Şanlıurfa Halk Oyunları Hakkında Bilgi

Eski 08-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şanlıurfa Halk Oyunları Hakkında Bilgi



Şanlıurfa Halk Oyunları Hakkında Bilgi - Halk Oyunları Hakkinda Bilgi






ŞANLIURFA HALK OYUNLARI HAKKINDA GENEL BİLGİ
Yaşantısının her kesitinde geleneksel bir yapıya sahip olan Şanlıurfa, folklorik özellikleri yönüyle de ince ve zevkli bir dokuya hakimdir İnsan Şanlıurfa folklorunun hangi konusuna el atarsa atsın, kendisini bin bir çeşit çiçeklerin ve kokuların hakim olduğu eşsiz bir bahçede bulur ve bu bahçede inanın ki çoğu zaman kaybolur

Şanlıurfa folklorunun en karakteristik özelliklerini taşıyan ve en önemli kollarından biri halk oyunlarıdır Her yörede olduğu gibi Şanlıurfa’da da Halk oyunları düğün, nişan, kına gecesi, asbap gecesi[1], asker uğurlama, karşılama ve çeşitli kutlama, şenlik gibi törenlerde oynanır

Şanlıurfa’nın musiki ile olan yakın ilgisi, halk oyunlarını da çok etkilemiştir Bu nedenle halk oyunlarımızda çalınan müziklerde ezgi zenginliği hakimdir Hele dörtlü değnek oyunundaki müzik zenginliği ve seyri ritimlerin çeşitliliği adeta bir müzik ziyafeti gibidir





1946 yılında İstanbul'da konser veren Bandocu Osman Özsoy yönetimindeki Urfa Halk müziği ve Halk oyunları heyeti


Şanlıurfa da oynanan halk oyunları dizi halinde oynan oyunlar, tek kişi ile oynan oyunlar, karşılıklı oynan oyunlar gibi ayrıma tabi tutmak mümkünse de esas olarak halay türündeki oyunlar hakimdir Hatta Şanlıurfa oyunlarına halayın harmanı da diyebiliriz Halaylar; çok ağır figürlü olanlar; Girani, Hasan Dağı, hareketli olanlar; İki ayak, Abravi, Soseh gibi, bir olayı bir üzüntüyü anlatan; Kımıl, teşi, Derik, Terge sayılabilir Bazı oyunlarda ise üzüntü ile sevinç birlikte yaşanır

Halk oyunları hemen her zaman müzik eşliğinde oynanır, bu husus Urfa’nın müzikle yakın ilişkisine bağlanabilir Hatta bir çok oyun türkülüdür ve türkü ile söylenir Urfalıyam ezelden, Derik, Kımıl türkülü oyunlara örnek olarak gösterilebilir

Şanlıurfalı olaylar karşısında çok duyarlıdır, sözlerle ifade edemediğini türkülere hoyratlara manilere döker Bazen de bir sevgisini ayrılığını, yasını, sevincini, coşkusunu oyunlara dökmüştür Böylece kelimelerle ifade edemediğini duygularını el ayak ve yüz ifadeleriyle yaptığı çeşitli figürlerle anlatmaya çalışmıştır Bir “kımıl” oyununda oynayan ve seyreden gerçekten duygulanır ve çoğu zaman seyredenler oyuncularla birlikte ağlar Kadınlar “zılgıt” [2], erkekler “hala he” sesiyle duyguları daha da coştururlar Oyun her şeyden önce isteğe bağlı ve özgürce yapılan bir hareket olduğu için oyuncu duygularını en ince noktasına kadar ifade etme imkanı bulur Oyuncu oyun oynarken, günlük yaşantının verdiği ağır stresten kurtulup adeta kendini bir kuş gibi hafif ve özgür hisseder

Şanlıurfa’daki toylar, düğünler Şanlıurfalının bir parçası olmuştur İnsanları birbirine bağlayan, kenetleyen, yaklaştıran ve kaynaştıran bir özelliğe sahiptir

Oyunlar kadar kıyafetler de çok çeşitlilik arz eder Kıyafet ve takılar bir renk armonisi içerisindedir Kıyafetler ve takılar oyunların çarpıcı etkileyici coşkulu figürleri ve eşsiz müzikleriyle birleşince seyredilmesine oynanmasına doyum olmayan halk oyunlar ortaya çıkar




Urfa kılıç kalkan ekibi

Gözde Tezcan ile Urfa gezisi


Evleri , çarşısı , tarihi , toprağı , o toprağın insanı ve o insanların türküleri ile URFA Yaşanılası gereken tütsü kokulu şehir Bir şehir ilk kez beni bu denli eyecanlandırıyor içimde ki çocuk öğrenmek için sabırsızlanıyor , hava sıcak belki 40 derece dışarısı , bir gece önce Adıyaman'da efsaneyi yaşamışlığın hazzı diğer bir tarafta ise Nemrutta güneşin doğuşuyla birlikte içtiğim şarabın tadı Ve şimdi Urfa dayım Otel personeli doğunun misafirperverliği ile karşıladılar ekibimizi Bir gece önce hiç birimiz yumadığımız ve yarına enerji toplamak zorunda olduğumuz için erken yattık o gece

Ertesi gün sabah erkenden kalkıp , Harran'a gitmek için yola çıktık Sabahın ilk saatlerinde şehir uyanmış , bir telaş başlamıştı Trafik ışıklarında , otobüsün yan tarafında yaşlılığına inat , bisiklete binmiş başında puşu , altında şalvar olan ihtiyar adımın gülümsemesi , yüreğimde çiçek bahçesi açmasına neden oldu Kara yoksulluğuna inat ışık saçıyordu bakışları Güne huzurlu başlamıştım

Harran'a vardığımızda ilk olarak kaleye çıktık , surları iyi durumda olan kaleden , külah biçiminde , kubbeden oluşan Harran Evlerini dünyada hiçbir yerde örneğini göremeyeceğimin bilinciyle bakıyordum ki , yanıma 7 - 15 yaşlarında 8-9 çocuk geldi Hepsi de bir şeyler istiyordu para , çikolata , defter , toka , takı vs aklınıza ne gelirse isteklerini sıralıyorlardı Yanımızda olan birkaç şeyi vermeden önce nasihat etmek istedim ve konuşmaya başladık Aslında en çok ilgimi çeken kız çocukları oldu ; yaşı , yaşadığı yer , kültürü ne olursa olsun kadın her yerde kadındır tezini doğrularcasına benden devamlı takı , toka makyaj malzemeleri gibi şeyler istiyorlardı Solgun ovaya inat kıyafetlerinde fosforlu renklerin hakim olduğu kızlara kaçıncı sınıfa gittiklerini sordum

Kimisi ilkokul bir , kimisi üç , kimisi ise ortaokula gidiyordu Biraz daha sohbet ettikten sonra yüreğime bir bıçak saplanırcasına acı gerçeği fark ettim İçlerinden ikisi dışında diğerleri okula gitmiyordu Daha doğrusu önderilmiyorlardı Okuma yazma bile bilmeyen, kalem tutması gerenken , nasır dolu elleri görünce yüzyıllar öncesi bilim kenti olan Harran'ın bu durumda olmasına inanılmaz üzüldüm Çocuklarla bir anlaşma yaptık Harran'ı bize onlar gezdirecek ve istedikleri şeyleri kazanarak alacaklardı İlk önce Harran Höyüğüne gittik , ilk olarak höyüğün kuzey doğu eteğinde olan Harran Ulu Camini gezdik Anadolu'nun en eski camilerinden olan Harran Ulu Caminin taş süslemeleri gerçekten görülmeye değerdi

Kitabeli doğu duvarı , mihrabı , cami iç *****ına giren orta kemeri ve kare gövdeli minaresi ayakta olan caminin gezimi sonrasında yaşlı bir amca yanımıza gelerek çocukları kovdu Daha adama bir şeyleri anlatamadan bir çil yavrusu gibi dağıldı çocuklar Amca sırtında çuvalı bizi çadıra davet ediyordu Ona söz verdikten sonra Harran'ı gezmeğe devam ettik GAP Projesinin 1-2 yılda daha fazla kalkındıracağına inandığımız bölgeyi gezdikten sonra yaşlı amcanın çadırına gittik Amca tam doğu kültürünün keskin yüz hatlarına sahipti

Daha içeriye girer girmez sorunlarını anlatmaya başladı , sanki karşısında oy toplamak için birkaç yılda bir bölgelerine uğrayan milletvekilleri vardı Amca hala ağalın hüküm sürdüğü topraklarda , kan davasından , başlık parasından bahsediyordu Sonra anlatmaya başladı kendi öyküsünü" benim ailem fakirdi ağamızın toprağını sürüyorduk , üstümüzde şimdi olmadığı gibi o zaman da tek bir tapulu tarla yoktu 16 yaşında sevdim Kınalı Ayşe'yi şimdi bile hanımlarımın içinde en çok onu severim tam dört oğul verdi bana dedikten sonra devam etti

Kınalı Ayşe'nin babası zamanında çok yüksek bir miktarda başlık parası istemiş , tabi onda para ne gezsin sonunda karşı aileyi Berdele ikna etmişler Yani Şolej Amcanın bir kız kardeşi varmış ondördünde , Kınalı Ayşe'sinin de bir abisi Kız kardeşini başlık parası istemeden kızın abisine , onlar ise karşılığında Kınalı Ayşe'yi Şorej Amca'ya vermişler Sonra duruyor, yüzü geriliyor ve gayet ciddi bir ifade ile Berdel in kuralları serttir diyor kısık bir sesle Köy meydanında buluşma olur ve iki taraf aynı anda gelir eğer biri geç gelirse Berdel bozulur

Hele ki taraflardan biri gelmezse hele ki gelmezse iç geçiriyor ve sesizce Kan Davası başlar diyor Benim içim parçalanıyor sanki bu amca bu kültürün kurbanı olmuş aslında olanlardan hiç de hoşnut değil Sonra bana dönüyor senin saçların sarı , tenin açık burada en fazla başlık parasını herhalde sen alırdın diyor kıs kıs gülerek
Oradan ayrıldığımızda , aslında Türkiye hakkında bir şey bilmediğimi ya da tam olarak hissedemediğimi anladım Urfa'ya döndüğümüzde tarihi Urfa Çarşısının yakınlarında bir lokantaya girdik , Urfa Kebabı , ayran sipariş verdik Urfa Kebabının bu kadar lezzetli olduğunu ancak Urfa'da yiyince anladım Adananlılar kızmasın ama Urfa Kebabının tadı sanki bir başka güzel Yemekten sonra bize mırra ikram ettiler Kahveyi kısık ateşte yarım saat kaynattıktan sonra yedi kere daha kaynatılıp elde ediliyor mırra Mırralarımıza içtikten sonra Tarihi Urfa Çarşısına girdik

Burnumuza keskin bir isot kokusu geldi zira çarşıda baharatçı çok fazlaydı , bunun yanı sıra , kilimciler , demirciler , bakırcılar , kıyafet satanlar , kürkçüler , vardı Çarşı o kadar büyük ve ihtişamlı ki sokak araları , hanlara açılan kapıları kahvehaneleri barındırıyor içinde Her yerde İbrahim Tatlıses , kaset ve posterleri ile dolu olan çarşıda nerede oturursanız oturun hepsinin İbrahim Tatlıses'le ilgili bir anısı var

Çarşıyı anlatırken Kuşçuluktan bahsetmemek sanırım haksızlık olur Anadolu'da bir çok yörede güvercin beslenmesine rağmen Şanlı urfa bu konuda en yaygın olan ilimizdir Kuşçuluk genelde esnafın özel zevklerinden biri haline gelmiş Urfa'da akşama doğru dükkanını kapatan kuş meraklıları ve yetiştiricileri hemen kuşlarıyla ilgilenmeye başlıyor Kuşçu Kahvehanelerinin başında gelen Çardaklı Kahvehanede mırralarımızı içerken kafeslerin içinde , kuşlar oynaşıyor , belki yüz tanesi ise dışarıda kafalarımızın üzerinde uçuyordu

Yılan , fare , deniz hayvanları , ve sayamadığım bir sürü hayvandan korkmayan ben , kuşlardan daha doğrusu uçan hayvanlardan korktuğum için fazla oturmadan çıkıyor ve doğrusun doğruya Hz İbrahim'in ateşe atıldığı balıklı göle yöneliyoruz Şehrin ortasında yer alan balıklı göl ve Camisi o gün de her zaman ki gibi kalabalıktı adak adayan kadınlar , turistler , işportacılar sanki bütün şehir oradaydı

Camiyi ziyaretimiz sonrasında At pazarını içinden geçerek haremlik ve selamlık kısımları bulunan Geleneksel Urfa Evlerini görerek , otelimize döndük Bir duş aldıktan sonra sabah rezervasyonumuzu yaptırdığımız Geleneksel Urfa Sıra Gecesine gitmek için hazırlandık Dede Mehmet Efendi ve ekibinin bizim için özel hazırladığı , gece sanki şu an hiç yaşanmamış bir düş gibi kalmış belleğimde Şu güne kadar bir çok eğlencede bulunmuş ben bunun tadını ve verdiği hazzı silemedim hafızamdan Yer sofraları hazırlanmış , bir kişi devamlı çiğ köfteyi yoğuruyor

Bizler ise yerde bağdaş kurup oturmuş türkülere eşlik ediyorduk , "Urfanın etrafı dumanlı dağlar aman aman , gezme ceylan bu dağlarda seni avlarlar" Sonrasında türkülü sazlı sözlü kebaplı , çiğ köfteli ve rakılı gecemizin nasıl geçtiğini bile anlamadan saatler gece yarısını gösterdi Mırralarımızı içip , şıllık tatlılarımızı yedikten sonra otelimizin yolunu tuttuk

Sanki şu iki günde yaşadıklarımız bir rüyaydı , sanki farklı bir boyudaydık ve uyanmak istemiyor gibiydik hiçbirimiz Urfa etkilemişti beni şehri , insanları , tarihi , gelenekleri , çocukları , yaşlıları , kadınları
1ERKEK GİYSİLERİ Şanlıurfa’da Geleneksel erkek giyimi; zıbın ve şalvar olmak üzere genel olarak iki çeşittir Birinci türde; önü kapalı, vücut boyunca uzanan fistan, zıbin denen entariler giyilir Zıbınlar; abani cebelye, çıta, atlas, ipekli kumaşlardan yapılır Altta beyaz uzun don giyilir Kışın soğuktan korunmak için elde yapılmış “sıkma” denen yelek giyilir Kış aylarında da üstten yün dokumadan el tezgahlarında yapılmış “aba” giyilir Başa “arakçın “denen takke giyilir Urfanın güney tarafındaki köylerde başa “cemaden” denen bir örtü ve üstüne de keçi kılından yapılmış “ igal” geçirilir Diğer bazı kırsal kesimlerinde ise başa “neçek” (Yamşah-çefiye) denen bir ürtü örtülür
Bir diğer giyim türü de şalvar, gömlek, yelek türü giyimdir Şimdi bu giyim türüne ayrıntılı olarak bakalım

BAŞ Sırmalı puşu: Çok ince ipek yün veya pamuktan dokunmuşturBeyaz krem rengi koyu kahverengi gibi renkleri vardır 80x80 boyutlarında olup ikiye katlanarak sarılır veya iki parçaya bölünerek bağlanır Kenarları çeşitli renklerden oluşan püsküllerle süslüdür

VÜCUT Köynek:
Gömlek yöredeki culhacılar (dokumacılar) tarafından el tezgahlarında dokunur Nohutlu veya puanlıdır Kol ağzı saat kapağı şeklinde yapılır Gömlek yakasız olup, önden bir karış kadar açıktır beyaz bej veya krem rengi olabilir
Şal :
Kuşak şeklinde bele sarılır Hışvalı yamşaktır ve ikiye katlanarak bağlanır Culhacı tezgahlarında elle dokunmuştur
Kırk düğme yelek:
Özel bir kumaş olan kabardin kumaştan yapılır Yarım kolludur ve gömleğin üzerine giyilir Kahverengi en beğenilen renktir Ayrıca yeşil, lacivert gibi renkleri de mevcuttur Yakası yoktur ve yakasında boydan boya nohut büyüklüğünde iplikten yapılmış düğmeler vardır Kırk düğme yelek ismini de önünde bulunan sıra halindeki düğmelerin çokluğundan alır
Şalvar: Kabardin kumaştan yapılır Kahverengi, yeşil, lacivert ve gri renkleri vardırFakat en sevilen ve tutulan rengi kahverengi olanıdır Üstü bol ayak kısımları ayağı saracak şekilde dardır bacak arasındaki peyigin uzunluğu il ve ilçelede değişiklik gösterir İki tarafında bulunan ceplerin ağızları ipekli ipliklerle işlenmiştir
Marhma (mendil):
Kırmızı ve beyaz renkte olup yerli dokuma işidir

AYAK
Çorap:
Yünden olup el ile örülmüştür Genellikle yünün doğal rengindedir mor koyun ve beyaz yünden olanları tercih edilir
Postal (yemeni):
Yörenin meşhur yemenici ustaları tarafından elle yapılır Yüzü kırmızı ve annebi renkli olup altı köseledir Tüpuksuz olup ağzı geniştir kırmızıdan başka siyah, kahverengi ve beyaz renkleri varsa da kırmızı renkli olanı tercih edilir

KOL
Pazuvent : Pazuya takılır ufak ve renkli boncuklarla elle işlenmiş olup deriden yapılmıştır Deri cep şeklindedir ve içerisine dua ve muska konulacak yeri vardır güç ve kuvvetin simgesi olarak takılır

2-KADIN GİYSİLERİ

BAŞ
Evli ve bekar kadınlar olmak üzere değişik beş çeşidi vardır
aTaç :
Genç kız başına “taç”, evli olanlarınkine ise “köfü” denir Genç kız başı takı yönünden çok zengindir Kırmızı fes üzerine püşü sarılarak meydana getirilir Başa iyi oturabilmesi için fesin içine kalıbına göre karton konur Fesin üst kısmına gümüşten tepelik, ön kısmına üç kor, yanlarına ise reşme denen gümüş takılar takılır Arkaya floştan örülmüş saçlarla beraber bele kadar inen saç koru bağlanır

VÜCUT
aŞalvar:
Çarpıcı renkli kumaşlardan yapılır hemen hemen her renk kullanılır, paçalar bol olup ayak bilekleri lastikle büzülmüştür
b Ayze (entari) Kollu robalı ayağa kadar uzanan ve üç eteğin altına giyilen elbisedir
c Üçetek :
Kadifeden yapılmış olup, kollu önü açık yandan yırtmaçlı üç eteği olan astarlı olan bir giysidir Giysinin üstü mahalli motiflerle işlenmiştir
çSıhma:
Entarinin üzerine giyilen bezden kalınca yapılmış sıcak tutmaya yarayan bir yelektir
d Önlük :
Entarinin bel kısmından bağlanır Yerli tezgahlarda dokunmuştur Siyah ve beyaz renkleri vardır Fakat genellikle siyah renkli olanı kullanılır ve üzeri yöresel motiflerle süslüdür Ayağa kadar uzanır
e Kemer (belbağı)
Elle örülen yünden yapılmış bel bağlarıdır Gümüşten yapılmış olanları da vardır Üç etekler yandan toplanarak yanlardan bel bağlarının içerisine sıkıştırılır
f Marhama (mendil)
Beyaz ve kırmızı renkte olup yerli dokumadır


halk oyunlari tek resİm, halk oyunları hangi takılar takılır, halk oyunları resimleri (tek kişi), boncuklarla ilgili oynanan çocuk oyunları, boncuklarla ilgili oynanan çocuk oyunları, halk oyunları hakkında bilgi, halk oyunları hakkında bilgi ver, halk oyunları kıyafetler ve yemekleri, halk oyunları hakkında bilgi, halk oyunları hakkında bilgi, halk oyunları hakkında kısa bilgi, halk oyunları ile bilgi, halk oyunlarının yapılışı, halk oyunlarının yapılışı, müzik ve halk oyunları hakkında bilgi, sanliurfa-halk-oyunlari, urfanin hakkinda basi resimleri, yöresel halk oyunları kıyafet resimleri, şanlıurfa askerlik yeri resimleri, şanlıurfa geleneksel yemek resimleri, şanlıurfa halk oyunları kıyafetleri, şanlıurfa halk oyunları resimleri, şanlıurfa halk oyunları resimleri, şanlıurfa mahalli yemeği ağzı açık resmi, şanlıurfa yöresi halk oyunları, şanlıurfa yöresi oyunları, şanlıurfa'nın yemeklerinin resmi, şanlıurfanın halk oyunlarıu resimleri, şanlıurfanın neleri meşhur ve resimlerle gösterimi, şanlıurfanın oyunları giysileri ve yemekleri

Alıntı Yaparak Cevapla

Şanlıurfa Halk Oyunları Hakkında Bilgi

Eski 08-14-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şanlıurfa Halk Oyunları Hakkında Bilgi



URFA YÖRESİ HALK OYUNLARI

OYUNLARIN ÇALGILARI
Meydanlarda ve Kapalı Yerlerde: Davul-Zurna

Ağır hava - Halay, Erkek, Kadın
Ağır oyun - (Bak Ağır hava)
Alay - (Bak Halay)
Halay - Halay, Erkek
Alaya - (Bak Halay)
Arabi oyun - (Bak Arap oyunu)
Arap oyunu -
Avşar Halayı - Halay, Erkek
Barak Halayı - Halay, Erkek, Kadın
Barak iki kamış oyunu - (Bak Çifte kamış)
Cezayir oyunu -
Çatal Kamış - (Bak Çifte kamış)
Çifte Kamış - Halay, Erkek
Çındır -
Demirci oyunu -
Depçe -
Döne - Erkek, Kadın, Tek - Toplu
Dörtlük - Halay, Erkek
Dörtlü cyunu - Halay, Erkek
Düzey oyun - Halay, Erkek
Göven -
Hakari havası - Halay, Erkek
Hekari havası - (Bak Hakari havası)
İki Kamış - (Bak Çifte Kamış)
Kaba oyun - Halay, Erkek
Kalkan Kılıç oyunu - (Bak Kılıç Kalkan oyunu)
Karşılıklı kol oyunu - Karşılama, Erkek, Kadın, Çifte - Toplu
Keçeli oyunu - Halay - Erkek
Keriboz - Halay, Erkek
Kılıç Kalkan - Erkek, Çift - Toplu
Lörke - Bar - Halay, Erkek, Kadın, Karma
Lörkey - (Bak Lorke)
Mısri oyunu -
Mimiy oyunu -
Mimi teşi havası -
Nahsani havası -
Nahseni havası - (Bak Nahsani) Nahsey -
Noksanı havası - (Bak Nahsani havası)
Pekmez oyunu -
Sanem oyunu -
Senam oyunu - (Bak Sanem oyunu)
Senem oyunu - (Bak Sanem oyunu)
Sarhoş havası -
Sıçrama -
Şirvan oyunu -
Veylişhane -

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.