’Tarihi Bir Kırılma Noktasındayız |
08-05-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
’Tarihi Bir Kırılma NoktasındayızHer Duaya Bir Karşılık Var Dua, kulun yaratıcısına yönelmesi, acizliğini ve çaresizliğini idrak edip sahibine sığınmasıdır Yegane kudret sahibinin Alemlerin Rabbi olduğunun şuuruna vararak, halini ve ihtiyaçlarını O’na arz etmesidir Dua, Hz Peygamber sav Efendimiz’in ifadesiyle “ibadetin kendisi”dir (Tirmizî, Ebu Davud) Çünkü dua ile kişi, ihtiyaçlarını teminde aczini idrak etmiş, bunu ancak ve ancak her şeye kadir olan Yüce Yaratıcı’nın yerine getireceğinin şuuruna varmış ve bu sebeple ona sığınmış olmaktadır Nitekim ibadet de bundan başka bir şey değildir ve bu yönüyle “dua, ibadetin kendisi ve hatta özüdür” Rahmet kapıları açılınca Hz Peygamber sav Efendimiz buyuruyorlar ki: “Kime dua kapısı açılmış ise ona rahmet kapıları açılmış demektir ’tan istenen şeylerden ’ın en çok sevdiği şey, kendisinden afiyet istenmesidir Dua, inen ve henüz inmeyen her çeşit (musibet) için faydalıdır Kazayı sadece dua geri çevirir Öyle ise sizlere gerekli olan dua etmektir” (Tirmizî) Tealâ dua etmeye çok kıymet vermekte ve dua edişimizden çok hoşlanmaktadır Buna karşılık kendisinden istemeyene de gazap etmektedir Sevgili Peygamberimiz sav bu hususu da şöyle açıklıyor: “Yüce ’ın fazlından isteyin Zira kendisinden istenilmesini sever İbadetin en efdali de, (dua edip darlıktan, sıkıntıdan) kurtuluşu beklemektir” (Tirmizî) ve “Yüce kendisinden istemeyene gazap eder” (Tirmizî, İbn Mace) Kibir ve duasızlık İnsanlar, hırs ve cimrilikle kendilerinden istenilmesinden hoşlanmaz iken, Tealâ sonsuz hazinesinden vermek için kulunun aciz ve muhtaç olduğunu anlayıp istemesinden hoşlanır Kibirlenip benim ihtiyacım yok dercesine istemeyenlere ise rıza göstermemektedir Kullarını bağışlamak, hatalarını affedip nimetlendirmek için kullarının harekete geçmesini beklemekte, neredeyse bir bahane aramaktadır Aynı şekilde insanlar, bir kişinin hasbelkader bir kötülüğüne karşı doksan dokuz iyiliğini bir çırpıda silip karalarken, Tealâ, sayısız kötülük ve günahı bir tek iyiliğe karşılık silip affetmektedir Vermek istemeseydi istemeyi vermezdi Yüce , kullarının kendisine dua etmelerini ve buna devam etmelerini istediğine ve bundan hoşlandığına göre, istediklerini verecek demektir Yoksa, karşılığı olmayan bir şey yapmalarını istemek, ’ın rahmetine ve hikmetine uygun düşmeyecektir Bunun için Yüce Yaratıcımız, Kur’an-ı Kerim’de kullarının kendisine dua etmelerini ve kendisinden istemelerini istemekte, istediklerini kabul edeceğini de bildirmektedir: “Rabbiniz buyurdu ki: Bana dua edin, duanızı kabul edeyim” (Mümin, 60) “Kullarım sana benden sorar(lar)sa (söyle): Ben (onlara) yakınım Dua eden, bana dua ettiği zaman onun duasına karşılık veririm O halde onlar da bana karşılık versinler (benim çağrıma uysunlar) Bana inansınlar ki, doğru yolu bulmuş olalar” (Bakara, 186) Yukarıdaki ayetlerden duanın mutlaka kabul edileceğini anlıyoruz Yani kulun ’a açılan eli kesinlikle boş dönmeyecektir Ancak, burada anlaşılmakta güçlük çekilen nokta, bu kabul ve karşılığın nasıl olacağıdır Bu hususu anlamak için de, Yüce ’ın kitabına ve Hz Peygamber sav Efendimiz’in hadislerine müracaat etmemiz gerekiyor: “() inanan ve iyi işler yapanların dualarını kabul eder, lütuf ve kereminden onlara daha fazlasını da verir” (Şura, 26) “Yeryüzünde, masiyet (günah) veya sıla-ı rahimi (akrabayla ilişkiyi) koparıcı olmamak şartıyla ’tan talepte bulunan bir müslüman yoktur ki, ona dilediğini vermek veya ondan onun mislince bir günahı affetmek suretiyle karşılık vermesin” (Tirmizî) “Acele etmediğiniz sürece her birinizin duasına karşılık verilir Ancak şöyle diyerek acele eden var: Ben rabbime dua ettim, duamı kabul etmedi” (Buharî, Müslim, Tirmizî, Ebu Davud, Muvatta) Duanın kabulü İslâm alimlerinin adı geçen ayetler ve hadislerden çıkardıkları sonuca göre kulun duasının kabul olması, aşağıdaki sonuçlardan biri ile olmaktadır: • Ya isteğine uygun olarak dünyada görülecek şekilde kabul olur ve istediğine aynen kavuşur • Ya istediğinden daha iyisi kendisine verilir • Ya da ahirette verilmek üzere ertelenir • Yahut kendisine sevap ve mükafat takdir edilir • Yahut da günahları affedilir • Ve yahut da katındaki derecesi yükseltilir Bunun için de ’tan istediğimiz şeyin, akraba ile ilişkiyi kesmek gibi bir masiyet ve günah olmaması, ’ın rızasına uygun olması gerekir Bunun yanında, “ duamı kabul etmedi!” diyerek duayı bırakmamak lazımdır Çünkü ve Rasulü dualara mutlaka karşılık verileceğini söylemektedir ım bizleri de dua kapısını açtıklarından ve duaya, münacata, ilticaya devam edenlerden eylesin -âmin Ahmet HÜSEYİNOĞLU |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|