|  | İşte Sarı Gelin Türküsü Nün Hikayesi |  | 
|  08-17-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   İşte Sarı Gelin Türküsü Nün Hikayesi?Sarı gelin Ermeni türküsü? mü? Türk araştırmacıları, geçmişi Osmanlı?ya dayanan ?Sarı Gelin? türküsünün Ermeni eseri olduğu yönünde ortaya atılan iddiaları belgeleriyle çürüttü  ?Sarı Gelin Türküsü ve Efsanesi? araştırmasında ?Sarı Gelin? türküsünün en yaygın efsanesi şöyle anlatılıyor: ?Şeyh Abdülkadir Geylani?nin müritlerinden Sanani, şeyhine darılarak firar etti  Yolu Erzurum ve Oltu?ya düştü  Burada tanıştığı bir dervişle yola çıktılar  Penek suyu kıyısına geldiklerinde, derviş genç Sanani?den kendisini karşıya geçirmesini istedi  Sanani, bu teklifi kabul etmeyince, dervişin, ?Benden esirgediğin omuzlarına, domuz yavruları binsin!? bedduasına uğradı  Misafir oldukları Hristiyan Penek Beyi?nin güzel kızına vurulan Sanani, misafirliği uzattı ve sarayın hizmetçileri arasına katıldı   Kendisi sarayın domuz çobanı olmuştu  Şeyhi Geylani, müridi Sanani?nin bu halini öğrendi ve çok üzüldü  500 müridinden, onu kurtarmalarını, gerekirse sevgilisiyle birlikte getirmelerini istedi  Müritler, Sanani?yi, domuz güderken buldular ve şeyhin isteğini Sanani?ye bildirdiler  Sanani, ancak sevgilisiyle birlikte gelebileceğini söyledi  Bir sabah erkenden kızı aldığı gibi, kendilerini bekleyen müritlere doğru yola çıktı  Hep birlikte karlı dağa doğru yürüdüler  Onların yokluğunu anlayan saray görevlileri, çevre köyleri aradılar, bulamadılar  Dağlara yöneldiler  Aşıklar ve müritler, takip edildiklerini anlayınca kaçmaya başladılar ve dağın güneyine sarktılar  Takipçiler yetişince çetin bir savaş oldu  Bugünkü Allahuekber Dağları adını bu müritlerin ?Allahuekber? sedalarından almıştır  Aşıkların ve müritlerin mezarları da bugün ziyaret yeridir?  /////////// Aralarında Arif Sağ, İbrahim Erkal ile Yavuz Bingöl?ün de bulunduğu sanatçıların albümünde yer alan ve bazı filmlere jenerik müziği olan ?Sarı Gelin? türküsünde adı geçen gelinin bir Ermeni kızı olduğunun öne sürülmesiyle başlayan tartışmalara son nokta konuldu  Araştırmacı Yunus Zeyrek tarafından hazırlanan ?Sarı Gelin Türküsü ve Efsanesi? isimli araştırmada, türkünün çıkış noktası, yazıldığı dönem ve kahramanları incelendi  ?Sarı Gelin? türküsünün Kuzey Anadolu?da ortaya çıktığının anlatıldığı araştırmada, türküde adı geçen gelinin, eski çağlardan beri Çoruh ve Kür ırmakları boyunda yaşayan Hristiyan Türk olan Kıpçak Beyi?nin kızı olduğu belirtildi  Türklerin büyük bir kolunu teşkil eden Kıpçakların diğer bir adının ?Kuman? olduğunun hatırlatıldığı araştırmada, diğer kavimlerin ise Kıpçakları ?sarışın? anlamına gelen bu isimle andığı kaydedildi  ?Sarı Gelin? türküsüne ilişkin Erzurum ve Kars bölgesinde yaşanılan farklı efsanelerin anlatıldığını dile getirilen araştırmada, ancak hiçbirinde Ermeni izine rastlanılmadığı ifade edildi  ?TÜRKÜYÜ ORTAYA ÇIKARAN KUVVETLİ HALK EDEBİYATI VERİLERİNE SAHİBİZ? ?Sarı Gelin? türküsünün ortaya çıktığı coğrafyada Türk unsurunun hakim olduğunun vurgulandığı araştırmada, şu ifadelere yer verildi: ?Ermeniler ise bir azınlıktır  Büyük imparatorluklar kurmuş bir milletin, kendi himayesinde yasayan bir azınlıktan türkü, hele oyun havası alması uzak bir ihtimaldir  İkinci bir husus da türkünün dayandığı mevcut folklor malzemesidir  Bu malzeme olmasaydı, türkünün kaynağı meçhul kalacaktı  O zaman, bir propagandaya malzeme olsa da, türkünün Ermeni mahsulü olup olmadığı tartışılabilirdi  Halbuki durum öyle değil  Türküyü ortaya çıkaran kuvvetli halk edebiyatı verilerine sahibiz  Osmanlı Devleti zamanında, Türk?ün sadece kuvveti değil kültürü de üstündü  Bu üstünlük, diğer kavimleri de derinden etkilemiştir  Klasik müziğimizdeki Ermeni besteciler, bunun açık delilidir  Bizim ruhumuzu terennüm eden nağmeleri onlara çaldıran ve söyleten, bizim kültürümüzün zenginliği ve derinliğidir  Ermenilerin aşık edebiyatımızdaki yeri üzerinde layıkıyla durulmamıştır  Bilhassa XIX  yüzyılda çok güçlü olan aşık edebiyatımızın etkisinde kalan Ermeni aşıklar bulunmaktadır  Buna en canlı örnek, Ahilkelekli Kenziya?dır?  İŞTE ?SARI GELİN?İN HİKAYESİ ?Sarı Gelin Türküsü ve Efsanesi? araştırmasında ?Sarı Gelin? türküsünün en yaygın efsanesi şöyle anlatılıyor: ?Şeyh Abdülkadir Geylani?nin müritlerinden Sanani, şeyhine darılarak firar etti  Yolu Erzurum ve Oltu?ya düştü  Burada tanıştığı bir dervişle yola çıktılar  Penek suyu kıyısına geldiklerinde, derviş genç Sanani?den kendisini karşıya geçirmesini istedi  Sanani, bu teklifi kabul etmeyince, dervişin, ?Benden esirgediğin omuzlarına, domuz yavruları binsin!? bedduasına uğradı  Misafir oldukları Hristiyan Penek Beyi?nin güzel kızına vurulan Sanani, misafirliği uzattı ve sarayın hizmetçileri arasına katıldı  Kendisi sarayın domuz çobanı olmuştu  Şeyhi Geylani, müridi Sanani?nin bu halini öğrendi ve çok üzüldü  500 müridinden, onu kurtarmalarını, gerekirse sevgilisiyle birlikte getirmelerini istedi  Müritler, Sanani?yi, domuz güderken buldular ve şeyhin isteğini Sanani?ye bildirdiler  Sanani, ancak sevgilisiyle birlikte gelebileceğini söyledi  Bir sabah erkenden kızı aldığı gibi, kendilerini bekleyen müritlere doğru yola çıktı  Hep birlikte karlı dağa doğru yürüdüler  Onların yokluğunu anlayan saray görevlileri, çevre köyleri aradılar, bulamadılar  Dağlara yöneldiler  Aşıklar ve müritler, takip edildiklerini anlayınca kaçmaya başladılar ve dağın güneyine sarktılar  Takipçiler yetişince çetin bir savaş oldu  Bugünkü Allahuekber Dağları adını bu müritlerin ?Allahuekber? sedalarından almıştır  Aşıkların ve müritlerin mezarları da bugün ziyaret yeridir?   | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |