08-13-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sarı Nokta Hastalığı
50 yaş üzerindeki kişilerdeki körlüğün en sık nedeni olan yaşa-bağlı makula dejeneresansı hastalığının tedavisinde büyük gelişme sağlanmıştır 2000 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde FDA (Food and Drug Administration) tarafından onaylanan fotodinamik tedavi ile yeni damar oluşumu gösteren yaşa-bağlı makula dejeneresansı hastalarında körlüğe gidiş engellenebilmektedir
Yaşa bağlı makula dejeneresansı hastalığının iki tipi vardır; atrofik (dry/kuru/non-neovasküler/geografik tip) ve eksüdatif (wet/yaş/ıslak/dissiform/neovasküler/seröz tip) Kuru tip hastaların çoğunluğunu oluşturmasına rağmen, maalesef bu hastalıktaki görme azlığının en sık nedeni yaş tip'dir
Yaşa bağlı makula dejeneresansı hastalığının toplumdaki sıklığı aşağıda belirtilmiştir;
50-65 yaş: 2%
65-75 yaş: 10%
75-85 yaş: 35%
85 yaş üstü: 50%
Risk Etkenleri: [*]Yaş [*]Bayanlarda biraz daha sık [*]Kalıtım [*]Hipertansiyon [*]Sigara içilmesi [*]Serum lipidlerindeki yükseklik [*]Güneş ışığı
Hastalığın nedeninin yaşlılığın doğal bir süreci olduğu kabul edilmekle beraber kalıtımsal etkenlerin önemi unutulmamalıdır Yaş tip hastalarda retina altında gelişen yeni damar oluşumu ve zarlardan sızıntıyla beraber kanama riski vardır Sızıntının uzun süre devam etmesi ve kanamaların tekrarlamasıyla retinadaki görmeyi sağlayan hücrelerin çalışması bozularak görme kaybına yol açar
Yaşa bağlı makula dejeneresansı hastalığının tedavisinde bugüne kadar çeşitli yöntemler uygulanmıştır Bunlar sırasıyla kuru tip hastalarda antioksidan maddeler de içeren vitamin verilmesi ve retina pigment epiteli dokusunun naklidir FOTODİNAMİK tedavi uygulanana kadar yaşa bağlı makula dejeneresansı hastalığı tanısı konulan kişilerde daha önceki tedavi imkanları çok sınırlıydı Sonuçları tartışmalı olan tedavi yöntemleri arasında şunlar sayılabilir; [*]Cerrahi (vitrektomi+retina altındaki zarın çıkartılması, makula'nın yer değişikliği, pupilla yoluyla ısı tedavisi, retina ve iris pigment epiteli doku nakli) [*]Radyoterapi [*]Klasik LASER uygulaması [*]FOTODİNAMİK TEDAVİ Klasik LASER uygulamasından tamamen farklı prensipleri olan FOTODİNAMİK tedavi ise ilk kez 1995 yılında A B D 'de klinik olarak uygulanmış ve olumlu sonuçların alınmasıyla 13 Nisan 2000'de F D A 'dan onay alarak, yaşa bağlı makula dejeneresansının çoğunlukla görme azlığı yapan eksüdatif (yaş) tipinin tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır
FOTODİNAMİK tedavi için uygun hasta seçiminden sonra damar yoluyla verilen verteporfin ilacı, on dakika sonra gözdeki hastalıklı dokuda toplanır Göz dışından uygulanan özel bir LASER (689nm dalga boyu) ışını yardımıyla ilaç 83 saniyede etkili hale gelerek dokudaki serbest oksijeni açığa çıkarır Açığa çıkan serbest oksijen ise hastalıklı dokuyu tahrip eder Hastalıklı dokuya komşu olan gören tabakaya (retina) yan etkisi olmayan ilacın LASER’le etkileşerek hastalıklı dokuyu yok etmesi çok önemli bir gelişmedir Klasik uygulamadaki LASER, ısı etkisiyle retina dokusunu bazı hastalarda tahrip edebiliyordu Fotodinamik tedavide yeni uygulamaya başlanan LASER’de ise ısı etkisi yoktur Yeni tedavi yönteminin yan etkileri çok azdır, ve tedavi uygulanan hastalarda 2% oranında görülebilir Tedavi sonrası bildirilen nadir yan etkiler; geçici görme bozuklukları, ışığa hassasiyet, koldaki enjeksiyon yerinde ödem ve kanama, bulantı-kusma, sırt-bel ağrılarıdır Tedavinin hasta açısından bir olumsuz tarafı da ilaç maliyetinin yüksek olması ve bazı hastalarda tedavi seanslarının 3-4 kez yapılmasına gereksinim duyulmasıdır FOTODİNAMİK tedavi uygulamasının, yaşa bağlı makula dejeneresansı hastalığının yaş (ıslak) tipinde, makula altında yeni damar oluşumu bulunan miyopi, anjioid streaks ve presumed ocular histoplasmosis (POHS) hastalarında, olumlu etkisi kanıtlanmıştır
Ülkemizde de 50 yaş üzerindeki yaşlılarda görülen bu hastalığın tedavisinde fotodinamik tedavi uygulanmaya başlamıştır Yaşa bağlı makula dejeneresansı hastalığı tanısı konulan yaşlılarda uygulanan daha önceki tedavi imkanları çok sınırlıydı Fotodinamik tedavi ile hastalığın gelişmesi engellenerek yaşlılardaki körlük oranının azalması beklenmektedir
|
|
|