Sivil Toplum |
08-17-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Sivil ToplumSivil Toplum İlk defa batıda ortaya çıkan sivil toplum, batıda ki mutlak monarşilerin bütün güç ve baskılarına rağmen onların kontrollerinden kaçan ve böylece özerk bir sürecin şekillenmesini sağlayan güçtür Ortaçağda batıdaki şehirlerde oturan kişiler, zamanla şehirli olarak kolektif bir bilinç geliştirmiş ve sivil toplum olgusunun doğmasını sağlamışlardır Batı monarşileri sivil toplumun izlerini hiçbir zaman tam olarak silememiştir Sivil toplumda iktidarı dizginleyen bir güç olarak süregelmiştir Bugünkü anlamda sivil toplumun ortaya çıkışı ise batıda sanayi devrimi ile meydana gelen yeni toplumsal ve siyasal arayışların sonucu olmuştur Batıda Rönesans’tan sonraki gelişmelerin bir sonucu olarak yeni bir siyasal toplum arayışına girişilmiş, bunun bir gereği olarak da ulus devlet, ulusal nitelikli bir din, daha katılımcı ve özgürlükçü bir siyasal yaşam, doğal halden aranmış bir siyasal yapı gibi temalar tartışılmıştır Zira Katolik kilisesi Rönesans’tan önce yaşamın her alanında olduğu gibi siyasal yaşam ve normlar üzerinde de hegemonya kurmuş ve Katolizm eksenli değerler geliştirmiştir Fakat daha sonraları bir yandan Luther ve Calvin öncülüğünde başlayan ulusal din arayışı, bir yandan da Machiavelli tarafından başlatılan ulusal devlet arayışlarının etkisi ile yeni bir siyasal yapının temelleri atılmıştır Sivil toplum kavramına Hobbes, Locke ve Rousseau gibi düşünürler değişik şekillerde yorumladıktan sonra bu kavramı bildiğimiz anlamda Hegel kullanmıştır Hegel sivil toplum ile siyasal topluma arasında bir ayrım yapmış analitik bir düzeyde devlet ve toplum arasındaki çizgileri belirtmiştir Devletin düzenlediği alanları ve toplumsal ilişkileri siyasal toplum kavramıyla ifade etmiş, geriye kalan özerk alanları ise sivil toplum olarak isimlendirmiştir Hegel sivil toplumu, bütün bireysel menfaatlerin birbirleriyle çarpıştığı bir savaş alanı olarak tanımlar Ayrıca ona göre bu bireysel menfaatler bir yandan özel topluluğun menfaatlerine karşı bir yandan da bireysel menfaat ile özel topluluğun menfaatleri devletin düzenlemelerine ve yüksek görüş noktasına karşı mücadele ederler Sivil Toplum Tarihi Kavram ilk kez Platon ve Aristo'da ortaya çıktı Devlet kavramıyla birlikte düşünüldü Polis (şehir devleti)ortaya çıktı Ortaçağda çağın özelliklerine paralel olarak her kavram gibi değişti Jean Bodin devletle aile birliklerinin ayrı dünyaları olduğunu söyledi Toplumsal sözleşmeciler, sözleşme anlayışını geliştirdi Doğa durumu düşünürleri devleti üçüncü şahıs gibi algıladı, sivil toplum-politik toplum ikiliği doğdu Hegel, Marx, Gramsci'de sivil toplum devlete göre tanımlandı XXyüzyılın sonlarındaki gelişmeler, Doğu Bloku'nun çökmesi, liberalizmin yükselişi, küreselleşme, muhaflefet hareketlerinin tıkanması, sosyal demokrasinin gerilemesiyle sivil toplum kavramı üzerinde kuvvetli yargılar oluştu Kavrama esas olan öğeler örgütlülük, kendi kendini üretme, devletten her alanda kopma, şiddete karşı olma, siyasal topluma ya müdahil olma yahut hiç karışmama gibi vurgular kazandı Sonuç Kamusal alan tanımı netlik kazanmamakla birlikte, ister aile ister birey olsun, insanların gönüllü bir biçimde katıldığı, amaç açısından karmaşıklık içeren bir örgütlenmedir sivil toplum Piyasa ve özel mülkiyetin, politik duruşların, hangi kuruluşların veya cemaatlerin sivil toplum olup olmadığı tartışılmaktadır |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|