Uykusuz toplumcu gerçekçi karikatürün başyapıtlarını vermiştir Aynı dönemde Ratip Tahir de CHP çizgisinde kalem oynatarak politik karikatürlerin başarılı örnekleriyle okuyucuyu buluşturmuştur Daha sonraki döneme damgasını vuran 1950 kuşağı karikatürcüleri ise batıdaki değişime paralel olarak karikatürde kara mizaha kayan ve yazısız olmaya özen gösteren bir anlayışla eserler verdilerEflatun Nuri,Semih Balcıoğlu, Turhan Selçuk, Nehar Tüblek, Ferruh Doğan,Ali Ulvi, Güngör Kabakçıoğlu, Tonguç Yaşar, Yalçın Çetin, Altan Erbulak,Bedri Koraman, Mıstık, Cafer Zorlu gibi karikatürcüler bu dönemde ve daha sonra önemli yapıtlara imzalarını atmışlardır Aynı karikatürcü kuşağının en genç üyesi Oğuz Aral, 1972'de yayınlamaya başladığı Gırgır dergisiyle, 1960'lar boyunca düşüş gösteren mizah dergiciliğine büyük bir ivme kazandırmış ve 1970'lerin sonunda 300 bin, 80'lerde 500 binin üzeri tirajları yakalamıştırHayatın her alanını kucaklamaya çalışan Gırgır karikatürcüleri arasında İlban Ertem, Nuri Kurtcebe, İrfan Sayar, Hasan Kaçan, Behiç Pek, Latif Demirci, Necdet Şen, Engin Ergönültaş, Mehmet Çağçağ, Tuncay Akgün,Ergün Gündüz, Zafer Temoçin,Birol Bayram, Metin Üstündağ sayılabilirAynı dönemde Tan Oral,Sami Caner, Atilla Kanbir, Emre Senan, Kemal Gökhan, Behiç Ak , Musa Kart, Salih Memecan gibi karikatürcüler de daha farklı tarzlarda gazete ve sergi karikatürleri çizmişlerdir90'lı yılların sonlarına doğru yeni karikatür anlayışları filizlenmeye başlamış ve undergraund tarzda yaklaşımlar öne çıkmaya başlamıştırBu son dönemin önde gelen adları arasında Selçuk Erdem, Erdil Yaşaroğlu, Bahadır Baruter, Bülent Üstün sayılabilir Bugüne kadar bulunmuş ilk resimler, mağara duvarlarına çizilmiş hayvan resimleri, av sahneleri ve gene mağara duvarlarına basılmış el izleridir Bunlar, insanoğlunun soyut düşünme yeteneğini bu dönemlerde bile geliştirmiş olduğunu ispatladıkları için ayrıca değer taşırlarTeknoloji geliştikçe resim yapmakta kullanılan malzemeler de gelişmiş, bitki yağlarıyla elde edilen ve öylece kullanılan pigmentlerin yerini sentetik pigmentlerle yapılmış, sağlığa daha az zararlı, daha kalıcı, kullanımı daha kolay boyalar almıştır Tarih boyunca duvarlara, taşa, tahtaya, deriye, metallere, kumaşlara, kanvasa, kağıda (ve çeşitlerine), cama, sentetik malzemelere resim yapılmıştır İçerik açısından bilinen ilk resim örneklerinin kötü ruhları uzak tutmak, bereket getirmek gibi dini inançlarla yapılmış oldukları tahmin edilir Mısır, Çin ve Hindistan'da MÖ yapılmış resimler, gündelik hayatı betimlerler, hikayeler anlatırlar ve kılavuz nitelikleri taşırlar Batı resmi, milattan sonra dini konuları sembolik bir şekilde resmetmeye odaklanmıştır ancak figürler hareketsiz, kompozisyonlar ise kuralcıdır Rönesanstan sonra dini konuların dışına çıkılmaya başlanmış, ressamlar eserlerine vermek istedikleri anlamlara göre nüanslar katmaya başlamışlardır Rönesans ile canlanan ve doğayı inceleyerek, detaylı şekilde, olduğu gibi resmetme arzusu perspektif tekniğinin geliştirilmesine yol açmıştır Leonardo da Vinci'nin anatomi analizleri eşsizdir İslam dini, Allah yaratılarını taklit etmeyi insanoğluna yasakladığı için İslami resimler 18 Yüzyılın ortalarına kadar, daha çok soyut desenler ve yazının şekillendirilmesi Hat sanatı, Ebru ve minyatür ile sınırlı kalmıştır 1860-1869 döneminde, Paris’te Gerome’un öğrencisi olan Osman Hamdi Bey, ülkesine döndükten sonra gerçekleştirdiği yapıtlar ve Sanayii Nefise Mektebi'ni kurmasıyla birlikte, resim sanatı Doğu toplumlarında yaygınlaşmaya başlamıştır Günümüzde, dünya resim tarihinin önemli bir parçası olarak kabul edilen pek çok Türk ressam bulunmaktadır 1880'lerde, kimine göre Tonalizm, kimine göre Sembolizm akımlarıyla başlayan modern resim, konusunu avam insanda, onun gündelik yaşamında, psikolojisinde bulur Kompozisyon, ışık, renk, çizgi, perspektif konularında konmus kurallari yıkma, özgürleşme arzusu öne çıkar |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|