|  | Karayılan Hikayesi (Antep Destanı) |  | 
|  08-17-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Karayılan Hikayesi (Antep Destanı)BİRİNCİ BAP YIL 1918-1919 Ateşi ve ihaneti gördük ve yanan gözlerimizle durduk bu dünyanın üzerinde   İstanbul 918 Teşrinlerinde, İzmir 919 Mayısında ve Manisa, Menemen, Aydın, Akhisar; Mayıs ortalarından Haziran ortalarına kadar yani tütün kırma mevsimi, yani, arpalar biçilip buğdaya başlanırken yuvarlandılar   Adana, Antep, Urfa, Maraş: düşmüş dövüşüyordu     Ateşi ve ihaneti gördük, Ve kanlı bankerler pazarında Memleketi Alman’a satanlar, Yan gelip ölülerin üzerinde yatanlar düştüler can kaygusuna ve kurtarmak için başlarını halkın gazabından karanlığa karışarak basıp gittiler   Yaralıydı, yorgundu, fakirdi millet, en azılı düvellerle dövüşüyordu fakat, dövüşüyordu, köle olmamak için iki kat, iki kat soyulmamak için   Ateşi ve ihaneti gördük, Murat nehri, Canik dağları ve Fırat, Yeşilırmak, Kızılırmak, Gültepe, Tilbeşar ovası, gördü uzun dişli İngiliz’i   Ve Aksu’yla Köpsu, Karagöl’le Söğüt gölü ve gümüş basamaklı türbesinde yatan büyük, aşık ölü, şapkası horoz tüylü İtalyan’ı gördü   Ve Çukurova, kıyasıya düzlük, uçurumlar, yamaçlar, dağlar kıyasıya ve Seyhan ve Ceyhan ve kara gözlü Yürük kızı, gördü mavi üniformalı Fransız’ı   Ve devam ettik ateşi ve ihaneti görmekte   Eşraf ve ayan ve mütehayyizanın çoğu ve ağalar: Bağdasar ağadan Kellesi Büyük Mehmet Ağaya kadar, düşmanla birlik oldular   Ve inekleri, koyunları, keçileri sürüp, götürüp, gelinlerin ırzına geçip, çocukları öldürüp ve istiklali yakıp yıktıkça düşman, dağa çıktı mavzerini, nacağını, çiftesini kapan ve çığ gibi çoğaldı çeteler ve köylülerden paşalar görüldü, kara donlu köylülerden   Ve bizim tarafa geçenler oldu Tunuslu ve Hindli kölelerden   Ve Türkistanlı Hacı Ahmet, Kısık gözleri, seyrek sakalı, hafif makineli tüfeğiyle dağlarda bir başına dolaştı   Ve sabahleyin ve öğle sıcağında ve akşam üstü Ve ayışığında ve yıldız alacasında geceleyin, ne zaman sıkışsa bizimkiler, peyda oluverdi, yerden biter gibi o ve ateş etti ve düşmanı dağıttı ve kayboldu dağlarda yine   Ateşi ve ihaneti gördük, Dayandık, dayandık her yanda, dayandık İzmir’de Aydın’da, Adana’da dayandık, dayandık Urfa’da, Maraş’ta, Antep’te   Antep’liler silahşor olur, uçan turnayı gözünden kaçan tavşanı art ayağından vururlar ve Arap kısrağının üstünde taze yeşil selvi gibi ince uzun dururlar   Antep sıcak, Antep çetin yerdir   Antep’liler silahşor olur, Antep’liler yiğit kişilerdir   Karayılan Karayılan olmazdan önce Antep köylüklerinde ırgattı, Belki rahatsızdı, belki rahattı, bunu düşünmeye vakit bırakmıyordular, yaşıyordu bir tarla sıçanı gibi ve korkaktı bir tarla sıçanı kadar   Yiğitlik atla, silahla olur, Onun atı, silahı, toprağı yoktu   Boynu yine böyle çöp gibi ince Ve böyle kocaman kafalıydı Karayılan Karayılan olmazdan önce   Düşman Antep’e girince Antepliler onu Korkusunu saklayan Bir fıstık ağacından alıp indirdiler   Altına bir at çekip eline bir mavzer verdiler   Antep çetin yerdir   Kırmızı kayalarda Yeşil kertenkeleler   Sıcak bulutlar dolaşır havada İleri geri   Düşman tutmuştu tepeleri, düşmanın topu vardı   Antepliler düz ovada Sıkışmışlardı Düşman şarapnel döküyordu, toprağı kökünden söküyordu   Düşman tutmuştu tepeleri   Akan: Antep’in kanıydı   Düz ovada bir gül fidanıydı Karayılan’ın Karayılan olmazdan önceki siperi    Bu fidan öyle küçük, Korkusu ve kafası öyle büyüktü ki onun, namluya tek fişek sürmeden yatıyordu yüzükoyun   Antep sıcak, Antep çetin yerdir   Antep’liler silahşor olur   Antepliler yiğit kişilerdir   Fakat düşmanın topu vardı   Ve ne çare, kader düz ovayı Antepliler düşmana bırakacaklardı   “Karayılan” olmazdan önce umrunda değildi Karayılan’ın kıyamete dek düşmana verseler Antep’i Çünkü onu düşünmeğe alıştırmadılar   Yaşadı toprakta bir tarla sıçanı gibi, korkaktı da bir tarla sıçanı kadar   Siperi bir gül fidanıydı onun, gül fidanı dibinde yatıyordu ki yüzü koyun ak bir taşın ardından kara bir yılan çıkardı kafasını   Derisi ışıl ışıl, gözleri ateşten al, dili çataldı   Birden bir kurşun gelip kafasını aldı   Hayvan devrildi kaldı   Karayılan Karayılan olmazdan önce kara yılanın encamını görünce haykırdı avaz avaz ömrünün ilk düşüncesini: “İbret al deli gönlüm, demir sandıkta saklansan bulur seni, ak taş ardında kara yılanı bulan ölüm  ” Ve bir tarla sıçanı gibi yaşayıp Bir tarla sıçanı kadar korkak olan, fırlayıp atlayınca ileri bir dehşet aldı Anteplileri, seğirttiler peşince, Düşmanı tepelerde yediler   Ve bir tarla sıçanı gibi yaşayıp Bir tarla sıçanı kadar korkak olana: KARAYILAN dediler   “Karayılan der ki: Harbe oturak, Kilis yollarından kelle getirek, nerde düşman varsa orda bitirek, vurun ha yiğitler namus günüdür    ” Ve biz bunu böylece duyduk ve çetesinin başında yıllarca namı yürüyen Karayılan’ı ve Anteplileri ve Antep’i aynen duyup işittiğimiz gibi destanımızın birinci babına koyduk   Nazım Hikmet Ran | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |