Gümüşhane Hakkında Bilgi |
08-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Gümüşhane Hakkında BilgiGümüşhane Genel Bilgi İlin güney kesimi yüksek bir plato özelliği gösterirken, kuzey kesimi oldukça engebelidir Dağlık ve engebeli bir arazi yapısına sahip olan Gümüşhane’nin Kuzeyi’ni Zigana Dağları ile Trabzon Dağlarının Güney kısımları oluşturmaktadır İlin kuzey yönünde Karadeniz dağları ve Soğanlı Dağları sıralar halindedir Doğu-batı doğrultusunda peş peşe devam eden Zigana Dağları ,Gümüşhane Dağları ve Çimen Dağları yöreyi engebelendirmektedir Ayrıca yükseltileri 1800 m- 2700 m arasında değişen, Kostan Dağı, Teslim Dağı, Vauk Dağı ,Tersun Dağı ,Pöske Dağı, Soğanlı Dağları ile Gavur Dağları onları tamamlamaktadırGavur Dağları, Doğu Karadeniz Dağları kapsamında olup, Pleistosen Buzullaşmasına uğramıştır Doğu Karadeniz Bölümündeki Kaçkar Doruğundan (3932 m) sonra Abdal Musa Zirvesi (3331 m) de ikinci sırada yer almaktadır Kuzeyden Zigana – Trabzon Dağları (Çakır Göl Tepesi 3063 m),Güneyden Çimen Dağları(Akdağ 2710 m), Batıdan Giresun Dağları (Sarıyer Tepeleri 2919 m) ile Kelkit ve Harşit Çayı, vadilerin daralma bölgeleridir Doğudaki Pulur Dağları ile Soğanlı Dağları da buradaki yükseltilerin birbirlerine yaklaştıkları kesimleri çevirmektedir Zigana Dağın’daki Zigana Geçidi de en önemli geçit ve ulaşım noktasıdır Dağlar birbirlerinden dar ve derin vadilerle ayrılmıştır Gümüşhane yaylaları da bu kesimde yer almaktadır Bu ormanlarda sarıçam, Göknar, Ladin, meşe, kızılağaç, karaağaç, kuşburnu, ardıç, alıç, orman gülü ve yabani fındık ağaçları bulunmaktadır İlin en önemli düzlükleri Bayburt, Şiran ve Hart (Aydıntepe) ovalarıdır Kelkit Vadisindeki dar düzlükler de onlara katılmaktadır Gümüşhane’nin doğu ve güneydoğusu ile Bayburt Obasının batısında yer alan Harşit, düz tabanlı bir çöküntü alanıdır Aynı zamanda Harşit Çoruh ve Kelkit havzalarını birbirinden ayırmaktadır İl topraklarını Kelkit, Çoruh, Harşit Çayları sulamaktadır Bu akarsular vadi tabanlarına oldukça derin gömülmüşlerdir Bu akarsular dışında yaz aylarında yer yer kuruyan bir çok küçük dere de bulunmaktadır Ayrıca yörede Limni, Artabel gölleri, Beşgöller, Telme Göleti, Salyazı Göleti, Kürtün Baraj Gölü bulunmaktadır Denizden 1210 m yüksekteki ilin yüzölçümü 6575 km2 olup, toplam nüfusu 186953’tür Yetiştirilen başlıca ürünler, buğday, arpa, patates, şeker pancarı, yonca, korunga gibi yem bitkileridir meyvecilikte ise, elma, dut, erik, armut, şeftali, fındık, vişne yetiştirilmektedir Hayvancılıkta sığır, koyun ve kıl keçisi yetiştirilmekte olup, arıcılık da yapılmaktadır İlde alabalık üretimi son yıllarda hızlı bir gelişme göstermiştir Halen bir kısmı yapılma aşamasında olan 30 adet alabalık işletmesi bulunmaktadır Ayrıca yöresel el dokumacılığı yapılmaktadır İlin sanayi kamu kuruluşlarına ve özel kesime ait un, makarna, toz kireç, konsantre meyve suyu, et, süt ürünleri, tuğla ve kiremit üretimine dayanmaktadır Ayrıca Merkezde kireç taşı, Torul’da bakır, pirit, kurşun, çinko, barit, dolamit madeni bulunmaktadır Maden suyu bakımından da zengindir 3000 yıllarına kadar uzandığını göstermektedir MÖ2000’in ortalarında Azzi ve Hayaşalar buraya yerleşmiştir Bu nedenle de, Gümüşhane’yi de içine alan bölgeye Azzi-Hayaşa ülkesi denilmiştir Mezopotamya’dan gelen Asurlu tüccarların, Gümüşhane ve yöresinde bulunan maden yatakları nedeniyle bölgeye ilgi duymuşlardır Hitit İmparatorluk döneminde Gümüşhane çevresindeki gümüş yataklarının işletilmiştir Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra bölgeye Urartular hakim olmuş, MÖVIII yüzyıl sonlarına doğru Kimmer-İskit akınları başlamıştır Daha sonra yöreye Medler, Persler ve Pontos Krallığı egemen olmuştur MÖI yüzyılda bölgede Romalıların hakimiyeti görülmektedir MS 395’te Bizans İmparatorluğu toprakları içerisinde kalan Gümüşhane, MSVIIyüzyılda Bizans-Hazar askeri işbirliğine konu olan topraklar arasındaydı Roma ve Bizans dönemlerinde yörede kurulu kente Argyropolis (Yunanca argyros: “gümüş” ve polis: "kent" demektir) adı verilmiştir Bu dönemde yörenin önem kazanmasının nedenleri, ticaret yolları üzerinde bulunuşu ve gümüş madenlerinden ötürüdür VII ve VIIIyüzyıllarda Arap egemenliğine giren bölge toprakları, sonradan yeniden Bizans egemenliğine girmiştir XIyüzyılda Saltuklular Gümüşhane yöresini ele geçirmiştir Malazgirt Savaşı’ndan (1071) önce de Hazarlar ve Peçenekler ile Çepni Türk oymakları bölgeye yerleşmişlerdir Çağrı Bey’in 1016 yılında Anadolu’ya yaptığı ilk akın sırasında Gümüşhane’ye kadar geldiği bilinmektedir 1058’de Tuğrul Bey’in ordusu İbrahim Yinal komutasında Trabzon’a kadar akın yaparken Gümüşhane’yi de ekonomik yönden önemli olduğundan ele geçirmiştir XIIIyüzyılın ikinci yarısında Selçuklular Moğol istilasına uğradığı sırada Gümüşhane ve çevresinin savunması Çepni Türkleri tarafından yapılmıştır Anadolu’nun fethinden sonra, Gümüşhane ve Kelkit, Emir Mengücek Gazi tarafından kurulan 1243 Kösedağ Savaşı’nda İlhanlılar, Selçukluları yenerek buraları ele geçirmişlerdir İlhanlıların son hükümdarı Ebu Said’in ölümü üzerine 1335’te Bayburt, Erzurum ile Erzincan ve Gümüşhane Celayirlilerin eline geçmiştir 1345’te Eretnaoğulları, 1430’da Karakoyunlu hakimiyetine geçen bölgeye 1467’de Akkoyunlular hakim olmuştur 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon Rum İmparatorluğuna son vermesiyle bölgede Osmanlı etkisi görülmeye başlanmıştır Gümüşhane, Trabzon Rum İmparatorluğunun fethedilmesinden sonra Osmanlı hakimiyetine girmiş ve bu durum 1461’den 1467’ye kadar sürmüştür Bu tarihten sonra Gümüşhane Akkoyunluların hakimiyetine girmiştir Fatih Sultan Mehmet’in Uzun Hasan’ı yendiği Otlukbeli Savaşı’ndan (1473) sonra yöre tamamen Osmanlı topraklarına katılmıştır Bu ocaklardan 7 koldan kurşunsuz gümüş cevheri çıkarıldığını ve bu şehirde Emin Mahallesinde darphane olduğunu yazarak üzerinde "Azze nasrahu daraba fi catha" (Canca’da basılmıştır) yazılı birkaç akçenin kendisinde olduğundan söz etmiştir Katip Çelebi, Cihannüma’sında "Kaza-i Urla" diye adlandırdığı Gümüşhane için "Urla bir güzel kazadır, yakınında gümüş olmakla Gümüşhane dahi derler" demektedir Gümüşhane’deki maden ocakları Sultan IV Murat zamanında (1623-1640) en parlak dönemini yaşamıştır Bir ara kapanan ocaklar 1839 yılında yayınlanan bir hatt-ı hümayunla tekrar işletmeye açılmıştır Ocaklar mülki amirin tayini, padişahın onayı ile atanan ve Matah Efendi denilen kişilerce yönetilmiştir yüzyılda Gümüşhane, Trabzon’a bağlı bir sancaktı Bu döneme kadar rahat bir hayat sürdüren Gümüşhane yöresi, savaşlar nedeniyle tedirginlik içine düşmüş, madenlerin yeterince işletilmemesinden ötürü göç başlamıştır 1829 ve 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı ile 7 Temmuz 1916 tarihlerinde Rusların Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz’de yaptıkları işgaller ve bunun sonucundaki göçler Gümüşhane’de hayat bırakmamış, şehir terk edilerek, aşağıda yeni bir yerleşim yeri kurulmuştur 7 Temmuz 1916’da Ruslar tarafından işgal edilen Gümüşhane, 15 Şubat 1918’de işgalden kurtarılmıştır Milli Mücadele yıllarında kıyı ile iç kesimler arasında geçiş bölgesi olmasından ötürü stratejik yönden önemli olan Gümüşhane, bu dönemde Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti’nin faaliyet alanı içinde bulunmuş, Gümüşhane delegesi Kadirbeyzade Zeki Bey bu cemiyetin ikinci başkanlığına getirilmiştir Erzurum Kongresi’ne (23 Temmuz 1919) Gümüşhane’den Kadirbeyzade Zeki Bey (Gümüşhane ve Torul mümessili olarak) katılmıştır Kelkit’ten Müftü Osman Nuri Efendi, Şiran’dan Müftü Hasan Fahri (Polat) Efendi Erzurum Kongresi’nin açılış ve kapanış dualarını yapmıştır Gümüşhane’de günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Canca, Akçakale (Merkez), Edire (Dörtkonak) Kalesi, Kov Kalesi, Keçikalesi, Kodil kalesi, Torul Kalesi, Sadak Kalesi, Gümüştuğ Kalesi gibi savunma ve gözetleme amaçlı 35 kale bulunmaktadır Eski Gümüşhane’deki altı camiden sadece biri sağlam olup, diğerleri yıkılmış bulunmaktadır Bunlardan Kanuni Sultan Süleyman’ın emri ile yaptırılan Süleymaniye Camisi iyi bir durumdadır Eski Gümüşhane’deki Saray Cami (Hükümet önünde bulunan bu cami devlet memurlarına aitti), Küçük Cami, Rüştiye Mektebi önündeki Cami, Hamza Paşa Cami ve yabancıların ibadetlerine ayrılan Cami yıkılmıştır Aksçğüt Köyü Camisi, Seydi Baba Köyü Camisi, Evren Köyü Camisi, Sadak Köyü Camisi, Çambaşı Köyü Camisi, İmamı Azam Cami, Kale Köyü Cami, Pir Ahmet Türbesi, Gelin Ebe Türbesi, Firdevs Hatun Türbesi, Baba Çağırgan Türbesi, Zigana Kervansarayı, Paşa Metropolitik Kilisesi, Balcılar mahallesi Kilisesi, Aşağı Mahalle Kilisesi, Hagios Georgios Metropolitik Kilisesi, Baş Mahalle Kilisesi, Ayana Mahallesi Kilisesi, Mandırı Kilisesi, Emirler Mahallesi Kilisesi, Belen Köyü Kilisesi, Dilek Yolu Kilisesi, Çakallı Kilisesi, Terzili Kilisesi, Çakırkaya Kilisesi, Orta Mahalle Kilisesi, Günbatur Kilisesi, Aşağı Mezera Şapeli, Cinganlı Kilisesi, Krom Kilisesi, Çevrepınar Kilisesi, Olucak (İmera) Vadisi Kilisesi, Kızlar Manastırı, Dere Mahallesi Kilisesi, Yaylım Köyü Kilisesi, Hagios Ioannes Mansatır Kilisesi, Yitirmez Kilisesi, Demirkapı Kilisesi, Panaghia (Meryem Ana) Kilisesi, Hagios Thedoros Kilisesi, Surp karabet Kilisesi, Güneşli Mahallesi Kilisesi, Manamatlı Mahallesi Kilisesi, Karaca (Masura) Mahallesi Kilisesi, Küpçüler Mahallesi Kilisesi, Meryem Ana Kilisesi, İşhanlı Kilisesi, Binatlı Kilisesi, Vank Kilisesi, Hagios Georgios Manastır Kilisesi, Atalar Kilisesi, Hagios Stephonos Kilisesi, Söğüteli Kilisesi, Kirazlık (Andon) Mahallesi Kilisesi, Muzaras Kilisesi, Baş Haviyana Kilisesi, Piştovli Kilisesi, Zurnacili-1 Kilisesi, Kalis Kilisesi, Işık dere Kilisesi, Arılı Kilisesi, Panagia Kilisesi, Baş Mahallesi Kilisesi, Aşağı Dere Kilisesi, Kopuz Dere Kilisesi, Mesehor Kilisesi, yayıkçılar Mahallesi Kilisesi, Şişe (Çingelli) Mahallesi Kilisesi, Manat Kilisesi, Ayvalos Kilisesi ildeki eserler arasındadır Ayrıca Gümüşhane’de Türk sivil mimari örneklerinden bir çok konak ve ev bulunmaktadır Ayrıca ilde, Kelkit'in 9 km kuzeyinde Pekün Kaplıcaları, Artabel Gölleri Tabiat Parkı, Örümcek Ormanları Koruma Parkı, Soğuksu Mesire Yeri, Limni Gölü gibi doğal oluşumlar bulunmaktadır |
Gümüşhane Hakkında Bilgi |
08-10-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Gümüşhane Hakkında BilgiGümüşhane Gezgin Gözüyle güneybatısında bulunan ilk yerleşim yeridir Zaha/Zanka daha sonra Argyropolis, Canca, Eskişehir adlarıyla bilinen yerleşimin ilk kuruluşuna ilişkin bilgiler kesin değildir Yörede yaklaşık 35 kale kalıntısı bilinmektedir Bunların Roma ya da Bizans dönemlerinde yapıldığı sanılmaktadırSanta Harabeleri: Yağmurdere bucağı sınırları içerisinde olup, merkez ilçeye 90 km uzaklıkta bulunmaktadır Yerleşimin 17 yüzyılda kurulduğu sanılmaktadır Santa yerleşimi 9 mahalleden ve 300’ü aşkın yapıdan oluşmaktadırSatala Antik Kenti: (Sadak Köyü) Kelkit ilçesinin 17 km güneydoğusunda Sadak köyündedir Yörede XV Legio Apollinaris armalı tuğla parçaları bulunmasıyla, buranın antik Satala kenti olduğu kesinleşmiştir Bizans tarihçisi Prokopius, kentin tepelerle çevrili bir ovada kurulduğunu, İmparator Iustinianus’un surları onarttığını bildirmektedir Satala kenti, Roma Lejyon Kampı çevresinde kurulup, gelişmiş ve imparatorluk döneminde Latin kültür merkezi olmuştur Satala Kalesi su kemerleri, tiyatro, agora ve diğer yapı kalıntıları kent ve çevresinde görülebilir durumdadırlar Satala Kalesi’nin, Bizans İmparatoru Iustinianus tarafından onartıldığı bilinmektedirCanca Kalesi: Bu kaleye Vank köyünden ve Kale Deresi denilen vadiden gidilmektedir Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde bu kaleden bahsetmektedir Kale, doğu-batı istikametinde arka arkaya üç bölümden oluşmaktadır Ayrıca yüksek duvarlar ile takviye edilmiştir Kov Kalesi: Merkez ilçe sınırları içerisindedir Gümüşhane-Erzincan karayolunun 21 km’sinde eski ismi Kov olan Esenyurt köyünün sınırları içindedir Kaleye karayolundan ayrılan stabilize bir yolla ulaşılır Akçakale Gümüşhane’nin Bağlarbaşı semtindedir Kale olarak anılmakla beraber, küçük bir istihkam yeridir Kale, bir kaya kütlesinden faydalanılmak suretiyle inşa edilmiştir Daha sonra yapının üst kısmı tamamen yıkılmıştır Keçi Kalesi: Merkez ilçe sınırları içerisindedir ve Kale bucağından geçen transit yol üzerinde bulunmaktadır Bu kaleye halk arasında Kokanes veya Koans da denir Kale, çok sarp bir kayalık üzerinde yer almaktadır İhtişamlı bir görünüşe sahip olan bu kalenin iki yolu vardır Kaleye giriş doğudandır Kale, doğu ve batı tarafından yüksek kalelerle takviye edilmiştir Kale içerisinde bulunan iki yapı dikkati çekmektedir Toprak seviyesinden biraz yüksekte olan yuvarlak kemerler dikdörtgen şeklindeki mekânlara aittir Arka arkaya bulunan bu iki yapının aydınlığı sağlayacak hiçbir penceresi mevcut olmadığından, bunların zindan olarak kullanıldığı tahmin edilmektedir Kalede ayrıca vadiye inen gizli su yolları da mevcuttur Torul Kalesi: Torul ilçesinde bulunan kalenin hangi devirde yapıldığı bilinmemekle birlikte, Cenevizliler döneminde yapıldığı sanılmaktadır Uzun Hasan’ın ölümünden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından alındığı bilinen kalenin sur duvarlarından bir bölümü ayaktadır Gümüşkaya Kalesi: Dibekli köyünün kuzeyinde dağlar arasındadır İki dağ arasına açılmış Kalenin yakınındaki kayalarda gözcü kuleleri, kale içinde düzgün tabanlı, duvarlarında nişler bulunan küçük bölmeler vardır Yapının çevresinde taş basamaklar yuvarlak bir yapı kalıntısı ve su deposu bulunmaktadır Burada çeşitli dönemlerden çanak, çömlek, çini parçaları, cam gereçler, gözyaşı şişeleri, ikonlar ve takılar bulunmuştur Gümüştuğ (Avliyana) Kalesi: Torul ilçesine 30 km uzaklıkta Gümüştuğ köyündedir Irmağın her iki yakasındaki kalıntılarda Bizans döneminden silahlar, “Konstantinata” basımlı sikkeler bulunmuştur Sol kıyıda bulunan kalede, 1,5 m yükseklikte, biçimlendirilmiş beş sütunun, bir tapınağın kalıntıları olduğu bilinmektedir Camiler-Kiliseler: Süleymaniye Camisi: Eski Gümüşhane yerleşim yerinde, Süleymaniye Mahallesi’ndedir Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı cami, onarımlar yüzünden özgünlüğünü yitirmiştir Selçuklu geleneğini sürdüren dikdörtgen planlı yapı, mihrap önüne dikey uzanan üç neften oluşmaktadır Kalın, silindirik gövdeli minare sağlamdır Geçmişte 6 ahşap direğin taşıdığı düz toprak dam değiştirilmiş, çatıyla örtülmüştür Camiye bitişik medrese günümüze ulaşamamıştır Küçük Cami: Eski Gümüşhane yerleşim yerinde Süleymaniye Camii’nin arkasında bahçeler içindedir Yapımıyla ilgili bilgiler kesin değildir 12 yüzyıl başlarında Danişmendlilerin yöreye gelişlerinden sonra yapıldığı sanılmaktadır Kare planlı, tek kubbelidir Yaklaşık 10 m yüksekliğindeki kubbe küçük taşlarla örülmüştür Kapı ve pencereler yuvarlak kemerlidir Sivri kemerli mihrap, gri renkte taştan yapılmıştır Hagios Georgios Manastır Kilisesi: Hutura köyüne giden yolun sağında, tepe üstünde manastır kalıntısı ve kilise vardır 14 yüzyılın ilk yarısında Trabzon Prensi Aleksios Komnenos yaptırmıştır Kilise 1509'da keşiş Ananias, 1624'te Georgios Stratilatis tarafından onartılmıştır Ayrıca Sultan II Abdülhamit döneminde onarıldığını gösteren yazıtı da vardır Haç planında, kubbeyle örtülü bir yapıdır Apsis önüne yerleştirilen birer payeyle doğu-batı yönüne genişleme göstermiştir Haç kolları beşik tonoz örtülüdür Ana ve yan yüzler yarım sütunçelerle üç bölüme ayrılmış, bu bölümlere yuvarlak kemerli pencereler açılmıştır Batı yönünde, ortada üstü kapalı sütunlu ana giriş vardır Yapı, bitki (üzüm, kıvrık dal, palmiye), halat, ejder motifleri ile bezelidir Pencere üstlerinde İsa'nın monogramları ve Aziz Georgios'un simgeleri işlenmiştir Ayvalos Kilisesi: Kilise, merkez ilçe sınırları içerisinde olup, Mescitli köyünden Arnavutlu Yaylası’na giderken yolun sağında yer almaktadır Küçük, dikdörtgen planlıdır Kapısı düz olup, üzerinde beşik tonozlu alınlığı vardır İç duvarlardaki freskler halen belli olmakla birlikte, genelde tahrip olmuştur Çakırkaya (Kalur): Kaya Kilisesi Şiran ilçesinin Çakırkaya köyündedir Kaya kütlesinin düzgün ve özenli bir işçilikle oyulmasıyla oluşturulmuştur Doğu-batı yönünde üç nefli bazilika planındadır Öbür yan duvarlarda yalancı kemerlerle devinim sağlanmıştır Kilise önünde odalar, bitişiğinde bir kaya şapeli vardır Ancak planı ve mimari öğelerinin Trabzon kiliseleriyle benzerliği göz önüne alınarak 14 yüzyıla tarihlendirilmektedir Ortadaki sütunlar yıkılmış durumdadır Kaya kilisesi olması açısından ilginç bir örnektir Yüksek duvarlarla çevrili avlu ve kilise kalıntısı görülebilir Khaldea Metropolitliği’ne bağlı 7 kiliseden biridir Kiliseyi ilk kez 890-900 tarihleri arasında üç keşişin kurduğu bilinmektedir Daha sonra Trabzon Komnenosları döneminde ve 19 yüzyılda onarılmıştır Haç planlı yapının daire biçiminde üç apsisi vardır Ana mekânı örten kubbe, Trabzon Ayasofya Kilisesi’ndekine benzemektedir Olucak (İmera) Manastır Kilisesi: İl merkezine 15 km uzaklıktaki Olucak köyündedir Olucak (İmera) köyü eski yerleşimdir Manastır, yerleşim yerinde günümüze en sağlam gelen yapılardan biridir köye hâkim geniş bir alana yapılmıştır Bahçe duvarının kuzey bölümünde şapel ve bir kaç odacık bulunmaktadır Yazıtında 1350 tarihinde yaptırıldığı belirtilmekle birlikte 19 yüzyıl içinde onarım gördüğü sanılmaktadır Sanata Çakallı Kilisesi: Çakallı (Yaylaköy) yerleşim yerinin merkezinde yer almaktadır Kilise üç nefli ve bazilika planlıdır Kilisenin ana taşıyıcı duvarları genelde sağlamdır Örtüsü tamamen yıkılmıştır İki girişten biri batıda diğeri ise kuzeydedir Işıklandırma dengeli bir biçimde yan duvarlar ve apsislere yerleştirilmiş pencerelerle sağlanmıştır Köşelerde yontu taşı kullanılmıştır Kilise 19 yüzyıl mimari özelliklerini taşımaktadır Pavrezi Şapeli: Merkez ilçe sınırları içerisinde bulunan şapel, Mescitli (Beşkilise) köyü yakınında Pavrezi'dedir Küçük boyutlarda, dikdörtgen planlı, tek nefli bir yapıdır Apsisin beşik tonozunda 1405'de yapıldığını gösteren yazıtı vardır Yapı, iç duvarlarını süsleyen freskleri ile ünlüdür Bu duvar resimlerinde, İncil’den alınan sahneler ve kilise büyükleri canlandırılmıştır Bunlar son dönem Bizans resminin başarılı örnekleridir Tohumoğlu Köprüsü: Gümüşhane-Erzurum yolunda Tohumoğlu kesimindedir Selçuklu dönemine ait olduğu sanılmaktadır Küçük taşlardan yapılan ve iki gözlü hafif sivri kemerli bir köprüdür Gümüşkaya (Kodil Bahçe) Köprüsü: Gümüşkaya yolu üzerindedir Tek gözlü ve kesme taştan yapılmıştır Hafif sivri kemerlidir ve günümüzde hala kullanılmaktadır Meryem Ana Köprüsü: Büyük Çit Vadisi’nde ve Çit Deresi üzerinde aynı adı taşıyan iki köprü vardır Her iki köprünün de Meryem Ana Kilisesi’ne ulaşımı sağlamak amacıyla yapıldığı sanılmaktadır Hafif sivri kemerli, küçük taşların dizilmesi ile yapılan köprü tek ve geniş gözlüdür Günümüzde de kullanılmaktadır Gümüşhane Köprüsü: Gümüşhane’nin merkezinde Harşit Çayı üzerinde Köprübaşı denilen yerde iki caddeyi birbirine bağlayan köprü, biri büyük diğeri küçük iki gözden oluşmaktadır Yontma taşlarla inşa edilen köprünün iki gözünün ortasında yapılış kitabesi vardır Mermer üzerine sülüsle yazılan kitabeye göre, 1575’te Ferruh Zad oğlu Halifi tarafından yaptırılmıştır Bu tarih III Sultan Murat’ın saltanat günlerine tesadüf etmektedir Kamberli Köprüsü: Gümüşhane’nin Canca Mahallesi’ndedir Harşit Çayı üzerinde yer alan köprü, tek gözlüdür ve yontma taşlarla inşa edilmiştir Kısmi bir onarımdan geçirilen bu köprünün kitabesi yoktur Dere yatağı içinde bulunan iki ayak ve kenarlardaki ayaklar üzerinde yükseltilmiştir Ayaklar arasında yuvarlak kemerler bulunmaktadır Köprü korkulukları da kesme taştan yapılmıştır Gümüşhane evleri: Ana yapı malzemeleri taş, kerpiç, ahşaptır Evlerin plan olarak arz ettikleri şema ortada bir avlu ve iki yana dizilmiş mekanlardan meydana gelmiştir Evlerin alt katları ailelerin günlük ihtiyaçlarını karşıladıkları mutfak, banyo, wc, kiler ve günlük yaşamın diğer mekanlarından oluşur Üst katlar ve çatı katı ise yatak odası ve misafir odaları şeklinde düzenlenmiştir Evlerin dış görünümü doğal peyzaja olağanüstü uyum sağlamaktadır Günümüz mimarisine örnek olacak tip ve güzelliktedir Odalar Hacı Ömer Ağa tarafından yaptırılmıştır Köye gelen misafirlerin ağırlanması için yaptırılan odalar 200 yıllık tarihe sahiptir Odalar ahşap işlemeleri , renga renk boyamaları ile ilk günün tazeliği ve zerafeti ile halk sanatının gücünü yansıtmaktadırÇekici işleme motifler,ahşap işlemeler birbirine çivisiz bir teknikle monte edilmiş ,perde motifleri hatırlatan parçalı rokoko tarzında stilize yapraklardan ibaret bir ahşap süsleme kullanılmıştır Yapıtlar rokoko ve Ampir üsluplar yanında yer alan klasik üsluplarda kullanılmış, Türk mimarisinin erken örneklerindendir |
Gümüşhane Hakkında Bilgi |
08-10-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Gümüşhane Hakkında BilgiGümüşhane Cami ve Mescitleri Süleymaniye (Ulu Cami) Camisi (Merkez) Caminin yapım kitabesi günümüze gelemediğinden yapıldığı tarih bilinmemektedir Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapıldığına göre XVI Yüzyıla aittir Ancak, yapılan onarımlarla özgünlüğünü bütünüyle yitirmiştir Cami dikdörtgen planlı olup, üzeri çatı ile örtülüdür İlk yapılışında ahşap direğin taşıdığı üst örtü toprak damlı idi İbadet mekanı mihrap önüne dikey üç sahından meydana gelmiştir Bugün ibadet mekanının ortasındaki dört sütunla içerisi dokuz bölüme ayrılmıştır Kesme ve moloz taştan yapılan camiyi aydınlatan pencereler son onarımlarla tamamen değiştirilmiştir Bugün taş söveli, yuvarlak iki sıra pencere ile caminin içerisi aydınlatılmıştır Caminin mihrabında dikkati çeken herhangi bir özellik bulunmamaktadır Yanındaki minaresi oldukça kısa ve güdük bir minare şeklindedir Taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir Camiye bitişik olan medresesi günümüze gelememiştir Küçük Cami (Merkez) Bu caminin de kitabesi günümüze ulaşamadığından ne zaman yapıldığı kesinlik kazanamamıştır Büyük olasılıkla bu cami XIIyüzyılın başlarında yöreyi egemenliği altına alan Danişmendliler döneminde yapılmıştır Günümüze son derece harap bir durumda gelebilen cami, kare planlı ve tek kubbelidir Kare plandan kubbeye yuvarlak kemerli trompların yardımı ile sekiz köşeli bir kasnaktan sonra geçilmektedir Cami moloz taştan yapılmış, özellikle kubbe küçük taşlardan örülmüştür Kapı ve pencereler yuvarlak kemerlidir Mihrap ve giriş kapısının iki tarafındaki pencerelerle iç mekan aydınlatılmıştır Mihrap gri renkteki taşlardan yapılmış olup, üzerinde dört sıra mukarnas, çiçek bezemeleri görülmektedir Kaynaklardan öğrenildiğine göre ahşap olan minberin bugün ne olduğu bilinmemektedir Yağmurdere Köyü Camisi (Merkez) Cami kare planlıdır Caminin beden duvarları moloz taştan yapılmış, üzeri sıvanmıştır İbadet mekanının üzeri mihrap yönüne doğru kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür Ahşap tavanlı caminin mihrap ve minberinde bezeme bulunmamaktadır Son cemaat yeri bulunmayan caminin içerisine kuzey cephesindeki bir kapıdan girilmektedir İçerisi sağ ve solda birer, doğu cephesinde altta üç, üstte de iki küçük pencere ile aydınlatılmıştırCaminin yanındaki taş kaide üzerindeki tek şerefeli kaidesi yuvarlak gövdelidir Yağmurdere Köyü Camisi’nin mimari ve sanat tarihi yönünden herhangi bir özelliği bulunmamaktadır Mescitli Köyü Camisi (Merkez) Kitabesi bulunmadığından banisi bilinmemektedir Büyük olasılıkla da köy halkı tarafından yaptırılmıştır Caminin yapımında Torul ilçesi Zermut Köyü taş ustaları çalışmıştır Kare planlı, düzgün yontma taştan yapılmış olan caminin üzeri duvarlara oturan kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür İbadet mekanı duvarlardaki ikişer pencere ile aydınlatılmıştır Minaresi 1965 yılında yapılmış olup, taş kaide üzerine tek şerefeli ve yuvarlak gövdelidir Mescitli Köyü Camisi’nin mimari ve sanat tarihi yönünden bir özelliği bulunmamaktadır Kabaköy Kilise Cami (Merkez) Mimari özelliğini yitirdiğinden bu kilisenin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir XIXyüzyılda yanına sivri kemerli bir çeşme eklenmiştir Cami dikdörtgen planlı olup, beşik tonozla örtülmüştür İç mekan iki sıra sütunla üç sahna ayrılmıştır Kiliseden çevrilmesinden ötürü de mihrabı üç bölümlü absid şeklindedir Ancak burası kapatılarak caminin deposu olarak kullanılmaktadır Caminin içerisi apsid yönünde üç pencere ve girişin iki yanındaki pencerelerle aydınlatılmıştır Yan duvarlar sağır duvarlar olup, pencere bulunmamaktadır Bugün özgünlüğünü kaybetmiş olan caminin yapımında düzgün kesme taşlar kullanılmıştır Yanındaki minaresi taş kaide üzerine tek şerefeli ve yuvarlak gövdelidir Şamanlı Mahallesi Kilise Camisi (Merkez) Camiye çevrilirken de yapılan değişikliklerle kilisenin özgünlüğü kaybolmuştur Kilisenin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir Bununla beraber basit bir köy kilisesi özelliği taşımaktadır Cami 1420x1055 m ölçüsünde dikdörtgen planlı ve üç neflidir Kilise olarak kullanıldığı dönemde de bazilika planlı ve üstünün çatı ile örtülü olduğu görülmektedir Caminin doğu cephesindeki apsid ve yan hücreleri yıkılmıştır Güney yönüne mihrap yapılmıştır Bugün üst mekanı iki sütun desteklemekte olup, düz tavanlı ve ahşap çatılıdır Kilisenin giriş kapısı ile batı cephesi orijinalliğini korumaktadır Yapıda giriş kapısı yanındaki bitkisel bezemeler dışında herhangi bir süsleme elemanı bulunmamaktadır Kale Köyü Camisi (Merkez) uzaklıkta olan Kale Köyü Camisi’nin kitabesi bulunmadığından ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir Cami moloz taştan yapılmış, üzeri sıvanmış, 890x690 m ölçüsünde dikdörtgen planlıdır İbadet mekanı ahşap hatıllı dört pencere ile aydınlatılmıştır Cami günümüzde harap bir durumdadır Eski Mescit (Merkez) Büyük olasılıkla bu mescit bir evden camiye dönüştürülmüştür İki katlı olup, moloz taş ve ahşap kullanılarak yapılmıştır Üst örtüsü çatılıdır İki katlı olan mescidin ibadete ayrılan bölümü ikinci kattadır Aksöğüt Camisi (Kelkit) Bu bakımdan yapım tarihi ve banisi bilinmemektedir Yapı üslubundan yakın tarihlerde, XXyüzyılın sonu ile XXIyüzyılın başında yapıldığı sanılmaktadır Cami kare planlı ve üzeri çatı ile örtülüdür Cami düzgün yontma taştan yapılmıştır Önünde üç paye ve duvar uzantılarının sivri kemerlerle birbirlerine bağlanması ile son cemaat yeri oluşturulmuş ve üzeri ibadet mekanının uzantısı olan çatı ile örtülmüştür Ayrıca payelerin arası camekanla kapatılmıştır İbadet mekanında dikkati çeken herhangi bir bezeme bulunmamaktadır Yapı mimari ve sanat tarihi yönünden bir özellik taşımamaktadır Sadak Köyü Camisi (Kelkit) Caminin kitabesinde Kuran’ın Fetih Suresinin 1-3 ayetleri ile camiyi Eyuboğlu Firuz’un yaptırdığı yazılıdır Kare planlı olan caminin üzeri ahşap ve çinko çatı ile örtülüdür Caminin kuzey cephesinde girişi bulunmaktadır İbadet mekanında bulunan mihrabın iki yanında birer, doğu cephesinde de üç penceresi vardır Ayrıca girişin iki yanında ikişer, ikinci sırada da beş penceresi bulunmaktadır Caminin yanında taş kaideli yuvarlak yivli gövdeli, tek şerefeli minaresi bulunmaktadır Çambaşı Köyü Camisi (Kelkit) Abdülhamid döneminde, 1900 yılında yaptırılmıştır Bunu belirten bir de padişahın tuğrası güney duvarına yerleştirilmiştir Cami kare planlı olup, üzeri çinko çatı ile örtülüdür Kesme taştan yapılan cami iki sıra halinde, alt sırada dikdörtgen, üst sırada da yuvarlak kemerli pencerelerle aydınlatılmıştır Caminin yanında bulunan taş kaideli minaresi yuvarlak, yivli gövdeli ve tek şerefelidir Caminin mimari ve sanat tarihi yönünden hiçbir özelliği bulunmamaktadır Özbeyli Köyü Camisi (Köse) Mimari yönden herhangi bir özellik taşımayan yeni yapılmış bir köy camisidir Cami kare planlı, ahşap çatılı kaba yontma taştan yapılmıştır İçten kubbe şeklinde ahşap tavanlıdır Minaresi olmayan cami her cephede ikişer tane olmak üzere altı pencere ile aydınlatılmıştır Evren Köyü Camisi (Şiran) yüzyılda yapılmıştır Kitabesi olmadığından caminin banisi bilinmemektedir Cami dikdörtgene yakın kare planlı olup, üzeri çatı ile örtülüdür Duvarları kesme taştan yapılmıştır Cami içten ahşap kubbelidir Mihrabında herhangi bir bezeme olmayıp bir özellik taşımamaktadır Her duvarında ikişer pencere ile cami içerisi aydınlatılmıştır Kavaklıdere Köyü Camisi (Şiran) Kitabesi bulunmadığından kilisenin yapımı ve camiye çevrilmesi konusunda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır Yapı dikdörtgen, bazilika planlı olup, düzgün yontma taştan yapılmış ve üzeri kırma çatı ile örtülmüştür Yuvarlak apsidi ve mihrabında bir özellik bulunmamaktadır Camiye çevrildikten sonra kuzey cephesine giriş kapısı açılmış, kilisenin kullandığı batı kapısı ise kapatılmıştır |
Gümüşhane Hakkında Bilgi |
08-10-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Gümüşhane Hakkında BilgiGümüşhane Han ve Kervansarayları Gümüşhane ve yöresi Karadeniz’den İran ve Mezopotamya’ya giden ticaret yolu üzerinde bulunmasından ötürü yörede birçok kervansaray ve han yapılmıştır Ancak bu hanlardan büyük çoğunluğu günümüze gelememiş, yalnızca kaynaklardan isimlerini öğrenmekteyiz Bunların arasında Hakaksa, İmera, Krom, Aezaharea, Gular, Gabratonan, Tırnakeli, Hocamezarı, Hortokop hanları Osmanlı öncesinde yapılmıştır Osmanlı döneminde ise, Sulu Han, Bülbül Han, İsrailoğlu Han, Yeni Han ve Mırdıkoğlu Hanı yapılmıştır Bu han ve kervansaraylardan sadece Sulu Hanın çevre duvarları yakın tarihe kadar ayakta kalabilmiştir Diğerlerinden günümüze herhangi bir iz gelememiştir Zigane Kervansarayı (Merkez) Gümüşhane ile Trabzon arasındaki Zigane Dağları’nın bulunduğu yerdeki kervansarayın ne zaman ve kimin tarafından yapıldığını belirten bir kitabeye rastlanmamaktadır Bununla beraber, mimari üslubundan Selçuklu Döneminde, XIIIyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Selçukluların yaptırmış olduğu hanlar ile de bu kervansarayın çok yakın benzerlikleri vardır Kervansarayın yapımında antik çağdan kalma Zigane Köprüsü’nün taşlarından yararlanılmıştır Ayrıca duvarları düzgün ve sarı taşlardan örülmüştürYapı dikdörtgen planlı olup, içerideki sekiz kalın paye ile üç bölüme ayrılmıştır Bu bölümlerden ortada olanı daha geniş, diğerleri daha küçük boyuttadırlar Payeler birbirlerine ve duvarlara yuvarlak kemerlerle bağlanmış üzerleri de çapraz tonozlarla örtülmüştür Tonoz örtülerinde yassı tuğlalar kullanılmıştır Sadak Kervansarayı (Kelkit) Gümüşhane kervansaraylarından bir örnek olduğu sanılan Sadak Kervansarayı Erzurum-Tokat kervan yolu üzerinde, Sadak yakınındadır Günümüze kalıntıları gelebilen bu yapının Selçuklu Döneminde yapılmış olduğu mimari yapısından anlaşılmaktadır Moloz taş ve tuğladan yapılmış, dikdörtgen planlı bir yapıdır |
Gümüşhane Hakkında Bilgi |
08-10-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Gümüşhane Hakkında BilgiGümüşhane Türbeleri Pir Ahmed Türbesi (Merkez) Gümüşhane-Erzurum karayolu üzerinde, Pir Ahmed Köyü’nde bulunan türbenin kitabesinden 1550 tarihinde yapıldığı öğrenilmektedir Pir Ahmed’e ait olan türbe kare planlı taştan yapılmıştır; üzeri içten tromplu kubbe, dıştan da piramidal bir külahla örtülmüştür Türbe iki katlı olup, alt katında mumyalık bulunmaktadır Üst katta Şeyhin sandukası vardır Türbenin yuvarlak kemerli bir kapısı ve küçük bir de penceresi bulunmaktadır Baba Çağırgan Türbesi (Merkez) Murad’ın İran seferine giderken yapıldığı söylenmektedir Kitabesinden de, türbenin 1582 tarihinde yapıldığı öğrenilmektedir Türbe kare planlı içten tromplu kubbe, dıştan da taştan piramidal bir külah ile örtülmüştür Taştan yapılmış olan türbenin batı yönüne sonraki yıllarda dikdörtgen bir bölüm eklenmiştir Firdevs Hanım Türbesi (Şiran) Kesme taştan yapılan türbenin üzeri içten tromplu kubbe ile örtülüdür Türbenin dikdörtgen söveli iki plaster arasına açılan bir kapısı bulunmaktadır Türbenin mimari yönden herhangi bir özelliği bulunmamaktadır |
Gümüşhane Hakkında Bilgi |
08-10-2012 | #6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Gümüşhane Hakkında BilgiGümüşhane Hamamları Paşa Hamamı (Merkez) Eski Gümüşhane’de bulunan Paşa Hamamı’nın yapım tarihi ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir Bu konuda kaynaklarda bir bilgiye rastlanmadığı gibi kitabesi de bulunmamaktadır Paşa hamamı küçük bir hamamdır ve günümüze yıkık bir durumda gelmiştir Görülebilen kare mekanın üzeri kubbe ile örtülmüş olup, kubbeye geçiş trompların yardımıyla sağlanmıştır Hamamın yapımında moloz taş ve tuğla kullanılmıştır Sadak Hamamı (Kelkit) Gümüşhane Kelkit ilçesinde bulunan Sadak Hamamı’nın ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir Kitabesi bulunmadığı gibi kaynaklarda da ismine rastlanılmamıştır Yapı üslubundan Osmanlı döneminde yapıldığı sanılmaktadır Hamam kare planlı olup sıcaklık ve onun çevresindeki iki halvet hücresinden meydana gelmiştir Moloz taş ve yer yer de tuğla yapımında kullanılmıştır Hamam günümüze harap bir durumda gelmiştir |
Gümüşhane Hakkında Bilgi |
08-10-2012 | #7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Gümüşhane Hakkında BilgiGümüşhane Köprüleri Tohumoğlu Köprüsü (Merkez) Bununla beraber yapı üslubundan Selçuklu döneminde, XII-XIIIyüzyıllarda yapıldığı sanılmaktadır Köprü küçük taşlardan yapılmış, yer yer de iri blok taşlardan da yararlanılmıştır Köprü İki gözlü ve yuvarlak kemerlidir İki kemerin birleştiği yerde bir selyaran bulunmaktadır Günümüze iyi bir durumda gelmiştir Gümüşkaya Köprüsü (Kodilbahçe) (Merkez) Yapı üslubundan Selçuklu döneminde, XII-XIII yüzyıllarda da yapıldığı sanılmaktadır Kesme taştan yapılmış yuvarlak kemerli tek gözlü bir köprüdür Günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir Kara Mustafa Paşa Deresi Köprüsü (Merkez) Gümüşhane’de Kara Mustafa Paşa Deresi üzerinde bulunan bu köprü Selçuklu Döneminde, XII-XIIIyüzyıllarda yapıldığı sanılmaktadır Moloz taştan, tek gözlü ve yuvarlak kemerli bir köprüdür Krom Köprüsü (Merkez) Düzgün yontma taştan ve moloz taşlardan yapılmıştır Tek gözlü ve yayvan yuvarlak kemerlidir Yağlıdere (Bazbent) Köprüsü (Merkez) Yontma ve moloz taştan yapılan köprü geniş, yayvan yuvarlak kemerlidir Köprü üzerindeki korkulukları onarım sırasında yenilenmiştir Köprübaşı Köprüsü (Merkez) Büyük olasılıkla XVIyüzyılda yapılmış Osmanlı köprülerindendir Kesme taştan iyi bir işçilikle yapılmış olan köprü tek gözlü ve sivri kemerlidir Günümüzde de kullanılmaktadır Santa Köprüsü (Merkez) Kitabesi bulunmamakla beraber XVIyüzyıl Osmanlı köprülerinden olduğu sanılmaktadır Köprü muntazam yontma taştan, bitiş noktaları da moloz taştan yapılmıştır Tek gözlü, yuvarlak kemerli bir köprüdür Kemer Köprü (Merkez) Gümüşhane Dibekli Köyü’nde bulunan bu köprü kitabesi bulunmamakla beraber, yapı üslubundan XV-XVIyüzyıllarda yapıldığı sanılmaktadır Moloz taştan, tek gözlü ve yuvarlak kemerli bir köprüdür Kanberli Köprüsü (Merkez) yüzyıla tarihlendirilmektedir Kitabesi günümüze gelememiştir Köprü yontma taştan, hafif sivri kemerlidir Osmanlı döneminde yapılan bu köprü daha sonraki dönemlerde onarım geçirmiştir Süleymaniye Köprüsü (Merkez) yüzyılda yapılmıştır Sonraki dönemlerde onarım geçirmiş ve günümüze iyi bir durumda gelmiş ve halen kullanılmaktadır Kesme ve moloz taştan yapılan köprünün üzeri toprak dolguludur Yuvarlak kemerli olup, payandalarla desteklenmiştir Taş Köprü (Merkez) Yapı üslubundan XIV-XVyüzyıla tarihlendirmek mümkündür Köprünün bulunduğu yöre Taş Köprü Yaylası ismini bu köprüden almıştır Köprü ayakları iki ana kaya kütlesi üzerine oturtulmuştur Sivri kemerli tek gözlü bir köprü olup, kemeri düzgün kesme taştan, diğer kısımları da moloz taştan yapılmıştır Söğütağıl Köyü Köprüsü (Merkez) -XVIIyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Muntazam kesme taştan, tek gözlü olan köprü yuvarlak kemerlidir Yapımında yer yer moloz taşlar da kullanılmıştır Sarıbaba Köyü Köprüsü (Kürtün) Bununla beraber yapı üslubundan XVIyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Köprü kesme taş ve moloz taştan yapılmıştır Tek gözlü, hafif sivri kemerlidir Kemer gözünün bulunduğu kısım iki yana doğru daha yüksek tutulmuştur Meryemana Mahallesi Köprüsü (Kürtün) Kitabesi bulunmamaktadır Meryemana Kilisesine ulaşım amacı ile yapılmış basit yuvarlak kemerli bir köprü olup, yontma taştandır Büyük bir kısmı toprak dolguludur Tursun Köprüsü (Şiran) Gümüşhane, Şiran ilçesinde bulunan köprünün ne zaman yapıldığı bilinmemektedir Bazı kaynaklarda Roma döneminden kaldığı söylenirse de yapı üslubu daha geç dönemlerde yapıldığını göstermektedir Moloz taştan yapılmış, tek gözlü bir köprü olup, günümüze oldukça harap bir durumda gelmiştir Çanakçı Köyü Köprüsü (Şiran) Kitabesinden 1424 tarihinde yapıldığı öğrenilmektedir Köprünün yüksekliği ve eni birbirine eş olup 5 mdir Sert kesme taştan yontularak yapılmış, tek gözlü, yuvarlak kemerlidir Köprü günümüzde de kullanılmaktadır Güvemli (Haviyana) Köprüsü (Torul) güneyinde bulunan Güvemli Köyü’ndedir Köprünün yapım tarihi beliten kitabesi bulunmamakla beraber XVI-XVIIyüzyıla tarihlendirmek mümkündür Köprü 1020 m uzunluğunda 285 m genişliğinde ve 600 m yüksekliğindedir Düzgün kesme taştan yapılmış tek kemerlidir Köprünün yan duvarları moloz taştan olup, yakın tarihlerde yapılan onarımlarda üstü beton ile kaplanmıştır Günümüzde halen kullanılmaktadır Salihbey Köprüsü (Torul) -XVIIIyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Düzgün yontma taştan yapılan köprü sivri kemerli ve tek gözlüdür Köprünün yan bağlantıları moloz taş ile örülmüştür Yakın tarihlerde onarılmış olup, halen kullanılmaktadır Harşit Köprüsü (Torul) Harşit Çayı üzerinde bulunan köprü 6825 m uzunluğunda, 600 m genişliğinde ve 930 m yüksekliğindedir Düzgün kesme taştan yapılan köprü üç yuvarlak gözlüdür Ayakların altında selyaranlar bulunmaktadır Kesme taştan korkuluklar yapılmış olup, günümüzde de kullanılmaktadır Taş Köprü (Torul) Köprünün kitabesi bulunmamaktadır Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün restore edilmesinden sonra orijinalliğinden uzaklaşmış olup, bu nedenle de tarihlendirilmesi mümkün olmamıştır Köprü tek gözlü ve yuvarlak kemerlidir Günümüzde kullanılmaktadır İlecik Köprüsü (Torul) uzaklıktaki İlecik Köyü’nde Cizere Deresi üzerinde bulunmaktadır Kitabesi bulunmamakla beraber yapı üslubundan XIV-XVyüzyıllarda yapıldığı sanılmaktadır Köprü kesme ve moloz taştan yapılmış olup, 2580 m uzunluğunda, 370 m genişliğinde ve 800 m de yüksekliğindedir Tek gözlü, sivri kemerli bir köprüdür Mamatlı Mahallesi Köprüsü (Torul) Yapım tarihi bilinmemektedir Köprü ayakları iki ana kaya kütlesi üzerine oturtulmuş, düzgün kesme taştan yapılmıştır Köprünün başlangıç noktalarında moloz taş kullanılmıştır Tek gözlü yuvarlak kemerli bir köprüdür Kemer Köprü (Torul) uzaklıktaki Gümüştuğ Köyü’ndedir Kitabesi bulunmamakla beraber, yapı üslubundan XVI-XVIIyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Köprü düzgün yontma taştan yapılmış, yan duvarlarında moloz taş kullanılmıştır Yuvarlak kemerli ve tek gözlü bir köprüdür Günümüzde halen kullanılmaktadır Kemer Köprü (Torul) yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Köprü kemeri düzgün yontma taştan, diğer bölümleri de moloz taştan yapılmıştır Tek gözlü, yuvarlak kemerlidir Kopuz Köyü Köprüsü (Torul) Bununla birlikte, yapı üslubundan XVI-XVIIyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Köprü 970 metre uzunluğunda 250 metre genişliğinde 290 metre yüksekliğinde tek gözlü ve yuvarlak kemerlidir Köprünün kemeri düzgün kesme taştan,yan duvarları ise moloz taştan yapılmıştır Günümüzde halen kullanılmaktadır Yıldız Köyü Köprüsü (Torul) güneybatısında Yıldız Köyü’nün girişinde bulunan bu köprünün de kitabesi günümüze gelememiştir Yapı üslubundan XVI-XVIIyüzyıllarda yapıldığı sanılmaktadır Köprü, 2600 m uzunluğunda 385 m genişliğinde ve 900 m yüksekliğindedir Sivri kemerli, tek gözlü olan köprü kesme taştan yapılmıştır Yan bağlantıları moloz taştan örülmüştür Günümüzde köprünün güneydoğusu kısmen yıkılmıştır Köyün bağlantısını sağlamak için yanına beton bir köprü yapılmıştır Kemer Köprü (Torul) Yontma ve moloz taştan yapılmış olan köprü, tek gözlü, yuvarlak kemerlidir Günümüzde halen kullanılmaktadır |
Gümüşhane Hakkında Bilgi |
08-10-2012 | #8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Gümüşhane Hakkında BilgiGümüşhane Çeşmeleri İmera (Olucak) Manastır Çeşmesi (Merkez) Çeşmenin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır Çeşme iki bölümden meydana gelmiş olup, ilk bölümde düzgün yontma taşlarla iç bölüme geçişi sağlayan bir koridor oluşturulmuştur İkinci bölümde ise, çeşmenin musluk ve yalak taşı bulunmaktadır Günümüzde çeşme yanındaki köyün içe suyunu karşılamaktadır Hıdır İlyas Çeşmesi (Merkez) Eski Gümüşhane Süleymaniye Mahallesi’nde bulunan bu çeşmenin de kitabesi bulunmamaktadır Düzgün yontma taştan yapılan çeşmenin tek lülesi ve yalağı vardır Günümüzde büyük ölçüde tahrip olmuş, özelliğini yitirmiştir Mir Ahmet Raşit Çeşmesi (Merkez) Köfeki taşından oldukça geniş bir kemer içerisine alınmış olan çeşme, 4500x3750 m ölçüsünde olup, üzerindeki sülüs yazılı kitabesinin dışında sağ ve sol köşelerinde de yazılar bulunmaktadır Günümüzde suyu akmakta olan bu çeşmenin su haznesinin duvarlarının taşları kısmen sökülmüştür Komiserin Çeşmesi (Merkez) Eski Gümüşhane Süleymaniye Mahallesi’nde bulunan Komiserin Çeşmesi kesme taştan, düzgün olmayan bir biçimde yapılmıştır Sivri bir kemer içerisine alınan çeşmenin tek lülesi ve bir de yalağı vardır Kabaköy Çeşmesi (Merkez) yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır Osmanlı mimarisinde alışılagelen çeşmeler dışında bir mimarisi bulunmaktadır Düzgün kesme taştan yapılmış, kuzey ve doğu cephesinin kuzeydoğu köşesinde yuvarlak iki kemer bulunmaktadır Çeşmeye iki sıralı taş basamaklarla çıkılmaktadır Çeşmenin dışa kapalı olan batı ve güney cephelerinde musluklar ve oturma taşları sıralanmıştır Çeşme günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir Vank Köyü Çeşmesi (Merkez) Yuvarlak kemerli, moloz taştan yapılan çeşme, toprağa gömülü olup, üzeri beşik tonoz şeklindedir Mimari yönden bir özellik taşımamaktadır Daltaban Çeşmesi (Merkez) Dünya Savaşı sırasında ilan edilen Cihat nedeniyle yaptırılmıştır Çeşme sekizgen mermer kaide üzerine dört cepheli, üç bölümlü olarak anıtsal biçimde yapılmıştır Köfeki taşından yapılan çeşmenin musluklarının bulunduğu bölümler birer metre uzunluğunda dört kare cepheden meydana gelmiştir Bunların her birinde yaprak motifleri arasına birer musluk yerleştirilmiştir Çeşmenin ikinci katı bu kez 70 cm boyunda dört kare cepheden oluşturulmuştur Ayrıca doğu, kuzey ve güney cephelerine madalyonlar içerinse mermer kitabeler yerleştirilmiştir Batı cephesi boş bırakılmıştır Çeşmenin üçüncü bölümü yedi cepheli bir sütun şeklinde olup, iki bölümün ortasından yükselmektedir Meryemana Mahallesi Çeşmesi (Kürtün) Bu durumda çeşmenin de XIXyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Çeşme düzgün yontma taştan yapılmış, yuvarlak bir eyvanın içerisinde bulunmaktadır Çeşmenin ayna taşı ve yalağı eyvanın dibindedir Çeşmenin kitabesi ve lülesi ile yalağı tahrip olmuş günümüze iyi bir durumda gelememiştir Aşağı Mahalle Çeşmesi (Kürtün) Gümüşhane, Kürtün ilçesi Yaylalı Köyü Aşağı Mahallesi’nde bulunan bu çeşmenin kitabesi bulunmadığından yapım tarihi bilinmemektedir Çeşme yuvarlak kesme taştan kemerli olup, ayna ve yalağı iç kısımdadır Çeşme günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir Sadak Köyü Çeşmesi (Kelkit) Kare planlı bir çeşme olup, düzgün kesme taştan yapılmıştır Haznesinin ve çeşmenin üzeri ahşap, kiremit kaplı bir çatı ile örtülmüştür Çeşmenin iki ayrı lülesi ve bir de yalağı bulunmaktadır Gökçeler Köyü Çeşmesi (Şiran) Çeşme köyün başka bir yerinden buraya getirilmiş ve bu arada kısmen de olsa özelliğini yitirmiştir Çeşmenin bölümleri arasında farklılıklar dikkati çekmektedir Bazı yerlerde de orijinal fresk izleri bulunmaktadır Büyük olasılıkla bu çeşmenin parçaları bir kiliseden alınmıştır Alınyayla (Macara) Çeşmesi (Torul) uzaklıktaki Alınyayla (Macara) Köyü’nde bulunan çeşmenin kitabesi bulunmadığından yapım tarihi bilinmemektedir Kesme taştan sivri kemerli olan çeşmenin üstü kırık hatlarla üçgen şeklinde sonuçlandırılmıştır Çeşmenin tek lülesi ve bir de yalağı vardır Günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir Göğüs Mahallesi Çeşmesi (Torul) uzaklıkta bulunan Güzeloluk Köyünde bulunan bu çeşmenin kitabesi günümüze gelememekle beraber, yapı üslubundan XIXyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Çeşme kesme taştan üç bölüm halinde yapılmıştır Alt bölümde yalak, üstünde sivri kemerli, içerisinde ayna taşının bulunduğu bölüm, üstünde de kırma taştan çatı bulunmaktadır Çeşmenin sivri kemerleri silmeli plasterlerin üzerine oturtulmuştur Tek lüleli ve tek yalağı olan çeşme günümüze iyi bir durumda gelmiştir Soğuksu Mahallesi Çeşmesi (Torul) Gümüşhane Torul ilçesi Merkez Soğuksu Mahallesi’nde bulunan bu çeşme kitabesinden öğrenildiğine göre, h1260 (1844) yılında Gorgodosoğlu Osman Ağa tarafından yaptırılmıştır Kesme taştan sivri kemerli, üç lüleli bir çeşme olup, önünde yalak taşı bulunmaktadır Yayıkçılar Çeşmesi (Torul) uzaklıktaki Gümüştuğ Köyü yayıkçılar Mahallesi’nde bulunan bu çeşmenin de kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır Yapı üslubundan XVIIIyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Çeşme yuvarlak kemer içerisine alınmıştır Yontma taştan yapılmış olan bu yuvarlak kemer içerisinde sivri kemerli ana çeşme yerleştirilmiştir Çeşmenin üzeri bindirme taşlarla sınırlandırılmıştır Sonraki tarihlerde çeşmeye ilaveler yapılmış ve özelliğinden kısmen uzaklaşmıştır Ayna taşı mermerden olup, iki lüleli ve önünde de yalağı bulunmaktadır Manatlı Mahallesi Çeşmesi (Torul) Yapı üslubundan XVI-XVIIyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Kesme taştan yuvarlak kemerli olup, ayna taşı ve su haznesi bulunmaktadır Alpulu Mah Çeşmesi (Torul) Gümüşhane Torul ilçesi Uğurtaş Köyü Alpulu Mahallesi’nde bulunan bu çeşmenin kitabesi olmadığından yapım tarihi bilinmemektedir Bununla beraber mimari üslubundan XVIIyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Düzgün yontma taştan, yuvarlak kemerli olan çeşmede yer yer de moloz taş kullanılmıştır Yuvarlak kemerin içerisinde ayna taşı ve yalak bulunmaktadır Osman Ağa Çeşmesi (Torul) 1264 (1848) yılında Korkudaşzade Osman Ağa tarafından yaptırılmıştır Köfeki taşından yapılan çeşmenin iki yanındaki sütunlar üzerine oturtulan sivri kemerli ve beşik çatıdan meydana gelmiştir Buradaki sütunların altına oturma amaçlı taşlar yerleştirilmiştir Ayna taşının iki yanında maşrapa konulmak üzere nişler açılmış, üzerine de kitabesi yerleştirilmiştir Çeşme günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir Işık Köyü Çeşmesi (Torul) Gümüşhane Torul ilçesi Işık Köyü’nde bulunan bu çeşme kitabesinden öğrenildiğine göre h1171 (1757) yılında yaptırılmıştır Bu kitabe köfeki taşı üzerine sülüs yazı ile yazılmıştır Çeşme köfeki taşından hafif sivri kemerli olup, ayna taşı ve yalak taşından meydana gelmiştir Günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir |
Gümüşhane Hakkında Bilgi |
08-10-2012 | #9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Gümüşhane Hakkında BilgiGümüşhane Sivil Mimari Örnekleri Kent yerleşimi Harşit Vadisi boyunca uzanan yamaçlara yaslanmış, bahçeler arasına kümeler halinde serpiştirilmiştir Vadinin genişlediği yerlerde de evler yoğunlaşmıştır Eski Gümüşhane’nin evleri Harşit Deresi’nin sol amacında yer almıştırYeni Gümüşhane ise Harşit suyu boyunca birbirini izleyen mahalleler halindedir Bu evler büyük bahçeler içerisinde 2-4 katlı konak biçiminde olup, bunların da sayıları yeni yapılanmalar nedeniyle her geçen gün biraz daha azalmaktadır Gümüşhane’de iklim koşulları yapılanmalarda büyük etken olmuştur Kış aylarının soğuk ve yağışlı geçmesinden ötürü genellikle evler kalın duvarlı, üzerlerinde kar tutması amacıyla eğimli çatılar halindedir Bu yapılaşmaların üzerleri saç, kiremit hartalamalar ile kaplanmıştır Hartalama 1-2 cm kalınlığında ince tahtaların oluşturduğu bindirme tekniğinde bir nevi yöresel üst örtülerdir Bunların dışında çatıların çevresi ahşap saçaklarla kaplanmıştır Onun yanı sıra kerpiç de çokça kullanılmıştır Evlerin ağaç hatıllarla desteklenen duvarları kerpiç ve bu duvarlar suvak denilen toprakla bir nevi badana yapılmıştır Gümüşhane evlerinin bir özelliği de Karadeniz’e yakın alanlarda Karadeniz yöre mimarisinin etkisi fazlaca görülmekte, yerleşimin güneyinde ise kerpiç yapılar daha da yoğunluk kazanmaktadır Bu bakımdan Gümüşhane sivil mimarisi Karadeniz ile Doğu Anadolu mimarisinin bir bakıma karışımı görünümündedir Gümüşhane sivil mimarisinde de Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde olduğu gibi yaşam gizliliği ön plana çıkmaktadır Buradaki evler sokağa kapalıdır Konak niteliğindeki evler büyük bahçeler içerisindedir Bu evlerde büyük görünüşlü bir kapıdan küçük bir avluya, oradaki daha küçük bir kapıdan da uzun bir sofaya geçilmektedir Bu sofanın yanlarında genelde üçer oda ve karşılarında da mutfak yer almaktadır Sofadaki bir merdivenle de üst katlara çıkılmaktadır Anadolu’nun diğer evlerinden farklı olarak her katta ayrı birer mutfak bulunmaktadır Bunların her birisinde ayrı ayrı ocaklar bulunmaktadır Bu mutfakların arkalarına da kilerler yerleştirilmiştir Bu tavanlar yağlı boya ile boyanmış veya ahşap süslemelerle bezenmiştir Bu tavanların çoğunda göbekler, geometrik süslemelere de geniş yer verilmiştir Odaların tümünde günlük gereksinimleri karşılayacak elemanlar bulunmaktadır Bunların başında da kapaklı veya kapaksız dolaplar, çift kapılı yüklükler ve yatak odalarında da gusülhaneler vardır Bazıları cumbalı olan odaların duvarları boyunca sedirler sıralanmıştır Bazı evlerin ikinci ve üçüncü katlarında da sofaya açılan hamamlara yer verilmiştir Gümüşhane evlerinin en büyük özelliği farklı biçimlerdeki kapı tokmaklarıdır Çoğunlukla evlerin üzeri kırma çatılarla örtülmüştür Günümüzde Giresun’da konak tipi evlerden ilginç örnekler gelebilmiştir Bunların başında Ahmet Kaya Evi, Süleymaniye Mahallesi’nde geniş bir bahçe içerisinde olan Rafet Çubukçu Evi, İnönü Mahallesi’nde Abdi Bey Konağı, Atatürk Caddesi ile Hükümet Caddesi’nin kesiştiği yerdeki Aykut San Evi , karnıyarık planlı Hikmet-Mahmut San Kardeşler Evi, Kelkit ilçe merkezinde İzzet Ulvi Güneş Evi, bütünü düzgün yontma taşla yapılmış Tevfik Küçük Bu yapılar Torul İlçesi İkisu Köyü’nde Karaca Mağarasına giderken yolun sağ alt tarafında bulunmaktadırlar Bu evler genelde iki ve üç katlıdır Ancak katların kullanım amaçları ve işlevleri bir birinden farklıdır Evlerin cepheleri sokağa veya manzaraya yönlendirilmiştir Yöresel taş, kerpiç ve ahşap bu evlerde kullanılan başlıca mimari elemanlardır Bu evlerin çoğunluğunda iç sofalar vardır Çatılar genellikle yapılar ile uyumlu, taşkın ve kademeli saçak düzenlemeleri ile dikkat çekicidir Evlerin dış cephe duvarları saman karışımlı sıva ile kaplanmış ak toprakla da badanalanmışlardır Düzgün kesme taştan olan bu yapı, beşik tonozla örtülmüştür Yağlıdere Köyü, Şamanlı Mahallesi’ndeki Rum Evleri ise XIX yüzyılda yapılmış taş işçiliğinin en güzel örneklerini sergileyen evlerdir İki ve üç katlı olan bu evlerin katlar arasındaki geçişlerde kemerler ve taş örmeler dikkat çekicidir Tavanlardaki ahşap işçilik ise onları tamamlamaktadır Yağmurdere Köyü’ndeki evler ise kareye yakın dikdörtgen planlı ve iki katlıdırlar Bunların en belirgin özellikleri de kalın taş duvarları ile dik çatılı örtü sistemleridir Bunun da en büyük nedeni doğaya uyum sağlanmasıdır Bu evlerin her ikisi de kesme taştan, kare planlı olarak yaptırılmıştır Birinci yapının cephesinde ikişer yuvarlak pencere bulunmaktadır Bunları Arhavili veya Çaykaralı Hacı Ömer Ağa yapmıştır İkinci evin tek cephesi açıktır Üç küçük ve dikdörtgen pencere ile içerisi aydınlatılmıştır Her iki evinde girişinde bir sofa ve bu sofadan tek bir odaya giriş sağlanmıştır Odaların içi ahşap süslemelerle bezenmiştirBu evlerdeki ahşap elemanlar oldukça ilginç olup, bitkisel ve geometrik motifler burada uygulanmıştır Ayrıca tavanlarda ahşap kabartma göbeklere yer verilmiştir |
Gümüşhane Hakkında Bilgi |
08-10-2012 | #10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Gümüşhane Hakkında BilgiGümüşhane Kaleleri Canıca Kalesi (Canca Kalesi) Kalenin ne zaman yapıldığı konusunda kaynaklarda yeterli bir bilgiye rastlanmamaktadır Bununla beraber yörenin Hitit, Roma ve Bizans dönemlerinde yoğun bir yerleşime de sahne olduğu bilinmektedir Grek kaynaklarında “Palai Kastron” diye isimlendirdiği kale volkanik kayalar üzerindeki kaleyi ilk kez FCumont tanıtmıştır Evliya Çelebi ‘de Seyahatnamesi’nde bu kaleden söz etmiştir Kale ile ilgili bazı söylentilerde bulunmaktadır Trabzon’un Fatih Sultan Mehmet tarafından fethinde önce Pontus Rum İmparatorunun kızının, bu kaleye hazineleri ile birlikte sığındığı ve burada öldüğü söylenmektedir Kale doğu-batı yönünde art arda üç bölümden meydana gelmiştir Kaleyi çeviren duvarlar kesme ve moloz taşların oluşturduğu 150 m kalınlığında burçlarla takviyeli duvarlar ile çevrelenmiştir Kale girişi batıdaki bir kapıdan sağlanmaktadır Buradan küçük bir avluya geçilmektedir Bu avludan da kalenin doğu bölümüne ulaşılan ikinci bir kapı daha bulunmaktadır Kalenin içerisinde kare planlı 410x410 m ölçüsünde bir sarnıç ile karşılaşılmaktadır Günümüze oldukça iyi bir durumda gelebilen sarnıcın içerisi ve dışarısı tamamen sıvalıdır Yalnız üst örüsünün bazı bölümleri yıkılmıştır Kalenin içerisinde bir şapel bulunmaktadır Kuzeydeki kayaların kısmen oyulmasıyla meydana getirilen şapelin sağlam kalabilen duvarlarında İncil’den alınma sahnelerin tasvir edildiği fresk izleri görülmektedir Ayrıca burada Hıristiyan azizlerinin resimleri de bulunmaktadır Kale Kalesi (Konas Kalesi) (Merkez) doğusunda, Gümüşhane-Bayburt anayolunun sağında yer alan bu kalenin de ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı kesinlik kazanamamıştır Gümüşhane Kale Bucağına giden yol üzerinde bulunan Keçi Kalesi’nin izine Kiepert haritalarında rastlanmaktadır Kiepert’in Konas olarak isimlendirdiği bu kale Konas veya Konanas olarak da tanınmaktadır Buraya Keçi Kalesi ismi halk tarafından yakıştırılmıştır Anadolu’nun bir çok yerindeki sarp ve yüksek olan yerlerdeki kalelere halk tarafından bu ismi verilmiştir Oldukça sarp, 1560 m yüksekliğinde büyük bir kaya bloğunun üzerinde bulunan kalenin iki ayrı girişi vardır Bunlardan biri batı, diğeri de doğu yönündendir Bunlardan asıl giriş olduğu sanılan batı girişinin yanında 15 muzunluğunda doğal bir kayadan sığınak bulunmaktadır Günümüze ulaşan ve çok iyi bir durumda olan duvarları moloz taştan yapılmış duvarları 5-15 m yüksekliğindedir Kalenin kuzey ve güney kesimlerinde su sarnıçları ile depo oldukları sanılan bazı mekanlar bulunmaktadır Ayrıca kale içerisinde dikdörtgen planlı penceresiz bazı mekanlar bulunmaktadır Arka arkaya sıralanmış bu iki penceresiz mekanların ne oldukları da çözümlenememiştir Bazılarına göre bu mekanlar hapishane olarak yapılmışlardır Kaleden vadiye inen ve kayaların içerisine gizlenmiş bir takım yollar da bulunmaktadır Akçakale (Merkez) Bu yapının da yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır Gümüşhane-Bayburt karayolu üzerindeki kale 1530 m yüksekliğindeki ana kaya üzerine moloz taştan yapılmıştır Büyük olasılıkla gözetleme kulesi olduğu sanılan kalenin doğu-batı uzunluğu 12 mdir Kare planlı, köşeleri yarım yuvarlak ve destek duvarları ile sağlamlaştırılmaya çalışılan ve kale olduğu sanılan yapı çok harap bir durumdadır Kale içerisindeki bir su sarnıcı iyi bir durumda günümüze gelebilmiştir Kov Kalesi (Merkez) kilometresinde bulunan Kov (Esenyurt) Köyü’nün yanında Kov Kalesi bulunmaktadır Bu yörede antik bir kentin bulunduğu sanılmaktadır Kov Kalesi 130 m yüksekliğinde büyük bir kaya kütlesi üzerinde kurulmuş ve onunla bütünleşmiştir Kalenin yüksekliği ana kaya ile birlikte 1760 mye ulaşmaktadır Kuzeydeki cephe ile doğu batı uzantıları 70 mye ulaşmaktadır Düzgün olmamakla beraber dikdörtgen planlı kale, burçlarla desteklenmiş ve moloz taştan yapılmıştır Bununla beraber büyük blok taşlar da kullanılmıştır Yaklaşık 150 m kalınlığındaki sur duvarları yer yer ahşap kirişlerle de desteklenmiştir Sol taraftaki burçlar içerisinde mazgal yerleri de dikkati çekmektedir Surların içerisindeki kalıntılardan içeride ayrıca bir iç kalenin bulunduğu da anlaşılmaktadır Kalenin ana girişi kuzeydoğudadır Kısmen yıkılmış olmasına rağmen kale ana hatları ile ayakta durmaktadır Satala Kalesi (Kelkit) güneydoğusunda Sadak Köyü’nün bulunduğu yerde Antik Satala kentinin kalıntıları bulunmaktadır Yörede yapılan araştırmalarda XV Legio Apollinaris armalı tuğla parçaları ile karşılaşılmıştır Roma dönemi yerleşimine sahne olan bu yeri, Bizans tarihçisi Procopius da tanımlayarak antik kentin tepelerle çevrili bir ovada kurulduğunu belirtmiştir VIyüzyılda İmparator Iustinianus’un buradaki surları onarttığını da yazmıştır Böylece antik Satala kentinin Roma lejyonu çevresinde kurularak geliştiği anlaşılmaktadır Satala Kalesi de Pers saldırılarına bir önlem olarak yapılmıştır İmparator Iustinianus Pers saldırına karşılık buradaki, daha önceden yapılmış surları güçlendirmiştir Kale yöreye egemen bir tepe üzerinde yapılmıştır Bugün bu kalenin burç kalıntıları ile sur duvarlarına ait kalıntılar görülebilmektedir Bunlara dayanılarak kalenin burçlarla takviye edilmiş oldukça muntazam taşlardan yapıldığı ve aralarında da yer tuğlaların konulduğu görülmektedir Satala Kalesinin dışında kalan alanlarda ise diğer savunma tesislerine ait kalıntılar da dikkati çekmektedir Edire Kalesi (Edre Kalesi) (Merkez ) uzaklıkta bulunan Edire Kalesi çevreye hakim bir kaya kütlesi üzerinde yapılmıştır Savunma ve gözetleme amaçlı olan kale moloz ve kesme taştan yapılmıştır Kaleyi kuşatan sur duvarlarının bir bölümü ayaktadır Kaleye ulaşım oldukça zor olup, ancak patika bir yol aracılığı ile kaleye çıkılmaktadır Yapı, Merkez Dörtkonak Köyü sınırları içerisinde, köye ulaşım yolunun üzerinde 200 m uzaklıkta yer almaktadır Hakim kaya kütlesi üzerine Savunma ve gözetleme amacıyla yapılmıştır Kale sur duvarlarının bir kısmı ayakta kalmıştır Kaleye ulaşım patika yolla sağlanmaktadır Kodil Kalesi (Merkez) Gümüşhane Dibekli Köyü’nün kuzeyinde dağlar arasında bulunan kalenin ne zaman yapıldığı konusunda yeterli bilgiler bulunmamaktadır Bununla beraber kale çevresinde değişik dönemlere; Roma, Bizans , Arap,Beylikler ve Osmanlı dönemlerine ait pişmiş toprak kaplara, göz yaşı ve koku kaplarına, çini parçaları ile sikkelere rastlanmıştır Kalenin dışındaki kayalar üzerinde de gözcü kuleleri bulunmaktadır Kale içerisinde ise düzgün tabanlı, duvarları nişli mekanlar bulunmaktadır Ayrıca kale çevresinde taş basamaklar, yuvarlak bir yapı kalıntısı ve bir de su deposuna yer verilmiştir Yağlıdere Köyü (Krom) Kalesi (Merkez) Günümüze oldukça iyi bir durumda gelen kalenin duvarları kesme ve moloz taştan yapılmıştır Kireç harçla da taşlar birleştirilmiştir Kalıntılarından sur duvarlarının yer yer burçlarla desteklendiği anlaşılmaktadır Kopuz Kalesi (Torul) Gümüşhane Kopuz Köyü ile Dağdibi Köyü arasındaki Kopuz Köprüsü’nün kuzeyinde bulunmaktadır Bu kale de V-VI Yüzyıllarda yapıldığı sanılmaktadır Günümüze çevre sur duvarları iyi bir durumda gelebilmiştir Moloz taş ve kesme taştan yapılmış, yer yer de burçlarla desteklendiği kalıntılarından anlaşılmaktadır Dağdibi Kalesi (Torul) Kalenin V-VIyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Kesme ve moloz taştan yapılan kale surlarının yer yer burçlarla takviye edildiği kalıntılarından anlaşılmaktadır Günümüze harap bir durumda gelmiştir Kürtün Kalesi (Kürtün) Gümüşhane Kürtün ilçesinde, Yukarı Uluköy Mahallesi’nin doğusunda, çevreye egemen bir tepenin üzerinde bulunan Kürtün Kalesi tepenin içerisine oyularak yerleştirilmiştir Kalenin bulunduğu tepenin kuzey yönünden, yaklaşık 4 m2 genişliğindeki bir girişten içeriye girilmektedir Ancak bu giriş çeşitli nedenlerle taşlarla doldurularak kapatılmıştır Kalenin içerisine merdiven ile inilmektedir Burada kayaların oyulmasıyla bir takım katlar ve koridorlar yapılmıştır Kalenin V-VIyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Bu kaleden ötürü bu bölgeye, yöre halkı Kaleyanı ismini vermişlerdir Süme Kalesi (Kürtün) uzaklıkta bulunan Süme Kalesini Osmanlıların 1400’lü yıllarda Rum Pontus Devletine karşı savunma amaçlı yaptıkları sanılmaktadır Kale Erikbeli Vadisi üzerinde ve dönemin tek ulaşım yolu olan Erikbeli yolunun hemen üzerindedir Moloz taştan yapılmış olan kale günümüze yıkık bir durumda gelmiştir Has Kalesi (Torul) Gümüşhane Torul ilçesine 30 km uzaklıkta Atalar Köyü’nde bulunan Has Kale İpek Yolu’nu kontrol altında tutmak için yapılmıştır Kale yıkılmış olup, günümüze yalnızca 350 m boyunda ve 300 m çapında bir burç kalıntısı gelebilmiştir Kalecik Kalesi (Torul) Yapım tarihi kesinlik kazanmamakla beraber V-VIyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Kale iç ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşmuştur Günümüze sur duvarları iyi bir durumda gelmiştir Surlar muntazam ve moloz taştan yapılmıştır Torul Kalesi (Torul) Bununla beraber Trabzon Rum İmparatorluğu zamanında “Kavasite Beyleri” tarafından yapıldığı sanılmaktadır Yörede araştırma yapmış olan Lynch ve Cumont kalenin Orta Çağdan kaldığını belirtmişlerdir Fatih Sultan Mehmet tarafından Uzun Hasan’ın ölümünden sonra Osmanlı topraklarına kale ile birlikte bu yöre de katılmıştır Kalenin sur duvarlarının bir bölümü ayaktadır Duvarlar moloz ve kesme taştan yapılmış olup kireç harçta burada kullanılmıştırKaleden Harşit Çayına inen bir yolun olduğu söylenirse de bu yol bulunamamıştır Avliyane Kalesi (Ardasa Kalesi) (Torul) Gümüşhane Torul ilçesinde bulunan Avliyane Kalesi ilçe merkezine 30 km uzaklıkta Gümüştuğ Köyü yakınındadırBurada bulunan Bizans Dönemine ait sikkeler ve silahlardan ötürü VIyüzyılda Bizans döneminde yapıldığı sanılmaktadır Kale moloz ve kesme taştan yapıldığı kalıntılarından anlaşılmaktadır Günümüze harap bir durumda gelmiştirKalıntılarından da planı ile ilgili bir bilgi edinilememektedir |
Gümüşhane Hakkında Bilgi |
08-10-2012 | #11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Gümüşhane Hakkında BilgiGümüşhane Kilise ve Manastırları Pavrezi Şapeli (Merkez) Gümüşhane Mescitli (Beş Kilise) Köyü yakınında Pavrezi denilen yerde Bizans döneminde, apsid üzerindeki bir kitabeden öğrenildiğine göre 1405’de yapılmış bir şapel bulunmaktadır Bu şapel küçük ölçüde olup dikdörtgen ve tek nefli bir yapıdır Yapı içten beşik tonoz, dıştan da çift eğimli bir çatı ile örtülüdür Bizans döneminde yapılmış kiliseler arasında bu şapel resim ve freskleri ile ünlüdür Buradaki resimler kırmızı renkli kareler içerisine alınmışlardır Bu resimler İncil’den alınma sahneleri kapsamaktadır Özellikle Hz İsa’nın doğacağını HzMeryem’e müjdeleyen Melekler, İsa’nın doğumu, İsa’nın çarmıha gerilişi ve çeşitli kilise büyükleri burada resmedilmiştir Metropolitik Kilisesi (Merkez) Bununla beraber yapı üslubundan XIXyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Kilise dikdörtgen planlı ve iki katlıdır Moloz taştan ve yer yer de kesme taştan yapılmış olan kilisenin köşe, kapı ve pencere söveleri düzgün kesme taştandır Günümüzde kilisenin üst örtüsü bütünü ile yıkılmış, yalnızca beden duvarları ayakta kalmıştır Aşağı Mahalle Kilisesi (Merkez) Eski Gümüşhane’de, Aşağı Mahalle’de bulunan kilisenin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir Bununla beraber XIXyüzyılda köy üslubunda yapılmış basit bir kilisedir Dikdörtgen planlı, üç nefli bazilika planlı kilisenin önünde 872x736 m ölçüsünde beş bölümlü bir narteksi bulunmaktadır Ayrıca avlu girişinin yanına bir de bina eklenmiştir Kilisenin üzeri beşik tonozla örtülmüş, iç kısmına bir de sarnıç yapılmıştır Kilise günümüzde terk edilmiş ve harap durumdadır Hagios Georgios Metropolitik Kilisesi (Merkez) Kilisenin yapım tarihi kesinlik kazanamamakla beraber, oldukça eski döneme inen bir Rum kilisesi olup, 1613-1726 yıllarında iki kez onarılmıştır Bazilika planlı yapı, çok büyük ölçüdedir İç kısmında İncil’den alınma sahneleri içeren, köy üslubunda kaba bir işçilik gösteren freskolar bulunmaktadır Ancak kilise terk edilmiş ve üst örtüsü çökmüştür Günümüze çevre duvarları ile apsidin bir bölümü gelebilmiştir Hutura Hagios Georgios Manastır Kilisesi (Merkez) Gümüşhane Hutura Köyü’nde yol üzerindeki bir tepenin üzerinde Hutura Hagios Manastır ve kilisesinin kalıntıları bulunmaktadır Bu manastırı Trabzon Prensi Aleksios Komnenos XIVyüzyılda yaptırmış, 1509’da Keşiş Ananias, Georgios Stratilatis’de 1624 tarihinde onarmıştır Kilise üzerindeki bir kitabeden de kilisenin Sultan IIAbdülhamit döneminde onarıldığı kitabesinden öğrenilmektedir Kilise kapalı Yunan Haçı planında olup, yanına bir de uzun paraklesion eklenmiştir Kilisenin ibadet mekanı sekiz sütun ile üç nefe ayrılmıştır Apsisin önü kubbe, haçın kolları da beşik tonozlarla örtülüdür Kilisenin girişi batı yönünde olup, ortada üstü kapalı sütunlu ana giriş bulunmaktadır Apsis yuvarlak üç bölüm halindedir Kilisenin içerisi çeşitli bitkisel motifler, ejder ve örgü motifleri, Hz İsa, Hagios Georgios’un monogramları ile bezenmiştir Kilisenin karşısındaki yamaçta bulunan küçük kiliseyi ise 1832’de keşiş Serapheim yaptırmıştır Mandırı Kilisesi (Merkez) uzaklıkta, derin bir uçurumun kenarında bulunan Mandıralı Kilisesi XIXyüzyılda Rum Kilisesi olarak yapılmıştır Kilise dikdörtgen planlı ve tek apsidlidir Üzeri üçgen alınlıklı kırma bir çatı ile örtülmüştür Kilisenin yapımında moloz ve küçük taşlar kullanılmıştır Giriş kapısı basit silmelerle hareketlendirilmiştir Girişin iki yanındaki kemer izleri burada bir narteks olduğuna işaret etmektedir Çakallı Kilisesi (Merkez) Kilise 985x1330 m ölçüsünde dikdörtgen planlı, üç nefli bir bazilikadır Kilisenin batı ve güneyinden yuvarlak kemerli iki giriş kapısı bulunmaktadır Güney girişi üzerine Haç motifleri işlenmiştir Kilisenin kapı, pencere, kemer ve köşe taşları düzgün kesme taştan, diğer bölümleri de 085 mkalınlığında moloz taştan yapılmıştır Kilise uzun kenarlarında ve apsid yönündeki pencerelerle aydınlatılmıştır İç mekanın duvarlarında fresko izlerine rastlanmaktadır Olucak (İmera) Vadisi Kilisesi (Merkez) Gümüşhane, Olucak Köyü’nün 2 km güneyinde, bir dağın eteğinde bulunan kilisenin kitabesinden 1885 tarihinde yapıldığı öğrenilmektedir Kilise 980x450 m ölçüsünde, dikdörtgen planlı bir yapıdır Tek nefli ve tek apsidli bir kilisedir Apsid dışarıya taşkın olup, içeriden ve dışarıdan yarım yuvarlak sütunlarla örtülmüştür Ayrıca buraya bir de mazgal pencere açılmıştır Yapının batı yönünde yuvarlak kemerli bir girişi bulunmakta ve bunun da üzerinde bir penceresi vardır Kilise ahşap bir çatı ile örtülüdür Günümüzde üst örtüsü çökmüştür Terzili Kilisesi (Merkez) yüzyılın ikinci yarısında yapılmıştır Kilise 910x1166 m ölçüsünde dikdörtgen planlı, üç nefli bir bazilikadır Bunlardan orta nef, diğerlerinden daha geniş ve daha yüksek yapılmıştır Kilisenin kuzey ve güneyinde karşılıklı olarak yerleştirilmiş, yuvarlak kemerli iki girişi bulunmaktadır Kilisenin apsidi ve apsidin önündeki mekan dışarıya daha taşkın olarak yapılmıştır Apsid 350 m derinliğinde, 413 m genişliğindedir Sütunlarla desteklenen ancak, bunlardan yalnızca bir sütunun günümüze gelebildiği üst örtü tamamen yıkılmıştır Cınganlı Kilisesi (Merkez) Gümüşhane, Dumanlı Köyü’ndeki Cınganlı Kilisesi XIXyüzyılın ikinci yarısında yapılmıştır Kilise dikdörtgen planlı, üç nefli bazilika planındadır Sütunlarla üç nefe ayrılan kilisenin orta nefi yan neflerden daha geniş ve daha yüksektir Kilisenin girişi yuvarlak kemerli olup, batı yönündedir Moloz taştan yapılmış olan kilisenin kapı, pencere ve kemerleri düzgün yontma taştandır Üst örtüsü çatılı olup, günümüzde çökmüş durumdadır Krom Kilisesi (Merkez) yüzyılın ikinci yarısında yapılmıştır Kilise dikdörtgen planlı, üç nefli bir bazilikadır Moloz taştan yapılmış olup, taşıyıcı elemanlarında kesme taşa yer verilmiştir Yan duvarlarının bir bölümü ile üst örtüsü yıkılmıştır Yalnızca kilisenin ön cephe duvarı ile girişi sağlam bir durumda günümüze gelebilmiştir Yitirmez Kilisesi (Merkez) yüzyılda yapılmıştır Bazilika planlı olan kilise üç apsidlidir İbadet mekanı altı taş sütunla üç nefe ayrılmıştır Üst örtü tamamen beşik tonozlu olup, kısmen yıkılmıştır Duvarlarda yer yer fresk izlerine rastlanmaktadır Apsid dışa doğru taşkın, yuvarlak ve kubbelidir Apsidlerden biri yıkılmıştır İç mekan on bir mazgal pencere ile aydınlatılmıştır Hagios Theodoros Kilisesi (Merkez) Kilise üç nefli, bazilika plan şeklindedir Apsid kısmı kaya içerisine oyularak yapılmıştır Üst örtüsü beşik tonozlu olup, kısmen çökmüştür Yapımında moloz taş ve yer yer de kesme taştan yararlanılmıştır Surp Karabet Kilisesi (Merkez) yüzyılda yapılmış Ermeni Kilisesidir Dikdörtgen planlı olan kilise Olucak (İmera) Köyü Manastır Kilisesi ile mimari yönden benzerlik göstermektedir Üst örtüsü çatılı, duvarları moloz taştan yapılmış olup, günümüze harap bir durumda gelmiştir İşhanlı Kilisesi (Merkez) yüzyılda yapılmıştır Kilise 1015x1254 m ölçüsünde dikdörtgen planlı, üç nefli bazilika plan şemasındadır Kilisenin batı ve güneyinde yuvarlak kemerli iki girişi bulunmaktadır Bunlardan güneydeki kilisenin ana girişi olup, kemer alınlığına bir haç motifi işlenmiştir Moloz taştan yapılmış olan kilisenin doğu cephesindeki apsidi 472x375 ölçüsünde olup, dışarıya doğru taşkındır Aynı zamanda burada, apsidin üzerinde mazgal pencereler bulunmaktadır Kilise günümüze harap bir durumda gelebilmiştir Binatlı Kilisesi (Merkez) yüzyılda yapılmıştır Kilise 870x1200 m ölçüsünde dikdörtgen planlı, üç neflidir Kilisenin güney ve batısında iki ayrı girişi bulunmaktadır Bunlardan güney girişinde kabartma bir haç motifi üst söveye işlenmiştir Ayrıca bu cephesinde üç penceresi de bulunmaktadır Doğu cephesinde bulunan apsid ile papaz hücreleri dışarıya yarım daire şeklinde çıkıntılıdır Kilise kesme taştan yapılmış, kapı, pencere, taşıyıcı elemanlar ve köşelerde kullanılan kesme taşlarda özenli bir işçilik gözlenmektedir Kilisenin üzeri beşik tonozlarla örtülüdür Kilisenin içerisi fresklerle süslenmiş olup, Gümüşhane yöresindeki kiliselerin en iyi durumda günümüze gelen örneklerindendir Vank Kilisesi (Merkez) yüzyılda yapılmıştır Dikdörtgen planlı, bazilika üslubundaki kilisenin ortasında merkezi bir kubbe bulunmaktadır Bu yapı şekli ile kapalı Yunan Haçı kiliseler ile bazilika planlı kiliselerin kaynaştırılmasından meydana getirilmiş bir yapısı bulunmaktadır Merkezi kubbenin dışında kalan bölümler tonoz ve çatı ile örtülmüştür Duvarları muntazam kesme taştan yapılmıştır İç mekanda fresko izlerine rastlanmamıştır Hagios Stephanos Kilisesi (Merkez) yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır XIXyüzyılda onarılan kilise üç nefli, bazilika plan düzenindedir Eski Gümüşhane’deki diğer kiliselerle mimari yönden benzerlikleri görülen kilise moloz ve kesme taştan yapılmıştır Apsidler yuvarlak olup, dışarıya taşkındır Duvarlarında fresko izlerine rastlanmıştır Kilisenin üzeri iki yönlü bir çatı ile örtülüdür Piştovli Kilisesi (Merkez) yüzyılda yapılmıştır Kilise 1700x1300 m ölçüsünde dikdörtgen planlı, üç nefli bir bazilikadır Sütunlarla üç nefe ayrılan kilisenin orta nefi diğerlerinden daha geniş ve daha yüksektir Kuzey ve güney yönlerinde yuvarlak kemerli iki girişi bulunmaktadır Kuzey girişi üzerinde sövelere işlenmiş haç motifi vardır Apsid ve papaz hücreleri doğu cephesinde olup, yuvarlak şekilde dışa taşkındır Kilisenin yan duvarlarında dörder, apsidin dışa taşkın bölümlerinin üzerine birer pencere açılmıştır Kilise içerisinde fresk izlerine rastlanmış olup, bunlar da kilisenin bütününün fresklerle kaplı olduğunu göstermektedir Kilisenin kuzeydoğusuna bir de çeşme eklenmiştir Zurnacılı Kilisesi (Merkez) yüzyılda yapılmıştır Kilise 1280x1680 m ölçüsünde dikdörtgen planlı, üç nefli bir bazilikadır Sütunlarla üçe bölünen iç mekanda orta nef yan neflerden daha geniş ve daha yüksektir Kilisenin batı ve güneyinde yuvarlak kemerli iki girişi bulunmaktadır Bunlardan güneydeki ana giriş olup, iki yanına duvarlara bitişik sütunlar yerleştirilmiş, üzerlerine de haç motifleri işlenmiştir Kilisenin apsid ve papaz hücreleri dışarıya yuvarlak biçimde taşkındır Her bir bölümün üzerine de pencere açılmıştır Moloz ve düzgün kesme taştan yapılmış olan kilisenin içerisindeki sıvalarda fresk izlerine rastlanmıştır Bunlar İncil’den alınmış dini motifleri içermektedir Ayvalos Kilisesi (Merkez) yüzyılda yapılmış küçük bir kilisedir Kilise dikdörtgen planlı olup, tek nefli ve tek apsidlidir Giriş kapısı muntazam taş bloklarından yapılmıştır Bunun dışında yapılmış duvarlar moloz taş ile örülmüştür Kilisenin üzeri beşik tonoz ile örtülüdür Apsidi üzerinde üç adet mazgal penceresi vardır Sarıun Mahallesi Kilisesi (Merkez) yüzyılda yapılmıştır Dikdörtgen planlı olan kilise yöreye hakim bir tepe üzerinde bulunmaktadır Kilise üç apsid ve üç neflidir Giriş kapısı üzerinde haç motifi vardır Kilse içerisinde fresk izlerine rastlanmamıştır Kilisenin çatılı olan üst örtüsü günümüzde çökmüş durumdadır Krom Vadisi Zembelek Kilisesi (Merkez) yüzyılda yapılmıştır Kilise dikdörtgen planlı yontma taştan yapılmıştır Tek nefli ve tek apsidli olan kilisenin üzeri beşik tonozla örtülmüştür Günümüzde üst örtüsü çökmüş durumdadır Yaylım Köyü Kilisesi (Köse) yüzyılda yapılmıştır Dikdörtgen planlı kilise içerisindeki dört sütunla üç nefe ayrılmıştır Apsid üç bölümlüdür Kilisenin tümü yontma taştan yapılmış olup, üzeri beşik tonoz ile örtülüdür Giriş kapısı orijinalliğini korumaktadır Kilise içerisinde İncil’den alınma fresklerle bezendiği bilinmektedir Ancak, kilise içerisinde çıkan bir yangın bu fresklerin büyük çoğunluğunu yok etmiştir Bu fresklerden yanlıca HzMeryem’e ait bir figür günümüze ulaşabilmiştir Orta Mahalle Kilisesi (Kürtün) Gümüşhane Kürtün İlçesi Yaylalı Köyü, Orta Mahallesi’nde bulunan kilisenin XIXyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Kilise tek nefli, çatılı ve beş bölümlü apsidden meydana gelmiştir Kilisenin girişi, köşeleri düzgün yontma taştan, diğer bölümleri de moloz taştan örülmüştür Kızlar Manastırı (Kürtün) yüzyılda yapılmıştır Hıristiyanlık döneminde Rum kızlarının eğitim ve ibadeti için yapılmış olduğundan buraya Kızlar Manastırı ismi verilmiştir Avlu içerisinde bulunan manastır kilisesi moloz taştan yapılmış, üzeri de iki yönlü bir çatı ile örtülmüştür Tek nefli ve tek apsidli olan kilisenin üst örtüsü çökmüş, yalnızca beden duvarları günümüze gelebilmiştir Manastırı oluşturan kilise dışındaki yapılardan hiçbir iz günümüze gelememiştir Meryemana Kilisesi (Kürtün) yüzyılda yapılmıştır Dikdörtgen planlı ve tek nefli, tek apsidlidir Düzgün yontma taşlarla örülmüş olan kilise duvarlarının üzeri oldukça dik bir çatı ile örtülmüştür Kilisenin girişi güney cephesinde olup, mermer sövelerle çevrelenmiştir Kilise içerisinde freskolara rastlanmamıştır Kilisenin güneyinde bir çeşme, bitişiğine de bir mahsen eklenmiştir Çevrepınar Köyü Kilisesi (Şiran) yüzyılın ikinci yarısında yapılmıştır Kilise 1250x1000 m ölçüsünde dikdörtgen planlı, bazilika plan şemasındadır İç mekan dört sütunun ,üzerine oturtulmuş bir kubbe ile örtülmüştür Bunun dışında kalan alanların üzerleri küçük sütunlar ve altı kubbe ile örtülmüştür Bu sütunların başlıkları geometrik şekillerle bezenmiştir Kilisenin giriş kapısı beyaz mermerden olup, burada kuvvetli silmeler ve bezemeler görülmektedir Kilisenin apsid ve diakonikon hücreleri harap olmakla beraber diğer bölümler günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir Çakırkaya Kaya Kilisesi (Kalur Kilisesi) (Şiran) Kilisenin ne zaman yapıldığını belirten bir kitabesi günümüze gelememiştir Bu bakımdan ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir Ancak Trabzon kiliseleri arasındaki yakın benzerlik dikkate alınacak olursa XIVyüzyılda yapılmış olduğu düşünülmektedir Kilise doğu-batı yönünde uzanan üç nefli bir bazilika planındadır İbadet mekanını ortasında dört sütunun oluşturduğu kare bir mekan bulunmakta olup, bunun da üzeri bir kubbe ile örtülmüştür Kilisenin apsis ve batı duvarlarında irili ufaklı nişler kayaların oyulmasıyla meydana getirilmiştir Kilisenin önünde papaz odaları ve onlara bitişik bir de küçük şapel bulunmaktadır Dilekyolu Köyü Kilisesi (Şiran) yüzyılın ikinci yarısında yapılmıştır Kilise 1230x860 m ölçüsünde dikdörtgen planlı, kesme taştan yapılmıştır Yakın tarihlerde köy okulu olarak kullanıldığından iç kısmına bölmeler yapılmış ve özgünlüğünü yitirmiştir Kilise çevresinde 2 m boyundaki sütun ve sütun başlıklarının bulunması yapının bazilika planında olduğunu göstermektedir Günümüzde cami olarak kullanılmaktadır Günbatur Köyü Kilisesi (Şiran) Gümüşhane Şiran ilçesi, Günbatur Köyü’nde bulunan kilise XIXyüzyılın ikinci yarısında yapılmış ve günümüzde cami olarak kullanılmaktadır Kilise, 1100x950 m ölçüsünde olup dikdörtgen planlıdır Moloz taştan yapılan kilisenin güney kısmındaki girişi cami olarak kullanılmasından ötürü kapatılmıştır Bu arada apsid bölümündeki papaz hücreleri de ortadan kaldırılmıştır Panaghia Manastır Kilisesi (Torul) Gümüşhane Torul ilçesinde Büyükçit Vadisi’nde bulunan bu kilise HzMeryem’e adanmıştır Günümüze oldukça harap bir durumda gelen kilise geniş bir avlunun ortasındadır Kilise, Khaldea Metropollüğüne bağlı yedi kiliseden biridir Bu kiliseyi, kilise kaynaklarından birine göre 890, diğer bir kaynağa göre de 900 yıllarında üç keşiş kurmuştur Kilise, Trabzon Komnenosları döneminde ve XIX yüzyılda iki kez onarılmıştır Kapalı Yunan Haçı planındaki kilisenin ortası merkezi kubbeli, köşeleri de küçük tonozlu bir örtüye sahiptir Mimari olarak Kapalı Yunan Haçı planı ile bazilika planı bir araya kaynaştırılmıştır Apsis yuvarlak ve üç bölüm halindedir Duvarları yalancı kemerlerle üç ayrı bölüme ayrılmış, bunların ortalarına da birer pencere açılmıştır Kilisenin kuzeydoğu köşesine dikdörtgen planlı bir şapel eklenmiştir Ancak bu şapel yıkılmış olup, yalnızca apsisin yuvarlak olduğu görülmektedir Apsis nişi içerisinde Bizans devrine tarihlendirilen fresk kalıntıları bulunmaktadır Başmahalle Kilisesi (Torul) güneybatısındaki Gümüştuğ Köyü’nde bulunan Başmahalle Kilisesi XIXyüzyılda yapılmıştır Üç nefli kilise 1116x796 m ölçüsünde bazilika planlıdır Üst örtüsü beşik tonozlu olup, dört sütun ve dört paye ile desteklenmiştir İbadet mekanı fresklerle bezenmiş ve İncil’den alınma sahneler buraya resmedilmiştir Günümüze apsis cephesi yıkılmış olarak gelebilmiştir Ayana Mahallesi Kilisesi (Torul) yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı sanılmaktadır Kilise dikdörtgen planlı, tek apsidli, tek nefli bir yapıdır Duvarları yontma taştan yapılmıştır Batı yönünden içerisine girilen kilise özgünlüğünü kısmen korumuştur Üst örtüsü kırma çatılıdır Emirler Mahallesi Kilisesi (Torul) Bununla beraber XIXyüzyılın ikinci yarısında yapıldığı sanılmaktadır Kilise 1020x550 m ölçüsünde dikdörtgen planlı, üç nefli ve tek apsidlidir Moloz taştan yapılmış olan kilisenin içerisindeki sekiz sütun beşik tonozlu üst örtüyü taşımaktadır Kilise önündeki narteks bölümü günümüze gelememiştir Masura Kilisesi (Torul) yüzyılın ikinci yarısında yapılmıştır Kilise tek nefli, dikdörtgen planlı bir yapıdır Güney cephesinde yontma taştan giriş kapısı bulunmaktadır Kilisenin tümü moloz taşla örülmüş, üzeri de beşik çatı ile örtülmüştür Apsidi beş nefli olup, dışarıya taşkındır Günümüzde harap bir durumdadır Ağrıt Kilisesi (Torul) yüzyılda yapılmıştır Kilise dikdörtgen planlı, moloz taştandır İki apsidli olan kilisenin apsidlerinden biri yıkılmış ve günümüze gelememiştir Üst örtüsü tonozlu olup, diğer kiliselerden farklı olarak ikinci bir örtü ile tamamlanmıştır Günümüze harap bir durumda gelebilmiştir Atalar Kilisesi (Torul) uzaklıkta Atalar Köyü’nün Aydınlar Mahallesi’nde bulunan bu kilise XIXyüzyıla tarihlendirilmektedir Kilise dikdörtgen bazilika planlı olup, üzeri iki yönlü bir çatı ile örtülmüştür Batı cephesindeki girişi köfeki taş sövelerle belirtilmiştir Aynı zamanda burada aydınlatma pencereleri bulunmaktadır Duvarları moloz ve düzgün kesme taştan yapılmıştır İç mekanda üst örtüyü taşıyan ve kiliseyi neflere ayıran sütunlar bulunmakta olup, bunlar birbirlerine gergilerle bağlanmıştır İbadet mekanının duvarlarında fresko izleri görülmektedir Günümüze iyi bir durumda gelmiştir Arılı Kilisesi (Torul) Gümüşhane Torul ilçesi Arılı Köyü’nde bulunan kilise, XIXyüzyılın ikinci yarısında yapılmıştır Kilise dikdörtgen planlı, tek apsidli, tek nefli bir yapı olup, duvarları düzgün yontma taş ve moloz taştan örülmüştür Üzeri beşik tonozla örtülüdür Güzeloluk Köyü Kilisesi (Torul) güneybatısındaki Güzeloluk Köyü’nde bulunan kilise, XIXyüzyılda yapılmıştır Kilise 880x510 m ölçüsünde dikdörtgen planlı, üç nefli bazilika plan düzenindedir Kilisenin güneybatı cephesinde giriş kapısı bulunmaktadır Moloz taş ve kesme taştan yapılan kilisenin güney ve kuzey cephelerinde üçer penceresi bulunmaktadır Apsid ve yan apsidler yarım yuvarlak ve dışarıya taşkındır Bunların üzerlerinde birer mazgal pencere vardır İbadet mekanının içerisinde İsa ve dört İncil yazarının isimleri ile sembolleri bulunmaktadır Mesehor Kilisesi (Torul) yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı sanılmaktadır Kilise dikdörtgen planlı, düzgün yontma taş ve moloz taştan yapılmıştır Batı cephesindeki girişi yontma taştan yuvarlak kemerli ve alınlıklıdır Kilisenin üzeri beşik tonozludur Günümüze harap bir durumda gelmiştir Yalnızca kilisenin yakınındaki yıkık durumdaki şapelde fresk izlerine rastlanmasına rağmen Mesehor Kilisesinde herhangi bir bezemeyle karşılaşılmamıştır Şişe (Çengelli) Mahallesi Kilisesi (Torul) yüzyılda yapılmıştır Avlu içerisindeki kilise dikdörtgen planlı olup, iç mekandaki sütunlarla üç nefe ayrılmıştır Birbirlerine ve duvarlara kemerlerle bağlanmış olan bu sütunlar kırma çatılı üst örtüyü taşımaktadır Apsid içten ve dışarıdan yarım yuvarlak ve dışa taşkındır Duvarlar moloz ve kesme taştan yapılmıştır Yapı içerisinde fresko izleri bulunmaktadır Kilise günümüze iyi bir durumda gelmiştir Manat Kilisesi (Torul) yüzyılda yapılmıştır Kilise dikdörtgen planlı, üç nefli ve üç apsidlidir Kilisenin beden duvarları moloz taştan, giriş kapısı ise düzgün yontma taştan örülmüştür İç mekan sütunlarla üç nefe ayrılmıştır Dışa taşkın üç apsid üzerinde birer mazgal penceresi bulunmaktadır Kilisenin üzeri beşik tonozla örtülmüştür Uğurtaş Köyü Kilisesi (Torul) yüzyılda yapılmıştır Dikdörtgen planlı olan kilise altı sütunla üç nefe ayrılmıştır Bu sütunlar kemerlerle birbirlerine ve duvarlara bağlanmıştır İbadet mekanının üzeri bir kubbe ile örtülmüştür Ancak kubbenin bir bölümü yıkılmıştır Apsid üç bölümlü olup, dışarı taşkındır Kesme taştan dikdörtgen çerçeve içerisinde ve üzerinde alınlığı bulunan giriş kapısı orijinalliğini korumaktadır Alpullu Mahallesi Kilisesi (Torul) yüzyılda yapılmıştır Kilise dikdörtgen planlı olup, iç mekandaki sütunlarla üç nefe ayrılmıştır Bunların üzeri beşik tonozlarla örtülüdür Kilisenin yapımında moloz taş kullanılmış, köşe ve girişte yontma taş kullanılmıştır Kilisenin girişi orijinalliğini korumuştur Apsidi üç nefli ve dışarıya taşkındır |
Gümüşhane Hakkında Bilgi |
08-10-2012 | #12 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Gümüşhane Hakkında BilgiGümüşhane Doğal Güzellikleri Tomara Şelalesi (Şiran) uzaklıkta bulunan Seydibaba Köyü’ndeki Tomara Şelalesi 15-120 m genişliğinde kayalık bir alandan çıkarak 25 m yükseklikten aşağıya dökülmektedir Kayalara vurarak yatağına dökülen şelalenin sesi 2 km uzaklıktan duyulmaktadır Vadide suyun akış düzeninde oluşturulan alanlar rafting yapılabilecek durumdadır Ayrıca şelale ve çevresinde zengin bir doğa zenginliği bulunmaktadır Şelale çevresinde dinlenme ve piknik yapmak amaçlı tesisler bulunmaktadır Artabel Gölleri Tabiat Parkı (Torul) Bu göller Gümüşhane il merkezine 60 km uzaklıktadır Bu bölge iki ayrı jeolojik zaman diliminde oluşan volkanik aktiviteye bağlı formasyonlarla kaplı olup, toplam 18 adet buzul/krater gölü bulunmaktadır Bu göllerin başlıcaları Zigana Köyü yaylalarında Limni ve Kuzu gölleri, Yağmurdere sınırları içerisinde Şakir Göl, Kürtün Sarıbaba'da Karagöl, Dörtkonak Yaylasında Aygır Göl, Dipsiz Göl gelmektedir Bu yöre Milli Parklar Kanununa göre Artabel Gölleri ve çevresinin 5859 hektarlık kesimi “Artabel Gölleri Tabiat Parkı” olarak ilan edilmiştir Bu parkta bozayı, kızıl keçi, yaban domuzu, kurt, çakal, tilki, gelincik, kaya sansarı, ağaç sansarı, porsuk, tavşan, tarla sincabı, köstebek, kör fare, cüce yarasa gibi memeli hayvanların yanı sıra kaz, yeşilbaş, atmaca, şahin, kartal, akbaba, kerkenez, doğan, keklik, bıldırcın, su tavuğu, çulluk, güvercin, ebabil, ibibik, toygar, kuyruk sallayan, kuzgun, ispinoz gibi kuşlar yaşamaktadır Ayrıca Artabel gölü ve çevresindeki diğer göller ile akarsularda alabalık ve yılanbalığı bulunmaktadır Limni Gölü (Torul) Gümüşhane Torul ilçesi Zigana Köyü Saronay Yaylasında bulunan Limni Gölü ve çevresi zengin doğal güzelliği flora ve faunası ile ünlü olup, yöre halkının dinlenme ve mesire yerlerindendir Göl çevresinde dinlenme tesisleri bulunmaktadır Gümüşhane Mağaraları İkisu Mağarası (Merkez) Bu mağara Harşit Çayı’nın kuzeyindeki dağların zirvesini oluşturan kireçtaşı kayalar içerisinde oluşmuştur Mağara içerisinde dikit ve sarkıtlar bulunmakta olup, tabanının büyük bölümü de damla taşlarla kaplıdır Bu bölümlerde içerisi su ile dolu havuzlar bulunmaktadır Ardıçlı Mağarası (Merkez) Mağaranın oldukça geniş ve yüksek bir girişi olup, buradaki kalıntılardan bir dönem insanların burada yaşadıkları anlaşılmaktadır Mağaranın sonlarına doğru da 15 mlik dik bir inişten sonra oldukça geniş bir alana ulaşılmaktadır Mağarada damlataş oluşumları çok az olmasına rağmen son bölümdeki salon sarkıt ve dikitlerle görkemli bir görünümdedir Karaca Mağarası (Torul) kuzeybatısında, Torul İlçesi, Cebeli Köyü’nün Karaca Mahallesi yakınlarındaki Kırantaş Mevkiinde bulunan Karaca Mağarası deniz seviyesinden 1550 m yüksekliktedir Mağaranın giriş kısmı ile en son noktası 105 m olup, 1500 m2 genişliğindedir Mağara yatay olarak gelişmiş ve elipse benzeyen dört ayrı mekanın birleşmesinden meydana gelmiştir Bu bölümlerden ikisi kaya çatlaklarından sızan suların oluşturduğu damlataşlar ile ikiye bölünmüş ve böylece içerisi altı ayrı mekana bölünmüştür Buradaki damlataş oluşumları çeşitli renklerde ve şekillerde çok zengin bir görünümdedir Bu oluşumlar sarkıtlar, dikitler, sütunlar, bayrak şekilleri, org desenli duvarlar, mağara çiçekleri, mağara incileri, traverten havuzları ve traverten basamakları gibi şekiller almıştır Karaca Mağarası sağlık turizmi yönünden, özellikle solunum rahatsızlıklarına iyi gelmektedir Karaca Mağarası 1996 yılında turizme açılmıştır Akçakale Mağarası (Merkez) uzaklıkta bulunan Akçakale Mağarası Akçakale Köyü’nün sınırları içerisindedir Bu mağara, Mart 1996’da Mustafa Levent tarafından bulunmuştur Mağarada bu güne kadar yapılan bilimsel araştırmalar ve proje çalışmaları Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prf Dr Remzi Dilek ve ekibi tarafından yürütülmektedir Akçakale mağarası 18500 m2’lik bir alana yayılmış olup, kalın katmanlı ve bol çatlakları olan üst kratese kalkerlerinin aşınması sonucu meydana gelmiştir Deniz seviyesinden 1585 m yükseklikte olan bu mağara 1490 mye kadar alçalmaktadır Mağaranın uzunluğu yaklaşık 290 m olup, tavan yükseklikleri ise bazı yerlerde 40 myi aşmaktadır Mağara içerisinde düzenli bir akarsu olmamakla beraber iç kısmınde dört ayrı küçük gölcük bulunmaktadır Nem oranı oldukça yüksek olan mağarada sarkıt, dikit, mağara incisi, mağara çiçeği, flama, duvar travertenleri gibi damlataşları yoğun biçimde bulunmaktadır Günümüzde bu mağaranın turizme kazandırılması için çalışmalar yapılmaktadır Arılı Mağarası (Torul) uzaklıkta bulunan bu mağaranın oldukça dar bir girişi vardır İçerisi geniş odacıklardan meydana gelmiştir Tavan yükseklikleri 10 myi bulmakla beraber içeride daha alçak mekanlar da bulunmaktadır Mağara içerisinde çeşitli renklerde sarkıt ve dikitler olup, özellikle damlataşlar geniş ve dar sütunlar halindedir Üç Bacalı Mağara (Merkez) Gümüşhane Karamustafa Köyü’nün kuzeyindeki dağlık alanın üzerinde bulunan Üç Bacalı Mağara’nın deniz seviyesinden yüksekliği 2100 mdir Üç Bacalı Mağara yatay ve oldukça dar bir girişten sonra, tavanın çökmesi ile oluşan daha geniş bir girişi bulunmaktadır Bu giriş 4 m derinliğinde, 10 m çapında olup, buradan tabanı kaya blokları ile kaplı oldukça basit bir mekana geçilmektedir Burada tavan yüksekliği 10-19 m arasındadır Mağara açık gri ve saf kireç taşından oluşmuş, orta bölümden sonuna kadar damlataş oluşumları son derece zengindir Ayrıca mağara sonunda 10 m uzunluğunda ve 1 m derinliğinde bir göl bulunmaktadır Bu gölün suları damlataş oluşumlarının başlıca nedenidir Altıntaş Mağarası (Köse) Mağaranın uzunluğu 295 m olup, en derin noktası 37 mye ulaşan, yatay yönde gelişmiş bir mağaradır Altıntaş Mağarası Malm-alt kretase yaşlı kireçtaşları içinde oluşmuştur Bu kireçtaşları gri, bej renkli resifal karekterde masif görünümdedir Çok kırıklı ve faylı olması nedeniyle yoğun bir şekilde karstlaşmıştır Mağara içerisinde sarkıt, dikit sütun, çeşitli renk ve desende rengarenk damlataşı şekilleri çok motifli şekiller bulunmaktadır Gümühane’de bu mağaralar dışında; İnönü Mağarası, Geremezini Mağarası, Mamatlar Mağarası , Cingora Mağarası, Küçük Cingora Mağarası, Karşı Mağara, Köroğlu Mağarası Kırkgöz Mağarası, Üstü açık Mağarası,Yaylım Mağarası, Kartalkaya Mağarası, Kaban Başı Mağarası, Arsa Mağarası, Köprübaşı Mağarası, Ambela Mağarası,Taşbaşı Mağarası bulunmaktadır Örümcek Ormanları Tabiat Koruma Alanı (Kürtün) Gümüşhane Kürtün ilçesi sınırları dahilinde bulunan Örümcek Ormanlarında Avrupa’nın en yüksek köknarları ile Türkiye’nin en uzun ladin ağaçları bulunmaktadır Bunlardan köknarlar 6150 m, ladinler de 5760 m ye ulaşmaktadır Bu ağaçlardan bazıları koruma altına alınmış ve Anıt Ağaç olarak tescil edilmiştir |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|